Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 EYLÛL 1998 PERŞEMBE
HABERLER
Kıvrıkoğlu
MGK'de• ANKARA(\A)-
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Hüsev in
Kıvnkoğlu, Millı Güvenlik
Kurulu(MGK)Genel
Sekreterliği'ni ziyaret etti.
Kıvnkoğlu, Milli Gü\enlik
Kurulu Genel Sekreteri
Orgeneral Celasin ile bir
süre görüştü Kara
Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral Atilla Ateş ıle
Jandarma Genel Komutanı
Orgeneral Rasım Betir ise
Başbakan Yardımcısı \e
Milli Sa\unma Bakanı
İsmet Sezgın'i makammda
ziyaret ettı. Iki komutanın
da TSK'ye. devlete, ulusa
4 0 yılı aşkın süredir hizmet
verdiklerinı ifade eden
Sezgin. Orgeneral Ateş ile
Orgeneral Betirin, dosta
güven, düşmana korku
veren TSK'nin daha da
ileriye girmesi için eskiden
olduğu gibi biiyük bir
sorumluluk ve görev
bilinci içensinde görev
yapacaklanna inandığını
bildirdi.
Renkli
Atatürk'ler
• İZMİR(AA)-Izmir'de
bulunan 11 fotoğraf
stüdyosunun birleşmesıyle
oluşan Izmir Birleşik
Fotografçılar Şirketi
tarafından Izmir 67.
Enternasyonal Fuan'nda
açılan sergi. ziyaretçilenn
ilgi odağı oldu. Sergivi
düzenleyen Ateş Akkor,
gençlerin Atatürk'ü eskı ve
siyah - beyaz haliyle
tanıdığını. bu sistemle
fotoğraflan renklendinp
onlan günümüze
uyarladıklannı belirterek
"Amacımız Atatürk'ün
resimlerini gençlere
günümüzde çekılmiş gibı
göstermek" dedi. Bir vıllık
çalışmanın ürünü olan sergı
için yüzlerce fotoğraf
hazırlandığını anlatan
Akkor, ancak yogun istek
üzerine büyük bölümünün
satıldığını. 30 fotoğrafın
sergide yer aldığını
kaydettı.
Oemirel bir
mahkûmu affettj
• AİNKARA (AA) -
Cumhurbaşkanı SüleyTnan
Demirel, bir mahkümu
sakatlığı sebebiyle affetti.
Cumhurbaşkanlığı Basın
Merkezi'nden yapılan
açıklamada.
Cumhurbaşkanı Demırerin.
Kadıköy 1. AslıyeCeza
Mahkemesi'nce yargılanan
ve 16 ay hapıscezasr
kesinleşen Ozer Bağdat'ın
kalan cezasını. Adli Tıp
Kurumu'nca tespıt olunan
sakatlığı sebebiyle
kaldırdığı belirtildi.
Egitim komrtesi
• ANKARA (Cumhurivet
Bürosu) - İnsan Haklan
Koordinatör Üst
Kurulu'nda alınan karar
uyannca oluşturulan "Insan
Haklan Eğitimi On Yılı
Ulusal Komitesi" ilk
toplantısıru Devlet Bakanı
Hikmet Sami Türk
başkanlığında bugün
yapacak. Başbakanlık.
Adalet. Içişleri. Dışişleri.
Milli Eğıtım. Sağlık ve
Kültür bakanlıklarından da
birer temsılcinin katılacağı
toplantıda. Birleşmış
Milletler insan Hakları
Eğitimi On Yılı Eylem
Planı'nın Türkiye'de
uygulanmasını öngören
ulusal program önerisi
hazırlanacak. Komite.
belirlenen progcam
önerilenyle ılgili
değerlendırmelerini İnsan
Haklan Koordinatör Üst
Kurulu'na bildırecek \e üst
kurulun vereceği dığer
görev len de yerıne
getirecek.
Pasaport zirvesi
• ANKARA(AA)-
Susurluk'ta meydana gelen
trafik kazasının ardından
gelişen olaylar \e son
zamanlarda çetelere karşı
düzenlenen operasyonlarda
sahte pasaport olavlannın
artması. Emniyet Genel
Müdürlüğü'nü harekete
geçirdi. Emniyet Genel
Müdürlüğü, pasaportları
daha güvenli hale getiren
Sivil Havacılık Örgütü
(1CAO) standartlanna
uygun pasaport
hazırlanması için kollan
sıvadı. Bugün çeşjtli
kurum ve kuruluşlarırı
katılacağı bir toplantıyla
pasaportlara getirilecek
yenı standartlar
belirlenecek. Toplantıda
Emniyet Genel
Müdürlüğü'nün ICAO
standartına u> gun
pasaportlann kullanıiması
için hazırladığı yönetmelik
tartışılacak.
Bölge idare mahkemesi, Edirne İdare Mahkemesi kararını kaldırdı
Fetvalı yargı kararına iptal
ALPERBALLI
ANKARA - İstanbul Böl-
ae İdare Mahkemesi. Edirne
Fdare Mahkemesı'nın Dıya-
net fetvasını dayanak göste-
ren türban karannı kaldırdı.
Bölge İdare Mahkemesi ka-
rannda. "dinseİMiançlansinı-
geleven başörtüsü ve türba-
nın \ ükseköğretim kurumla-
nnda ghilmesi, takılması ve
kııllanılmasının. dinin. bire-
>iıı nıanevi vaşamını aşarak
toplumsal v aşanu, okulun hu-
zur ve düzenini bozacağı, si-
yasal simge olarak kullanıldı-
ğı için de. din. vicdan ve dü-
şünce özgürlüğü olarak de-
ğeriendirilemevecegi*' v urgu-
landı. Mahkeme. Diyanet fet-
vasınınkararagerekçe olarak
konmasmı olanaksız ve ver-
siz olarak değerlendirdı.
istanbul Bölge İdare Mah-
kemesi. Edirne İdare Mahke-
mesi'nin Diyanet fetvasına daya-
narak verdıği ve üniversıtelerde
türbanın önünü açabilecek kara-
rının hukuka uygun olmadığını
bildirdi.
Bölge idare Mahkemesi 14
Ağustos'ta verdıği kararın ilk bö-
lümünde dava konusunu özetledi.
Kararda. Trakya Ünıversitesi öğ-
rencısı Yıldız Taş'ın "kınama"
cezasına karşın derslere türbanla
girmekte ısraretmesı üzerine 15
gün okuldan uzaklaştırıldığı kay-
Dinci gericiJer türban sorununu her firsatta gündeme getirerek propaganda yapmayı sürdüriiyor. (Fotoğraf: A A)
dedildi.
Taş'ın Edirne idare Mahkeme-
sı'ne yaptığı başvuru üzerine
okuldan uzaklaştırma işleminin
yürürlüğü durduruldu. Trakya
Ünıversitesi Rektörlüğü, Edirne
İdare Mahkemesi karannın kaldı-
nlması istemiyle Bölge idare
Mahkemesi'ne itirazda bulundu.
İtirazı görüşen mahkeme. kara-
nnda, yükseköğretimın amacının
Atatürk ilke ve devnmlerıne bağ-
lı yurttaşlar yetiştirmek olduğu
kaydedilerek, yükseköğretim ku-
rumlannda öğrencilerin kılık ve
kıyafetlerinın anayasayla koru-
nan devrim yasalanna, anayasa-
ya, cumhurıvetın özgün nitelikle-
ri ile eğıtimın amaç ve ilkelerıne
uygun olması gerektığı konusun-
da kuşku bulunmadığı v ureulan-
dı.
Anayasa Mahkemesi ve Danış-
tay'ın türban konusunda verdıği
kararlardan örneklere yer venlen
idare mahkemesi karannda, 2547
sayılı Yükseköğretim Yasasf nın
üniversıtede huzur ve düzenı boz-
maya yönelik davTanışlar ile yap-
tınmları siralandı. Kararda. özet-
le şöyledevam edildi •
"Yükseköğrenimi laik birokul-
da vaptığını bilmesi gereken \e bu
okulda öğrvninı \apmavı seçen,
davacı kurumun düzenlemelerini
kabul etmiş sayılır. Oinsel inanç-
ları simgeleven başörtüsü >a da
türbanın (dinsei niteiiklikapaiı kı-
yafet) yükseköğretim kurumla-
nnda giyilmesi, takılması ve
kullanıiması: dinin, bireyin
manevi vaşamını aşarak,
toplumsal yaşamı ve okulda
öğrencilik sıfatının gerektir-
diği itibar ve güven duygu-
sunu sarsacak nitelikte ça-
lışma düzenini bozan dav ra-
nıştır. Bunda ısrar edilmesi
halinde üniversitenin huzur
ve düzenini bozucu >önde et-
kiler ve siyasal alana çekil-
mesi sonucunu doğurur. Bu
tür eylem ve davranışlar,
anayasal ilkelere ve yükse-
köğretim mevzuanna aykı-
ndır ve korunan vicdan, di-
ni inanç ve kanaat özgürlü-
ğü kapsanıında değertendi-
rilmesineolanakyoktur. Ay-
nca çağdaş görünüme aykı-
n kılık ve kıvafetin vükse-
köğretim kurumunda kulla-
nılmasının özgürlük ve
özerklikle de ilgisi voktur.
Disiplin hukuku hükümle-
rine göre davacının evlem ve dav-
ranışlan disiplin v önetmeliğinin
?„ 8. ve 12. madde kapsamında
değeıiendirildiğinde, davacı hak-
kında oluşturulandava konusu iş-
lemde hukuk kurallanna aykın-
lık yoktur."
Oybirligiyle alınan karann so-
nuç bölümünde. Edirne İdare
Mahkemesi'nin yürütmeyi dur-
durnıa karan kaldınlarak, davacı-
nın ıstemı reddedıldı.
İstanbul 1. Bölge İdare Mahkemesi, laik ilkelere uyulmasınm şart olduğuna karar verdi
Türban demokratik hak değü'İstanbul Haber Servisi - İstanbul Üniver-
sitesi (İÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nur
Serter. her öğrencinin İÜ Yönetım Kuru-
lu'nunaldığıkararauymdkzorundaolduğu-
nu belirterek "Başörtülüfotoğraflageienkız-
lar kayıt vaptıramayacak" dedi.
Prof. Dr. Serter. kayıtlarla ılgılı basın top-
lantısmda. "İ'niversitelerde başı örtülü dini
kılık-kıvafetle öğrenim görülemeveceğine
ilişkin atık vasa hükümleri ve vüksek mah-
keme kararlanna karşuı İs-
tanbul 6. İdare Mahkeme-
si'nin vürütmevi durdurma
karan aldığını" anımsatarak
üniversitenin itirazı sonucu
İstanbul Bölge İdare Mahke-
mesi "nın yürütmeyi durdur-
ma kararını kaldırdığını v ur-
gııladı Prof. Serter. buna gö-
re kayıt sırasında kız öğren-
cilerin başörtülü fotoğrafla
kayıt yaptıramayacağını kay-
dederek. her öğrencinin İÜ
Yönetım Kurulıı'nun aldığı
karara uyması gerektığıni
vurguladı.
fstanbul 6. idare Nfahke-
mesi'nin vürütmevi durdur-
ma kararını kaldıran İstanbul
1. Bölge idare Mahkeme-
si'nin karar gerekçesi şöyle:
"Anayasa laiklik ilkesine
aykın olan ve yüksek öğreni-
min amaç ve düzeniyle bağ-
daşmavan özgürlük savunu-
lamazve korunamaz. Yüksek
öğrenimin dersliklerinde ve
ilgili verlerde dinsei inançlan
simgeleyen belirtilerden ve
vüksek öğrenimde kanşıkhk
ve karmaşa varatan ve huzur
bo/an durumlardan uzak ka-
lınması zorunluluğu gözetil-
diğinden laik egitim kuralına
ve vüksek öğrenim ilke ve
amacına ve vüksek öğrenim
düzeninin sağlanmasına av-
kınlık teşkil eden ev lemlerin
demokratik bir hak olduğu
da sa\ unulamaz. Belirtilen bu
durumlar karşısında kamu
kuruluşlanndan sayılan yük-
sek öğretim kurumunda akJın ve bilimin ön-
cülükettiği. tek tür egitim düzeni içindeduv-
gu ve görüş biıiiğini sağlama amaçlu özgür
düşünceli, özgür vkdanlı, ulusal değerlere
savgılı, çağdaş görüşlü ve çağdaş görünüm-
lü insan vetiştirrneamacınaavkınlık teşkil et-
meven dava konusu işlemde hukuka ve ilgi-
li mevzuata av kınlık bulunmanıaktadır."
Serter. "fotoğrafta başı açık. ancak ba-
şörtülü kavıt vapbrmava gelen kız öğrenci-
lerin kaydınınyapddığmı" belirterek bu öğ-
rencilerle karşılıklı özel bırgörüşme yapıl-
dığını ve herhangi bir yanlış anlaşılmava
ımkân vermemek üzere de görüşmenin bir
kamerayla kayda alındığını söyledi.
Bu görüşme sırasında başörtülü kız öğ-
renciye. -Okula bu şekilde gelmesi halinde
derslere alınmavacağının ve hakkında disip-
lin soruşturması açılacağının söylendiğini"
anlatan Serter. öğrencilere kayıt sırasında
"Okulun kılık kıvafet yönetmeliğine uyula-
cağına ilişkin bir taahhütname imzalatıldı-
gını. ancak imzalamayanlann da kavıtlan-
nın vapıldığım" belırttı.
Serter. başörtülü öğrencilere sadece du-
rumlan hakkında bilgi verildiğını. baskı ya-
pılmadığını, görüşmenin de bu nedenle kay-
da alındığını söyledi. Serter. bu görüşme so-
nucu 7 türbanlı öğrencinin başlarını açmaya
ıkna olduklannı belırtti.
Bütün dileklerbarış adına
"1 Eylül Dünya Banş Günü" önceki akşam Esenvurt'taki Esenkent
Rıfat Ilgaz Açık Hava Tivatrosu'nda düzenlenen bir konserle
coşkuvla kutlandı. CHPİstanbul İl Örgütü'nün tertiplediği konseri
yaklaşık 5 bin kişi Ldedi. Tivatro sanatçısı Zeki Göker'in sunduğu
konserde izieyiciler Edip Akbayram'ın türküleriyle keyifli bir gece
geçirdiler. Konserde en çok alkışı ise ellerindeki oyuncak süahlan çöp
kutulanna atan çocuklar aldı. Havai fişek gösterÜerinin de vapıldığı
gecede bir konuşma vapan Esenvurt Belediye Başkanı Dr. Ğürbüz
Çapan. "Savaşlann olmadığı bir düma özlemi herkesin isteği. Bu
nedenle ülkemizde de iç huzur ve demokrasinin işlerliğini korumak
gerektiğine inanıvorum. Türkiye'de hemen herkesin sosyai barışa
ihtiyacı var. Bu nedenle Esenkent ve Boğazköy, bu sosyai barışın
önemli örneklerinden birisi. '1 Eylül Dünya Banş Günü'nün
bölgemizde bulunan Rıfat Ilgaz Açık Hava Tiyatrosu'nda vapılmış
olmasuıdan dolavı da muduvum" dedi. "1 Eylül Dünya Banş Günü"
etkinlikleri kapsamında İstanbul'un çeşitli semtlerinde önceki gece
düzenlenen gösterilerde ise ABD protesto edildi. Okmevdanı'nda
toplanan "Haklar ve Ozgürlükler Plarformu" ara sokaklarda slogan
atârak v ürüdü. Basın açıklamasının ardından gnıp, ABD bayrağı
yakarak bombalı saldınları kınadı. Kâğıtfaane Nurtepe SokuÛu
Caddesi, Bakırköv Veni Mahalle ve Gaziosmanpaşa Gazi
Mahallesi'nde toplanan göstericiler ise gözattında kaybolduldan
belirtilen kayiplann fotoğraflannm yer aldığı dövizler taşıdı. Pblisin
yoğun güvenlik önlemi aldığı gösterÛer olaysız sona erdL (Fotoğraf:
İJGUR DEMİR)
SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Globalleşmenin siyaseti ez-
diğı yorumu bana aıt değil. is-
veç Işçı Sendikalan Konfede-
rasyonu Başkanı Bertil Jons-
son söylüyor. Jonsson, Milli-
yet'ten Osman Ikiz'le yaptığı
göruşmede, globalleşmenin ül-
kelerin ıç politıkalarında yarat-
tığı tahribata dikkat çekiyor. Ne
diyor İsveçli sendika başkanı:
"Ekonomik ve politik gelişme
paralel seyretse tehlike yok.
Ancak küreselleşen ekonomi,
politikayı esiraldı... Küreselle-
şen pıyasa, ülkelerin ekonomi
politıkalarına dayatmalardabu-
lunuyor."
Jonsson bu saptamalan yap-
tıktan sonra küreselleşmenin
demokrasiyi tehdit eden bir un-
sur haline geldiğine de dikkat
çekiyor: "Küresel sermayenın
gücü artıp sıyasal mekanizma-
nın gücu azalınca demokrası
için tehlike başlıyor." Yıllardır,
bu ülkenın solculannın dile ge-
tirdiği gerçeği, sonunda İsveçli
bir sendika lideri kendi yaşadık-
ları gerçeklerden yola çıkarak
net bir şekilde ortaya koyuyor.
Önce "Asya Kaplanları "yla
'Globalleşme Siyaseti Ezdi'
başlayan globalleşmenin krizi,
oradan Rusya'ya atladı ve bü-
tün dünyayı sarsmaya başladı.
Kapitalizmın azgın bir ataklığı
olarak ortaya çıkan kureselleş-
me, dar ulusal sınırlar içine sı-
kıştırdığı yoksul ülkeleri ve o ül-
kelerin emekçilerini istediği ka-
lıba dökmeyi hedef olarak önü-
ne koydu. Sovyetler'in dağıl-
ması ve sosyalistlerin bir seçe-
nek olarak etkilerini yitirmele-
riyle atbaşı olarak uyguladığı bu
"Yeni Dünya Düzeni" bazılann-
ca insanlığtn yeni bir atılımı ola-
rak sunuluyordu.
Globalleşme efsanesınin yal-
dızlan çabuk döküldü. Ancak
bu krizın faturası da ne yazık ki
yoksul ülkelere ve o ülkelerin
emekçilerine çıkanlıyor. Tabiı bu
yıkım yalnızca yoksul ülkelerie
sınırlı kalmıyor, gelişmiş ülkele-
rin emekçilenni de vuruyor. Ge-
lişmiş ülkelerdeki bu süreci de
Jonsson şu sözlerle dile getiri-
yor: "Küreselleşen piyasa, ül-
kelerin ekonomi politikalarına
dayatmalarda bulunuyor. Da-
yatılan şartlann birincisi, düşük
enflasyon. Bu artık ekonomi
polıtikasının temel amacı oldu.
Birçok ülkede duşük enflasyon
için alınan önlernierde işşizliğin
büyümesıne yol açıyor. Küre-
selleşmenin, işverenlerin yatı-
nmlannı başka ülkelerekolayca
aktarabilmesi için yarattığı ola-
naklar da hükümetlere karşı
kullanılan başka bir dayatma.
İşverenlerin çıkanna olan bu
olanak, ülkeleri ve o ülkelerin
işçilerinikarşı karşıya getinyor."
Jonsson açıkça diyor kı:
"Bizdeki işsizlik, yatınmların iş-
gücünün daha ucuz ülkelere
aktanlmasıyla büyüyor." işte bu
noktadan sonra bütün dünya
işçilerinın dayanışması günde-
me geliyor. Çünkü azgelişmiş
ülkelerdeki ucuz işgücü, Batılı
yatınmcıların bu ülkelere yönel-
mesine yol açıyor.
Batılı işverenin işine yarayan
bu süreç, Batılı emekçinin aley-
hine sonuç veriyor. O zaman
yapılacak olan, gelişmiş ülke-
lerin ışçilerinin, geri ülkelerdeki
işçilerin de haklannı korumak,
onlann insanca yaşayacağı bir
ücret ve sosyai haklar konu-
sunda onunla dayanışma için-
de olmak.
Batılı sendikacılar bunu an-
lamış görünüyorlar. Hatta Batı-
lı ülkelenn yönetimlerinin bir kıs-
mı da azgelişmiş ülkelerin yö-
netimlerine bu konularda uya-
nlarda bulunuyorlar. işte Batılı
ışçi liderlerınin bu sürecin so-
nunda geldikleri nokta: "Ser-
maye küreselleşti. Sermaye ne
kadar büyürse o kadar güçle-
nir. Şimdı sıra bizde. Artık sade-
ce ulusal düzeyde değil, ulus-
lararası düzeyde güçle merke-
zı örgütler kurmak gerekır. "Ya-
ni Manc'ın "KomünistManifes-
to "da dile getirdiği gerçeğe tek-
rar geliyoruz: "Bütün ülkelerin
ışçileri birleşin!"
Globalleşmeyle ilgili, geçen-
lerde yazdığım bir yazıda bu
noktayı dile getirmiştim. Benim
bu yazıma, artık uluslararası ba-
kış açısını tamamen yitirmiş
"milliyetçi" sosyalist bir kesim
tepki göstermiş, gazetemiz ya-
zarlanna mektup bile yazmış-
lardı. Globalleşmeye karşı dar
milli sınıriar içinde mücadelenin
başanya ulaşamayacağını ve
uluslararası bir dayanışma ge-
rektiğini, bunun emekçi omur-
galı olması gerektiğini yazmayı
bile antamayan bu anlayışa bir
diyeceğim yok.
Ancak artık şu gerçek iyice
ortaya çıkıyor: Globalleşen ser-
maye aşın evrensel bir karakter
kazandı. Halbuki, ülkelerin
emekçileri ve çalışanlan buna
karşı dar milli sınıriar içinde di-
renmeye çalışıyorlar. Bu da
umutsuz ve içine kapanan bir
ruh hali yaratıyor. Bir kısım sol-
cunun son dönemde milliyetçi-
leşmesinin arkasında da böyle
bir süreç yatıyor. Isveç işçi lide-
ri, kısa vadeli hedefi şöyle özet-
liyor: "Küreselpazara karşı de-
mokrasi savaşı." Daha da ileri-
si: Özgür bir dünya için: "Ezilen
ülkeler ve bütün dünya ışçileri
birleşin!"
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Ekonomide Kelebek Etkîsi
Uzun yıllardır borsada oynayan dostumun duru-
mu iyı değil. Küçuk servetınin yüzde otuzunu kay-
betti beş gun içinde. "Artık daha düşmez, Türkiye
Rusya değil, ekonomımiz Rusya 'dan çok iyi, döviz
var" vb. gibı sıraladığı gerekçelerini borsa pek din-
lemedi ve pattt yuzde 4 daha gitti. Derken yüzde 5
daha!..
Dostum ertesi gün yüzü mosmor, bana takıldı:
"Bu son düşuş senin yüzünden, çünkü kötümserko-
nuştun" dedi.
Ona, "Borsa dibi anyor, henüz düşeceği dip nok-
tayı bulamadı, Türkiye'nin öyle döviz rezervlerine
pek güvenme, dışsatım olanakları da krizi öyle ko-
layatlatmasına uygun değil, devletin bütçesi de ge-
liryapısı da rezil durumda, sen neyegüveniyorsun"
demiştim.
Ama sonra dostuma son düşüşten beni suçlama-
sına biraz hak verdım!
Çünkü ekonomiler küreselleşince, atmosferin "ke~
lebek etkisı" altına gırmişlerdi!
Dünya ekonomilerinin en yumuşak kamı olan bor-
salan, bir kelebeğin kanat çırpması kadar minik bir
söylenti bile etkileyebilindi! Bu teorinin ışığında, be-
nim kötümser sözlerimin sonucu olabilirdi son dü-
şüşü!
• • •
Bu kelebek etkisini, bilimin dışında olanlar için bt-
raz anlatmalıyım:
Dünya ikliminin ne kadar kaımaşık ve aynı zaman-
da kınlgan bir özellık taşıdığını anlatabilmek için, ik-
limbilimciler şu ünlü benzetmeyi uydurmuşlardır:
"Pekin 'de bir kelebek kanat çırpsa, New York'ta fır-
tına kopar!"
Buna "kelebek etkisi" denir.
Iklimin oluşturduğu atmosfer, açık bir sistemdir
(küresel ekonomi gibı). Her türlü gelişme, atmosferi
az veya çok etkıler. Ustelik bu açık sistem sadece
yeryüzü ile sınırlı bir küresellik değil, evrenle bütün-
leşen bir uzaysallık taşır. Atmosferin güneş ışınlan ile
alışverişi vardır: zamanı geldiğinde göktaşlan gelir
dünyaya çarpar. ıklimi değiştirir: Ömeğin dinozorlar
gibi canlı hayatın yüzde 9O'ı yok olur gider.
Kelebek etkisi, kaotik yapıların/sistemlerin aynı
zamanda ne kadar edilgen ve kınlgan olduğunu an-
latır.
Atmosfer gibi karmaşık yapılan bir düzen içinde
tutamazsınız; onlann kendi düzensizliklerinin bir dü-
zeni vardır, bunu değıştiremezsiniz. Çünkü sistem
içinde binbir etken vardır (çeşitli rüzgârfar, sıcak su
akıntıları, dağlar, depremler, güneş ışınlan, canlılann
etkinlikleri -ve kelebekleıi- gibi). Bu etkenlerin etki-
lerini kesin ölçemezsiniz: bu nedenle bilim, kaotik
sistemlerin bilgısayarlardatam bir benzetimini yap-
makta aciz kalmaktadır.
• • •
Ama küresel ekonominin iç yapısı, atmosferik sis-
temle kıyaslanmayacak derecede kınlgan ve çeliş-
kilidir. Bu özelliğı, onu kısa ömürlü kılar.
• • •
Küreselleşme (Yeni Dünya Ekonomik Düzeni) ile
her türlü sermaye dizginsizleşti ve kuralsızlaştı. Ser-
mayenin (veya kapitalizmin) özünü oluşturan "en
çok kâr" güdüsü çifte kışilıklıdir; hem sistemi beste-
yen ana etkendir (gınşım, yatınm ve yenilikler), hem
de tek başına egemenlık isteği ile sistemi çökertme-
ye yönelir (tekelci yapı): Devletin -veya çeşitli ku-
rumlann- piyasalan ve sosyai hayatı düzenleyici ve
denge kurucu uygulamalarının etkisini srfıra indir-
meye çalışır. Hep daha büyük kâr, daha büyük ikti-
dar peşinde koşar. Mudahaleden hiç hazzetmez.
Rusya'ya gelirsek: Krizde devletin piyasa ve sos-
yai yaşamı dengeleyecek siyasi ve mali güçsüzlüğü
başlıca rol oynadı (Omeğin vergi toplayamıyor). Sis-
tem. vahşı ve tam başıboş...
Türkiye, bazı temel açılardan Rusya ile benzer
özelliklertaşıyor: Bütçesi durmadan açık veriyor, dış
borcu 100 milyar dolara dayandı ve vergi toplama
sorunu var. Son vergi reformu minik bir umut olabi-
lirdi, ama mali sermaye Rusya krizini bahane ede-
rek saldırdı ve geri dönüş sürecini başlattı yeniden:
Vergi vermek ve devletin mali bakımdan güçlenme-
sini istemiyor. Çünkü bu güçsüz yapıdan emeksiz,
zahmetsiz, yatınmsız büyük kârlar elde ediyor (yük-
sek faizli devlet kâğıtlan). Ama bu özelliği ile de sis-
temi hep sırat köprüsü üzerinde yaşamaya zortuyor
(kelebeğin birkaç kez kanat çırpması ile devrilebile-
cek bir denge yapısı!). Yani bir anlamda kendini mah-
vedecek koşulları zoriuyor (kaçamayacağı bir içgü-
dü, Manc'ın kulaklan çmlasın!).
• • •
Yine de işi basitleştirip borsacı dostuma şunu söy-
lemek isterım:
Bütün bunlar bahane, krizde en ana etken, eko-
nominin küreselleşerek atmosferik sistemin etkisi
altına girmesi; üstelik iklim değişikliği gibi büyük bir
olayın başladığı ve dünya üzerinde yıkıcı etkilerinin
yaşandığı bir dönemde!!!
Ve unutmamak gerekir ki kelebeklerin de durma-
dan kanat çırpmalannı önlemek mümkün değildiıi
Boşbakanlık'ta
türban zirvesi
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Üniversite
kayıtlarında "başörtüsüz
fotoğraP kullanılacağı-
nın açıklanması üzerine
şeriatçı kesim tarafından
tırmandınlmak istenen
"türban bunalımı" üze-
rine Başbakanlık'ta top-
lantı dözenlendi. Diya-
net İşleri Başkanı Meh-
met Nuri Yıhnaz ve Yük-
seköğretim Kurulu
(YÖK) Başkanı Prof. Dr.
Kemal Gürüz. Başbakan
Mesut Vılmaz'ın maka-
mında bir araya geldi.
Başbakan tarafından çağ-
nlan Gürüz ve Yılmaz'ın
son gelişmeleri değerlen-
dirdiei ögrenildi.
YÖK Başkanı Kemal
Gürüz \e Diyanet İşleri
Başkanı Mehmet Nuri
Yılmaz. Başbakan Mesut
Yılmaz'la bir araya gele-
rek türbanla ilgili son ge-
lişmeleri değerlendırdı-
ler. Toplantıda, kılık kı-
yafet yönetmeliklerine
uymadığı için başka
okullara atanan 170 i-
mam-hatıp lısesı öğret-
meni ve üniversite kayıt-
lannda türbanlı fotoğraf-
lan kabul edilmeyen ba-
şörtülü öğrencilere iliş-
kin gelinen süreç ele alın-
dı.
Sağlık-İş Sendikası
Şube Başkanlan toplantı-
sında konuşan Sağlık-İş
Sendikası Başkanı ve
Türk-İş Başkanlar Kuru-
lu üyesi Mustafa Başoğ-
lu. yürürlüktekı yasalar-
da başörtüsünü yasakla-
yan bir hükmün bulun-
madığmı, ancak başörtü-
sü yasağını kendi çıkarla-
nna ve geleceklerine da-
yanak yapmak isteyenle-
rin üniversite kayıtların-
da yeni engeller yarattık-
lannı savundu. Bu yasak-
lann dinin yasayla değiş-
tirilmesı sonucunu doğu-
racağını öne süren Ba-
şoğlu. "Kuranıkerim'in
herhangi bir hükmü ka-
nun veya karaıia, bu ka-
rar Anayasa Mahkemesi,
Danıştay, hükümet va da
başka bir organın karan
olabilir. değiştirilemez"
dedi.