Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 KASIM 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultun/ cumhuriyet.com.tr 15
Halk Sigorta, Afife Tiyatro Odülleri'nin yanı sıra özel tiyatrolan da desteklemeyi hedefliyor
Kıırunısal vatandaşhk kavramı
DİKMENGÜRÜN
Halk Sigorta'nın başlatmış olduğu
"Afife Tiyatro ÖdülkrT uç yılı gende bı-
raktı 2000 yılı ıçın çalışmalar başladı bı-
le Bihndıöı gıbı. Halk Sigorta. "Afife"
odullennın otesınde. ozel tıyatroları çe-
şıtlı alanlarda destekle>en \e her geçen
yıl bu desteğı daha "da gelıştırmeyı he-
defalmışolanbırkuruluş Genel Mudur
Erhan Dumanlı. sanatın her dalına ya-
pılacak katkının bır bıçımde gen done-
ceğı ınancında "İnsanlar içinde yaşa-
dıklan topluma olumlu bir şeyler kat-
mak zorundadır" dıyor "Her fırsatta
vatandaşhk gorevinden söz edenz. Ben-
ce vatandaşlık gorevı. insanın vaşadığı
sürece çe> resıne fay dalı olmasıdır. Btz bu
husus uzerinde çok durduk ve bu anlam-
da nasıl bir çalışma yapmamız gerektiği-
ni uzun uzun konuştuk. Sonuçta doğru
bir kavramda buluştuk: Kurumsal vatan-
daşlık." Bu ka\ramdan hareketle Halk
Sigorta \e Halk Yaşam "kunımsal vatan-
daş" olarak ne y apabılır sorusu tartışma-
ya açılmış "Sanatın her turune destek
vermekgerektiğı ınancındayım. Evet,sa-
nat çok geniş bir kavTam ve aynı zaman-
da da çağdaşlığın. getişmişliğin en önenv
li riiçütlerinden de biri. Sanat ve çağdaş-
bk arasında guçlu bağiar var. Çağdaşhk
düzeyini yakalamış rum ülkeler sanatta
iç içe. Sanata saygıyla, sevgıvle sanlıyor.
sanada soluklarmorlar. Sanat, bir anlam-
da onların yaşam bicjmı. İşte bu neden-
le biz de Halk Sigorta olarak sanata ya-
pacağımız her katkının ülkemiz adına
ileriye doğru atılacak bir adım olacağını
düşünüyonız.'"
Türkiye'de tiyatro yapmak zor'
Tıyatronun. Erhan Dumanirnın gon-
lunde ayrı bır yen var "Arkadaşlarla
yaptığımız toplantılarda hep tiyatroya
yonefikbirşeyleryapmayıduşluyordum,
ama 'peşın hukumlu' demesinler diye
ses çıkartmadun" dıyor Sonuçta, sanat
danışmam olarak Haldun Dormen'e tek-
lıf goturmek uzennde karar kılmınca Du-
manlı'nın arzusu da gerçekleşiyor \e
Halk Sigorta 1997 yılında tiyatro dun-
yasına adımını atıyor Sahneye çıkan ılk
Muslüman Turk kadını Afife Jaie'nın ıs-
mının ortaya atılması ve onun adına Af ı-
fe Tıvatro Odullen'nın oluşturulması
Haldun Dormen'le muştereken gelıştırı-
hyor "Afife Tiyatro Ödulleıi başladığı
günden bu y ana sanatçüar tarafından ol-
duğu kadar tiyatrosev erler tarafından da
takdir edilen bir odul. Bunu da öncelik-
le juri>i oluşturan isimlere ve onların ti-
tiz çalişmalanna borçluyuz'" dıyor Du-
manlı veeklıvor "Afife TivatroÖdulle-
Halk Sigorta Genel Muduru Lrhan Dumanlı, "•Afife Tiyatro Ödülkri yaptığımız ışin kalıcı olduğunu kanıtlamak amacında" dıyor.
ri, vaptığımı/ işin devamlı olduğunu, ka-
lıcı olduğunu kanıtlamak amacını gudu-
yor."
Bıraz da tıyatronun sorunları ustünde
duruyoruz "İşin içme girdikçe Turki-
ye'de tiyatro vapmanın ne kadar zor ol-
duğunu daha ivi anbyonım. l zaktan bak-
hğınız zaman, hy atroya sadece bır ızle>>
ci olarak gidip geldiğiniz zaman. her şey
çok hoş geliyor goze. Ama olaya farklı
bir açıdan yaklaştığınızda koşulların ne
denli yetersiz olduğunu görüyorsunuz.
Sanatçılanmız. bir eser uzerinde çalışır-
ken. bir şeyler varatmava çalışırken ak-
la gelebilecek her sorunla boğuşmak du-
rumunda. Bovle problemlerın hıç olma-
ması veya da en a/a indırgenmesı gerek-
li. Biliyorum. sadece bizim gibi sanata
gonul vermiş. bunu görev edinmiş kuru-
luşlann katkılanyla boylesine kok sal-
nuş sorunlar çozumlenemez. Ama vine de
çozum yolunda bır başlangıçtır. Ö/cl sek-
torgirişımlen son derecede olumlu veye-
nnde gınşımlerdır. Iş dunvasında sana-
ta yonelik duşunceler gıderek daha da
pekişiyor. Bunda Halk Sigorta olarak bı-
zinı onemli payımız var."
Tıvatronun vanı sıra modern dans \e
baleye yonelmey ı de amaçlıyor Halk Si-
gorta Bu alanda ılk adım geçen yıl atıl-
mıştı Haldun Dormen"ın ve kurumun
muzık danışmanı Rengim Gökmen'ın
gınşımlenyleCumhunyetın75 yılı. Turk
balesının 50 yılı ve Halk Sıgorta'nın ku-
ruluşunun 55 yılı olması nedenıyle bu
uç yıldonumu "Afife" balesıyle kutlan-
mış ve produksıyonu Halk Sigorta uslen-
mıştı "\nkara Devlet Balesi Modern
Dans Topluluğu Koreografı Beyhan
VI urphv 'yi, besteci Turgay Erdener'i ve di-
ğer sanatçılan tanıy ınca bir kez daha an-
ladım ki sanatçılanmi7 birtakım olanak-
sızlıklarla kuşatılmamış olsalar çok ba-
şanhvapımlaraımzaatacaklar." Duman-
lı "•\fife"balesınınTurktıvatrosundaan-
lamlı ve kalıcı bır yen olacağı goruşun-
de Bu çaliijmav la ılgılı onemli bır gırı-
şım de, Erdener'ın muzığının orkestras-
yonunun yapılarak "4fife"nın CD olarak
çıkacak olması
Ozel tiyatrolann alUapı sorunu
"Afife" balfcsuıden yınetıyatroya-do-
nu>oruz Erhan Dumanlf nıngerçeklev
tırmek ıstedığı pekçokprpjevar "Azön-
ce de soylediğim gibi, özel rivatrolanmız
altyapı sonınlanyia iç içe yaşıyor. Bu bir
gerçek"dıyorvedevamedıvor "Bizde
bu alanda voğunlaşmami7in doğru ola-
cağını duşunduk ve-burada tek tek isim
saymak istemiyorum- bir tıvatronun ışık
sistcmıni. koltuklarını, fuay esını, tuvalet-
lerini venıledık. Birdiğer tiyatronun ağır-
lık sistcmini runıuv le yeniledik. Karşı ta-
rafta vanan bir tiyatronun çatısının inşa-
atını üstlendik. vine karşı tarafta bir di-
ğer tiyatronun koltuklannın değjşmesi-
ne katkıda bulunduk. Ehmı/den geldiğin-
ce bu sorunlara çozum getırmek ıstiyo-
ru/. Bu demek değildir kı artık doğrudan
vapımlara katkıda bulunmav acağız. ama
fiziki mekânlaraciddi bir bıçımde el ver-
mek gerektiğini duşunuvoruz. Bu arada
bırbaşkaolumlugirişiınimızde Akaüar'da
bulunan Beşıktaş Kultur Merkezı'nin ti-
vatro salonunu 6 avlığına kiralamak ol-
du. Genç topluluklara ovunlarını bura-
da ovnama olanağı tanıdık. Bunu hiçbir
ucrettalepetnıedenyaphk. \vnı$evı2000
> ılında da vapacağız. Genç tıvatrolann ça-
lısmalanmdesti'kk>nıckbizimç<>revifniz.
Tiyatrov u her anlamda desteklemev i ya-
şamsalbirgereklilik,birgorev olarak de-
ğerlendiriyorum. Keşke ileride her tûrlu
• "Her fırsatta vatandaşhk
görevınden söz edenz
Vatandaşhk görevı, insanın
yaşadığı sürece çevresıne
faydalı olmasıdır. Biz bu
husus üzennde çok durduk
ve bu anlamda nasıl bır
çalışma yapmamız
gerektiğini uzun uzun
konuştuk. Sonuçta doğru bir
kavramda buluştuk:
Kunımsal vatandaşhk."
çağdaş teknik olanaklara sahip bir tivat-
ro bınası inşa edebilsek de tiyatrolann
dönüşümliı olarak ve de bir ucret odeme-
den orada temsiller vermelerini sağlaya-
bilsek. Aynca, bir tiyatro mıizesinin ge-
rekliliğine de inanıyorum. Tam teşkilat-
lı bir müze hayallerimi süslüyor. Böyle
bir müze kurulsa pek çok sanatçı elinde-
ki değeıii dokümanlan buraya aktarabi-
lir. V ıldız Sarayı'nda bir tiyatro muzesi
var sanınm, ama muze açmak yetmiyor.
O müzenin devamlılığını sağlamak, onu
hayatta rutmak. onun bakımını yapmak,
ona yaşam katmak gerekli. İstikrarlı bir
ulkeye.istikrarlı bir ekonomiye ve politi-
kaya sahip olabilirsek belki bu alanlara
yatınm daha kolay gerçekleşebilir, ama
göriıyorsunuz, fırtınada sallanan birge-
mi gibi bir o yana eğiliyoruz bir bu yana,
bir gun tepedeyiz ertesi gun dibe vuru-
yoruz. Sistem dengesiz. Polıtık ve ekono-
mik depremler ış duny asını frenliyor. Çok
zor bir donemden geçıyoruz. L nıalım ki
son ay larda yaşadıklannuz bazı taşlan ye-
rinden «ynatmış olsun ve yeni dengeter
yeni umutlan beslesin."
Evet beklentılerımız yeni dengeler,
venı umutlar. yeni açılımlar
Rasim Konyar'ın bronz heykelleri Merih Akoğul'un objektifindeyeniden biçimleniyor
Osmanh veBizans(^nıfotoğmfkaresindeESRA ALİÇAV UŞOĞLU
Osmanlı ve Bızans bu kez bır
fotoğrafçının objektıfınden yan-
sıyorızleyenlere Rasim Konyar'ın
ıkı yıl once gerçekle^tırdığı. fıgur-
lerı Fatih Sultan Mehmet ve Os-
manlı Konstann'n \ e Bizans olan,
'Yeniçağ Satranç Takımı' heykel-
len. Merih Akoğul'un bakış açı-
sıyla fotoğraf duzlemınde yeni-
den biçimleniyor Osmanlı İmpa-
ratorluğu'nun kuruluşunun 700
yılı nedenıyle gerçekleştınlen
'Bronz Askerler' sergısı. son yıl-
larda sıkça gundeme gelen Do-
ğu-Batı. Osmanlı-Bızans ve ts-
tanbul'un fethı konulannı heykel-
satranç takımı-fotoğraf üçgenı
ıçınde ele alıyor Kadırgalar. kal-
yonlar. atlar, yenıçerıler ve Bı-
zans askerlen Menh Akoğul'un
objektifinde bambaşka gorüntu-
lere donüsurken, tarıh boyunca
karşı karşıya gelmış olan ıkı dev-
letın bu kez bambaşka bır ddz-
letnde yan yana kurgulandığına
tanık oluyoruz Gerçek bır sat-
ranç takımının ışlevıne sahip olan
ve sınırlı sayıda bronz dokumu
yapılan bu heykeller aracılığıyla
oyun ve savaş, renklı ışıklar ve
yakın plan çekımlerden yararla-
nılarak bırlıkte kurgulanıyor
Savaş ve oyun iç içe
Son yıllarda nesnelerle uğra-
şan Menh Akoğul. bu nesnelen fo-
tograflıyorvesergıleraçıyor Ako-
ğul'un, Rasim Konvar ın 'Osman-
lı- Bizans Satranç Takımı' ıle ta-
nışması ıkı yıl onceye. yapıtın ka-
talog fotoğraflannı çekmeye baş-
ladığı zamana davanıyor
"Rasim Konyar'ın Ösmanh-Bi-
zans Satranç Takımı'nda yer alan
hey keflerini çok ilginç buklum. Sa-
vaşveoyunkavramlan satrançta
aslında ne kadar iç içe— Savaşla-
nn oyuna, oyunlann savaşa dö-
nuşmesi ne kadar kolay."
Bıray boyomca Osmanlı- Bizans
Satranç Takımı uzennde çalışarak
sergıyı oluşturan Menh Akoğul,
heykellerle ılgılı bırkaç onemli
noktanın altını çızıyor "Satranç
takunının piyonlan bronzdan. Pi-
yonlar bir çağı; bronz çağını gos-
teriyor. Bronzun insanlık tarihi-
ne gjrmesı ile birçok değişiklikler
gerçekleşmış. Burada aynı zaman-
M,.enh Akoğul.
Rasim Konyar'ın
ıki yıl önce
gerçekleştırdiğı,
figürleri Fatıh
Sultan Mehmet N e
Osmanlı.
Konstantın ve
Bizans olan,
'Yenıçağ Satranç
Takımı'
heykellerinı
fotoğraf
düzleminde
yeniden ele alıyor.
Sergi 5 Kasım'a
dek Fujifılm-
Fotoğrafevı'nde
yer alıyor.
da Istanbul'un fethini. ortaçağın
bitipyeniçağın başlangıcını goru-
yoruz. Tum bu olay lan bir kez da-
ha bu kez fotoğrafik bir duziem-
de ele almay ı amaçladım. Sanat-
sal platfornidakı duruşlan benim
için çok dnemliydi. Rasim Kon-
yar tarafından zaten daha once
stilize edilmiş bir işi, bir kez daha
ele aldım."
Birçok kışı, bu fötograflann ka-
talog fotoğraflanndan ne farkı var
dıve duşunebılır Ancak Menh
Akoğul bu sergıde heykellerın
farklı vuzlerını ortaya çıkamor
Katalog totoğrafında hey kelın do-
ğasını bozmadan. olduğu gıbı an-
latmak amaçlanırken. bu sergıde
Akoğul'un hevkellerı başka bır
dısıplıne, bozmadan ama farklı
duzlemlere kaydırarak kurgula-
dıöını eoruvoruz
"Burada Osmanlı ve Bizans'ın
satranç tahtasında karşı karşıv a ol-
duğunu goruyoruz. Sadece Os-
manlı v e Bizans değiL Doğu ile Ba-
tı, Hıristnanla Muslüman karşı
karşıv a. Bunlann rümü bir sat-
ranç tahtasının üsründe cereyan
ediyor."
IVIenh Akoğul un fotoğrafla-
nnda mızahı bır tarat da bulmak
mumkun Fıgurler bazı fotoğraf-
larda Karagoz ve Hacıvat'ta oldu-
ğu gıbı tıpkı bır gölge oyunu bı-
çımde kar^ı karşıya duruyor Her
bın zaten estetık bır formasyon ta-
şıvan bu hevkellen fotoğraf ara-
cılığıy la yeniden bıryaratıma so-
kan Akoğul. ıkı tarafı çoğunluk-
la \an yana getırerek bır anlam-
da 'taraP tutmadığını da goster-
mış oluyor Sanatçı bundan once
de Akın Y ıldınm ın uç, Rasim
Bronz dökumü yapılan heykeller aracılığıyla oyun ve savaş; renkli ışıklar veyakın plan çekımlerden yararlanılarak birlıkte kurgulanıyor.
Konyar'ın ıkı heykelınden bırdıa
gostensı gerçekleştırmıştı Menh
Akoğul bu sergıyı yaparken Bizans
mozaıklenndekı ve Osmanlı mın-
yaturlenndekı ıkı boyutluluktan
da yararlanmış Fotoğraflardadık-
katçeken bırdıgerozellıkıse sat-
ranç tahtasının çok az gorukuyor
olmasi \e heykellenn çoğuntuk-
la onden gostenlmesı
"Nesnedekı uç boyuttuluğu iki
boyutluluğa indırgevıp bır perde
oyunu bıçiminde vermeye çalış-
tım. Geleneksel bakış açısından
tek farkı kullandığım renkler ol-
du. Örneğin Bizans'ta nıav i, Os-
manlılarda yeşil ağırlıklı olarak
kullanıldı. Karşılaşma sahneterin-
de kırmızı veva konunun getirdi-
ği siyahlığı kullandım. Tum bun-
lara renklı ışıklarla mudahalede
bulunarak kendi kafamdaki so-
nuçlara ulaşmaya çalıştım."
Aksanat'ta dia gösterisi
5 Kasım'a dek Fujıfilm- Fo-
toğrafevı'nde açık kalacak olan
'BronzHeykeller'sergısının mü-
zıkle kurgulanmış dıa gostensı
ıse 11 Kasımsaat 18 30'daAksa-
nat'ta 15 İFSAK Fotoğraf Gun-
len çerçevesınde yapılacak 140
dıalık bu gosterıde Istanbul'un
fethı muzıklı olarak canlandınla-
cak Menh Akoğul sergı ıle dıa
göstensının farkını ijoyle açıklı-
yor "Sergisinde bir fotoğrafın
önunden hı/Ja geçersiniz, diğerin-
de ıse dakıkalarca kalırsınız. Ama
dia gösterisinde gösteriyi yapan
kişi kendi kalmasını istediği siire-
ye göre -film ya da videoda oldu-
ğu gibi- ayarlar ve izleyici ona bağ-
h kalır. Âynı gönıntu farklı plat-
formlarda kullanıldığında özü yi-
ne aynı kalır. ancak bu kez fotoğ-
rafçının beğenisi daha ön plana
çıkar."
1985 yıhnda'Grup9' fotoğraf
grubunu kuran ve halen Marma-
ra Unıversıtesı Giızel Sanatlar Fa-
kultesı Fotoğraf Bolumu'ndeoğ-
retım gorevlısı olan Menh Ako-
ğul'un fotoğraf albumu 'Klasik-
ler'ın yanı sıra Son Dokunuş ve
Kuğunun Oliımü adlı ıkı şıır kı-
tabı bulunuyor Merıh Akoğul'un
gelecek projelen arasında tek bır
nesneden yola çıkarak yapmayı
planladığı bırdıa gostensı, şıırve
totoğraf kıtabı var
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Umupsamayan
Aydınlap' Toplumunda
Aydınlığı Aramak (I)
Once, en yeni deneyımım olduğu ıçın, son za-
manlarda yayımlanan "Okuyan Gençlığe Mektup-
lar" adlı kıtapçığımdan yola çıkayım Bu kıtap, da-
ha once burada yayımlanan mektupların genışle-
tılmış metınlerı ıle, Turk gençlığının Cumhunyet'ın
kuruluşundan gunumuze uzanan tarıhının bır oze-
tını ıçeren bır gırış yazısından ve yeni bır mektup-
tan oluşuyor
Daha mektuplar gazetede yayımlanırken bunla-
nn ılerıde kıtaplaştırılması yolunda ozellıkle unı-
versıtelı gençlerden, oğretmenlerden ve unıversı-
te oğretım elemanlarından yoğun talep gelmıştı.
Andığım çevrelerdekı bu hoş yankı, bugun yanı kı-
tap çıktıktan sonra da surmekte
Doğrudan gençlere seslenen konumlannı ve so-
runlarını onlarla bırlıkte duşunmeye çalışan bır kı-
tabın varlığını ozellıkle gunumuz açısından onem-
sedığımden daha genış çevrelerın dıkkatını çeke-
bıleceklerı umuduyla bu kıtabı genışçe bır "yelpa-
zeye"gonderdım Bunuyapmamın bırnedenı de,
ıstertelevızyondakı soyleşıier, ıster kıtaplar ve ga-
zete yazıları olsun düşündürmeye ve aydınlat-
maya yonelık her gırışımı yazılarımda olabıldığın-
ce duyurmak, bunlara açıkça atıfta bulunmak gı-
bı pek "yaygın" olduğu soylenemeyecek bır alış-
kanlığımın bulunmasıydı
1
Ama bır kez daha, ne
yazık kı "beklemedığım" değıl, fakat "beklentım"
gerçekleştı ve "gençlığı" ne kadar "onemsedıkle-
rını" hep vurgulayan "ılgılı" yazı çevrelerınden,
doğrudan gençlığe seslenen bır kıtaba ılışkın ola-
rak neredeyse çıt çıkmadı Genç okurların ılgısı
artarak surerken, hep gençlerın egıtımını ve oku-
malarını kendi yazılarında ışleyenler bıle boyle bır
kıtabı -adını verecek kadar olsun- umursamadı
Kendi kıtabımdan yola çıkarak verdığım ornek,
bu ulkenın "duşunce" yaşamında neredeyse her
gun karşılaşılan sayısız orneklerden yalnızca bırıy-
dı Ama başka bazı orneklere geçmezden once bır
saptama yapmakta bence yarar var Gençlığın kar-
şısına açık ya da ortulu bır bılgıç tavnyla geçıp "Ne-
den boylesınız" dıye sormak, çok kolaydır Asıl
zor olan ıse, onlardan gelebilecek şu sorulara doğ-
ru yanıt bulabılmek ve o doğru yanıtların hesabı-
nı verebılmektır "Peki sizler, bu ülkenin aydın-
lan, sizler bizim böyle değil de başka turiü ola-
bilmemiz için neler yaptınız ve yapmaktası-
nız? Bizlere, kendi benmerkezcıliğinizin ve dü-
şünsel varoşlannızın duvarlannı yıkmayı başa-
rarak hangi aydınlıkların yollannı gösterebili-
yorsunuz? Bizlere, kendınızın ve onyıllardır hep
yineleyegeldiğinız, yakın çevrenızı oluşturan
adların dışında, daha başka hangı değerleri
tanıtıyorsunuz? Durmadan okumamızı soyler-
ken, kaç kitaba atıfta bulunabılıyorsunuz? Dik-
katimizi, kendi düşüncelerinizın dışında, kim-
lerin aydınlık düşüncelerine çekebiliyorsunuz?
Sızlenn bunca umursamazlığınızdan ve ben-
merkezciliğinizden sonra bizlere, meydanlan
ancak cenaze torenlennde doldurmaktan baş-
ka yapacak bir şey kalıyor mu?"
Evet, bunlar duşunen, duşunmeyı ıçtenlıkle ıs-
teyen, ama gereksındığı desteğı çoğunlukla umur-
samaz aydınlarından ne yazık kı bulamayan bır
gençlığın haklı soruları
1
Ahmet Taner Kışlalı ıle, kendısı uzenne kale-
me aldığım "Ahmet Taner Kışlalı ya da Eleştirel
Düşünmenin Bedeli" başlıklı yazım bu sutunlar-
da çıktıktan kısa sure sonra Anadolu Unıversıte-
sı nın konukevınde karşılaşmıştım Andığım ya-
zım, şoyle başlıyordu "Ahmet Taner Kışlalı, yıl-
lardır hiçbir söylediğini ya da yazdığını kaçır-
mamaya çalıştığım, bana göre sayılan artık
çok azalmış olan gerçek aydınlardan biri. Onun
insanlan ve değer yargılarını putlaştırmaktan
özenle kaçınan, her insanı ve butün olup biten-
leri yerleştırilen genel kalıplar ıçerisinde değil,
fakat aklın suzgecinden geçırıldıkten sonra
görmekte direnen tutumunu, en azından ken-
dım ıçın, hep ornek saydım..."
Kışlalı, karşılaştığımız o gun bu yazım ıçın o eş-
sız nezaketı ve alçakgonulluluğuyle teşekkur et-
tikten sonra, yazdıklarımın kendısındemutlu bırşaş-
kınlık yarattığını, çunku "çevresındekı" aydınların
onun ıçın bu kadar "denne ınen" çozumlemeler
yapmadıklarını, yazıp çızdıklerıne de pek sık atıf-
ta bulunmadıklannı -kırgınlığını saklayamayan bır
ses tonuyla- soylemıştı
Haklıydı
Onun haklıhğının bılıncıne, olumunun ardından
daha da çok varıyorum Ve neredeyse butun ka-
lemlerın Kışlalı'nın ılerıcılığını, Ataturkçuluğunu,
gençler ıçın ne kadar yararlı olduğunu yazmakta
yarıştığını gordukçe şunu sormaktan kendımı ala-
mıyorum Pekı ama, Kışlalı hayattayken, kaçınız
onun onemıne sıkça atıfta bulunma gereğını dıry-
dunuz'? Kaçınız, o yaşarken de seslenışlerıne kat-
kıda bulunmayı, duşuncelennı yaymayı bır gorev
saydınız?
Duyamadım, ne dedınız?
eposta: ahmetcemal " superonline. com
acem20(" hotmail.com
BUGUN
• CEMAL REŞİT REV KONSER SALONU nda saat
19 30 da şef Saim <\kçıl"ın yonetımındekı Tekfep
Karadeniz Solistleri nın konserı dınlenebılır
(232 98 30)
• BİLGİ UNİY ERSİTESİ nde saat 21 30 Stealing
Beauty adlı fılm ver alıyor (216 23 15)
M ITÂLYA1N KLLTLR MERKEZİ'nde saat 19 OO'da
FeUini'nın 'Casanova' adlı fılmı aostenlıyor
(293 98 48)
• AKSANAT'ta saat 19 OO'da izmıt Buyukşehır
Beledıye Tıyatrosu '4v1uda' adlı oyunu sahneleyecek
(245 12 28)
• BORlSANSAN4TG\LERJSİ'nde 18 30da Vavuz
Selım Bırgen'ın 'BirCaz Dehası Duke Ellington'
konulu soyleşısı yer alıyor (292 06 55)
• ADA KÜLTÜR MERKEZİ nde saat 21 00 de \ta
Demirer ın stand-up gostensı ızlenebılır (252 99 24)
M \F\ KİT\BE\ İ nde 18 15'te başlayacak
'Dergikr'deTiyatro' konulu soyleşıye Hami Çağdaş,
Mustafa Demirkanlı ve Hilmi Zafer Şahin katılıyor
(292 4125)
M W LSTLRVA KLLTLROFİSİ nde 19 30"da
VVilhelm Busch, 4rthur Schmitzler ve Peter
Hammerschlag'ın vapıtlanndan bolumlenn okunacağı
müzıklı okuma etkınlığı yer alıyor (223 78 43)