18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 KASIM 1999 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Alçakgönüllü arama- kurtarma derneği ORDOS (Ortadoğu Arama, Kurtarma ve Doğa Sporları Derneği), ODTÜ'den mezun olan dağcılar tarafından 1994 yılında kuruldu. ORDOS, medyada ikide bir öne çıkmayan, 66 üyeye sahip alçakgönüllü bir dernek. ORDOS üyeleri, 1995 yılında Uludağ'da kaybolan kayakçı Artkan Salan'ın ve son Marmara depreminde Gölcük'te 5 kişinin canlı kurtarılmasına katkıda bulunmuşlar. Adapazan'nda tuvalet ve çadırkent yapımlarında çalışmışlar. ORDOS geçenlerde gerçekleştirdiği genel kurulunda tüzük değişikliği yaptı ve hedefini arama- kurtarmaya yöneltti. Derneğin, alanını genişletmek. deprem ve doğal afetlere dönük bir seminer düzenlemek için yardıma gereksinimi var. ORDOS'un insancı çabaları ile ilgilenenler "Kök Çarşısı No: 102 Bakanlıklar/ANKARA" adresine ya da "0312-418 05 91" numaralı telefona başvurabilirler. IŞIK KANSÜ •6timhuriyet.com.tr. Başta ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz olmak üzere, TBMM'de temsil edilen partilerin önde gelenleri, milletvekilleri son günlerde pek alınganlar: "Siyaset ve Meclis karalanıyor..." Aslında Türkiye her anlamda iyiye gidiyormuş da, Meclis çok çalışıyormuş da, siyasetçilerin değeri bilinmiyormuş da... 18 Nisan seçimleri sonrası oluşan Meclis'in çıkardığı yasalara bir göz atalım: Anayasa değişikliği yapılarak uluslararası tahkim kabul edildi. Halkın çıkarına mı? Değil. Çokuluslu şirketler istedi, hemen tümüyle sağ görüşün egemen olduğu parlamento, parti ayrımı olmaksızın büyük çoğunlukla ulusal yargı yetkisinden vazgeçiverdi. Meclis'teki milletvekillerinin çoğunluğunun, Türkiye deprem acısını yaşarken büyük coşku ve heyecanla çıkardığı bir başka yasa, sosyal güvenlik reformuydu. Milyonlarca çalışanın sosyal güvenlik hakkını adeta askıya alan, anayasadaki "sosyal devlet" iikesine büyük darbe vuran bu yasaya da çalışanlar büyük gösterilerle karşı çıktığını göstermişti. Alıngan siyasetçiler"Çalışkan" parlamentonun bir başka uygulaması da çetecilere, kimi siyasilere af getiren tasarıyı çıkarmak oldu. Bu da halkın beklentilerinin tersineydi. Ahnganlık gösterip topluca savunmaya geçen siyasetçilerimizin söyledikleri bir yana, başkentte son günlerde yapılan değerlendirmeleri şu noktalarda toparlayabiliriz: - Danıştay Başkanı Erol Çırakman VÎ Anadolu Ajansı 'na doğrudan yaptığı açıklamada, Merve Kavakçı'n/n DGM Savcısı tarafından ifadesinin alınmak istenmesi olayında siyasetçilerin devreye girmesini "yargıya müdahale" olarak nitelendirmesi, yüksek yargının huzursuzluğunun bir göstergesiydi. - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın basın toplantısı ise yüzeyde yargı organının bir çıkışı olarak görünse de aslında sivil ve asker üst düzey bürokrasinin ortak kaygılarının dile getirilmesi