Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17OCAK1999PAZAR CUMHURİYET SAYFA
Adaletinbumudünya?
Bu fotoğraf 1989 yılında İstanbul Adliyesi'nde çekildL O
günden bugüne İstanbul'da çok şey değişti. Hükümetler
Türkiye'nin en büvük kenti için *dev projeter* üretti. İs-
tanbuİ'un kaldınmlan bile rengârenk oldu; nüfusu ne-
redeyse ikiye katlandı. Ama bu fotoğraftaki görüntüler
değişmedi. Politikacılar. adalet için zamanı durdurdular.
Adaletin
"Sarayja
KEREM ILGAZ/BERTAN AĞANOĞLU
rürkiye'de son
yıllarda en çok
tartışılan kav-
ram adalet.
Toplumsal hoşnutsuzlu-
ğun artması, gelir dağılı-
mındaki bozukluklar, sos-
yal harekethlik adalet sis-
temini de tartışmaya açı-
yor.
Adalet bakanlanndan sav-
cılara. hâkimlerden baro
başkanlanna kadar bır-
çok hukukçu ve bürokrat
ıçlenndebulunduklan sıs-
temi eleştıriyor. çözüm
önerilenni sıralıyor. An-
cak yargının hiçbır soru-
nuna çözüm üretılmiyor
Yıllandırbiriken sorun-
larbugün Türkiye'de ada-
leti tıkanma noktasına ge-
tirirken, bir iki cılız giri-
şimin dışında politikacı-
lar olan bitenı yurttaşlar-
dan farksız ızliyor.
Bugün Türkiye'de yar-
gının sorunu yalnızca üze-
rinde bulunan baskılar de-
gil. Yıllarca süren dava-
lar ve bu davalann görül-
düğü adliye binalannın
çağdışılığı da insanlann
hukuka olan güvenini ze-
deliyor. Adalet mekaniz-
masının yurttaşla buluştuğu adlıyeler bugün neredeyse ıflasın eşin-
de. Ödeneksizlik nedenıyle büyüyen personel açığı sonucu yargıç-
lar yılda 1500 davaya bakıyor. Savcılık ve mahkemelerin ış yükü
gün geçtıkçe artıyor. Yazışmalardaki posta gecıkmelen nedenıyle
duruşmalan birer ikişer ay ileri tanhe ertelemek zorunda kalan hâ-
kimlerin de bu konuda yapabileceği çok fazla bır şey yok. Hâkım
ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK.) hangı hâkimın hangı mah-
İstanbul Barosu Başkanı Saymati:
Siyasiler cami ve
karakolyaptırıyor
İstanbul Barosu Başkanı Yii-
celSayman, adaletin bütçeden
aldıgı payın Diyanet İşlen Baş-
\ kanlığVndan düşük olduğunu
belirterek, "Silaha harcanan
1
parayla karşüaşbnlmayacak
l düzeyde kiiçük bir bütçeye sa-
hip adalet mekanizmasının ge-
lismesini beklemek hayal olur"
dedı.
Yargılamalann, uzun sürme-
sinin adaletı fıilen yok ettiğı-
ni, yargılama usulünü belirle-
yen düzenlemelerin sürecı hız-
landırmadığını beîirten Say-
man. "Öncetikle avukaün biz-
zat defil toplanıa hakkmı da
içeren ve mevcut aksakuklan
ortadan kaldırarak tuzb yargı-
lama> ı sağlayan usul kuralian
getirûmeudir" dedı.
Adalet mekanizmasının tek-
nolojik ve personel donanı-
mından yoksun bırakıldığtnı.
mahkemelerde halen daktilo
kullanıldığını, res-
mi daireden birta-
pu yahutnüfus bil-
gisinin elde edil-
mesinıngünleral-
dığını beîirten
• Sayman şunlan
J söyledi: "Başta
^ hâkim ve savcı
|kadrolan ofanak
«zeretümadKper-
! sonel yetersizdir.
* Bir hâkim günde
60-70 bazılan 300dosyanm du-
ruşmasını yapmak zorunda-
dır. Tuzla'da tüm icra istemle-
* ri tek icra memuru ile yürü-
tühnekte, hacze gitmek ancak
20gündemümkün olmaktadır.
•Son nokta ise insan faktörü-
dür. Yargmın, rüm süreleri 0e
yargüamayı tuzlandıracak dü-
zeyde bilgi donanımına sahip
' olması gerekir. Bu koşul ise hu-
kuk faküitesani, stajı ve mes-
fek içi eğitimj kapsav an bir eği-
• tim sürekliliğh le gerçekleşir.
Ancak hâkim ve savcı adayla-
nnın sına\da aldığı sonuçlar
, bugün için anıianhedeften çok
nzakta olduğumuzu göster-
mektedir."
Istanbul Barosu Başkanı Yü-
cel Sayman, îstanbul genelin-
de Fatih Adliyesi gibi bakım-
sız ve çağdışı adliye binalan-
nm çoğunlukta olduğunu da
belirterek düzcnli binalann sa-
yısının birkaçı geçmediğini
vurguladı. Bakımsız binalar-
da yargılama yapıhnasının ada-
letin saygınlığını ortadan kal-
CEZA MAHKEMELERİNDE ORTALAMA YARG1LAMA SÜRESİ (GÜN)
Mahkeme türü
DGM
Ağır Ceza
Asliye Ceza
Sulh Ceza
lcra Ceza
Trafik
Çocuk
TÜRKİYE
1986
127
332
276
158
93
55
-
174
1987
144
313
266
174
106
62
-
179
1988
137
244
224
122
111
31
104
145
1989
165
256
260
180
112
31
199
195
1990
184
267
271
175
114
14
283
197
1991
168
243
258
160
108
7
263
184
1992
203
233
282_,
140
121
2
267
186
1993
250
239
301
123
113
1
368
181
1994
269
246
288
114
113
1
376
175
1995
305
263
320
118
120
0
435
189
1996
341
306
331
115
111
0
478
191
1997
302
335
312
149
114
8
512
209
Ortalama yargılama süresi; davanın mahkemeye gelişi ile karar verilmesi arasında geçen zaman olarak hesaplanmtştır.
kemeyebakacağını belirlemesi 7 ay sürdü. Bu süre boyunca her sa-
bah komisyon başkanı tarafından belirlenen mahkemelere gırdıler.
Dolayısıyla da hiçbir dosyayı incelemeden duruşmalara girmek zo-
runda kaldılar.
Böylesi duruşmalarla ilgili bir hâkimin söylediği sözler ıse yar-
gının ıçınde bulunduğu durumu gözler önüne senyor:
"Sabah saat 09.00'da komisyon başkanı bana bugün şu aslive ce-
za mahkemesinin hâkimi gelmedi diyor. Ben o saatten sonra yakla-
şık 30-40 dosyavı yarım saat içinde okuvamadığım için duruşmala-
n ertelemek zorunda kalryorum. HSYK'nin bu boşvermişliği.viizün-
den belki de onlarca tutuklu sanığın tahlivesi gecikiyor. Bu durum
nedeni)le vicdan azabı duvmamak elde değil. Bunun vanında han-
gi mahkemenin hâkimi olduğumu bilmediğim için aylardır ken-
dime bir kartvizit bile bastıramadım."
Günde3 ayn mahkemeyegiıiyorkır
dırdiğını ifade eden Sayman
sözlerinı şöyle sürdürdü.
"Adalet binasının girisinden
itibaren farklı ulması \e bunu
oraya gelenlere yansıtması ge-
rekir. Aksi takdirde han içeri-
sinde, pis koridorlarda bekte-
dikten sonra daracık ve kav
vetli salonlarda ki bazen de hâ-
kimin kasvetli odasında >apı-
lan yargriamaya sa\{jı gostetme-
sini kimseden isteycme/siniz.
Bu nedenle adli>e koridorla-
nnda herkes istediği gibi hare-
ket etmekte. karsj tarafa, arv u-
kata saldınnaktan, hatta onu
yaralaınaklan geri durmamak-
tadır."
Sıyasüerin başını çektiği "bi-
na yaptu-ma" kampanyalan-
nın en önemli iki hedefınin ca-
mi ve emnıyet müdürlügü bi-
nalan oldugunun altını çızen
Sayman, kımsenin "Adalet bi-
nası ^apnralım" kaygısı taşı-
madığını söyledi.
Türkiye'de ada-
letin güçlenmesi-
nin istenmediğini
beîirten Sayman,
güçlü bir adalet
mekanizmasının
Susurluk sürecini
ortaya dökeceğini
ve onu besleyen
sisteme de izin
vermeyeceğini
söyledi.
İstanbul'da adalet hızmetinın
36 ayn binada gerçekleştirildi-
ğini hatırlatan Sayman, en bü-
yük sikıntıyı binalar arasında
koşuşturan avukatlann yasa-
dığını ifade etti Avukatlann,
zamanlannın büyük kısmını
yollarda geçirdiğini, duruşma
saatlerindeki düzensizlik ne-
deniyle kapıda saatlerce bek-
lemek zorunda kaldıklannı,
enerji ve gelir kayberriklerini
anlatan Sayman, "Ayncagore-
vini yerine getirirken karsı ta-
raftan. müvekkilinden. hâkim-
den, savcıdan. polisten ve di-
ğer kamu göreviilerinden geten
fîili veya sir/lü saldırılar da avu-
katfak mesleğinin her gün ya-
şadıgı başbca sonınlardan" de-
di.
Adliyeler arası yazışmala-
nn da zaman kaybına neden
olduğunu vurgulayan Sayman,
daha sistematik bir yapı kuru-
labilmesi ve yargılama kalite-
sinin yükselmesı için ad-
liyelerin 2 ya da 3 binada top-
lanması gerektiğine degindi.
7
argının yavaş işleme-
si en çok onlan etki-
liyor. Her gün onlar-
ca dosyaya bakan hâ-
kimler, bır de çeşıtli nedenler-
le başka mahkemelerin duruş-
malanna girmek zorunda kalı-
yorlar. "Bizimenönemlisonın-
lannuzdan biri, dos>alara \ ete-
ri kadar zaman ayıramamak.
Eskiden bir gün dunışmaya gi-
rer, ertesi gün boş olduğundan
diğer günün dava dosjalannı in-
celerdik. Şimdi ise aynı gün ba-
zen üç ayn mahkemeye giriyo-
ruz" diye konusuyor lstanbul'da
göre\ lı >argıçlar. Yalnızca ken-
dı mahkemelerine çıkmalan du-
rumunda yargılamalann daha
sağlıklı olacağını ifade eden
yargıçlardan bazılan olaylan
şöyle anlatıyor:
"Bir sabah kendi mahkeme-
min duruşmalanna girdim. Da-
ha sonra asli\e hukuk mahke-
mesinin hâkimi hastay mış. Ba-
na o mahkeme>e de çıkıp çıka-
ma> acağımı sordular; kabul et-
ti m. Öğjeden sonra ise 'Tıcaret
mahkemesine girer misin?' de-
diter. Doğalolarakgiriyorıız du-
ruşmalara; ancak sağlıklı olmu-
yor. Kendi dosvalanmıza \eteri
kadar zaman a>ıramı>oruz, di-
ğer mahkemelere hiç a>ıramıyo-
ruz. Dosyayı bilmeden nasıl ka-
rar vereyim".
Her da\anın farklı ve kendi-
ne aıt özelliklen oldugunun al-
tını çızen yargıçlar, aynı mad-
deden açılsa bıle hepsinin içe-
riğinin degişik olacağına dik-
kat çekıyorlar.
Geçen yıl sadece kendi mah-
kemelerine 1.620 dosya geldı-
ğını söyleyen bir başka yargıç
ıse yazışmalann uzun sürmesi
nedenıyle yargının >ara aldığı-
nı belirtiyor. Posta işletmesının
özelleştirilmesinin de gecikme-
yı önlemedığini kaydeden
yargıç. İstanbul içinde gönden-
İen yazının bır. bır buçuk ayda
sahıbıne ancak ulaştığını ifade
ediyor.
Bu nedenle duruşmalan 2 ay
sonraya "attıklannı" söyleyen
yargıç. "Tapuya yazı yazryor-
sun,geçgeliyor; nüfusayazryor-
sun, bazen gelmivor; tebligat
gönderivorsun, gilmiyor; tanık
gösteriyorsun. o da yok; gelme-
yince \eniden çağınvorsun, yi-
ne gelmİNor: uzuyor da uzuyor.
Adli zabıta olsa çağnlan adamı
getirir. Birçok dosya bu yüzden
bekliyor" diye konusuyor.
En saygm mesleklerden bin-
ne mensup olan yargıçlar para-
sal açıdan tatmm olamıyorlar. Ikı
çocuğunun da tstanbul dışında
eğitım gördüğünü anlatan bir
7. SUUİHUKUKMAHKEMESİHÂKÎMÎSENA ESEN'DENAM
'Bu devirde boşanmak
kolay mı Hâkim Bey?'
Yaşadıklan tüm zorluklara karşın hâkimler
kimi zaman da trajikomik olaylarla karşı
karşıya kalabiliyorlar. İstanbul 7. Sulh
Hukuk Mahk^ınesi iıâkımı Sena Esen,
başından geçen. unutamadığı olaylan şöyle
anlatıyor: "Bir ilçede hukuk mahkemea
hâkiıniydinL Bir gün ceza hâkimi arkadaş
'Bayram tatilinde sen buradaysan bız tatile
çıkalım; sen bizım yenmize bakarsın' dedL
Onlar gittikten sonra 'Bir zina suçüstü
sorgusuna girer mısin?" dedilcr. Biz böyle
davalarda sanığı rutuklamak istemhorduk.
Çönkü kadın cezani olmadjgı için devlete yol
masrafi olmasm diye tutuklanıak istemezdik.
İki erkek. bir kadın sanık geklL Kadm
çarsanıydL Kadma,' lCocam aldatmışsın, ne
diyorsun?' dediğimde, dogru ofanadığmı
söyleyerek, "Bu adamlan tammam' dedi
Adamlardan biri, iddialann doğru olduğunu
söyledL 'Ben kamyon ş.oforüyüm. Bu kadıni
daha önce tanıyordum. Bayram iznindeyken,
mobileti olan binne, para karşıhğı beni T'nın
köyüne götürmesini istedim. Oraya gelince
ıslık çalarak onu aşağiya çağırdım ve mısır
tarlaâında beraber olduk' dedl Mobilet
sahibL 'Ben de kocasma söylemekle tehdıt
ederek T. ile beraber oldum' dedL Bu sırada
birden kapı açıkiı \v adamın biri 'Hâkım
Beey" diye bağırarak iceri girdL Jandarmalar
adamı tutu>ordu. Ben de "Bırakm bakalım,
ne diyecek?' dedim. 'Ben de T. ile beraber
oldum' dedL Çok şaşırdım. 'Senin hakkında
şıkâyet yok ki sen niye geldin?' deyince
adam nefes nefese, 'Ben panayırda
dolaşıyordum. Orada, T'yi şaapanlann davası
var. Şişman hakim bakıyor dediler. Bana
arkadaşlar, bak sen de beraber oldun. Şimdi
söylemezsen daha sonra daha kötü olur.
dedikieri için ben de gelerek itirafta
bulundum1
dedi. Son geten adamı. hakkında
şikâyet olmadığı için vıılladım. Dunışmadan
sonra koridorda T'nin kocasma da, Bak.
kann kaç kişiyle beraber olmuş. ondan aynl'
dedim. Adam dava aço. T'nin kocası bana,
boşanma davasından duruşma sırasında
vazgecrigini söyledL Niye >
ı
azgeçriğini sorunca
da. "Bu devirde kan boşamak kolay mı?
Şımdi yeni birisi başlık parası ister. altın
bılezik, kolye ister. Sen bana bunlan
istemeyen birisini bulursan boşanay ım
bundan' dedL Bana resmen şey' demek
istivtm 'Sen ne diyorsun bana; çekil git; bak
hakaret davası açannV dedim. Bir başka
ilçede görevliyken bir kişi geldi; kendi
kansına ve çocuklanna dava açmak istediğini
belirtti. 760 metrekarelik tarlanın 5
dönümünü isthordu. Ben de ona. 'Bu bir
tabak baklava. sen tepsi istıyorsun. Sen 10
bm lira paranın 100 bm lırasını istıyorsun.
Böyle bir dava olmaz' dedim. 'Olmaz,
açacaksın' dedi Aziz Nesın'in yüzde 60
dedi0 kadar var."
başka yargıç ise her sabah adli-
yeye geldığınde çocuklanna
gönderdıği ayda 60'ar mılyon lı-
ra paranın yetıp yetmedığinı dü-
şündüğünü söylüyor Uzun yıl-
lar bu mesleğı yurüten yargıçın
en çok uzuldüğu şeylerden biri
de artık boğaza, balık lokanta-
sına giderek eşiyle "ild tekata-
mamak"
1
SÜRECEK
DEGİŞEN
DUNYADAN
HÜSEYİN BAŞ
Fransa'ran Yeni Barış Girişimi
Incirlik'ten kalkan Amenkan savaş uçaklannın ne-
redeyse her gün Kuzey Irak'ta, Saddam yöneti-
minin "Çöl Tllkisi" harekâtından sonra hava saha-
sını ihiâl eden uçaklara ateş açacağını açıklama-
sına karşın, bu ülkenin hava savunma bataryala-
rına saldırmaları bölgedeki göreli sessızliğin yanıl-
tıcı olabileceğiyle ilgili kötümseryaklaşımları dog-
rular görünmektedir.
Birieşik Devletler Sılahlı Kuvvetler Kurmay Baş-
kanı Henry Shelton'un Fransız meslektaşlarına
açıkladığına göre şu sıralar Yüksek Mahkeme'ye
dönüşen Senato önündeki zor sınavda ter döken
Başkan Clinton, ocak sonundan önce Irak'ı bir kez
daha vurmanın hazırlığındadır.
Arap dünyasında sorunun diyalog yoluyla çözü-
me ulaştınlması yönünde fikir birliğı ağır basmak-
tadır. Yemen'in çağnsıyla Arap Birtıği'ne üye ülke-
ler 24 Ocak'ta Kahire'de toplanarak Irak sorunu-
nu yeni gelişmelenn ışığında yeniden gözden ge-
çireceklerdir. Riyad'ın başı çektiği çok sayıda Arap
ülkesi sorunun diyalog yoluyla çözüme ulaştınlma-
sının yanı sıra Irak'a sekiz yıldır uygulanan ve hal-
kı ülkesiyle birlikte perışan eden ambargonun,
özellikle ilaç, gıda ve eğitim alanında kaldırılması
için Birleşmiş Milletler nezdinde girişimde bulunul-
ması konusunda da karara varmalan sürpriz olma-
yacaktır. Yeni bir Amenkan saldınsı olasılığı, aynı
anda banş girişimlerinin de hızlanmasına yol aç-
maktadır. Fransa'nın ana hatlanyla açıklanan "di-
yalog" girişimi bunlar arasında en akılcı yollardan
biri olarak görünmektedir.
• • •
Irak krizinin sona erdirilmesiyle ilgili Fransız öne-
rileri üç ana noktayı içermektedir: Irak'ın kitle ım-
ha silahlannı yeniden geliştirmesine yönelık olası
girişimlerinin denetımi ve süreklı bir biçımde ön-
lenmesi. Başka birdeyişle "denetımin "önleyici nı-
telikte olması. Bu görevın bağımsızlığı ve profes-
yonelliği güçlendinlerekyenılenen birdenetim ko-
misyonu tarafından üstlenilmesi; yeni denetım ör-
gütünün yerinde denetim olanaklarının yeniden
gözden geçirilmesi, sürpriz denetimler dahıl, da-
ha etkin duruma getirilmesi... Denetım örgütünün
personelinin ve bütçesinin arttırılması ve özerkli-
ğinin sağlanması; Irak'ın yeniden silahlanmada
kullanması olası çrft amaçlı malzemelenn ithalatı-
nın etkin biçimde denetlenmesi... Halkı perişan
eden ekonomik ambargonun kaldınlmasına kar-
şın silahlanmaya olanak verecek nitelikteki olası
fınans akışının saydamlaştırılarak etkin denetimi-
nin sağlanması.
Fransa'nın geçen 12 Ocak Salı günü BM Genel
Sekreteri ve Güvenlik Konseyi'nin dört daimi üye-
sine ulaştırılan banş planı, Genel Sekreter Kofi
Annan, Rusya ve Çin tarafından olumiu karşılan-
mıştır. Birieşik Devletler ise plana, "bazı olumiu öğe-
ler içermekle birlikte, tartışılması gereken nokta-
lannın da varolduğu" şeklınde bakmaktadır. Irak'ın
yaklaşımt da olumludur. Başkan Yardımcısi Taha
Yasin Ramazan, Irak'ın Fransa'nın önerilerıyle il-
gili "diyaloğa" karşı olmadığını, ancak alınacak
her kararda kendilerinin de yeralması gereğini" ile-
ri sürmüştür. Fransa'nın, Irak'ın silah denetiminin
işleyişini yeniden tanımlamasına karşın ambargo-
nun, "kaynaklann denetimi koşuluyla" kaldınlma-
sını öngören banş planı, kuşkusuz taraflarca bü-
tünüyle kabul görmüş değildir. Ancak şu anda ba-
nş yönünde bir diyalog içinde son derecede cid-
di bir zemin oluşturduğu da ortadadır.
* • •
Birieşik Devletler son "Çöl Tilkisi" harekâtı da da-
hil, Saddam yönetimini güç kullanarak dize getir-
meyi başaramamıştır. Tüm dünya ülkelenne Bir-
leşmiş Milletler aracılığıyla dayattığı ekonomik am-
bargo ise Irak'ı ve halkını her bakımdan penşan et-
mekten öte dişe dokunur bir sonuç vermemiştir
Aynca bu, Irak'la ilişkileri zedelenen, giderek dur-
ma noktasına gelen komşulannı da ciddi zararia-
ra uğratmıştır. Saldınlanna bahane yaratmak için
Birleşmiş Milletler'i kullanmış, Güvenlik Konseyi ka-
rarlannı hiçe sayarak örgütün saygınlığına gölge
düşürmüştür. Dünyanın hiçbir yasasında var olma-
yan gerekçelerie bır ülkenin yönetimini devirme ni-
yetinde olduğunu açıklamıştır. Kuzey'de Kürtlere,
Güney'de ise Şii muhalefete dayanarak Irak'ı par-
çalamak pahasına da olsa, Saddam yönetimini
devirmenin hazırlığında görünmektedir. Ancak bu
çok yönlü riskler taşımakta, salt bölgenın değil, bel-
ki de tüm dünyanın yıllarca sürecek ve kuşkusuz
kimsenin zaferie çıkamayacağı bırsavaşla karşı kar-
şıya gelmesi tehlikesinı içermektedir. Bu yüzden
Fransa'nın "diyalog" girişimi salt Irak için değil, Bir-
ieşik Devletler, giderek uzerine düşürülen gölge-
den kurtularak yeniden saygınlığa kavuşacak Bir-
leşmiş Milletler ve de kuşkusuz topraklarında ko-
nuşlandınlmasına izin verdiği güçlü müttefikinin
uçaklannın, Tann'nın her günü, onayı olmaksızın,
Irak'a saldırarak ulusal çıkariarını ayaklar altına al-
ması karşısında hüzün verici bir çaresizlik içinde
bocalayan Ankara için de tek çıkar yol olarak gö-
rünmektedir. Aksi halde, toprak bütünlüğüne say-
gımızı her fırsatta dile getırdiğimiz kapı komşu-
muzla ilişkilerimizin bu kez ebediyen bozulması-
nı, kimin korunması için yerieştirileceği kuşkulu
"Patriot" füzeleri bile önleyemeyecektir.
BEYOĞLU 4. ASLtYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1998/167 / Karar No: 1998726
Davacı Emel Bilegen tarafından davalı Süheyl
Bilegen aleyhıne mahkememizde açılan boşanma
davasında: Davalı Süheyl Bilegen adına Küçük-
bakkalköy B Blok C-l D:5 Ataşehır adresıne teb-
ligat yapılamadığından adı geçene 14.10.1998 ta-
rihli duruşmada hazır bulunması için Cumhunyet
gazetesinin 13 Ağustos 1998 tarihli nüshası ile ıla-
nen tebligat yapılmış ve dunışmaya gelmemiştır.
Mahkememızın 8.12.1998 tanhlı duruşmasında
tstanbul Beyoğlu Kulaksız cih no: 28/1 sayfa no:
86, kütük sıra no: 64'te nüfusa kayıtlı, Ibrahım ile
Kadriye kızı 13. 07.1956 doğumlu Emel Bilegen
ile nüfusa aynı hanede kayıtlı Mehmet Şükrü ile
Suzan oglu 18 12.1953 doğumlu Süheyl Bıle-
gen'm boşanmalanna, müşterek çocukları Şükran
Bilegen'ın velayetinın davacı anneye venlmesine,
25.OO0.0O0.TL tedbır nafakasının ıştırak nafakası-
na dönüştürülerek dava tanhi olan 30.3.1998 tari-
hinden itibaren davalıdan alınıp davacıya verilme-
sıne. fazla talebin reddine. sarf edılen 12.223.000.-
TL mahkeme masrafının davalıdan tahsılme karar
venlmiş olup, ışbu hüküm özetinın ılan tanhınden
itibaren 22 gün ıçınde ıtıraz ve temyız edılmedığı
takdirde kesinleşeceği hususu ilanen teblığ olunur
7.1.1999 Basın: 1566