24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9HAZİRAN1998SALI 12 KULTUR Izmit Şehir Tiyatrolan, Emre Koyuncuoğlu'nun yönettiği alternatif şovu bugün ve yann sahneliyor zorlayacak bir oyun• Perihan Mağden'in ilk şiir kitabı "Mutfak Kazalan'ndanyola çıkılarak oluşturulan gösteride dans, müzik. metin, görsel efektler ve izletiler bir araya getiriliyor. Gösteride Meltem Özsavaş, Esra Bezen Bilgin ve Betül Çobanoğlu rol alıyor. GÜL ERÇETÎN Anadolu'nun ilk ödenek- li tiyatrosu İzmit ŞehirTiyat- rosu sezonunu kapatmadan önce etkinliklerini sokağa taşıdı. Tiyatro. altıncı pro- düksiyonu olan Mutfak Ka- zalan'yla tzmit Outlet Cen- ter'ın açık otoparkında üç TIR'ın üzerinde biralterna- tif şov gerçekleştıriyor. Bu- gün ve yann saat 21.00'de iz- lenebilecek olan projenin yönetmeni izmit Şehir Tiyat- rolan'nın dramaturgu Em- re Koyuncuoğlu. Perihan Mağden'in tek şiir kitabı "Mutfak KazalarTndan yo- la çıkılarak oluşturulan gös- teride dans, müzik. metin, görsel efektler ve izletiler bir araya getiriliyor. Izmit Şehir Tiyatrolan'nın kadro- lu oyunculan rol alıyor gös- teride. Hacettepe Üniversi- tesi Ankara Devlet Konser- vatuvarı Tiyatro Bölümü mezunu ve Ankara Devlet Tiyatrosu'ndagörev alan üç genç kadın sanatçı Meltem Ozsavaş, Esra Bezen Bilgin ve Betül Çobanoğlu. Müzik- ler ıse Baba Zula'nın iraza- sını taşıyor. Gösteri Outlet Center'dan sonra İzmit Fu- an, Izmit'in farklı ilçelen; Eskişehir, İstanbul ve Anka- ra'ya taşınacak. Oyunun yö- netmeni Koyuncuoğlu ile çalışmalannı değerlendir- dik. - Dans. müzik,görsel efekt ve izletilerin bir araya geüne süreci nasıl gerçekleşti? 'Mutfak Ka/alan' Outlet Center'dan sonra tzmit Fuan, İzmifin farklı ilçeieri; Eskişehir, İstanbul ve Ankara'ya taşınacak. durduğun yeri ve geleceğe ve nske çok açık yanlannı. ken yanı da bu saldırganlı- bakışını belirliyor. Cografı Daha proje düşünsel olarak ğı içeriyor olması. Eğeror- - Kullandığımız metin. bir sahne metni ya da oyun de- ğil. Perihan Mağden'in şiir- lerini kullanıyoruz. Bu şiır- len görselleştirme veaynı za- manda bu şiirleri okuyuş bi- çimimizı yansıtma süreci başladığında böyle birekıp- le birlikte çalışmaya başla- dık. Şiirlerin kendi içinde bir matematik ve çok dogal olarak bir tasanmı var. Bu yaratıcı sözel matematiği: müzik. koreografı. görüntü tasanmı ve oyuncunun per- formansı aracılığıyla can- landırdık. Sahnede olan as- lında tüm bu çalışanlann ha- yata bakış tarzı ve dili oldu. Yani kullanılan metin tüm di- ğer sanatsal öğeler gibi bir aracı. Fotoğraf olsun. dans. oyunculuk olsun, ya da mü- zik olsun hiçbiri kendi bilın- dik kalıplan içinde kullanıl- madı. Bu nedenle birbirleri içine kaymalan, birbirlerini tamamlamalan ya da üst üs- te binip farklı anlamlar üret- melen hiç zor olmadı. Za- ten bu yüzden özellikle ken- di sanat alanlannı genişlet- mış sanatçılarla çalıştım ve şiirlerini kullandım. Gerçekleştirme sürecinin bir öbürtarafınıda bize ına- nan ve yeni bıroluşuma des- tek veren Outlet Center'ın katkılandır. Bu sponsorlu- ğun maddi yönünden öte; başka bir özelliği olduğunu düşünüyorum. - Farklı anlatım biçimleri hangi platformda buluşu- yor? -En temel kavramda: Ken- dini dile getirmek. Bu nok- ta ister istemez geçmişini. anlamda durduğumuz nok- ta İzmit. Projede çalışan tüm sanatçılarya Îzmit-İstanbul arası mekik dokudular ya da 8 ay önce tzmit'te kuru- lan Izmit Büyükşehir Bele- diyesı Şehir Tiyatrolan'nın elemanlan. Projede çalışan oyuncular Esra Bezen Bil- gin. Betül Çobanoğlu, Mel- tem Özsavaş da İzmit'e 8 ay önce Ankara'dan geldiler. Bir buluşma noktası İzmit. Bizi buluşturan en büyük öğe de Perihan Mağden'in şiirleri. Mağden'e. şiirleri- ni sahnelemek isriyorum de- diğimde bana kısaca. "Eti benim, kemiği senin* dedi. Bununla şunu da belirtmek isterim; projedeki tüm ar- kadaşlann riski göze alan ortadayken, Orhan Cem Çe- tin'e "Baba Zula" grubun- dan Murat Ertel'e şiirleri verdim. Şonra üzerinde ko- nuşmaya başladık. Bakış açı- lanmızda. şiirleri seslendi- riş biçimlerimızde ortaklık- lar söz konusuydu. Bizi bu- luşturan bir başka öğe de bir anlamda hayat görüşlenmiz. - Perihan Mağden'in şiir- leri şovun oluşumunda na- sıl bir rol oynadı? - Kullandığı dılin özellık- leri öncelikle. Perihan Mağ- den' in özlemini çektiğim bir dili var. Şiirlerinde kadın di- lınin ve dünyasının çok çar- pıcı ve cesur bir şekilde bi- çimlenmış halıni görüyor- sunuz. Aynı zamanda sal- dırganlık var. Beni en çok çe- tada saldırgan bir tutum var- sa, bunun nedeni de söyle- niyorsa, bilinmesi gereken bir şey var demektir. Ya da değişmesi gereken bir şey. Kadınm bize sunulan kalıp- lan dışındaki dünyasını gös- termek istiyoruz. Belki de gerçeğe daha yakın olan ka- dını, onun dünyasını, duy- gulannı seyircimize tanıt- mak. - Ahşıldık gösterilerin cn- şında bir etkinlik. İzieyicİYe neterdüşüyor? - Çalışmalann gerginle- şen bir yerinde oyuncu arka- daşlanmdan biri "Hem ko- nuşuyoruz, hem dansediyo- ruz, hem birbirimizi kollu- yoruz, hem de hızı düşür- mememizgerekiyor.Çok fez- la algılanmı açıyorsun. Has- saslaşıyürum" dedi. İzleyi- ci de aynı zorlukla karşıla- şacak sanınm. Gösteri, algı- lannı açmalan içın onlan zorlayacak. - tzmit ŞehirTiyatrolan'- nın etkinlikJerini değerlendi- rirmisiniz? İzmit Şehir Tiyatrosu bu yıl ilk sezonunu gerçekleş- tirdi. Çok başanlı bir sezon olduğunu düşünüyorum. Işd Kasapoglu'nun dinamizmı- nin ve durdurak bilmez üre- tim heyecanının bunda rolü çok büyük. Birde ekip genç. Çabuk yorulan, yılan bir ekip değil. Açılış oyunu- muz, "Hamlefin çok özel anlamlan vardı. Birtiyatro- nun kuruluşunda ürettigi ilk oyun ve 6 saatlik bir oyun- culuk maratonu ıçermesi de bizim tiyatroda neler yap- mak istediğimizi çok belir- gin bir şekilde ortaya koyan birsemboldü. Anadolu'nun ilk ödenekli tiyatrosunda bir maratona başladık. Aynca ilk yılımızda daha. Kasa- poğlu tiyatroyu binanın dı- şına taşıdı. Alternatif risk içeren birproje>e destek ver- di. "Açık Tiyatro" diye bir kavram ortaya attı. Tiyatro sanatı ve bizim Izmit Şehır Tiyatrosu'nun kendi iç dinamiği ve baştan üretken olması için yanı- mızda durdu. Açıkçası. ben- ce biraz kalıplar içinde sıkış- mış ödenekli tiyatroların böyle bir işlevi olduğunu Türkiye'ye hatırlattı. Bu pro- jenin en büyük destekçisi Kasapoğlu'dur. Aynı zaman- da ilk toplantıda onay veren yönetim kurulumuzdur. Et- kinlikleri değerlendirmek sayfalaralır. Bu yüzden çok kısa bir şekilde biryılda gel- diğimiz sonucu söylemem gerekirse. 35 bin seyircimiz var. Izmit bize inaruyor. Ben- ce gelecekte ulusal ve ulus- lararası platformda tzmit Şe- hir Tiyatrosu'ndan çok söz edilecek. TBMMBaşkanı Çetin, sanat kültürü olmayan bir ülkenin yozlaşmaya mahkûm olduğunu söyledi Aya trini Müzesi'nde düzenlenen törende İstanbul KüJtür ve Sanat Vakfi ile 26. Liuslararası İstanbul Müzik Festivali'nin sponsoriarına birer plaket verildi. (Fotoğraflar: KADER TUGLA) Ulııslamrm IstanbıdMiiûk Festindi faışladı Kültür Ser\isi - tstanbul Kültür ve Sanat Vakfi tarafından bu yıl 26'ncısı düzenlenen 26. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali, dün akşam Aya irini Müzesi'nde düzenlenen törenle başladı. istanbul Kültür ve Sanat Vakfi Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı, cumhuriyetin ilk yıllannda gerçekleştirilen atılımlar arasında müziğin özel bir yeri olduğuna dikkat çekerek müzik alanında önemli çalışmalar yapıldığmı belirtti. Daha sonraki yıllarda devletin kültür ve sanata gösterdiği ilginin azaldığını vurgulayan Eczacıbaşı, Atatürk'ün "Oysa devrim yalnız başlar. devrimin bitişi diye bir şey yoktur. Başlamak ve bitmemek, gerek doğada gerekse toplumda devrimin e\ rimle benzer olan ortak yasasKnr" sözlennı anımsattı. Eczacıbaşı. son dönemlerde özellikle Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı. ve belirli kamu kurumlannın kültür ve sanata verdiği önemi belirterek festivalin gerçekleştirilmesinde katkıda "*** bulunanlara teşekkürlerini sundu. TBMM Başkanı Hikmet Çetin, bilgı toplumlannda yannın yeni insanını yaratma özleminin ancak kaliteli sanat yapıtlanyla somutlaştınlabıleceğini söyledi. Çetin, "Artık çağdaş insan, yaşamına bir güzellik katmak için yaşamını bir müzik eseri gibi düzenleme gereğinin bilincine varmış durumda. Bu festival bunun kanıtı" dedi. Çetin konuşmasında, 26. Uluslararası istanbul Müzik Festivali'nin insanlan estetik yönden beslemek, eğitmek gibi önemli işlevleri yerine getirdiğıni vurgulayarak ülkemizde zaman zaman sanat adına yaşanan zorluklara değindi. Çetin konuşmasını şöyle sürdürdü: "Çağdaşlığa yakışmayan gelişmeler karşısında, sanatı adına yakışır bir düzeyde ayakta tutmak ve geliştirmek için' Sanata E\et' demenin ne kadar anlamh olduğunun bilincindeyim; çünkü altvapısında sanat kültürü ounayan bir ülke yozlaşmaya ve çağm gerisinde kalmaya mahkûmdur." Hikmet Çetin ın konuşmasının ardından fstanbul Kültür ve Sanat Vakfi'nın ve 26. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali'nin sponsorlanna birer plaket verildi. 26. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali açılış töreninde plaket alan kuruluşlar şöyle: Resmi kuruluşlar: Başbakanlık Tanıtma Fonu Kurulu adına Cavit Kavak. AFAA- Fransa Büyükelçiliği-İstanbul Fransız İstanbul Kültür ve Sanat Vakfi Basın Sponsorlan arasında yer alan gazetemizüı plaketini Genel Yayın Yönetmenüniz Orhan Erinç aldı. Kültür Merkezi adına Danid Lequertier. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfi 1998 Yılı Kurumsal Sponsorlan: Koçbank adına Suphi Bilgin. IBM Türk Ltd. Sti. adına Hüseyin Kızdtay. The Marmara İstanbul adına Bike Güreli. Renault adına Onur Baytok. DHL Worldwide Express adına Koray Özbay. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfi 1998 Yılı Basın Sponsorlan: Cumhuriyet adına Genel Yayın Yönetmeni Orhan Erinç, Hürriyet adına Doğan Hızlan, Milliyet adına Arsal Tü/üner. Radikal adına Mehmet Yıunaz. Sabah adına Güngör Mengi, Yeni Yüzyıl adına Haşmet Babaoğlu. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfi TV Sponsorlan: atv-Prima TV adına Ekrem Çatay, Cine5 adına Seuna Yalaman, İnterstar adına Ncslihan Özkaraman. Kanal D- Bravo TV adına Yaşar Eroğlu, NTV adına Nuri Çolakoğlu. Shovv TV adına Tarcan Gönenç, TRT adına Hüh/a Alp. 26. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali Sponsoru: Eczacıbaşı Holding adına Bülent Eczacıbaşı. 26. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali'ne en yüksek katkıda bulunanlar: Airbus Industrie adına Gerd R. Schaumann. Borusan Holding adına Semih Ozmen. Ceylan Intercontinental İstanbul adına Aşkın Yücelsin, Goldman Sachs International adına Ümit Kumcuoğlu. Mercedes Benz Türk AŞ adına Axel Arendt Mobil Oil Türk AŞ adına Eric Avenati, Milli Piyango Idaresi Genel Müdürlüğü adına Çiğdem Tulgay, Novartis Ürünleri adına Semiha Baban. Osmanlı Bankası AŞ adına Aclan Acar. Türk Havayollan adına Yusuf BolayırİL Türk Pirelli Lastikleri adına Guiseppe Moggi, Türk Sınai Kalkınma Bankası adına Nuran Lras. Törende daha sonra, 1989 yılında kurulan ve Barok müziğin çağımız İtalyası'ndaki en önemli temsilcilerinden bıri sayılan Europa Galante bir konser verdi. Topluluğun aynı zamanda 1. kemancısı olan şef Fabio Biondi'nin yönettiği topluluk konserde Corelli, Geminiani, Locatelli ve Vivaldi'den yapıtlar seslendirdi ODAK NOKTASI SELİM İLERİ Çocukluğum, Bazı Anılar Ziya Osman Saba, brtiremediği güzel eserine De- ğışen İstanbul adınıtakmıştı. Hatııiadığı, yaşadığı, de- ğiştiğini gördüğü Istanbul'u anlatıyordu. Şimdi dönüp, zaman zaman, bende anılarıma ba- kakalıyorum. Çocukluğum Istanbul'da geçtı. istanbul o zaman bugünkü kente hiç benzemezdi. Çok sakındi. Soka- ğımızdan binde birtaksı ya da 'hususi araba' geçer, herkes pencerelere üşüşürdü. Böyle kırk yıl öncesinde, istanbul kozmopolit bir or- tam sergiliyordu. Türk'ü, Rum'u, Ermeni'sı, Yahudi'si biriikteydi. Müslüman-Hıristiyan ayırımı asla hisso- lunmazdı. Bu yüzden de Müslümanların bayramlan, Musevi- lerin bayramlan, Hıristiyanlann bayramlan iç içe ya- şanır, birçok bayram hep birbirinı takip ederdi. Altı Yedi Eylül olaylan o renkli dünyayı bozan ilk çıl- gınlıktı herhalde. Çocukluğumun ve hatta ilk gençliğimin istanbul'u çok yeşillikliydı. Bahçeler boldu. Apartmanların bile bahçeleri vardı; önde süs bitkileri, arkada meyve ağaçlan. Bu bahçelere her mevsim yeni yeni çiçekler ekilir, yeni yeni çiçekler oğrenirdım ben de. Çarkıfeleğin gö- rünüşüne, zambakların kokusuna tutkundum. Mor- salkımlar yaz boyunca birkaç kez açardı. Eski yöntem yaşama büsbütün yok olmamıştı. Tö- rensi bir saygı duyulurdu büyüklere. Büyük aile çatı- sı gerçi çökmüştü, ama anneanneler-dedeler ve bü- yükanneter-buyükbabalar kuşağına zıyaretler ihmal edil- mez, zaman zaman genış sofralar kurulurdu. Yaşlılann biz çocuklar üzerindekı etkisini bugün da- ha lyi anlayabilıyorum. Masal anlatıriardı, dinı hıkâye- ler anlatırlardı, tanıklık ettikleri yakın tarihimizı anlatır- lardı. Bütün anlatışlannda görgü ve duyarfık bizi usul usul kuşatıyordu. Onlann anlattıklanyla büyüyor, hayata ha- zırlanıyorduk... ilkokul öğretmenlenmı bunca yıl sonra da derin bir sevgiyle hatırlarım. ilkokulda üç ögretmenim oldu, üçü de hanımdı. Her bınnden anılar yaşar. Ulviye Öğretmen, Cihangir'de, Ege Bahçesi'nin karşısındaki bir apartmanın giriş katında otururdu. Şeker Bayramı'nda ziyaretine grtmiştik. Elıni öpmüş- tüm; ögretmenim de bana ıpek mendıl hedıye etmiş- ti. Belkıs Öğretmen ve eşiyle annem babam da gö- rüşürlerdi. Belkıs Öğretmen, Salacak'ta oturuyordu. Evden deniz, Kızkulesi görünürdü. Nevzat Öğretmen hiç evlenmemiştı. Taksim Gazi- nosu'ndaki okul çayımıza hergünkü giysilerinden çok farklı, şık bir kıyafetle geldığıni nedense unutamam. Babam, Teknık Ünıversite'de hocaydı. Annem ev hanımı, ablam lise öğrencisi, ben ilkokul oğrencisi... Bizim aile dört kişıydı. Babam sertti galiba. Ya da babamı pek tanıyama- dığımı itiraf etmeliyim. Zaten on sekiz yaşımdayken babamı kaybettim. Onu tanıyamamış olmama şimdi hayıflanıyorum. Ânnemse, yiımi üç yirmi dört yaşlanmdayken, 'er- ken bunama' denebilecek bir hastalığın esıri oldu. Bu olay beni -sanırım- hayli olgunlaştırdı. Dünyaya baş- ka türfû'bakmaya koyuldum. Insanın acısı ve yalnız- lığı benim için birinci sıraya geçti. Çocukluk semtlerimizdeki komşulanmızı da anma- Iryım. Her birinin ayrı etkısi yaşar bende. Ellıli, attmış- lı yılları, onlann varlıklarından yaşatabiliyorum bazı yazılarımda, bir iki romanımda. Onlar, sakin dünyanın sakin insanlanydılar. Büyük tutkuları, gözü dönük hırsları yoktu. Aslında 'olaysız' günler içindeydik. Demın söytedi- ğim Altı Yedı Eylül Olayları ve 27 Mayıs, çocukluk dö- nemımin en önemli ıki olayıdır. Bu dingin günlerin en büyük sevincıyse sınema ve tiyatroydu. Her ikisine de bayılırdım. Her ıkisı de bü- yüleyicı gelirdi. Sınemaya çoğu kez cumartesı günlen giderdik. Hollyvvood filmlennın çekıciliğıni niye ınkâr edeyim? Rüyalarla örülü, hiçbir zaman gerçeklikte yaşanama- yacak Hollyvvood hıkâyelen hayal dünyamı altüst et- miştir. Sinema dönüşü, daha yolda, sonra evimızde, gördüğümüz filmi bir de belleğimde yaşatır durur- dum. Tiyatroya pazar günleri giderdik. Daima matıneye. Şehir Tiyatrosu'yla çok ıçlidışlıydık.TepebaşıDram'la Yeni Komedi'nın bütün oyunlarını, işte o yıllarda, iz- lemiş olmalıyım. Ziya Osman Saba'nın değiştiğıni söylediğı istanbul'u ben büsbütün değışmeye koyulmuşken tatmış sayı- lınm. Birçok özelliğin son tanıklanndanım. Elli yıldır ya- şadığım bu kenti, bugünlerinde, yazık, artıktanıyamı- yorum... Takvimde îz Bırakan: "Avlumuzun bir köşesinde beniyanına oturtup bir taraftan saçlanmın içinde elini gezdirip başımı okşar- ken diğer taraftan taş parçasıyla kırdığı cevizlerin içi- ni çıkararak pestile sanp sanp elime tutuşturan, ben ağzımın sulannı akıtarak pestili yerken bana uzun uzun masallaranlatan annem, nenem..." Mıgırdiç Mar- gosyan, Biletimiz istanbul'a Kesildı, Aras Yayıncılık, 1998. konulu resim yarışmast • Kültür Servisi-ÇYDD Çocuk Kulübü'nün 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle düzenlediği "Ormanda Bir Ağaç Olsam' konulu resim yanşması sonuçlandı. İlköğretim düzeyindeki öğrencilerin 300'ün üzerinde yapıtla katıldığı yanşmada 20 öğrenci ödüle layık görüldü. 15 Haziran tarihinde Taksim Gümüşsuyu Opera Sanat Galerisi'nde düzenlenen bir törenle dereceye girenler ödüllenni alacaklar. (252 44 33) San Francisco Modern Sanatlar Müzesi'nde yeri koleksiyonlar Kültür Servisi - San Francisco Modern Sanat Müzesi, 40 milyon dolara 23 parçalık bir koleksiyonu müze bünyesıne kattı. Müze müdürü yaptığı açıklamada, koleksiyonda yer alan yapıtlann 14 tanesinin 20. yüzyılın en önemli isımlerinden biri olarak kabul edilen Amerikalı sanatçı Robert Rauschenberg'e ait olduğunu belirtti. 72 yaşındaki sanatçı. birçoğu özel koleksiyonunda yer alan yapıtlanndan aynlmanın kendisi içın zor olduğunu söyledi. Koleksiyonda Piet Modrian. Marcel Duchamp. Alberto Giacomettı, Robert Mothervvell, Wayne Thiebaud ve Lois Bourgeous'un yapıtlan da yer alıjor. 5. drama seminerleri festivali • Kültür Servisi - Kocaeli Bölge Tiyatrosu Drama Seminerleri ve Dönem Sonu Oyunlan Festivali başladı. Kocaeli Bölge Tiyatrosu'ndaeğıtim gören bütün grupların sokak çahşmalan, drama çalışmalan ve salon oyunlan festivalin çatısını oluşturuyor. Yerel ölçülerde bu yıl 5.'si düzenlenen 'Drama Seminerleri' ve 'Dönem Sonu Oyunlan Festivali'nin gelecek yıl ulusal denemeleri de gerçekleşecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle