22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26ARALIK 1999 SALJ CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 19 TURKİYE Istmbul Y 12 Stnop Y 14 Adana Edme 5 Samsun ÇB 19 Mefsin Ko;aeli Y 12 Trabzon ÇB 17 Dtyarbakır Y Çaiakkale Y 14 Giresun ÇB 17 Şanlıurfa Iznir Y 16 Ankara Y 11 Mardin Maiisa Y 14 Eskişehir Y 11 Siirt Aydın Y 14 Konya Y 12 Hakkâri Deiizlı Y 15 Sıvas Y 10 Van ÇB Zonguldak Y 12 Antalya Y 19 Kars ÇB 8 ÇB Helsinki Bütün bölgelerimiz çok bulutlu, Orta ve DoğuKaradenızkıyi- Qslo lan ile Doğu Anado- lu'nun doğusu dışın- da tüm yurt yağışlı geçecek. YağışJar yağmur ve sağanak, Doğu Anadolu'da karta kanşık yağmur ve kar şeklinde ola- cak. Hava sıcaklığı P? btraz artacak. Munıh DIS MERKEZLER PB 1 Beriin PB 2 PB -4 Budapeşte PB 0 Stockholm PB 2 Madrid Londra PB 6 Viyana Y 11 PB 7 Amsterdam PB 5 Betgrad Brüksel PB 6 Sofya 8 Roma Y 12 PB 5 Atina PB 19 K 0 Zürih PB 5 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tıflis Kahıre PB A A A PB A PB PB -5 6 -11 6 8 3 9 19 PB 16 Taşkent 0Aç«k bulutlu Sis» (f223 Bulutlu I, Çok bulutlu ' Yağmuriu Kariı Sukıkar kGökgürûttûlû G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada gelyor. TBMM'den geçmesi olası yasaya göre 2000'de yüzde 25, 2001 'de yüzde 10 zam. Bu yüzdeler hükümetimizin enflasyonu yüzde 25'e endeksiemesinden kaynaklanıyor. Bilmem uygun düşer mi ama, hangi sorunu tartış- maya açsanız; hükümetten neredeyse "yüzde 25'e inecek olan enflasyona göre ayartandık" yanrtı alı- nacak. Hükümet, kiralan sabit rakama bağlarken, kuşku- suz kiracılan düşünüyor. Ama konut sahiplerinden s- es çıkmryor. Yasaya olumsuz bakan konut sahiplerinden bir i- ki satır... Yok! Oysa sonucu irdeteyen gerçekçi bir soru kiracıla- nn aklını kanştınyor. Yüzde 25"in üstündeki kira bedelini "başka yoilar- dan", kısacası e) attından ödemeye zortanacaklan- nı söylüyoriar. Konut sahibinin yöntemine uymayan kiracıyı ev- den çıkmaya zorlayan baskılann uygulamaya gire- ceğinden kuşkulanryoriar. Devlet Bakanı Mehmet Keçeciler'in kira arnşıy- la ilgili yasanın TBMM'den geçmesinden sonra "mevcut kira sözleşmelerinin geçersiz" olacağını açıklaması, tahliye davalannın artacağt "kaygtsım" gündeme getiriyor. Bu olasılıklar akla kira yasasına yargının nasıl bak- tığı sorusunu getiriyor. Yargıtay çevrelerinden yansıyan yorum, kiracılann söylemlerine koşut. Bir anımsatmayla başlayan yorum; 1964te kirala- n aynı biçimde düzenleyen yasanın, Anayasa Mah- kemesi'nden "mülkiyethakkına aykın" görülerek ip- tal edildiğine işaret ediyor. Yargı çevreleri bu örneğe bağlı olarak "yeni yasa- nın da Yüksek Mahkeme'den döneceğine" değini- yor. Anayasa Mahkemesi'nin yanı sıra "AB'nin sözleş- me hürriyeti, serbest piyasa ölçütierinin de bu yasa ile çeliştiği" öne sürülüyor. Saptanan gerçekleri elbette hükümet de biliyor. öyleyse neden bu yöntemlere itibar ediyor? Yanıt son yılın gözde kuruluşuna dayanıyor Hü- kümetin kira yasasını IMF'nin "ışçi, memur ücretle- ri ile kiralan öngörülen enflasyon oranında arttmn" isteği üzerine hazıriadığı söyleniyor. Hukuk mu? Boşver Hukukçulanmız ve Avrupa Biriiği'nin ana kurallan kira yasasına karşı. Ama IMF isteyince akan sular du- ruyor. Ne hukuk, ne AB.. Hepsi guguk! Mesken sorununun çözümlenmediği, konut sa- hiplerine oranla kiracı sayısının kat be kat fazla oldu- ğu bir ülkede işlerllği olan bir yasaya kim karşı çıka- bilirki?.. Ne ki; bir yasa kiractnın başına olmadtk sorunlar çıkaracak nitelikte ise, bu hafta çıkması olası yasa- yı Anayasa Mahkemesi'nin iptali söz konusu ise.. soruna daha soğukkanlı bakmak zorunlu oimuyor mu? Gerçi, IMF dayatmalanyla yaşama geçirilen son ekonomik kararlan kimi uzmaniar "heterojen" bulu- yor. Kimi uygulamalann serbest piyasa ekonomisine uygun olmadığını öne sürenlerin sayısı az değil. Baş- ta dövize müdahale. Sonra kira yasası. Ama IMF araya girdi mi ne serbest piyasa ekono- misi, ne kural ne de yargı sorunu kalıyor. Yeni ekonomik kurallan IMF öneriteriyte "haüfkont- rollû, hafif serbest" diye tanımlayanlara rastiamyor. Ama Ulus semtinde satılan sebze ve meyvelerin fiyatlan Kızılay'da bir kat artıyor, hele Çankaya'da U- lus fiyatlannın neredeyse iki katına yükseliyor. Geçen ocaktan aralık ayına kadar benzin yüzde 142, yeni rakı yüzde 148, otobüs bileti yüzde 100, zeytin yüzde 80, tüpgaz yüzde 79, doğalgaz yüzde 71, salatalık yüzde 70, domates yüzde 67, su yüzde 67 zam gördü. AB bizi neden seçenek gönmesin? 65 miryonluktü- ketici bir kröe var önünde ve son raportara bakılırsa, tanm alanında açık pazar olmaya aday! AB'ye adaylık bu ve benzeri kazıkiann üzerinde du- ruyor. Siüeyman Yeter H Baştarafı 1. Sayfada aramak isteyen polısler ara- sında tartışma çıktı. Bir sü- re sonra salona girmeyi ba- şaran Yeter'in yakınlan, iz- leyici sıralannda oturan ba- n kişileri sivil polis olduk- lan gerekçesiyle kaldırmak istediler. Duruşma salonun- dayaşanan gerginlik ve kar- maşa üzerine mahkemebaş- kanı, salonda bulunan her- kesin dışanya çıkanlmasuu istedi. Daha sonra, polis zo- ruyla boşaltılan salona sa- dece taraf avukatlan ve müştekileri alındı. Duruş- mada söz alan müşteki avu- katı Ercan Kanar, polis me- muru olan sanıklann gıyabi tutuklama karanna karşın yakalanamadıklannı ve em- niyet birimlerinin bu sanık- lan bilinçli olarak sakladığı- nı söyledi. Sanıklann avu- katı bhami Yetekçi ise Adli Tıp Kurumu 1. Ihtisas Da- iresi'nce verilen raporu çe- lişkılı bulduğunu öne süre- rek raporu verenlerden biri- nin, gözaltındaki kişilere yapüan her fıili işkence ola- rak değeriendirdiğiıü belir- terek Adli Tıp Kurumu Ge- nel Kurulu'ndan yeniden ra- por alınmasını istedi. Yelek- çi, müvekkıllerinden Erol Erşan'ın şoför olarak görev yapüğmı ve sorguya kaül- maşınm mümkün olmadığı- nı öne sürerek hakkındaki gıyabi tutuklama karannın geri almmgsını da istedi. Bunun üzerine söz alan müşteki avukatı Ercan Ka- nar, sanık avukatının istemi- nin yerinde olmadığını, ay- nca eleştirdiği raporun al- tında 6 doktorun imzası bu- lunduğunu bildirdi. Erol Erşan'ın gıyabi tu- tukluluk halinin kalkmasına dair istemin reddine, dığer iki sanığın gıyabi tutuklulu- ğunun devamına, Adli Tıp Kurumuraporukonusunda- ki ıtvrazın ılenkı duruşma- larda karara bağlanmasına karar veren mahkeme heye- tı, duruşmayı erteledı. Türban için son nokta• Baştarafı 1. Sayfada lara uymaması nedeniyle, hakkın- da tutanak düzenlendiği, bu eyle- mınden dolayı soruşturma açıldığı kaydedılen kaıarda, anayasanın te- mel hak ve özgürlüklere ilışkın dü- zenlemelen sıralanarak, bunlann ne şekilde sınırlandınlacağı belır- tüdi. Davacımn başörtüsüyle derse alınmadığının davada tartışmasız ol- duğu, tartışmalı olan yönün bu eyle- min hukuka aykın olup olmadığı. bu bağlamda kişilik haklanna saldın teşkil edip eönediği vurgulanan ka- rarda, Anayasa Mahkemesi'nin ve Danıştay'ın türbanla ilgili verdiği ka- rariara atıfta bulunuldu. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin karannda şöyle denildi: "BeirtîeflyasaldHzenJeiDe- ler ıpğmda verflen yargBal kanuiar, subjektif bir hakkm kornmnasuıa üşkm obnayıp, nesnelvegeııd bir m- tcîk taşıyan bir hukuksai dözenle- meyiöngörmektedirier. Böylece ana- yasa hökümleri ve diğer >asalarda y- er abn hükûmkr bir bütün olarak göriHdöğünde, türtmnın. yükseköğ- retim knrnmlannda serbest savılan kıhk kıyafet kapsamında düşünüle- meyeceği sooucuna vanâmasmın uy- gun ohcagı anlasıhnaktadır. Bu nedenle dâvacuım iddia e+ttği gibi davalının keyfi davTanmadığ, yörürtnkteki yasal düzenlemeleriıı ÖDgördfiğü ve amaçladığı biçimde harekrt ettiği ba vüzden de hukuka ajian davTandıgıncbn söz edflemeye- ceği sonucuna >-anhmş ve yerel mab- kemede gerekçeier de esas ahnarak hnkmfm nnanımgna larnryprBmg- Danıştay 8. Dairesi de 19 Mayıs Üniversitesi'nde tûrbanlı bir öğren- cinin okula alınmamasuıı hukuka uygun bulmuş ve türbanın demokra- tik bir hak olarak kabul edilemeye- ceğıne işaret etmıştı. Helmut Kolıl paıtisiııi karıştırdı • Baştarafı 1. Sayfada geJa Merkd'in tutmmuıuıı, sonunda tüm parti için ge- çertiolacagına inanıyornm. Başbakan Scbröder'in ise Kohl'fi tehükeö devlet anb- yısı fle suçfaunası yanhştır. Kendinnin AşağıSaksoaya Eyalet Başbakanı iken çı- kanhgı yasalarDanıştayta- rafindaiı reddedflmişti. Kendisi hukukla böyie so- nınhı bir iKşki içinde bulo- nan bîrinin, başkalaruu eJeştirecek tuüi yoktur. Schröder kendi partismde bagt; skandaHanna açıkhk getarsia, daha ıyi* CDU içinde eski "efea- ne" Başbakan ve Genel Başkan Kohl ile ilişkiler konusu giderek sert çizgi- ler kazanıyor. CDU Genel Sekreteri ve doğu eyaletle- rinden gelen kadın politi- kacı AngeJa Merkel'in, partının artık kendi ayak- lan üzerinde durmasım öğ- renmesi gerektiği yolunda- ki açıklamayla başlayan tarüşmalar yayılıyor. Geçmış dönemde Kohl'ün yakınında bulu- nan birçok polıtıkacı, Mer- kel'in talebine olumsuz yaklasarak bu talebi, "çare getirmemek, Kohl'ün ka- zammlannı görmemefc, İçeriksİZ ve »nl^ılınaT'' gi- bı sözlerle yorumladı. An- gela Merkel ise yanlış an- laşılmaması gerektiğini kaydetti ve "Olayın açıkb- ga kavusrurulması Kohl »nıtmın yıkılmagna ynl a^- maz, Tam tersine- kim ay- dınlabrsa, o, Kohl'ün Al- manya'ıun biriesmesi ve Avrnpa'nm birfiği yoiunda- ki katküaruu da koruyabi- Hr" dedi. CDU Genel Sek- reteri, 1999 yıhnda CDU'nun yerel seçimler- den art arda zaferle çıküğı- nı hatırlatarak, "Bu başarv lan sürdürmek isteyenler aydınlatma rotasım koru- mah. Baska her yol partrvi felç eder ve yeni başanlan tebükeye dûşürür" göriişü- nü savundu. Kohl hükümetlerının Çahşma Bakanı Norbert Blüm de yaptığı bir açıkla- mada, "Kohl'den kaçışa karşı" uyanda bulundu. Eski Bakan. "Elbette bağış olayı açıknğa kavuşturul- mahdır. Ancak Helmut Kohl'den kaçış içinde bulu- nanlara anlayış gösterecek değflim" dıye konuştu. Federal hükümetı oluş- turan koalisyon partileri SPD ve Yeşiller ise CDU 'nun bağış skandalla- nndan gereklı derslerin çı- kanlmasuu istediler ve Partiler Yasası'nm sertleş- tırılmesınden yana görüş belirttüer. Birlik 90/ Yeşil- ler Meclis Grubu Başkanı Rezzo Schlauch parti ba- ğışlanna sınır konulmasını isterken, SPD Meclis Gru- bu Başkanı Peter Struck, bu yasalann ihlalı duru- munda gelecekte sadece para cezası değil, hapis ce- zası getiriunesini de istedi. Seçim yenâgisi raporu CHP'yi böldü • Baştarafı 1. Sayfada savunarak rapordan imzasmı çektı. PM, konuyla ilgili olarak uzmaniar tarafından yeni bir "saha y«l»p«»- a" yapılmasuu kararlaştırdı. PM'yi kanştıran raporun öykü- sü, bundan yaklaşık 3 ay önce baş- ladı. Yeniden yapılanma progra- rrunda da yer alan "18 Nfeaa seçiın soDuçlanıun değeriendirflınesi" maddesiyle ilgili olarak Haluk Öz- dalga ve Memet Yula görevlendiril- di. Ozdalga ve Yula'nın yaklaşık i- ki ay süren çalışmasından sonra MYK'ye sunulan raporla ilgili ilk tartışmalar MYK'de yaşandı. Ara- lannda Algan Hacaloğhı ve Cevdet Sdvi'nin de bulunduğu bazı MYK üyelen raporu "büimsel dayanakia- n obnadığı'" gerekçesiyle sert bir dille eleştirdiler. Eleştiriler üzerine raporun "örgûtÜB görüşleriııi'' ve "kfiçe yazarlanıım değeriendirroe- lermi" kapsayan bölümleri çıkanl- dı ve rapor PM'nin 19 Aralık 1999 tarihli toplantısında görüşülmek üzere PM'ye sunuldu. PM'nin ge- çen haftakı toplantısında yoğun gündem nedeniyle görüşülemeyen rapor, dünkü toplantuun ana gün- dem tnaddesi oldu. Alınan bilgiye göre, PM toplan- üsında söz alan Prof. Dr. YakupKe- penek, Prof. Dr. Abdfilkadir Ateş, Hasan Fehmi Güneş ve Mehmet Moğokay raporunbilimsellikten ta- mamen uzak olduğunu belirterek geri çekilmesını istediler. Yaklaşık 15 dakika konuşan Moğoltay, "Böyle bir rapor ofanaz. Buno ace- müğinize veriyonım. Çokyüzeysel ofanuş. Kimseyi suçlayamazsııuz. AH'nin görüşü, Vefi'nin görüşü bu- raya örgütûn görösü olarak yaz*- mt}n dedi. Prof. Dr. Neda Pur, Nurettin Sö- zen, Berhan Şimsek ve Erroğrul Günay ise saptamalann dogru ol- duğunu belirterek raporu savundu- lar Murat Karayalçm 5 Nisan'ı savundu Genel Başkanlığı dönemınde SHP'nin DYP'yle kurduğu koalis- yonun uygulamalan ve 5 Nisan ka- rarlan nedeniyle eleştirilen Murat Karayalçm, görev yaptığı dönemi savundu. Rapordaki "1989>«relse- çmderinde kazanılan belediyekr- den bir ktsmında başkan \e yönett- ciierin Ve\f\ harekeüeri ve kişbelçı- kar sa^amaya dönük davramşlan, haflan sosyal demokrat beledfyed- fiğeduydnğugüveninzedeienmesi- neyolaçtı" değeriendırmesinde be- lediyelerin tümünün suçlandığım kaydeden Karayalçm, bunun dogru oknadığmı, iyi is yapan belediyele- rin de bulunduğunu belirterek "Yanhşlarıobuıbetedryekrburada açıkbuımalrydı" dedı. "Esld dö- nemler bu kadar öne çıkardmama- hydı" diye konuşan Karayalçm, 5 Nisan kararlanrun sorumluluğunu üstlenirken dönemin ekonomik ko- şullannda söz konusu kararlann alınması gerektiğini savundu. Ka- rayalçm, 1991 seçimlerinde Halkm Emek Partisi (HEP) ile yapılan it- tifak konusundaki eleştirilere de deginerek bu konuda sorumluluğu olmadığını söyledi. Nurettin Sözen, -DEPBer Mecfis'ten çıkaniırteB sahip çıkmadıng" sözleriyle araya girince, Karayalçm, "Ben o zaman miletvekii değHdim. Bu nedenle de Mecfiste buhuuunadmı. Ama Mec- fa'te oian arkadastanımz ret oyıı venüter" yanıtmı verdi. Fatma Çakır, raporda HEP'ten "PKKieilişkfterinmiKotduğutam olarak bünmeyen bir parti" biçi- minde söz edihnesine karşı çıkar- ken partinin laikliğe bakışuıtn de- ğerlendinldiği bölümü de eleştirdi. Çakır, "LaikiiğisavuniDaknasrise- çan kaybau nedenohryor" diye ko- nuştu. Algan Hacaloglu, "Bu rapor yeni bir tartişma yaraar ve partiye zarar verir" görüşünü dile getirdi. Yıhnaz Ateş ise MYK'yi suçlaya- rak "Bu raporu MYK sahiptenme- H. Çünkfi rapor oradan geçti ve Ha- luk ÖzdsJga ile Memet Yubyı da MYK görevlendirdi" dedı. Zekeri- ya Akma da. 18 Nisan seçimleri öncesinde yapılan önseçimlerde kaybedenlerin, "Bu gend başkanı ya da bu adayı begenmi\t)ruz" dı- yerek partiye oy verilmesini eng#l- lediklerini ileri sürerek bunlann ra- porda bulunmadığını söyledi. Akıncı, "Biz de bunlara af getirdik. Bu anlaşdır gibi değO. Bu otay diğer genel başkanlann başına da gelebi- Br" yorumunu yaptı. Altan Oymen, raporun üslubu- nun yanlış olduğunu, Deniz Bay- kal'ın partinin basında bulunduğu 1995-1999 döneminin daha ön pla- na çıkanlması gerektiğini belirte- rek "Ama ohnuş, bttmiş. Bu rapor ancakbu kadar hazırlanabflirdL Bu noktadan sonra vazgeçemeyiz. Ya MYK'ye gönderelim ya da PM'de ktmisyonknnmbiMiriyedÖDÜştü- refim" diye konuştu. Genel Sekreter Tarhan Erdem ise raporun seçim sonuçlanyla ilgi- li olarak bir neden ortaya koyma amacıyla yapılmadığmı söyledi. Raporun derleme niteliği taşıdığı- nı kaydeden Erdem, seçim yenilgi- si tartışılırken "mabeme" olması amacıyla raporun hazırlandığını bildirdi. MemetYula, MYK'ye sundukla- n raporun kısaltılırken anlamımn değiştiğini savunarak tüm dokü- manlann PM'ye sunulmasmı iste- di. Haluk Özdalga ise "O kadar do- kümanı buraya nasıl getirefim. An- lamı bozmadan ancak bu kadar \a- sattahfldik" dedı. Toplantıda. yeni bir komısyon oluşturulması, yeni ve daha bilimsel bir rapor hazırlan- masi önerileri de dile getırildi. Ata- türk'ün Ankara'ya gelişinin 80. yıldönümü nedeniyle Çankaya Köşkü'nde verilen resepsiyona ka- tılacak olan Oymen, toplantuun uzaması nedeniyle bu programını iptal etti. TBMM'de Maliye Bakanlığı butcesi kabul edildi Sümer Oral:IşçiyelMF'nin isteğindenfazla zamyaptık ANKARA (CumhHriyetBürosH)-TBMM Genel Kurulu'nda dûn Maliye Bakanlığı bütçesi görüşü- lürken muhalefet sözcüleri bütçenin IMF denetimi altmda olduğunu vurguladı. DYP'li Kemal Kaba- taş, bütçenin IMF programmın eki haline dönüştü- rüldüğünü söylerken FP'lı kmafl Özgûn de "Türk öğia, çabş, banka kur. baûr" diyerek banka ope- rasyonlarmı eleştirdi. DSP Sakarya Milletveküi Rands Savaş ise Türkiye'nin ekonomik sorunlan aşmak içın sadece IMF ile değil, toplumun kendi- si ile de "stand-by" yapılması gerektiğini söyledi. Maliye Bakanı Sümer Onü ışçi ücretlerindeki ar- uşm IMF'nin ısteminın üzerinde belirtendiğmi ile- ri sürdü. TBMM Genel Kumlu'nda Maliye Bakanlığı"run 2000 yılı bütçesi kabul edildi. Maliye bütçesi üze- rinde DYP grubu adına söz alan Kabataş, IMF prog- ramı doğrultusunda 21 miryon çahşanm ücret ve maaş arbşlarmm yüzde 25'lik enflasyona endeks- lendığini anlattı. FP'lı Ismail Özgün de bütçenin dipsiz bir kuyuya benzedığıni belirterek "Miflet yıl- ianbr ba ksyaya ternn, nzfcnu, vergisini akrta. A- maytaedebörçbatağBusapfauKh''dedı. Özgün, el konulan bankalann sahipleri için ne yapıldığmı so- rarken de "Bunlann mal varhklarma d kgnahnaa düfânülmüvor mu? Fatura yiae miflete kesildL Türk, öğûn, çafaş, banka kur, baür'" diye konuştu. DSP'Ii Savaş ise hükümetin uygulamaya koydu- ğu yeni ekonomik programm uygulanmasında çok dikkatli ohmmasmı isteyerek "GeçmJste uyguk- maya kosulan fakat geri adan atılaıı her program gSji, bu pro^amm da e» bâyük açmazı enflasyon lobisiBİ oiuşturan baa kesunkrin şantajUn karşd»- ğmda benzeribir alabeaekar^riaşrimaamtimalidir'' uyansmda bulundu. Bakanlığımn bütçesi üzerindeki eleştirilen yanıt- layan Maliye Bakanı Oral, ekonomik sorunlan er- telemenin bu sorunlan kronikleştirdiğine işaret ede- rek "Arük ertelemek mümkün değü, bir miktar yo- rufanak kaçmıimazdn*. Düztuğe ukşmamn başka altematifi yoktur" dedi. MiHetvekülerinin işçi ve memur maaşlan ile ilgili eleştirilerini de yanıÛayan Oral, kamu işçi ücretlerinin toplusözleşme ile be- lirlendiğini ve bu rakamın IMF'nin istetnmin üze- rinde olduğunu, memurlara ise enflasyonun üstün- de aröş sağlayacaklanm öne sürdü. Maliye Bakanı Oral, milletvekillerinin sorulan üzerine kamuya ait araçlarm sayısmı da açıkladı. lş makineleri ve askeri araçlar dışmda kamuya ait 125 bin araç bulunduğunu belirten Oral, bunlann 22 bininin "bİBekaraa" olduğunu belirttı. 2000 yılm- da toplam 4 bin 475 araç alımı planlandığmı bildiren Oral, eleştiriler üzerine, bunun tamammm alınmayabiJeceğinı söyledi. Oral, bu araçlann 14 bin553'ünün emniyet ve savunma amaçlı oknığunu ifade ederken önümüzdeki yıl alınacak araçlardan yüzde 57'sinin de bu amaçla almmasınm plan- landığmt kaydetti. Oral, alınacak araçlann yüzde 5'ini de savunma amaçlı zırhh araçlann oluştur- duğunu açıkladı.Oral'ın konuşmasuun ardından Maliye Bakanlığı bütçesi oylanarak kabul edildi. TBMM Genel Kurulu'nda daha sonra 2000 yılı mali bütçe yasa tasansının maddelerinin görüşül- mesine başlandı. Kuvvetli lodos ve yağış batı bölgelerini olumsuz etkiledi Haber Merkezi - Kuvvetli lodos dünden itibaren özellikle Marmara ve Ege başta olmak üzere batı bölgelerini etkisine aldı. Devlet Meteoroloji îşleri Genel Müdürlüğu, Istanbul, Bursa ve Izmir illeri başta olmak üzere batı bölgelerindeki tüm yurttaş- lan. sobalardan zehirlenmelere karşı uyardı. Bur- sa'da lodosun giderek şiddetini artırması üzerine okullar bir gün süreyle tatıl edildi. Istanbul'da dün akşam saatlerinde başlayan sağa- nak yağış ve lodos kenti olumsuz etkiledi. Başta Eyüp, Avcüar, Karagümrük, Zeytinbumu ve Top- kapı olmak üzere kentin birçok yerindeki ev ve iş- yerine su bastı. Sağanak yağış nedeniyle trafolar olumsuz etkilenirken bazı yerlere elektrik verileme- di. Atatürk Havalimanı'ndaki uçaklann kalkışlan ise iptal edildi. Havaümamna inmek isteyen uçak- lar ise tzmir ve Ankara'ya yönlendirildi. Istanbul Büyükşehir Belediyesi'nden yapılan yazılı açıkla- mada ise lodos nedeniyle yurtaşlardan, yatmadan önce, kömürlü, odunlu, gazyağb, kerosenli, doğal- gazlı veya LPG'li sobalan, doğalgaz kombileri, LPG veya doğalgaz şofbenleri mutlaka kapatmala- nistendi. Lodos nedeniyle Çanakkale'nin 2 adasına ise de- niz ulaşımı yapılamıyor. Ege Denızi'ndeki şiddetli lodos nedeniyle Bozcaada-Geyikli, Gökçeada-Ka- batepe arasmdakı araba vapunı seferleri gerçekleş- tirilemiyor. Bursa'da ise önceki akşamdan bu yana etkili olan şiddetli lodos nedeniyle karbonmonoksit gazmdan zehirlenen 22 kişinin hastanelere başvurduğu bil- dirildi. G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada dı: "Sanıyorum bu konu ocakta açıkiığa kavuşacak- tıri" Dün DYP harekete geçti. Cumhurbaşkanı'nın da benimsediği formüller arasında yer alan "beş artı beş" değişikliğini imzaya açma karan aldı. Demirel, bu Meclis'le neyin olacağını neyin olma- yacagını bir an önce görmek istıyor. Demirel, siyasi yaşamında ilk kez büyük biroyunu, arkasında kendisine ait parti gücü olmadan oyrıama- ya çalışıyor. Siyasette parti gücüne sahip değilseniz, hedefinize ulaşmanız çok zordur. Hele cumhurbaş- kanlığına oynamak büyük risktir. Yakın tarihimiz bu- nun birbirinden ilginç ömekleriyte dolu. Cumhurbaşkanlığı dönemini bir kenara koyarsak, Demirel'in siyasi yaşamında Çankaya Köşkü'yle mü- cadelenin önemli bir yeri var. Şimdi masanın öbürta- rafında ve karşı tarafta ne olup bittiğini çok iyi biliyor. 2ra yaşayarak geliyorl Cumartesi ve pazar günkü konuşmalannda Demi- rel'in oyunu kaybetme olasılığını da diri tuttuğu izle- nimi aldık. Şu sözler Demirel'in: "Cumhurbaşkanlığı konusunda benim hemangı bir talebim olmaz. Yalnız ben bu işin içinde yokum diyemiyorsam, sanki hizmetten kaçıyormuşum gibi bir töhmetin altında kalmam. Hizmetten kaçmıyo- rum. Onun icabını düşünmek benim dışımda. Eğer Pariamento 'dakilideherbenim hizmetimden ülkenin yararfanması kanaatindeyseler icabını yapacaklar- dır." Şu sözler de Demirel'e ait: "Ben bir kulis faaliyeti içinde olmam. Şu saate ka- dar da tek bir kişi çıkıp, bana bunu söyledi, şu faali- yetin içinde bulundu, diyemez. Benim bir talebim de olmadı. Benim ismimin ortaya atılmastna sebep ben değilim." Sözü uzatmayalım, bu degerlendirmeteri Demirel- ceye çevirelim: "Bana, Süleyman Demirelcumhurbaşkanlığmı çok istiyor, dedirtemezsiniz!" Churchill'in siyasi yaşamı Meclis'teki görünümü ise şöyle özetleyebiliriz: Demirel siyasi partileri bölecek! DYP bugün için blokmuş gibi duruyor. Hatta TB- MM'deki dünkü kulislere göre ilk hazııiığı bu parti ya- pıyor. Ama, "ANAP'ın başının Köşk'e çıkması, mer- kez sağın adresini değiştirme olasılığını gündeme getirir" yorumu öne çıkarsa, DYP farklı düşünebilir. ANAP'ta Mesut Yılmaz, Demirel'in görev süresin- de "kısa vadeli uzatma" yapmakta ısrariı. Bu olmaz- sa ne otur, sorusunu yanıtlarken araya şu tümceyi sı- kıştınyor "Anayasa değişiklikleri gizli oylamayı gerektirir. Bu durumda milletvekilleri adına söz veremem." ANAP'ta kaç egilim vardı? DSP'de Ecevit'in görüşü belli; su aşamada bir de cumhurbaşkanı kim olacak tartışmasıyla uğraşmaya- lım. Demirel'inkini uzatalım. Kimi DSP milletvekilleri kulisterde açık açık şunu söylüyor: "Demirel'e bizden blok oy çıkmaz..." MHP'nin görüşü Cumhurbaşkanlığı bütçesinin gö- rüşülmesi sırasında ortaya çıktı. Sözcüleri, "Tek kişi- ye mahkûm muyuz?" dedi. Devtet Bahceli grubahâ- kim görünüyor. Bu değeriendirmenin de tümüyle Bahçeli'nin görüşü dışmda ortaya konduğunu san- mıyoruz! FP'de Recai Kutan, Süleyman abisine soğuk bak- mryor. Ama FP'liter Kutan'a soğuk bakıyor. Kaldı ki FP'de asıl olan Erbakan'ın ne diyeceği. Bu parçalı tablonun ortaya koyduğu gerçek şu ki, Demirel sistemi zoriuyor. Demirel önceki akşam VVbiston Churchill'den ömek verdi; onun, 90 yaşın- da da mücadeleye devam ettiğini söyledi. Churchill'in siyasi yaşamı iniş çıkışlaria dolu. 1955'te başbakanlık koltuğundan aynldı. 1959'da 85 yaşındayken seçime girdi ve milletvekiii oldu. 90'ına merdiven dayartten de milletvekiii idi ve 91 'inde ya- şamını yitirdi... llle de başbakan olarak ölmek istiyorum, demedi! Acaba Demirel de sistemi zortamak yerine, siya- setin kendi doğası içinde siyasi yaşamını sürdürse, Türkiye için daha sağlıklı olmaz mı? "Kişiye özet" anayasanın siyasete zarar verdiğini en iyi bilenlerden biri kendisi değil mi? Sakık kardeşlerin da\ asında gerekçeK karar açıklandı ANKARA (AA)-Yargı- tay 9. Ceza Dairesi'nin, P- KK'nin elebaşılanndan Şemdm Sakık'ın ölüm ce- zasının onanması, kardeşi Arif Sakık'ın idam hük- münün ise "eksik soraş- rurma" gerekçesiyle bo- zuhnasına ilişkin 10 sayfa- lık gerekçeli karan belli oldu. Yargıtay 9. Ceza Daire- si'nin gerekçeli karannda, yargılama aşamalan da sı- ralamyor ve delillerin hu- kuki değerlendirmesi ya- pılryor. Gerekçede, Avru- pa Insan Haklan Diva- nı'nm Zana-Türkiye dava- sında verdiği kararda, "P- KK'>i amadanna ıüaş- mak için şiddet kulanan bk- terörist örgüt" olarak değerlendirdiği kaydedil- di. Gerekçeli kararda, "Türkn^'nin Günevdoğu Böiges'ndePKK'ninsivil- lereyöne&kanhsaldırıiar dözenlediğiııin" de aym divan karannda belırtildi- ğine işaret edildi. Gerek- çede, "Budüzenlemeierve değerlendirmder çgmda sanğm ûst düzey yönetid- sioMuğuPKK'nra terörist bir örgüt okhıgu, uygar dûnyamBetleri tarafindan benimsenen konferans ve sözfcsmelerle kabul ediki- ği gibi yargı kararianyla da belrlenmiştir" denildi. Gerekçeli kararda, daha sonra TCK'nin 125. mad- desi de irdeleniyor. Sem- din Sakık hakkında TCK'nin 125. maddesin- den hüküm kurulmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, sanığın üst düzey yöneticisi olduğuP- KK'nin amacı doğrultu- sunda eylemlerin emrini verdiği ve bir kısım eyle- me de bizzat kanldığı vur- gulamyor. TCK'nin "takdr azalb- a sebepleri'* düzenleyen 59. maddesinin h0kıme geniş takdir yetkisi verdi- ği, bukonudabir sınniama getirilmediği ifade edilen gerekçede, "Yasaya kesin ayiankğıbuluıımayan,hu- kuk kurauarmı zedefcme- yen, yasalann maksat ve amacma aykm düşmeyen uygulamalarda hâkimin takdir yetkisine kanşda- maz. Mahkemenin, sanık hakkmda TCK'nin 59. roaddesüıi uygulamama- smda yasaya aykın bir du- nun görûhnemiştir'' ifa- desıne yer verildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle