17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 OCAK 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI 13 ŞİRKETLERDEN • DARDANEL Ton. tadına zeytinyağını da kattı. Zeytinyağı ile işlenen Dardanel Ton. yenı ambalajıv la müştenlerin beğenisine sunuldu. Dardanel Ton, limon ilavesiyle bir yemek olduğu kadar, salata, pızza ve sandvıçin de tadına tat katıyor. • ONEWORLD. 1 Şubat 1999 tarihinde faaliyete gecivor. British Airv\ays, American Airlines. Canadian Airlines. Cathay Pacifıc Ainvays ve Qantas Ainvays'in ortakhğmda oluşan Onevrorld, dünya çapında 600'den fazla vere uçuş yapmayi hedefliyor. • DIAMOND Mücevherat, Sevgıliler Günü içın kalpli kolyeler hazırladı. Diamond'ın koleksiyonu Akmerkez, Nişantaşı ve Galleria mağazalannda satışa sunuldu. • BURGERKing,Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağlı Küçükvalı, Eyüp ve Süreyya Ağaoğlu Çocuk Yuvalan'nda kalan çocuklan ağuiadı. Çocuklar aynca maskeü kahraman Zorro'nun son nimini de izleme olanağı buldular. • TELSlM. altyapısına yükledıği Motorola yazılımı ıle sistem ve cep telefonu arasındaki haberleşme aralıklannı uzattı. Telsim, yeni uygulama ile cep telefonlannın pil ömürlerini yüzde 40 oranında arttırdı. • BORUSAN,'Müşteri Destek Hizmeti' progranıını başlattı. Borusan uygulama kapsanunda makine kiralanıa hizmeti veriyor. Türkiye çapında kiralama hizmeti \eren Borusan'da makineler aylık ve haftalık olarak kiralanabili>or. • AUDI. 1999 yılı boyunca Boğaziçi Üniversitesi Kayak Takımı sponsorluğunu yürütecek. Audi yetkilileri. toplumsal sorumluluk bılinci taşıyan her kurumun kültür ve spor aktıvitelennı destekJemesi gerektiğini belırttı. • \MLKINSON Svvord, kunıluşunun 100. yüını kutiuyor. VVilkinson Svvord. 'Figaro' adıyla 1890 yüında ilk usturayı, 1898 yüında ise tek taraflı tıraş bıçağı 'Pall MalTı üretti. Bıçağı değişen öraş makineleri de üreten Wilkinson Svvord, 1996 yılında Türkiye'de faaliyete geçti. • AKBANK, kunıluşunun 51. yıldönümünü kutiuyor. 1948 yılında kurulan bankanın 7.900 personeli bulunuyor. Şube sayısı 536'ya ulaşan Akbank, sermayesi ve özkaynaklanyla dünyanın önde gelen bankalan arasında yer alıyor. Bankacılıkla ilgili tasan Ayfer Yılmaz'm önerileri doğrultusunda yumuşatılıyor Yasaya DYP makyajı• Bankacılık kesiminin isteklerine uygun olarak. tasannın "yumuşatılması" yönünde adım atıldı. Denetleme kurulunun oluşumu seçim sonrasına bırakılıyor, cezalar ise indiriliyor. CHP tstanbul Milletvekili Hacaloğlu, "sulandınlan" bu tasanya onay vermelerinin mümkün olmadığını söyledi. ANKARA (Cumhurijet Bürosu) - DSP azınlık hükümetı. Bankalar Yasa Tasan- sı'nı TBMM'den geçirmek için DYP'nin ıs- rarlı olduğu "denetieme ve düzenieme ku- rulunun oluşumunun seçim sonrasına bıra- kılması ve cezalann hafifletilmesini" kabul etti. TBMM Plan \e Bütçe Komisyonu Baş- kanı Biltekin Özdemir. tasannın gelecek hafta TBMMden çıkanlması için çalışacak- lannı söyledi CHP tstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu ise "Hükümet DYP'nin isteklerini önümüze getirdL IŞıım siirele- rinin uzatılması ve cezalann indirilmesine onay vermeyiz" dedi. Ecevit: Yasa derhal çıkmalı Başbakan Bülent Ecevit. bankalarla ılgi- li yasal düzenlemenin öncelikle gerçekleş- tirilmesinı isterken Maliye Bakanı Zekeri- yaTemizelbaşkanlığındaki uzlaşma görüş- melennı ANAP"tan Plan ve Bütçe Komis- yonu Başkanı Biltekin Özdemir, CHP'den İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu. DYP'den Içei Milletvekili Ayfer Yılmaz ve FPden Adana Milletvekili Ertan Yülek yü- rütüyor. Zekeriya Temizel. partiler arasında "nü- anslar" dışmda bir anlaşmazhk olmadığı- nı. kurulun oluşumunun seçimler sonrası- na bırakılması eğılimınin ortaya konduğu- nu söyledi. DYP temsılcısı Ayfer Yılmaz'ın önerileri doğrultusunda. bankacılık kesi- minin isteklenne uygun olarak tasannın "yumuşaülması" yönünde adım atıldı. Yıl- maz'ın kurulun oluşumuyla ilgili olarak DYP liden Tansu Çiller'le görüşeceği bil- dirildı. Onümüzdeki hafta görüşülecek Denetleme ve düzenieme kurulunun olu- şumu ve uyum süreleriyle ilgili farklı gö- rüşler ortaya konduğu. uyum süresinin 2 yıl- dan 3 yıla çıkanlması eğılimınin de dıle ge- tinldiği kaydedildi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Baş- kanı Biltekin Özdemir, tasannın gelecek haf- ta görüşülmesıne başlanacağını ve uzlaşı- lan değişikliklerin görüşmeler sırasında ve- rilecek önergelerle gerçekleştirileceğinı söyledi. Özderrur, bazı ara formüllenn gün- deme gelebileceğını söylerken CHP'li Al- gan Hacaloğlu, uzlaşma sağlanmaya çalı- şılan metinde yer alan cezalann azaltılma- sı ve uyum süreleriyle ilgili düzenlemele- re onay vermedi. Hacaloğlu. "DYP'ningörüşterinin Hazi- ne Müsteşan tarafindan önlerine getirildi- ğuıi" vurguiayarak "Cezalann azaltiunası ve mevcut bankalara yasayla getirilen po- zisyonlar, riskler, limitler konusunda süre- yi 2 yıldan 3 yıla çıkarma isteklerine 'hayır' dedinı. Esasında bu ka\ «a. kurulu kim ata- suı ka> gası. Olayın özünü tartıştıklan falan yok. DY P, isrişari kurul olsun, divor. 2001 sonuna kadar istişari olarak görev yapar. 'Sonra gelen hükümetler bakar" deniyor. Sorunbu yasayla aşılamaz" dedı 1998 yı- lında 9 banka açıldığını. alınan yeni dene- tım elemanı sayısının ise sadece 10 oldu- ğunu anımsatan Hacaloğlu, sözlerini şöy- le sürdürdü: "81 bankaya 35 tane denetim elemanı var. 200 yeminli bankalar denetmenine ih- tiyaç var. Cezalar fazlaymtş, insin, deniyor. Bir banka için mali cezalann boyutunda eksik. fazla olur mu? Bir seferde ne para- lar götürülüyor. Bankalar konusunda atı- lacak birçok adım var. Bu. yasayla olacak iş değı'L uyguiamayla ilgili. Ben toplantıda sordum, Cavıt Çağlar'ın kendi hisseîerini be- lirli kesiıtıe devretmesi konusunda ne yap- tınız, diye, sustular kalddar. Tasanyı ban- kacılık kesiminin ve DYP'nin istekleri doğ- rultusunda sulandırdılar." TÜSİAD, Para Fonu heyetine, hükümete destek verdiklerini söyledi IMFiş dünyasıUegörüştiiEkonomi Servisi - Uluslararası Para Fonu (IMF) heveti tstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nı (IMKB) ziyaretinin ardından ışa- damlanyla bir araya geldi. IMF Türkiye Masası Şefı Martin Hardy. Türkiye"nm 1998'deizle- dıği politıkadan memnun olduk- larını söyledi. Hardy u Enflasyon düştü. Birçok alanda ilerlemesag- landı. ama yinc de uzun zaman- dır ertelenen sorunlar var" dedi. Türkiye'de temaslarda bulunan IMF heyetinden 3 kişı tMKB Baş- kan Başyardımcısı AnlSeren ve diğer yetkilılerle basma kapalı olarak görüştü. Heyet üyelen öğ- leden sonra da Türk Sanayicıleri ve Işadamlan Derneği (TÜSt- AD) yetkilileriyle bir araya geldi. Basına kapalı olarak yapılan toplantınm ardın- , dan açıklama yapan Mar- tin Hardy. Türkiye'nin kı- sa zamanda finansal dısıp- linıni sağlaması gerektiğini vur- gularken. Merkez Bankası rezerv - lerinin yükseküğini söyledi. Hardy. dünya piyasasının durgun olduğu bir dönemde Türkiye'nin sosyal güvenlik başta olmak üzere gerek- lı reformları hayata geçırmesinin zorunlu olduğunu belırtti. Hard>. "Türkiye koşullan yerine getirdiğinde, des- tekleveceğiz. Biz geniş kapsamh refbrmlan des- tekliyonız. Ancakerken seçimi göz önüne almab- \ız. Seçimlerden öncehükü- mctin cesur kararlar alacağı ko- nusunda güvenimiz var. gerekeni vapacaklardır" dıye konuştu. TÜSİAD Genel Başkanı Er- kut Yücaoğlu. görüşmelerde 1998 yılına ılişkın değerlendırmelerde bulunduklannı belirterek Yakın Izleme Anlaşması çerçevesinde faizlenn fırlamasının ötesinde dı- ğerhedeflerm sağlıklı yüriitüldü- ğünü ıfade ettı. Yücaoğlu. "IMF'vle bazı sorunlann, dışar- daki pazaıiann daralmasından kaynaklandığı konusunda anlas- ük'dedı Yücaoğlu. şudönemde bir stand-by anlaşmasının müm- kün olmadığını. çünkü progra- mın üç ayda yaşama geçırileme- yeceğinı söv ledı Küresel finansal sistemin nasıl yönetileceğinin tartışıldığı Davos toplantılannın 2. günü yoğun kar yağışına karşın yapıldı. Davos 'ta lafçok, işyok Ekonomi Servisi - Ana teması "Sorum- lu küreseleşme" olarak belirlenen Dünya Ekonomık Forumu'nun (WEF) ikinci gü- nünde küresel finansal sistemin nasıl yö- netileceğı tartışıldı. ancak küreselleşmenın yol açtığı acılan dındirecek yapıcı öniem- ler ele ahnmadı. Dünv a Ekonomik Forumu öncesinde Forum Başkanı Claude Smad- ja'nm köresel bunalım karşısında IMF'ye sert eleştinlerde bulunmuş ve yeni ulusla- rarası finansal vapılann gerektiğini açıkla- mıştı. Ancak Forum'un ıkincı gününde de küresel bunalımın aşılması yönünde somut adımlar atılmadı. Ingıltere Maliye Bakanı Gordon Brown. küresel finansal sistemin venı bir küresel komite tarafindan denetim altına alınması- na ihtiyaç olduğunu söyledi. Japonya Ma- liye Bakanı Yardımcısı Eisuke Sakakibara da küresel bunalımın ana sebeplennın hâ- lâ ortadan kaldınlmadığını belirterek "Ser- maye hareketleri izlenmeü ve bu konuda düzenlemelere gidilmeli. Avnca kuriarda- 'Kur dalgalanmalan smırlandınlmalı' Dünyadaki durgunluk tehdidine karşı sanayileşmiş ülkelerin mücadele etrikJerini belirten, ancak daha fazlasını yapmalan önerisinde bulunan ekonomistler. kur dalgalanmalannın sınırlandınlması gerektiğini vurguladılar. Deutsche Bank Asya-Pasifik başekonomisti Kenneth Courtis, "ABD ve AB'nin faiz oranlan ve vergileri daba fazla düşürmeye ihtiyacı var. Japonya ülkedeki durgunlukla başa çıkmak için ekonomiye ek 250 milyon dolarlık para pompalamalı" diye konuştu. ki dalgalanmalann kontrolünûn nasıl ger- çekJeştirileceği ele alınmair dıye konuştu. ABD Hazine Bakanı Yardımcısı Law- rance Summers. ulusal para politikalannın ulusal ölçekte (objektıften) değerlendiril- mesinın yanlış olduğunu ve bu politıkala- ra uluslararası objektiften bakılması gerek- tiğini dile getirdi. Almanya Finans Bakanı Yardımcısı He- ine Flassbeck. uluslararası finans sıstemin- de vaşanan sorunlara karşı kolav çözümle- rin olmadığını belirterek "Sanavileşmiş ül- keler. uluslararası finans sisteminin daha sıkı gözlenmesive sistemin şefTaflaşması ge- rektiğini konusunda hemfikirler. Ancak bu- nun nasıl yapılacağına dair aralannda bir uzlaşma yok" dıye konuştu. ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, küre- sel ekonomık bunalımı çözmek için Japon- ya'dan yardım istev'erek "Japonvadünvaeko- nomisininde can alıcı bir öneme sahip. Bu- nalımın çözümünde Japonya anahtar ül- ke" dedi. Fransa Finans Bakanı Domi- nknıe Strauss-Kahn. şubat ayın- da sanayıleşmış G-7'lerin de küresel bunalıma karşı 20 Şu- bat'ta Almanya'da bir araya ge- leceklerinı söyleyerek ABD. Avrupa Birlıği ve Japonya ile da- ha sistematik görüşmeler ya- pılması çağnsında bulundu. Brezilya'daki para krizıyle birlikte gözler Latın Amenka ül- kelen ekononomılenne çevrilir- ken Forum'da konuşan Meksi- ka Finans Bakanı JoseGurria. ülkesinin para polıtıkasında her- hangı bir değışıklık yaşanma- >acağını belırterek, "Mek- sika'nın döviz kunı oranlan ay- nen devam edecek" dedi. TOBB Başkanı Miras ' Var olan sistem tedirginlik yaratıyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Türkiye Odalar ve Borsalar Birli- ği (TOBB) Başkanı FuatMiras, ban- kalann güç durumda olduğu söylen- tilerinedikkatçekerek "Bunlaraçık- lanmadıgı içüj işvapanlar, kredikul- lananlar. parasını > atıranlar. herkes- te bir tedirginük var" dedi. Miras, Bankalar Birliği'nin mevduattaki yüzde 100 devlet güvencesinin kal- dınlması konusunda destek istedıği- ni söyledi. TOBB Başkanı Miras, bankalar- da sıkıntılar bulunduğuna dikkat çe- kerken "Bunlar açıklanmadıgı için iş vapanlar, kredi kullananiar, para- suuyaoranlar, berkeste bir tedirgin- lik var. Herkes şaşkın. Bunun biziın sektörlere nasıl yansıyacagı betli de- p " dedi. Miras, Bankalar Biriiği'yle yaptıklan toplantılarda kendilerine iletilen temel sıkıntının '"mevduat uzerindekidevietgihnıcesi'' olduğu- nu söyledi. Kamu bankalan ve büyük özel bankalann güvencenin kaldınlması- nı. bu konuda özel sektörü de yan- lannda görmek istediklerini kayde- den Miras, mevduat güvencesinin kaldınlması konusunda destek vere- ceklerini belirtti. Miras'ın açıklamalanna göre sa- nayicilerin bankalardan istemleri şöyle: • Vadesi gelmemiş borçlann va- desinden önce geri çağnlmamasi. • Vadesi gelmiş, perfoTmansı dc- vam eden kTedilerin 1 yıl uzatılma- sı. # Kredi sözleşmelerinde tek ta- raflı bankalar lehine işleyen düzen- lemelerin düzeltilmesi. Ford, Volvo'yu yuttu GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM-Otomobil üretiminde General Motors'tan sonra dünyanın en bü- yük 2. şirketi olan Ford 22. sıradaki Vol- vo'yu yuttu. Perşembe günü Volvo'nun Göteborg'dakı genel merkezınde ımzala- nan ve CNN tarafindan canlı yayımlanan anlaşmaya göre Amerikan şirketi, Vol- vo'nun otomobıl üreten bınmıni 50 mil- yar Isveç Kronu'na (6.2 mılyar dolar) sa- tın aldı. Ford Völvo'nun merkezinin ve tek- nolojık gelişme-araştırma bolümünün Gö- teborg'da kalmasını kabul etti. Ford" un Genel Müdürü JacquesA. Nas- ser. şırketınin. "starü bakımından' ingiliz Jaguar ve Aston Martin marka lüks oto- mobillerinden biraz aşağıda, ama Ford ve Mazda'dan daha y ukanda bir lüks otomo- bıl markasına ıhtıyaç duyduğunu ve Vol- vo'nun bu ihtiyacı çok güzel karşıladığı- nı söyledi. Tüketıcilenn yaş ortalaması ve tercıhi bakımından da bu seçımin yerinde olduğunu belirtti. Volvo Genel Müdürü Leif Johansson ise Volvo otomobillerinin yüzde 60'ının Av- rupa'da satıldığını, Ford'un da aynı oranı Kuzey Amerika'da rutturduğunu. bu satış- tan sonra Ford'un Avrupa piyasasma da sa- hip olacağını söyledi. Ford'un, Volvo'nun otomobil bırimini satın alması Nevv York Borsası'nda olum- lu karşılandı ve şirketin hisse senetlerinin değeri yüzde 3 arttı. Stockholm Borsa- sı'nda ise Volvo'nun hisse senetleri aynı oranda değer kaybetti. Volvo şirketinin toplam üretiminin yak- laşık yansı otomobilden oluşuyor. Bu sa- tıştan sonra şirket. ağır vasıta, damper, va- gon ve benzeri üretime sermaye kaydıra- cak. Kısa bir süre önce, en yakm rakibi Sca- nıa'nın hisselerinin yüzde 20'sini ele ge- çıren Volvo'nun ilk fırsatta bu şirketi tü- müyle alması bekleniyor. Ford'un toplam üretiminin yalnızca yüz- de 7.3'ünü otomobiller oluşturuyor. An- cak bu oran Ford'u, yılda 7 milyon otomo- bil oranıyla (1997) dünyanın en büyük 2. otomobil markası yapmaya yetiyor. Vol- vo ise yılda 450.000 otomobil üretmektey- di. tsveç Metal-lş Sendikası, satışın perso- nel azaltılmasına yol açmamasını umdu- ğunu ve ttalyan Fiat yerine Ford'un şirke- ti satın almasını olunilu karşıladığını açık- ladı. Iki şirket arasındaki anlaşmanın yü- rürlüğe girmesi için hissedarlann çoğun- luğunun onaylaması gerekiyor. Yönetici- ler bu konuda bir pürüz çıkmayacağından eminler. Otomotiv dünyasında flört ve evlilikler BUKK OPEL CADIUAC VAUXHAU CHEVROLET f.FORD ABD FORD AVRUPA M M N r n i M JAGUAR Vergide son gün pazartesi ANKAR\(AA)-Çev- re Temızlik ve Motorlu Taşıtlar Vergısi ödemesi ileGayrimenkul Sermaye İradı Gelir Vergısi Beyan- namesi verme ve birinci taksidinin ödeme süresi 1 Şubat pazartesi günü so- na eriyor. Maliye Bakanlığı, yı- ğılmalan önlemek ve va- tandaşlann vergilerinı za- manında ödemelerini sağ- lamak amacıyla adeta se- ferberlik ilan etti. Cumar- tesi ve pazar günlen ver- gi dairelerinin yanı sıra belediyeler, Vakıfbankve Ziraat Bankası şubeleri de hafta sonu hızmet vere- cek. Yetkililer. pazartesi • 1 Şubat'ta sona erecek kira gelirleri beyanname ve vergi ödemeleri için vergi daireleri. Ziraat Bankası, Vakıfbank ve belediyeler hafta sonu da hizmet verecek son mükellef vergisini ve- rene kadar tüm birimlerin çalışacağını söylediler. Ba- kanlık yetkilılen, özellik- le Motorlu Taşıtlar Vergı- si ve Çevre Temizlik Ver- gisi ödemelerinde yoğun kuyTuklar olduğuna dik- kat çekerek sıkışıklığın birmemesi halinde pazar- tesi günü süre uzatımının sözkonusu olabileceğini belirtiyorlar. Vergi Kanunu uyannca 1998 yılı içinde kiraya ver- diği konutundan 240 mil- yon lıranın üzennde kira geliri elde edenlerin be- yanname verme ve vergi- de ilk taksidini ödeme sü- resi, ev sahipleri dışmda iş- yeri kira gelirleri iizerin- den vergi kesintisi yapı- lanlardan kira gelirlerinin brüt tutan 2.5 milyar lira- yı aşanların ve işyerini, vergi kesintisi yapma zo- runluluğu olmayanlara ki- ralayanlar ile diğer mal ve haklardan kira geliri elde edenlerin beyanname ver- me süresi pazartesi bitiyor. İŞÇİJNİN EVRENİNDEN ŞUKRAN SONER Bu Nasıl Özgürleşme? Geçen gün yine sol, insan haklan adına söylev verenlerden birileri, dünyada ve ülkemizde ırklara, dınlere, aşiretlere, kökenlere göre yaşanmakta olan kör aynmcılığı, "özgürleşme" olarak tanımlıyorlar, sevindirici gelişme olarak nitelendiriyorlardı. Bu nasıl özgürleşme ise, insanlann dünya insa- nı, ülke vatandaşı olma üst kimlikleri anlamsızlaş- tınlıyor; ırka, dine, aşirete, kökenlere dayalı ait kim- likleri üste çıkanlıyor. Birey kültürü, ideobjisi, yaşa- ma bakışı, topluma katkılan ile değil de kan bağı, dini inancı, seçme şansı olmayan kökleri ile kimlık kazanıyor. İnsan olarak sonradan edinemeyeceğiniz, doğ- duğunuz aileye, yere bağlı özelliklerinizle, dine da- yalı inançlarınızla nasıl özgürleşebileceğiniz, çağ- daş insan olabileceğiniz ayrı bir sorun. Alt kimlik- lerin toplumsal yaşama taşınması ile insanlann bir- likte yaşama, dünya nimetlerini ortak paylaşma şansı ne oluyor? Zengin Kuzey'de alt kimlikler, toplumsal yaşam- da olsa olsa kültürel bir zenginlik olarak tanınıyor. Yine de egemen küftüre aykın kültürlere yaşama hak- kı verilmiyor. Ingiltere'de, Fransa'da bu ölçüler içinde bireyin kendi ırkı, dini, kökenlerine dayalı kültürel kimliğini yaşamak istemesi, başkalannın yaşam alanına, öz- gürlüğüne zarar vermemek koşulu ile gerçekten de özgürieşme olabiliyor. Son yıllann önemli özgürleşme çabalanna rağ- men, bugün bile zengin Kuzey'de, üstün(!) kendi ırk ve dinlerinin, küttürierinin asimilasyon, yok etme po- litikalannın gücünü yrtirdiğinden söz edebiliyor mu- yuz? Hele de zengin Kuzey'in çıkar ittifaklannın kı- rılması, dünyayı akıl almaz haksız sömürüyü sınır- lama, başka ülkelerin çıkarlan, insan haklan ile oy- namayı önleme gündeme gelebilryor mu? Işte zengin Kuzey'in çıkarlan adına yoksul Gü- ney'in parçalanması politikalan... Yugoslavya'nın par- çalanmasında, eski Avusturya-Germen Imparator- luğu ile bağlantılı Hırvatistan ve Slovenya'nın aynl- masını sağlama. Sonra da Slavlann iktidar alanı içinde kalan Bosna ve Kosova'da inanılmaz katli- amlara seyirci kalma. Sonra petrol çıkar alanında, Birleşmiş Milletler ılketerinin en tartışılmazını bile unu- tup, Irak'ta Saddam'ı devirme, Irak Kürdistan'ı se- naryolannı yazma... ABD ekonomisi, tekellerin çıkarlan gerektiğinde, sıcak parayı çekerek önce Asya, sonra Rusya, der- ken Brezilya krizlerini yaratma, küresel ideolojinin özgürleşme projelerinin içinde mi yer alıyor? AB zen- gin Kuzey içinde gelişmiş ekonomi ve kültürlerin, gelişmemış olanlara karşı bir çıkar, güç rttifakı de- ğil mi? Sahi yoksul Güney'de, yoksulluğu paylaşmamak üzere, kural dışına, düzen dışına atılmışlar, ırklan- na, dinlerine, kökenlerine, tarikatlanna, aşiretlerine, hatta çetelerine sanlmış olarak birbirlerini kesip bi- çerierken özgürieşmeyi mi yaşıyoriar? Bağnaz öl- çülerde daha Ortodoks, en ilkel en katı yorumlaria Müslümanlığa sanlmak, sonra da diğertenne yaşa- ma alanı, hakkı tanımayarak ilkel güdü ve inançlar- la savaşmak özgürleşme mi? Türkiye'de 30 bin insanın ökjürülmüş olmasını say- mazsak, inanç aynmcıltğına bağlı henüz kesip biç- menin olmamasına şükredersek, özgürleşme adı- na aynmcılık yaşamımızda nasıl sonuçlar veriyor? İş bulmada, niteliklerin değil, aynmcılığa bağlı dayanışmanın sonuçlan, sakıncalan bir yana. Laz rnütahhit laz işçi alıyorsa, Kürt de Kürt işçi alarak olayı dengeliyor diye de düşünebiliriz. Hem zaten çıkar ilişkileri bunlan da yeniyor, hele çete, rüşvet girince işin rengi değişiyor... Siyasi partilerde Meclis'e girecek pariamenter- lerin mi seçimini yapacaksınız? Adayın nitelikleri, parti ideolojisıne bağlılığı, yaraıiılığmı boşverin. Han- gi gruplardan, hangi tarikatlardan, ülkücülerden, Kürt kökenlilerden ne kadar oy getireceğinin hesa- bını yapın. Tabii lidere bağlılık, dayandığı güç ve çı- kar odaklan da çok önemli. ANAP'lılar Başsavcı'nın parti kapatma iddiana- mesinin varlığından haberdaroiunca pek kaygılan- mışlar. Seçimlere giderken parti kapatmanın daha ağır bir demokrasi ayıbı oiacağı kaygısından mı dersiniz? Yok canım, FP'ye yönelik bir kapatma, can düşmanlan DYP'nin oy patlamasına yol açmasın- dan. Kapatılmak istenen partinin HADEP olması- nın öğrenilmesi rahat bir nefes almaya yetiyor. Son zamanlarda demokrasi öncülüğüne soyunan FP'de ise HADEP'in kapatılması olasılığına karşı ka- muoyu önünde tepki verilmeye hazırlanılırken, ka- palı kapılararkasında birsevinç, birsevinç. Bugün- kü çizgisinde PKK'nin çizdiği rota ile de bağlantılı, HADEP'e gidecek oylann sola kaymayacağına, FP'ye ağırlıklı akacağına inanıyorlar da ondan. Olup bitenlerden daha fazla örnek verip, içinizi daha çok karartmak istemiyorum. Ama sol adına, çağdaşlık adına, özgürtük adına, birlikte yaşama, hak arama şansını yok etme, siyasi partileri, sen- dikalan, sivil toplum örgütlerini parçalama pahası- na aynmcılık yapan, ideolojiyi satan kafalara isyan ediyorum. Türkiye'nin enerji ihtiyacı büyüme hmnın üzerinde ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)- Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanı Zi- ya Aktaş, Türkiye'nin enerji gereksmiminin, bü- yüme hızının üzerinde art- tığını belirterek "Birincil enerji ihtiyacımızyıllıkor- talama yüzde6.7 dûzeyin- de artmaktadır" dedi. Enerji İşleri Genel Mü- dürü Mustafa Mendilci- ogiu, tek ülke ve kaynağa bağımlılık yaratılmama- sı ve üretim-iletim-dağı- tım-tüketim zincirinin her noktasında verimliliği art- tırmak için çaba gösteril- mesinin zorunlu olduğu- nu söyledi. "Türkiye'de Yap-tşlet, Yap-tşlet-Devret Modeli- nin Geliştirilmesr konu- lu seminer, dün TEAŞ Ge- nel Müdürlüğu Konferans Salonu'nda gerçekleşti- rildi. Son lOyıllık dönem- de Türkiye'nin. enerji ge- reksinimi hızla artan ülke- ler arasında yer aldığını belirten Aktaş, "Özellik- le Orta ve Baü Avrupa iil- keteriilekarşılaştjrıklığın- da, doğalgaz pazan hızla gelişen pek az ülkeden bi- ri olduğu görülmektedir" dedi. Aktaş, sanayileşme oranı, kalkınma hızı ve bunlarla birlikte nüfus ar- tışına koşut olarak birin- cil enerji gereksiniminin yıllık ortalama yüzde 6.7 düzeyinde arttığmı kay- detti. Aktaş, yerli kaynakla- ra dayalı enerji üretimi- nin, talebin yüzde 38'ini karşıladığını ve bunun gi- derek azalan bir trend gös- terdiğini savundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle