24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 TEMMUZ 1998 PERŞEMBE 12 KULTUR Dave Holland Beşlisi, KODO, Terence Blanchard Beşlisi ve Ella Fitzgerald anısına konser IstanbuFiın her yerînde caz var LÂLE KUYUCL Bugün festivalin ençarpıcı günlerinden biri. Her mekânda çok keyifli konserler var. Günün ilk konserleri Dave Holland Beşlisi'mn CemalReşit Rey'dekı konsen ve Japon davullanndan oluşan KODO'nun Atatürk Kültür Merkezı'ndeki gösterisi. Her iki konser de saat 19.00'da başlaya- cak. Bu da demektir ki festival müdavim- lerini zorbirseçimbekliyor. BiryandaJa- ponya'dan kalp atışlan. diğer yanda da ca- zın kalp atışlannı taşıyan usta bir basçı var. Da\e Holland tstanbul'a bukez trom- boncu Robin Eubanks,saksofoncu Chris Potter. \ ibrafoncu Steve Nebonvedavul- cu Billy Kilson'la konuk olacak. Holland, basın caz içinde geçirdiği ev - rimsel gelişimin babalanndan. Çağdaş cazın önemli bestecilerinden biri ve kol- tuğunun altında gitar. piyano \e çelloyu da taşıyor. Hiç vazgeçmediği basıyla dost- luğu çok eskilere gidiyor. Holland, yolun başında Ronny Scott, Kenny VVheeler ve Evan Parker'la çalıştı. Bir süre Miles Da- vis'in okul ruhu taşıyan gruplannda ba- sını konuşturdu. Miles Davis"ten sonra gnıp arkadaşı Chick Corea'yla birlikte Circle'ıoluşturdu. Bu grubun içinde Ant- hony Braston ve Bam Attschul da var- dı. Dave Holland, uzun yolculuğunda Thelonius Monk, Stan Getz ve Sam Ri- vers'la da çaldı. John Abercrombie ve Jaek de Johnett'le birlikte açtığı Gate- \vay"le hayli ılginç ızlerbıraktı. Dream of the Elders'taherzamankinden farklı şey- ler söyledi. Holland için bu albiim degi- şik limanlara doğru yelken açmadan ön- ce eski zincirleri tümüyle kınp yenileri- ni oluşturmak anlamını taşıyordu. Böy- le bir çaba ancak cesur müzisyenlerin harcı. Dave Holland içinse, sadece pe- şinde olduğu melodinin anlatım gücünü ötelemek adına yeni bir adım. Cazuı kalp afaşlarmı taşıyan usta Basın 60"lı ve "O'li yıllardan 80'lere doğ- ru degişimini sırtlayanlardan biri de Hol- land oldu. Cazın onda atan nabzını bu "akşam bize bir kez daha anlatacak. Caz- 1 severler içe bakışın ustalarından Dave Holland'la birlikte olacak. Bu yılki beş- lisinde yer alan Robin Eubanks, cazın müzik ailelerinden birinden geliyor. Bir yanında kardeşi Kevin Eubanks, diğer yanında amcası RayBryantvar. Eubanks. aralannda Art Blakey ve sağlam caz oku- lu Jazz Messengers, Talking Heads, Patti LabeUe, Tonv Bennet, McCoy Tyner, Da- ULUSUUtAMSI İSTAMBUL CAZ FISTİIHtlİ 'ugün festivalin en çarpıcı günlerinden biri. Her mekânda çok keyifli konserler var. Müdavimleri zor bir seçim bekliyor. Gece caz efsaneleriyle sürecek. ve Holland ve Eddie Palmieri'nin de bu- lunduğu geniş ve ilgınç bir müzik ailesi- nın de ızlerini taşıyor. Steve Nebon da bu yılki festivalin el üstünde tuttuğu vibra- fonculardan biri. kenny Barron, Johnny Griffin. Mulgrew Miller, Levvis Nash, Da- vid "Fathead" Newman ve Kenm VV'er- ner'ın basçısı Ray Dnımmondın da ara- lannda bulunduğu birçok albümü v e kon- seri var. Grubun saksofoncusu Chris Pbt- ter Nevv York'ta yetişmiş bir müzisyen. Red Rodney beşlisinden sonra Mingus Big Band, Paul Motian, Steve Swalkw, Kenm Werner ve John Pattitucci'ye uzanan bir deneyimi var. Grup li- deri olarak çıkardığı son albü- münde vanında John Scoficld. Jack de Johnette ve Dave Hol- land vardı. Festivalin 9 Temmuz ışığı ge- ce de parlıyor. Işığı önce Teren- ce Blanchard Beşlisi dev ralacak. Blanchard geçen vıl konuk et- tiğımız enstrüman kardeşleri Wynton Marsalis ve Nicholas Payton gibi N'evv Orleanslı bir müzisyen. Baba Marsalis'in en parlak öğrencilerinden biri, çok da iyi biröykücü. Blanchard'ın doygun ve oturmuş trompet tonu ilk gün- den beri fark ediliyor. Onu ilk fark eden- ler arasında Lionel Hampton ve Art Bla- key vardı. Terence Blanchard'ın trompe- tınde Miles Davis'in 6O'lı yıllardaki tmı- sını yakalav anlar yanılmıyor. Ama Blanc- hard lirik anlatımcılığıyla Clifford Bnmn'un yolunda. Sakn ve yavaş yoi aiı- dinleyici kattı. Sinemaylacazın beraber- liğinden her zaman keyifaldı. Sugar Hill, Assault at West Point. The Inkwell. Spi- ke Lee imzalı School Daze, Crooklyn. Do the Right Thing. Mo' Better Blues ve Malcolm X, bu keyfı bizlere de yansıttı- ğı çalışmalardan birkaçi. Cazestetiğini her geçen gün geliştiren Terence Blanchard'ın müziğinde hâlâ keşfedilmeyi bekleyen tatlar var. Cazın dıl ınde konuşuyor Blanc- hard; caz geleneğını kucaklıyor. Gelene- ğin emin ellerde yaşadığına bu gece bir kez daha tanık olacağız. Caz efsaneleri Açıkhava 'da yor Blanchard; hiç acelesi yok. Adının ga- zetelerde doğru vazılmasıyla mutlu ola- cak kadar da alçakgönüllü. Elindeki caz duygusunun farkında ve gideceği yeri de çok iyi biliyor. 1996'da han Lins'le bir- likte imzaladığı The Heart Speaks albü- münde ve daha önce Ladv Da> 'e adadı- ğı Bilfie HoüdaySongbook'lapeşineçok Soluklanın. Caz gecesi EUa Fitz- gerald'ın anısına yakışırbirkon- serle sürecek. Her caz şarkıcı- sında Fitzgerald ın eşine az rast- lanır hazinesinden biraz var. Şaşırtıcı scat ustalığı, inanılmaz caz sevgisiyle Ella hiç kuşku- suz en parlak yıldızlardan bi- ri. Anı konsennın müzik yö- netmeni. Count Basıe orkest- rasının sağ kolu olan ve Ba- s ı e n ' n göçüşünden sonra or- kestrayı yaşatan koca Frank Foster. Zamanında orkestra- nın çağdaş yüzü olarak nitelenen Foster'ı bugünlere taşıyan özelliği de bu. Foster. Lester Young'm mirasma bop kültürünü katıştıran tenorculanndan biri. Bu gece El- la'y ı selamlayanlar arasında Tomıny Fla- nagan ve Grady Tatede var. Tate ve Hamp- ton da Frank Foster gibi Ella'yla sahne ve aibünı paylaşmış müzısyenler. Cazuı çı- narlanndan Tommy Flanagan. Ella'nın yanı sıra Tony Bennett'e eşlik ettiği kon- serler ve albümlerle de tanınıyor. Bud Pb- weU'dan bugüne taşıdığj mirası Miles Da- vis. Coleman Havvkins ve Sonny Rollins'le depaylaşmıştı. Detroitli usta, hard-bop'un en sıcak yorumlanndan birini yakaladı. 1978"de Hank Jones'la imzaladığı "Our Delight" albümünde caz tarihinin en güç- lü ikili pi>ano besteleri saklı. Grady Ta- te, güçlü svving duygusuyla şarkı söyle- mekten hiç vazgeçmeyen nadir davulcu- larından biri. Bu konserde o da Marlena Shaw'a katılacak. Milt Jackson, festiva- lin bu yıl çokça kucakladığı vibrafonun ustalanndan; Modern Jazz Quartet'in de demirbaşlanndan. Vokalde Mariena Shaw Yapı Kredi Festivali'nde Gary Burton'ı ızlemiştik. Bugün iki ayn konserde izle- yeceğimiz Steve Nelson ve Milt Jackson, yann da Cal Tjader anısına sahne alacak olan Dave Samuels var karşımızda. Vib- rafon da yavaş yavaş keşfedilen caz ses- leri arasmdaki yerini alıyor. Trompetçi Jon Faddis on yıl önce Diây GiUespie'nin büyük orkestrasıyla Istanbul'a gelmişti. Dizzy'nin el verdiği en yetenekli mûzis- yenlerden biri; kolay kolay unutulmaya- cak bir karizması var. Tromboncu Süde Hampton'ın caza sol eliyle attığı imza hiç solmadı. I959'da Miles Davis'in on yıl- lık Capitol orkesrrasını modernize edip "souTa yakınlaştırdı. Uzun yıllar Avru- pa'da yaşadı ve birçok değişik müzisyen- le çalıştı. En uzun ve verimli işbirliğini 6O'lı yıllarda nev-i şahsına münhasır Dex- ter Gordonla kurdu. On yıl sonra Ame- rika'da World of Trombone'un fikir ba- basıydı. Grup. aralannda Curtis Fuller ve Janke Robinsonın da bulunduğu do- kuztrombonyeteneğininsesini 1979'da- ki bir kayıtla duyurdu. Slide Hampton. trombonculuğunun yanı sıra çok da iyi bir besteci ve düzenlemeci. Maynard Fer- guson için yazdığı "Fugue". hâlâ cazın en önde gelen fuglerinden biri. Slide Hamp- ton ve Grady Tate katıldıklan Gramofon gecesiyle Istanbul'a ısındılarbıle... Efsa- nelenn yanında vokalde Marlena Shaw, basta da Keeter Betts yer alacaklar. Ella Fitzgerald rahatsızlığı nedeniyle Istan- bul'a gelememışti. Butarihsel konser onu da bize yakınlaştıracak. Konser sırasın- da başınızı kaldınp lacivert gökyüzüne bakmayı unutmayın. Ella arkadaşlannı ve bizleri oradan selamlıyor olacak; ta- bii kocaman bir kahkahayla. Bakanhkta Kuruç bunahnu MüsteşarAybaş ileMüsteşar Yardımcısı Tokar, Bozkurt Kuruç komısunda anlaşmazlığa düştü ANKARA (Cumhuriyet Büro$u) - Kültür Bakanlığı Teftiş Kurulu'nca hakkın- da soruşturma başlatılan Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Bozkurt kuruç'a verilen disiplın cezalan ba- kanhkta knz yarattı. Kültür Bakanlığı Müsteşan Osman Tekin Aybaş'ın. Kuruç'un aldığı 18 maaş kesimi ce- zasına "usulüne uygun ve- rihnedigi'" gerekçesiylekar- şı çıktığı öğrenildi. Görev- den alınmak istenen Boz- kurt Kuruç, izne avnldı. Edınilen bilgive göre Kül- tür Bakanı İstemihan Talay, Bozkurt Kuruç hakkında teftiş başlatmıştı. Bu tefti- şin sonucunda müfettışler. Kuruç hakkında 8 konuda suç unsuru bularak rapor hazırladı. Fakat bu rapor. uzun bir süre Kültür Baka- nı Talay tarafından gözardı edildi. Bu arada müsteşar yardımcısı Nurcan Tokar. bir o>unun galasına gitti- ğinde >anlış yere oturtul- duğu için yerinden kaldın- lınca Kuruç'a ihtar cezası verdı. Ancak Kültür Bakan- lığı Müsteşan Osman Te- kin Ay baş,bu kmama ceza- sını kaldırdı. Bu kez Tokar. 8 1 oranında maaş kesme cezası \ennce. Müsteşar Ay- baş. bu cezaya karşı çıktı. Kuruç'un bir izne ayrılma- sına neden olan olaylar şöy- le gelişti: Kültür Bpkanlığı Müste- şar Yardımcısı Nurcan To- kar tarafından Bozkurt Ku- ruç'a. protokolde hata yapıl- dıgı gerekçesıyle kınama ce?ası verildi. Ancak Ku- ruç 'un yaptığı başvuru üze- rine Müsteşar Aybaş. 18 Mart 1998 tarihve 569 sa- yılı yazısı ile kınama ceza- sını kaldırdı. Müsteşar Yardımcısı To- kar. daha sonra 657 sayılı Devlet Memurları Yasa- sı'nın 125. maddesinin "Ka- sû olarakverilenemirvego- revleri tam ve zamanında yapmamak,görev mahalin- de kurumlarca belirlenen usul ve esaslan yerine getir- nitmek. görevle UgiB resrai betge, araç \e gerecjeri ko- rumamak, bakınıını yap- mamak, hor kullanmak" ve "Görevleilgili konularda >ü- kümlüolduğu kişilereyalan \e yanlış beyanda bulun- mak" eylemlerinı içeren A ve D fıkralanna dayanarak 22 Haziran 1998 tarihve 82 savılı yazı ile Kuruç'a 8 1 oranında aylıktan kesme ce- zası verdi. Ancak Müsteşar Aybaş tarafından. Nurcan Tokar'a gönderilen yazıda. maaştan kesme cezasının mahkeme kararlan ve Kül- tür Bakanı İstemihan Ta- lay'ın talimatlanna a_\kırı olarak usulüne uygun \e- rilmediğinin anlaşıldığı kay- dedildi. Yanda. aviıktan kes- me cezasının soruşturma yapılmadan verilemeyece- gınin idan mahkeme karar- M:[usteşar yardımcısı Nurcan Tokar, Bozkurt Kuruç'a maaş kesme cezası verdi. Müsteşar Aybaş bu cezaya karşı çıktı. Kuruç, bir aylık izne aynldı. lan ile kesinleştiği belirtil- di. Aynca yazıda, Bakan Ta- lay'ın imzasıyla cezanın v e- rildiği gün yayımlanan 22 Haziran 1998 tarih ve 10824 sayılı talimatta soruşturma- cı tarafmdan yapılacak usu- lüne u>gun biraraştırma ve soruşturma sonucuna göre işlem yapılmasınm hükme bağlandığı anımsatılarak ko- nuyla ilgili olarak bilgi edi- nilmesi ve gereğınin yapıl- ması istendi. Bunun üzeri- ne Nurcan Tokar'm müste- şara bir yazı göndererek Bozkurt Kuruç'un cezayı almasını sağladığı ileri sü- rüldü. Bozkurt Kuruç'un 25 Mayıs tarihli dilekçesini 24 Haziran 1998 tarihinde ya- nıtlayan Bakan Talay da Ku- ruç hakkında. 657 sa> ılı ya- sanın 125. maddesinin *DevteteaitresmibeJge,araç, gereç ve benzeıierini özel menfaat sağlarnak için kul- lanmak" veu ikamet ettiği ilin hudutlannı izinsiz terk etmek" eylemlenni düzen- leyen C ve G fıkralanna ay- kın hareket ettiği gerekçe- si\le uygulanan başka bir ceza işlemınin yasadışı ni- telik taşımadığını bildirdi. Talay şöylededi: "Hakkını/da vapılan so- nışturma ileflgfliolarak >ap- üğım inceteme sonunda, mü- fettişlerin görevlerini kendi >etki \esorumluluklan cer- çevesinde gerçekleştirdiği, dolayısıyla da herhangi bir usulsüziüğün \ehukukaa\- kınlığın söz konusu olma- dığL a> nca da diJekçenizde betirttiğiniz iddialannızla if- güi olarak yasal bir daya- nak \v sabit delil gösterile- mediği anlaşıldığından, di- lekçenbde ilgili olarak her- hangi bir işlem yapılması- na gerek duvulmamıştır." Bu gelişmeler üzerine Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Bozkurt Kuruç, bir ay izne çıkınca. DSP kana- dı tarafmdan personelden sorumlu genel müdür yar- dımcılığına getirtilen Mus- tafa Nuri Güler(eski sahne amıri). Kültür Bakanı Ta- lay tarafından Devlet Tiyat- rosu Genel Müdürlüğü'ne vekâleten atandı. Oyuncu kadrosunda bulunan Rahmi Dilligil ise Tamer Levent"in genel müdürlüğünden bu vana vekâleten idari mali işlerden sorumlu genel mü- dür yardımcısı olan Gürcü Yalçm'ın yerine getirildi. Bu arada Devlet Tiyatro- ları Genel Müdürlüğü'ne ilk kez seçim kazanarak ge- len ve iki yıl genel müdür- lük yaptıktan sonra Bozkurt Kuruç'un açtığı davanede- ni>ie eski görevine, sanat işlerinden sorumlu genel müdür yardımcılığınageti- rilen Tamer Levent. üç bu- çuk yıldır Kuruç tarafından kızakta tutuluyor. Şimdi Dev let Tıyatrolan'nda, Ku- ruç'un )erine Tamer Le- vent'in vekâlet ermesi gere- kırken. Bakan Talay'a yakın eski sahne amiri Mustafa Güler'in atanması konuşu- luvor. Maaş cezası alan. si- cıli bozulan genel müdürün görev de kalması soz konu- su olamayacağı için, Boz- kurt Kuruç'un görevden alınması bekleniyor. Kaçıklık Diploması'nın çekimlerinin bu ay sonunda tamamlanması bekleniyor 'Birkadın, birsevgifilmV FECİRALPTEKrv TunçBaşaran'ın yeni filmi 'Kaçıklık Diploması'nm çekımleri 15 Haziran'dan bu yana sürüyor. Yapımcılığını Mine Film'inüstlendiği veAyşeNU'ingerçek yaşamöyküsünden sinemaya uyarlanan filmin bu ay sonunda tamamlanması bekleniyor. Film manik depresıf bir ka- dının yalnızca kendi gücüyle gerçekleş- tirdiği iyileşme sürecini anlatırken, bu süreçte Türkiye'nin geçirdiği sosyal ve polıtik gelişıme de ışık tutuyor. 'kaçıklık Diploması'nın senaryosu da Tunç Başaran'a aıt. Başrolleri Ayda Ak- selveSelçukYöntenıüstleniyorlar. Mü- zikler Medim Ot>am tarafından hazırla- nıyor. Başaran. müziklerin hastalığın iniş ve çıkışlannı yansıtacak bir nıtelik taşıyacağını belirtiyor. Filmin sözlü tek parçasında ise kavahanın imzası ola- cak. Türk - Fransız ve Macar ortak ya- pımı olarak gerçekleştirilecek fılme Av- rupa Konsevi Filmleri Destekleme Fo- nu, Eurimages'ın 1 milyon 200 bın Fran- sız Frangı tutannda desteği var. Miksa- jı Macaristan'da. montajı Fono Film'de yapılacak olan filmin v izyona gınş ta- rihi 9 Ekitn. Başaran. edebıyat )apıtını sinemaya uyarlamanın kolay bir iş olmadığını sö> - lüyor. Başaran'a göre edebiyat ve sine- ma birbirinden ayn iki sanat. Ikisinin de birbirine yardımcı olabilecekleri nokta- lar, verebıleceklen şeyler var. Bir kita- bı sinemaya birebir uyarlamak ise müm- kün değı1. "O zamanfibndeğü. kitap\a- piTOrsunuzdur zaten" diyor. Başaran. u Doğru olan, vönetmenin. okuduğu ki- tabın içinden kendine en >akın bulduğu şe>i seçip,onun üzerine birsenano oluş- turması". Kitabın yazan Nıl'in filme sık sık müdahale etmesinden rahatsız olduğunu da dile getiriyor. Öte yandan Başaran. çekimlerin bir kısmına mekân olan Erenköy Ruh ve SinirHastalıklanHastanesi'ndegördük- leri ilgiden çok memnun. Başhekim. ça- lışanlar ve hastalann yardımlanyla. ken- • Yönetmen Tunç Başaran, Ayşe Nil'in gerçek yaşamöyküsünden sinemaya uyarladığı filmi kadınlann çok seveceklerini belirtiyor. dilerini evlerindeymiş gibi hıssettikleri- ni ve rahat bir ortamda çalıştıklannı söy- lüvor. Birev, birmotel. birçıftlik. Fener- bahçe Parkı. Taksim Meydanı ve sokak- lar da filmin diğer mekânlan. Başaran 'Kaçıkhk Diploması'nın bir kadın. bir sevgi filmi olduğunu belirtiyor. Insanm evTenselüğL.. Başaran ve oyuncular fılm setinde bü- yük bir uyum içinde çalışıyorlar. Başa- ran. çekimlerin çok iyi gittiğini anlatır- ken özellıkle de oyunculann gösterdiği performanstan ne kadar memnun kaldı- ğını dile getirivor: "Ayda Akscl benim aklımdaki listede zaten vardı. Selçuk Yöntem'le birlikte oynadıklan Herke- sin Bildıği Sırlar" ovununu izledikten sonra kesin karar verdim. Filmde oldu- ğu gibi oyunda da bir çifti canlandırma- larmın bize katkısı olacağını tahnıin et- miştim, öyle de oldu. Oyuncularla her- hangi bir taktik çalışmama bile gerek yok, çünkü onlar zaten işlerüıi mükem- mel biçimde yapıyoıiar. Onlann başan- sı. senaryov u daha da rvi hale getirivor.". Oyuncular da Ba^aran'la çalışmak- tan ne denli memnun olduklannı ve çok iyi anlaştıklannı belirtiyorlar. Yöntem, "Çok ke\ iflL esprili ve knrak bir >önet- men. Oyuncunun her özelliğini algılayıp değerlendirebilİTOr, huzurlu bir ortam sağhyorsize" sözleriyle anlatıyor Başa- ran'ı. Yöntem, Aksel ile tiyatro sahne- sindekı beraberliklerinin de filme olum- lu biçimde yansıdığıru belirtiyor. Aksel de u O>ııncu yönetmeyi çok iyi bilen. oyuncu psikolojisinden çok i>i an- lavan biri" olarak tanımlıvor Başaran'ı. "DolavTSJvia sian getirdiğiniz önerilereaçık ve aklınızdan geçenleri hissedebiune ye- tisine sahip." Yöntem. herkesin filmden. kendi al- gılama noktasmdan. kendini ilgilendiren bir şeyler alacağına inanıyor: "FTlmi iz- leyen herkes insanın cvrenselliğini de- ğerlendirme flrsat bulacak". Filmde Ak- sel'in. yani manik depresif bir kadınm kocasmı canlandıran Yöntem, rolüne hazırlanmak için özel bir çalışma yap- madığını. sinemada da tiyatroda da sez- gilerine. duygularına, içgüdülerine ve metnı algılama >etisine güvendığinı söy- lüyor. Yöntem, tiyatro oyunculuğunun çok daha zor olduğunu da sözlerine ek- liyor. Aksel ise rolüne. doktorlarla görüşe- rek, kendi anlayabileceği dılde dökü- manlan inceleyerek ve metinden yola çıkarak hazırlanmış. Aksel "Mülkiye mezunu.akıDıvekül- türiü. gelir düzevi vüksek bir kadının. kötübirevlilik>'e se%gisiz bir geçmişin ar- dından vakalandığı hastalığın kontrolal- üna alınma süreci" olarak özetliyor fil- min övküsünü. "Kadın, hastalığıvia ta- nışiyor vezaman içinde bu hastalıkla ba- nşmayı öğreni>wr." Selçuk Vöntem, manik depresif bir kadının, Ayda Aksel'in kocası rolünde. (Fotoğraflar. KLBİLAY TÜNTÜL) IŞILDAK VE YELPAZE ATİLLA BİRKİYE Bir Sabah Güne erken başlamanın keyfi bir başkadır. Güne er- ken başlamak her şeyden önce insana "zaman" ka- zandınr. Üstelik sabahın huzuruna da tanık olursunuz. He- le sıcak yaz günleriyse yaşanan, sabahın serinliği si- ze huzur verir. Ama öte yandan gecenin sessizliğindeki "çalış- ma"yı da ihmal edemezsiniz. Yine de sabah, sabahtır işte. Uykunuzu almış ya da almamış olsanız da sabah, günün başlangıcıdır; ve gü- ne başlamanın en iyi yolu gazeteleri okumaktır. Gazetelerinizi, henüz kendinize gelmeden, yani af- yonunuz patlamamışken, bakkalınızdan, marketiniz- den ya da bayinizden alır, eklerini kontrol eder; size sunulan "promosyon"u geri çevirip, kahvenizin ya da pastanenizin yolunu tutarsınız. Gazetenizi rahatlıkla okuyacağınız, aynı zamanda sabah kahvaltınızı, çok "ayrıntılı" olmasa da yapabi- leceğiniz, sakin, hoş yerleriniz olmalıdır. Ama böyle yerlerin büyük bir tehlikesi de vardır. Bir-iki gidildikten, biraz duyulduktan sonra kalabalık- laşır. Oturacak masa bulamadığınız zamanlar bile olur. Sanki, birdenbire tüm istanbul'un sabah kahvaltı- sını orada yapma zorunluluğu doğmuştur! Sevdiğiniz yerleri yazı konusu yapmanın getirece- ği sonuç da -belki işletme açısından yararlı olabilir- kalabalıklaşmadan başka bir şey değildir. Poğaçanız, böreğiniz ya da sandviçinizden bir ısı- nk alıp çayınızı yudumlarken, "dün "ün olaylannı ve de yorumlannı okumak son derece keyiflidir. Yazılanlar yüzünüzü buruştursa da yorumlar canı- nızı sıksa da durumun "kendisi" hoş olduğundan key- finiz hep yerindedir. Arnavutköyü'ndeki Bahar pastanesi de bu tür me- kânlann başında gelir. Adını anmayı kendi açımdan sakıncalı bulmuyorum; çünkü "yeterince" müşterisi vardır! Özellikle de hafta sonlan... Oysa kimi gazeteci arkadaşlanmız burayı "yazma- dan" önce, tam da yukanda betimlediğim bir güne baş- lama mekânıydı. Gerçi, işletmecisi bundan memnun muydu; doğrusu bilmiyorum. Sabahın serinliğinde gazeteleri alıp oraya gitme alışkanlığı var, yine de. Ama keyfi var diyemiyorum! Kalabalıktan, bir-ikisinin yüksek sesle konuşma- sından pek rahatsız olmuyorum. Çünkü eninde so- nunda burası Türkiye ve insanlar birbirlerine doğal ola- rak saygı duymaz! Ama gelgelelim, şu sesleri birtürlü kesilmeyen, çe- şitli tellerden şakıyan cep telefonlan var ya; işte onlar artık keyif kaçıncılar. Hatta çileden çıkancıiar... Boğazın kendine özgü, insanı yaşama karşı moti- ve eden kokusu içinde, bir şeyler okumaya, bir şey- ler içmeye, yemeye çabalarken, etrafınızda durmadan öten küçük aletçiklerin olması, her ne kadar yirmi bi- rinci yüzyıl görüntüsü olarak tanımlansa da doğrusu hiç hoş değil. Başkalarının ekonomik durumu, işyeri sorunları, metreslerinin beden ölçülerinin kaç olduğu; amcası- nın, kızının, annesinin sağlık durumu, arkadaşının sev- gilisini terk edipetmediği ya da sevgiiisi tarafından terk edilip edllmediği, biraz sonra teşrif edecek bir başka arkadaşının trafik problemi; adamın parasının mark- tan dolara bir an önce çevrilmesi beni ya da bir baş- kasını niye ilgilendirsin. Istanbul'da yaşayan birileri olarak zaten birçok so- runumuz varken, başkalannın sorunlanna, dertlerine niye kafa yoralım! Bazen dört kişinin oturduğu birmasada, dördünün de bir "kuartef gibi telefon konuşma icraatları, ga- zete okumanın da, güne başlamanın da, kahvaltının da, çayın da keyfini kaçınyor. Üstelik Bahar pastanesinde oturmanın zevkini de alıp götürüyor. Hele de yanınıza "anlarınızı yazdığınız defteri alıp Boğaz'ın büyülü atmosferinde bir şeyler yazmaya, şi- irin sınırlannda, yazının büyülü evreninde dolaşmaya "niyet" etmişseniz... Bu durumda "çileden çıkmamak" acaba, olanaklı mı? hmifte Uluslanarası Sokak Tiyatroları Festivali • Kültür Servisi - Izmit Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu ile Fuar Müdürlüğü 15 Temmuz-15 Ağustos tarihleri arasında lzmit Uluslararası Sokak Tiyatrolan Festivali düzenliyor. Festivale lngiltere, Fransa, Romanya'dan olmak üzere üçü yabancı toplam 11 grup katılacak. (0262-232 15 47) Enis Batur 'Açık Görüş'te • Kültür Servisi - Enis Batur, bu akşam Kürşat Bumin'in hazırladığı 'Açık Görüş' programına konuk oluyor. Samanyolu T\"de yayımlanan programın saati 23.00. Batur. canlı yayında 'Yeni bir yüzyılın eşiğinde kültür' konusunda konuşacak. NH(iforos Metaxas, Heybeliada'da • Kültür Servisi - Son yıllann Yunanlı banş temsilcisi Nikiforos Metaxas hayran olduğu ve 3.5 yıldır yaşadığı Heybeliada'da müzikseverlerle buluşacak. Metaxas, Sadık Bey Plajı'nda 11 Temmuz Cumartesi günü saat 20.00'de Moda Su Sporlan yaranna konser verecek. (Rezervasyon için: 0216-351 90 16) 5. ULUSLARARASI ISTANBUL CAZ FESTİVALİ BUGUN • HARBİYE AÇIKHAVA TİYATROSU'nda saat 21.00'de Terence Blanchard Quintet müzikseverlerle buluşacak. • CRR KONSER SALONU'nda saat 19.00'da Dave Holland Quintet konser verecek. ROXY'de tlhan Erşahin ve Wax Poetic saat 23.30'da müzikseverlerle buluşacak. • AKM BlTVtlK SALON'da KODO saat 19.00'da konser verecek. • GRAMOFON'da saat 23.00'de Tahsin Ünüvar Dörtlüsü konser verecek. YARIN • HARBİYE AÇIKHAVA TİYATROSU'nda saat 21 00'de Jorge Pardo & Carlos Benavent Jazz Flamenco All Star Band Brooklyn Funk Essential & Laço Tayfa izleyicılerle buluşacak. • CRR KONSER SALONU'nda saat 19.00'da 'A Tribute to cal Trajer' featuring D. Samuels, E. Palmieri. D. Valentin müzikseerlerle buluşacak. • ROXY'de saat 23.30'da Ilhan Erşahin & Wax Poetic konser verecek. • GRAMOFON'nda saat 23.00'de S. Köse & C. Ayer & V Öktem & Ç. Yıldız izleyicilerle buluşacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle