26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24ARALIK1999CUMA 14 [email protected] Feridun Andaç, öykücülerle birlikte 'serüvenlere, yolculuklara çağn' kitabı hazırladı U\iviıeıüııgııııııızıuı oykıısu... KüttürServisi-FeridunAndaç'ın farklı kuşaklar- dan ö>kucülen bir aıayageurerek, imeceyle hazırladığı 'öykû se\en, okuyan, yazmak isteyen, hatta yazan öykü tutkunlaniçin birbaşucu kitabı' olan 'Dfinden Bugiine Ö>kücülüğümüz' adlı kitap Varlık Yayınlan' ndan yayımlandı. - Öykücünün Kttabı'nda 31 yazar yer abyor. Bu yazarİan neye göre beariediniz? FERİDUİV ANTJAÇ- Kitabın haarlanma serüve- ninden sözetmehyım sıze, tlkten. Bırkaç yıldır "Dün- den BugüneÖykücülüğümüz" adlı birkitap yazma, bu eksende de bır antolojı hazırlama uğraşı içindey- dım. "Adam Oykü" dergıstrun çıkma hazuiıklarmın oldugu günlerde, Semih Gümüş, dergı için bir şey- leryapmarnı istemişti. "Döoeoce" başhgında bır bö- lüm yapmayı önermıştim. Burada, öykücülerimiz- den, öykü uzerıne belırledigım bir konu/temayı içe- ren bırer yazı yazmalannı ısteyecektim. O eksende de gınş nıtelığındekı önyazılan yazmayı tasarlanuş- ttm. Amacım. dykü türûne, öykücülenn yaklasun- lanyla yenı açılımlar gerırebilmek; onlann yazmsal binkımlen. deneyımleri ile öykü kuramı, öykû es- tetığıne dönük bırginşımi sunrnakü. Burada da fark- h kuşaklardan öykücülerin bir araya gelmesi; bazen yakın anlayışta olanlan, bazen de uç noktalarda bu- lunanlan yan yana getırerek bir zengınlık sunmayı düşünmüştüm Seçunimde ıse ılk elde ulaşabildik- lenm, öykû anlayışlannı/çabalannı tanıyıp; yakın- dan ızlediklenm belırleyicı oldu. Türoünü baştan belirledığımı söyleyemem; derginin her sayısırun hazırlığı öncesmde orurup düşündüm.. Başlangıçta kitap oluşturma düşüncem yoktu, öyle olsaydı, sa- nınm. biraz farklı olabılırdi bu seçimim. Ama, ken- dimi dykünün ıçınde bin olarak gördüğüm; en azın- dan bu cografyayı tanıdığım için, belirh ölçütJen al- dım elbette. Farklıük adlar da, konulann seçimı de olabılırdı.. Kırk yıilık oiuşumun seyrinden bir keslt - Bu yazariann birbiriermden farklan neterdir? ANDAÇ- Burada, hemence, gözettığim şu yanı gö- rebilecektirokur: 1950Kuşağı'danOrb.anDuru,Er- dal Öz, Tahsin YüceL,Adnan özyalçuıer, DemirÖz- lü; 1960-70 Kuşağı öykücülennden MustafaBalel, HuUd Aktunç. Suİhi Döiek. Nazfa Eray, Osman Şa- hin. Avla Kurju. Sdim İJeri, Necati Güngör, Ayşe Ki- limci,Inci AraL TomrisUyar,NecatiTosuner, Nedim Gürsd; 1980-90'lıyülann öykücülennden MarioLe- vi, Jale Sancak, Ülkü Ayvaz, Ahmet Yıknz, Ahmet Yurdakul, Erendiz Atasü, Cemil Kavukçu, Suzan Samana,Fey&Hepciliııgirier,BuketUzuner oykıi- cüluğümüzün kırk yıilık oluşumunun seyrinden bir kesit getiriyorlar. Kendı yazı serüvenlenyle birlik- te, öykü üzenne düşüncelerinin yansıtılması hem kuşak olarak farklılıklannı, hem de yazı coğrafya- lanndaki farklüığı yansıüy_orsanıyorum. Bildiğiniz gıbı, son bölümde de ("Oykü EJeşririsr) eleşrir- menlenmızın söyleşı ve yazılanna yer verdim: F6- sunAkatb ıle söyleşinin yanı sıra SemihGümüş'ün, TYS'nln düzenledlğl sempozyum bugün başlıyor Her yönüyle Yakup Kadri Kültür Servisi- Türkıye Yazarlar Sendikası, Kültür Bakanlığı 'nın katkıianyla "Doğumunun 110. ÖJümünûn 25. Yılında Yakup Kadri Kara- osmanoğJu" konulu bır sempozyum düzenli- yor Bugün saat 9.30'da Nâzım Hikmet Vak- fi 'nda başlayan etkınlik yann saat 10.30'da Ata- türk Kültür Merkezı Sınema Salonu'nda yapı- lacak sempozyumla devam edecek. Bugün KültürBakanı lstemihanTalay'ınaçı- lış konuşmasıyla başlayacak olan ilk oturumun konusu "Yaşamın Tanıkhğmda Edebi Kimfiğin Oluşumu" Başkanlığını Şiikran Kurdakul'un yapacağı otu- rumda Bahriye Çeri "Yaşamın tanıkfağmda Ya- knpKadri",Mu- ratBe&Tandı- ğun Yakup Kad- ri" vePcride Ce- lal"Yakup Kad- riii Anıtor" ko- nulanıleyerala- cak. Aynı gûn ger- çekleşecek ıkınci oturumun konu- su ise "Cumhu- riyet Söylemini Kurabilmek" Başkanlığını Errf Toy'un yapacağı orurumda, Di- dem Ardalı'mn "Edebi Kimligj- nin Oluştuğu Ortam ve Yakup Kadri". Feridun Andaç m "Bir Dönem RomancısıOlarak Yakup Kadri" ve Konur Ertop'un u Yakup Kadri'nin Romanlannda Cumhuriyet Söytemi" baslıklı bıldınler sunacaklar. Yann Atatürk Kültür Merkezi'nde sürecek olan sempozyumun ilk oturumunun konusu -Yazmsal Birikimin Uç Noktalan." Başkanlığı- nı SennurSezer'in yapacağı oturumda " Yakup Kadri'nin RomanJanna Yansnan Memkket Gerçeği''nı Demirtaş Ceyhun, "MemleketGer- çeğj"nı Adnan Özyalçmer, "Yakup Kadri'nin Öykücülüğû" Turan Alptekin "Bir Düzyan Us- tasıOiarak YakupKadri"yi ise CananYücd Ero- nat anlatacak. Başkanlığını Aydın Hatipoğlu'nun yaptığı ıkınci oturumun konusu ise "Yakup Kadri Ar- şivi ve Edebiyat Mûzesine Doğru." Bahriye Çe- ri nin "Yakup Kadri ArşKi Açüu-ken", Cengiz Bektaş'ın "Neden EdebiyatMüzesi" ve Tomur Atagök'ün "Bir Sanat Müzesi Nasıl Olmalı" baslıklı bildirilenyle sürecek olan orunım Ke- mal Özer'ın sonuç bildirgesiyle sona erecek. Lmacım, öykü türüne, öykücülerin yaklaşımlanyla yeni açılunlar getirebilmek; onlann yazınsal biriJcimleri, deneyimleri ile öykü kuramı, öykü estetiğine dönük bir girişimi sunmaktı.' bir de benim birer yazunız yer alıyor. -HangiböJümdeküninyeraiacağma nasuVneye gö- re karar verdiniz? ANDAÇ-Bıraz önce de imlemeye çalıştığım gibı, 'Idm/nasıl/neyegörelik'te belırleyıci olan; farklı ku- şaklann, farklı anlayışlann bir araya gelmesi, öykü- nün türsel zenginlığinı hem içerik düzleminde, hem de anlatım sorunsallan baglamında yansıtabilmede bırbinne yakın ya da uzak duranlann bu konuda söyleyeceklerininolması."KitabuıÖ>küsü"ndede beiirtiğim gibı: Ne yandan bakarsak hakalım, bu tür kitaplann 'öînel'likyanlannı yadsıyamayız. Bırbaş- kası, benzer bir kitabı, farklı kışiler ve ızleklerle yo- la çıkarak farklıca kotarabüir kuşkusuz. Kitabın böy- le bir yarunın olduğunu da göz ardı etmemelı, ben- ce. Yazılann yanı sua öykücülerden de bırer öykü örnegi seçtun. özellikle bunlann yayımlanmamış öy- küler olmasını istemistün. Yazarianmızın birçoğu da bunakanJdı. Eksikler olunca, vazgeçüm. Her bölüm- deki iki öykücüden iki öykü.. Bunun da son aşama- da bire indirmek zorunda kaldım. Kıtabuı hacmı ge- nişliyordu. Ama yeni baskılarda bu öykülere de yer vermek düsüncesindeyım. Böylece kitap daha bü- tünleyicılik kazanrr, birde kendilenne ılettiğım hal- de öykülerine yer veremedığun yazar arkadaşlan- mın bana 'bozulmalan'nı gidermek istiyorum... -Bukitaptaöykücülügun öyküsü var. Bu imeceöy- küyü birlikte yazduuz. Bu biçimde başka ö\ küler yaâlabiür. Bu tür öyküleriniz de'vam edecek mi? ANDAÇ-Doğrudur. öyküculüğün öyküsü . Kıtap- laşnrma düşüncesi kafamda oluşmaya başlayınca; ko- nulan, izlekleri bu eksende seçerek kitabın bu öy- küyü birçok yönüyle anlatmasınj istednn. Yazı öne- nsinde bulunduğum yazar arkadaşlanm; bu tür gi- rişuni sevinçle desteklemislerdi. Ortak kıtaplar baş- ka türlü oluşamaz; ilgi, destek, heyecan olmalı. El- betteki başka öyküler de yazılabilır. Ortak çalışma- lann, bana göre, keyifli yanJan var. Ba de önünüz- de behrlenmış bır amacınız var ise imece daha da zengınleşebiliyor.. Farklı konu ve Ldekler sürecek • .Amaçtan söz ettiniz- Bövle bir kitabı hazuia- maktaki amacuuz neydi? ANDAÇ-Bu tür kitaplann edebıyatı tanıtmaktan- sa, yazı yazmayı öğreten, yazma hevesını geliştıren, yazmaya yöneluken de neyi/ nasıl yazması gerekti- ğini gösteren; yazının ucunun nerelere dayandığını ımleyen yanlannm olduğunu düsünüyorum. Yazı yazmasını bılmeyen buinin edebiyat yapması müm- lcün değıl Biz edebiyat. sanat eğıtiminde bunlan veremiyoruz. Tanhsel bilgılen sıralayınca, öğrenci edebiyattan uzaklaşıyor, hatta nefret ediyor. Oysa, bu tür kıtaplann uygulamalı kitaplar olarak benim- senmesı, eminim kı öğrencilerde de edebiyat sevgı- sıni uyandınp, yazma çabası göstermelerüun önü- nü açacaktır. - Romancnun Kıtabı'nı hazaiamayı düşûnüyor musunuz? Bu da romancıuğuı öyküsü mü olacak? ANDAÇ- Evet, başlayalı uzunca bır zaman oldu. Önce "Denemecinin Kitabı"na başladun. Yazı öne- receğun yazarlan, sonra da konu ve izlekleri belir- ledim. Bu konu/ızlekler üzerine araştırma yaptım. Kendı yazacağım bölüm yazılannı sürdürüyorum. Yazı yazmasuıı isteyeceğim deneme yazarlanyla ılişkıye geçmeye "Oykücünün Kitabı"mn çıkması- nı bekJedım "Romancuun Kitabı" ıçın de bir hay- li yol aldığımı söyleyebilirim. Burada, yaşamayan yazarlardan da yazılar almayı düsünüyorum. Bugün aramızda olsalardı. böyle bırkonuyu önerseydım. "ne yazariardı' dıyebileceğım yazılanru seçmeye çalı- şıyorum. Bir de. elünde, hazırlanınış "Yazann Ki- tabı" \^r. 25 yazanmıza, okuma serüvenlennden yazma eylemine geçen zaman dihminı anlatan bi- rer deneme yazmalannı ıstemiştim. Yazılann tümü bır araya gelince, ülkemizde bir yazann nasıl/hangi koşullarda yetiştığınin öyküsü çıktı. Keyıfle okuna- bılecek, özellikle 'gençyazar' adaylanna çok şeyler söyleyebilecek bir kitap. Sanınm. bu da, yakın za- manda okura ulaşu-.. Varlık Yayınevi'nm yazın ge- leneğimize birkatiası olarak düsünüyorum bunu. Fi- Kz.Nayır Deniztekin kalıta süreklılık kazandıran bır yayıncı. Okunın dgısı bu ortak çabamızı daha da zen- gınleştırebıleceğinı umuyorum - Övkücünün Kitabı, ders almalara açık bir kitap. Acaba bu kitap bir öykü atölyesi oluşturma dûşûn- cesinin bir habercisi mi? ANDAÇ- Gelın, 'ders abnak' demeyelim de; 'yol- culuk Idtabı' diyelim buna. Yazmak/okumak eyle- mine yönelen herkesin bu serüvenli yolculuğunun kitabı. Okuduğumuz her kitabın öğreticüiğı, yönlen- dıricüiğini yadsıyamayız elbette! Bakın, bu düşüncenıze katılınm: Yaratıcı yazın ça- lışmalan derslenmde öğrencilenmın eksikliğıni duy- duğu kitaplann arasuıda bu tür kitaplann olduğunu da söylemeliyun. Uygulama çalışmalanmız birer atölye çalışması gibidir. Oradakı çalışma yöntemi- miz, ele aldığımız tür/yapıt/metin çalışması bu tür kitaplann zemınini olusturabilecek düzeyde. Prog- ramını hazırladığım Yazmak,Arüamak, Vbrumlamak oylumunda biratölye çalışmasında ımledığun dene- me/roman/ öykü üzenne oluşturulan bu kitaplann birer el kitabı gibi kullanılmasını ıstiyorum. Hatta bu bağlamda. bir şair- yazar arkadaşıma^ıazırlama- sı ıçın, Şairin Kitabı nı önerraiştım. Şimdi sizinle ko- nuşurkçn düsünüyorum da, neden bir de Tiyatrocu- Dun Kitabı olmasın... Soljenüsin ilkkez oyverdi 20 yıl aradan sonra ülkesine dönen yazar seçimde olası hilelerden endişe duyuyor Kûrrûr Servisi - Eski muhalif \ r e ya- zar Afcxander Soljenrtsin, her ne kadar seçımlenn adıl bır şekilde gerçekleşe- ceğine inanmadığını belırtse de, sürgün- den döndükten sonra ilk kez parlamen- to seçimleri için oy verdi. 20 yıl Batı'da yaşadıktan sonra 1994 tarihınde Rusya'ya dönen yazar, Mos- kova'nm merkezindeki seçrm merke- zine kansuım eşliğinde yüriiyerek gel- di. Etrafi insanlarla çe\Tİli olan yazan oy verirken televizyorüar canlı olarak yayımladı. 1993-1996'da yapılan seçimlerin ka- yıtlannm tamamen yakıldığını belir- ten yazar, temiz bir geçmise sahıp olan- larm böyle bir şey yapmaya ihtiyaç duymayacaklannı söyledı. Nobel ödüllü yazar bu seferkı seçim kayıtlannın dasuustimal ya da yok edi- leceğinden endişe ettiğini ifade ettı. Soljenitsuı, kaydını yaptırdıktan son- ra gizli bir bolme yerine herkesin gö- rebıleceği bir yerdeki sandıkta oy verdi. "Oy verdim. Benimleberaber bir çok insan da oy kullandı. Ama iyi bir şey- ler olacağmı umabilir miviz" dıyen 81 yasındaki yazar, iktıdardaki partilerin yapoğı hileli oyunlan ve pisliklerden herkesin haberdar olduğunu bu yüz- den bu seferki seçimlerin daha temiz ve dürüst oiacağına inanmanın olanaksız olduğunu da sözlerine ekledi. Tayland Sansür Kurulu 'Anna ve Kral 'ın yasaklanmasını savundu 6 Film bütünüyle hayal ürünü' Andy Tennant'ınyöoettiği 'AnnaveKral'ın başroDerini Jodie FosterveCbow Yun Fat pa> laşrvoriar. KültürServisi-Tayland Sansür Kurulu, kral- hğa karşı saygısızlık unsurlan içerdiği gerek- çesıylegösterirruni yasakladığı'Anna veKral' adlı film hakkında v erdiğı karan bir kitap ya- yımlayarak savundu. Tayland dilinde yazılan 78 sayfalık kitap,' AnnaveKral Fîiminin Tay- land'daYapıtanâsı İsteğinin ReddineDair Ger- çekleri Açüdamak Üzere Yaalmış Kitap' adı- m taşıyor. Andy Tennant'ın yönettiği, başrollerinde JodieFosterve Hong Konglu Cbow YunFat'uı oynadığı film, 20th Cenrury Fox Holiwyood stüdyosu tarafindan bu ay sonunda gösterime sokııldu. Filmin göstenm tarihiyle kitabın ba- sım tarihinin aynı zamanda olması hakkında açıklamada devlet halkla ilişkiler bölümü, bu denkleştırmenin özellikle yapıldığmı belirtti. HoJlywood stüdyosu geçen yıl fılmı orada çekmek için ızm istemış ama aldığı ret ceva- bı üzerine fırmin yaprmı Malezya'da gerçek- leşmişti. Dev let sözcüsü yapdmak istenen fümin ger- çekle hiçbir alakası ohnadığmı ve tamamıyla bır hayal ürünü olduğu içm bu isteği geri çe- virdiklenni beürtti. Filmin ilk versiyonunda Vul Brynner'ın oynadığı 19. yüzyılda yaşayan Kral Mongkut'un bir aptal gibi gösterildiğini iddia eden sansür kurulu fihrun fragmanlan- nın bile kabul edilemez nıtelikler taşıdığını belirtti. Margaret Landon'ın 1944 yılında yazdığı 'Anna ve Siam Kralı' adlı kıtabından uyarla- nan Anna ve Kral, 1800'lerin ortalannda ço- cuklanna Ingilızce öğretmek için Kral Mong- kut tarafindan kiralanan Ingiliz Anna Leono- wens'm yaşadıkJaruu konu ediyor. 1AZI ODASI SELtM tLERl Kadıköyü Çarşısı C Çocuklu^u Kadıköyü'nde geçenler ve ben yaş- ta olanlar için bu 'köy'ün elbette birçok özellıği, ama ne yazık ki artık yitip gitmış, anılarda kalmış birçok özelliği söz konusudur. Semtleri sönüp grtmiştir; Münir Nurettin'in şar- kısını dinleyen Kalamış bugün birhuzursuzluk, tat- sızlık yöresi. Yaşama biçımi değişmiştir; hemen herkesin eşit refah düzeyınde yaşadığı Kadıköyü'nden eser kal- mamıştır. Mimarisi silinmiştir; bahçelik, ahşap evler Kadı- köyü'nden geriye pek az iz kaldı... Bununla birlikte Kadıköyü Çarşısı çocukluğu- mun dünyasından görüntülerle dolup taşıyor bu- gün de. Hemen hiç sabahlan gitmezdik oraya. O za- manlar evlerde sabahlar, ev hanımlan için evin te- mizliğine, şusuna busuna aynlmış zamanlardı. Sonra bir de 'sabah kahvesi' vardı, komşu kom- şuya bir fincan kahve içmeye gelirdf. Oğle yemeği yenip bulaşık da kaldınldıktan son- ra, işte aksamüzen başlangıcında çarşıya çıkılırdi. Belki de 'çarşıya inilirdi' demem daha dogru ola- cak; bız Bahariye'de oturuyorduk, yokuş aşağı çarşıya inerdik. Bu çarşı bir uçtan bir uca, dolambaçlı yollan, bir- birine bağlanan sokaklarıyla uzayıp gider, bana pek uzun, labirentli bir çarşı görünürdü. Şimdi de öyle. Yolum ne zaman Kadıköyü'ne düş- se, zaman ayınp çarşıdan geçerim. Mesela sebzeciler, manavlar önünde durunjm. O zamanlar bir 'zerzevar1 sözcüğü vardı, zerzevat- çıya uğranılırdı. Dalıp gidersiniz kıvırcık salatalara, taze sovanlara, kıpkırmızı turplara; yeşille kırmızı bir natürmort oluşturur. Taze sebzeler, şimdi, günümüzde, bütün mev- simlerin sebzeleri olarak bir arada. Ama eskiden öyle miydi? Kırk yıl öncesinde her sebze, her mey- va kendi mevsiminde çıkagelir, mevsimlerin bir sürprizi olurdu. Ah o kurutulmuş sebzeler! Çok şükür bugün de varlıklannı koruyorlar. Güneşin ayrıca lezzet kattı- ğf kurutulmuş bamyalar, kızarmış, bütün yazın alev rengini almış sivri biberler, kadifesi buruşmuş pat- lıcanlar yerli yerinde. Iplere dizilı bamyalarla bi- berler yan yana bir gerdanlık... Az beride baharatçılar. Bin çeşidiyle baharat, tatlısına tuzlusuna, yemeklere iştafı katıyor. Renk- leri, tozlan, şekılleri, kavanozlan, her şeyleri, artık bir natürmort degil de, soyuta kaçan birer 'pey- zaj'l Işığı kapıp büsbütün ışıltı kesilmiş bal! Bu bal- lardan her zaman şüphe edilır, ılle tadılır, geniz ya- kıp yakmadığı araştınlırdı. Çeşıt ballar, her bin da- mak zevkınize sesleniyor. Turşuculan geçtinız, hemen oralarda birden şe- kerlemeciler! Lokumlan, çiftekavrulmuşlan, ezme- leri, daha bilmediğim, ben yaştakilerin artık tatma- masında yarar olan, ama her biri şuruplu alacala- nyla gönül çelen şekeriemeler... ŞekertemeleftJen vazgeçtim de, pastırmadan, su- cuktan vazgeçmeye imkân mı var. Beslenme uz-1 manı bir dostum söylemiştı: Pastırma, doğal ya- pımını bugün de koruduğundan, bütün öteki 'şar- küteri' yiyeceklerinden çok daha yarariıymış. Hiç olmazsa bırkaç dilim, incecik, akik taşlannın ışıltı- sında, tadımlık, nefis körletmek için... Kadıköyü Çarşısı'nın oldum bittim balık tezgâh- lan da birer resim, birer şiirdir. Gerçi ben pek ba- lık meraklısı değilimdir. fablalannda duran balık- lara üzülürüm. Sadece gümüş ışıltılannın yaprak yeşili ve tabla kırmızısıyla yarattığı uyum gözümü oksar. Doğayı mahvetmediğimiz o günlerde, bu tabla- larda balık çeşidi elbette çok daha faztaydı. Ve yine o günlerde Kadıköyü Çarşısı'nda koko- reççi, dönerci var mıydı, hatırlayamıyorum. Şimdi var. Insanlarvar, kalabalıklarvar, alışveriş düzeni bü- tün ihtişamıyla kol geziyor. Fınnlar, mandıralar, ku- ruyemişçiler, kahveciler, hurmalar, mezeciler, ge- çip gidiyorsunuz, geçip giderken gözünüz gibi mi- denizin gönlü de okşanıyor... Takvimde İz Bırakan: "Başı dik, yüreği istek dolu küçûcük bir çocuk olduğu o günlerden bu yana hep Judy Jones'u istemiş olduğunu anlaması uzun sürmedi." F. S. Fitzgerald, Caz Çağı öyküleri (Kış Düşleri), Filiz Ofluoglu'nun çevirisi, Mitos, 1992. Byis Presley, 21. yüzyılda müzikalle amlacak • Kültür Servisi - 20. yüzyıhn unurulmaz ^ ^ isımlerinden, rock'n roll'un kralı Elvis Presley,' 2001 'de Broadway'de sahnelenecek bir müzikale konu oluyor. Ünlü oyun yazan Joe DiPietro'nun yazmakta olduğu müzikalin fıkri, müzik kitaplan yayımcısı Maxine Berman Lang'a ait. Gerçek bir Elvis hayram olan Lang, uzun yıJlar bu şarkılarla yaşadıktan sonra, şarkılann Elvis Presley hakkında anlatümarmş öyküler banndırdığrnı düşündü ve bu öyküleri anlatabümek için bu- müzıkal tasarladı. Amaçlarının Elvis için alışılmış bir West End ' " müzıkalı yapmak olmadığını belirten DiPietro, müzikalin bestelerirün ABBA grubunun çoksesli" müziğine yakın bir yapı içereceğini, hiç beklenmedik anda dört bir yandan farklı seslerin _ duyulacağı bir müzik kurgusu oluşturulacağım söyledi. Lang ve DiPietro, müzıkalde hangi Elvis Presley şarkılanmn kullamlacağnıa dair bir açıklamada bulunmadüar. .. , ' " ' Bubinin'Aykın Işleri Nelli Sanat Evi'nde • Kültür Senisi - Bubınin çeşitü tarihlerde ürettiği az bilınen ışlerinden oluşan 'Aykm Işler' adh sergj 29 Ocak'a kadar îstanbul Nelli Sanat Evi'nde izlenebilecek. Postmodern mantığın smırlan içinde, figüratıf sanatın ikonografisini kendi anlayışı doğrultusunda yeniden ortaya koymaya çalısan sanatçuun sergisindeki yapıtlardan bir kısmı özel koleksiyonlardan toplanarak bir araya getirildi. (227 73 75) 'Yarkın' Zîhnı Oz Projecrte • Kühür Servisi - Rock'tan Laon müziğine, hip- hop'tan house'a, şanson'dan tekno'ya kadar birçok müzik gnıbuna yer veren Zihni Oz Project bu gece saat 22.30'da 'Yarkın' topluluğunu ağırlıyor. Dünyadaki ntim sazianm Türk müziğine uygulamaya yöneük çahşmalanyla ünlenen topluluk, Türk Ritimlen Grubu olarak da tanmıyor. (274 74 01)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle