15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 EKİM 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR kutturCa cumhuriyet.com.tr 15 Mahir Günşıray'ın 'Kanlı Düğün'ü, Lorca'nın yapıtlan ve sözleriyle de besleniyor • "Bizim sahneleyeceğimiz Kanlı Düğün, çok yönlü bir sanatçı olan Lorca'nın yaşamöyküsüyle birlikte oluşmuş bir oyun. Onun yaşamını bire bir • sahnelemektense yapıtlanndan yola çıkarak yeni bir kişi yarattım. Kanlı Düğün ve Lorca bir araya geldiği zaman benim istediğime çok yakın bir metin çıktı ortaya. Lorca'nın öldürülüşü, kanlı düğünlerin yaşandığı bir ülkenin insanlannın durumundan aynlamazdı zaten." anatçınm 'öliime u&mm'öyküsiiKültür Servisi- "Onun havatı başb başına birya- prtür" demişti yönetmen Luis Bunuel. yuzyılın ef- sanevi şaıri Federico Garcia Lorea'dan söz eder- ken. Bunuel. yalnızcabırşainn yaşamını tanımla- mıyordu bu sözlerle. Aynı zamanda bir müzisye- nin, bir ressamın, bir tiyatro sanatçısının. bir sos- yalistin yaşamını niteliyordu. Lorca'nın ölümü. bu yapıtın son perdesiydı: Sol kanatta yer aldığı ve/veya homoseksüel olduğu gerekçesiyle öfkeli adaletin hakkında verdiğı idam hükmü infaz edil- diğinde Ispanya lç Savaşı henüz ilk günlerinı sü- rüyordu. Ispanyol FaşıstÖrgütü'nün silahlı grubu- nun bir üyesi Lorca'nın arkasından iki el ateş etti- ğinde perde kapanmıştı ya da onu öldürenler öyle sanyorlanü. Geçen yıl doğumunun yüzüncü yıldönûmü tüm dünyada İcutlanan büyük şairin bu "uzun yaşamı". Istanbul Devlet Tiyatrosu'nun yeni oyunu -Kanlı Düğün"le sahneye geliyor. Mahir Günşıray'ın yö- netmenliğinde sahnelenen oyun, Lorca'run ünlü oyu- nu "Kanh Düğün"ün öyküsünün çerçevesinde, şa- inn yaşamının ızini sürüyor. Roza Hakmen tara- findan Türkçeye çevrilen yapıtın dramaturgisini Zer- rin Yamkkaya Sağlaın, ve Mahir Günşıray müzik- lerini Turgay Erdener, sahne tasanmını Claude Le- on, kostüm tasanmını Gülhan Kırçova, ışık tasan- mını Önder Ank ve müzik yönetmenliğin Faris Akarsu gerçekleştiriyor. Birim Tiyatro Aziz Ne- sin Sahnesi'nde 14 Ekım'de prömiyen yapılacak olan oyunda Serpil Tamur. Ülkü Duru. Ozlem Gü- veti, Serap Eyüboğlu, Alptekin Serdengeçti, Kür- şat Alnıaçık, Suna Selen, Seda Yddız, Ayça Dam- gacı, Ece Eroğju. Dikmen Seymen, Alper Deveh'oğ- lu, Ercüment SerpiL Evren Yaacı, Güven Ince ve Senem Keçeci rol alıyor. Günşıray, yeni bir metin oluşturmuş Lorca'nın Kanlı Düğün'ü. ölümün gölgesinde hüküm süren gururu, şehveti ve aşkı irdeler. Te- ması bir gazete haberinden alınan oyun, karşı ko- nulamayacak denli büyük bir tutkunun, gelenek ve şereften inşa edilen taş duvarlara çarpıp darmada- ğın oluşunu anlatır. Ölüm, kaçınılmaz sondur ve bu kez. bir düğün zamanı gelir çatar. Dışanda iç savaş hüküm sürmektedir, içeride düşmanlığın ko- kusunun sindiği bir düğün... Mahir Günşıray, Kanlı Düğün'ü sahnelemeye karar vermeden çok önce, özünde bir sanatçının ya- şamının yer aldığı: yapıtlanyla, savaşımıyla, uğ- radığı haksızlıklarla ve erken gelen ölümüyle bir sanatçıyı anlatan bir oyun sahnelemek istiyordu. Bu noktada aklına gelen ilk ısım Sabahattin AU ol- du. Amacı, biyografik bir anlatım sunmak değil- di; yapıtlanndan yola çıkarak yazann yaşamına değinmeleryapmak istiyordu. Çeşith nedenlerden dolayı bu arzusu gerçekleşemedı. O dönemde, Lor- ca'nın yaşamöyküsünü inceleme fırsatını bulmuş- tu. Henüz 38 yaşındayken dunyanın en kanlı iç sa- vaşında ölüme yenık düşen şairin yaşamı Günşı- ray 'a yeni bir esin verdı: Sahneleyeceği oyun öy- le olmalıydı ki, yalnızca Sabahattin Ali'nin ya da Garcia Lorca'nın değil. bir 'sanatçı'nın ölüme uza- nan öyküsünü anlatsın. O dönemde tstanbui Dev- let Tıyatrosu'ndan konuk yönetmen olarak bir oyun sahnelemesi konusunda teklıfalan sanatçı, Lorca'nın Kanlı Düğün'ünun bu konsept için çok uygun bir metin olduğuna karar verdı ve nisan aymda çalış- malanna başladı. Ancak kısa bir süre sonra Aziz Nesin Sahnesi'nde sahnelenmeye başlayacak oyun yalnızca Kanlı Dü- ğün'ün metnini içermıyor. Oyunun metninde önem- lı kısaltmalara gıden Günşıray: Lorca'nın 'Hayat Riiyası" adlı az bilinen bir kısa oyununu, şiirleri- ni, konferanslanndaki bazı sözlerini de ana öykü- nün ıçine yerleştirerek yeni bir metin oluşturdu. "Bi- zim sahneleyeceğimiz Kanh Düğün, çok yönlü bir sanatçı olan Lorca'nın yaşamöyküsüyle birlikte oluşmuş bir oyun. Onun yaşamını bire bir sahne- lemektense yapıtlanndan yola çıkarak yeni bir ki- • "Bugün üzerinde yaşadığım topraklarda da benzer tehlikeler var. Kanlı Düğün, yalnızca bir tiyatronun işgal edilişinin değil, kanla sonuçlanan düğünlerin öyküsü." şi yarattım" diyor Günşıray. "Kanh Düğün ve Lor- ca bir araya geldiği zaman benim istediğime çok ya- kın bir metin çıktı ortaya. Lorca'nın öldürülüşü. kan- lı düğünlerin yaşandığı bir ülkenin insanlannın du- rumundan aynlamazdı zaten." Kanlı Düğün, da- haönce de Istanbul ŞehırTıyatrolan tarafından sah- nelenmişti. O yorumu ızlememış Günşıray, ancak yazann bir diğer ünlü yapıtı 'Bernarda Alba'nın Evi'nde rol almış. Devlet Tiyatrolan'nın Tiyatro an der Ruhr'la ortaklaşa sahnelediği oyun Alman- ya'da otuza yakın kentte oynanmış. Faşizm ve ırkçıhk farklı da olsa sürüyor Günşıray'ın Kanlı Düğün'ü bugünün dünyasın- dan da besleniyor. Yüzyılın başında tüm Avru- pa'yı, ama en çok da lspanya'yı kan gölüne çevi- ren faşizmin ve ırkçılığın, bugün farklı görünüm- lerde de olsa hâlâ sürdüğünü vurguluyor sanatçı: "Bugün üzerinde yaşadığım topraklarda da ben- zer tehlikeler var. Bir tiyatro oyununu engellemek isteyen yöneticilerie karşılaşabiliyoruz. Böyle olay- lan yüzyılın başında da yaşamıştı insanlık. Demek ki çok şey değişmemiş. Oyun, yalnızca bir tiyatro- nun işgal edilişinin öyküsü değil; kanla sonuçlanan düğünlerin öyküsü. 19. yüzyılda İspanya'da bir dü- ğün yaşanmak istendL ama sonunda düğün kana bulandı. Bizim toplumumuzda düğünü, şenliği çok seven, yaşamayı bikn bir toplum. Ama hep kana ve aynmcıhga doğru sürükleniyoruz ve gitgide ölüm tadmı iyi bilen bir ülke olmaya başladık. Korkarun, bir gün, Lorca'nın dediği gibi, hepimiziıı içine dü- şeceği çok büyük bir çukur açdacak." Bugünün toplumundan yapılan çıkanmlarla olu- şan bir oyunda, bugünün bireylen olan oyuncula- nn kendi bakış açılannı, durumlannı oyuna aktar- malan kaçınılmaz. Günşıray. bu anlamda geniş bir hareket alanı bırakmış oyunculara. Sık sık "Bu oyunu nasıl oy nayabüir$iniz"in yanıtını istemiş on- lardan. Oyunu, oyunculann kendi ayaklannm üze- rine basıp bir şeyleri anlattıklan bir yapıta dönüş- türebilmek için büyük çaba sarfetmişler. Ve orta- ya, bir Ispanyol yapıtı değil, Birim Tiyatro Aziz Nesin Sahnesi'nde oyunculann 1999'da yarattığı, onlann öyküsünü anlatan bir oyun çıkmış Bozkurt Kuruç ve Osraan VVöber'in sanat yö- netmenliğini yaptığı dönemde Istanbul Devlet Ti- yatrosu'ndan aynlan Mahir Günşıray, Kanlı Dü- ğün'ün konuk yönetmeni olarak yeniden buluşu- yor bu kurumla. Kısa bir süre sonra, Devlet Tiyat- rolan'nın çatısı altında kadrolu sanatçı olarak ça- lışmaya başlayacak. Ancak yine de kurumun işle- yışini eleştirmekten vazgeçmiş değil. Özerkliğin olmaması. yöneticılerin Kültür Bakanhgı tarafın- dan atanması ve görevden ahnması, Günşıray'ın öteden ben dile getirdiği sorunlar. '"Halihazırda- ki yasa yürürlükte kaküğı sürece bu tiir sorunlar da hep olurr dıyor. "Oysa sanatçılann bu sorun- lan yaşamamalan gerek. Sanatçdar yalnızca işle- rini yapmau. tiyatro yapmah." Günşıray'ı Devlet Tiyatrolan'na dönmeye iten en önemli etken, Nesrin Kazankaya'mn sanat yö- netmenliğıne gelmesı olmuş. Kazankaya'mn sağ- lıklı bir işleyiş sürdürebileceğine çok güvendiğini söyleyen Günşıray, çekişmelerin ortasma sürüklen- mediği ve işini yapmasma izın verildıği sürece bu- rada kalacağını dile geririyor. Kanlı Düğün'ün ça- lışmalan biterbitmez, Istanbul Sanat Merkezi'nde sahnelenmek üzere yeni bir oyunun çalışmalanna başlayacak sanatçı. Franz Kafka'mn 'Ceza Kolo- nisi' adlı yapıtından uyarlanan oyun, 'Ceza Kolo- nisinde' adını taşıyor. 'Çocuğum' diye nitelendir- dığı kendi tiyatrosu Tiyatro Oyunevı'nde de Fri- da Kahlo'nun yaşamını anlatan tek kişilik bir oyu- nu yönetecek. Hemen ardından, Bernard-Marie Koltes'in 'Ormanlann Hemen Önündeki Gece' adlı oyununu oynayacak. Geçen yıl sahnelediği 'Antigone' ve 'Hikaye-i Don Kişot' konusunda he- nüz karar vermiş değil. Ancak Antigone'yi yurt- dışındaki festivallere götürmeyi amaçlıyor. I s t a n b u l D e v l e t S e n f o n i O r k e s t r a s ı y e n i s e z o n a y a r ı n b a ş l ı y o r Dk konserler Chopin'in anısma verilecek Kültür Servisi - Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası 1999- 2000 konser sezonuna yann başlıyor. Orkestranın yann ve cumartesi gü- nü gerçekleşecek ilk konserleri Chopin anısına düzenlenecek. Ma- rek Pijannvski'nin yönettiği kon- senn solistı İdil Biret. Konserde Chopin'in 1 NumaralıPiyanokon- çertosu ve W. Lutoslawski'nin Or- kestra Konçertosu seslendirilecek. GelecekhaftayinePijarowski'nin yöneteceği orkestraya solist ola- rak Eser Bilgeman eşlik edecek. Konserde Mozart'm 41 nolu sen- fonisi, Liszt'ın 2 numaralı Piyano Konçertosu ve Strauss'un Till Eu- lenspiegel adlı yapıtlan seslendi- rilecek. 22-23 Ekim'dekı konserleri Charfcs Ofivieri Munroe yönetecek. Bülent EvcO'in solist olarak katı- lacağı konserlerde A. Haçarur- yan'ın Flüt Konçertosu, R. Stra- uss'un 'Ve Zerdüşt Dedi Ki' baş- lıklı yapıtlan seslendinlecek. tD- SO 2'9-30 Ekim tarihlennde Erol Erdinç yönetımde. Gülsin Onay eşliğinde E. Erinç" tn Ağıt adlı ya- pıtını, AJL. Saygun'un 1 Numara- Şef Marek Pijarovvski lı Piyano Konçertosunu. Cemal ReşitRey'm Enstantaneleradlı ya- pıtını ve B. Tarcan'ın 3. Orkestra süitıni seslendirecek. 5-6 Kasım tarihlerinde, gerçek- leşecek konserleri Alexandcr Kri- nıetz yönetecek. Burçin Büke'nin solist olarak eşlık edeceği konser- de Rahmaninof un yapıtlan seslen- dinlecek. Atatürk'ü Anma Kon- sen 12-13 Kasım tarihierinde Hik- met Şimşek yönetiminde düzen- lenecek. 19-20 Kasım tarihlerinde- ki Rodrigo'nun Anısına ba^iıklı konserlen ise IonescuGalati yöne- tecek. Konserlenn solistlen ara- sında AUbnso Moreno. Eugenia Rodriguez. Marcela Sfrisso ve Wal- ter Ujaldon yer alacak. Konserde J. Rodrigo'nun Gitar Konçertosu 'Aranjuez' ile Dört Gitar için Kon- çertosu, L.Cbenıbini'nin Re Ma- jör Senfonisi dinlenebilecek. 26- 27 Kasım'da Alexander Rahbari yönetiminde gerçekleşecek kon- serlere solist olarak Ida Kavafıan ve Peter V^Hley eşlik edecek. Aralık a>inın ilk konserini yine Rahbani yönetecek, SeHm Ay kal solist olarak katılacak. 10-11 Ara- lıkta EmhiGüven Yaslıçam'ın yö- netiminde gerçekleşecek. konserin solistı Ayla Erduran. 17-18"Aralık konserlerini Vla- dimir AltschuDer yönetirken so- list olarak Miceal O'rouke eşlik edecek. Altschuller, 24-25 Aralık tarihlerinde yöneteceği konserle- re ise solist olarak Ilaaa loff katı- lacak. tDSO 2000 yılının ilk konserle- rini 14-15 Ocak tarihlerinde Barok Haftası başlığı altında gerçekleş- tırecek. Ionescu Galati nin yöne- teceği, Suna Kan'ın solist olarak katılacağı konserde Vivaldi'nin Mevsimler'i, Bonoci'nin 7. Sen- fonisi, L. Boccberini'nin Re Minor Senfonisi seslendirilecek. 21-22 Ocak konserlerini Juozas Domar- kas yönetecek. Efe BaJtacıgil ın solist olarak katılacağı konserde Çaykovskı ve Şostakoviç'ın yapıt- lan seslendirilecek. Domarkas'ın 28-29 Ocak'ta yöneteceği konser- lerin solistı ise Gary Karr. 4-5 Şubat'ta Erol Erdinç yöne- timinde gerçekleşecek konserle- nn solisti Ruşen Güneş olacak. Stephen Layton 11-12 Şubat'ta The Hflüard Ensemble'ın eşlık ede- ceği orkestra>ı yönetecek. 18-19 Şubat'ta gerçekleşecek 'tsmetlnö- nü'yü Anma Konseri'nı ise Ren- gfan Gökmen yönetecek. lsmail Aşan'ın solist olarak katılacağı konserde C. Idiz, Adnan Saygun ve T. Erdener'ın yapıtlan seslen- dinlecek. 25-26 Şubat tarihındekı konserler Orkestra Solistlen baş- lığı altında düzenlenecek IMaıün Turnovsky yönetiminde gerçekle- şecek konserin solistleri RecepGü- müş, Ayşegül Kirmanoğlu ve Çi- Piyanist Gülsin Onay men Karaönteroğullan olacak. Marek Pijarovvskı'nin 3-4 Mart'ta yöneteceği konserlenn so- lısti VTctor Tretjakov olacak. 10- 11 Mart tarihli konserleri Antonio PirolB yönetecek. Gregory Cass, Hüseyin Coşkun, Ccm Akçora ve Sertan Sancar'ın kaülacağı konser- lerde \Vagner ve Schumann'ın ya- pıtlan seslendirilecek. 24-25 Mart tanhlennde ise Andrew Greeırtro- od'un yöneteceği konserlere Hak- kı Oztürk eşlik edecek. Greenvvo- od, RüyaOztuma ve Dke Aksoy'un solist olarak katılacağı 31 Mart-1 Nisan konserlerini de yönetecek. 7-8 Nisan tarihlerindeki Ope- ralardan Seçmeler başhklı konse- ri Erol Erdinç yönetecek. 14-15 Nisan tarihleriruje Vladimir Altsc- huller yönetiminde gerçekleşecek. Vladimir Karainev'in solist ola- rak katılacak. Mozart'ın Müzik Şakası, S. Prokofief in Peter ve Kurt başhklı yapıtlannın seslendi- rileceği, Vladimir Altschuler'in yöneteceği Çocuk Konseri 21-22 Nisan'da düzenlenecek. 28-29 Nisan tarihli konserlerin şefi Alexander Rahbari, solistleri de MarieDeRahbari ve Sevin Berk olacak. Ionescu Galati 5-6 Mayıs tarihlerinde Rene Giessen'in so- list olarak katılacağı konserleri yö- netecek. 12-13 Mayıs tarihlerinde Ender Sakpmar yönetiminde ger- çekleşecek konserlenn solisti ise Gürcan Tüyei olacak. 19-20 Mayıs tarihlerindeki Bra- vo Broadway başhklı konserleri Erol Erdinç yönetecek. Konsere solist olarak Jan Hanath Doug Labrecque ve Michael Maguire katılacak. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL 'Niteliksiz Adam' ya da Bir Çevirî Serüveni Avusturyalı yazar Robert Musil'in (1880-1942) "modernizmin roman alanındaki başyapıtı" diye de adlandınlan dev roman Nrteliksiz Adam, bi- ten on dokuzuncu yüzyıl ile başlayan yirminci yüzyıla yönelik en temel, aynı zamanda da en acımasız hesaplaşmalardan birini içerir. Yazannın bütün yaşamı boyunca yazmayı sürdürdüğü bu eserde, günümüzde de tartışmakta olduğumuz sorunlardan hemen hiçbiri eksik değildir. Musil'in eserieriyle çok eskilere uzanan bir ta- nışıklığım vardı. Sanınm bu tanışıklık, Türkiye'de otuz yıiı aşkın bir süre kalan eski Avusturya Kül- tür Ataşesi ve gerçekTürk dostu Prof. Hans Erich Kasper'in bana, Musil'in bütün eserienni arma- ğan etmesiyle başlamıştı. Ancak bu yazarla çeviri bağlamında ilk ilişkim, Yaşarken Açılan Miras başhklı denemeler kita- bını Yapı Kredi Yayınlan için çevirmemle gerçek- leşti. Bu kitap, kendi başına da çok önemliydi; ama daha o zamanlargünün birinde Niteliksiz Adam'ı çevirmeyi aklıma koymuş olduğumdan, sanınm kitabı biraz da sonraki büyük çeviri çaltşmasına bir tür giriş, yazann üslubunun dilimizdeki karşı- lıklannı bulma bağlamında bir tür "alıştırma" yap- ma amacıyla çevirmiştim. Niteliksiz Adam'ın yaklaşık dört yüz sayfalık bi- rinci cildinin çevirisini geçen günlerde tamamla- dım. Çeviri -herzamanki gibi- başlangıçta tahmin ettiğimden çok daha uzun bir süre aldı. Dolayı- sıyla kitapla çevrilmekte olduğu duyulduğundan beri ilgilenen okurlara, yayındaki gecikmenin Ya- pı Kredi Yayınlan'ndan değil, fakat benden kay- naklandığını bildirmeyi dürüstlüğün birgereği sa- yıyorum. Böyle acımasız çevirilerin tamamlanan her aşa- ması, bende yaptıklanmla hesaplaşma gereksi- nimini doğurur. Uzun biryol boyunca nelerle çar- pıştığımı, dilin hangi duvarlannı aşmak, hangi tu- zaklanndan kendimi korumakzorunluluğunuduy- duğumu, başlangıçta biliyorum sandığım neleri bilmediğimi ve hangi açılardan çeviri uğraşında kendimiyeniden eğitmeyi gerekli bulduğumu dü- şünürüm. Kişisel inancıma göre böyle bir hesap- laşma, işini ciddiye alan bir çevirmen açısından aynı zamanda bir tür ahlaki gerekliliktir ya da öy- le olmak zorundadır. Niteliksiz Adam'ın birinci cildini tamamladık- tan sonraki hesaplaşmam sonucunda, kendi öze- limde yaptığım belki de en önemli saptama, bu tür bir çeviri çalışması için önceden belli bir bitiş tarihini karariaştırmanın benim açımdan anlam- sızlığı ve olanaksızlığı oldu. Kanımca böylesine bü- yük bir edebiyat eseri için falanca tarihte bitiririm demek, üstelik bu konuda birde sözleşme imza- lamak, bir yazann belli bir romanı, bir ressamın resmi, bir heykeltıraşın heykeli için kesin bitiş ta- rihi vermesi kadar saçma bir tutum. Çünkü böyle bir çevin bağlamında yapılan iş, kesinlikleyabancıdildeyazılmışolanın dilimizde- ki karşılığını bulmakla, yani sart dil düzeyinde ya- pılacak bir çalışmayla sınıriı değil. Yalnızca bu ka- dan bile yeterince güçlük kaynağı olabilirken Ni- teliksizAdam gibi bir eserin çevirmenini içine sü- rüklediği çok daha büyük savaşlar var. örneğin, bir yabancı dilde anlatılan için, yaza- nn nasıl üslup seçtiğini, hatta kımi zaman - Nite- liksiz Adam'da olduğu gibi - kaç üslup seçmiş olduğunu saptamak, arkasından da onlann Türk- çe'deki karşılıklannı, Türkçe'nin anlatım kurallan içerisinde yabancılığın ym'p gitmesine meydan venneksizin, başka deyişle Türkçe metnin Türk- çe doğrultusunda olabildiğince çeviri kokması- nı sağlayacak ölçüde bulabilmek gibi... Böyle bir savaşta bazı anlar gelır, çevirmen her iki dile ilişkin dil düzlemindeki bilgi dağarcığının, bu dağarcık ne kadar zengin olursa olsun, ken- disine yetmediğinin, o dağarcığa karşın ortada ve savunmasız kaldığının bilincine varabilir. Işte o anlar, bir edebiyat çevirisinde yaraöcı- lık sınırının da belirginleştiği anlardır. Artık çevir- men, gerçek bir sınır çızgisiyle karşı karşıyadır. Çiz- ginin ötesine geçebilmesi, Türkçe için kafasında kurguladığı üslubun yazann üslubuyla özdeş ol- duğuna inanması koşuluna bağlıdır. Böyle biröz- deşlik ise yalnızca dış benzerliklerden değil, fa_; kat ancak dil uygulaması bağlamındaki deneyim- lerin zenginliğinden, edebiyat birikiminden ve eserde betimlenen imgelerin bütün bu birikimte- melinde içselleştihlebilmesinden kaynaklanabilir. Bu nedenledirfci her edebiyat çevirisi, çevirmen açısından bir "Bana göre... "yi zorunlu olarak içe- rir. Çevirinin başansını belirieyecek olan ise bu "Bana göre... "nin yazann "bana göre... "siyleör- tüşme oranıdır. Böyle bir çalışmanın hiçbirbugün'de kâğıda dö- külebilecek bir bitiştarihi olamaz. NiteliksizAdam'm -şimdilik!- bana verdiği en büyük derslerden bi- ri, sanınm bu oldu. ahmetcemalfrı superonline.com acem20(g hotmail.com üons Kulüpleri Kitap Şenliği • Kültür Servisi - Levent Lions Kulubü, Dünya Lions Hizmet Günü nedeniyle 8-9 Ekım tarihlerinden bir kitap şenliği düzenleyecek. Şenliğin sponsorluğunu Cumhuriyet Kitap Kulübü üstleniyor. Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi'nde düzenlenecek olan şenlik 8 Ekim'de saat 16.00'da 118-T Yönetim ÇevTesi Genel Yönetmeni Aydın Ektirici tarafından yapılacak. Tony Mourtris'ten dostluk konsepi • Kültür Servisi - Yunanlı sanatçı Tony Mourtzis & Orfeo Greco bugün ve yann saat 20.00'de Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Farabi Salonu'nda bir konser verecek. Aynı konser cumartesi günü saat 20.00'de Istanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde tekrarlanacak. Konser geliri Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfi'nın deprem bölgesindeki Hayat Projesi'ne katkı olarak bağışlanacak. Orfeo Greco'nun kurucusu Tony Mourtzis, 'Yunanistan'ın sesi' olarak tanımlaruyor. 1966'dan bu yana Almanya'da yaşayan Mourtzis, 1972'de Orfeo Greco topluluğunu kurdu. Grubuyla tüm Avrupa'da turneler yaptı. Danimarka'da Skagen ve Sicilya'da Trapani festivallerine katıldı. Tony Mourtzis 1996'da Istanbul Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda da bir konseT vermişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle