24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
TEMIV1UZ1998CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 hsta Gavras, sonfilminde kamerasını medyaya çevirip TVhabercilerinin ahlakını sorguluyor MadCity/ Yönetmen: Costa Gavras / Senaryo: Torr» Matthevvs / Karnera. Patrick Blossier / Müzik: Thomas Newman / Oyuncular: Dustin Hoffman, John Travolta, Mia Kirshner, Robert Prosky, Blythe Danner, Alan Alda, Ted Levine, Raymond J. Barry / 1998 ABD (WB) 'Onu biz öldürdük!'ki dinozor iskeletinin sergılen- i. küçük ve kıştırık bır doğal h müzesinde. saatine 8 dolar rak bekçilik yaparken giderler- ı kısmak gerekçesi) le kapı önü- conmuş ve ışsizlık kâbusuylayiiz re kalmış. mütehakkım kansın- ı korkan. ıkı çocuklu. biraz ger- , saf ve kendi halmde bır aıle >asıdır Sam Baıly (John Travol- \klı pek bir şeye ermez. ama sılahın. önemsenmek isteyene eklı. hatta şart oldugunun da cındadır. ufku dar. saftorik Sam. îabasınınkurduğumüzenınyö- icisi olan. burnu büv ük patro- Bayan Banks (Blythe Danner) uyduruk, pompalı bırtüfeğı ka- dinamitleri de yükJenerek sa- e konuşmay a. ışını gen isteme- müzeye gelmış Sam'e 5 dakı- ını bile ayırmaz. Öte yandan. ün- 3İr TV sunucusuyla canlı ya- da takışması yüzünden Neu k'tan taşraya sürülmüş. Kali- niya'nın küçük Madeline ken- tinde önemsiz hikâyeler peşinde koştur(ul)up önemsiz programlar- da paslanan. cin gibı haberci Ma.x Brackett de (Dustin Hoffman) ça- lıştıgı kanalın babacan yönetici- since (Robert Prosk>) vanına ve- rilmiş. çaylak kameraman La- une'yle (Kanadalı Mia *Exotica' Kirshner) birlikte Bayan Banks'Ia müzedekı röportajını henüz ta- mamlamıştır o sırada. Bayan Banks'in onu dinlemeye dahi ya- naşmamasıyla zaten pek olmayan aklını bir anda >itıren Sam'in eli tetige gıdince olanlar olur ve bag- nş-çağnş seslerine bakmaya ge- len öteki müze bekçısı. zencı iş ar- kadaşı Cliff göğsünden \ urulurka- zayla. O sırada miizeyı gezmekte olan. kalabaJık bırçocuk kafîlesını ikı ye- tışkinle birlikte ıstemeksizın rehin almış durumuna düşer Sam. Sonrasında poüs derhal müze bahçesine karargâh kuracak. tema- sa geçilen Sam'in kansıyla yakın- Iarı kullanılacak: gizli kapaklı, çe- te gibi çalışan FB1 olaya burnunu sokacak \e arasında sırtlanlann kol gezdiği medva ordusuysa çev- reyi ıstila edecektır. v s. v s. Olayın en memnun kesimıyse canlı ya- yında ekranda kendilenni izleyip müzenin ıçinde ovunlar oyna>an. sözüm ona rehin alınmış çocuk- lardır kuşkusuz. Bavan Banks"e iaf dinletebıl- mek derdindeki ganban Sam'in hikâyesıneanındabalıklamaatlar. olana bıtene tuvaletten gizlice ta- nık olup amirini hemen haberdar ederek kanalmı derhal canlı yayı- na geçiren kurt telev ız\ oncu Nfav îşte mesleğinde yenıden yüksele- bılmesıni sağlayacak ve onu Ne\v York'a döndürebılecek fırsat önü- ne çıkmıştır! Kazayla kan dökülen. şiddete damıve çıkanlan ve özellikle re- hin alınan çocuklar nedenıyle bır anda bütün kamuoyunun ekrandan izlediği bu olay. deneyımli gazete- ci Max'in yönlendirmeleriyle ra- tingrekorlan kıracak: iş gıderek ola- yı dilediklerince çarpıtan T\r ka- nallannın, saygın habercı-sunucu- lann amansız rekabetine dönüşe- cektir. Patlak veren keşmekeşte kimse, artıksadeceatfedilmeyi \e ev ine dönebilmeyi ısteyen gariban Sam' in ne olacagını ve geleceğını filan kesinlikle iplemeyecektir... Ilginç bir Costa Gavras vapıtı 1982 Cannes Festı\alı"nde "Vlis- sing-Kayıp'la Altın Palmı>e'yı. Yıl- ma/Günej-ŞerifGören'tn 'VbJ'uv- la paylaşan, 1933 Atina doğumlu. Yunan asıllı Fransız yönetmen (konstantin) Costa Ga\ras; 1970'lerden giinümüze. siyasal si- nemanmönde gelen temMİcılerın- den bıri olageldı bılındığı gıbı. 1968'den itıbaren 'Ölümsüz', "Iti- raf\ 'Sıkıyönetim' üçlemeM. 'Ka- yıp\ 'Hanna K.' gıbi. röportajım- sı-belgeselımsi. hızlı veakıcı bır an- latımın göze çarplıği, baskı-cunta rejimlerine karşı çıkan. eleştıreJ. muhalifve geniş kitleye ulaşan 'si- >asal içerikli' filmleriyle tantnan Costa Gavras, 1990'lıyıllardaysa ABD'de çalışmayı yeğliyor. Yö- nermenin !990'da 'Müzik Kutu- su'v ]a başlayan Hollyvvood serüve- ninin yeni ürünü, 50 milyon dolar- lık. orta kararbir bütçeye mal olan Wlad City - Çüguı Şehir' Artık oyunu Hollywood kurallanna gö- re oynayan Costa Gavras, 'Mad Cit> - Çılgın Şehir'in başrollennı. Dustin HofFman ve John Travolta gıbi iki ünlü, Hollywood lokomo- tifine vererek gişeyi baştan sağla- maalmış. 'Nehvork - Şebeke' ya da 'Bro- adcastNevvs-Haberier'gibi düzey- lı ömeklerini geçmışten anımsa- dığımız; ekranı gerçeklere değil de, çıkarlanna göre kullanıp sö- müren. uyanık habercı-sunucula- ra ilişkin ve telev ızyonu konu edi- nen filmlerzincirinin son halkası- nı oluşturan 'Çdgın Şehir', med- yanın gücünü. sorumluluğunu dü- şündüren, güncel ve etkileyicı bir TV draması gibi kotanlmış, ilginç bır Costa Gavras vapıtı. leslekte 41. yılını dolduran bir ustanın 50. filmi böyle mi olmalıydı? 3ır Claude CnaörolhavaıflşegL.. Rien ne va plus / Yönetmen, Senaryo: Claude Chabrol (amera: Eduardo Serra / viüzik: Matthieu Chabrol / Oyuncular: Michel Serrault, Isabelle Huppert, François Cluzet, Jean-François Bafmer, Jackie Berroyer, Jean Benguigui / 1997 Fransa (Belge Film) •ansız sinemasmın usta yönetmenlerin- meslek yaşamının 41. yılmdaki Claude brol'ün 50. filmi olan vemeraklısmın son ıbul festivalinden anımsavacağı - Rien ı plus-Hırsız ve ÇırağT da sonunda yaz sasını >enlendırdı bu hafta. Yeni Dal- ın Tnıflfautve Godard'la birlikte. üç si- >rundan biri olan ve >aş yetmış. iş bit- iemeden. her 2-3 yılda bır fılm çekerek jgrafisını habire zengınleştiren Chab- n 1990'Jı yıllardaki 'MadameBo\ar>'. > \'L'enfer-Cehennem" başanlannın ar- ın. burju\azıye tüm nefretini kustuğu. •k birustalıkeseri nîteliğındeki 'LaCe- nie-Seremoni'den sonra sevrettiğimiz ilmi 'HırsızveÇıragı1 . hafif. 'sabun kö- ' gib; bır 'komedi polisije' çıktı. n döiemınde (senarist) kansı Aurore, an) kızı Cecile. (müzikçı) oğlu Matthi- s birıkte tam bır aile şirketı gibı çalı- 'lauoe Chabrol. sakız gibi çiğnenmiş ınudaı jola çıkarak gözde oyunculany- nanosunu da >azdı|ı bır 'tür alıştir- dahiımzalamış yine. Ancak 1995'in >i. sarsıcı 'Seremoni'başyapıtindan son- brusıoldukça hafif kaçmış izlenimi bı- bizds bu 'Hırsız ve Çırağı'. ıkı 2-.' av önce ızledığımız, yine festı- n pi'ssava düşmüş filmlerden. A\ ust- yapır.ı 'ÖpvadaÖldür'deki gibı. dol- üzdir.lı kurbanlarını tuzağa düşürüp leyeek geçınen. evden farksız kara- rıylı sürekli taşranın yollarını kat . aylın bir çiftin serüvenlerini anlatı- eneülleParis'ten çok taşrada film çek- sevesChabrol. tnceden ınceye hesap- plı.fimlı programlı çalışıp küçük çap- landrcılıklarla \etinen ve mesleğini natnîjçasına ıcra eden. zeki. yas.li tıl- tor iisız MkhelSerrault). çiftin be> - rûevckızıvaşındakı Berty (çılli veben- IsaMeHuppert. Chabrol"le 1978'de- BİrttNoziere''le başlayan verimlı işbir- sirirüyor) ise çiftin. avı mest edıp n.gzılıcı v ıtrinı. Betty'nincazıbesiy- le otel odaiannda gardlan düşen erkeklc; ı yolmak da Victor'un işi. \'ictor'la Betty (ya da Sissi PetrovTia!). hem baba-kızgibikr. hern sev gilı. hem de ustayla çırağı. Bu insaflı. esp- rilı. akıllı \e ahlaksız, dolandıncı çiftımiz derken Betty 'nın on günlük tatilinde tanıdı- ği, kara para aklayan. uluslararası bir çete- nin yakışıklı. gözü kara \eznedan Maurice (FrançoisCluzet) aracılığıyia, mütevazı sınır- lannı aşıp. 5 milyon İsviçre Frangfnın dön- düğü. bovlarından büyük işlere kalkışınca canlannı zor kurtaracaklardır sonunda. yaş- lı tiJki Victor'un zekâsı savesinde... Hiçbirşevmaslında •göründüğügibiolma- dığı" bir dünyada. acaba "Kim kime kazık atacak; kız. \aşlı ustasını mu genç Maurke'i mi seçeeek' soruları çe\ resinde gelışen bey- lık bır entrıkaya davanan 'HırsH ve Çıra- ğı'nda kahramanlanmızın serüvenı, Cler- mont Ferrand'dan Paris'e. Nice'ten tsviçre Aipleri'ndeki sisli Maria'ya ve Karavıbler'e kadar uzanıyor. Baştaki komedi-mızah do- zunun gitgide azahp yerinı şakayla karışık. parmak kınlan ya da göze. beyne şış soku- ian bir ışkence gerilimme ve karmaşık. ka- ranlık bir olaylar dizisine bıraktığı 'Hırsız ve YENİ BASLAYANLAR... YENİ BASLAYANLAR.. Kumpas / Most Wanted Yönetmenliğini David Glenn Hogan'ın yaptığı fılmde başrolleri Keenen Ivor\ r Wa>aas, Jon Vbighr ve Jüi Hennessv paylaşıyoflar. Körfez Savaşı döneminde geçen bu aksiyon filminde keskin nişancı olarak yetiştirilmiş ÇSVMŞ Dunn (Wayans), amirini öldürmekle suçlanır. 'Black Sheep' adlı gizli bir suikast grubunun başkanı Casey (Voight), öiüme mahkûm edilen çavuşu hapishanede ziyaret eder ve buradan kacabilmesi için kendisine yardım etmeyi teklif eder. Çavuş ıse bu yardımın karşılığında yasadışı ışler yapan bir sanayiciyi öldürmekle görev lendirilecektir. Oysa çavuş sadece bir yemdir ve suikastm asıl hedefi de başkanın eşidir. First Lady, bir hastanenin açılışı sırasında vurulur. Suikastm görünen tetikçisi çavuştur. Üzerine oynanan oyunun farkma varan çavuşun kaçmaktan başka çaresi kalmamıştır. Ancak ordu üst düzey yetkilileri, polisler ve hükümet ajanları Los Angeles sokaklannda çavuşun peşine düşerler. Çavuş, masum olduğunu kanıtlamak ve gerçek katiJleri ortaya çıkarmak için suikastı tesadüfen kamerasıyia görüntülemiş Dr. Constantinı'yı (Hennessy) kaçırır. Rehinesiyle işbirliğı yaparak ihtiyacı olan delilleri elde etmeye çahşır. Çırağı'. çok doyurucu olamasa da kara film türünden polisiye güldürüye yol alan bir Chabrol eğlenceliğinin tüm özelliklerini içe- rıyor yine de. Özellikle oyunculannın da katkısıyla ke- yıfle ızlenen. beklenmedik gelişmelere ge- be 'Rien ne va phıs'. kimi hoş bölümlerine karşuı Chabrol'ün filmografısinde, yeni bir duraktan çok kendini tekrar niteliğindeki bir ustalık eseri sayılabilir sonuçta. Her zaman- kı gibi şaka yapmayı se\en. sürprizlere açık bır Chabrol sinemasmın albenisine, çekici- liğine kapılanlann keyıfle ızleyip unutuve- receklen bu filmi, kelimenin tam anlamıyla döktüren Michel Serrault-lsabelle Huppert çifti süriiklüyor. 'Seremoni'deki burjuva ailenin hep bir- likte 'Don Giovanni'yi dinlediğıni hatırla- van, Chabrol tutkunu sinemaseverler. 'Hır- sız ve Çırağı"nda da. Maunce'ı temıze hava- le eden. operasever. psikopat çete reisinin (Jean-François Balmer) kahraman çiftimize gergın dakıkalar geçirttiğı sahnelerde, vük- sek \olümden çaldırdığı 'Tosca'yla nasıl mest olduğuna tanık olacaklar. Üstadın bu 50. filmi, havai fişek gibi bir vanıp bir sönüyor. yer >er zevkle izleniyor, ama sonuçta Chabrol'ün kolayca unutulu- \ eren işleri arasında yerinı alıyor. San Sebas- tian festıvalinde en iyi film ve yönetmen ödüllerini nasılsa kazanmış bu vasat 'Hırsız ve Çırağı'. > ine de meraklısının ılgisiz kala- mayacağı bir Chabrol eğlenceliği sayılabilir. üstelik Serrault- Huppert gibi ikı agır topla destekli. Bu kez, salt izlenme oranını yük- seltmek uğruna her yolu mubah sayarak bütûn değer ölçülerini du- raksamaksızm yıkıp geçen. Körfez Savaşı'nı bile canlı canlı naklen yayımlayan televizyonculuk veha- bercilikzihniyetini sorguluyor po- litik sınema ustası Costa Ga\Tas. Medya özeleştirisiyle kanşık. ek- ranın mutfağına bakıyor ve bildik dogrulan. kendince yorumluyor bir kez daha. Billy NVilder'ın 1951 yapımı. Kirfc Douglas-Jan Sterling'li 'Ace in the Hote- The BigCarnhal' kla- sığinın >eni versiyonu sayılabıle- cek 'Çılgın Şehir'. TV'nin haber verme ışlev ı ve gerçekleri kovala- yan; ilkeli. sorumlu haberci ola- bilmenın gerektırdikleri üstûne ya- pılmış, Sam'in dramatik hikâye- sini aşama aşama yansıtan. esaslı bir film sonuçta. Herkesi ilgilen- dıren. 'önemli ve hassas' konusu biryana. tanınmış 'jiküz'oyuncu- lanyla da ilgi çekebilecek filmden akılda kalan sahneler epeyce çok. Örnekse bütün müzeyi için- dekilerle birlikte rehin alan korkunç caninin(!) dış dün- yayla ilişkilerini çıkan gere- ği yürüten Max'e amırlerin- ce *Sö>le ona, prime time'da AllJ tesfim olsun!' şeklınde enı- > redildiği ya da babacan tele- vizyoncunun 'Bizyargıç.ek- ran mahkeme, se>im de jü- ri değil' dediğı sahne. Bir yerden sonra kamera- nın yansıttıgının ne kadar gerçek. ne kadar gerçekler- den saptınlmış olduğu tar- tışmasınm süregeldigı televiz- yonculuktaki haber-habercı ahlakını beyazperdeye taşıyan fiImde, CNN "den Lam King ve NBC'den Jay Leno gibı ünlü ekran röportajcılan da ufak rollerde boy gösteriyor- lar. Haberciliğin öneminden. hassasıyetinden habersiz ki- mi uyanıkların medyada. özellikle de TV'de haber di- ye yayımladıklannın. bası- nın temel ve genel kuralına ('Kim, ne, nerede, neden, ne zarrıan. nasıl' gibi sorulara cevap vermelidir, madalyo- nun her yüzüne bakmalıdır. haber denilen şey.) ne kadar uyduğunu zaten görmüyor muyuz, ulusal ve uluslarara- sı ekranlarda her gün? Medyanın öldürten gûcû Saftorik, aklı kıt Sam'le onun ögütçübaşısı. canlı ya- yın danışmanı, kurt haberci Max. görünürde iki karşıt tip ama aynı sınıf kökenli, bir- birleriyle benzeşiyorlar as- lında. Başta Sam'i, onu ye- niden ba^an ve üne kavuştu- racak birmalzeme olarak gö- ren Max. polisle pusuya va- tan FBI'ın da şahin gibi, sal- dırmak üzere. her an terikte bekiediği olay. tam bir med- ya sirkine dönüştürüldüğun- de insanlığını anımsayacak- tır: ama gelgelelim iş işten geçmiş, ırkçılann, neo-Na- zilenn lehinde ve aleyhinde gösteri yaptığı gariban Sam, ıçme kıstınldığı çıkmazdan ancak 'dinamitii' bir şekilde çıkıp kurtulabılecektir an- cak. 'Azat edilmemiş köTeie- rin poster çocuğu' Vlax'in, fınaldekı patlamada. onu bız öldürdük diye günah çıkar- ması da, timsah gözya^lan- nı çağnştınr bu sonda... Medyanın insanı çıldırtıp öldürten gücü hakkında dü- şündürücü, etkileyicı bir film önümüze süren Costa Gav- ras. sonuçta bilinenleri yine- liyor. ama kuşkusuz özü ba- kımından hatın sayılır. tar- tışma açıcı, önemh bir ış ko- (armış Hollywood usulü. Öte- ki oyuncuları da gayrete ge- tiren Dustin Hofrrnan'la John Travolta'nın da varlıklanyla. oyunlanyla çekıci kıldığı. Costa Gavras'ın 'Mad City -Çüg?n Şehir'i. kuşkusuz haf- tanın filmi nıtelemesini hak ediyor bizce. KEDİ GOZU VECDt SAYAR Şimdi 'Habenlep'... Yağmuriu, sıkıntılı bir hava... Yaz şenlikleri ciddi biçimde etkileniyor bu durum- dan. Fransa'ya bir tüıiü yaz gelmedi... Ne söylenip duruyorsun, Türkiye'ye de bir türiü demokrasi gel- medi, dediğinizi duyar gibi oluyorum. Ne yapalım, karşılıklı bekJeşip duaıyoruz işte. Siz demokrasinin gelmesini, bız yazın gelmesini (yanı bi- zim işimiz daha ağır, biz iki şey birden bekliyoruz)... • • • Gurbetteki kediler, sabah gazeteterini heyecanla bek- \er. Memleketten güzel haberler alma umudunu hiç yitirmezler. Dün sabah, gene kahvede toplaşmış günlük ga- zeteleri okuyorduk. Tabii her zaman olduğu gibi ge- ne keyif kaçıran bir dolu haber. Oral Çalışlar'ın, Akın Birdal'ın mahkûmiyetleri... Yolsuzluk dosyaları... Arazi tahsisleri, ihaleler, cina- yetler... Allahtan içimize su serpen bazı haberler de yeralı- yorgazetelerde. Örneğin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın "düşünce suçlanm kapsamayan bir genel affa"karşı çıkması... Dileriz, bu tutum öteki siyasile- rimize de örnek olur. * • • Bazı haberler var ki ülkede olup bitenieri çok gü- zel özetliyor: "Ceset torbasından TSE Başkanı çıktı." Anımsayacaksınız, Türk Standartlan Enstitüsü "ce- set torbası standardı" çıkartmış, ardından "hermo- torlu kara nakil vasıtasında bir ceset torbası" taşıma zorunluluğu getirilmişti de kamuoyunda kopan fırtı- nanın ardından bu karar iptal edilip ceset torbası bu- lundurma zorunluluğu "ıhtiyan"ye dönüştürülmüştü... Meğerse bu torbalan ithal ederek 50 trilyonluk bir pazara oynayan becerikli işadamımızla TSE'nin ge- nel müdürü arasından su sızmıyormuş. "Benim me- murum işini bilir" diyen Türk büyüğü boşuna etme- miş bu lafı... Şimdi bu konuyu Meclıs gündemine getirmeye ha- zırlanan CHP'nin aynı duyarlılığı başka konularda da göştermesini bekliyor kediler. Örneğin Koruma Kurullan'nın rüşvetle çalıştığı ay- yuka çıkrnış olmasına karşın bu konuda hiçbır şey yap- mayan Kültür Bakanlığı'ndan hesap sorulmasını... Tarsuslu Kültür Bakara'nın bakanlığın üst yöneti- minde kaç Tarsusluyu görevlendirdığini, bunlardan ka- çının bakanın sınıf arkadaşı olduğunu bilmek hakkı- mız değil mi? Kültür alanının siyasetin hegemonyasından kur- tulması için daha ne kadar bekleyeceğiz? • • • Allahtan iyi haberler de var. Meclis'te kabul edilen vergi reformu ile sanata katkı veren öze) sektör ku- ruluşlannın bu katkılannı vergilerinden (yüzde 5'ini aş- mamak kaydıyla) düşebilmelerine olanak sağlanma- sı; yaratıcılann telif ücretlenne (belirlı bır miktara ka- dar) muafıyet tanınması gibi... Gazetelerde yer alan başka iyi haberler de var: Malkara Kaymakamı Turan Eren'in devletten beş kuruş almadan ilçe merkezine, içinde müze, kütüp- hane, tiyatro ve sinema salonlan banndıran bir kül- tür sarayı yaptırması. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Mü- '''zeier Genel Müdürü Prof. Ender VSarinlioğlu'rtun ıl- keleri uğruna (göreve geldiğinde, yayın yapmayan ar-^ keologlann kazı izinlerinin iptal edileceği yönünde kendisine söz veren bakanın bu sözünden cayması üzerine) makamından istifa etmesi gibi... TSE'nin torpüci başkanı da bürokrat; "///ceierine sahip çıkan Varinlioğlu da... Genellemelerden kaçınmak gerektiğini iyi bilir ke- diler. Ve bazı tartışmalar gündeme geldiğinde, enine bo- yuna düşünüp öyle karar verilmesi gerektiğini... Örneğin, kültür alanının siyasetin etki alanından kurtarılması gerektiği bir gerçek. Ama, nasıl olacak bu iş? Devleti kültür alanından çekip yerine öze\ sektörü mü koyalım? Yoksa Meclis gündemindeki "Mahalli İdareler Re- formu"ndan yararianarak, kültürü yerel yönetimlerin görevleri arasına mı katalım? Ne dersiniz, haftaya devam edelim mi? Mısırlı sinema oyuncusu Farid Shavvki öldü • Kültür Servisi - Arap dünyasında ekranlann kralı olarak tanımlanan Mısırlı sinema oyuncusu Farid Shavvki öldü. Sanatçı uzun süredir kalbiyle ılgilı problemler yaşıyordu. Shawki'nin rol aldığı 400 filmden çoğu Mısır'da sinemanın altın çağı olarak • nitelendirilen 1950 ve 6O'lı yıllarda çekilmişti. Emîn fiüven Yaşlıçam, Güney Amerika turnesîne devam ediyor • Kültür Servisi - Adana De\ let Senfonı Orke^trası kurucusu \e Genel Sanat Yönetmenı Emın Güven Yaşlıçam, Güney Amerika turnesine devam ediyor. Meksika turnesinden gelen Yaşlıçam, 3-12 Ağustos arası Brezilya'nın Porte Allegra şehrinde Porte Allegra Senfoni Orkestrası'nı yönetecek. Kasım ayında Arjantin'e, daha sonra da Monde Video Filarmoni Orkestrası'nın açılışını vapmak için Urugua) 'a gidecek olan Yaşlıçam. boylelikle Latin Amerika turunu tamamlamış olacak. Yaşlıçam. ekim ayında da Çukurova Senfoni Orkestrası'nın açılışını yaptıktan hemen sonra Portekiz'le başlayan Avrupa konserlerine devam edecek. 1998-1999 konseryılmın Emin Güven Yaşlıçam"ın dünyada Türk Kültür ve sanatını gururla tanıtma-yıh olacaği dabelirtildi. AIESBC Anatolia 98 Kongresi • KüJtür Servisi - AIESEC AnatoJia "98 Kongresi, 25 _ ülkeden 100 ünıversite öğrencısini ağırlayacak. îstanbul Şubesi. Anatolia "98 Kongresi'ni 31 Temmuz- 2 Ağustos tarihleri arasmda "Uluslararası Staj Değişim Programf' çerçevesinde ülkemizde staj vapmak üzere yurtdışından gelen ögrencilere. kültürümüzü tanıtmak ve kendı kültürlerini tanıtma fırsatı vermek amacıyla düzenliyor. 87 ülkede. 741 şubesıyle ülkelerin gelişimine ve dünya banşına hızmet etmek ıçın çalışan AIESEC'ın düzenlediği kongrede kültür. kültürün parçalan, önyargı, iletişim ve sosyalleşme konulan işienecek. BUGUN • AÇIKHANA TİYATROSL''nda saat 21.00'de Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakffmn düzenlediği 'Türkülerle Buluşmak" adlı konser izlenebilir. • RUMELfHİSARrnda saat 21.00'de Kavahan'ın konseri izlenebilir. • AKSANAT'ta 12.30 ve 18.00 saatlerinde lazer diskten 'Kiri Te Kanavva ile Bir Akşam' başlıklı konser sunuluyor. • ENKA VAKFI Sadi Gülçelık Spor Sitesi'nde saat 21.15'te Barrj' Levinson'ın 'Küre'adlı filmi izlenebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle