25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 KASIM 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP yöneticileri deprem bölgesindeki sorunlan belirleyerek hükümeti depremzedelerle ilgilenmeye çağırdı 78 gün geçti, eksflder bittnedil^ Çadırlann büyük bölümü kış koşullanna uygun değil. i^ 78. günde sular akmıyor. l^ Prefabrike konutlann büyük bölümü tamamlanmamış. i^ Atılma korkusu ve baskı altındaki çadırkentliler sorunlannı dile getiremiyorlar. ANKARA (CurahurhetBüro- su) - CHP, depremin üzerinden 78 gün geçmesine lcarşın çadır- kentlerdeki eksikliklerin hâlâ gı- derilemediğine dikkat çekti. Ça- dırlann yansından fazlasının kış koşullanna uygun olmadığını saptayan CHP yöneticileri. "tan- tanalı törenler"le teslım edilen prefabrike konutların büyük bö- lümünün bitmediğmi açıkladılar. Depremzedelerin *"atılma korku- su ve baslu" nedeniyle şikâyetle- rinı dile getinnekten kaçındıkla- nnı kaydeden CHP vöneticileri. hükümeti bir kez daha deprem bölgesiyle "gercekten" ilgilen- mevecağırdı. CHP Genel Sekreter Yardım- cıları Bekir Yurdagül \e Yiğit Gülöksüz dün genel merkezde birbasm toplantısı düzenleyerek, öncekı gün gittikleri Sakarya'da >aptıkları toplantılar ve ziyaret- ler sonucu edindikleri izlenim ve saptamaları açıkladılar. Deprem bölgesindeki sorunlann giderek azalmak yerıne arttığmı ve ağır- laştığını belırten Yurdagül. Sa- karya'daki toplantının ardından gerçekleştırdiklerı zıyaretlerin- de. yurttaşlarm devletin kurum- lanna, ülkeyi yönetenlere güven- lerini tamamen yitirdiklerinı ve küskünlüklennin doruk noktaya ulaştığını gözlemlediklerini an- lattı. Yurdagül şu saptamalan ak- tardı: - Çadırkentlerdekı mevcut ça- dırlann yansından fazlası kış ko- şuilarına uygun değildır. Soguk ve yağmurdan etkilenmektedir, altyapı eksiklikleri hâlâ giderile- memiştir. - Depremın 78. gününde sular akmamaktadır. - Egitim yeni yeni kurulmaya çalışılan çadırlarda eksik öğren- cilerle sürdüriilmektedir. - Tantanalı törenlerle teslim edildiği açıklanan prefabrike ko- nutlann büyük bölümünün yapı- Çadırkentte kış korkusuMUTLU SERELİ SAKARYA - 17 Ağustos depremi 45 saniyede on binlerce insanı yaşamdan çalarken geride de tanımlanamaz acılar bıraktı. Aradan geçen 2 ay 18 gûnlük zaman içinde her gün yeni bir söz veril- di depremzedelere..."Yaralarınızı sara- cağH" denildi, "Sizleri unurmayacağız" denildi. Ama pek çoğu sözlerde kaldı. Tabanı olmayan. 2 kişinin zor sığacağı çadırlara 6 kişiyi yerleştirince "sorun çözüktö". "başlannısokacakbiryerbu- lundu" sanıldı. Oysa çadırkentler, önü- müzdeki kış mevsiminin ikiye katlaya- cağı yeni sorunlara gebe. CHP Genel Başkanı AftanOymen ve MYK üyeleri, önceki gün sivil toplum örgütü temsilcileriyle bir araya gelmek amacıyla gittikleri Sakarya'da Emirdağ çadırkentini ziyaret etti. Göstermelik törenler Altan Öymen'e sorunlan anlatan Sa- karya Barosu Başkanı Bedri Erkul, ge- rekJi yasal düzenlemelerin hiçbırinin ya- pılmaması nedeniyle hükümeti eleştıri- yor, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafmdan dağıtılan prefabrike konutlar için düzenlenen teslim törenlerinin gös- termelik olduğunu vurguluyor ve söyle devam ediyor: "Önde 5 tanesi tamamlanmışsa, ar- kadaki 190 tanesi tamamlanmamış. In- sanlar seslerini çıkaramıyoriar. Çünkü ,!$üiâyet ederlerse hak sahipliğin4n elie- TİiKten atınacagındon endişe ediyorfaı:" .Sakarya Ortopedik Özürlüler Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Sadettin Yılmaz da. belki de bugüne kadar pek çok kişinin gözardı et- tiği bir gerçeğe dikkat çekiyor: "Depremin başından bu yana btderi hk; bir resmi kurum ve kurutuş arayıp sormadı. Özürlüler olarak en mağdur olan kişiier bizieriz ve yalntz bırakılma- nıayı ditiyoruz." Kent merkezinde yaşamm büyük öl- çüde normale döndüğü, işyerlerinin açıldığı, sağlam kaian binalara insania- nn yeniden yerleşmeye başladıklan göz- leniyor. Atatürk Bulvarı boyunca yürüyünce, tüm "normale dönmüş" görüntüsüne karşm derin izleriyle karşılaşıhyor dep- remin. Kimi binalann duvarlan çatla- mış. kimisinin çatısı çökmüş. Yer yer de dümdüz olmuş "binalar" görünüyor. Kimilerinin enkazı kaldınlmış, kimile- rininkine ise hiç dokunulmamış. Enkaz kaldirma çalışmalannın ancak yansının tamamlandığını, enkaz kaldır- ma için hâlâ hiç girilmeyen mahaileler olduğunu öğreniyoruz. Yıkılmış binaya 'az hasarir raporu Yıkılmış, dümdüz olmuş bir binaya "azhasariı raporu" v erilmiş. Yol kenar- larmdaki elektrik direklerinin bir bölü- münün yana yattığı. ancak devrilmesini engellemek için önlem alınmaması dik- kat çekiyor... Topladığı enkazın demirlerini arka- sından döke döke caddenfn ortasmdan geçen kamyonlar doğal birgörüntü oluş- turuyor. Kimse de dönüp bakmıyor. CHP yöneticileri, kentin birkaç kilo- metre dışındaki Emirdağ çadırkentini ziyaret ediyor... Bir renk cümbüşü içinde çadırkent. D epremin üzerinden geçen 2 ay 18 günlük zaman içinde her gün yeni bir söz verildi depremzedelere..."Yaralannızı saracağız" denildi, "Sizleri unutmayacağız" denildi. Ama pek çoğu sözlerde kaldı. Tabanı olmayan, 2 kişinin zor sığacağı çadırlara 6 kişiyi yerleştirince "sorun çözüldü", "başlarını sokacak bir yer bulundu" sanıldı. Oysa çadırkentler, önümüzdeki kış mevsiminin ikiye katlayacağı yeni sorunlara gebe. tarhğı var. Çadırkentin bir başmda. bir de sonunda iki büyük "tetevizyon çadı- n" var. Çadırkentin "kahvehane- s"ymiş. Bu nedenle yalnızca erkekler gidiyormuş, kadınlar ve çocuklar gire- miyorlarmış. "Bu yüzden relevizyona hasret kaldık" yakınmalan duyuluyor kadın ve çocuklardan. tki çadmn içine girip bakıyoruz. Ne rastlantı ki, ikisinde de aynı kanalda ay- nı filmi izliyorinsanlar: BırOrhanGen- cebay filmini... Çadırkentliler, soğuktan ve özellikle de geceleri çok üşüdüklennden yakını- yorlar. Battaniye yeterli değilmiş. Yar- dım dağıtımı için geldiklerinde herkesin üşüştüğünü. bu sırada tatsız olaylar ya- şandığını, tartışma çıktığını anlatıyor- lar. 8 yaşındaki Sinem, yaşından bek- lenmeyen bir olgunlukla yaşadıklannı anlatırken bir öneride bulunuyor: "ÖzelHkle çocuklar içiıı bir şeyler g&- rirdikkri zaman, kamyonun olduğu ye- re çağırmamalan lazım. O zaman biz birbirimizi eziyoruz. arada sıkışıyoruz. Tek tek çadırlara gelip Burada çocuk var mı' diye sorsalar oimaz mı?" Soguğa çözüm olsun diye katalitik so- ba gönderilmiş çadırlara. Depremden kurtulan bir anne ve minik bebeği, çadır- kente katalitik sobadan çıkan gaz sonu- cu zehirlenip yasamlannı yitirrnişler. "Babası burada sabaha kadar ağladı" diye anlattılar. Ondan sonra gecede bır- iki saatten fazla yakamaz oimuşlar katalitikleri. Bazılannda o da yok tabii. Bir de, aydınlatma için kuüanılan yine tüplü lüks lambasından bir çadır yan- mış. Neyse ki içindeki yıırttaşlara bir şey olmamış. Bunlara bir çözüm bulun- masını istiyorlar. Sakarya Emirdağ çadırkentinde depremzedeler ürkek, çekingen ve yalnız. Geçmiş acılan kamksamışlar artık. ICaybettikleri yakmlanndan, kaybettiklerinin sayısmı bile sıradan bir şeymiş gibi anlatıyorlar. Ancak yeni acılar istemiyorlar... Beyaz-konik olanlar. tanıdık Kızılay ça- dırlan: açıkh-koyulu yeşil ve büyük ça- dırlar TSK'nin: Türk Kadınlar Birliği ve Cumhuriyet Kadınian Demeği'nin mavili beyazlı çadırian ve başka özel gruplann irili ufaklı çadırlannı görüyo- ruz. Geniş bir cadde ile ortadan ikiye ay- nlan çadırkent 11 mahalleden oluşuyor. Her mahallenin ayn bir muhtan ve muh- mı tamamlanmamışrır. - Çadırkentlerde oturan dep- remzedeler atılma korkusu ve baskıyla sorunlannı dile getir- mekten korkmaktadırlar. - Depremden en çok etkilenen esnafa sorunlannm çözümü doğ- rultusunda destek olunmadığı gi- bı, esnaf kendi haline bırakılmış durumdadır. - Enkaz kaldırma işini yapan müteahhitlerin binalann temeli- ni kaldırmadıklan tespit edildi. Bu daha sonra yeni bir iha- leyi ve harcamayı beraberin- de getirecek önemli bir ih- maldir. Yurdagül. depremzedele- rin Erzincan depremi sonra- sı çıkanlan yasa benzeri özel bir afet yasası çıkanlması, Adapazan'nın büyükşehiri- lan edilmesi ve eğitimin bir an önce normalleştirilebil- mesi için okullann onanl- masını ıstediklerini aktardı. Esnaförgütlerinin görüşleri- nin alınmasını istediklerini belirten Yurdagül, bölgede- ki özelleştirme kapsamında- ki kamu işletmelerinin özel- leştirme kapsamından çıka- rılması ve en kısa sürede üretime geçmeleri için ön- lem alınmasını bekledikle- rini anlattı. Yurdagül. fon- lardaki birikimlerin faızle- riyle birlikte en kısa sürede sahıplerine venlmesi gerek- tiğini vurgularken "Kalıa konutlar için daha fazla za- man yitirilmeden varsa Ha- zine arazisi. olmuyorsa ka- mulaştırma >r>lu\la arsa te- min edilmeli" diye konuştu. Bekir Yurdagül, kamu çalı- şanlannın bölgede kalmala- nnın özendirilmesi gerektı- ğıni kaydederken, 50 milyon lira olan deprem taz- minatının da arttırılmasını ıstedi. 70 milyon dolar Deprem bölgesine yeni kaynak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı Vfehmet Keçeciler, deprem bölgesinde kullanılmak üze- re Katar. Umman ve Bah- reyn'den 400 milyon dolar. Islam Kalkınma Banka- sı"ndan (tKB) 300 milyon dolar kaynak saglandığını bildirdi. Keçeciler, Körfez ülkele- rine yaptığı ziyaret ile ilgili dün Başbakanlık'ta bir açık- lama >aptı. Açıklamada, Katar. Umman ve Bahreyn yetkilileriyle yapılan görüş- melerin ardından 400 mil- yon dolarlık bir fonun dep- rem bölgesinde kullanılmak üzere Türkiye'ye venlmesi konusuna işlerlik kazandınl- masında anlaşma sağlandı- ğı kaydedildi. Fon ile ilgili görüşmeler vapmak amacıyla kasım ayında bir heyetin Türki- ye'ye geleceğıni belirten Keçeciler. tKB'nin deprem nedeniyle Türkiye'ye ver- meyi planladığı 300 milyon dolarlık kredi için de çalış- malann sürdürüldüğünü söyledi. Devlet Bakanı Hasan Ge- mici de, yaptığı yazılı açık- lamada, bugüne kadar dep- rem bölgesine Sosyal Yar- dımlaşmayı ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'ndan toplam 4 trilyon 193 milyar 150 mil- yon lira gönderildiğini bil- dirdi. Basın Hizmet Ödülleri veriliyor Haber Merkezi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 26 yıl başkanlığmı yapan Burhan Felek bugün ölümünün 17. yılında cemiyet merkezinde adını taşıyan salonda anılacak. Saat 17.00'de başlayacak geleneksel anma toplantısında meslekte 50 yılını doldurmuş ve 70 yaşına ulaşmış cemiyet üyelerinden Cüne>t Arcayürek. Semih Bafcıoğlu. Yılmaz Çetiner, Ali İhsan Göğüş, Ara Güler, Ayhan Hünalp, Bedri Koraman' a Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü sunulacak. 1997 yılı ödüllerine hak kazanmış olan Turhan Gürkan, Nurerrin Varol ve Zeki Metiner de ödüllerini aynı törende alacaklar. Toplantıda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Orhan Erinç "Burhan Felek'li Yülar" konulu bir konuşma yapacak. Sabahsaat 11.00'dede Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetım Kurulu Burhan Felek'in Karacaahmet Mezarlığf ndaki kabrini ziyaret ederek saygı duruşunda bulunacak ve çelenk koyacak. İnönü, politikacılann hedeflerinden asla vazgeçmediklerini vurguladı 6 Eskiler son dönemini yaşıyor' İstanbul Haber Servisi - Feshedilen SHP'nin eski genel başkanı ve Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) üyesi Prof. Dr. Erdal İnönü. partilerdeki eski ve başarısız liderlerin son dönemlerini yaşadığını söyledi. İstanbul Üniversitesi (1Ü) tarafmdan düzenlenen Aydmlanma Eğitimi Söyleşileri'nin ılkine konuk olan İnönü, Atatürk" ün eşsiz bir sıyaset adamı olduğunu belirterek demokrasilerde siyasetçilerin, Atatürk gibı. yaptıklannın doğruluğunu halka iyi anlatabilme özelliğine sahip olmalan gerektiğini kaydetti. inönü, söyleşiyi izleyen öğrencilere Söylev'i iyı okumalannı önerdi. Büyük bilim adamlan ve siyasetçilerin hedeflerinden asla vazgeçmediklerini vurgulayan İnönü, siyasetçi ve bilim adamında akıl, sezgi ve irade gücü olması gerektiğini belirtti. 'Sosyal gerçeklik lyl kavranmalı' Başanlı siyasetçinin bilim adamlannın görüşlerinden; sosyal ve siyasal bilimler ile özellikle iktisat biliminden yararlandığını vurgulayan İnönü, siyasette başan için sosyal gerçekliğin iyi kavranması, halkla iyi iletışim kurulması, eleştirel bakış sahibi olunması gerektiğini söyledi. inönü, öğrencilerin sorulan üzerine Türkiye'deki sorunlann demokrasi içinde çözüleceğinden umutlu olduğunu, partilerdeki başarısız liderlerin yavaş yavaş tabanın baskısıyla değiştirilmeye başladığını söyledi. tnönü"ye 1Ü adına bir teşekkür plaketi verildi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Anlaşılmaz Işler Yargıtay Başsavcısı Sayın Vural Savaş'ın ge- çen haftayaptığı ve baştaTBMM olmak üzere, de- ğişik çevrelerden son derece sert tepkilere neden olduğu basın toplantısının metnini. günlerdir oku- yorum. Ve bazı şeyleri anlamaya çalışıyorum. "Dört sayfalık metnin nesını günlerdir okuyor- sun?", diye sormayın. Defalarca okudum ve bu ka- dar kızılmasının nedenini bulmak istedim. Hâtta önce, Anadolu Ajansı'nın geçtiği metinde bir şey bulamayınca, internet'tekımetni istettim veonu da defalarca gözden geçirdim. Ve bunca tepkinın ne- denini anlamadım. Aslında Sayın Savaş; açtığı her davada haklı gördüğüm bir savcı otmadığı gibi, kimi davalarda- ki tutumundan hiç de hoşlanmamıştım. Yani, hiç- bir kişisel sempatim yok. Ama doğrusunu isterse- niz, bu basın toplantısında kızacak hiçbir şey bu- lamadım. Hele hele TBMM'nın genel kurulunda bu konuda yapılan eleştiriler karşısında, şaşkınlığa düşmekten kendimi kurtaramadım. Daha birkaç ay önce; bir başka yüksek adalet insanımızın, Yargıtay Başkanı Sayın Sami Sel- çuk'un yaptığı ve yenilir yutulur cinsten olmayan veelbetteTBMM'yidebağlayaneleştirilerini^müt- hiş bir "demokratlık ölçüsü olarak", değerlendiren ve alkışlayan siyasetçilerimizin bu tutumunu anla- mak mümkün değil. Doğrusunu isterseniz, Sayın Savaş'ın bazı tutumlarından hoşlanmamama karşm; Sayın Sel- çuk'a, bir hukukçu olarak daha çok sempatim var- dı. Fakat son konuşması karşısında, hem şaşırmış ve hem de üzülmüştüm. Ama "Işte cumhurbaşka- nı olacakadam..." gibi, "Demokrasi dersı verdi..." gibi, abartılmış övgüleri okuyunca, üzüntüm kızgın- lığa dönüşmüştü. Ve "Acaba birileri mi konuştur- du?.." diye düşünmüştüm. Sayın Savaş, yaptığı basın toplantısında, TBMM ile ilgili birkaç hususa değiniyor. Bunlardan birin- de, "Büyük Millet Meclisi'mizde temsil adaleti sağ- lanmalı, büyük şehirlerimızde örneğin İstanbul, Ankara Izmir, Bursa ve Adana'da yaşayan yurt- taşlanmız ikinci sınıf olmaktan kurtarılmalıdır. Doğu 'daki küçük illerimızde yaşayan vatandaş- lanmızın kullandığı 1 oy, bugün büyük şehiherimiz- de yaşayan vatandaşlanmızın 3 oyuna eşit tutulu- yor. Gelecek seçimde bu fark daha da artacak. Bu farklılığın HADEP ve Fazılet tipi partilerin haketti- ğinden daha çok milletvekili çıkarmasına yaradığı ve yarayacağı gözden uzak tutulmamalıdır..." di- yor. HADEP ve Fazilet'ın büyük kentlerde de oy ala- bileceğinı düşünmeme karşın; şu andaki durumun, demokrasınin temel ilkesi olan "eşit oy" ilkesine aykırı olduğu, açık değil mı? Gerçekten, demok- raside herkesin "tek oyu 'Vardır ve tüm oylar, "eşit ağırlıklı"d\r. Bu sorunu pratik olarak çözmek de mümkündür. Önce, tüm Türkiye'de bir milletvekili seçmek için gerekli olan oy sayısı hesaplanır. Sonra da, seçim bölgeleri buna göre belirlenir. Nasıl büyük kentle- rimiz birkaç seçim bölgesine ayrılıyorsa, küçük kentlerimizden de birkaçı bir araya getroletek sş-, çim bölgeleri düzenlenebılir. Kaldt ki Jürkiye'njn* tüm kentlerinde, en az bir milletvekili seçilebilecek kadar seçmen vardır. Dengesızlik, bir milletvekili üzerine yapılan "eklemelerden", doğmaktadır. Sayın Savaş'ın siyasetçilen hedef alan diğersöz- leri şöyle: "Politikacılanmızın, insan haklan derneklerinin, bazı yazahar ve parti liderlerinin (düşünce özgür- lüğünü sağlamaya çalışıyoruz) bahanesiyle irtica ve süreklılik kazanan bölücü eylemler açık ve so- mut tehlike oluşturmaya devam ederken; (ülke bü- tünlüğünü hedef alan yazılan ve sözlü propagan- dayı), (halkı ırk, din, mezhep veya bölge farkı gö- zeterek, kin ve düşmanlığa tahrikı) suç olmaktan çıkarmaya, 312. maddeyi değiştirmeye ve kaldır- maya çalışmaya, başörtüsü eylemlerini kışkırtma- ya devam edeceklerini ve böylece her zaman yap- tıklan gibiyangına körükle gideceklerini de biliyo- rum..." Bu paragraftaki tüm düşüncelere katılmam el- bette mümkün değil. Ama abartılmış bir biçimde tepki duymanın ne gereği var? Kaldı ki, Sayın Sel- çuk'un çok daha sert eleştirilerini alkışlarla karşı- layan kimi siyasetçilerimizin, bu görüşlerden "alın- malannı", doğrusu çok garipsedim. Neyzen Tev- fik'in bu gibi durumlar için bir dörtlüğü vardır ama "yanlış anlaşılabilirim" diye yazmıyorum. Bilirsıniz, TBMM'ye "foz kondurmamaya" çalı- şırım. Çünkü beğensek de beğenmesek de bu Meclis, Türk halkının "iradesının gerçekleştıği" bir mekândır ve TBMM'ye yapılan saygısızlığı, ulusa yapılan bir saygısızlık olarak değerlendiririm. Fakat TBMM'yi "eleştirilemez" bir kurum olarak değerlendirmek, hem Cumhuriyet'e zarar verir ve hem de demokrasıye. Kaldı kı, Meclisimiz son dö- nemlerde, hiç de iyi bir sınav verememektedir. Ne Susurluk konusunda, ne Turban otelleri konusun- da gerekli refleksı gösterememiştir. Şu Merve Ka- vakçı sorununda bile, düpedüz şaşkınhk içinde- dir. Şimdi, "Aman Meclisyıpranmasın"diye, bun- ları görmezden mi geleceğiz? Bunlan si- neye mi çekeceğiz?.. Bu işleri gerçekten anlamıyorum. Ve sonunda, karşı çıkmamız gereken ınsanları savunmak, des- teklememiz gereken insanları eleştırmek zorunda kalıyoruz. Garip bir ülkede yaşıyoruz. 2000yılının otomobilleri 2000'li yıllann otomobilleri, otoseverlerin beğenisine sunuluyor. Bu yıl 7'ncisi düzenlenen L luslararası Otomobil Fuan Auto Show '99 CNR Fuar Merkezi'nde bugün başlıyor. Toplam 60 bin metrekarelik 4 salonda gerçekleşecek fuarda milenyumun 100'ü aşkın yeni modcli sergilenecek. Sergiknecek modeller arasında BMW Z18, X5 ve 3 serisi Touring, 3 kapılı Sport Trend Mercedes CL 600, CLK 55 AIVIG, Formula T yanş aracı. Opel Astra Coupe, Porsche 911 Turbo ve Peugeot 607 yer alıyor. Auto Sho>\ '99,14 Kasım'a kadar gezüebilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle