Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 TEMMUZ 1998 PERŞEMBE
12 KULTUR
Dave Holland Beşlisi, KODO, Terence Blanchard Beşlisi ve Ella Fitzgerald anısına konser
IstanbuFiın her yerînde caz var
LÂLE KUYUCL
Bugün festivalin ençarpıcı günlerinden
biri. Her mekânda çok keyifli konserler
var. Günün ilk konserleri Dave Holland
Beşlisi'mn CemalReşit Rey'dekı konsen
ve Japon davullanndan oluşan KODO'nun
Atatürk Kültür Merkezı'ndeki gösterisi.
Her iki konser de saat 19.00'da başlaya-
cak. Bu da demektir ki festival müdavim-
lerini zorbirseçimbekliyor. BiryandaJa-
ponya'dan kalp atışlan. diğer yanda da ca-
zın kalp atışlannı taşıyan usta bir basçı
var. Da\e Holland tstanbul'a bukez trom-
boncu Robin Eubanks,saksofoncu Chris
Potter. \ ibrafoncu Steve Nebonvedavul-
cu Billy Kilson'la konuk olacak.
Holland, basın caz içinde geçirdiği ev -
rimsel gelişimin babalanndan. Çağdaş
cazın önemli bestecilerinden biri ve kol-
tuğunun altında gitar. piyano \e çelloyu
da taşıyor. Hiç vazgeçmediği basıyla dost-
luğu çok eskilere gidiyor. Holland, yolun
başında Ronny Scott, Kenny VVheeler ve
Evan Parker'la çalıştı. Bir süre Miles Da-
vis'in okul ruhu taşıyan gruplannda ba-
sını konuşturdu. Miles Davis"ten sonra
gnıp arkadaşı Chick Corea'yla birlikte
Circle'ıoluşturdu. Bu grubun içinde Ant-
hony Braston ve Bam Attschul da var-
dı. Dave Holland, uzun yolculuğunda
Thelonius Monk, Stan Getz ve Sam Ri-
vers'la da çaldı. John Abercrombie ve
Jaek de Johnett'le birlikte açtığı Gate-
\vay"le hayli ılginç ızlerbıraktı. Dream of
the Elders'taherzamankinden farklı şey-
ler söyledi. Holland için bu albiim degi-
şik limanlara doğru yelken açmadan ön-
ce eski zincirleri tümüyle kınp yenileri-
ni oluşturmak anlamını taşıyordu. Böy-
le bir çaba ancak cesur müzisyenlerin
harcı. Dave Holland içinse, sadece pe-
şinde olduğu melodinin anlatım gücünü
ötelemek adına yeni bir adım.
Cazuı kalp afaşlarmı taşıyan usta
Basın 60"lı ve "O'li yıllardan 80'lere doğ-
ru degişimini sırtlayanlardan biri de Hol-
land oldu. Cazın onda atan nabzını bu
"akşam bize bir kez daha anlatacak. Caz-
1
severler içe bakışın ustalarından Dave
Holland'la birlikte olacak. Bu yılki beş-
lisinde yer alan Robin Eubanks, cazın
müzik ailelerinden birinden geliyor. Bir
yanında kardeşi Kevin Eubanks, diğer
yanında amcası RayBryantvar. Eubanks.
aralannda Art Blakey ve sağlam caz oku-
lu Jazz Messengers, Talking Heads, Patti
LabeUe, Tonv Bennet, McCoy Tyner, Da-
ULUSUUtAMSI
İSTAMBUL
CAZ FISTİIHtlİ
'ugün festivalin
en çarpıcı
günlerinden biri. Her
mekânda çok keyifli
konserler var.
Müdavimleri zor bir
seçim bekliyor. Gece
caz efsaneleriyle
sürecek.
ve Holland ve Eddie Palmieri'nin de bu-
lunduğu geniş ve ilgınç bir müzik ailesi-
nın de ızlerini taşıyor. Steve Nebon da bu
yılki festivalin el üstünde tuttuğu vibra-
fonculardan biri. kenny Barron, Johnny
Griffin. Mulgrew Miller, Levvis Nash, Da-
vid "Fathead" Newman ve Kenm VV'er-
ner'ın basçısı Ray Dnımmondın da ara-
lannda bulunduğu birçok albümü v e kon-
seri var. Grubun saksofoncusu Chris Pbt-
ter Nevv York'ta yetişmiş bir müzisyen.
Red Rodney beşlisinden sonra Mingus
Big Band, Paul Motian, Steve Swalkw,
Kenm Werner ve John Pattitucci'ye
uzanan bir deneyimi var. Grup li-
deri olarak çıkardığı son albü-
münde vanında John Scoficld.
Jack de Johnette ve Dave Hol-
land vardı.
Festivalin 9 Temmuz ışığı ge-
ce de parlıyor. Işığı önce Teren-
ce Blanchard Beşlisi dev ralacak.
Blanchard geçen vıl konuk et-
tiğımız enstrüman kardeşleri
Wynton Marsalis ve Nicholas
Payton gibi N'evv Orleanslı bir
müzisyen. Baba Marsalis'in en
parlak öğrencilerinden biri, çok
da iyi biröykücü. Blanchard'ın
doygun ve oturmuş trompet tonu ilk gün-
den beri fark ediliyor. Onu ilk fark eden-
ler arasında Lionel Hampton ve Art Bla-
key vardı. Terence Blanchard'ın trompe-
tınde Miles Davis'in 6O'lı yıllardaki tmı-
sını yakalav anlar yanılmıyor. Ama Blanc-
hard lirik anlatımcılığıyla Clifford
Bnmn'un yolunda. Sakn ve yavaş yoi aiı-
dinleyici kattı. Sinemaylacazın beraber-
liğinden her zaman keyifaldı. Sugar Hill,
Assault at West Point. The Inkwell. Spi-
ke Lee imzalı School Daze, Crooklyn.
Do the Right Thing. Mo' Better Blues ve
Malcolm X, bu keyfı bizlere de yansıttı-
ğı çalışmalardan birkaçi. Cazestetiğini her
geçen gün geliştiren Terence Blanchard'ın
müziğinde hâlâ keşfedilmeyi bekleyen
tatlar var. Cazın dıl ınde konuşuyor Blanc-
hard; caz geleneğını kucaklıyor. Gelene-
ğin emin ellerde yaşadığına bu gece bir
kez daha tanık olacağız.
Caz efsaneleri Açıkhava 'da
yor Blanchard; hiç acelesi yok. Adının ga-
zetelerde doğru vazılmasıyla mutlu ola-
cak kadar da alçakgönüllü. Elindeki caz
duygusunun farkında ve gideceği yeri de
çok iyi biliyor. 1996'da han Lins'le bir-
likte imzaladığı The Heart Speaks albü-
münde ve daha önce Ladv Da> 'e adadı-
ğı Bilfie HoüdaySongbook'lapeşineçok
Soluklanın. Caz gecesi EUa Fitz-
gerald'ın anısına yakışırbirkon-
serle sürecek. Her caz şarkıcı-
sında Fitzgerald ın eşine az rast-
lanır hazinesinden biraz var.
Şaşırtıcı scat ustalığı, inanılmaz
caz sevgisiyle Ella hiç kuşku-
suz en parlak yıldızlardan bi-
ri. Anı konsennın müzik yö-
netmeni. Count Basıe orkest-
rasının sağ kolu olan ve Ba-
s ı e n
'
n
göçüşünden sonra or-
kestrayı yaşatan koca Frank
Foster. Zamanında orkestra-
nın çağdaş yüzü olarak nitelenen Foster'ı
bugünlere taşıyan özelliği de bu. Foster.
Lester Young'm mirasma bop kültürünü
katıştıran tenorculanndan biri. Bu gece El-
la'y ı selamlayanlar arasında Tomıny Fla-
nagan ve Grady Tatede var. Tate ve Hamp-
ton da Frank Foster gibi Ella'yla sahne ve
aibünı paylaşmış müzısyenler. Cazuı çı-
narlanndan Tommy Flanagan. Ella'nın
yanı sıra Tony Bennett'e eşlik ettiği kon-
serler ve albümlerle de tanınıyor. Bud Pb-
weU'dan bugüne taşıdığj mirası Miles Da-
vis. Coleman Havvkins ve Sonny Rollins'le
depaylaşmıştı. Detroitli usta, hard-bop'un
en sıcak yorumlanndan birini yakaladı.
1978"de Hank Jones'la imzaladığı "Our
Delight" albümünde caz tarihinin en güç-
lü ikili pi>ano besteleri saklı. Grady Ta-
te, güçlü svving duygusuyla şarkı söyle-
mekten hiç vazgeçmeyen nadir davulcu-
larından biri. Bu konserde o da Marlena
Shaw'a katılacak. Milt Jackson, festiva-
lin bu yıl çokça kucakladığı vibrafonun
ustalanndan; Modern Jazz Quartet'in de
demirbaşlanndan.
Vokalde Mariena Shaw
Yapı Kredi Festivali'nde Gary Burton'ı
ızlemiştik. Bugün iki ayn konserde izle-
yeceğimiz Steve Nelson ve Milt Jackson,
yann da Cal Tjader anısına sahne alacak
olan Dave Samuels var karşımızda. Vib-
rafon da yavaş yavaş keşfedilen caz ses-
leri arasmdaki yerini alıyor. Trompetçi
Jon Faddis on yıl önce Diây GiUespie'nin
büyük orkestrasıyla Istanbul'a gelmişti.
Dizzy'nin el verdiği en yetenekli mûzis-
yenlerden biri; kolay kolay unutulmaya-
cak bir karizması var. Tromboncu Süde
Hampton'ın caza sol eliyle attığı imza hiç
solmadı. I959'da Miles Davis'in on yıl-
lık Capitol orkesrrasını modernize edip
"souTa yakınlaştırdı. Uzun yıllar Avru-
pa'da yaşadı ve birçok değişik müzisyen-
le çalıştı. En uzun ve verimli işbirliğini
6O'lı yıllarda nev-i şahsına münhasır Dex-
ter Gordonla kurdu. On yıl sonra Ame-
rika'da World of Trombone'un fikir ba-
basıydı. Grup. aralannda Curtis Fuller
ve Janke Robinsonın da bulunduğu do-
kuztrombonyeteneğininsesini 1979'da-
ki bir kayıtla duyurdu. Slide Hampton.
trombonculuğunun yanı sıra çok da iyi bir
besteci ve düzenlemeci. Maynard Fer-
guson için yazdığı "Fugue". hâlâ cazın en
önde gelen fuglerinden biri. Slide Hamp-
ton ve Grady Tate katıldıklan Gramofon
gecesiyle Istanbul'a ısındılarbıle... Efsa-
nelenn yanında vokalde Marlena Shaw,
basta da Keeter Betts yer alacaklar. Ella
Fitzgerald rahatsızlığı nedeniyle Istan-
bul'a gelememışti. Butarihsel konser onu
da bize yakınlaştıracak. Konser sırasın-
da başınızı kaldınp lacivert gökyüzüne
bakmayı unutmayın. Ella arkadaşlannı
ve bizleri oradan selamlıyor olacak; ta-
bii kocaman bir kahkahayla.
Bakanhkta Kuruç bunahnu
MüsteşarAybaş ileMüsteşar Yardımcısı Tokar,
Bozkurt Kuruç komısunda anlaşmazlığa düştü
ANKARA (Cumhuriyet
Büro$u) - Kültür Bakanlığı
Teftiş Kurulu'nca hakkın-
da soruşturma başlatılan
Devlet Tiyatroları Genel
Müdürü Bozkurt kuruç'a
verilen disiplın cezalan ba-
kanhkta knz yarattı. Kültür
Bakanlığı Müsteşan Osman
Tekin Aybaş'ın. Kuruç'un
aldığı 18 maaş kesimi ce-
zasına "usulüne uygun ve-
rihnedigi'" gerekçesiylekar-
şı çıktığı öğrenildi. Görev-
den alınmak istenen Boz-
kurt Kuruç, izne avnldı.
Edınilen bilgive göre Kül-
tür Bakanı İstemihan Talay,
Bozkurt Kuruç hakkında
teftiş başlatmıştı. Bu tefti-
şin sonucunda müfettışler.
Kuruç hakkında 8 konuda
suç unsuru bularak rapor
hazırladı. Fakat bu rapor.
uzun bir süre Kültür Baka-
nı Talay tarafından gözardı
edildi. Bu arada müsteşar
yardımcısı Nurcan Tokar.
bir o>unun galasına gitti-
ğinde >anlış yere oturtul-
duğu için yerinden kaldın-
lınca Kuruç'a ihtar cezası
verdı. Ancak Kültür Bakan-
lığı Müsteşan Osman Te-
kin Ay baş,bu kmama ceza-
sını kaldırdı. Bu kez Tokar.
8 1 oranında maaş kesme
cezası \ennce. Müsteşar Ay-
baş. bu cezaya karşı çıktı.
Kuruç'un bir izne ayrılma-
sına neden olan olaylar şöy-
le gelişti:
Kültür Bpkanlığı Müste-
şar Yardımcısı Nurcan To-
kar tarafından Bozkurt Ku-
ruç'a. protokolde hata yapıl-
dıgı gerekçesıyle kınama
ce?ası verildi. Ancak Ku-
ruç 'un yaptığı başvuru üze-
rine Müsteşar Aybaş. 18
Mart 1998 tarihve 569 sa-
yılı yazısı ile kınama ceza-
sını kaldırdı.
Müsteşar Yardımcısı To-
kar. daha sonra 657 sayılı
Devlet Memurları Yasa-
sı'nın 125. maddesinin "Ka-
sû olarakverilenemirvego-
revleri tam ve zamanında
yapmamak,görev mahalin-
de kurumlarca belirlenen
usul ve esaslan yerine getir-
nitmek. görevle UgiB resrai
betge, araç \e gerecjeri ko-
rumamak, bakınıını yap-
mamak, hor kullanmak" ve
"Görevleilgili konularda >ü-
kümlüolduğu kişilereyalan
\e yanlış beyanda bulun-
mak" eylemlerinı içeren A
ve D fıkralanna dayanarak
22 Haziran 1998 tarihve 82
savılı yazı ile Kuruç'a 8 1
oranında aylıktan kesme ce-
zası verdi. Ancak Müsteşar
Aybaş tarafından. Nurcan
Tokar'a gönderilen yazıda.
maaştan kesme cezasının
mahkeme kararlan ve Kül-
tür Bakanı İstemihan Ta-
lay'ın talimatlanna a_\kırı
olarak usulüne uygun \e-
rilmediğinin anlaşıldığı kay-
dedildi. Yanda. aviıktan kes-
me cezasının soruşturma
yapılmadan verilemeyece-
gınin idan mahkeme karar-
M:[usteşar
yardımcısı
Nurcan Tokar,
Bozkurt
Kuruç'a maaş
kesme cezası
verdi. Müsteşar
Aybaş bu
cezaya karşı
çıktı. Kuruç, bir
aylık izne
aynldı.
lan ile kesinleştiği belirtil-
di. Aynca yazıda, Bakan Ta-
lay'ın imzasıyla cezanın v e-
rildiği gün yayımlanan 22
Haziran 1998 tarih ve 10824
sayılı talimatta soruşturma-
cı tarafmdan yapılacak usu-
lüne u>gun biraraştırma ve
soruşturma sonucuna göre
işlem yapılmasınm hükme
bağlandığı anımsatılarak ko-
nuyla ilgili olarak bilgi edi-
nilmesi ve gereğınin yapıl-
ması istendi. Bunun üzeri-
ne Nurcan Tokar'm müste-
şara bir yazı göndererek
Bozkurt Kuruç'un cezayı
almasını sağladığı ileri sü-
rüldü.
Bozkurt Kuruç'un 25
Mayıs tarihli dilekçesini 24
Haziran 1998 tarihinde ya-
nıtlayan Bakan Talay da Ku-
ruç hakkında. 657
sa> ılı ya-
sanın 125. maddesinin
*DevteteaitresmibeJge,araç,
gereç ve benzeıierini özel
menfaat sağlarnak için kul-
lanmak" veu
ikamet ettiği
ilin hudutlannı izinsiz terk
etmek" eylemlenni düzen-
leyen C ve G fıkralanna ay-
kın hareket ettiği gerekçe-
si\le uygulanan başka bir
ceza işlemınin yasadışı ni-
telik taşımadığını bildirdi.
Talay şöylededi:
"Hakkını/da vapılan so-
nışturma ileflgfliolarak >ap-
üğım inceteme sonunda, mü-
fettişlerin görevlerini kendi
>etki \esorumluluklan cer-
çevesinde gerçekleştirdiği,
dolayısıyla da herhangi bir
usulsüziüğün \ehukukaa\-
kınlığın söz konusu olma-
dığL a> nca da diJekçenizde
betirttiğiniz iddialannızla if-
güi olarak yasal bir daya-
nak \v sabit delil gösterile-
mediği anlaşıldığından, di-
lekçenbde ilgili olarak her-
hangi bir işlem yapılması-
na gerek duvulmamıştır."
Bu gelişmeler üzerine
Devlet Tiyatroları Genel
Müdürü Bozkurt Kuruç, bir
ay izne çıkınca. DSP kana-
dı tarafmdan personelden
sorumlu genel müdür yar-
dımcılığına getirtilen Mus-
tafa Nuri Güler(eski sahne
amıri). Kültür Bakanı Ta-
lay tarafından Devlet Tiyat-
rosu Genel Müdürlüğü'ne
vekâleten atandı. Oyuncu
kadrosunda bulunan Rahmi
Dilligil ise Tamer Levent"in
genel müdürlüğünden bu
vana vekâleten idari mali
işlerden sorumlu genel mü-
dür yardımcısı olan Gürcü
Yalçm'ın yerine getirildi.
Bu arada Devlet Tiyatro-
ları Genel Müdürlüğü'ne
ilk kez seçim kazanarak ge-
len ve iki yıl genel müdür-
lük yaptıktan sonra Bozkurt
Kuruç'un açtığı davanede-
ni>ie eski görevine, sanat
işlerinden sorumlu genel
müdür yardımcılığınageti-
rilen Tamer Levent. üç bu-
çuk yıldır Kuruç tarafından
kızakta tutuluyor. Şimdi
Dev let Tıyatrolan'nda, Ku-
ruç'un )erine Tamer Le-
vent'in vekâlet ermesi gere-
kırken. Bakan Talay'a yakın
eski sahne amiri Mustafa
Güler'in atanması konuşu-
luvor. Maaş cezası alan. si-
cıli bozulan genel müdürün
görev de kalması soz konu-
su olamayacağı için, Boz-
kurt Kuruç'un görevden
alınması bekleniyor.
Kaçıklık Diploması'nın çekimlerinin bu ay sonunda tamamlanması bekleniyor
'Birkadın, birsevgifilmV
FECİRALPTEKrv
TunçBaşaran'ın yeni filmi 'Kaçıklık
Diploması'nm çekımleri 15 Haziran'dan
bu yana sürüyor. Yapımcılığını Mine
Film'inüstlendiği veAyşeNU'ingerçek
yaşamöyküsünden sinemaya uyarlanan
filmin bu ay sonunda tamamlanması
bekleniyor. Film manik depresıf bir ka-
dının yalnızca kendi gücüyle gerçekleş-
tirdiği iyileşme sürecini anlatırken, bu
süreçte Türkiye'nin geçirdiği sosyal ve
polıtik gelişıme de ışık tutuyor.
'kaçıklık Diploması'nın senaryosu da
Tunç Başaran'a aıt. Başrolleri Ayda Ak-
selveSelçukYöntenıüstleniyorlar. Mü-
zikler Medim Ot>am tarafından hazırla-
nıyor. Başaran. müziklerin hastalığın
iniş ve çıkışlannı yansıtacak bir nıtelik
taşıyacağını belirtiyor. Filmin sözlü tek
parçasında ise kavahanın imzası ola-
cak. Türk - Fransız ve Macar ortak ya-
pımı olarak gerçekleştirilecek fılme Av-
rupa Konsevi Filmleri Destekleme Fo-
nu, Eurimages'ın 1 milyon 200 bın Fran-
sız Frangı tutannda desteği var. Miksa-
jı Macaristan'da. montajı Fono Film'de
yapılacak olan filmin v izyona gınş ta-
rihi 9 Ekitn.
Başaran. edebıyat )apıtını sinemaya
uyarlamanın kolay bir iş olmadığını sö> -
lüyor. Başaran'a göre edebiyat ve sine-
ma birbirinden ayn iki sanat. Ikisinin de
birbirine yardımcı olabilecekleri nokta-
lar, verebıleceklen şeyler var. Bir kita-
bı sinemaya birebir uyarlamak ise müm-
kün değı1. "O zamanfibndeğü. kitap\a-
piTOrsunuzdur zaten" diyor. Başaran.
u
Doğru olan, vönetmenin. okuduğu ki-
tabın içinden kendine en >akın bulduğu
şe>i seçip,onun üzerine birsenano oluş-
turması". Kitabın yazan Nıl'in filme
sık sık müdahale etmesinden rahatsız
olduğunu da dile getiriyor.
Öte yandan Başaran. çekimlerin bir
kısmına mekân olan Erenköy Ruh ve
SinirHastalıklanHastanesi'ndegördük-
leri ilgiden çok memnun. Başhekim. ça-
lışanlar ve hastalann yardımlanyla. ken-
• Yönetmen
Tunç Başaran,
Ayşe Nil'in
gerçek
yaşamöyküsünden
sinemaya
uyarladığı filmi
kadınlann çok
seveceklerini
belirtiyor.
dilerini evlerindeymiş gibi hıssettikleri-
ni ve rahat bir ortamda çalıştıklannı söy-
lüvor. Birev, birmotel. birçıftlik. Fener-
bahçe Parkı. Taksim Meydanı ve sokak-
lar da filmin diğer mekânlan. Başaran
'Kaçıkhk Diploması'nın bir kadın. bir
sevgi filmi olduğunu belirtiyor.
Insanm evTenselüğL..
Başaran ve oyuncular fılm setinde bü-
yük bir uyum içinde çalışıyorlar. Başa-
ran. çekimlerin çok iyi gittiğini anlatır-
ken özellıkle de oyunculann gösterdiği
performanstan ne kadar memnun kaldı-
ğını dile getirivor: "Ayda Akscl benim
aklımdaki listede zaten vardı. Selçuk
Yöntem'le birlikte oynadıklan Herke-
sin Bildıği Sırlar" ovununu izledikten
sonra kesin karar verdim. Filmde oldu-
ğu gibi oyunda da bir çifti canlandırma-
larmın bize katkısı olacağını tahnıin et-
miştim, öyle de oldu. Oyuncularla her-
hangi bir taktik çalışmama bile gerek
yok, çünkü onlar zaten işlerüıi mükem-
mel biçimde yapıyoıiar. Onlann başan-
sı. senaryov u daha da rvi hale getirivor.".
Oyuncular da Ba^aran'la çalışmak-
tan ne denli memnun olduklannı ve çok
iyi anlaştıklannı belirtiyorlar. Yöntem,
"Çok ke\ iflL esprili ve knrak bir >önet-
men. Oyuncunun her özelliğini algılayıp
değerlendirebilİTOr, huzurlu bir ortam
sağhyorsize" sözleriyle anlatıyor Başa-
ran'ı. Yöntem, Aksel ile tiyatro sahne-
sindekı beraberliklerinin de filme olum-
lu biçimde yansıdığıru belirtiyor.
Aksel de
u
O>ııncu yönetmeyi çok iyi
bilen. oyuncu psikolojisinden çok i>i an-
lavan biri" olarak tanımlıvor Başaran'ı.
"DolavTSJvia sian getirdiğiniz önerilereaçık
ve aklınızdan geçenleri hissedebiune ye-
tisine sahip."
Yöntem. herkesin filmden. kendi al-
gılama noktasmdan. kendini ilgilendiren
bir şeyler alacağına inanıyor: "FTlmi iz-
leyen herkes insanın cvrenselliğini de-
ğerlendirme flrsat bulacak". Filmde Ak-
sel'in. yani manik depresif bir kadınm
kocasmı canlandıran Yöntem, rolüne
hazırlanmak için özel bir çalışma yap-
madığını. sinemada da tiyatroda da sez-
gilerine. duygularına, içgüdülerine ve
metnı algılama >etisine güvendığinı söy-
lüyor. Yöntem, tiyatro oyunculuğunun
çok daha zor olduğunu da sözlerine ek-
liyor.
Aksel ise rolüne. doktorlarla görüşe-
rek, kendi anlayabileceği dılde dökü-
manlan inceleyerek ve metinden yola
çıkarak hazırlanmış.
Aksel "Mülkiye mezunu.akıDıvekül-
türiü. gelir düzevi vüksek bir kadının.
kötübirevlilik>'e se%gisiz bir geçmişin ar-
dından vakalandığı hastalığın kontrolal-
üna alınma süreci" olarak özetliyor fil-
min övküsünü. "Kadın, hastalığıvia ta-
nışiyor vezaman içinde bu hastalıkla ba-
nşmayı öğreni>wr."
Selçuk Vöntem, manik depresif bir kadının, Ayda Aksel'in kocası rolünde. (Fotoğraflar. KLBİLAY TÜNTÜL)
IŞILDAK VE YELPAZE
ATİLLA BİRKİYE
Bir Sabah
Güne erken başlamanın keyfi bir başkadır. Güne er-
ken başlamak her şeyden önce insana "zaman" ka-
zandınr.
Üstelik sabahın huzuruna da tanık olursunuz. He-
le sıcak yaz günleriyse yaşanan, sabahın serinliği si-
ze huzur verir.
Ama öte yandan gecenin sessizliğindeki "çalış-
ma"yı da ihmal edemezsiniz.
Yine de sabah, sabahtır işte. Uykunuzu almış ya da
almamış olsanız da sabah, günün başlangıcıdır; ve gü-
ne başlamanın en iyi yolu gazeteleri okumaktır.
Gazetelerinizi, henüz kendinize gelmeden, yani af-
yonunuz patlamamışken, bakkalınızdan, marketiniz-
den ya da bayinizden alır, eklerini kontrol eder; size
sunulan "promosyon"u geri çevirip, kahvenizin ya da
pastanenizin yolunu tutarsınız.
Gazetenizi rahatlıkla okuyacağınız, aynı zamanda
sabah kahvaltınızı, çok "ayrıntılı" olmasa da yapabi-
leceğiniz, sakin, hoş yerleriniz olmalıdır.
Ama böyle yerlerin büyük bir tehlikesi de vardır.
Bir-iki gidildikten, biraz duyulduktan sonra kalabalık-
laşır. Oturacak masa bulamadığınız zamanlar bile olur.
Sanki, birdenbire tüm istanbul'un sabah kahvaltı-
sını orada yapma zorunluluğu doğmuştur!
Sevdiğiniz yerleri yazı konusu yapmanın getirece-
ği sonuç da -belki işletme açısından yararlı olabilir-
kalabalıklaşmadan başka bir şey değildir.
Poğaçanız, böreğiniz ya da sandviçinizden bir ısı-
nk alıp çayınızı yudumlarken, "dün "ün olaylannı ve de
yorumlannı okumak son derece keyiflidir.
Yazılanlar yüzünüzü buruştursa da yorumlar canı-
nızı sıksa da durumun "kendisi" hoş olduğundan key-
finiz hep yerindedir.
Arnavutköyü'ndeki Bahar pastanesi de bu tür me-
kânlann başında gelir. Adını anmayı kendi açımdan
sakıncalı bulmuyorum; çünkü "yeterince" müşterisi
vardır!
Özellikle de hafta sonlan...
Oysa kimi gazeteci arkadaşlanmız burayı "yazma-
dan" önce, tam da yukanda betimlediğim bir güne baş-
lama mekânıydı. Gerçi, işletmecisi bundan memnun
muydu; doğrusu bilmiyorum.
Sabahın serinliğinde gazeteleri alıp oraya gitme
alışkanlığı var, yine de.
Ama keyfi var diyemiyorum!
Kalabalıktan, bir-ikisinin yüksek sesle konuşma-
sından pek rahatsız olmuyorum. Çünkü eninde so-
nunda burası Türkiye ve insanlar birbirlerine doğal ola-
rak saygı duymaz!
Ama gelgelelim, şu sesleri birtürlü kesilmeyen, çe-
şitli tellerden şakıyan cep telefonlan var ya; işte onlar
artık keyif kaçıncılar. Hatta çileden çıkancıiar...
Boğazın kendine özgü, insanı yaşama karşı moti-
ve eden kokusu içinde, bir şeyler okumaya, bir şey-
ler içmeye, yemeye çabalarken, etrafınızda durmadan
öten küçük aletçiklerin olması, her ne kadar yirmi bi-
rinci yüzyıl görüntüsü olarak tanımlansa da doğrusu
hiç hoş değil.
Başkalarının ekonomik durumu, işyeri sorunları,
metreslerinin beden ölçülerinin kaç olduğu; amcası-
nın, kızının, annesinin sağlık durumu, arkadaşının sev-
gilisini terk edipetmediği ya da sevgiiisi tarafından terk
edilip edllmediği, biraz sonra teşrif edecek bir başka
arkadaşının trafik problemi; adamın parasının mark-
tan dolara bir an önce çevrilmesi beni ya da bir baş-
kasını niye ilgilendirsin.
Istanbul'da yaşayan birileri olarak zaten birçok so-
runumuz varken, başkalannın sorunlanna, dertlerine
niye kafa yoralım!
Bazen dört kişinin oturduğu birmasada, dördünün
de bir "kuartef gibi telefon konuşma icraatları, ga-
zete okumanın da, güne başlamanın da, kahvaltının
da, çayın da keyfini kaçınyor.
Üstelik Bahar pastanesinde oturmanın zevkini de
alıp götürüyor.
Hele de yanınıza "anlarınızı yazdığınız defteri alıp
Boğaz'ın büyülü atmosferinde bir şeyler yazmaya, şi-
irin sınırlannda, yazının büyülü evreninde dolaşmaya
"niyet" etmişseniz...
Bu durumda "çileden çıkmamak" acaba, olanaklı
mı?
hmifte Uluslanarası Sokak
Tiyatroları Festivali
• Kültür Servisi - Izmit Büyükşehir Belediyesi
Şehir Tiyatrosu ile Fuar Müdürlüğü 15 Temmuz-15
Ağustos tarihleri arasında lzmit Uluslararası
Sokak Tiyatrolan Festivali düzenliyor. Festivale
lngiltere, Fransa, Romanya'dan olmak üzere üçü
yabancı toplam 11 grup katılacak.
(0262-232 15 47)
Enis Batur 'Açık Görüş'te
• Kültür Servisi - Enis Batur, bu akşam Kürşat
Bumin'in hazırladığı 'Açık Görüş' programına
konuk oluyor. Samanyolu T\"de yayımlanan
programın saati 23.00. Batur. canlı yayında 'Yeni bir
yüzyılın eşiğinde kültür' konusunda konuşacak.
NH(iforos Metaxas, Heybeliada'da
• Kültür Servisi - Son yıllann Yunanlı banş
temsilcisi Nikiforos Metaxas hayran olduğu ve 3.5
yıldır yaşadığı Heybeliada'da müzikseverlerle
buluşacak. Metaxas, Sadık Bey Plajı'nda 11
Temmuz Cumartesi günü saat 20.00'de Moda Su
Sporlan yaranna konser verecek. (Rezervasyon için:
0216-351 90 16)
5. ULUSLARARASI ISTANBUL CAZ FESTİVALİ
BUGUN
• HARBİYE AÇIKHAVA TİYATROSU'nda saat
21.00'de Terence Blanchard Quintet müzikseverlerle
buluşacak.
• CRR KONSER SALONU'nda saat 19.00'da
Dave Holland Quintet konser verecek.
ROXY'de tlhan Erşahin ve Wax Poetic saat 23.30'da
müzikseverlerle buluşacak.
• AKM BlTVtlK SALON'da KODO saat 19.00'da
konser verecek.
• GRAMOFON'da saat 23.00'de Tahsin Ünüvar
Dörtlüsü konser verecek.
YARIN
• HARBİYE AÇIKHAVA TİYATROSU'nda saat
21 00'de Jorge Pardo & Carlos Benavent Jazz
Flamenco All Star Band Brooklyn Funk Essential &
Laço Tayfa izleyicılerle buluşacak.
• CRR KONSER SALONU'nda saat 19.00'da 'A
Tribute to cal Trajer' featuring D. Samuels, E.
Palmieri. D. Valentin müzikseerlerle buluşacak.
• ROXY'de saat 23.30'da Ilhan Erşahin & Wax
Poetic konser verecek.
• GRAMOFON'nda saat 23.00'de S. Köse & C.
Ayer & V Öktem & Ç. Yıldız izleyicilerle
buluşacak.