24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 OCAK 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Ali Ulvi, çizerliği düşünsel uğraş gibi görür, merak ettiği her konuya cesaretle dalardı Bir Rönesans aydını gibi yaşadıBEHİÇAK Arulan bu kadar tazeyken, Ali LTvi'yi yıtirışimı- zin üzerinden bır yıl geçmiş olmasına inanmak çok zor. Eger yaşasaydı belki de bu gece onunla bir mey- hanede buluşup zamanın göreliliği kavramını tartı- şıyor olacaktık. Geceye çok iyi bır şekılde hazırlan- mış gelecek, Newton"cu fıziğı ve F.uclid geometri- sinı. Einstein fızıgiyle karşılaştınp zamanın geçme- siyle hız arasındaki bağlantıyı ve nesnelenn kısalma- sını anlatacak, oradan da politika alanına geçıp hiç kımsenin bakmadığı bir açıdan günün politik yoru- munu yapacaktt. Daha sonra ise işi gırgıra vurup, hayatın güzel alanlannda dolaşıp. hoş hikâyeler anlatacaktı. Karikatûr çizmeye başladığımda, karikatürcüler ara- sında yapttğı işi düşünsel bır uğraş olarak gören ın- sanlara pek az rastladım. Birçok çizer tarafından ka- rıkatür, bir beceri olarak görülüyordu. Hatta bazı çi- zerlerle konuşurken sohbet hafif dennleşse rahatsız olunuyor, konuşmanın hep belli bır yüzeysellikte geçmesıne çaba göstenliyordu. Zamanı tersine yaşıyordu Alı Ulvı ise çızerliği tamamıyla bir düşünsel uğ- raş olarak gören. geceleri sabahlara kadar kitaplar oku- yarak merak ettığı her konuya cesaretle dalabılen bir çizerdi. Bulunduğu her ortama yeni, taptaze bıl- gilerle gelmeyi başarabiliyor. kimsenin haberinin ol- madıği tartışmalan masaya taşıyabılıyordu. Doldurulmuş zamanı değil,*boş zamanını ciddiye alan bır insandı. Boş zamanlarında çalışıyordu. Ya- ni, iş yapmak bir boş zaman pratigiydi onun için. O yüzden yaptığı işi hiç geçiştirmiyor, bir an önce bi- tırmeye çahşmıyor. oyun oynar gibi, çok zevk ala- rak çalışıyordu. Herkes yatınca, el ayak çekilmce o çalışmalannın başına oturuyor. gecenin özgürleşti- rici karanlığınm içınde, bilim, edebiyat, araştırma ki- taplan okuyor. filmler seyrediyor, karikatürler çizi- yor, kendi çağındaki herhangi bır seye duyarsız kal- mayan bir Rönesans aydını gibi yaşamını sürdürü- yordu. Evlerindeki. balkondan dönüştürülmüş çalış- ma odasında kendi zamanını kurmuştu. Sanmm bazı şeyleri görebılmek için zamanı ter- sine yaşıyordu. Gecenin iş hayatı tarafından esiralın- mamış, özgürleştirici ritmı içinde çahşıyor. gündüz- leri ise herkes telaş içinde sağa sola koşuştururken o dinleniyordu. Bu yüzden onu telaşlı görmek olanaksızdı. Hep din- lenmiş ve zındeydı. Bu yaşam tarzı onu gündelik ha- yattaki lusır tartışmalardan da koruyordu. Sanırım, bütün faaliyetlerinin ana strüktürünü, sanki bir yan ürün gibi yarattığı günlük karikatürle- ri oluşturuyordu. Her gün. gazetenin birinci sayfasıyla uyumlu, gü- nün politik karikatürünü çizmenin, sadece bir yete- neğin ötesinde. olağanüstü bir sabır istediğıni düşü- nursek Ali Ulvi'nin yerini daha iyi anlayabilıriz ka- rusındayım. Güncel karikatûr çizmenin garip bir şey apttğı işi hiç geçiştirmiyor, bir an önce bitirmeye çalışmıyor, oyun oynargibi, çok zevk alarak çalışıyordu. Herkes yatınca, el ayak çekilince o çalışmalannın başına oturuyor, gecenin özgürleştirici karanlığınm içinde, bilim, edebiyat, araştırma kitapları okuyor, filmler seyrediyor, karikatürler çiziyor, kendi çağındaki herhangi bir şeye duyarsız kalmayan bir Rönesans aydını gibi yaşamını sürdürüyordu. olduğunu düşünürüm hep. Hem vakit çok azdır hem de gereğinden fazladır. Çünkü tam karikatûr çiz- mekten çok hoşlandığınız ve yoğunlaştığınız bir an- da karikatûr bitıverir ve bir kol. çizdiğiniz karikatü- rü alıp gazete sayfasına yapıştmverir. Bir anda eli- nızden oyuncağınız alınmıştır. Bır başka karikatûr da- ha çizme isteğiyle masanın başında kalakalırsmız. Oy- sa buna hakkınız yoktur. Çünkü ertesi gün ne olaca- ğı belli değildir. O anda çizdiğiniz bir karikatûr er- tesi gün eskimiş olabilır. Bir karikatûr daha çizme isteğini savuşturup ertesi günü beklemekten başka çare yoktur. Bu yüzden, gazetenin birinci sayfasına karikatûr çızen bır editoryal karikatürcü, gazetenin diğer say- falanna çizenler kadar "sonımsuz" olma hakkma sahip değildir. Sorumluluk, mizah ve karikatûr ara- sındaki çelişkiyi hep yaşamaya mahkûm edilmıştir. (Sanınm dünyanın neresıne gidersenız gıdın, du- rum böyle. Birkarşılaşmamızda Le Monde gazete- sınin iç sayfa politik çızen Pancho, aynı gerekçeler- le birinci sayfa çızeri Plantu'nun ışmin zorluğundan yakınmıştı) Politik karikatüre katkısı büyük Ali Ulvi. birinci sayfaya karikatûr çizmenin bu çelişkilı yüklerini, düşünsel yönünü güçlendırerek aş- maya çalışıyordu ve bu çabası dünyadaki diğer edi- toryal karikatürcülerden farklı olan bir üslubu gelış- tırmesine neden oluyordu. Bu da bir yandan güncel bir eleştıri oluştururken, diğer yandan o gün geçın- ce de bütün zamanlar için geçerli olacak kadar kalı- cı bir karikatûr çizmeye çalışmaktı. Aslmda bu \ki çelişkili sesi karikatürde birleştırme çabası, Türki- ye'deki politik karikatürün, dünyadaki benzerlerin- den ayırt edici özelliği olarak görülebilir ve bu özel- hğin oluşmasında kuşkusuz Ali L'lv i 'nin katkısı bii- yüktür. Ali Ulvı yaptığı işi bir sanat olarak görmezdı. Hat- ta. birçok karikatürcünün tepkisini üzenne çekmeyi göze alarak tıpkı Ara Güler'in fotoğrafı bir sanat olarak görmediğinı söylemesi gibi, karikatürii sanat olarak görmedığıni söyİerdi. Karikatürii özellikle gün- cel politik karikatürii ışlevsel bulur ve sanatın bu ka- dar ışlevsel olamayacağını düşünürdü. Ali UKTnin, karikatürû kalıcı kılma çabası onu ışlevsellıkten kur- tarma çabası olarak algılanabilirse de bu yaklaşımı- nın arkasında bir sanat eleştırisi olduğu da bir ger- çekti. Sanatla ilgili getirdığı teorik ölçütlere her za- man bağlı kaldı ve bu bakışmı değiştırmedı. Sanınm onu eleştıren çızerlerden farkı, yapılan bir işi meşru ve üstün kılmak için sanat olarak gör- me zorunlulugunda hissetmemesinden kaynaklanı- yordu. Alı Ulvi'nin sanatla ilgili getirdiği yaklaşımın bugün bütün sanatlara uygulanabileceğini düşün- müşûmdür hep. Resim. heykel, edebiyat. sinema için de aynı ba- kışın geçerli olduğunu ve ancak sanatçılar bu alan- larda urünler verdiği zaman sanat eserleriyle karşı- laştığımızı düşünürüm. Sanınm Ali Ulvi bunlardan biriydi. Dostlan Cumhuriyet'le özdeşleşen, 'hep adresini bulmaya çalışan' Ali Ulvi'yi anlattılar Telsefesi emekten yanaydı' Behiç Ak, Fernıh Doğan veTan Oral. (Fotograf: KADER TUĞLA) Kültür Servisi- Karikatürist Ali Uhi Erso>. ölümıinün birinci \ ılın- da aılesi. sanatçı dostlan ve seven- leri tarafından anıldı Cumhurijet Kitap Kulübü'nde düzenlenen top- lantıya Ferruh Doğan. Tan Oral ve BehiçAkkonuşmacı olarak ka- tıldılar. Ali Ulvi'nin bırmanşet karika- türistiolmadığınıvebirhaben so- nuna kadar okumadan karikatürü- nü çızmedığinı belırten Doğan, sa- natçınm ışini ne denli ciddiye al- dıgından söz etti. ",4li ITvi gefişme- leri bekler. karikatürünü son daki- kada yapardı. O bir gazeteci-kari- karüristti. Günlük çizerdL yedek yapmazdı.74vıl \asadi.48yıh Cum- huriyet ga/etesindc olmak üzere 58yılçizdi. Diğergazetelerden bir- çok teklif aldı.. ama Cumhuriyet'i bırakmadı: çünkü Cumhuri\et'le özdeşleşmişti." Alı Ulvı"yı 'araştır- macı karikarürcü", 1950kuşağinın ustası olduğuna değinen Doğan. Alı Ulvı'nın, yaşamını üç öğe üze- nne kurduğunu belirttı. "Karika- tûr yapmak,okumak ve hayaö ya- şaniak-EşiAlev Hanım'uıdasö>- lediği gibi Ali L*hi birdeniş gibiya- şadı." "Ali l'hi'yi kavbedince içim cız etti. O hep vardı. demirbaşü, vazgeçilmez doğal varlıktı'' diyen Tan Oral. Alı Ulvi'yi en iyi tanım- lavan özelli&inin bitmek tükenmek bilmez merakı olduğunu belirttı: "Okuduklannı ve düşündükJerini dostlan)la pa> laşmayu tartışmayı severdi. Topladığı bilgileri depoia- maz, işler, harmanlar v<e çizgi biçi- minde ortava çıkanrdı. Bilgilerini pa\laşma istegj. içtenliğinin bir gös- tergesivdi ve çevresinde sağlam dostluklar oluşturuyordu." Oral. Alı Ul\ i'nin mızahın güldürme gö- re\i olmadığına, beyinsel bir haz olduğuna inandığından söz etti. -Ali Ulvi, sanatın biçimle ilgili ol- duğunu düşünürdü.Oysagazeteka- rikarürünün konusu öncmli>di. çünkü bir mis>ı>nu ve hedefî *ar- dı. Kendisini de sanatçı değiL, ga- zetecioJarakkabulederdLShasifel- sefesi emekten yanavdu emekten yana olmak ve emekten yana çiz- mek- Doymaz bir merakı \ardi.çiz- diklerhle de merak uvandınrdı." Behiç Ak. Alı Ulvi'nın "Adre- simibulmavaçalışıyorum" sözle- riyle özetlediği merakı. okuma ve öğrenme tutkusuna değindı: "Ge- ceJeri. hepsi yerindeduruwr mu di- ye knntrolermekiçin yıJdızlara ba- kardı. Bir keresinde.' Insanlar çok sorumsuz. hiç gök>üzüne bakmı- yorlar' demişti. Farklı bir yoğun- laşma süreci \ardı. Birinci sayfada çizmekbü>üksonımluluktu. N'ap- oğı işi işlevsei buluynr \c ktndini bir sanatçı olarak görmüyordu; ama gerçek bir sanatçıydL" Yahya Kemal'i Anma Günü • Kühür Servisi - Bugün saat 14.00'te Moda'daki Salih Zeki Kolat Kültürevi'nde 'Yahya Kemal'i Anma Günü' düzenlenecek. Konur Ertop ve Sami Karaören'in konuşmacı olarak katılacaklan toplantıda şiirseverler Yahya Kemal'in fotoğraflannı da görme olanağı bulacaklar. (449 18 84-338 70 40) ZHJ Yapı Kredi Festivali'mie • Kültür Servisi - Müzik serüvenını doğaçlama müzik kulvannda sürdüren ZEN bu akşam saat 19.00'da Yapı Kredi Sanat Festivali kapsamında AKM'de bir konser verecek. Merih Öztaylan (ses, sampler. vurmalılar), Emre Onel (Vurmalılar, sampler). Uevent Akman (vurmalılar), Fahri Aykut (davul), Murat Ertel (Gitar. saz, ses) ve Mustafa Bahar'dan (bas) oluşan topluluğun üyeleri yaşadıklan anın müziğini yaptıklannı belirterek yaptıklan müziği toplu doğaçlama olarak nitelendiriyorlar. Konserlerini gÖTsellikle zenginleştiren ZEN'in bu akşamki konserinin konusu: Uzaydemiryolu. Türkiye'deki çizgi film sanatı tartışıbyop • Kültür Servisi - Çocuk Vakfı Kültürevi'nin kış sezonu etkınliklen bugün saat 13.00'te gerçekleşecek olan 'Türkıye'de Çizgi Film Sanatının Dünü, Bugünü ve Geleceği' adlı açık oturumla sürüyor. Tonguç Yaşar. Derviş Pasin, Şafak Tavkul. Namık Kural ve Orhan Büyükdoğan'ın konuşmacı olarak katıldıklan açık oturumu Haşim Vatandaş yönetecek. (240 23 83) Geleneksel liyatro Ödülleri sahiplerini buldu • Kültür Servisi- Dünya Uluslararası Kukla ve Gölge Oyunu Birlıği'nin (UNIMA) Türkiye Temsilciliği tarafından her yıl Karagöz, kukla. ortaoyunu ve meddahlığa katkısı olanlara verdiği Geleneksel Tiyatro Ödülleri bu yılki sahiplerini buldu. Geleneksel tiyatronun tanıtılması ve yaşatılmasına yaptığı katkılardan dolayı TRT Genel Müdürlüğü, Kurumsal Hizmet Ödülü'ne değer bulunurken geleneksel tiyatroyu güncel yorumla aktarmalanndan dolayı Zeki Alasya, Metin Akpınar ve Müjdat Gezen; geleneksel tiyatroyu bilimsel olarak araştınp tanıtmalanndan dolayı da Prof. Dr. Özdemir Nutku, Nail Tan ve Hayrettin lvgin. Geleneksel Tiyatro Hizmet Ödülü'nü alacaklar. ödül töreni bugün Müjdat Gezen Tiyatrosu'nda gerçekleştirilecek. BUGÜN • tDSO,saat 11.00'de AKM'de şef Enrique Batiz'in yönetiminde ve Yoon Kwon'un (keman) solıstliğinde sunacağı konserde Beethoven. Mozart MDa- Lobos, Piazzola ve \larquez ın yapıtlannı seslendirecek. (251 56 00) • BORUSAN KÜLTÜR MERKEZİnde 10.30- 11.30 arasında '5-7 Yaş Grubu Çocuklaria Müzik', 13.00-14. 00 arasında '8-9 Yaş Grubu Çocuklaria Müzik', 14.00- 16.00 arasında 'Okay Temiz'le Çaüşalım'. 17.00-19. 00 arasında ise 'Müzik Gezginleri' adlı atölyeler yer alıyor. (292 06 55) • RUHİ SU KÜLTÜR VE SANAT VAKFTnda Atilla Özkınmh'nın katıldığı 'Ruhi Su \e TürküJerimiz' başlıklı söyleşi saat 16 00'da başlayacak. (245 30 32) • KARİKATÜRCÜLER DERNEĞl'nin Sultanahmet Yerebatan Sarnıcı Çıkışf ndaki merkezinde saat 14.00'te karikatûr sanatçılan, dostlan ve okuyuculan Ali Ulvi'yi anmak için biraraya gelecekler. Karikatürlerinden oluşan bir dia gösterisı sunulacak/57i 60 61) 150filmin gösterileceği 22. GöteborgFilm Festivali 'nde Türk sineması ikifîlmle temsil ediliyor Yara veMasumiyetIsveç'te GÜRHAN UÇKAN GÖTEBORG - Dün başlayan 22. Göteborg Film Festivali 'nde 40 ül- kedenl50uzunfilm,200 kısa film gösterilecek. 570 gösterim için 180 bin bilet saüşaçıkanldı. Türk sineması festivalde iki filmle temsil edilecek: Zeki Demirkubuz'un 'Masumiyet'ı ıle Yılmaz Aslan'm 'Yara'sı îsveçli sinernaseverlerin ilgisine sunulacak. Daha önce de Stock- holm Film Festivali'nde 'KanşıkPizza'/Kasaba' ve 'Ağır Roman' ilgi top- lamıştı. 'Masumiyet' hak- kında Göteborg Film Fes- tivali'nin program dergi- sinde tanıtma yazısi ya- zan eleştirmen Gunnar Bergdahl, Zeki Demir- kubuz'un filminin 1998 tstanbul Film Festivali'ni kazanmış ol- masmın şaşırtıcı olmadığını, oyuncula- nn rollennde gayet başanlı oldukJan- m ve kamera calışmasının da bundan ge- ri kalmadığmı vurguluyor. Rha Stetter ise 'Yara' filmiyle yö- netmen Yıknaz Arslan'm. bu festival- de 1993 yıhnda ilk filmi 'Sonsuz Ko- ridor'la dikkat çektiğini ve 6 yıl aradan sonra bu yeni filmiyle. "iki kültür ara- smda yetişen insanlann, kendilerbıi sü- rekli olarak köksüz ve memleketsiz his- settiklerini" başarıyla beyazperdeye yansıttığını yazıyor. 40 ülkenin katılmasına karşın bu yı- lın festivalinin ağırhğını lskandinavya sineması oluşturuyor. Festivalın sorum- lu yönetmenı Gunnar Bergdahl, bunu şöyle açıklıyor: - Dünyada film festivalleri giderek ar- ara'nın iki kültür arasında yetişen insanlann, kendilerini sürekli olarak köksüz ve memleketsiz hissettiklerini başanyla beyazperdeye yansıttığı belirtiliyor. tıyor. Festivaller. birçoklan için filmin dağıtımım sağlayan tek kanal durumun- da. Bırçok film. başka bir şekılde sine- maya ulaşamıyor. Bır festıvalin filmle- ri ve ızleyıcileri cezbermesi için bulun- duğu bölgenin sinemaseverler için bir buluşma noktası olması gerek. Biz de bu anlayışla lskandına\r filmlerini, fes- tıvalimızın özelliği haline getırdik. Göteborg FiimFestivali'nin bir özel- li|i. büyûk ödülü olmaması. Filmlere, "lskandinav fümleri jürisi" ve "sine- ma eleştirmenleriözel ödülü" veriliyor, ama festıval komitesinın kendi adına verdiği bır ödül yok. Bunun nedeninı, festivalin en önemlı işlevinın: yapım- cı'yönetmen-izleyıcı-oyuncuüçgeninı kurmak olduğu, gerçek ödülün izleyı- cilerin kafalannda oluşan değerlendır- meye bırakıldıgı şeklinde açıklıyorlar. Göteborg Film Festıva- li'nin bir özelliği de baş- ka bazı kardeş festivaller- le film değış tokuş edi- yor olması. Rotterdamia film ve konuk takası ya- pı lıyordu; buna Saraybos- na'daki 'Cinebosnia' ek- lendi. Bu yıl da dostluk çemberine. Güney Afri- ka'dan Cape Tovvn'ın öz- gün festivali katıldı. 