anlamını taşıyordu. - Türk Silahlı Kuvvetleh mensuplarının, gerek Ahmet Taner Kışlalı n/n cenazesine gerekse Başbakan Bülent Ecevit'/n imzasını taşıyan ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalannm deprem nedeniyle kısıtlanması genelgesine karşın Anıtkabir'deki törene katılımlan da genel gidişe gösterilen farklı bir tepkiydi. - TBMM Başkanı Yıldırım Akbulut ve kimi milletvekilleri, "Atananlar, seçilmişleri eleştiremezler" savını ileri sürüyorlar. Oysa, bugün milletvekillerinin hemen tümü TBMM'de temsil edilen 5 partinin liderleri ve onlara yakın dar kadroları tarafından aday gösterilmişler, dolayısıyla atanmışlardır. - Gelecek yıl yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri de başta ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz olmak üzere birçok siyasetçiyi TBMM içindeki dengeleri kollamaya yöneltiyor. Örneğin, Merve Kavakçı'nın korunmak istenmesi FP'ye bir selam niteliğindeydi. - Son günlerde sivil ve asker bürokrasiden, "atanmışlar"dan yükselen eleştiriler, TBMM'ye ya da parlamenter sisteme değil, ülkeyi kötü idare eden siyasetçilere yöneliyor. Asıl doğru algılanması gereken de bu. Bütçe tasarısına bakılırsa, 2000 yılı asırlar gibi geçecek. 24 katrilyon vergi geliri bekleniyor. Ödenecek borç faiz tutarı ise 21 katrilyon... CHP Genel Saymanı Nihat Matkap kötümser: "Toplanacak vergiler 24 katrilyon olarak Bağımlı ekonomi planlanmış. Bu hiç mümkün değil. önümüzdeki yıl göreceğiz, gelirlerya ancak borç faizlerini karşılayacak ya da karşılayamayacak bile..." Milliyetçi ANASOL iktidannı samimi bulmuyor Matkap: "Halk adına yola çıkan bir iktidar olsaydı, her şeyi göze alarak iç borç stokunu azaltmayı ya da vadelere yaymayı öngörürdü. Bu gidişle Türkiye ekonomisinin soluk alması olası değil." Matkap'ın yorumu şu: "Türkiye, tüm umudunu, geleceğini, planlamasını dış kaynağa bağladı. Türkiye ekonomisi inisiyatifini yitirdi. Türkiye ekonomisi bağımsız değil artık." Bursa - Paris Tefeci Nesim Malki nın cinayetinde azmettirici olarak 1 yıldır aranan Erol Evcil için emniyet güçleri gazetecilere diyorlardı ki: "Evcil Paris'te." Evcil Bursa'da yakalandı ve son bir yıldır bu ilde olduğu anlaşıldı. Bursa'nın, Türkiye'nin Parisi olduğu söylenirdi de inanmazdık. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Ağır, ve Yıpratıcı Işlerde Yaş Sımrı 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Yasası ile. 506 sa- yılı Sosyal Sigortalar Yasası'nda. "ağır, yıpratıcı ve zehirleyici iş- yerlerinde" çalışanlara haklı olarak bir ayncalık getirilmiştir. Getiri- len bu ayncalıkla. ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanlann çalışma sürele- rine ayrıca her çalışma yılı için. 2 ay ile 6 ay arasında değişen bir sü- renin çalışma sürelerine eklenmesi öngörülmüştür. Çalışma sürelerine eklenen ve yasal deyimle "11111 hizmet müdde- ti zamları". iki kurum için aynı degildir. ' A ) TÇ Çmekli Sandığı: '5434 sayılı ySsafHn^lmaddesinde beiir- tilen \e ağır ve yıpratıcı görülen bazı göfevlerdeşeçerî ve her tam ça- lışma yılı için görevin ağırlığına göre 2 ile 6 ay arasında değişen. "fi- ili hizmet müddeti zamları". Emekli Sandığı Yasası'nın 33. madde- si uyannca. "emeklilik muamelelerinde fiili hizmet sayılır. Bu zamların toplamı sekiz yılı geçemez. Lokomotif makinist ve ateş- çileri sekiz yıl kaydına tabi degildir." TC Emekli Sandığı kapsamında her çalışma yılına 3 ay "fiili hiz- met müddeti zamnn" verilen ağır ve yıpratıcı bir işte 20 tam yıl (7.200 gün) çalışan bir iştirakçinin sigortalılık süresı 20 yıldan 25 tam yıla çıkmakta ve kesenek ödeme gün ve sayısı da 7.200'den 9.000"e yükselmektedir. Böylece. ağır ve yıpratıcı işlerde 16 tam yıl çalışan kadın iştirakçi 20 yıl, bu işlerde 20 tam yıl çalışan erkek iştirakçi 25 tam yıl çalışmış kabul edilmekte. süre ve ödeme gün sayısı yönünden emekli olmaya hak kazanmaktadır. Ağır ve yıpratıcı işler için uygulanan "fiili hizmet müddeti zam- lan". Sosyal Güvenlik Reformu ile getirilen yaş sınırlamasında "üç yıldan çok olmamak üzere yarısı indirilir." Özetle. Emekli Sandığı kapsamında her yıl 3 ay I°o25) "fiili hiz- met zammı" tanınan ağır ve yıpratıcı bir işte 20 yıl. çalışan erkek iş- tirakçi 5 yıl "fiili hizmet zammı" olarak 25 yıl üzerinden. 16 yıl ça- lışan kadın iştirakçi 4 yıl "fiili hizmet zamım" alarak 20 yıl üzerin- den emekli 20 tam çalışmış kabul edilmekte. aynca emeklilikte ara- nan yaş sınırı da 3 yıl aşağı çekilmektedir. B) Sosyal Sigortalar Kurumu: Ağır. yıpratıcı ve zehirleyici işyer- lerinde çalışan sigortalılar için öngörülen uygulama, Sosyal Sigorta- lar Yasası Ek Madde 5. 6 ve 7"de yer almıştır. Bu uygulama Emekli Sandığı Yasası"nda öngörülenden değişiktir. 1) Emekli Sandığf nda "fiili hizmet müddeti zamları" her tam ça- lışma yılı için 2 ile 6 ay arasında değişmektedir. SSK'de bu uygulama bütün sigortalılara bir yıl çalışma karşılığı. 3 ay (90 gün) olarak sap- tanmıştır. •2) Emekli Sandığı'ndaağır ve yıpratıcı işlerde yalnızca bir yıl (360 gün) çalışanlar da bu ek süreden yararlanmaktadır. Sosyal Sigortalar Yasası'nca her çalışma yılı karşılığı 3 aylık olarak verilen bu ek süre- den yararlanabılmek için sigortalının. en az 10 tam yıl (3.600 gün) ça- lışması koşulu aranmaktadır. Ağır ve yıpratıcı işlerde 9 yıl 11 ay çalı- şan bir sigortalı bu haktan yoksun bırakılmıştır. 3) Sosyal Sigortalar Yasasf nda ağır ve yıpratıcı işlere tanınan ek süre. yalnızca sigortalılık süresini geriye götürmekte. bu süre prim ödeme gün sayılanna eklenmemektedir. 20 yıl (7.200 gün) ağır ve yıpratıcı bir işte çalışan sigortalının si- gortalılık süresi 25 yıla yükselmekte ancak. prim ödeme gün sayısı Emekli Sandığı'ndaki uygulamada olduğu gibi 9.000 güne (25 tam yıl) yükselmeyip. 20 yıl karşılığı 7.200 günde kalmaktadır. Ağır ve yıpratıcı işlerde çalışanlann "sigortalılık süresine ilave edilen gün sayıları. beş yıldan çok olmamak üzere" yaş sınırlann- dan indirilir. HAYVANLAR ISMAIL GÎLGEÇ KİM KİME DU>I DL MA BEHÎÇ AK v t , • •.I,M,! behicakMturk.net MIRMIRLAR VĞIRDIIHK HARBİ SEMİH POROY ADANA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1998:255 KararNo: 1999578 Davacı Arslan Karabulut vekili tarafından davalı Zarife Avcu aleyhine açılan "velayetin nez'i" davasının mahkememizde yapılan açık yargıla- ması sonunda: Mahkememizden verilen 14. 9.1999 tarih ve 1998/255 esas 1999 578 karar sayılı ilamın davalı Zarife Avcu'ya ilanen tebliğine karar verilmiş olup. karar özeti aşağıya çıkarılmıştır. Davanın kabulüne- Yozgat ili. merkez Musabeyliboğazı köyü cilf. 87. kütük: 18'de nüfusu kayıtlı bulunan Gürsel ve Zarife oglu 17.11.1987 d.lu Yasin Karabulufun davalı annede olan velayet hakkmın davacı Sü- leyman oğlu 11.11.1944 d.lu dedesi Arslan Karabulut'a tevdiine. Alın- ması gereken 600.000 lira eksik harcın davalıdan alınmasına. Avukatlık ücret tarifesince hesap olunan 13.500.000. lira ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine. Velayeti davacı dedeye verilen çocuk ile davalı anne arasında her ayın ilk cumartesi. dini bayramların 2. günü ve her yıl temmuz ayının 1. günü saat 9.00'da başlayıp 15. günü saat 17.00'ye kadar şahsi münasebet tesi- sine. Davacı tarafından yapılan 1.548.000 lira ilk masraf. 14. 375.000 li- ra ilan gideri. 10. 000.000. lira tanık ücreti 8. 600.000 lira teb. ve müzek- kere gideri olmak üzere toplam 34.523.000. lira yargılama giderinin da- valıdan alınarak davacıya verilmesine dair tarafîardan davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yoklugunda temyizi kabil olmak üzere verilen ka- rar davalı Zarife Avcu'ya gazetede ilanından 7 gün sonra teblig edilmiş sayılacagı 15 gün sonra da davalı hakkında karann kesinleşeceği karar verinekaim olmak üzere ilanen teblifiolunur 12.10.1999 Basın: 49943 7 TARİHTE BUGUN Mİ MTAZ ARIKA\ 1 Kasııtı "PISKIN TEYZE"NIN ÖLÜMÜ.. 1353'DA 8UGÜN,ÜMM TifATRO OVUNCUSU HALıDB PiŞKİN,SS rA$tNDA İSTAHSUL'C* OUMJ- SAHNtYE İLK KE2, 1323'TE-"MİLL!SAHHE" TOPUJLUĞUNUN İZMİR TURNES1NDE Ç/KMlŞ, "SZVOA KANIK1 Z£VCEM" OYUNUNDA OYHAMIŞn. 192STE DÂKÛL8£DAİ' y£ GİKBN HALİDE Pl$KtH,OAU4 SONRA, flA$İrfH2A, NAÇİT ÖZCAM VE SADİ TEK TT>f>UJI-UKLAI?rHDA ÇA- L. /$T7.BU ARADA, K£VÜL£RD£ ROL ALDI- 1933 'TE, "KAR.IM SENİ ALPAVRSA'FİLMİYLE SlHEMAİH 6EÇ- Tİ. CANLANDMDIĞI HALKTAH KİÇrLERLE BÜYÜK ÜN KAZAHt>I.AMA,ONUN YURTÇAPINDA İLGt TVPLAMASININ NEDENİ RADYOPAKİ £K£ÇL£- RiYOi.GAUPARCAN'lN HAZIRIAPIĞI "HABİ8E MOLLA* </E ÛAHA SOHRA pA "PlŞ- K.İN TEYZE* BUNLARIN EM GÖRÜŞ MURTAZA DEMIR Cumhuriyet, Gazetedir... Neden bu gazete hedef? Bugünlerdecfef/n/er- den sorulan sorulardan biri bu: Ya da sorgula- nan... 300 bin, 500 bin sattığını iddia eden ga- zetelerin ve yazarlannın hiçbir sorunu yoktur; bir eli yağda bir eli balda gül gibi geçinip gidiyorlar da; saldın neden hep Cumhuriyet'e ve savundu- ğu ilkelere?.. Yanıtını da doğru verebilirsek doğ- ru bir soru. Cumhuriyet'in, yazarlannın ve daha- sı onun okurlarının temel kaygısı bireysel anlam- da gül gibi geçinip gitmek değil, ülkesi ve hal- kıyla birlikte daha ileri, çağdaş, onurlu Türkiye'yi yaratmak: Özelleştirme, globalleşme, yeni dün- ya düzeni, ılımlı Islam, ikinci cumhuriyet gibi al- datmacalarla elimizden alınan, halen de alınma- ya çalışılan değerlerimize ve birikimlerimize sa- hip çıkmaktır. Bunlar, dogmanın karşısına özgür aklı koyan, "aklı hür, vicdanı hür" bireylerin, de- mokratik, laik Cumhuriyet kuşağının oluşturdu- ğu ulus-devlet hedefi doğrultusunda elde edilen maddi ve manevi birikimlerdir. 1920'lerden sonra Cumhuriyetle birlikte oluş- turmaya başladığımız kurumlarımızın yağmalan- masında, hertürden işinyanında bir bölümü ga- zete esnafhğı da (gazetecilik değil) yapan 12 Ey- lül türedisi Özalizm'c\\er birinci sıradadır. Irtica ile birlikte atbaşı giden mafyalaşmanın miladı: öe- nim memurum işini bilir anlayışının devlete foâ- kim olmasıyla başlar. Ve çürüyerek, kokarak, laç- kalaşarak. kişiliksizleşerek bugüne gelir. Bu işin çerçeveli gerçeğini anlamanın bir tek yolu var: Cumhuriyet'in sürekli okuru olmak: Ülkemiz- de olan-bitenlere bir de Cumhuriyet'in göz- lüğüyle bakmaktır... Ancak bu şekilde gazete politikasının ne denli ulusalcı-yerli: Türkiye'den yana bir d/nozor olduğunuveyazarlarının neden öldürüldüklerini anlayabiliriz... Sonra belki o be- denlerin kendilerini, siz, biz, onlar için bilerek fe- da ettiklerini: Ne denli suçlu olduğumuzu geç de olsa fark etmiş oluruz. Kuşkusuz ki. onca yıldan sonra Cumhuriyetin kazanımlarını, canını, kanı- nı vererek savunan tek basın kurumunun Cum- huriyet gazetesi olması: bu kavgada tek başına bırakılması insana hem hüzün hem de acı veri- yor. Bu kurumlan yeniden çoğaltmanın yolu, çağ- daş ve yurtsever bireylerin çoğalması ve gaze- teye sahip çıkılmasıyla koşut değil midir? Ben Cumhuriyet çizgisini ve ailesini, 1970'li yıl- ların başında çevremdeki insanların Cumhuri- yet okuru olmaları nedeniyle. arada bir Cumhu- riyet okuru sıfatıyla tanımaya başladım. Sonra- ki yıllarda kendimce arayıştan sonra bu ailenin üyesi oldum. Ne denli doğru bir karar verdiğim, gerici, ırkçı ve dış güçlerin maşası durumunda olan bütün kesimlerin engel olarak gördükleri, Cumhuriyet gazetesini yok etmek konusundaki ittifaklarından belli oldu. Cumhuriyet gazetesi- nin, gazetecilik etiğine uygun davranan; kâğıt kalabalığı, erotizm, çanak, tabak, çömlek değil gazete veren; gücünü ticari değil, ulusal çıkar- lar adiRâRUIIıifiantek gazete olduğu da... "Ne- den hep bu gazetenin yazarları?" diyenlere sor- mak isterim: TütengiPi, Karafakioğlu'nu tanır mı- sınız? Dursun'u, Aksoy'u, Mumcu'yu, Kışlalı'yı hiç okudunuz mu?.. Mumcu, 22 Ocak 1993 gün- lü, "Imam-Subay!" isimli yazısında: "1973 yı- lında çıkarılan Milli Eğitim Temel Yasası'nın 31. maddesi, liseleri bitirenlerin ancak 'yetiş- tirildikleri yönde' yükseköğrenim yapacakları ilkesini getirmişti. (...) Bu madde 16 Haziran 1983 günü değiştirilerek (...) yetiştirildikleri yönde' (...) koşulu kaldırıldı. Cumhurbaşkanı Evren ve MGK, sabah akşam 'Atatürk, Atatürk' diyerek Atatürk'ün 'Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nu rafa kaldırdılar ve imam-hatiplilere yükse- köğrenim kapılarını açtılar" diye yazdı ve irti- canın en önemli kaynaklarından ve nedenlerin- den birini işaret etti. Diğeryüzlercesi gibi bu tes- piti de yüzde yüz doğruydu ve yine tam hedefi vurmuştu. Kışlalı ve diğer bilim insanlarının irti- ca konusundaki tespitleri de aynı yöndeydi. Son- ra aydınlanmanın, ülkemizin ve insanlığın düş- manları taraftndan katledildiler... Kaftancıoğlu. Doğanay, Cömert, Üçok Bulut, Anter, Emeç. Kışlah'nın düşünceleri değil, bedenleridir elimiz- den alınan. Sarsıldığımız, üzüldüğümüz. ağladı- ğımız da: Onların az bulunan, üstün özellikte in- sanlar olduğu da doğrudur. Fakat yanılgı şudur: Biz çoğuz! Kalıcı ve aydınlanmacıyız. Tarihin be- lirgin derslerinden biri odur ki: riya, kan ve göz- yaşı üzerine kurgulanan hiçbir tasarının gelece- ği yoktur. B U L M A C A SEDAT YAŞAYAS 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/Ufakparçalar biçiminde doğ- ranmış sebzele- rin.kuşbaşıetya da kıymayla pi- 3 şirilmesiyle ya- pılan bir yemek. 2/ Hisse. pay... Eski bir Türk boyu. 3/lzmir'in " Menderes ilçe- j sinineskiadı.4/ Karaman"ın bir 8 ilçesi. 5/ Eski g dilde bulut... " — Pacino": ABD'li sinema oyuncusu... Na- zi partisinin hücum kıta- sını simgeleyen harfler. 2 6/ Bir nota... "Kuzgun 3 — " : Heykelcimiz. 7/ Osmanlı devletinde iki alaydan oluşan askeri birlik... Büyük erkek kar- 6 deş. 8/ Uluslararası Gü- reş Federasyonu'nun simgesi... Dolaylı olarak anlatma. 9/ Her şeyin ekonomik nedenlerle belırlendiği ve işçi sınıfı savaşımı- nın yalnızca ekonomik bir savaşım olduğunu ileri süren düşünce akımı. YUKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/ Rendelenmiş kabakla yapılan bir tür köfte... Demirin simgesi. 2/ Yüce. yüksek... Saç örgüsü. 3/ Eşek, katırgi- bi hayvanların sırtına konulan oturmalık... Uluslararası Çalışma Örgütü'nün simgesi. 4/ Eskiden harman ürün- lerinden onda bir oranında alınan vergi... Moğollarda vergi toplamakla görevli devlet memuru. 5/ Asma kütü- ğü. 6/ Bağlama ve birleştirme işlemlerinde kullanılan ağaççivi... tşaret. 7/Meydan... Iskambillerleoynananbir tür oyun. 8/ Osmanlılarda gece bekçisi... Çıplak toprak. 9/ İlhan Berk'in bir şiir kitabı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle