28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyetİmtivaz Sahibi: Berin ÎVadi Genel Ya\ın Yonetmenı. Orhan Erinç • Genei Yayın K.oordınatörıi HikmetÇe- rinka\a # Yazıışlen Mudüru tbrahim Y'ıldız 0 Sorumlu Mudür. Fikret tlkiz 9 Haber Merkezı Müdurü Hakan Kara 9 Görsel Yönetmen Fikret Eser Di!} Haberier Şinasi Danrçoğlu •taıhbaratCengiz ^ ıldınm • Ekonomı Mehmet Saraç 0 Kultur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir >, ücebnan 0 Makalekr Sami Karaören 0 Duzeltme Abdullah \ azıcı 0 Fotoğraf Erdoğan Köstoğlu •Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yayın kurulu llhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç. Okta> Kurtböke. Hikmet (, ctinkaya. Şükran Soner, Ergun Balcı, tbrahim Yıldız. Orhan Bursah, Muslafa BaJba>, Hakan Kara. AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbav AtaturkBulvanNo: 125,Kaî:4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7hat). Faks- 4195027 • Izmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Zıya Bh 1352 S 2 3Tel 4411220, Faks.44191170Adana Temsikisi ÇetinYiğenoğlu, tnönuCA 119 S.No 1 Kati, Tel 363 12 11, Faks 363 12 15 Muessese Muduru Lstün Akmen # Koordınator Ahmet Korulsan • Muhasebe Bülent Yener#ldare Hüsevin Gürer • tşletme Önder Çelik • Bügı- tşlem Nail tnal 9 Bı!gısa\ar Sısıem Mürirvtf (, iler • Saaş Fazilet Kuza MEDY4 C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Mudur Gülbin Erduran 9 Koordınator Reha Işıtman 9 Genel Mudur YardımciM SevdaÇoban Tel 514 (T 53 - 5139580-5138460-61.Faks 5138463 Va\ımU>an >e Basan: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın \e Ya>ıncılık A Ş Turkocaiı Cad 39 Jl Cağaloğlu 34334 tst PK 246 tslanbul Tel (0 212ı 512 05 05 (20 hatl Fak* (0 2121 513 85 95 8TEMMUZ1998 İmsak: 3 33 Güneş: 5.32 Öğle: 13.16 İkindi: 17.13 Akşam: 20.46 Yatsı: 22.36 www.cumhuriyet.com.tr Telsim kaplama _ İstanbul Haber Servisi - Geçen aylarda 190 trilyon liralık yatınm için atağa kalkan \e yaklaşık 500 bin abonesi bulunan Telsim, şu sıralar kaplama alanı üışmda. Abonelerin sonınlan hakkında ulaşmaya çalıştıgı Telsim'e kayith hiçbir telefon numarası. dün bütün aramalara karşın yanıt vermedı. Birçok abone, telefon faturalannın kendilerine geç gönderıldiğini, böylece faturalan cezalı ödemek zorunda kaldığını belirtti. Gazeteciler için seminer • İstanbul Haber Servisi - Türkıye Gazeteciler Sendikası, "Haber nedir, habercı kımdir" konulu bir seminer düzenleyecek. Marmara Üniversitesi İletışim Fakültesi Öğretim Görevlisi Atilla Girgin'in vereceği seminer, 14 Temmuz günü saat 17.30- 20.00 saatleri arasında Basın Müzesi Konferans Salonu'nda gerçekleşecek. Yalanı da ortaya çıkaracak • CHICAGO(AA)- Polisin yıllardır kullandığı yalan makınesi artık her isteyenın kullanımına olanak tanıyacak. Bilgisayar programı olarak hazırlanan ve kişılerin ses genlımlerinı denetleyen sıstem, frekanslanndaki anormal değışimleri yakalayarak telefondaki bir kişinın yalanını da onun haberı olmadan ortaya çıkaracak. Program ve ses giriş aksesuvarlanyla birlikte 179 dolara satılan sistem aynı zamanda telefona ve diger ses cihazlanna bağlanabiliyor. Ariston'dan 4 milyarlık burs • İstanbul Haber Servisi - Türk tüketıcısıne ilk kez Anston markasıyla 3 yıllık garantı sunan Merloni Elettrodomesticı, çocuklara yönelik resim yanşması sonrasında 4 milyar TL değerinde burs dağıttı. Boeingler Rus göklerinde • İstanbul Haber Servisi - Boeıng'in bugüne kadar ürettıği en uzun yolcu uçağı olan 291 yolcu kapasiteli 777-200Er modeli, Rus hava taşımacılığının önemli şirketlerinden Aeroflot Havayollan'na teslim edildi. Yapılan açıklamada, ikınci uçağın da bu yılın sonunda teslim edileceği belirtildi. Sensation Whîte onaylandı • İstanbul Haber Servisi - Colgate tarafından üretilen Colgate Sensation White diş macunu. Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği ve Eczacılık Fakültesi tarafından onaylandı. Sensation White'ın beyazlatma etkisi ve formülündeki fluorid ile dişleri güçlendirdiği kaydedildi. Yeni Signarin çocuklar ıçın geliştirdiği 'Junıor diş fırçası' ile çocukların diş temizliği ve ağız sağlığmda ıyi sonuçlar elde edilmesinin amaçlandığı vurgulandı. Nemrufa ilgi • GAZİANTEP(AA)- Adıyaman Valisı Kadir Çalışıcı. Adıyaman'ı ziyaret eden yerli ve yabancı turist sayısmda büyük artış yaşandığını, Nemrut ören yerinin büyük ilgı gördüğünü bildirdi. Yöre turizmini olumsuz etkileven "gitmeyin terör var" ıddiasının geçerliliğini yitırdiğini belirten Çalışıcı, "Adıyaman'a 1984 öncesinde yılda 250 bin dolayında turist geliyordu. 1984 ten itibaren terör söylentısi nedeniyle turist gelmez olmuştu. Geçen yıl Adıyaman'a gelen turist sayısı 50 bine ulaştı. Bu yıl 100 bin turist bekliyoruz" dedı. Pul satımı • İstanbul Haber Servisi- Posta Işletmesi Genel Müdürlüğü'nce bırer seri pul ile birer adet ilk gün zarfları satışa sunuldu. Kıyılar boş kaldı, iç piyasaya yönelen turistik tesisler fiyat kırarak bunalımı aşmaya çalışıyor Tıuizıııi beton ve ldrKtik yurdu MERtHAK • Kemer Tanıtım Vakfı Genel Müdürü Abdullah Tekin, turizmde yaşanan bunalımın gerçek nedenlerini şöyle sıralıyor: Dogayı yağmalayıp betonlaştırmada ölçüyü kaçırdık. Yeşil doİcu azaldı, bunun yerini insan kirliliği, ses kirliliği. görsel kirlilik aldı. AB'nin önemi ve insan haklan sorunu bulunan ülkelerin dışlandığını göremedik. şılmış yoğunluğun dışında. Turizmci- lerin verdiği bilgilere göre Akdenız neredeyse boş. Ege kıyılanndaki turis- tik beldelerde ise geçen sezon birbiri- ne kanşan yabancılar artık seçilebili- yor. Turizm klasiği Bodrum bile dolup taşmıyor. Marmaris plajlannda daha çok yerliler göze batıyor. Kuşadası 'nda "iğne atsan yere düşmez" denilen Ka- dınlar Plajı'nda şemsiyeler seyrekleş- mış. Foça eskı Foça değil, sırtını dağa yaslamış koylar artık boş. Fethıye Ölü Deniz, Antalya Konyaaltı Plajı da ge- çen yılı anyor. İZMİR-Turizmde yıllardır bıriken sorunlara yenileri de eklenince, 1998 için olumsuz bir tablo ortaya çıktı. Özellikle Akdeniz'de alışılmışın dı- şında durgun bir sezona giren turizm- cıler ıç turizme yönelerek çıkış arar- ken, Türkiye"nin artık bu sektörde ken- disini sorgulaması isteniyor. Bu arada 5 yıldızlı oteller fiyatlannı 3 yıldızlı- lann düzeyıne indirerek krizi atlatma- ya çalışıyor. Ege ve Akdeniz sahilleri bu yıl alı- Izmir'e 75 kılometre uzakhktaki Çeşme'de birbinnden güzel koylar ve plajlar tenha. Önceki yıllarda her şe- yı yabancı tunstlere göre belirleyen, ani- masyonlarda bile Türkçe kullanmak- tan kaçınan bazı işletmeler şimdi 'pek yüz vermedikleri' yerliler ıçın fıyat bi- le kınyor. Boyalık Beach. Altın Kum hafta sonları tzmirlilerin akınına uğ- rayıp dolsa da. diğer günlerde sanki se- zon başını yaşıyor. Her ne kadar sezon öncesi Dünya Futbol Şampiyonası ve diğer ülkelerdekiatılımlardikkatealı- nıp, değerlendirmeler daha gerçekçi bir noktaya çekilse de geçen yıl yüzde 80- 90'larda seyreden doluluk oranının bu yıl yüzde 40'larda kalmasının şaşkın- lığı giderilemiyor. Kimine göre kumarhaneler, tanıtım eksikliği, Fransa'daki Dünya Kupası, kimine göre Almanya ile girilen poli- tik tartışmalar... K.imi suçu yabancı tur operatörlerine atıyor. kimi de Ada- na'da yaşanan depremlen rakip ülke- lerin kullandığını savunuyor. Kemer Tanıtım Vakfı Genel Müdü- rü Abdullah Teldn. sıralanan bu neden- leri 'kolaycılık' olarak niteliyor. Te- kin'e göre son birkaç yıldır gözlenen artış nicelik yönünden değer buldu, ancak nitelik yönünden büyük bir ge- rileme yaşadı Türkiye. Bu sezona ge- lince "Nedenleri o kadar zor değil el- bette" diyor Tekin \e ekhyor: "Doğavı yağmalayıp betonlaştırma- da ölçüyü kaçırdık. Göç hı/landı, nü- fus arttı. gecekondulaşma başladı. Ha- va kirliliği yoğunlas.tı. Sosval bozuk- luklar gözknmeye başladı. Yeşil doku azaldı, bunun yerini insan kirliliği, ses kirtiligi, görsel kirlilik aldL İnşaat ça- lışmalan yoğuniaştı. Dinginlik. huzur. doğa ve insan sıcaklığı ara> an insanlar, bunlann yitip gittiğini görünce ortadan kayboldular. YoUar bozuk, çukur, toz- lu. Antik kentkr bakımsız, kontrolsuz, inşaatdenenmidi>e bir şeyynk. Öte >an- dan sektör ülke ve dünya sorunlarına vabancı kalmakta ısrar ediyor. İnsan haklannm i> i uv gulanmadığı ülkelerin dışlandığına ve AB konusunun önemi- ne inanmadılar. tlgisi/ kalıp, biz işimi- ze bakabm yaklaşımına agırhk verdi- ler. Oysa işleri bu olavlarla doğrudan ilişkilhdi Sektöriuı kınlgan yapısına et- ki edecek nedenleri irdelemedikr..." Marmans Turistik İşletmeler Derne- ğı Başkanı Asım Geniş. turizmcilerin gözlerini iç turizme çevirdiğini ancak bunun krizden çıkışı sağlayamayaca- ğını söyledi. Geniş, fiyatlarda büyük düşüşlerin yaşandığını dile getirerek. U 5 yıldızlı oteller, 3 yıkiızlı oteüerin fi- yatlannı vermeye başladılar. KUçük otellere müşteri gelir mi" dedi. Geniş. şu bilgıleri verdı: "Akdeniz ve Ege'de sorunlu bir dö- nem yaşıyoruz. Yeni ataklar vapmab- yız turizmde. Bizi bu sene fazla etkile- yen bir konu var. Trafik kazalan. Ka- zalar konusu, ABD ve Avrupa'da çok işlenhor. Türkive en tehlikeli ülkder sta- tüsünde. Türkive'de turizmin sahibi yok. Kişisel sahibi çok. Turizm Baka- nı çılayor diyor ki "Yunıstan tanıtıma 80 mılyon dolar harcadı. biz 4 milyon dolar harcadık." Yani böyle bir şey söy- lenir mi? Bakaıüığm da sahibi yok." TÜRSAB Yönetım Kurulu Başka- nı Talha Çamaş, turizmin krizlere 'ab- şık' olduğunu dıle getirerek, sektörün bu konuda tecrübe' kazandıgını belir- tiyor. Çamaş, "Bu krizin yaşanacağı- nı aviar öncesinden dile getirdik. 26 yıl- lık turizmci olarak bu krizi bürokrat- lann,>erelyönetimlerin vesektörün bir- likteliğiyle aşacağımıza inanıvorum" dedi. BAKAINLIK CASINOLARIN YENİDEN AÇILMASINI İSTEDİ Tıırizm bıuıahmı masada Geçen yıllardayabancı turistlerledolup taşan Ege ve Akdeniz'deki plajlar bu yıl oldukça tenha. (Fotoğraf: OZAN YAYM AN) ALMANYA DAKİ TUR OPERATÖRLERİTURİZM YAPISINDAN DERTLt 'Sektörkendi kendini bitintt' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Tunzm Bakanı İbrahim Gürdal başkanlığında sektörde yaşanan sorunlara ilışkin olarak yapılan toplantıda, denetimlı ve yalnızca ya- bancılara yönelik olarak talih oyun- lan salonlarının yeniden açılması istendi. Toplantı sonucunda, KDV oranlan ile tunzm hizmet ücretle- rinın rakıp ülkeler düzeyıne ındı- rilmesi gerektigı bıldınldi. Turizm sektöründekı büyük bu- nalıma çözüm arayan Tunzm Ba- kanlığı, dün kamu kuruluşlan ve sektör temsilcileriyle bir arayage- lerek turizmde karşılaşılan sorun- lar, darboğazlar. çözüm önerileri \e 1999 yılına ait hedefleri görüşrü. Gürdal başkanlığındakı toplantı- ya Genelkurmay Başkanlığı, MtT, Hazine, DPT, Diş Ticaret, Gümrük ve Denizcilik müsteşarlıklan, Dı- şişleri, Maliye, Içişleri, Bayındır- lık ve Iskân, Ulaştırma ve Saglık bakanlıklan yetkililerı ile TUR- SAB, 111106, TYD. MARYAT, Rehberler Odası, POYD ve TOS- HlDkatıldı. Gürdal, toplantının açılışında yaptığı konuşmada. Tunzm Ba- kanlığı'na 13 tnlyon Hralık bütçe aynldığına işaret ederek "Yatmm ve tanıtımlardan kısıldı. Casinolar- dan elde edilen de tanıtımda kul- lanılıvordu. Bütçeden her şeyin kı- sıtlanabikceğini. ama Türkive'nin tanı&mınm kısıdanamayacağınıgö- rüyoruz. Bu bir hatadır" dedı. Toplantı sonunda yapılan açık- lamada, tunzmde bir krizden söz edilemeyeceği savunulurken yalnız- ca ulusal ve uluslararası nedenler- den kaynaklanan geçici sıkıntılar bulunduğu iddia edildi. Turizm politikalannm istikrarlı biçimde uygulanmasının sağlan- ması, tunzm talebinin ve tanıtıma aynlan kaynağın arttınlması ge- rektiği belirtilen açıklamada, sek- törün rekabet gücünün yükseltilme- si yönünde şu önlemlerin alınma- sı istendi: - Turizmde uygulanan KD\' oranlan, rakip ülkeler düzeyinein- dirilmelidir, konaklamada tek tip KDV uygulamasuıa geçilmeli. - Havaalanlan yolcu servis üc- retleri. konaklama tanfeleri rakıp ülkeler düzeyıne indınlerek cazip hale getinlmeli. - Özel sektör havacılık işletmele- rinin sorunlarına eğilinmelL reka- bet güçleri arttırılmalıdır. - Denetımli ve valnızca >aban- cı uyruklulara açık olmak üzere. ta- lıh ovunlan salonlannın yeniden açılması gündeme getınlmelıdır. - İhracat gelirlerinin 1/4'ünü sağ- lavan turizm sektörüniin de ihra- catçılara tanınan teşvik ve destek- lerden yararlandınlmalı. Turist yüzde 15 azaldı DlE'nin verilerine göre, mayıs ayında Türkiye'yi 988 bin 110 ki- şı ziyaret etti. 1 milyon 3 bin turis- tin geldıği, 1997 yılının aynı ayı- na oranla mayıs ayında yüzde 1.5 oranında bir azalış gerçekleşti. 1998 Ocak-Mayıs aylan arasında gelen turist sayısı 2 milypn 831 bi- ne çıkarken geçen yılın aynı döne- mıne oranla yüzde 0.4'lük bir ar- tış kaydedildi. SÖYLEŞİ ATTILAİLHAN İstanbul Haber Servisi - Türkiye'nin turizm politikası, Almanya'daki Türk tur operatörlerince de eleştirildi. Türk operatörler, "Türkiye'deki bilinçsiz, hedefsiz, keşmekeş turizm yapısına hemen dur denilmesi gerektiğini" vurguladılar. Çalışmalannı 1991 yılındanbu yana sürdüren Almanya'da Kurulu Türk Tur Operatörleri Birliği (VTR) adına Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Güray tarafından yapılan açıklamada, turizmin bugünkü durumunun tek sorumlusunun sektörün kendısi olduğu belirtildi. Açıklamada, sektör gruplan arasında yapıcı diyalog olmadığı. sektör birimleri içinde bağlılık ve dayanışma bulunmadığı savunuldu. Kişisel çıkarlar üzerine kurulu bir düzenle. Türk tunzminin • Almanya'daki Türk tur operatörleri Türkiye'deki bilinçsiz, hedefsiz, keşmekeş turizm yapısını eleştirerek zaranna maliyetle çalışan 20 firmanın battığını öne sürdüler. Imaja yönelik tanıtımm yapılmadığını savunan turizmeiler, bakanlıkla sektörün uyumlu çalışmasının şart olduğunu ifade ettiler. başlamadan bitirildiği öne sürülen açıklamada u Birkaç yıl önce başlahlan ucuz fiyat polrh'kasıyla vırfardır Türk tunzminin tüm viikünü omuzlayan tur operatöıierinden 20 firma batü" denildi. Güray'ın açıklamasında "Zaranna malivetle Türkive've getirilen turistten, nasıl olsa Türkive'de parasını alınz" felsefesinin Türk turizmini bu noktaya getirdiği ıfade edildi. Devletin kriz dönemlerinde sektörün taleplerini duymadığı, tanıtma bütçesinin çok az olduğu ve turistik tanıtıma paralel olarak yapılması gereken imaja dönük tanıtımın hiç yapılmadığı kaydedildi. Açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Sektörü rahatlatacak bazı kanunlar hâlâ TBMM'de bekliyor. Turizm. döviz girdisi hariç. Turizm Bakanhğı dışında kimseyi Ugilendirmi.vor. Otelciler, acenteler, esnaf ve havayolu şirketlerimiz çok büyük hatalar yapıyor. Ov sa düzenli bir turizm yapısının oluşması, ancak birçok bakanlığın ve sektörün uyumlu çalışmasıyla olabilir." Yaz üniversîtesine kokteylli açılış Avrupa Gençlik Forumu Derneği-İstanbul (Aegee- İstanbul) tarafından gerçekleştirilen "7. Yaz Üniversitesi'" programı önceki akşam İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maçka Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen açılış koktey liyle başladı. 18 Temmuz'a kadar sürecek programa Avnıpa'nın çeşitli ülkelerinden gelen 35 öğrenci katüıvor. "Bir Megapolde Foto-Safari1 " konulu organizasyonda Nadir Ede, Ethem Erdem, Araf Neftçi, Artun Ünsal, Cem Tayian, Hakan Eldem, Cengiz Bektaş, Emin İhasoğlu, Giovanni Scognomillo ve gazetemiz yazarı Oral Çalışlar İstanbul'un tarihi, kültürü ve toplıımsal yapısuını anlatüacağı dersler verecekler. ITÜ Taşkışla binasında verilecek derslerle birlikte öğrenciler hem kenti gezecek hem de akşamlan çeşitli eğlencelere katılacaklar. Aegee (Avrupa (^rencileri Genel Forumu) merkezi Briiksel'de bulunan, Av rupa'da 200"ü aşkın birimde 20 binden fazla iiyeye sahip ve Avrupa Birliği"nin tanıdığı tek öğrenci organizasyonu. (Fotoğraf: AYKUT KÜÇÜKKAYA) 'Öğretmen'in, 'Sandığı' ile 'Olduğu'... Hadi, gel de hatırlama! Savaş sonrası, Paris: St- Germain-des-Pres'deki 'varoluşcu'(existen- cialiste) bodrum bariannda ('cave'), tepeden tırna- ğa siyahlar giymiş 'zazou'lar -ki aralannda sonra- dan ün kazanmış Juliette Greco Annabelle vb de vardı-Jean-Pauî Sartre'a 'affen'diyortardı ki: "...in- san, olduğunu sandığı değil, yaşadığıdır!". İlk bakışta, muğlak gibi görünse de, söylemek is- tediği bastt: herkes, bir vitrinin ardında yaşamıyor mu, aslında, o herkese teşhir ettiği vitrin değildir; haya- tıyla 'kanıtladığı' kişidir. Görmez miyiz, kimileri şu ya da bu konuda konuşmaya başladı mı, mangalda kül bırakmaz; söylediklerine değil, hayatına bakacaksı- nız, yaşadıklannın ne kadarı, söyledikleriyle çakışı- yor; eğer, çakışma. yoksa, (ya da azsa) onun hak- kındaki hükmü, söylediklerine göre değil, yaşa- dıklanna göre veriniz, çünkü gerçek odur. 'Aydınlar' üzerine yazmaya başladığım zaman ha- reket noktam bu olmuştu: 'llerici' bir söylem tuttur- muş olanlann, bir çoğunda; karşısında olmalan ge- reken, liberal 'tötet/c/'toplumun; 'değeriersistemi- ne' göre yaşamak eyilimleri görülüyordu: hayatları- nı bu çelişki karartıyor, farkında değilleri Öğretmen- lerin 'dokunulmazlığını', aynı mantıkiçindetartışma- ya açtım: kendisini ne sanıyor, halbuki yaşadığı ger- çek nedir? 'Gerçeğin', yöreden yöreye olduğu ka- dar, öğretmenden öğretmene değişeceği, doğru- dur; aldığım 'tepkiler'm farklı, hatta karşrt oluşu, bu- nu doğruluyor. Madalyonun bir yüzü... 1" zmit'ten, adt ve adresi mahfuz bir öğretmen, di- yor ki: "...yazdıklarınızda haklısınız. (...) sıra- dan öğretmenin özel yaşamı yok, böyle olunca, tepesinde olup biteni yazarak anlatması olası değil. Sıradan öğretmeni de ikiye ayırmaktayım, gününü öğretmenevlerinin lokallerinde geçiren- ler, okulda ve çevrede dönen 'dolaplara' sırt çe- virenler; bunun ötesinde, sanatı, yaşamı kokla- mak isteyenler; olup bitenlere, bu alanlardan karşı koymak isteyenler..." "...bize 9O'lı yıllarda da cesur, aynntiyı gören idareci henüz gelmedi, bildiğiniz gibi! Tepemiz- de duran kişiler, kusuruma bakmasmlar ama, seyahatte tasarruf derken, trenle bile olsa (çok isterim gerçekten) gelerek, ne olup bittiğini gör- mede, 12 Eylül'cülerin (sırf bu bakımdan) geri- sinde kaldılar..." "...ödenek gönderiliyor okullara, hem de mil- yarlarca. Ödenek, teknolojinin harikaları okulla- ra girsin diye gönderiliyor, Öğretmene, 'git aF de- niyor. Öğretmenler içerisinde alan aldığım alıp(!) kaçıyor da, bunu yapmak istemeyenin defteri dürülmek isteniyor. Hemen bu öğretmenin özel yaşamına el uzatılıyor, gelsin şikâyet mektupla- n, öğretmen ne yemiş, dışarda ne içmiş? Gelsin idareye, üst makama, hesap versin!.." (22 Mayıs 1998 tarihli mektubu). Buraya kadan, madalyonun bir yüzü! 'Öğretmen meslekten soğumuştur' Karşıyaka'dan (Izmir) öğretmen Ahmet Tecer (E), soruna daha aynntılı sokulmuş; eleştirilerin bir kısmını haklı, bir kısmını abartılmış buluyor da- ha çok, Izmir'den yazan okurun 'tesbitleri'nl, bir yerde, benim bu tesbitlere katılmış olmamı! Onun 'tes- bitleri' de, daha az 'dramatik' değil: sorunun ne ka- dar çetrefil, nasıl çözülmesi müşkül bir düğüm hali- ne dönüştüğünü, yeterince gösteriyor. Çünkü ne demiş: "...öğretmen meslekten soğumuştur. Siyasi baskılar -öyle ki parti yöneticisi, mahalle bak- kalı bile öğretmeni sürdürebilmektedir-, dinci fa- şist örgütlenme; aynı anda göreve başlayan iki öğretmenden, biri, dağ köyüne gönderilir, öte- ki merkezdeki öğretmenevine müdür yardım- cısı olursa, kim görevi beğenir?.." "...eğitimdeki çarpıklığı çok iyi değerlendire- rek, özel okullara, dershanelere kapağı atan, özel ders veren öğretmenler ile diğerleri karıştınlma- sın..." "...sabah uyandığında öğretmen olanlar... mü- hendis, iktisatçı, ilâhiyatçı öğretmenler... özele kapağı atıp, zenginleşen meslekdaşlarına im- renenler... torpille, yönetici sınrfına ya da daha ıyi olanaklan olan okullara geçenler... siyasi dü- şüncelerini sınıflara taşıyanlar... dinci ve faşist kadrolaşmaya boyun eğenler... demokratikleş- meye ve sendikaya direnenler... günde bir ga- zete bile okumayanlar... toprağa bağlı öğretmen- ler vs..." (21 Mayıs 1998 tarıhlı mektubu). Neticede, AhmetTecer'inçizdiği 'tablo'da, öğ- retmenin 'sandığı' ile 'o/duğu'arasındaki korkunç farkı, çarpıcı bir şekilde ortaya dökmemiş mi? Böy- le bir ortamda, öğretim ve eğitimin 'çivisinin çıkma- dığı', nasıl iddia edilebilir? Ortada trilyonlar dönüyor... Hele bir de, bu 'tablo'ya, şu hiç de iç açıcı ol- mayan haberlerin aydınlığında bakılırsa... "...toplam öğretmen sayısı 500 binin üzerin- de, öğrenci sayısı 360 bin olan dersaneierin; bu yılki ciroları, 20 trilyon 100 milyar olarak hesap- lanmıştır..." "...(ayrıca) yasalarla yasaklanmış olmasına rağmen, en az 100 bin öğrencinin, 'özel' ders aldığı tahmin ediliyor, ders başına, en az iki mil- yon liradan alsalar, 24 trilyon eder; 24 trilyon- luk özel ders sektörü vergisiz, denetimsiz ola- rak çalışmalarını sürdürüyor..." "...iki üç öğretmenin bir araya gelerek, tuttu- ğu bürolarda da, kaçak bir eğitim faaliyeti sür- dürülmektedir: ders başına, saat ücreti, ortala- ma 1 milyon lira olarak düşünülse: -tahmin edi- len öğrenci sayısı 20.000 olduğuna göre-, 200 saat ders alsalar, bu kaçak bürolann cirosu, 4 trilyon lirayı bulmaktadır..." (Hürriyet, 17 Haziran 1998) Ne demiştik? Öğrenci, 'müşteri', okul, 'şirket' değil mi? Haksız mıyız? http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle