19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 ARALIK 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA YUZYILDA EKONOMIPOLITIKALARI 13 Kapitülasyonlarla başlayan 20. yüzyılın sonunda Türkiye ekonomisi, büyük zorluklann ardından AB adayhğına kavuştu Osmanlı'dan AB kapılaruıa ÖZLEMYÜZAK 20. yüzyıla ağır kapitülasyonlar ve büyük bir dış borç yükü ile giren Osmanh Imparatorluğu, son dönemlennı, tarih sayfalanndan silınişıne değin Avrupa ülkelerinin deneümi ve egemenliğınde geçirdi. 1909 yıhnda Fransa, Almanya, îngiltere, Belçika, Avusturya, ttalya ve Hollanda'dan oluşan alacaklılara ödenen para, tüm devlet gıderlerinin yüzde 31.2'sine yükselmışti. Zaten 1881'de kunılan ve yabancı ve Osmanh temsilcılerinden oluşan Düyun-u Umumiye Idaresi dış borç anapara ve faızlerini karşılamak üzere vergi geürlenne el koyabilıyordu. Anadolu'ya ilk girişlerinden ıtıbaren Türklerin tıcaret alamndakı zayıflıklan Osmanlı döneminde de süregeldi. Kurtuluş Savaşı'nın külleri üzerine kurulu genç Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı'mn ağır borç yükünü de devralmış oldu. Kapitülasyonlar Lozan Banş. Antlaşması ile kaldınlmıştı, ancak yeni Cumhunyet gümrük duvarlannı 1928 yılma kadar yükseltemeyecekti. Bunun yanı sıra Türkiye Curnhuriyeti, Osmanlf nın dış borçlannın da yeni devletin topraklan ile orantıh bir kısmmı ödemeyi taahhüt etmişti. Bu meblağ 1924 yıimda bütçenin yüzde 7.56'sından 1930'da yüzde 17.8'ine kadar yükselen bir orandaydı. Aytu dönemde Milli Eğitim BakanlığVrun bütçesi ise bütçenin yahuzca yüzde 3 ü idi. Türkiye'nin izleyeceği ekonomik politıkalann ilk kez tartışılmaya başlanması, 17 Şubat 1923'te Izmir tktisat Kongresi'nde gerçekleşti. Çiftçi, köylü, tüccar, sanayici, işçi, bankacı her kesimden temsücinin çağnldığı kongrede, temel çizgısi "özel gûişimcinin destekknmesine" ve "BberaT diye tanımlanabılecek bir anlayışa dayalı bir ekonomi siyasetinin uygulanmasına başlandı. tşçi temsılcilerinın özellikle ücretlere ve çalışma koşullanna yonelık ıstemleri kongrede etkin olan tüccar ve sanayici gruplan tarafından benımsenmez, toprak reformu ve grev hakkı gıbi konular tartışılmazken özel girişimciliğin canlandınlması ve bunun içın kredi olanaklannın, eğitim, ulaştırma, haberleşme gibi altyapı ve teknik ^.;-,-, . hizınetlenn hükümetçe A ydınlanma ve sanayi devrimini / [ gerçekleştirmeden kapitalizme geçen Türkiye, JL JL. darbeler ve kötü yönetimler arasında, yüksek enflasyon ve giderek artan dış borç kamburu altında ekonomikgelişimini mehter adımları ile sürdürdü. öngörüldü. Bir açıdan kongre, Osmanlı'dan devrabnan toplumsal ve ekonomik yapının onaylanması anlamıru taşıyordu. Ote yandan, yabancı sermayenin çağnlmış olmasuıa karşın kongre, Türk ekonomısınin yabancılar tarafından sömüriilmesine de kesınlikle karşı çıkıyordu. Cumhuriyetm ilk 10 yüı ekonomik onanm ve kununlann oluşturulma dönemi oldu. Yabancılann elinde bulunan demiryollannın mülıleştirilmesinı, Tütün Rejisi'nin ve Aşar Vergisi'nin kaldınlması, kabotaj hakkının (karasulannda ulaşım) elde edilmesini, Sümerbank'ın öncusü olan Sanayi ve Maadin Bankası'nın kurulması ve Sanayiin Teşviki Yasası'nın çıkanlması izledi. Türkiye tş Bankası'nın kuruhışu, bir bakıma kamu- özel sermaye işbirlığınin ilk somut öraeği oldu. Ulusal bir ekonomi yaratılması çerçevesınde ulusal kredi örgütlerinın de geliştinlmesine çalışılıyordu. 11 Haziran 1930'da Türkiye MeTkez Bankası'nın kurulması da bankacılık sisteminin gelışmesinde öncü oldu. Merkez Bankası o dönemlerde hem Batı'ya karşı ekonomik bağımsızhğın gehştırilmesinde hem de Atatürk'ün isteği doğrultusunda Batı tipi bir ekonomi modelinın yaratılmastnda araç oldu. Pevletçllik döneml Özendirme ve destekleme dönemi 1930'lara kadar sürdü. 1929 yılında dünyayı etkisi altına alan "Büyük Buhran", birçok ülkede olduğu gibi, genç Türkiye Cumhuriyeti'ni de devletçiliğe yöneltti. Buhran döneminde ülkede başta pamuk olmak üzere tanm ürünlerinin dışsatımmda büyük güçlüklerle karşılaşılırken, başta şeker ve dokuma olmak üzere büyük ölçüde dışalıma bağlı temel tüketim ürünlerinin sağlanmasında da zorlanıldı. 1930'lardabaşlayıp 1950'lere kadar süren döneme "devtetçL" dönem adı verildi. Ancak devletçiliğın ardında yatan amaç, içinde özel kesimin egemen rol oynayacağı bir ekonominin gehşmesine yardımcı olmaktı. Zaten Osmanlı'dan devralman toplumsal ve ekonomik yapı da Türkiye'yi bu yöne zorluyordu. Batı liberalizmi ekonomik uygulamalann temel çizgisı idi. Cumhunyet tarihinin ilk kalkınma planı 1933 yılında uygulanmaya başlandı. • Yeni sanayilerin kurulması hedefleniyordu. Ancak dünyadaki ekonomik bunalım ve tkinci Dünya Savaşı Türkiye'yi de etkiledıği için öngörülenlerin hepsi gerçekleştirilemedi. 1938-1944 yıllan arasında bedelleri ödenerek 22 yabancı işletmenin ulusaüaştınlması, kayda değer gelışmelerden biri oldu. Savaş sonrası donem 2. Dünya Savaşı sonrasında dünyadaki rürkiye 21. yüzyıla, özel sektörepeşkeş çekilen halkın onlarca yıllık birikimi olan KtT'ler, kapalı kapılar ardında Amerikan şirketleri ile yapılan pazarlıklar, ülke kaynaklarını sömürüye açan yasal duzenlemeler ile giriyor. gelişmeler Türkiye'yi de etkıledi. Bunlann ıçınde önemlilerinden biri, tarihe "MarshaD Yardınu" diye geçen Amerikan dış yardımlan oldu. 1950'de iktidara gelen Demokrat Partı, programında "Ozel teşebbüs ekonomik yaşanun temenni oluşturur" dese de farklı bır siyaset izleyemedi. Bunun ana nedenlerinden bin, kapitalist sınıfm henüz tam gelişmiş olmamasıydı. Artan nüfus ve buna paralel olarak iç talepteki artış, KlT'len yeniden sanayıleşmenin itici gücü halıne getirdi. Dönemin Başbakanı Adnan Menderes'in ekonomi polıtikalan "Bberal" obnaktan çok "müdahakcT nitelik taşıdı. Demokrat Parri yönetimi, savaş sonrasında ABD ve Dünya Bankası çevrelennin önerdiğı, demir-çelik, ağır kimya, kâğıt ve petro-kimya tesısleri "kurulmamasr yönündeki önerilere koşut bir sanayıleşme sürdürmeye çalıştı. Döneme damgasmı vuran en önemli unsur ise "planh ekonominin yadsınmasr ve bunun sonucu yaşanmaya başlayan "ekonomik kargaşa" oldu. Demiryolu politikasının bır yana bırakılarak karayollannın ana ulaşım aracı yapıhnası, "-"• traktöriin tanm kesımine hızla girişi, bunlan ızleyen "göç datgalan" sonucu kentlileşme ftrtınası sonraki yülann ekonomik, siyasal ve toplumsal gelişmelerinin giriş kapısı özelliğini taşıdı. Batılı kapitalist ekonomilerde uygulanan liberal planlama anlayışı bile kabul edihtııyor, ekonomi, hükümetin aldığı günlük kararlarla, özel girişımin doğal eğılimlerine göre şekilleniyordu. Sonuç "enflasyon" bıçiminde ortaya çıktı ve Türk halkını yüzyılın sonuna kadar "enflasyonlu yaşama" alıştıracak süreç başladı. 1958 yılında hükümetin aldığı önlem paketi Türk Lirasrnın değerinin düşürülmesini de kapsıyordu. Ekonomik bunahmın ağırlaşmasıyla birleşen siyasal baskı ortamı, 1960'tatanh sayfalanna "27 Mayıs darbesi" diye yazılan Cumhunyet tarihinin ilk askeri müdahalesi ile sonuçlandı. Sendlkal haklar verildi ve gerl alındı Ekonomi, 196O'lı yıllarda sendikal haklann işlerlik kazandığı bir ortamda hızlı bır büyüme gösterdi ise de iç ve dış etkenler demokrasi-ekonomik gelişme ıkılemıru yeniden gündeme getirdi. 1971 'de yeni bir askeri darbe ile demokratik hak ve özgürlüklenn sınırlandınhnası yoluna gidildi. 60'h yıllara danıgasuıı vuran ve yüzyıhn sonuna kadar defalarca gündeme gelecek iki önemli gelişmeden biri, 1963 yılında imzalanan Ankara Anlaşması ile Avrupa Birliği ılişkilerinde ilk adımın atıhnası; diğeri ise Türkiye'nin IMF ile 1961 yılında ilk stand- by anlaşmasını yapması oldu. Hızlı sanayileşme özlemi 1970'li yıllarda yeni bır niteliğe büründü. Ucuz kredi olanaklan, aşın değerli kur pohtikası gibi faktörler yatınm ve üretım için uygun koşullan ortaya çıkardı. Italyan FIAT ortaklığı ık Tofaş Otomobil 1 1900 1910 1920 1930 1940 1950 1960 1970 1980 1990 MTrfiK (MUyon) - 14.440 17.714 20.903 27.506 35.605 44.438 56.203 .63.451 !& *w (MilyonS) - - - 802.61 1.849.32 3 462.36 9.864.89 19.030.97 68,390,10 150.758 93 204.592.00 4 Osmanlfdan günümüze temel ekonomik göstergeler Kisİ Bas GSMH,$ - - - 55.2 103.8 166.4 358.6 538.8 1.539.0 2.682 4 3224% Deflatönj - - -25 4 22.5 -2.1 3.3 8.5 89.6 57.6 73.8 - Hm, % - - - 2.2 -4.9 94 3.4 4.4 -2.8 9.4 3.8 GSMH Sektöf Paytan ve Büvüme Hızlan, % Tanm - - 46 8 (-3.9) 44.8 (-1.2) 40.9(10.9) 37.5(24 30.7 (2.8) 245(1.3) 162(7.0) 13.1 (7.4) Sanayi - - - 100(12.7) 14.6 (-105) 13.1 (9.3) 15.7 (0.4) 17.5(0.5) 20.5 (-3.6) 25.9 (9 3) 27.6(1.8) Hizmet - 43.2 (7 2) 40.6 (-6.8) 45.9 (81) 46.8(5.4) 51.7(7.3) 55.4 (-4.1) 57.9(10.1) 59.3 £.5) Byat Artışlan, % TEFE 9.7 5.0 -17.9 -25 4 4.8 -10.2 5.4 6.7 1075 52.3 71.8 TÜFE - - -1.5 9.6 -4.4 55 8.1 115.6 60.3 84.6 Ihrarat (MityonS) 85.26 97.15 714 85.7 263.4 320.7 588.5 2.910 12.959 26.974 (MilyonS) 136.37 187.25 - 69.5 53.0 285.7 467.5 948.0 7.909 22.302 45.921 (Mılyon $| -51.11 -90.10 - 1.9 32.7 -22.3 -146.8 -359.5 -4.999 -9.343 -18.947 (Mılyon $) - 7.53 - - - 268 611 1.891 13529 49.035 103.956 Istihdanı^ - - 6.372 7.745 9.363 11545 13.768 16.523 19.323 21.594 i> */-n Kıwn YılSonu 0.17 0.23 056 2.13 130 2.80 4.74 14.85 8955 2.927 13 313.7000 Demirel'den incilerUzun yıltardır devletin zirvesinden inmeyen 8. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, yapüklan kadar söyledikleriyie de konuşuldu. Işte Demirel'den siyaset incileri... • Kim bizimle yarışacaksa avans veririz. Bu iş futbol gibi olacaksa 3 gol, 2 kilometrelik bir koşu gibi olacaksa 1 kilometre avans verip, evelallah haklanndan geliriz. (15 Ekim 1976) • Ben ipten bile korkmam. (25 Ekim 1977) • Başbakanlık için aşeıiyor değilim. (16 Kasım 1987) • Açık kapanrnadığı sûrece borç almaya devam edeceğiz. Buna mecburuz. (25 Haziran 1965) % Her kuruş itina ile harcanacak. (1 Mart 1967) • Meseleler köylûye kaside yazılmak suretiyle halledilmez. (7 Mart 1977) • Trilyonlan telaffuz etmeye alışmayınız. (5 Mart 1977) • Ne yok? Ne zamandan beri yok? Yok olan maddeyi bildirin, istediğiniz kadar hemen göndereyim. (1 Eylül 1977) • Asılmış iki maliye bakanı varken maliyeci çalışamaz. (24 Mart 1979) • Paramız paçavraya çevrildi. (12 Haziran 1979) % Bu fıyatiarı öpüp başımıza koyatım. (1 Şubat 1980) • Mal bulamayan bana başvursun. (8 Mart 1980) • Benzin vardı da biz mi içtik? (1980) • Memleketin iktisadi vaziyetini kapkaranhk göstemne hevesleri her zarnan olmuştur, ama hiçbir işe yaramamıştır. (19Arahk1968) • Türkiye'de iki yıldır büyük bir rejîm bunalımı var. (3 Şubat 1973) • Sıkıntılan büyütmek yanlışür. (8 Mart 1973) • Türkiye karnı tok sırtı pek bir ülkedir. (5Aralık1977) • Memleket kibrit çaksan yanacak halde. (26 Mart 1977) • Dün dündü, bugün başka bir gün. (15 Mart 1973) • Ecevit hükümetini biz düşürmedik. Paniğe kapılıp kendi düştû. (7 Mart 1975) • Bazı insanlar kendileriyle uyumsuzduriar. Sabahleyin başka, öğlenleyin başka, akşamleyin başka söyierter. (29 Aralık 1977) • Yalınayak, başıkabak 35 yıldır demokrasinin peşinden koştum. (30Ağustos 1994) • Türkiye Cumhuriyeti devletinin möesseseleri vardır. Memleketin önü açıktır. Binaenaleyh önü açık değilse neyi açıktır? (1995) Banker krizi ve KasteDi hikâyesi Türtdye 1981 yılma gektiğinde 45 bin kişiye bir banker düşüvordu. Bu bankerlerin en ünlülerinden biri Kastelli adıyla tarunan Cevher Özden'dL Türiciye 1980'lerin başlannda yüksek faiz vaadiyle mevduat toplayıp ortadan kaybolan bankerlerin yarattığı skandal ile sarsıldı. Kamuoyunun Banker Kastelli adıyla tanıdığı Abidin Cevher Özden, Banker Bako ve diğerleri 1977-78 krizinin yarattığı yüksek enflasyon ortamında bankacılık sektörünün kaynak gereksinimlerini karşılayamadığı bir dönemde ortaya çıktılar. Daha çok ikinci el piyasada faaliyet göstererek gelişen bankerlerin sayısı kısa sürede öyle hızlı arttı ki 1981 yılına gelindiğinde 45 bin kişiye bir banker düşüyordu. Serbest bırakılan faize dayalı olarak piyasadan büyük paralar toplayan bankerler bir süre sonra hükümetin getirdiği kısıtlamalann da etkisiyle finansman sıkıntısına düştüler. Ya kaçtılar ya da tasfiye istediler. Ancak ülkede artık sancılan uzun yıllar sürecek bankerzede krizi başlamış oldu. Kriz, dönemin DPT Müsteşan Turgut Özal'uı istifasına yol açtı. fabrikasımn kurulması, Keban Barajı' run hizmete ginnesı bu dönemlerde oldu. Ne var ki, aşın ve sürekli korumacılık ile kurulmuş olan sanayınin verimlilik, maliyet, kalite ve ürün çeşitliliği açısından uluslararası rekabet gücü yok denecek düzeyde idi. Ve bu durum Türkıye'nin yapısal sonmlanndan bırini daha oluşturmaya başladı. Dünyadaki gelişmeler de olumsuz etkilerini gösterdi. 1974 yıimda OPEC tarafından ham petrol fiyatlannm hızla arttınlması ve Kıbns sorununa, Türkiye'nin yoğun ekonomik ilişkilerde bulundugu ülkelerdekı durgunluk ve A\Tupa Ekonomik Topluluğu ile ortaklık ilişküerinde Türkıye'ye tanınan ayncalıklann yıpranması eklenince Türkiye'de enflasyon ve işsizliğın iyıce arttığı yıllar yaşanmaya başladı. 12 Eylül'iin desteklediğl Ozallı yıllar Tarihe "24 Ocak Kararlan" diye geçen ekonomik önlemlenn mıman ise Demirel hükümetinın bürokrat-teknokrat kanattaki mıman Turgut Ozal'dı. 24 Ocak Kararlan'ndan 8 ay sonra gerçekleştınlen 12 Eylül darbesi Özal'ı ekonomi politikasının sorumlu mevkıine oturttu. Özal, askeri bir yönetim ile desteklenme şansına enşen 24 Ocak Kararları'nın mantığını geruşlettı. Türk ekonomısının "serbestleşmesiııi'' ve "dış dünya ik bütünleşmesini'* amaçlayan Özal modeli, gördüğü desteğe karşın büyük sıkıntı yarattr. Banker krizi. Serbest bırakılan faıze dayalı olarak piyasadan büyük paralar toplayan bankerler bir süre sonra hükümetin getirdiği kısıtlamalann da etkisiyle finansman sıkıntısına düştüler. Ya kaçtılar ya da tasfiye istediler. Bu çalkantı Özal'ın istifasına yol açsa da 1983 yılında yapılan genel seçimlerde Anavatan Partısrnı kurarak ve başbakan olarak yeniden iködara döndü. 1983-1984 yıllan arasında güçlendirilen ekonomik polıtıkalarla Türk ekonomisi uluslararası rekabet ortamına uygun bir yapıya kavuşturulmaya çalışıldı. Katma Değer Vergısi uygulamaya konuldu. Vergi yapısı dolaylı vergılere kaydınldı, vergi oranı düşürülerek tasarrufun teşvikine önem venldi. 1985 yüı sonunda Istanbul Menkul Kıymetler Borsası, 1986'da Bankalaraıası Para ... Pıyasası, 1989 yıluıda da Altıh Piyasası, Merkez Bankası öncülüğünde hizmete sokuldu. Aiınan bu kararlann da etkisiyle 1985-1988 döneminde hızlı bir büyüme gerçekleştirildi. Uzun süre 100 milyon dolar düzeyinde kalan yıllık yabancı sermaye gırişlen 1988'de 352 mılyon dolara ulaştı. Türkiye-Avrupa Topluluğu ılişkılen canlanma sürecine girdi. Türkiye, Nisan 1987'de tam üyelik içın başvııruda bulundu. Türkiye hayall ihracatla tanı$tı Benzinkuyruklanbugünartıkunutulantabtolararasında. Ancak Özal ekonomisinin iki yüzü vardı. "Ekonomi>i serbestleştirrvonun" adı altında, "'devleti ekonomiden çekmek ve alanı uluslararası güçlere terk etmek". Bu çerçevede, "adam kayırma", "rûşvet" ekonomik yaşamm aynlmaz bir parçası haline gelirken, Türk insanı "kara para", "hayali ihracat" gibi sözcüklerle değıl tanışmak, içli dışlı hale geldi. Bir yandan ekonomide dışa açılma ve özelleştirme süreçleri başlatılırken, öte yandan rekabetçı ekonominin kurallan hiçe sayılarak bireyler ya da kuruluşlar zengin edildi. Özal politikalan cumhurbaşkanlığı döneminde de devam etti. Nisan 1993'te ölümünün arduıdan haziran ayında iktidara gelen Tansu Çiller hüicümeti de bir nevi Özal politikalannın takipçisi oldu. Çiller döneminde malı piyasa operasyorüan Özal dönemindeki hızıyla sürerken, bıreysel çıkarlar uğruna serbest rekabet kurallarmm çığnenmesi de aynı "utanmazhkla" devam ettirildi. Çiller 1994 yıimda uygulamaya aldığı "5 Nisan Kararlan"nın yanı sıra gözü kapalı ımzaladığı ve *tek tarafn bir teslim oluş" niteliği taşıyan gümrük bırhğı anlaşması ile tarih sayfalarındaki yerini aldı. Refahyol koalisyonu ve Çiller-Erbakan ikilisinin geliştiıdikleri "sıyasal tslama" dayah siyaset, ülkeyi "28 Şubat kararlan"nın ahnmasına götürecek süreci iyice besledi. 21. Yüzyıla taşan rant ekonomisi Türkiye bugün içinden çıkamadığı sorunlarla karşıya karşıya. Doğu ile batı arasındakı gelir uçurumumın son yıllarda 11 kat derinleştiği, dış ticaret ve bütçe açığınm giderek büyüdügü, üretimden çok haksız kazancuı toplumsal değerleri altüst ettiği ülkede yüksek enflasyon, işsizlik gıbi sorunlar da varhğını sürdürüyor. ISO'nun 1999 yılı araştırması, Türkiye'run en büyük 500 şirketinin, gelirlerinin yüzde 88'ini üretim yerine faizcilikten elde ettiğini ortaya koydu. Uzun ugraşların ardından AB adaylığıru elde eden Türkiye 21. yüzyıla peşkeş çekilen KlT'ler, kapalı kapılar ardında Amerikan şirketleri ile yapılan pazarlıklar, ülke kaynaklannı sömürüye açan yasal duzenlemeler ile giriyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle