Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 EYLÜL 1998 PERŞEME
HABERLER
Birdal, Saharov
ödüfüne aday
• STRASBOURG(AA)-
Avrupa Parlamentosu'nda
(AP) en fazla sandalyeye
sahip Sosvahst Grup. Jnsan
Haklan Derneği Başkanı
Akın Birdal'ı. buyılki
Saharov Insan Haklan
Ödülü'ne aday gösterdi.
Başkanlık Divanı, AP'deki
tüm si> asi gruplar kendı
adaylannı belırledıkten sonra
insan haklan ödülünün sahibi
içın son karan verecek.
Ödülü I996yılındahalen
cezaevinde tutuklu bulunan
eski milletvekili Leyla Zana
almıştı.
Kürşat Yılmaz
dosyası tamam
• SOFYA(AA)-Eskı
Kusadası Beledive Başkanı
Lütfü Suyolcu'nun
öldürülmesı oJayından dolayı
tutuklu bulunduğu Burdur
Cezaevı'nden i7Şubat 1998
tanhınde fırar eden \e VIIT
ile Bulgaristan polisinin
ortaklaşa düzenlediği bir
operasyon sonucu Varna
kentinde yakalanan Yakup
Kürşat Yilmaz hakkındaki
soruşrurma dosyası
tamamlandı. \'arna Bölge
Savcılığı'ndan ediniJen
bilgıye göre. Yakup Kürşat
Yılmaz. Bulgaristan sınırını
kaçak geçmek \ e sahte
pasaport kullarımak
suçlanndan yargıianacak.
Kürşat Yılmaz ıle bırhkte
yakalanan Alı Oymak ve
Süleyman Ka\rak Ha aynı
soruşturma dosyası
kapsamında en geç bır hafta
içinde belırlenecek tarihe
göre hâkim karşısına
çıkacaklar.
Haslet Soyöz'e
beraat
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara 2. Aslıye
Ceza Mahkemesi. bir
karikatürde. eski Adalet
Bakanı Şevket Kazan'ın
kişilik haklanna hakaret
edildigı gerekçesiyle
yargılanan Milliyet gazetesı
karikatüristi Haslet Soyöz'ün
beraatma karar verdi.
Mahkeme. gazetenın
Sorumlu \azıişleri Müdürü
Eren Güvener hakkındaki
davayı iseerteledı.
Iddfanamede. Haslet Söyöz
tarafından dönemin Adalet
Bakanı Şevket fCazan
kastedılerek yapılan, hem
erkek hem de bayan vasıflı
yaratıgı mizah eden
karikatürle müşteki Kazan'ın
kişilik haklanna hakaret
edildiöi belirtilivordu.
Vural'ın ailesine
gözaltı
• İstanbul Haber Servisi -
Kâğıthane'de HADEP üyesı
işçi Bilal Vural ile arkadaşı
Hakim Atik"i öldürdükleri
gerekçesiyle haklannda
dava açılan Murat Çap ve
Dogan Çakmak'ın
yargılanmalanna. İstanbul
2. Ağır Ceza
Mahkemesi 'nde devam
edildi. Duruşma öncesinde
Vural'ın babası Yusuf.
annesi Gülümser ve ablası
Düriye Vural. polis
tarafından gözaltına alındı.
Vural ailesi duruşmadan
sonra serbest bırakıldı.
'Seçimler
ertelensin'
• İstanbul Haber Servisi -
Çağdas Yaşamı Destekleme
Derneği (ÇYDDl. yerel ve
genel seçimlerin
birbirinden aynlması ve
genel seçimlerin 1999
sonbaharda yapılması
konusundaki görüşlerini
yazılı açıklamayla duyurdu.
Açıklamada, yerel
seçimlerde kişilerin. genel
seçimlerde de partilerin
baskın olduğu belirtılerek
"Birlikte yapılmalan. gerek
teknik gerekse seçmen
tercihi ve demokratiklik
açısından sakıncalıdır"
deniîdi.
RP davası AİHM'de
• ANKARA (AA) - A\ rupa
İnsan Haklan Mahkemesi
(AİHM). Anayasa
Mahkemesi tarafından
kapatılan RP'nin
başvurusunu alt komisyonda
gelecek ay sonunda
görüşecek. Kapatılan RP'nin
AİHM'de açtığı davaya
ilişkin çalışmalan yüriiten
eski Adalet Bakanı Şevket
Kazan. dava dosyasıntn 19-
30Eylül 1998 tarıhlen
arasında mahkemenın alt
konusyonunun yapacağı
toplantı gündemıne alındığını
bildirdi. Kazan, incelemenin
ardından davanın seyrinin
belirleneceğini ıfadeettı.
THY uçağını Trabzon'a kaçıran Akyüz, 15 yıla kadar hapis istemiyle yargıianacak
Hava korsatu tutuldandıAHMETŞEFİK
TRABZON- Ankara-tstanbul seferini ya-
pan THY'nin Seyhan uçağını oyuncak ta-
bancayla Trabzon'a kaçıran hava korsanı th-
san Akyüz,tutuklanarak cezaevine konuldu.
Akyüz. polısteki ıfadesinde bunalımda ol-
duğu için psikiyatri teda\ isı gördüğür.ü be-
lirtirken mahkemedeki ifadesinde de olavı
tek başına gerçekleştirdigini ve türban ko-
nusunda okullarda getirılen sınırlamaları
protesto etme amacı taşıdığını yineledi.
Önce Trabzon Terörle Mücadele ekipleri
tarafından sorgulanan hava korsanı îhsan
Akyüz. GüneydoğuUa askerlik yaparken ça-
tışmalara katıldığını. askerden döndükten
sonra da topluma bir türlü adapte olamadı-
gını söyledi. Güvenlik görevlisi olarak ça-
lıştığı Çorum'daki Toprakbank şubesınden
başka işlerde çalıştınldığı için istifa ettigi-
ni, bu durumun ailesıni de çok üzdüğunü be-
Iirten Akyüz. ailesi tarafından buolay nede-
niyle sürekli horlandığını, bunun üzerinesi-
nir krizi geçirdiğini. 15 gün ilaç tedav isi gör-
düğünü \e 27
Kasım I996"da işçi olarak Is-
rail'in Kudüs kentine gittigini açıkladı. Ak-
yüz, burada 4 ay çalıştıktan sonra çalışma
koşullarınınagırlığından Mart 1997'deTür-
kiye'yedöndüğünüanlattı. Kendisini "inan-
cı olan Müslüman" olarak tanımlayan Ak-
yüz. beş vakıt namazı kılmadığını, ancak
cuma namazlarını kaçırmadığını söyledi.
Hava korsanı Akyüz. dün ögleye doğru
önce Adli Tıp'a getirildi.
Cenel Müdiir Yusuf B o l a y ı r l ı
'Eylemler THY'ye zarar veriyor'
İstanbul Haber Servisi - Türk Hava
Yollan (THY) Genei Müdürii Yusuf Bo-
layıru, uçak kaçınna eylemlerinin milli
havayolu THY'ye zarar verdiğini, son
kaçırma eyleminin de şirketin olumlu
imajını zedelediğini belirtti. THY'nin
dün Istanbul-Bodrum seferini yapacak
Boeing 737 tipi uçağmın, "Booıban bir
Idşi tara&ıdan kaçınlacağı"na yönelik
ihbar ise asılsız çıktı.
THY genei yönetim binasında basın
toplantısı düzenleyen Bolayırlı, Istan-
buI-Ankara seferini yapan TK 145 sefer
sayılı uçağın thsan Akyüz adlı hava kor-
sanı tarafından kaçmlarak Trabzon'a in-
dirilmesi sırasında uçus ekibinin göster-
digi basiretli tutumun övgüye değer ol-
dugunu söyledi. Ekiplerinüı, kaçırma
Burada Adlı Tıp Doktoru Mustafa Gün-
düz tarafından muayene edilen Akyüz'de
herhangı bır ışkence ya da darp izı olmadı-
ğı raporedıldi. Daha sonra Cumhunyet Sav -
cısı Abdüllatif Yüksele götürülen Akyüz'ün
sorgulamasını 2. Sulh Ceza Hâkimi Adalet
Işıkyaptı.
Akyüz, 45 dakika süren ve kimlik bilgi-
eylemlerine karşı eğitimli olduklannı
vurgulayan Bolayırlı, "Ancak bu otay,
bayrak taşıyan milli hatayolumuzun
oiumlu imajını zedeiemiştir'' dedi.
KaçınJan uçağın kaptan piiotu Aıul
Işıl da. ınsanlan sevgiyie ikna etmek ko-
nusunda birçok kitap okuduğunu belir-
terek, kaçırma eylemi sırasında korsanı
bu kitaplardan ögrendiği yöntemlerle ik-
na ettiğini ifade etti.
Kabin amiri Nazan Kamnk ise, kor-
sanla ilk kez kendisinin yüz yüze geJdi-
ğini belirterek, "Korsanın bana 'Kan
dökmek istemiyorum. Korkma ve heye-
canlanma, ancak bütün talimatlanma
harfiyen uymanız gerekir' şeklindeki
sözleri işimizi kolaylastırdı" diye konuş-
tu.
leri ile birlikte toplam bir buçuk sayfalık ifa-
desinde. oyuncak silahı Ankara Otoga-
rfndan. uçak biletıni ise Çorum'dan aldıgı-
nı söyledi. Akyüz, uçağa binerken X-Ray ci-
hazının alarm verdiğini. oyuncak silahı ço-
rabmın içine gizledigini, cebindekileri bo-
şalttıktan sonra tekrar dedektörlerden geç-
tigını. ancak bu kez alarm çalmadığını an-
lattı.
Uçakta kola servisi yapıldığını. kolasmı
yanya kadar içtikten sonra bacaklannın ara-
smdan çıkardığı oyuncak tabancayı kabin
amiri Nazan Hanım'ın sırtına dayadığını
açıklayan hava korsanı. daha sonra özetle
şunlan söyledi:
"Nazan Hanım çok korktu. Ona korkma-
masını «ivledim. Kimseye zaranm dokun-
mavacağını beiirttim. Cit püota söyle, onla-
ra da zaranm dokunmayacak. Pilota uçağı
ters yöneçevirmesini ve Karadeniz'e yönlen-
dirmesini sö> le dedim. Ogiderken ben dear-
kasından kalkarak pilotlann yanına gittik.
PilotJâra silahı da> adım.Oy uncakolduğunu
anlanıasınlar di>eönlerine bakmalannı söy-
ledim. L'çağı Karadeniz'e yonlendinmekri-
ni Samsun ya da Trabzon'a girmelerini söv-
ledim. Pilot da bana Trabzon'a gidebileceği-
mizi sövledi. Amacım tamamen başörtüsü
olavını protesto etmek içindi. Kimseye bir
zaranm dokunmadı. Trabzon'a indiğimizde
pilotla konuştuk. O \olculan indirelim dedi.
Ben de önce yabancılann inmesinc karar
verdim. Ama sonra herkesin inmesini kabul
ettinı. Pilot beni ikna etti. Çok iyi bir insan.
Sonra birlikte indik ve teslim oldum."
Mahkemede ifadesi alınan Ihsan Akyüz,
tutuklanarak Trabzon Ceza ve Tutukevi'ne
konuldu. .\kyüz. "Naküye ^e muhabere va-
sıtalannınaJeyhindecüriimler" başlıgmı ta-
şıyan TCK'nin 384. maddesinin 3. fıkrasm-
a göre 15 yıl ağır hapis istemiyle yargıiana-
cak.
CHPHen köprüdezamprotestosu
Boğaziçi Köprüsü'nden geçiş
ücretlerine >apılan /amlan protesto
eden CHP istanbul millet>ekiUeri
.\Iehmet Sevigen ve Algan HacaJoğlu.
dün köprünün Anadolu vakasında
gişelerden geçen arabalara si\ah
kurdele dağıttılar. "Dümanın en
pahalı köpriisü" unvanını koruyan
Boğaziçi köprüsünün.
kurulduğundan bu yana maliyetinin
iiç katı gelir getirdiğine dikkat çeken
Se\igen,
u
Bu zamlar pek göze
görünmez. ama bunlar yann gelecek
olan biiyük zamlann, hatta seyahat
özgürlüğünü kısıtlayacak insan haklan
ihlallerinin habercisidir" dedi.
İstanbulda trafik konusunda vaşanan
sıkıntılana değinen Hacaloğlu ise
"İstanbullu. yaşamının biiyük
bölümünü trafikte geçiriyor. Ikinci
köprii de. deniz ulaşımı da yetersiz
kahyor. Ancak deniz yolunun daha
etkiİi bir şekilde kullanılabileceği,
atternatif bir çözüm var. o da raylı rüp
geçittir. Bu sistem tüm trafiği
rahatlatacaktır" dedi.
Çapan:Saldın karakolilebağlanük
Uğradığı silahlı saldında ayağından
yaralanan Esemurt Beledive Başkanı
Dr. Gürbüz Çapan. olayda azmettirici
olduğu belirlenen Mavkıl lakaplı
Selahattin İ /mc/'in. Küçükköy
Karakolu ile bağlantısının olduğunu
öne sürdü. Çapan. olavla Ugili olarak
İhsan Silgu. Sinan Özçelik ve Suat
O/Tiirk'ün Gaziosmanpaşa'da
yakalanarak gözaltına alındığını
belirterek, -Olayın arkasından
gecekondu çıktı. MaykıL yakalanan bu
kişilerin yanlannda kalıvordu. Ama
daha çok Küçükköy Karakolu 'nda
kalıvordu. Maykıl'ın Küçükköy
Karakolu ile teması \ar" diye konuştu.
Çapan, tedavisinin tamamlanmasının
ardından dün göre>inin başına döndü.
Beledivede düzenlediği basın
toplantısında saldınvla Ugili çeşitli
yorumlar vapıldığını ancak ola> ın
arkasından "gecekondu"nun çıktığını
belirten Başkan Çapan,
"Gecekondulardan nelerin
çıkabileceğini. hangi suça vataklık
yapabileceğini gördük" dedi.
Metin Göktepe'nin bifmeyen davası
İZMİR (Cumhuriyet EgeBürosu)- Gaze-
tecı Metin Göktepe'yı gözaltında öldürmek-
le suçlanan polisler. bugün ikinci kez hâkim
karşısına çıkıyor. Yargıtay'ın Afyon Ağır
Ceza Mahkemesi karannı bozmasının ar-
dından geçen ay hâkim karşısına çıkan sa-
nık polisler. insan haklan temsilcilerinden
kendi haklannı da savunmalannı istemiş-
Ierdi. Güvenlik nedeniyle *en çokgezen da-
va' unvanına da sahıp olan dava için Gökte-
pe'nın ailesi ve arkadaşları 17 bininci kilo-
metreyi de tamamlayarak bugünkü duruşma
için Afyon'a gelecekler.
Gözaltında öldürülüşünün üzerinden 982
gün geçen Metin Göktepe'nin duruşması,
bugün Afyon'da görülüyor. Afyon Ağır Ce-
za Mahkemesi"nde saat 10.00'da başlaya-
cak duruşmada tutuklu sanıklar Şuayip Mut-
luer, Saffet HızarcL Fedai Korkmaz, Metin
Kusat, Seydi Battal Köse ile mahkemenın
v erdiği beraat karannın ardından görev leri-
nin başına dönen MuratPolat, Burhan Koç.
İlhan Sanoğlu. Selçuk Ba> raktaroğlu. Tun-
cay Uzun ve Fikret Kayacan hazır buluna-
cak.
Bugünkü oturumda Yargıtay'ın kararı
dogrulrusunda dinlenmeyen tanıklann din-
lenmesi bekleniyor. Afyon Ağır Ceza Mah-
kemesi. Yargıtay'ın bozma karanna uvma-
sının ardından belirlenen eksiklikleri gider-
dikten sonra yeni bir karar oluşturacak.
Bugünkü duruşma için çeşitli siyasi par-
tiler ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de
Afyon'a gelmesı bekleniyor.Geçen duruş-
ma. sanık polislerin ilginç ifadelerine sah-
ne olmuştu. Sanıklardan Şuayip Mutluer.
polislere bazı kesimlerin potansiyel suçlu
olarak baktıklannı beürterek "Pblis polise
işkertce vapar mı? Yaparefendim.yapar. Her
türlü işkenceye maruz kaldık" demışti.
SanıkJardan Saffet Hızarcı da, hazırlıkta-
ki ifadesini işkenceden korktuğu için oku-
madan imzaladığını açıklamıştı.
Daha önceki duruşmalarda yaptığı açık-
lamalarla Göktepe cinayeti davasında önem-
li aşamalar kaydedilmesine neden olan Sey-
di Battal Köse de verilen kararla "adli bir
cinayet işlendiğini" savunmuş ve şöyle ko-
nuşnıuştu: "Bu mahkemede. yargüamada
adli bir cinayet işlenmektedir. Cumhuriyet
Savctsı beraatımı istediği halde neden ben
hâlâ hapis yaüyorum? Göktepe davasında
ben suçsuzum. Olayla hiçbir il«im yok. Bu-
rada bulunan insan haklan savunucularuıa
seslenijorum. Suçsuz yere hapis yaöyorum.
Benimle ilgiknin."
ÜIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR
Gazetecilik mesleğinin,
meslek onuajnun, inandığı da-
vaya sonuna kadar bağlılığın.
devrimciliğin örnek ısimlerin-
den Mehmed Kemal Ağabe-
yi, dün toprağa verdik. Meh-
med Kemal, 50 yılı aşan gaze-
teciliğinin yanında şairdi, ede-
biyat ustasıydı. Mehmed ağa-
bey sosyalistti ve yaşamının
sonuna kadar, eşitlik ve özgür-
lük davasının savunucusu ol-
maktan, çektiği onca çileye
rağmen vazgeçmedi.
1940-1950'li yıllann aydınla-
rının çektiği çileleri, "Acılı Ku-
şak" kitabında, duyarlı bir dil-
le anlatır. Türkiye'nin bugünle-
re nasıl geldiğinin öyküsü
1940'larda başlamıştı. O dö-
nemde ülkemizin en değerli
aydınları. gençleri, siyasi ikti-
darın ve sivil polislerin gazabı-
na uğramıştı. Pertev Naili Bo-
ratav, Behice Boran, Niyazi
Berkes, Nazife Cemgil, Ad-
nan Cemgil, Abidin Dino bu
baskıdan nasibini alan sosya-
listlerdi. Onları Mehmed Ke-
mal'lerin. Şevki Akşit'lerin,
Enver Gökçe'lerin kuşağı izle-
di. Ankara Dil veTarih Coğrafya
Fakültesi, o yıllann ilerici mer-
Mehmed Kemal'den Bize Kalan...
kezlerindendi. Bu nedenle "Irk-
çı-Turancılar"m baskınına uğ-
radı.
Mehmed Kemal "Acılı Ku-
şak" kitabında o günleri şöyle
anlatır: "Öğrenci eylemleri
içinde ünlü Dil Tarih olayları
vardır. Irkçı ve Turancılar, fakül-
teyi basmışlar, rektörü hırpala-
mışlar, elinden istifasını almış-
lardı. Böyle bir cesaret örneği
göstermelerinde, zamanın si-
yasi şube müdürü Ekrem'/n
büyük payı vardır. Hem fakül-
teyi basmışlar, hem rektörü hır-
palamışlar, hem karşı koyan ar-
kadaşlarımızı polisin desteği
altında dövmüşlerdi."
50 yıl önce olanlara baktığı-
mızda, acaba ne degişti diye
sormak gerekiyor. O kuşak 50-
60 yıl önce ne çektiyse, Türki-
ye'yi yöneten mantık bugün-
küleredeaynı şeyleri çektiımi-
yor mu?
Mehmed Kemal ve arkadaş-
ları, o dönemde bir öğrenci
derneği kurarlar. Hep bildiği-
miz şeyler başlarına gelir:
"Derneği de rahat komadılar.
ÜnlüAnkara mitinginde birçok
yerle birlikte, derneği de bas-
tılar, kitaplannı yırttılar, eşyala-
nnıyaktılar, talan ettiler. Dernek
yöneticilerinden bazılarını tu-
tukladılar. Ben yöneticiler ara~
sında olmadığım halde 'faal
aza' sayılarak tutuklandım. Tu-
tuklananlar; ikisi kız, üçü erkek
olmak üzere beş kişiydi... An-
kara Cezaevi'nde 95 gün tu-
tuklu kaldık... Sonra da hepı-
miz beraat ettik. Savaşı mütte-
fikler kazanmış, Batıdemokra-
sileri safında yerimizi âlmışt/k.
Demokrasi yolculuğuna çıkı-
yordu büyüklerimiz."
Savaş bittiğine göre yıl 1945,
tam 53 yıl olmuş. O günden
sonra Mehmed Kemal'in başı
dertten kurtulmadı. 12 Eylül
askeri darbesinin ardından 36
yıl sonra onu yine tutukladılar.
tıpkı diğer aydınlar gibi. Meh-
med Kemal'in öyküsü aslında
Türkiye'nin son 50 yılının öy-
küsü. NATO'ya giriş. Türki-
ye'nin anti-komünist cephe
içinde yer alışı ve yasaklar. Bir
ömür böyle geçti.
Mehmed Ağabey, yine anıla-
rında kendi kuşağının başına
gelenleri şöyle anlatır: "7954
yılında bir NATO çağnsına ga-
zeteci olarak katılacağımız za-
man, arkadaşlanmıza pasa-
port verildiği halde, Içişleri Ba-
kanı Ethem Menderes bize
pasaport vermemiştir... Daha
sonralan Aziz Nezin 'e de Ok-
tay Rifat'a da pasaport veril-
memiştir...Bizdeki siyasi poli-
sin bütün marifeti birtakım in-
sanlar hakkında dosya düzen-
lemektir. Birdüşmanınızvarya
da kentin emniyet müdürü ha-
raketinizden hoşlanmıyorsa,
ötesi kolaydır. Bir ihbar mektu-
bu yazılır, filan kimse 'komü-
nisttir' denir, dosya düzenlen-
meye başlanır."
"... Kimdir bu polis rejimini
kuranlar, fişlemeyi, dosyala-
mayı icat edenler diye sora-
caksmız. Bu fişleri ve dosyala-
n tutturanlar. fişleri ve dosya-
ları tutulanlardan daha mıyurt-
severdirler". Evet gerçekten
daha mı yurtseverler.
Mehmed Ağabeyin cenaze-
sinde, kendi kuşağından ha-
yatta kalan az sayıda sosyalist
arkadaşı vardı. Şahap Bakır-
san, Şükran Kurdakul, Zihni
Anadol, Enver Aytekin gözü-
me çarpan dava arkadaşlany-
dı. Mehmed Kemal kendi ku-
şağı için 30 yıl önce şöyle ya-
zıyordu: "Bu kuşak, İkinci Dün-
ya Savaşı'ndan sonra gelen
yeni ve ileri düşüncelerin tem-
silcisidir. Savaşın insanlık dışı,
faşizmin sadece Türkiye için
değil, dünya için bir baş bela-
sı olduğunu söylemiştir... Bu
yüzden hapis yatmış, yedek-
subaydan çavuş çıkmış, işsiz
kalmıştır. Kuşağım, düşünce
namusu içinde, acı çekerek,
inandıklannın bedelini ödemiş-
tir. Çok kurban vermiştir. Kur-
ban verilecek ki düşünler, ge-
lişip yer edecektir. Acı bizim
kuşağın alın yazısıdır."
Sevgili Mehmed Ağabey, in-
sanlığın özgürlük ve eşitlik kav-
gası ne yazık ki hep acıyla ya-
zılmış. Sizler, sizden önceki ve
sonraki namuslu, onurlu insan-
lar bu acıyla bir miras bıraktı-
nız. Seni hep sevgiyle anaca-
ğız. Senden bize onur miras
kaldı. Rahat uyu...
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Eroin
Bir gün çıkageldi. Sesi, güncel ve ilginç bir köşe
sınden yakalayıp yazıya dönüştürmeye çalıştığım ko
nunun ve düşüncelerimin içine güm diye düştü: "6e
ni arıyormuşsun!"
Ses bellegimde yankılandı, evet oydu. Başımı kal
dırdım, soluk, tanıdık bır yüz bana gülümsemeye ça
lışıyordu.
Onu uzun zamandırgörmemiştim. Üniversite öğre-
nimi sırasında ve bitirdikten hemen sonra. gelecek
projeleri üzerıne aralıklı olarak ama günlerce tartışmış.
bazen, bizi eğlendirecek yeni ve ilginç işler kurma
noktalanna gelmiştik.
Birbirimıze, telefonda "ortak" diye sesleniyor ve
projelerimiz için neler yaptığımız konusunda hesap
soruyorduk.
Ama sonra birden kayboldu, neredeyse üç yıldır or-
talıkta yoktu.
Iş konusunda benden umudunu kesti, diye düşün-
müştüm.
Sonra, eroin kullandığını duymuş, çok endişelenmiş
ve bulunabileceği çevrelere haberler salmıştım.
işte şimdi karşımdaydı.
"Bak, seninle böyle bir proje üzerinde hiç konuş-
mamıştık" dedim.
Düşüncelerinden taşan ve yüzünü yalazlayan hüz-
nü gizlemeye çalıştı:
- Bu proje henüz filiz vermemiştı kı?
Bakışlarımı gözlerine diktim. Sessiz, insansız. uç-
suz bucaksız bir yerde olma ısteğı gözlerinde okunu-
yordu. Dışarı çıktık, vardığımız ilk ağaçlıklı uzun yolda
eski yakınlığımızı duyumsadım.
Sorular üşüştü; ama sıradan, anlamsız ve gereksiz.
Elini tuttum, geniş kollu gömleğini yukanya sıyırdım.
Hiç karşı koymadı.
Durum, berbattı. Delik deşik ve yer yer sararmış bir
kol.
Başım döndü yavaştan.
Pantolon gıydiğini aynmsadım. Bacaklannı gizliyor-
du. Vücudunu merak ettim.
Öyküsü üzerıne sorular ve konuşmalar anlamsız
olacaktı. Çoğunu duymuştum.
- Nasıl buluyorsun eroini?
- Eroin bulmak kadar kolay bır şey yok, neredeyse
bakkaldan ekmek alır gibi...
- Ekmek alır gibi mi? Abartıyorsun!
- Hayırabartmıyorum, şöyle Istiklal Caddesi'neçık-
tım mı, Taksim'e kadar onlarca kışıden eroin satın ala-
bilirim.
- Öyle yolda mı bekliyoıiar...
- Sokak başlannda, Atlas Pasajı'nda, Sıraselviler'de,
neredeyse her yerde...
Bazen Kadıköy'de, postane arkasında, oradaki pa-
sajlarda...
Çevremden sanlmış duyumsadım kendimi. Sessiz-
lik sökün etti.
Dayanamadım:
- Anlatsana!
- Nesini anlatayım, acımasız bir dünyanın ıçindeyim.
Hiç mutlu değilim. Bir çember içine kısıldım. Durma-
dan para bulmak zorundayım. Bazen borcum bıriki-
yor, onu yeni borçlaria ödüyoo/m... Dayanılmaz bir is-
tek... Müthiş bir aJışkanlık. Bıldiğın gibi değıl. Almaya
«lirend/ğim zamanlar atev afeV kavruluyorum. Göv-,
demdeki bu dayanılmaz isteğin östesinden nasıl ge-
leceğimi öğrenmeye çalışıyorum. Şu sıralarda irade
nedir, onu öğreniyorum. Onu buluyor, konuşuyor, bü-
yütmeye çalışıyorum...
Eroinin ötelediği, bastırdığı içindeki "ben"\ aradığı-
nı gördüm.
Bir heyecan havalandı yüreğimde.
Elimi omzuna attım, diğer kolundan sıkıca kendime
çektim. Başını eğdi.
Oturduk.
insanın düşünceleriyle denetleyemeyeceği nelerin
varolabıleceğini konuşmaya başladık. Sonunda, bak-
tık çok az şey, şimdilik sadece ölümlü şeyler vardı!
Yüzüme baktı:
- Burada durmalıyım. Bir adım bile ileri atmamalı-
yım. Önce burada donmalıyım.
Eroin dünyasındaki örnekleri anlattı: "Sınırı aştın mı,
bütün barajlar çöküyor, dedi. Yoksa yakın çevremi,
dostlanmı kendi dünyam içine çekmeye çalışacağım.
Önce onlara bedava eroin vererekalıştıracağım. Alış-
tıracağım ki kendiminki bedavaya gelsin. En kötüle-
rinden biriyalntzlık. Çevrende ne kadar çok eroin kul-
lanan varsa, kendini o kadar daha rahat hissedersin.
Istersin ki herkes bunu kullansın..."
Kalktık. Yüzündeki solgunluk gitmişti.
Gözlerini ilk kez, yine eskisi gibi gözlerime dikti.
Evreni kucaklamaya çalışan o eski meyöan okurtu-
ğu, saçından tırnağına gelip üzerine oturmuştu.
Anlamsız bir şeyler söyledik birbirimize, sonra kah-
kalarla güldük.
Bıraktığım insanı yeniden bulmuştum...
Sabrımız tükenmek üzere'
Ateş'ten Suriye'ye
terör uyansı
AMNBODUR
REYT1\NLI - Kara
Kuvvetleri Komutanı Or-
general AtiUa Ateş, Suri-
ye'yi terör konusunda sert
bir şekilde uyararak, "Ül-
kemizi teröre bulaştıran
komşumuzun bizim iyi ni-
yetimin daha fazla istis-
mar etmemesi gerekir.
Lzun zamandan beri Apo
denilen eşkıyayı kendi ÜJ-
kelerinde banndınp. onu
destekleyerek Türkiye'yi
terör belasına bulaşürmış-
lardır. Sabnmızı taşırma-
sınlar" dedi.
Suriye sınırına yakın
Reyhanh'daki Hudut Ko-
mutanlıgı'nda askeri yet-
kililerden brifing alan
Ateş beraberinde 2. Ordu
Komutanı Orgeneral Ay-
taç Yalman, Kara Kuvv et-
leri Harekât Daire Başka-
nı Tümgeneral Behzat
Bata, 6. Kolordu Komuta-
nı Korgeneral Çetin Saner
ve 39. Jskenderun Tugay
Komutanı Tuggeneral
Necdet Demiral olduğu
halde helikopterle Rey-
hanh'ya geldi.
Ateş ve beraberindeki-
leri Re>hanh'da Vali Gök-
han A>dıner, Beledive
Başkanı Mahmut Ekmen
ile çok sayıda yurttaş top-
lulugu karşıladı.
Kendisini davul-zurna
ile karşılayan halka sesle-
nen Ateş. Atatürk'ten bu
yana Hatay'ın Türk bölge-
si olduğunu vurgulayarak.
"Bunun önemini Mirgula-
makiçin burada> ım" diye
konuştu. Ateş sözlerini
şöyle sürdürdü: "t'lkemi-
an problemlerini çözmek,
ekonomiyi düzeltmek, kal-
kınmavı sağiamak ve hal-
kı daha çok refaha ka\uş-
rurmak için çaba harcanı-
yor. Bazı komşulanmız. bi-
zim iyi niyetimizi. göster-
diğimiz yakınlığı yanhş de-
ğerlendirmişlerdir. Lzun
zamandan beri Apo deni-
len eşkıyayı kendi ülkele-
rinde banndınp. onu des-
tekleyerek Türkiye'yi te-
rör belasına bulaşnrmış-
lardır. Şunu açıkça söyle-
mek istiyonım: Türk mil-
leti arnk bu konuda göste-
receği iyi niyetin sonuna
gelmiştir. Sabnmız tüken-
mek üzeredir. Sabnmı/ı
taşırrnasınlar."