'Ci- nebosnia' bölümünde Bosnalı sanatçılann 7 kı- sa fılmı yer alıyor. 1997'de Göteborg Film Festiva- li'nin 20. yıldönüımine katılan Cinebosnia için Isveçliler Tuzla yakmla- rında bir sinema salonu inşa etmekteler. Aynca. "Bosna Film Vakfl"na bır film kamerası ve klip ma- sası da armağan edildi. Güney Afrika sinema- sı 5 uzun filmle temsil edi- lıyor ve aynı zamanda bu ülkenin ırk ayrımcılığı öncesı ve son- rası konusunda çeşitli paneller düzen- lenıyor. KotoBoIofo'nun '.\frican Violet/ The Land is \Vhite. the Seed is Black" adlı filmı. bu ülkenin filnıleri arasında belki de en merakla bekleneni. "Close up Finland' adı altında tanıtı- lan bölümde 8 uzun film. Finlandıya'da yaşayan İsveçlı yönetmenlenn bölü- münde ise 1945-1998 yıllan arasında- ki sinema tanhinin örneklenne yer ve- riliyor. Festıvalin bir bölümünü de müzik fılmlerı oluşturuyor Bu amaçla öze! bır program oluşturan Nefertitı adlı ge- ce kulübüne. film müziği bestecılerı katılacak. Bunlar arasında belki de en tlgı çekecek olan, Kusturica'nın 'Çin- geneler Zamanı' filmınde Goran Bre- goviç'in müziğini icra eden 'Kocani'. CANDYE KANE (Biues Konseri) 20 Şubat 1999 Cumartesi Saat: 22.00 Mınistry Club '• -Yedikuyular Cad. Duvardibi Sok. No: 4 Elmadağ-lstanbul (Divan Otelı Karşısı) Bilet Ftyatı: 5.000.000 TL Yapı Kredi Sanat Festivali artık "bütün yıl" sürüyor! Türkiye'de festival anlayışını değiştiren belirli bir zaman aralığıyla kısıtlı kalmayıp bütün yıla yayılan Yapı Kredi Sanat Festivaii, 1999 yılında da nitelikli ve zengin programıyla sanatseverleri bir araya getirmeye devam ediyor. Yapı Kredî Sanat Festivali 1999 a tüm sanatseverleri bekliyoruz. YAPI^CKREDi TRIO VVANDERER (Oda Müziği Konseri) 27 Şubat 1999 Cumartesi Saat: 19.30 Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu Bilet Flyatlan: 2.000.000 TL 1.500.000 TL Istanbul Fransız Kültür MerkezTnm KatkOanyla TC Kültür Bakanlığı İşbirliğryle Bilet Satış NokUan: 29 Ocak 1999 tarıhınden ıtıbaren bıletlennizı aşağıöakı satış noktalanndan alabilırsınız. • Yapı Kredi Yayınlan Galatasaray Kıtabevı (0212) 252 67 45 • AtatürV Kûltûr Merkezı Gışeien (Her gûn 10.30 • 19.30 saatlerı arasında açıktır.) (0212) 252 79 36 • 252 79 37 • Yapı Kredi Akmerkez Şübesı (0212) 282 08 65 « Suadiye Vakkorama (0216) 350 87 42 Rezarvacyon: s • Telefonla rezervasyon yaptırmak için 10212) 24918 29'u arayabılırsiniz. • Rezervasyonunu yaptırdığıraz bıietlerı, 48 saat içinde, IstAlal Caddesı No: 285 Beyogu adresmdekı Yapı Kredi Yayınlan Galatasaray KıtabevTnden almanız gerekmektedır. • Rezervasyonlafmızda kredi kartı Kullanabilirsiniz. • Aynlan bıletlenn tümünûn almması zorunludur. • Satılan bıtet gen alınmaz. bıternet Araeıh^yla BIM Satifi: http://www.superoniine.com/ykykuttur
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle