Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24ARALIK1999CUMA
14 kultur@cumhuriyet.com.tr
Feridun Andaç, öykücülerle birlikte 'serüvenlere, yolculuklara çağn' kitabı hazırladı
U\iviıeıüııgııııııızıuı oykıısu...
KüttürServisi-FeridunAndaç'ın farklı kuşaklar-
dan ö>kucülen bir aıayageurerek, imeceyle hazırladığı
'öykû se\en, okuyan, yazmak isteyen, hatta yazan
öykü tutkunlaniçin birbaşucu kitabı' olan 'Dfinden
Bugiine Ö>kücülüğümüz' adlı kitap Varlık
Yayınlan' ndan yayımlandı.
- Öykücünün Kttabı'nda 31 yazar yer abyor. Bu
yazarİan neye göre beariediniz?
FERİDUİV ANTJAÇ- Kitabın haarlanma serüve-
ninden sözetmehyım sıze, tlkten. Bırkaç yıldır "Dün-
den BugüneÖykücülüğümüz" adlı birkitap yazma,
bu eksende de bır antolojı hazırlama uğraşı içindey-
dım. "Adam Oykü" dergıstrun çıkma hazuiıklarmın
oldugu günlerde, Semih Gümüş, dergı için bir şey-
leryapmarnı istemişti. "Döoeoce" başhgında bır bö-
lüm yapmayı önermıştim. Burada, öykücülerimiz-
den, öykü uzerıne belırledigım bir konu/temayı içe-
ren bırer yazı yazmalannı ısteyecektim. O eksende
de gınş nıtelığındekı önyazılan yazmayı tasarlanuş-
ttm. Amacım. dykü türûne, öykücülenn yaklasun-
lanyla yenı açılımlar gerırebilmek; onlann yazmsal
binkımlen. deneyımleri ile öykü kuramı, öykû es-
tetığıne dönük bırginşımi sunrnakü. Burada da fark-
h kuşaklardan öykücülerin bir araya gelmesi; bazen
yakın anlayışta olanlan, bazen de uç noktalarda bu-
lunanlan yan yana getırerek bir zengınlık sunmayı
düşünmüştüm Seçunimde ıse ılk elde ulaşabildik-
lenm, öykû anlayışlannı/çabalannı tanıyıp; yakın-
dan ızlediklenm belırleyicı oldu. Türoünü baştan
belirledığımı söyleyemem; derginin her sayısırun
hazırlığı öncesmde orurup düşündüm.. Başlangıçta
kitap oluşturma düşüncem yoktu, öyle olsaydı, sa-
nınm. biraz farklı olabılırdi bu seçimim. Ama, ken-
dimi dykünün ıçınde bin olarak gördüğüm; en azın-
dan bu cografyayı tanıdığım için, belirh ölçütJen al-
dım elbette. Farklıük adlar da, konulann seçimı de
olabılırdı..
Kırk yıilık oiuşumun seyrinden bir keslt
- Bu yazariann birbiriermden farklan neterdir?
ANDAÇ- Burada, hemence, gözettığim şu yanı gö-
rebilecektirokur: 1950Kuşağı'danOrb.anDuru,Er-
dal Öz, Tahsin YüceL,Adnan özyalçuıer, DemirÖz-
lü; 1960-70 Kuşağı öykücülennden MustafaBalel,
HuUd Aktunç. Suİhi Döiek. Nazfa Eray, Osman Şa-
hin. Avla Kurju. Sdim İJeri, Necati Güngör, Ayşe Ki-
limci,Inci AraL TomrisUyar,NecatiTosuner, Nedim
Gürsd; 1980-90'lıyülann öykücülennden MarioLe-
vi, Jale Sancak, Ülkü Ayvaz, Ahmet Yıknz, Ahmet
Yurdakul, Erendiz Atasü, Cemil Kavukçu, Suzan
Samana,Fey&Hepciliııgirier,BuketUzuner oykıi-
cüluğümüzün kırk yıilık oluşumunun seyrinden bir
kesit getiriyorlar. Kendı yazı serüvenlenyle birlik-
te, öykü üzenne düşüncelerinin yansıtılması hem
kuşak olarak farklılıklannı, hem de yazı coğrafya-
lanndaki farklüığı yansıüy_orsanıyorum. Bildiğiniz
gıbı, son bölümde de ("Oykü EJeşririsr) eleşrir-
menlenmızın söyleşı ve yazılanna yer verdim: F6-
sunAkatb ıle söyleşinin yanı sıra SemihGümüş'ün,
TYS'nln düzenledlğl
sempozyum bugün başlıyor
Her yönüyle
Yakup Kadri
Kültür Servisi- Türkıye Yazarlar Sendikası,
Kültür Bakanlığı 'nın katkıianyla "Doğumunun
110. ÖJümünûn 25. Yılında Yakup Kadri Kara-
osmanoğJu" konulu bır sempozyum düzenli-
yor Bugün saat 9.30'da Nâzım Hikmet Vak-
fi 'nda başlayan etkınlik yann saat 10.30'da Ata-
türk Kültür Merkezı Sınema Salonu'nda yapı-
lacak sempozyumla devam edecek.
Bugün KültürBakanı lstemihanTalay'ınaçı-
lış konuşmasıyla başlayacak olan ilk oturumun
konusu "Yaşamın Tanıkhğmda Edebi Kimfiğin
Oluşumu" Başkanlığını Şiikran Kurdakul'un
yapacağı otu-
rumda Bahriye
Çeri "Yaşamın
tanıkfağmda Ya-
knpKadri",Mu-
ratBe&Tandı-
ğun Yakup Kad-
ri" vePcride Ce-
lal"Yakup Kad-
riii Anıtor" ko-
nulanıleyerala-
cak.
Aynı gûn ger-
çekleşecek ıkınci
oturumun konu-
su ise "Cumhu-
riyet Söylemini
Kurabilmek"
Başkanlığını Errf
Toy'un yapacağı
orurumda, Di-
dem Ardalı'mn
"Edebi Kimligj-
nin Oluştuğu Ortam ve Yakup Kadri". Feridun
Andaç m "Bir Dönem RomancısıOlarak Yakup
Kadri" ve Konur Ertop'un
u
Yakup Kadri'nin
Romanlannda Cumhuriyet Söytemi" baslıklı
bıldınler sunacaklar.
Yann Atatürk Kültür Merkezi'nde sürecek
olan sempozyumun ilk oturumunun konusu
-Yazmsal Birikimin Uç Noktalan." Başkanlığı-
nı SennurSezer'in yapacağı oturumda " Yakup
Kadri'nin RomanJanna Yansnan Memkket
Gerçeği''nı Demirtaş Ceyhun, "MemleketGer-
çeğj"nı Adnan Özyalçmer, "Yakup Kadri'nin
Öykücülüğû" Turan Alptekin "Bir Düzyan Us-
tasıOiarak YakupKadri"yi ise CananYücd Ero-
nat anlatacak.
Başkanlığını Aydın Hatipoğlu'nun yaptığı
ıkınci oturumun konusu ise "Yakup Kadri Ar-
şivi ve Edebiyat Mûzesine Doğru." Bahriye Çe-
ri nin "Yakup Kadri ArşKi Açüu-ken", Cengiz
Bektaş'ın "Neden EdebiyatMüzesi" ve Tomur
Atagök'ün "Bir Sanat Müzesi Nasıl Olmalı"
baslıklı bildirilenyle sürecek olan orunım Ke-
mal Özer'ın sonuç bildirgesiyle sona erecek.
Lmacım, öykü
türüne, öykücülerin
yaklaşımlanyla yeni
açılunlar
getirebilmek;
onlann yazınsal
biriJcimleri,
deneyimleri ile öykü
kuramı, öykü
estetiğine dönük bir
girişimi sunmaktı.'
bir de benim birer yazunız yer alıyor.
-HangiböJümdeküninyeraiacağma nasuVneye gö-
re karar verdiniz?
ANDAÇ-Bıraz önce de imlemeye çalıştığım gibı,
'Idm/nasıl/neyegörelik'te belırleyıci olan; farklı ku-
şaklann, farklı anlayışlann bir araya gelmesi, öykü-
nün türsel zenginlığinı hem içerik düzleminde, hem
de anlatım sorunsallan baglamında yansıtabilmede
bırbinne yakın ya da uzak duranlann bu konuda
söyleyeceklerininolması."KitabuıÖ>küsü"ndede
beiirtiğim gibı: Ne yandan bakarsak hakalım, bu tür
kitaplann 'öînel'likyanlannı yadsıyamayız. Bırbaş-
kası, benzer bir kitabı, farklı kışiler ve ızleklerle yo-
la çıkarak farklıca kotarabüir kuşkusuz. Kitabın böy-
le bir yarunın olduğunu da göz ardı etmemelı, ben-
ce. Yazılann yanı sua öykücülerden de bırer öykü
örnegi seçtun. özellikle bunlann yayımlanmamış öy-
küler olmasını istemistün. Yazarianmızın birçoğu da
bunakanJdı. Eksikler olunca, vazgeçüm. Her bölüm-
deki iki öykücüden iki öykü.. Bunun da son aşama-
da bire indirmek zorunda kaldım. Kıtabuı hacmı ge-
nişliyordu. Ama yeni baskılarda bu öykülere de yer
vermek düsüncesindeyım. Böylece kitap daha bü-
tünleyicılik kazanrr, birde kendilenne ılettiğım hal-
de öykülerine yer veremedığun yazar arkadaşlan-
mın bana 'bozulmalan'nı gidermek istiyorum...
-Bukitaptaöykücülügun öyküsü var. Bu imeceöy-
küyü birlikte yazduuz. Bu biçimde başka ö\ küler
yaâlabiür. Bu tür öyküleriniz de'vam edecek mi?
ANDAÇ-Doğrudur. öyküculüğün öyküsü . Kıtap-
laşnrma düşüncesi kafamda oluşmaya başlayınca; ko-
nulan, izlekleri bu eksende seçerek kitabın bu öy-
küyü birçok yönüyle anlatmasınj istednn. Yazı öne-
nsinde bulunduğum yazar arkadaşlanm; bu tür gi-
rişuni sevinçle desteklemislerdi. Ortak kıtaplar baş-
ka türlü oluşamaz; ilgi, destek, heyecan olmalı. El-
betteki başka öyküler de yazılabilır. Ortak çalışma-
lann, bana göre, keyifli yanJan var. Ba de önünüz-
de behrlenmış bır amacınız var ise imece daha da
zengınleşebiliyor..
Farklı konu ve Ldekler sürecek
• .Amaçtan söz ettiniz- Bövle bir kitabı hazuia-
maktaki amacuuz neydi?
ANDAÇ-Bu tür kitaplann edebıyatı tanıtmaktan-
sa, yazı yazmayı öğreten, yazma hevesını geliştıren,
yazmaya yöneluken de neyi/ nasıl yazması gerekti-
ğini gösteren; yazının ucunun nerelere dayandığını
ımleyen yanlannm olduğunu düsünüyorum. Yazı
yazmasını bılmeyen buinin edebiyat yapması müm-
lcün değıl Biz edebiyat. sanat eğıtiminde bunlan
veremiyoruz. Tanhsel bilgılen sıralayınca, öğrenci
edebiyattan uzaklaşıyor, hatta nefret ediyor. Oysa,
bu tür kıtaplann uygulamalı kitaplar olarak benim-
senmesı, eminim kı öğrencilerde de edebiyat sevgı-
sıni uyandınp, yazma çabası göstermelerüun önü-
nü açacaktır.
- Romancnun Kıtabı'nı hazaiamayı düşûnüyor
musunuz? Bu da romancıuğuı öyküsü mü olacak?
ANDAÇ- Evet, başlayalı uzunca bır zaman oldu.
Önce "Denemecinin Kitabı"na başladun. Yazı öne-
receğun yazarlan, sonra da konu ve izlekleri belir-
ledim. Bu konu/ızlekler üzerine araştırma yaptım.
Kendı yazacağım bölüm yazılannı sürdürüyorum.
Yazı yazmasuıı isteyeceğim deneme yazarlanyla
ılişkıye geçmeye "Oykücünün Kitabı"mn çıkması-
nı bekJedım "Romancuun Kitabı" ıçın de bir hay-
li yol aldığımı söyleyebilirim. Burada, yaşamayan
yazarlardan da yazılar almayı düsünüyorum. Bugün
aramızda olsalardı. böyle bırkonuyu önerseydım. "ne
yazariardı' dıyebileceğım yazılanru seçmeye çalı-
şıyorum. Bir de. elünde, hazırlanınış "Yazann Ki-
tabı" \^r. 25 yazanmıza, okuma serüvenlennden
yazma eylemine geçen zaman dihminı anlatan bi-
rer deneme yazmalannı ıstemiştim. Yazılann tümü
bır araya gelince, ülkemizde bir yazann nasıl/hangi
koşullarda yetiştığınin öyküsü çıktı. Keyıfle okuna-
bılecek, özellikle 'gençyazar' adaylanna çok şeyler
söyleyebilecek bir kitap. Sanınm. bu da, yakın za-
manda okura ulaşu-.. Varlık Yayınevi'nm yazın ge-
leneğimize birkatiası olarak düsünüyorum bunu. Fi-
Kz.Nayır Deniztekin kalıta süreklılık kazandıran bır
yayıncı. Okunın dgısı bu ortak çabamızı daha da zen-
gınleştırebıleceğinı umuyorum
- Övkücünün Kitabı, ders almalara açık bir kitap.
Acaba bu kitap bir öykü atölyesi oluşturma dûşûn-
cesinin bir habercisi mi?
ANDAÇ- Gelın, 'ders abnak' demeyelim de; 'yol-
culuk Idtabı' diyelim buna. Yazmak/okumak eyle-
mine yönelen herkesin bu serüvenli yolculuğunun
kitabı. Okuduğumuz her kitabın öğreticüiğı, yönlen-
dıricüiğini yadsıyamayız elbette!
Bakın, bu düşüncenıze katılınm: Yaratıcı yazın ça-
lışmalan derslenmde öğrencilenmın eksikliğıni duy-
duğu kitaplann arasuıda bu tür kitaplann olduğunu
da söylemeliyun. Uygulama çalışmalanmız birer
atölye çalışması gibidir. Oradakı çalışma yöntemi-
miz, ele aldığımız tür/yapıt/metin çalışması bu tür
kitaplann zemınini olusturabilecek düzeyde. Prog-
ramını hazırladığım Yazmak,Arüamak, Vbrumlamak
oylumunda biratölye çalışmasında ımledığun dene-
me/roman/ öykü üzenne oluşturulan bu kitaplann
birer el kitabı gibi kullanılmasını ıstiyorum. Hatta
bu bağlamda. bir şair- yazar arkadaşıma^ıazırlama-
sı ıçın, Şairin Kitabı nı önerraiştım. Şimdi sizinle ko-
nuşurkçn düsünüyorum da, neden bir de Tiyatrocu-
Dun Kitabı olmasın...
Soljenüsin ilkkez oyverdi
20 yıl aradan sonra ülkesine dönen yazar
seçimde olası hilelerden endişe duyuyor
Kûrrûr Servisi - Eski muhalif \
r
e ya-
zar Afcxander Soljenrtsin, her ne kadar
seçımlenn adıl bır şekilde gerçekleşe-
ceğine inanmadığını belırtse de, sürgün-
den döndükten sonra ilk kez parlamen-
to seçimleri için oy verdi.
20 yıl Batı'da yaşadıktan sonra 1994
tarihınde Rusya'ya dönen yazar, Mos-
kova'nm merkezindeki seçrm merke-
zine kansuım eşliğinde yüriiyerek gel-
di. Etrafi insanlarla çe\Tİli olan yazan
oy verirken televizyorüar canlı olarak
yayımladı.
1993-1996'da yapılan seçimlerin ka-
yıtlannm tamamen yakıldığını belir-
ten yazar, temiz bir geçmise sahıp olan-
larm böyle bir şey yapmaya ihtiyaç
duymayacaklannı söyledı.
Nobel ödüllü yazar bu seferkı seçim
kayıtlannın dasuustimal ya da yok edi-
leceğinden endişe ettiğini ifade ettı.
Soljenitsuı, kaydını yaptırdıktan son-
ra gizli bir bolme yerine herkesin gö-
rebıleceği bir yerdeki sandıkta oy verdi.
"Oy verdim. Benimleberaber bir çok
insan da oy kullandı. Ama iyi bir şey-
ler olacağmı umabilir miviz" dıyen 81
yasındaki yazar, iktıdardaki partilerin
yapoğı hileli oyunlan ve pisliklerden
herkesin haberdar olduğunu bu yüz-
den bu seferki seçimlerin daha temiz
ve dürüst oiacağına inanmanın olanaksız
olduğunu da sözlerine ekledi.
Tayland Sansür Kurulu 'Anna ve Kral 'ın yasaklanmasını savundu
6
Film bütünüyle hayal ürünü'
Andy Tennant'ınyöoettiği 'AnnaveKral'ın başroDerini Jodie FosterveCbow Yun Fat pa> laşrvoriar.
KültürServisi-Tayland Sansür Kurulu, kral-
hğa karşı saygısızlık unsurlan içerdiği gerek-
çesıylegösterirruni yasakladığı'Anna veKral'
adlı film hakkında v erdiğı karan bir kitap ya-
yımlayarak savundu. Tayland dilinde yazılan
78 sayfalık kitap,' AnnaveKral Fîiminin Tay-
land'daYapıtanâsı İsteğinin ReddineDair Ger-
çekleri Açüdamak Üzere Yaalmış Kitap' adı-
m taşıyor.
Andy Tennant'ın yönettiği, başrollerinde
JodieFosterve Hong Konglu Cbow YunFat'uı
oynadığı film, 20th Cenrury Fox Holiwyood
stüdyosu tarafindan bu ay sonunda gösterime
sokııldu. Filmin göstenm tarihiyle kitabın ba-
sım tarihinin aynı zamanda olması hakkında
açıklamada devlet halkla ilişkiler bölümü, bu
denkleştırmenin özellikle yapıldığmı belirtti.
HoJlywood stüdyosu geçen yıl fılmı orada
çekmek için ızm istemış ama aldığı ret ceva-
bı üzerine fırmin yaprmı Malezya'da gerçek-
leşmişti.
Dev let sözcüsü yapdmak istenen fümin ger-
çekle hiçbir alakası ohnadığmı ve tamamıyla
bır hayal ürünü olduğu içm bu isteği geri çe-
virdiklenni beürtti. Filmin ilk versiyonunda Vul
Brynner'ın oynadığı 19. yüzyılda yaşayan
Kral Mongkut'un bir aptal gibi gösterildiğini
iddia eden sansür kurulu fihrun fragmanlan-
nın bile kabul edilemez nıtelikler taşıdığını
belirtti.
Margaret Landon'ın 1944 yılında yazdığı
'Anna ve Siam Kralı' adlı kıtabından uyarla-
nan Anna ve Kral, 1800'lerin ortalannda ço-
cuklanna Ingilızce öğretmek için Kral Mong-
kut tarafindan kiralanan Ingiliz Anna Leono-
wens'm yaşadıkJaruu konu ediyor.
1AZI ODASI
SELtM tLERl
Kadıköyü Çarşısı C
Çocuklu^u Kadıköyü'nde geçenler ve ben yaş-
ta olanlar için bu 'köy'ün elbette birçok özellıği, ama
ne yazık ki artık yitip gitmış, anılarda kalmış birçok
özelliği söz konusudur.
Semtleri sönüp grtmiştir; Münir Nurettin'in şar-
kısını dinleyen Kalamış bugün birhuzursuzluk, tat-
sızlık yöresi.
Yaşama biçımi değişmiştir; hemen herkesin eşit
refah düzeyınde yaşadığı Kadıköyü'nden eser kal-
mamıştır.
Mimarisi silinmiştir; bahçelik, ahşap evler Kadı-
köyü'nden geriye pek az iz kaldı...
Bununla birlikte Kadıköyü Çarşısı çocukluğu-
mun dünyasından görüntülerle dolup taşıyor bu-
gün de.
Hemen hiç sabahlan gitmezdik oraya. O za-
manlar evlerde sabahlar, ev hanımlan için evin te-
mizliğine, şusuna busuna aynlmış zamanlardı.
Sonra bir de 'sabah kahvesi' vardı, komşu kom-
şuya bir fincan kahve içmeye gelirdf.
Oğle yemeği yenip bulaşık da kaldınldıktan son-
ra, işte aksamüzen başlangıcında çarşıya çıkılırdi.
Belki de 'çarşıya inilirdi' demem daha dogru ola-
cak; bız Bahariye'de oturuyorduk, yokuş aşağı
çarşıya inerdik.
Bu çarşı bir uçtan bir uca, dolambaçlı yollan, bir-
birine bağlanan sokaklarıyla uzayıp gider, bana
pek uzun, labirentli bir çarşı görünürdü.
Şimdi de öyle. Yolum ne zaman Kadıköyü'ne düş-
se, zaman ayınp çarşıdan geçerim.
Mesela sebzeciler, manavlar önünde durunjm.
O zamanlar bir 'zerzevar1
sözcüğü vardı, zerzevat-
çıya uğranılırdı. Dalıp gidersiniz kıvırcık salatalara,
taze sovanlara, kıpkırmızı turplara; yeşille kırmızı
bir natürmort oluşturur.
Taze sebzeler, şimdi, günümüzde, bütün mev-
simlerin sebzeleri olarak bir arada. Ama eskiden
öyle miydi? Kırk yıl öncesinde her sebze, her mey-
va kendi mevsiminde çıkagelir, mevsimlerin bir
sürprizi olurdu.
Ah o kurutulmuş sebzeler! Çok şükür bugün de
varlıklannı koruyorlar. Güneşin ayrıca lezzet kattı-
ğf kurutulmuş bamyalar, kızarmış, bütün yazın alev
rengini almış sivri biberler, kadifesi buruşmuş pat-
lıcanlar yerli yerinde. Iplere dizilı bamyalarla bi-
berler yan yana bir gerdanlık...
Az beride baharatçılar. Bin çeşidiyle baharat,
tatlısına tuzlusuna, yemeklere iştafı katıyor. Renk-
leri, tozlan, şekılleri, kavanozlan, her şeyleri, artık
bir natürmort degil de, soyuta kaçan birer 'pey-
zaj'l
Işığı kapıp büsbütün ışıltı kesilmiş bal! Bu bal-
lardan her zaman şüphe edilır, ılle tadılır, geniz ya-
kıp yakmadığı araştınlırdı. Çeşıt ballar, her bin da-
mak zevkınize sesleniyor.
Turşuculan geçtinız, hemen oralarda birden şe-
kerlemeciler! Lokumlan, çiftekavrulmuşlan, ezme-
leri, daha bilmediğim, ben yaştakilerin artık tatma-
masında yarar olan, ama her biri şuruplu alacala-
nyla gönül çelen şekeriemeler...
ŞekertemeleftJen vazgeçtim de, pastırmadan, su-
cuktan vazgeçmeye imkân mı var. Beslenme uz-1
manı bir dostum söylemiştı: Pastırma, doğal ya-
pımını bugün de koruduğundan, bütün öteki 'şar-
küteri' yiyeceklerinden çok daha yarariıymış. Hiç
olmazsa bırkaç dilim, incecik, akik taşlannın ışıltı-
sında, tadımlık, nefis körletmek için...
Kadıköyü Çarşısı'nın oldum bittim balık tezgâh-
lan da birer resim, birer şiirdir. Gerçi ben pek ba-
lık meraklısı değilimdir. fablalannda duran balık-
lara üzülürüm. Sadece gümüş ışıltılannın yaprak
yeşili ve tabla kırmızısıyla yarattığı uyum gözümü
oksar.
Doğayı mahvetmediğimiz o günlerde, bu tabla-
larda balık çeşidi elbette çok daha faztaydı.
Ve yine o günlerde Kadıköyü Çarşısı'nda koko-
reççi, dönerci var mıydı, hatırlayamıyorum. Şimdi
var.
Insanlarvar, kalabalıklarvar, alışveriş düzeni bü-
tün ihtişamıyla kol geziyor. Fınnlar, mandıralar, ku-
ruyemişçiler, kahveciler, hurmalar, mezeciler, ge-
çip gidiyorsunuz, geçip giderken gözünüz gibi mi-
denizin gönlü de okşanıyor...
Takvimde İz Bırakan:
"Başı dik, yüreği istek dolu küçûcük bir çocuk
olduğu o günlerden bu yana hep Judy Jones'u
istemiş olduğunu anlaması uzun sürmedi." F. S.
Fitzgerald, Caz Çağı öyküleri (Kış Düşleri), Filiz
Ofluoglu'nun çevirisi, Mitos, 1992.
Byis Presley, 21. yüzyılda
müzikalle amlacak
• Kültür Servisi - 20. yüzyıhn unurulmaz ^ ^
isımlerinden, rock'n roll'un kralı Elvis Presley,'
2001 'de Broadway'de sahnelenecek bir müzikale
konu oluyor. Ünlü oyun yazan Joe DiPietro'nun
yazmakta olduğu müzikalin fıkri, müzik kitaplan
yayımcısı Maxine Berman Lang'a ait. Gerçek bir
Elvis hayram olan Lang, uzun yıJlar bu şarkılarla
yaşadıktan sonra, şarkılann Elvis Presley hakkında
anlatümarmş öyküler banndırdığrnı düşündü ve bu
öyküleri anlatabümek için bu- müzıkal tasarladı.
Amaçlarının Elvis için alışılmış bir West End ' "
müzıkalı yapmak olmadığını belirten DiPietro,
müzikalin bestelerirün ABBA grubunun çoksesli"
müziğine yakın bir yapı içereceğini, hiç
beklenmedik anda dört bir yandan farklı seslerin _
duyulacağı bir müzik kurgusu oluşturulacağım
söyledi. Lang ve DiPietro, müzıkalde hangi Elvis
Presley şarkılanmn kullamlacağnıa dair bir
açıklamada bulunmadüar. .. , ' " '
Bubinin'Aykın Işleri
Nelli Sanat Evi'nde
• Kültür Senisi - Bubınin çeşitü tarihlerde ürettiği
az bilınen ışlerinden oluşan 'Aykm Işler' adh sergj
29 Ocak'a kadar îstanbul Nelli Sanat Evi'nde
izlenebilecek. Postmodern mantığın smırlan içinde,
figüratıf sanatın ikonografisini kendi anlayışı
doğrultusunda yeniden ortaya koymaya çalısan
sanatçuun sergisindeki yapıtlardan bir kısmı özel
koleksiyonlardan toplanarak bir araya getirildi.
(227 73 75)
'Yarkın' Zîhnı Oz Projecrte
• Kühür Servisi - Rock'tan Laon müziğine, hip-
hop'tan house'a, şanson'dan tekno'ya kadar birçok
müzik gnıbuna yer veren Zihni Oz Project bu gece
saat 22.30'da 'Yarkın' topluluğunu ağırlıyor.
Dünyadaki ntim sazianm Türk müziğine
uygulamaya yöneük çahşmalanyla ünlenen
topluluk, Türk Ritimlen Grubu olarak da tanmıyor.
(274 74 01)