Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14TEMMUZ1998 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
FP'den tıükümete
MF uyarısı
• AAKARA (Cumhuriyet
Jürosu) - FP Genel Başkan
fardımcısı Abdülkadir
\ksu. hükümetin
•konominin denetimini
MF'ye bırakarak büyük
:ayıtsızlık gösterdiğini
laydetti. Aksu. "Hükümeti
lyanyoruz.
ındonezya'daki büyük
konomik depremin en
memli sebebinin IMF'nin
indonezya hükümetini
anlış yönlendirmesi
ılduğu yolunda ciddi
ddialar var'" dedi. Aksu
larlamentoda düzenlediği
ıasın toplantısında
Cocaeli'deki SEKA'yaait
idanlıgın Koç grubuna
pedelsiz de\rinin de büyük
>ir skandal olduğunu
iırguladı.
(aplancılara
»perasyon
I SAKARYA
Cumhuriyet) - Türkiye'de
karases" olarak anılan
"emalettin Kaplan'ın oğlu
4etin Kaplan'ın yandaşlan
Iduğu iddiasıyla 5 kişi
özaltına alındı. Sakarya
imniyet Müdürlüğü.
özaltındaki Ali Akar (58),
lecep Ay (55), Nazmi
dankaya (39), Recep
Leleş (33) ve Ibrahim
Lahraman'ın (31) Sakarya
e çevresinde irticai
jaliyetlerde
ulunduklanni ileri sürdü.
İzelleştirme
ırtelendi
IÇANAKKALE(AA)-
)zelleştirme kapsamına
lınan Sümer Holding'e
ağlı Çanakkale Sentetik
>eri Fabrikasrnın satışı
rtelendi. Enerji ve Tabii
.aynaklar Bakanı Cumhur
rsümer. fabrikanın
jatejik ürünler üretmesi
e alınan siparişlerin
nemi nedeniyle satışının
ir süre için ertelenmesi
aran aldıklannı bildirdi.
iayısal talihlisi
ONGULDAK
rumhuriyet)-Milli
iyango tdaresi tarafından
;kilen Sayısal Loto'da 6
ıkamı doğru bilerek 158
lilyar 56 milyon 600 bin
ra kazanan iki kişiden
irinin Zonguldaklı emekli
ir maden işçisi olduğu
îlirlendi. Resen emekli
iildikten sonra geçim
kıntısı çeken ve özel bir
laden ocağında
ışçavuşluk yapan
luhittin Üstünbaş, 300 bin
ralık kupon oynadığmı
iyledi. Üstünbaş, "300
n lira karşılığında 158
ilyar kazanmak harika bir
ay" dedi.
arıyer'deki
inayet
I İstanbul Haber Servisi -
ğradığı sılahlı saldın
ınucu yaşamını yitiren
ınyer Belediye Başkanı
usuf Tülün'ün özel kalem
üdürü Nurbaki
aradeniz'in bir aşk
şkisi nedeniyle
dürüldüğü öne sürüldü.
tanbul Emniyet
.üdürlüğu'nden olayla
jili olarak yapılan
ıklamada Karadeniz'in
ıtil zanlısının 20
ışındaki Tolga Ünlüsoy
duğu bildirildi.
çıklamada, Ünlüsoy'un,
aradeniz'i, annesi Pakize
nlüsoy ile ilişkisi olduğu
•rekçesiyle öldürdüğü
le sürüldü.
Yılmaz, kutsal değerlerin istismar edilmesinin dine zarar verdiğini söyledi
6
Kmıse ezana el uzatamaz'• "Halka rağmen politika yapmayız. Kendi
insanının gerçeklerinden habersiz olan, küçük gören,
zorla değiştirmek isteyen anlayışın her zaman
karşısında olduk, olmaya devam edeceğiz."
EMİNE KAPLAN
KONYA/BEYŞEHtR - Ordu-
nun irticayla mücadele kararlılığı-
na katıldığını belirtirken "Altına
imzamı atanm" açıklamasını ya-
pan Başbakan Mesut Yılmaz,
Anadolu turlannda söy lem değiş-
tirdi.
"Halka rağmen politikayapma-
yacaklaruıT belirten Yılmaz, hiç
kimsenin ezana ve ba\Tağa el uza-
tamayacağını, kutsal değerleri is-
tismar edenlerin dine ve samimi
Müslümanlara zarar verdiğini
söyledi.
Başbakan Yılmaz, dün Be\şe-
hir'de Eşretbğlu Köprüsü. İhsan
Kabadayı Ilköğretim Okulu. Be\ -
şehir Stadyumu \e çıraklık eğitim
merkezinin açılışını yaparken;
1000 kişilik öğrenci yurdunun te-
meli dualar eşliğinde atıldı.
Beyşehir Anıt Meydanı'nda
halka seslenen Yılmaz. hüküme-
tin 1 \ıl içinde yalnızca hizmet
yapmakla kalmadığını. kavga ve
laf kalabalığına dayalı siyaset an-
layışının yenne uyumlu ve uzlaş-
maya dayalı bir anlayış getirdiği-
ni söyledi.
Hükümetin görevınin Türkı-
ye'yı yeni biryüzyıla taşımak ol-
duğunu anlatan Yılmaz, bütünça-
balannın gelecek kuşaklara daha
zengin \e mutlu bir Türkiye bı-
rakmak olduğunu vurguladı.
"Halka rağmenci politikalann"
geride kaldığını kaydeden Yıl-
maz. hükümetinin insanları zora
değil. rızaya davet ettiğini bildir-
di. Yrlmaz. şu görüşleri dile getir-
di:
"Insanlar arasındald farklıhk-
lan zenginük olarak görüyoruz.
Kendi insanının gerçeklerinden
habersiz olan, küçük gören, zoria
değiştirmek isteyen anlayışın her
zaman karşısında olduk. olmaya
devam edeceğiz. İnsanımız nasıl
inanmak. nasıl yaşamak istiyorsa
bizim görevimiz hukuk ve demok-
rasi kurallan içinde bunu sağla-
maktır. Dinimizin anlayışı da bu-
dur. İslam bir banş dinidir. Zor-
lukları kolaylaştıran ve farkları
birleştiren bir dindir. Bunun için
atalarunız bu topraklarda hoşgö-
rünün en güzel örneklerini vermiş-
tir. Hazreri Me\ lana da bunun gü-
zel bir örneğidir. Hiç kimsenin di-
nimizi kendi tekeline almava. in-
' Diyanet'e
şeriatçı
sızma yok'
ADANA (Cumhuriyet
Giiney îlleri Bürosu) - Di> a-
net Işleri Başkanı Mehmet
Nuri Yılmaz. dün bir gazete-
de yer alan "Diyanet'e şeri-
atçı sızma" başlıklı haberde
yer alan. Başkanlığın üst dü-
zey görevlileri arasında
Müslüman Kardeşler örgütü
üyelerinin bulunduğuna iliş-
kin savların doğru olmadı-
ğını belirterek. "Zaten böy-
le bir şey olsaydı gereken ya-
pılırdı" dedi.
Depremden zarar gören
bölgelerde inceleme yap-
mak üzere geldıfi Adana'da
basın mensuplannın, söz ko-
nusu haberde yer verilen,
Başbakanlık Takıp Kurulu
raporundaki savlarla ilgıli
sorulannı yanıtlayan Yılmaz
şunlan söyledi:
"Böyle bir üyemiz yok. E(-
Ezher mezunu birisi var.
Şöyle ki; bir-iki sene El-Ez-
her'de okumuş. daha sonra
yatav geçiş vaparak Kayseri
Yüksek İslam Enstitü-
sü'nden mezun olmuş. Bunu
Kayseri'den, Mısır'dan ve
Emniyet Genel Müdürlü-
ğii'nden incelettik. Bir kişt-
nin sınırdışı edildiği pasapor-
tundan bellidir. Bu iddia asıl-
sızdır. Bunlar her dönemde
olduğu gibi ihbardır. komp-
lolardır."
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
Diyanet İşleri Başkanlığı "Düşünce ve Fikir Ozgüriüğü" konusunda hutbe verecek.
">\
ı
sanlan şucu bucu diye kamplara
ayırmaya. cennet bekçiliği ve ce-
hennem zebaniliğine smunmaya
hakkı yoktur. Hiç kimseye dini-
mizde böyle bir yetki verilmemiş-
tir. Bizim hakkımızda haksız, mes-
netsiz iddialarda bulunanlar, ya-
lan söyle>enler, çamur atanlar bir
yıl önce bu ülke>i ne hale getirdik-
lerine bir baksınlar."
Hiç kimsenin ezana ve bayrağa
el uzatamayacağını kaydeden Yıl-
maz, çabalannın ülkeyi banş için-
de kalkındırmak olduğunu belir-
terek, yurttaşlardan "fitne" ve ya-
lanlara kulak asmamalarını iste-
dı. Hiç kimsenin 2.5 oy uğruna
kendilerini imanla karşı karşıya
getiremeyeceğini anlatan
Yılmaz. "Bu mukaddes de-
ğerleri istismar edenler dine
ve samimi Müslümanlara
zarar veririer. Onlarla mü-
cadele edeceğiz'' dıye ko-
nuştu.
55. hükümetin iktidarı
devraldığmda bütçenin de-
lik deşik olduğunu, memur-
lann maaşlannın bile öde-
nemeyecek durumda oldu-
ğunu kaydeden Yılmaz, hü-
kümetin bütün engelleri aş-
tığını söyledi.
lktidann yaşam pahalılı-
ğı ve enflasyonu yüzde
50"ye indirmeyi vaat ettiği-
ni kaydeden Yılmaz, "20
yıldır hep pahalılık içinde
yaşamışız. Hiç ucuzluk gör-
memişiz. Herkes zannediyor
ki bu pahahlığın önü alına-
maz. Komşu ülkeler pahab-
lığın üstesinden geldiler. Üç-
beş hazırda yiyen insan enf-
lasyondan rahatsız olmaya-
bilir. Biz enflasyonu ezmeye
kararlıyız. Bir ayağını çö-
kerttik. şimdi sıra ezmeye
geldi. Bunun için bize 6 ay
daha destek olun" dedi.
Beyşehir'in sorunlanna
değinen Yılmaz, Gembos
yolunun karayollan agına
alındığını, organize sanayi
bölgesinin merkezi trafosu-
na başlandığını kaydederek,
Erzurum üzerinden Kon-
ya'ya doğalgaz boru hanı-
nın da ihale edildigini söy-
ledi.
Yılmaz, Tuz Gölü'nün
korunması için de Bakanlar
Kurulu karan çıkartıldığını
bildirdi.
Başkentte baskın seçiııı tarbşmasıANKARA(Cumhurhet Bürosu)- Seçım
hükümetine karşı çıkan \ e behrsizlik orta-
mının bir an önce giderilmesini isteyen
Başbakan Yardımcısı BülentEeevit'in "6ay
heba olmasın, seçimi kasuna çekeöm" söz-
leri baskın seçim tartışmalannı yeniden
gündeme taşıdı. Ecevit. Başbakan Mesut
Yılmaz ileCHPIideri DenizBaykal'ın "dü-
şük profilli hükümet" modelini yeniden
gözden geçirmelerini de
istedi. Baykal. "Bubirka-
çış senanosu mu?" der-
ken. genel sekreter Adnan
Keskin. "Bu. iflasın ve tü-
kenişin ilamdır" görüşü-
nüdile getirdi.
DTP Genel Başkanı
Hüsamettin Cindoruk ise
"Fiili imkânsızlık var.
YSK Başkanı.yakın tarih-
te seçim >apılamayacağını
söylüyor" değeriendirme-
sini yaptı. Başbakan Yıl-
maz, "Seçimin ne zaman
yapılacağma Meclis karar
verir" açıklamasını yaptı.
FP ve DYP yönetıcileri.
Ecevit'in önerisine destek
verdiler. Yılmaz ile Baykal'ın yerel ve ge-
nel seçimlerin 1999 yılı Nisan ayında ya-
pılması, seçime yeni bir hükümetle gidil-
mesi ve seçim karannın parlamento tatile
girmeden önce almması konusunda uzlaş-
ma imzalamalanna karşın, hükümet ortak-
lan DSP \e DTP'nin "kerhen" destek ver-
mış olması nedeniyle bu uzlaşmanın yaşa-
ma geçip geçmeyeceği netleşmedi. Ece-
vit'in "Sonbaharda seçim olursa seçimi bi-
tirir, seçim hükümeti gereğini de ortadan
kaldınnz'' sözleri, uzlaşmayla ilgili tartış-
malan yeniden gündemin ilk sırasına taşı-
dı.
Ecevit, Yeni Yüzyıl'ın dünkü manşetine
yansıyan sözleriyle ilgili yazılı bir açıkla-
ma yaparak açıklık getirdi. Hükümetten
ümidini kesmediğini, aksine başanlı buldu-
Org. Kıhç:Israü'edoğuda üsyok
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Hava Kuv\'etleri Komutanı Orgeneral
tlhan Kıbç, tsrail'le Türkiye arasında
ortak eğitim çalışmaian ve tatbikat
yapıldığını. ancak Jsrail'e doğuda üs
verileceği yolundaki haberlerin doğ-
ru olmadığını bildirdi. Dışişleri Ba-
kanlığı da, üs verileceği haberlerini
yalanladı. Israil'in Ankara Büyükel-
çiliği, Türk savaş uçaklannın fsrail'de
S-300 ftizelerini vurma eğitimi gör-
düğü ve Israirin Türkiye'nin doğu-
sunda bir hava üssü kurduğu yönün-
de basmda çıkan haberlerin gerçeği
yansıtmadığını bildirdi. tsrail Büyü-
kelçiliği, Dışişleri Bakanlığı Sözcü-
sü'ne dayanarak yaptığı açıklamada,
iki ülke arasındaki işbirliğinin her-
hangi bir ülkeyi hedef almadığı da
vurgulandı.
Orgeneral Kılıç, dün resmi temas-
larda bulunmak üzere Türkiye'de bu-
lunan Ispanya Hava Kuvvetleri Ko-
mutanı Orgenerai Juan Antonk) Lo-
pez'le görüştü. Kılıç. gazetecilerin
ABD'de yayımlanan The Christian
Science Monitor gazetesine dayana-
rak yönelttikleri. "Türk Hava Kuv-
vetieri ile Israil arasında hava sav un-
ma eğitimi >« özekfc S-300'lere karşı
bir işbtrliği olup nlnmrfıgnm" ilişkin
sorulan üzerine, şunlan söyledi. "fs-
railileajılaşınaJarçerçevesindekarşı-
lıklı olarak gerekli eğitim ortamırtdan
faydalannoruz. Bunun dışında aynca
vapdan bir şej yok." Kılıç, "Doğu'da
tsraü'e üs verileceği" iddialannada,
"Ben bitmryoruın. Benim bilmediğim
şey de herhalde yok" dedi.
ğu 55. hükümetin anayasal süresini doldu-
runcaya kadar işbaşında kalmasından ya-
na olduğunu belirten Ecevit, ancak belirsiz-
lik ortamından rahatsız olduğunu söyledi.
Başbakan Yılmaz'ın Baykal ile yaptığı
anlaşmanın. bu hükümetin anayasal süre-
sini doldurmasını önlediğini belirten Ece-
vit, DTP'nin iç sorunlannın da hükümeti
zorlamaya başladığını söyledi. CHP lideri
Deniz Baykal, Cumhuri-
yet'ın sorulannı yanıtlarken
"Önce bir görelim. Ne dü-
şündükleri bellideğil. Busöz-
lerden Başbakan'ın haberi
var nu, ortak kanaatieri cni,
bir görelim. Bu bir kaçış se-
nanosu mu? Neden kaçıyor-
lar? Enflasyondan, memur
maaşlan sıkınüsından, irtica
tarüşmalan sıkmnsından nu,
bir görelim. Tuhaf bir man-
zara" dedi.
YSK Başkanı Tufan Al-
gan, ödenek verilmesi duru-
munda erken genel seçimle-
rin kasım ayı içerisinde ya-
pılabileceğini bildirdi.
DüZ YAZIIORHAN BİRGİT
Memur zamları ile ilgili tartışmalar ve
ası hükümet bunalımı, sadece iktidar
îrtilerinın ve öteki siyası partilerin so-
nu mudur?
Soruyu bıraz daha genişleterek yine-
/elim:
Zamlann yüzde 20'lerde mi kalması,
ıksa kimi kamu emekçisi sendikalara
>re yüzde 40 ile yüzde 70 arasında de-
şmesi, memurlarla emeklilenni ilgılen-
iyor?
Kiasik kurallara kulak verırseniz, çalı-
nlara verilecek her ücret öncelikle çar-
jaki esnafa yansıyacaktır. Esnafın ci-
su toptancıya, ondan da üretimi yapan
Drikalara ya da ithalatçı fiımaya döne-
•ktir.
Dolayısıyla bir süredir sözü edilen pi-
salardaki durgunluk. yerıni hareketlili-
bırakacaktır. Bu nedenle de memur
aaşlarındaki artış için Başbakan'ın nı-
ı cimri davrandığını anlamakta güçlük
ken koalisyon ortağı Demokrat Türki-
Partısı'nin önerilerine hak vermeli.
tta bu önerilerde yer alan yüzdeyi az
lan Doğru Yöl Partisi, Fazilet Partisi gi-
muhalefet partileri ile hükümeti dışa-
an destekleyen Cumhuriyet Halk Par-
'nin ücretlerdeki artış yanşında, hükü-
îtin bunlardan hangisinin önerisini be-
rîseyeceği üzerinde müşterek bahıs
oynamalıyız?
Me yazık ki bilinen deyim ile kazın aya-
aöyle değildir.
Dlaya sadece memurlara bu yılın ilk
isında yapılması gereken zamların di-
Önümüzdeki Kavşak
yoptrisi ile bakarak hiçbir yere varama-
yız.
İçinde DTP'nin deyeraldığı hükümet,
enflasyona karşı yürüttüğü savaşımı, en
kötümserterin bile kabul etmek zorunda
kaldığı gibı, başanlı bir bıçımde yürütür-
ken, ona "Kaynak yarat, ne yaparsan
yap ve memurzamlannı istenilen düze-
ye getir" demenin gerçekçi olmadığını,
bu hükümetin dışında birilerinin söyle-
mesi gerekiyor.
Biliyorum ki böyle bir işlev, olabildi-
ğince sevimsızdir. Ama gerçeğin ta ken-
disidir.
Kaynak yaratmak!..
Cindoruk, partisinin ekonomistlerini
ve o arada benim deyakından tanıdığım
Akın ilgin ve Tunç Bilget'in de isimle-
rine gönderme yaparak, DTP'Iİ uzman-
lann kaynak arama çalışmalarından söz
ediyor. DTP liderine göre hükümetin elin-
de cep telefonlanna iki yeni hat daha ek-
lemek olanağı vardır. Telsim ve Turkcell
dışında iki yeni kuruluşa daha verilecek
imtiyaz karşılığında, gerekli para hazine-
ye girecektir.
Bir başka öneri, "Hazinenin dış borç-
lan için ödediği on günlük faizin karşılı-
ğı memurun yarasını sarmaya yeter" bi-
çiminde özetlenıyor.
Enflasyonu kamçılayarak yeniden şa-
ha kaldıracak hiçbir önennin, başta ça-
lışanlar olmak üzere bütün kesimlerin
aleyhinde olacağını bilmeyenimiz yok.
Böyle bir şey, çözüm yerine çözümsüz-
lük getirecektir.
Hükümet, cep telefonu için yeni hat-
lar ihale ederek bunların satışından kay-
nak yaratacaksa, o kaynaklan borçlann
ödenmesinde ve kalkınmada kullanarak
enflasyonu indırebılir. Ama yüzde 20'lik
bir zammı yeter görerek ücretlilerin kar-
şısına çıkmanın da doğru olmadığı ve
sosyal adaletle bağdaşmadığı gerçeği-
ni hükümetin kavraması gerekiyor.
Dahası, öncelikle sorumlu hükümetin
tam bir Bakanlar Kurulu karanna ulaş-
madan ortaya atılan yüzde 20 miktannı
bir kural gibi görmekten vazgeçmesi.
Başbakan'ın kamu emekçileri için ba-
şından beri izlediği stratejide iki yanlış
var.
Yanlışlardan birisi, bu yüzde 20'lik çı-
tada ısrar etmesidir. Zam oranı, yarınki
Bakanlar Kurulu'nda görüşülürken, üç
ortağın da buluşacağı bir çizgiye çekile-
bilir.
Nitekim, Demokrat Türkiye Partisi'nin
dünkü Başkanlık Divanı'ndan, bazı çev-
relerin beklediğinin aksine köprüleri ta-
mamen atan bir karar çıkmamış, sorun
genel idare kuruluna gönderilirken, hü-
kümet kararı ne olursa olsun, partinin
bakanları çekmemesi görüşü ağır bas-
mıştır.
Bugüne kadar bu konu üzerinde po-
lemiğe girmekten kaçınan, hükümetin
sağduyu kanadının temsilcisi DSP, Ece-
vit'e göre yüzde 20'yi olanaklar elverdi-
ği oranda yukanya çekme görüşündedir.
Başbakan Yardımcısı'nın, Demokra-
tik Sol Parti'nin bu konudaki görüş ve
önerilerini, yann düzenleyeceği bir basın
toplantısında açıklaması bekleniyor. Bü-
lent Bey, taraflann karşılıklı restleşmele-
rinin dogru olmadığını her fırsatta söylü-
yor. Başbakan'ın yüzde oranı üzerinde
rakam vermiş olmasını zamansız bulu-
yor. Özellıkle Kamu-Sen ile aradaki di-
yaloğun yarariı bir biçimde sürdürüldü-
ğünün, ama sendikalar arasındaki reka-
betin memurlar cephesinde olayı tırman-
dırdığının da aftını çiziyor.
Ecevit'in söyledikleri, Anavatan Parti-
si ve Mesut Yılmaz'ın, kamu emekçile-
ri sendikalarının yetkileri ile ilgili önemli
bir sorunu da gündeme getiriyor. 1982
Anayasası'nda üç yıl önce değişiklik ya-
pılırken, DSP'nin önerdiği biçimde me-
murlara sendika kurma hakkı, grevli ve
toplusözleşmeli bir tabana oturtulmuş
olsa idi; bugün hükümet bu sektörün iş-
vereni sıfatı ile oturduğu masanın bir ta-
rafına da en çok üyesi olan sendika kon-
federasyonu alacak, onlara bütçe ola-
naklannı, hazine kaynaklannı ve enflas-
yonla ilgili bütün dokümanları tek tek
gösterecekti.
Ne yazık ki ANAP, bu öneriye, öteki
sağ partiler gibi sahip çıkmadı.
Ama iş işten tamamen geçmiş değil
ki. Hiç değilse memurlann temsilcileri ile
yumuşak bir diyaloğun yolları aranmalı
ve makul bir çizgiye çekilmeleri için ça-
ba gösterilmeltdir.
Sanıyorum, çarşamba günü açıkla-
maları arasında Ecevit, bu konuda da
çözüm önerilerinde bulunacaktır.
Bülent Bey, dün birgazetenin ileri sür-
düğü gibi, hükümetten umudunu kesmiş
değil. Ama bir yandan Baykal - Yılmaz
anlaşmasının, ote yandan DTP'nin iç sc-
runlannın, hükümetin anayasal sürecini
doldurmasına elveımeyeceğini de söy-
leyecek kadar gerçekçi.
Peki ne yapmalı? Sorunun yanıtını dün
yaptığı açıklamada verirken Ecevit, üç
önerisini sıralıyor:
Gerekirse seçimlerin kasım ayına alı-
nabileceği. Ama öncelikle hükümetin
geleceği ile ilgili belirsizliğin ortadan
kalkması ve Baykal'ın "düşükprofilli hü-
kümet" modelini yeniden gözden geçir-
mesi.
Yasama değil, yürütme işlevini omuz-
lamış olan hükümetin, ivedilik taşıyan bir
iki yasa daha çıkartıp Meclis'in tatile gir-
mesi.
Galiba, bütün partilerin milletvekilleri
için en cazip gelecek öneri, bu sonun-
cusu. Ankara'da termometrenin yüksel-
diği de göz önüne alınırsa.
POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Rabıta'dan Hizbullah'a...
Yıl 1987..
Başbakan Turgut Özal, Cumhurbaşkanı Ke-
nan Evren...
Uğur Mumcu, Cumhuriyet'te "Rabıta"yı gün-
deme getirdi. Kamuoyu "fîab/fa"haberleriyleçal-
kalandı. SHP lideri Erdal inönü olayın üstüne git-
ti. Fikri Sağlar, Cüneyt Canver gibı SHP millet-
vekilleri TBMM'de soru önergeleriyle öne çıktı...
"Rabıta" neydi? Arapça kökenlı bir sözcük:
"llişki, bağ" anlamına geliyor... Başka anlamları da
var: "Düzen, tertıp."
Şeriatçı basın o yıllar henüz daha palazlanma-
mıştı...
Mehmet Şevket Eygi, Nokta dergısıne şöyle
diyordu:
"Islamcı kesim 1980 sonrası din unsurundan is-
tifade etmiştir. Bu arada din de kendi gayesini
gerçekleştirmek için çalışmıştır..."
Kimi gazetelerde yer alan haberler bana yıllar
önceki "Rabıta" olayını anımsattı, tankatların si-
yasette ne denli etkili olduklarını düşündürdü...
Kocaeli'ndeki "Hizbullah Operasyonu "nda
üçü emekli astsubayın yakalanışı. FP'li Abdülka-
dir Aksu'nun bir numaralı adamı Recep Gülte-
kin'in yedi yıl sonra Emniyet Genel Müdürlüğü
Personel Daire Başkanlığı'na getirilişi düşündü-
rücüydü...
1998 Türkiyesi'nde şeyhler, şıhlar hâlâ polis ör-
gütündeetkiliydi; Hizbullah adlı yasadışı dinci te-
rörörgütü.Kocaeli'ndeTSK'denihraç edilen ast-
subaylarca yönetiliyordu...
On bir yıl önce Mehmet Şevket Eygi ne diyor-
du:
"Islami kesimi yönetenler 1980'den sonra din
unsurundan istifade etmişlerdir. Millı beraberiiğf
sağlamak için dini, bir vasıta olarak kullanmışlar-
dır. Bu arada din de kendi gayesini gerçekleştir-
mek için çalışmıştır. Şimdi öyle birnoktaya gelın-
miştir ki, müsaade edilenden öteye geçildtği için.
tedbir almak istiyohar..."
Türkiye'de şeriatçı yapılanma 1980 sonrası iv-
me kazandı, 1987 yılında Güneydoğu'da PKK'ye
karşı "dinci örgütlenme"ye olanak tanındı; Hiz-
bullah işte o yıllarda devlet eliyle desteklenıp eği-
tildi...
• • • ',
Yıl 1992... \
Altı yıl önce Içel'in Aydıncık ilçesindeki Diya-
net Işleri Başkanlığı'na bağlı Kuran kursuna Su-Î
udi kökenli banka parasal yardımda bulunmuyor.
muydu?
1983 yılında Iran ve Suudı sermayesi Türkiye'de:
yokken 1998 yılında sayıları kaça ulaşmıştı?
Diyanet Işleri Başkanlığı 24 Temmuz Cuma
günü tüm camilerde hutbe okutup düşünce öz-
gürtüğünü Kuran'dan ayetlerte destekleyecek... •
Acaba böylece irtica mı önlenecek, yoksa dü-
şünce özgüriüğünün dinsizlik olmadığı mı anlatı-
lacak?
Laiklik içi boş bir kavram değildir... ı
Ama burası Türkiye, isteyen istediğini yapabi-
lir.
Bizim Diyanet Işleri Başkanlığı hâlâ ortaçağ ka-
fasıyla çalışıyor, camileri öğretim ve eğitim mer-
kezi olarak görüyor...
On bir yıl önce "Rabıta"dan maaş alan imam-
lar vardı. Şimdi ise düşünce özgürlüğünü Ku-
ran'dan almaya çalışan Diyanet Işleri Başkanı
var...
Camilerde "Düşünce Özgürlüğü Fetvası" veri-
leceğini gazetelerde okuyunca, 1 Eylül 1974'te
Diyanet Gazetesi'nde çıkan bir öneriyı anımsa-
dım:
"Bir İslam misyoner teşkilatı kurulmalıdır. Bu
teşkilat çeşitli bağışlarla ve özellikle zekât fonun-
dan desteklenmelidir. Bu toplanan paralarla ya-
bancı ülkelerde Islami anlatacak, dıl bılir ve ken-
dini Islama vakfetmiş din adamlan yetiştirilir. Dün-
yada konuşulan belli dünya dillennden eserier
yayımlanır. Böylece İslam tanıtılmış ve bunu ya-
panlaren büyük mücahitpayesine enşmiş olur..."
Bunlann pek çoğu tarikat şeyhlerince yapıldı...
O zaman şeriatı destekleyen kim? Camilerde
düşünce özgürlüğü konusunda Kuran'dan ayet
okumak neyin nesi? Laikliği temel ilke kabul eden
Türkiye şeriat devleti mi olmak istiyor? 1974 ile
1998 arasında değişen ne var? Kim kimi kandırı-
yor?
• • •
Yıl 1998...
Sevgili Yılmaz Akkılıç bir süre önce. Bursa-
2000Gazetesi'ndeki "TarikatveCemaafyazısın-
da ilginç bir konuya değindi: Banu Demirağ'ın
Özel Nilüfer Fen Lisesi öğrencilerinin "Fen Bilim-
leriSergisi" üzerine yaptığı haberi değerlendirdi...
Akkılıç diyor ki:
"Bu lise Fethullah Gülen'/n gözbebeği okul-
lardan biri..."
Öğrenciler spora ilgi duyuyorlar. Hülya Av-
şar'la, Tarkan ve Emrah'ı tanıyorlar, ama Bursa
Senfoni Orkestrası'ndan haberleri yok!..
Öğrenciler Necip Fazıl, Mehmet Akif dışında
şair; Abdullah Ziya Kozanoğlu'yla Peyami Sa-
fa dışında yazar adı sayamıyorlar...
Akkılıç devam ediyor:
"Bu okullarda çocuklann belli dünya görüşü
doğrultusunda biçimlendirilmeleh amaçlanıyor.
Necip Fazıl ve Mehmet Akif, Türk şıirinin iki do-.
ruğuonlariçin; NâzımV, Dağlarca'yv, Tarancı'y,
Külebi'yv, Kansu'yu, Melih CevdetV öğretme-,
mişlerki..."
Öğrencilere belli birsiyasi ideoloji aşılanıyor...
Kim yapıyor bunu?
Elbette öğretmenler!.. ,
Ama burada "amaç" başka!..
Tek yönlü bir öğretim...
Akkılıç'ın belirttiği gibi felsefenin geniş açılımın-
dan yoksun, diyalektikten habersiz matematıkçi-J
ler, kimyacılar, bilgisayar uzmanlan yetiştirmek o,
okullann amacı...
Tıpkı Sudan'da, Iran'da, Suudi Arabistan'da ol-,
duğu gibi... ,
Rabıta'dan Hizbullah'a uzanan birçizgi, cami-,
lerde düşünce özgürlüğü fetvasında buluşuyon
1998 Türkiyesi'nde... j
Tarikat okullan, yurtlar, dershaneler, kadın-erkek
hastaneleri, bakanlara camide imamlık eden va-;
liler...
Laik demokratik devlet böyle korunup kollanı- •
yor...
Bilmem Yılmaz ve Ecevit ne düşünüyor?
hckayafo posta.cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98