Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 EYLUL 1998 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAM 17
Istanbul
Edirne
Kocaelı
Çanakkale
Izmir
Manısa
Aydın
Denizlı
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
25
24
27
24
26
28
30
29
Zonguldak PB 24 Antalya
Sinop
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskışehır
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
27
26
27
26
29
28
29
27
A 32 Kars
Adana
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkân
Van
•A
A
A
A
A
A
A
A
•36
31
32
34
32
32
27
24
A 24
Yurdun batı kesimle-
n parçalı bulutlu,
Marmara ve Ege yer
yer sağanak yağışlı,
diğer yerier az bulut-
lu ve açık geçecek.
Hava sıcaklığı biraz
daha artacak. Rüz-
gâr güney ve batı
yönlerden hafif ara
sıra orta kuvvette,
yağışanında kuvvet-
lı olarak esecek.
D I S M E R K E Z L E R
Oslo
Helsinkı
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
8
8
14
18
19
17
16
17
Münıh Y 18 Zürih
Berlin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
Y
Y
Y
Y
Y
B
Y
19
20
24
20
24
22
25
28
Y 18
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
Şam
Y
Y
PB
B
PB
Y
PB
A
A
10
24
12
25
27
19
27
32
35
Açık Parçalı buluttu SlSll Bulutlu t Çok bulutlu Yağmuriu Kariı Sulukar ı Gok gurültülü
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
dür?"
Demirel, "Onu karıştırmayın" diyor
Zaten Çankaya'nın olaya bakış açıları kimi yo-
rumlara ve bilgilere, hatta varsayımlara ters düşü-
yor. Örneğin hemen herkes olaylardaki gerçeklerin
Aşık'ın istifasından sonra daha renkli içerik kazana-
cağına olan inancını öne sürerken Cumhurbaşkanı,
istifanın gerçekleşmesıyle Aşık olayının sona erdi-
ğini söylüyor.
Olaylar, hükümet düzeyınde de "normalyörünge-
de" yürümüyor.
Hükümet başkanı, elikanlı bir delikanlı olan maf-
ya babası tarafından ağır biçimde suçlanıyor. Kaset-
teki konuşmalara göre Devlet Bakanı Aşık, Çakıcı ıle
Mesut Yılmaz arasında "aracılık" yapıyor. Başba-
kan, Eyüp Aşık'tan "erişebilirse Çakıcı'ya, yakalan-
mamak için yer değiştirmesini" iletmesini istiyor.
Ne oluyor? Birinci sırada sorumlu Mesut Yılmaz
oluyor.
Bu durum yaşanan kargaşada irdelenmeyen ol-
gulann birinci aşaması.
Ikinci aşamada söylediklerine göre hem Yılmaz
hem de Aşık tam bir tertıp karşısındalar. Üstelik ka-
setteki konuşmalardeğişik zamanlardaki görüşme-
lerden derlenmiş. Montaj!
Bu sav, Çakıcı'nın kasetteki suçlamalarını sıfıra
indirmiyor. Ama, yine de kasetin montaj olup olma-
dığını saptamaktaki yararı bir kez daha ortaya ko-
yuyor.
Ne var ki ne Başbakan ne de Aşık, kasetin mon-
taj olduğunu saptayacak en ufak bir girişimde ve is-
temde bulunmuyorlar.
Sadece hemen herkes; iktıdarı muhalefeti ağız is-
halinetutulmuş gibı sıyasal polemikler yapıyor. San-
ki derin birsoruşturma açılmış, gerçeklersaptanmış
gibi karşılıklı savlarta, istıfa istemlenyle zaman yiti-
riyorlar.
Bu kadar çok ağır suçlamaların hatta kanıt yerine
geçecek öğelerin ortahkta dolaştığı bir ortamda sav-
cılann derhal harekete geçmemelerindeki anlam-
sızlığı kavramak doğrusu güçleşiyor.
Ne yapılabilir?
Meclis'e soruşturma ya da gensoru önergeleri ve-
rileceğinden söz edılıyor. Parlamentodan önce yar-
gı erkinin derhal harekete geçmesi gerekmiyor muy-
du? Savcıların hiçbir sakıncanın tutsağı olmadan
görevlerini yerine getirmelerini demeç üstüne demeç
vererek isteyen bağımsız Adalet Bakanı Hasan De-
nizkurdu'nun ortahğın tozdan dumandan geçilme-
diği son günlerde yargıyı (bu konuda) uyancı yeni bir
demeç vermesı acaba yanlış bir davranış olur mu?
Çeşitli yanılgrlan öntemek için siyasaf nitelikli so-
ruşturmadan önce bağımsız yargının gerçekleri
araştırması her bakımdan gerekmez mi?
Bitip tükenmez çeşitli senaryolar hemen her gün
piyasaya sürülüyor. Fakat ne hikmetse gerçekleri
araştırmaya kimse elini uzatmıyor.
Ne nedir, kim nedir gibı en basit sorulara yanıtlar
çeşitli. Olayların gerçek yüzünden çok karşılıklı suç-
lamalardan geçilmiyor.
Korkanz bu kargaşa sürdükçe, mafya-siyasetçi
ilişkilerinin gerçek yüzü yine karambola gelecek.
Daha bugünden Aşık'ı yargı önüne götürüp, ola-
nağı varsa mahkûm etmek eğilimi ağır basıyor.
Daha kimlerin bu ilışkilerde parmak izi var? Ger-
çekte ilişkilerin içyüzü nedir? Bu konularda araştır-
mageri planlarda...
Bir başka gelişme dikkati çekiyor. Eski Içişleri Ba-
kanı Akşener'in, Çakıcı'nın yakalanmasını öhlediği
ve yer değiştirmesine olanak sağladığı öne sürülü-
yor ve birdenbıre bu savdakı kimi isimler tanık ola-
rak sahneye giriyor.
Mehmet Eymür yine başrolde ve ikinci bir kişi da-
ha var ki o da son ayların gözde ve bilinen isimlerin-
den..
TSK aleyhine bilgi toplattığı savıyla mahkemeye
verilen Bülent Orakoğlu. Akşener olayında iki
önemli tanıktan biri.
Fakat her iki tanıkla ilgili kuşku kurdunu kafalar-
dan uzak tutmak zorlaşıyor. Mehmet Eymür,
DYP'nin koruması altında MlT'e dönmüş. Orakoğ-
lu ise her yandan darbe yediğı sırada Akşener'in
"himayesini" görmüş. Nitekim. gazetecilere böyle bir
olay olmadığını söylüyor.
"Partizan veya sempatizan tanıklar" benzetmesi
kimi gerçeklerin ortaya çıkmasını engeller mi aca-
ba? Bu da ayn bir soru.
Devlet o hale gelmiş ki neyı tutsanız elinizde kalı-
yor.
Bu kargaşa ortamında temiz toplum arayışlan?
Inşallaha kaldı galiba!
Roma île bımahm
• Baştarafi 1. Sayfada
naklanan bir durum değiL
Komünist Parti ve bazı mil-
lervekilierinjıı yaptiğı bir
şey" dedi. Türkıye'nin Ro-
ma Büyükelçisi İnal Batu,
Cumhuriyet'in sorulannı
yanıtlarken. son gelışmele-
nn öncekılerden farklı oldu-
ğuna ışaret ederek "İtaha
Parlamentosu'nda yapmayı
planlıyorlar. Temel hedef da-
ha çok ilgi çekmek ve Tiirk-
İtalya ilişkilerini bozmak.
Toplannnın böyle bir zemin-
de yapümaması için diplo-
matik girişimlerde bulun-
duk. Sonuç beklivoruz" de-
dı.
Italyan Meclisi'nin antet-
li kâğıdı üzerine yazılmış ve
değişik partilerden 14 Ital-
yan milletvekilı tarafından
imzalanan bir mektupla.
parlamenterlere sözde "sür-
gündeki Kürt parlamento-
su"nun 29 Eylül'de yapaca-
ğı ılk toplantıya katılma
çağnsında bulunulmuştu.
Italyan Parlamentosu'nda
bugün yapılması beklenen
toplantının ardından yann
da "Kürtleri ve Türkleri ya-
kmlaşürma'" başlıkh bir
konferans verileceği plan-
lanmıştı.
Perinçek tutuklandı
• Baştarafi 1. Sayfada
Ulucanlar Cezaevi'ne konulurken, daha sonragüvenlik ge-
rekçesiyle Haymana Cezaevi'ne gönderileceğı bildırildı.
Perinçek. hakkında verilen hapis cezasınm 34'ünü çeke-
cek. Buna göre Perinçek, 10 ay 15 gün cezaevınde yata-
cak. Pennçek"in cezaevine konulmasma tepki gösteren
iP'liler. daha sonra parti genel merkezinde bir araya gel-
diler. Basın açıklaması \apan IP Genel Başkan Danışma-
ii Ferit tlsever, savcıhğın karanndaki "önceki adreste bu-
kınamadığı ve kaçma şüphesi olması" gerekçesine tepki
fösterdi. "Sanki dağa adanı kaldınyoriar" diye konuşan
3sever. ÎP'nin mücadelesine devam edeceğini söyledi.
Ece\it: Biz Azerileri kışkırtıımonız
AYŞE SAYINMURAT ÇURKU
VAN - DSP Genel Başkanı ve Başbakan Ve-
kili Bülent Ecevit, tran'ın PKK'ye destek verdi-
ğini belırterek "Terör örgütüne yatakhk kimse-
ye yarar getirmez" dedi. tran nüfusunun yanya
yakınının Azeri ve diğer Türk boylanndan oldu-
ğuna dikkat çeken Ecevit, "Biz hiçbirzaman bu-
nu istismar etmedik. O ülkenin Türk kökenli va-
tandaşlaruu tran rejimine karşı kışkutmadık. A-
ma Türkiye'yi 1920'lerde en güçsüz oMuğu dö-
nemlerde bile kimse bötememiştir. Bundan son-
ra da bölemeyecektir" diye konuştu. Ecevit, P-
KK'nin kaynagının Türkiye değil, Suriye, Kuzey
Irak. Yunanistan ve îran; antilaik hareketlerin
kaynağının da Ortadoğu'daki bazı egemen güç-
ler olduğunu vurguladı.
Başbakan Vekili Ecevit, bazı açılış törenleri-
ne katılmak üzere gittigi Van'da ilk olarak hükü-
met meydanında yurttaşlara seslendi. Van'a Sa-
nayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez, Devlet Ba-
kanlan Salih Yüdırun ve Işday Saygın'la birlikte
giden Ecevit, konuşmasında ağırlıklı olarak te-
rör örgütü, antilaik güçler ve çetelerle mücadele
konusunda hükümetininprogramını anlattı. Böl-
gede yatınmlar arttıkça PKK'nin etkisinin azal-
dığını vurgulayan Ecevit, bazı komşu ülkelerin
bölücü örgüte açıkça destek verdiğine dikkat çek-
ti.
Konuşmasında, -lran'asesJenraekisti>orum''
diyen Ecevit, iki ülke ilişkilerinde Türkiye'den
kaynaklanan bir sorun bulunmadığını söyledi.
lran nüfusunun en az yansını Azeri Türklen ve
Türk soyundan gelenlerin oluşturduğunu vurgu-
layan Ecevit, "Ama biz burada yaşa>an Türkle-
ri hiçbirzaman tran yönetimine karşı kışkırtma-
dık. Ama tran PKK'yi desteklhor. Sınırlannı açı-
yor. BeUd Hatemı de bu dunımdan rahatsız. A-
ma befldde sözünü geçiremediği güçlervar. O güç-
lereseslenhorum; Türkhe'nin vakasını bu^km"
dedi. Türkiye'nın en güçsüz olduğu 1920'lerde
bile bölünemediğine dikkat çeken Ecevit, "Bu ül-
ke, nüfusu 12 miKonken askerin ayağında pabuç
>t)kken bile bölünememiştir. Bölücü örgüte \atak-
hk kimseye yarar sağlamaz" dedi. Geçmişte böl-
ge halkının kalkınmasını feodal güçlerin engel-
lediğini, bugün ise onun yerini terör örgütünün
aldığını kaydeden Başbakan Vekili "Amabirkez
daha söylüyorum; bölgeyi yaünmlar cenneti ha-
line getirmeye kararlıjTz" dedi.
Ecevit, cumhuriyetin ciddi tehlikelerle karşı
karşıya olduğuna dikkat çekerek "Bu tehlikeler-
den biri laik demokratik cumhuriyeri hedefalan
tehlikedir. İkincisi de Türkiye'nin bütünlüğüne
ve ulusal birliğine >önelik tehlikedir. İkincisinin
kaynagı da çok şükür içimizde değil dışımızda-
dır" dedi.
ABD'den Kuzey Irak yamtı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD Dı-
şişleri Bakanlığı. Türkıve'nin Kuzey Irak'ta ça-
tışan iki Kürt grup arasında VVashington'da im-
zalanan anlaşmada öngörülen "geçid yönetim
kunılması'" yönündeki endişesini anladığını bil-
dirdi. Dışışleri Bakanlığı, Başbakan Vekili Bû-
lent Ece\it'in Kuzey Irak'taki son gelişmeler ve
Bağdat'a büyükelçi atama hazırhğıyla ilgili
açıklamasının "olağan karar mekanizmalan iş-
letilerek yapddığınr bildirdi.
Başbakan Vekili Ecevit'in 27 Eylül'de yaptı-
ğı açıklamada. Kürdistan Demokratik Partisi
(KDP) lideri Mesud Barzani ıle Kürdistan Yurt-
sev erler Birliği (KYB) lideri Cdal Talabanl ara-
sında ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Alb-
right'ın da katıldığı törenle imzalanan anlaşma-
yı değerlendirmişri. ABD'nın girişimleriyle An-
kara sürecınin büyük ölçüde dışlandığını kay-
deden Ecevit, anlaşmanın Irak'ın fiili bölün-
müşlüğünü pekiştiren ayn bir siyasi yapılanma-
yı hızlandırdığına işaret etmişti. Ecevit, anlaş-
mada yer alan federasyon ifadesiyle ilgili rahat-
sızlıklan da dile getirirken "oldubitti" u>ansın-
da bulunmuştu.
ABD Ankara Büyükelçiliği Basın Müşavir-
lıği'nden dünyapılan açıklamada, Dışişleri Ba-
kanlığı Sözcüsü James Rubin'in geçen cuma
günü konuyla ilgili değerlendirmesi yer aldı.
Rubin, Kürt gruplan arasında vanlan anlaşma-
nın Türkiye'nın ve bölgedekı diger ülkelerin
toprak bütünlüğünü destekleyici şekilde hazır-
lanan 1996 Ankara süreci ile uygunluk taşıdı-
gını öne sürdü. Sözcü Rubin, ABD'nin PKK'yi
bir terörist örgüt olarak tanımladığını yineledi.
Dışişleri Bakanlığı, Ece\ifin Bağdat'a bü-
yükelçi atanacağını da ifade ettigi açıklaması-
nın olağan karar mekanizmalan işletilerek ya-
pıldığını bildirdi.
Dışişlerinden dün yapılan yazılı açıklamada,
"Başbakan Vekili Ecevit'in açıklaması. olağan
karar mekanizmalan işletilerek \ w York'ta bu-
lunan Sayın Başbakan ile Sayın Dışişleri Baka-
nı"na önceden iletihniş \v kendilerinin olumlu gö-
rüşü alındıktan sonrayapılnıışür" denıldı. Baş-
bakan Yardımcısı Ecev ıt'ın Devlet Bakanı Şük-
rü Sina Gürel'le birlikte hazırladığı açıklama-
nın Yılmaz ve Cem'e sonradan bildirildığı id-
dialan tartışılmıştı.
Lıeiı*lilv grevinde son
ADANA (Cumhuriyet Guney Üleri
Bürosu)- lncirlik Hava Üssü ile Anka-
ra ve tzmir'deki ABD'ye ait askeri iş-
yerlerinde 23 Temmuz'da başlayan
grev bugün bitiyor. Harb lş Genel Baş-
kanı İzzet Çetin. işveren tarafının dün-
kü toplantılarda bir defalık 800 dolar
tutannda grev ödemesı yapmayı, 7 kez
3 aylık enflasyon farkı, 4 kez 400 do-
lar refah payı ödemeyi kabul ettikleri-
nı bildirdi.
lş güvencesı konusunda da önemli
adımların atıldığını kaydeden Çetin,
"İşveren, bu toplu iş sözleşmesi süresi
içerisinde grevle Ugüi olarak TCK kap-
samındaki suçlar hariç 1475 sayıh va-
sanın 13 ve 17. maddelerine göre işçi ÇH
karmamayi kabul etti" dedi.
Yapılan görüşmelerin ardından ak-
şam saat 19.30 da yerel TV kanallart
aracılığıyla ve telefon edilerek işçiler
Harb-fş Adana Şubesi'ne çağnldı.
Gruplar halinde sendika binasına alı-
nan işçilere gelınen noktadaki fikirle-
n soruldu. lşçilerle yapılan görüşme-
lerin ardından Çetin, "Arkadaşlanmız
oybirtiği denecekdüzevdeücretzammt-
nın kabul edilebilir olduğunu ifade ede-
rek sözleşmeye evet dedUer" diye ko-
nuştu.
Harb-lş Adana Şube Başkanı Mus-
tafa Acet de yaptığı açıklamada, "işçi-
lerin tamanuna yakınının kabulüyle
toplusözleşmeyi yann (bugün) saat
10.00 da inizala^cağız. BöyleUkle grev
krizi sona erecek" dedi. lncirlik Hava
Üssü'nde bugün imzalanacak toplu iş
sözleşmesi, 1446'sı Adana 'dabulunan
1800 işçiyi kapsıyor.
'VVINSA' İLE
TÜRKİYE'NIN
GIDERSENIZ GIDIN,
AYNIPENCEREDEN
BAKARSINIZ!
\A/ın
PVC PENCEREKAPIPAHJUR SİSTEMLEBİ
"Adıyla da farklı, kallteslyle de."
WİNSA, bir PİLSA Plastlk Sanayl A.Ş. ÜrOnüdÛr. Prodl Pazarlama HüdHnota: Gûlsuyu Mevtu. Ankara AsfaKı E5 Karayolu Uzen (Toyolasa Bmasıj 81540
MaHepe laanfcul Tel (0216) 459 13 01 (5 hal) Faks (0216) 459 13 06 • «ı*ara B«gs T«™»c«14t: Tel (0 312) 397 22 14 (4 Hat) Faks (0312) 397 22 18 • taT* Bölge TemKlcllijl =
Tel (0232) 458 60 43 (4 Hat) Faks (0232) 458 60 47 • U H B « S t T>m<Uclll«i: Tel (0322) 346 06 95 - 346 02 87 Faks (0322) 346 07 07 - 346 55 62 I
Almanya'da
sol
koalisyona
doğnı
M Baştarafi I. Sayfada
tiyan Demokratlar oy
kaybederken Demokra-
tik Sosyalist Partisi
(PDS) yüzde 23 oranın-
da oy alarak ikinci parti
konumunu kazandı.
Mecklenburg Vörpom-
mern'de Hür Demokrat-
lar ve Yeşiller Eyalet Par-
lamentosu'na giremedi-
ler. Seçim sonuçlan Al-
manya'da yaşayan ya-
bancılar ve özellikle
Türkler açısından da bü-
yük önem taşıyor.
Yeşiller'inSPDilebir
koalisyon kurması halin-
de, çifte vatandaşlık da
dahil olmak üzere pek
çok konuda Alman-
ya'nın yabancılarla ilgi-
li politikalannda olumlu
gelişmeler bekleniyor.
PDS'nin de sol muhale-
fet olarak parlamentoda
yer alması v e bu partinin
de şimdıkinden daha li-
beral bir yabancılar poli-
tikasını savunuyor olma-
sı, yabancılar açısından
çok olumlu bir gelişme
olarak değerlendiriliyor.
Bu seçimlerde Türk kö-
kenli Almanlar, ağırlıkla
SPD ve Yeşiller'i tercih
ettiler.
Bu seçimlerin bir di-
ğer önemli özelliği ise
160 bm Türk kökenli Al-
man yurttaşının da seç-
me hakkına sahip olma-
sıydı. Seçim öncesi Tür-
kiye Araştırmalar Mer-
kezi tarafından yapılan
kamuoyu yoklamalann-
da Türk kökenli seçmen-
lerin >iizde 70 oranında
SPD'yi, yüzde 16.7 ora-
nında da Yeşiller'i tercih
ettikleri ortaya çıkmıştı.
Seçimlerde aşın sağcı
partiler bir varlık göste-
remedıler ve hiçbir aşın
sağcı parti parlamentoya
giremedi.
Seçim sonuçlan ile il-
gili olarak Alman basını
SPD'nin kesin bir seçim
zaferi kazandığmı vur-
gularken Kohl dönemi-
nin kapandığını ilan etti.
Die Welt gazetesi ya-
yımladığı bir yorumda
27 Eylül sonuçlannı 68
kuşağının bir zafen ola-
rak ilan etti. Spiegel ise
Gerhard Schröder'in za-
ferini şu şekilde yorum-
ladı:
"Schröder başardı.
Büyük koaUsyonun ya da
büyük bir olasdıkla SPD-
Yeşiller koalisyonuna
başbakan olacak."
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
rıldı:
"ABD'de atılacak adımlar, kesinlikle Türkiye'nin
aleyhine olmayacak. Dönüşte Ankara'ya da uğranıp,
durum değerlendirmesi yapılacak."
Ancak Ankara'daki hesaplar VVashington'a uyma-
dı. Barzani ve Talabani'nin imzaladığı metinde yeni
seçimlerden düzenin sağlanmasına kadar daha ön-
ce de yaşama geçirilmek istenen kimi adımlar vardı.
Son bölümünde ise şu tümce dikkati çekiyordu:
"İki tarafda Irak'ın toprak bütünlüğünü gözeterek
federasyon temelinde reformlar yapılmasını amaç
edinirier."
Bu yaklaşım için şu yorumu yapabiliriz:
"Hedef bayat, ambalaj taze..."
Körfez savaşının ardından iyice ortaya çıktı ki ABD
ne yapıp edip bölgede ayn bir Kürt yapılanması isti-
yor. 1991'den 95'e kadar sürdürdüğü çaba sonuç
vermedi. Bu süreçte "bölgede insani çalışmalar için
bana yardımcı olan kişiler" dediği beş bin kişiyi Ku-
zey Irak'tan alıp Guam Adası'na götürmek zorunda
kaldı.
Bu kişiler Guam'daki ABD üssünde eğitimden ge-
çirildi. Onlara şu adlar takılmıştı:
Guam Kürtleri... CIA Kürtleri...
Bugünlerde bir bölümünün Türkiye ve Ürdün üze-
rinden Kuzey Irak'a yeniden giriş yaptığı haberleri ge-
liyor. 'Guam', 'Amerika' 'peşmerge' sözcüklerini bir
araya getirip, onlara şu adı takabiliriz:
Guamergeler...
iki yıl aradan sonra yeniden bölgeye gelen bu kişi-
lerin memleket'hasretine dayanamadıklan için dön-
düklerini düşünmek aptallık olur!
Guam Kürtlerinin uçaklarla ve Türkiye'nin yardı-
mıyla Kuzey Irak'tan tahliye ediliş süreci şöyle yorum-
lanmıştı:
ABD'nin bölgedeki politikası çöktü.
Bugün Guamergelerin dönüş süreciyle, Barzani-
Talabani buluşturulması ve yeni bir planın ortaya kon-
ması rastlantı olabilir mi?
Olamaz...
Barzani ile Talabani'nin federasyon özlemiyle el sı-
kışmasına doğal olarak Türkiye'nin canı sıkıldı. Baş-
bakan Vekili Ecevit, cumartesi günü açıkladı:
"Bağdat temsilciliğimizi büyükelçilik düzeyine çı-
kanyoruz."
Buna Bağdat'ın yanıtı, "Günaydtn"oldu. VVashing-
ton'un yanıtı ise şöyle özetlenebilir:
"Biziyanlış anladınız ama, kaygınızı paylaşıyoruz..."
Ne demekse!
Tam bir Amerikan ikiyüzlülüğü...
Içe kapanma
1995'te kurulan sözde Kürt Parlamentosu da bu
sürecin birhalkası olarak bugün Roma'datoplanıyor.
Dün akşam saatlerine dek, toplantı yeri Italyan Par-
lamento binası idi. Türkiye, Italya'ya bir nota vererek
buna karşı çıktı. Italyan hükümetinin savunması şöy-
le:
"Hükümet, Komünist Partisi'nin dışarıdan deste-
ğiyle ayakta duruyor. Bu durum KP'nin dayatması,
bizde rahatsızız..."
PKK, askeri alanda başarılı olamayacağını anla-
yınca siyasi alana yöneldi. Avrupa'nın pek çok ülke-
sinde de bu girişim kabul gördü. Konu artık uluslara-
rası hale geldi. Bu yüzden salt, "PKK terör örgütü-
dür" söylemi havada kalıyor.
Ortadoğu'da hiçbir taş tek başına oynatılmaz. Bir
başka deyimle, oynayan her taş başka bir planın par-
çasıdır. Ortadoğu ölçeğinde bakıldığında, ABD'nin
ve Batı'nın ısrarla harita değişiklikleri istediği ortaya
çıkıyor.
Suriye'yle ilişkileri geriyoruz, terör örgütüne yar-
dımediyordiye...
Iran'la ilişkileri geriyoruz, terör örgütüne yeni üsler
veriyordiye...
Eğer bu politika doğruysa, ABD'yle, Italya'yia, bir
dizi Avrupa ülkesiyle de ilişkileri germemiz gerekli!
Değilse, yeni bir politika belirlemeli... Komşulanmız-
la ne kadar zor olursa olsun, dostluğu kurmanın yol-
lannı aramalıyız.
Çevremizde Türkiye aleyhine çok gelişme olması-
nın bir nedeni de özellikle son dönemde tümüyie içe
kapanmamız. lletişimimiz o kadar içe dönük hale gel-
di ki neredeyse sadece "dahili" hatlar çalışıyor!
CHP Cenel Başkanı Deniz Baykal
'Biz böyle bir
Türkiye düşlemedik'
ÇANAKK\LE (AA) -
Açılış ve temel atma tören-
leri içm Çanakkale'ye eiden
CHP lideri Deniz 'Baykal
Türkiye deyince akla yol-
suzluklar, çeteler. mafyalar.
vurgunlar geldığini belirte-
rek "Biz böyle bir Türkiye
düşlemedik" dedi.
Baykal, partisinin Kuvayı
Millhe'nın uzantısı olduğu-
nu sövledi. Biga, Çan ve
Çanakkale'de konuşmalar
yapan Baykal, partisinin na-
sıl olursa olsun, hangi şart-
larda olursa olsun iktidara
gelme anlayışında olmadı-
ğını belirtti.
Türkiye'de hükümetlerin
ve başbakanlann değişme-
sine karşın v atandaşın kade-
rinin değişmediğini vurgu-
layan Baykal. Avrupa'da 15
ülkeden 12'sinı sosyal de-
mokrat hükümetlerin yönet-
tiğini ve bu ülkelerde çete-
lerin ve yolsuzluklann ol-
madığını kayderti.
CHP'nin sosyal demok-
rasi mücadelesinin. alışılmış.
mücadele olmadığını, Tür-
kiye'yi bağımsızlaştırma
mücadelesi verdiklerini an-
latan Baykal şunlan söyledi:
"Gerçekten sosyal demok-
raslnin iktidara getirilmesi
hepimiz için ahşılmış bir si-
yasi bir mücadele konusu o(-
maktan çıkmıştır. Biz. ikti-
dar mücadelesi yapan bir si-
yasi kuruluş değiliz. Bizim
kökümüzde. kuruluşumuz-
da. temelimizde sandalye,
nıevki kavgasu iktidar mü-
cadelesi değil; Türkiye'>i
bağımsızlaştırma. cumhuri-
yeti koruma. Türkiye'yiçağ-
daş bir devlet haline getirme
mücadelesi yaüyor."
Mustafa Kenıal'in kurdu-
ğu Türkiye ıle bugünkü Tür-
kiye'nin çok farklı olduğu-
nu belirten Baykal, şunlan
kavdetti: "Bu gün Türkiye
devince akla ne yazık ki yol-
su/luklar. çeteler, mafyalar,
vurgun, talan geliyor. Biz
böyle bir Türkiye düşleme-
dik. Biz böyle bir Türkiye
için yetiştirilmedik. llkokul-
da öğretmenlerimiz, annele-
rinıiz. babalanmız böyle bir
Türkiye öğretmediler bize.
Bu Türkiye gerceğini kabul
etmek Lstemiyoruz. Buna bo-
yun eğmek istemiyoruz.
Çünkü biz sosyaldemokrat-
lanz."