Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9HAZİRAN1998SALI
12 KULTUR
Izmit Şehir Tiyatrolan, Emre Koyuncuoğlu'nun yönettiği alternatif şovu bugün ve yann sahneliyor
zorlayacak bir oyun• Perihan Mağden'in
ilk şiir kitabı "Mutfak
Kazalan'ndanyola
çıkılarak oluşturulan
gösteride dans,
müzik. metin, görsel
efektler ve izletiler bir
araya getiriliyor.
Gösteride Meltem
Özsavaş, Esra Bezen
Bilgin ve Betül
Çobanoğlu rol alıyor.
GÜL ERÇETÎN
Anadolu'nun ilk ödenek-
li tiyatrosu İzmit ŞehirTiyat-
rosu sezonunu kapatmadan
önce etkinliklerini sokağa
taşıdı. Tiyatro. altıncı pro-
düksiyonu olan Mutfak Ka-
zalan'yla tzmit Outlet Cen-
ter'ın açık otoparkında üç
TIR'ın üzerinde biralterna-
tif şov gerçekleştıriyor. Bu-
gün ve yann saat 21.00'de iz-
lenebilecek olan projenin
yönetmeni izmit Şehir Tiyat-
rolan'nın dramaturgu Em-
re Koyuncuoğlu. Perihan
Mağden'in tek şiir kitabı
"Mutfak KazalarTndan yo-
la çıkılarak oluşturulan gös-
teride dans, müzik. metin,
görsel efektler ve izletiler
bir araya getiriliyor. Izmit
Şehir Tiyatrolan'nın kadro-
lu oyunculan rol alıyor gös-
teride. Hacettepe Üniversi-
tesi Ankara Devlet Konser-
vatuvarı Tiyatro Bölümü
mezunu ve Ankara Devlet
Tiyatrosu'ndagörev alan üç
genç kadın sanatçı Meltem
Ozsavaş, Esra Bezen Bilgin
ve Betül Çobanoğlu. Müzik-
ler ıse Baba Zula'nın iraza-
sını taşıyor. Gösteri Outlet
Center'dan sonra İzmit Fu-
an, Izmit'in farklı ilçelen;
Eskişehir, İstanbul ve Anka-
ra'ya taşınacak. Oyunun yö-
netmeni Koyuncuoğlu ile
çalışmalannı değerlendir-
dik.
- Dans. müzik,görsel efekt
ve izletilerin bir araya geüne
süreci nasıl gerçekleşti?
'Mutfak Ka/alan' Outlet Center'dan sonra tzmit Fuan, İzmifin farklı ilçeieri; Eskişehir, İstanbul ve Ankara'ya taşınacak.
durduğun yeri ve geleceğe ve nske çok açık yanlannı. ken yanı da bu saldırganlı-
bakışını belirliyor. Cografı Daha proje düşünsel olarak ğı içeriyor olması. Eğeror-
- Kullandığımız metin. bir
sahne metni ya da oyun de-
ğil. Perihan Mağden'in şiir-
lerini kullanıyoruz. Bu şiır-
len görselleştirme veaynı za-
manda bu şiirleri okuyuş bi-
çimimizı yansıtma süreci
başladığında böyle birekıp-
le birlikte çalışmaya başla-
dık. Şiirlerin kendi içinde
bir matematik ve çok dogal
olarak bir tasanmı var. Bu
yaratıcı sözel matematiği:
müzik. koreografı. görüntü
tasanmı ve oyuncunun per-
formansı aracılığıyla can-
landırdık. Sahnede olan as-
lında tüm bu çalışanlann ha-
yata bakış tarzı ve dili oldu.
Yani kullanılan metin tüm di-
ğer sanatsal öğeler gibi bir
aracı. Fotoğraf olsun. dans.
oyunculuk olsun, ya da mü-
zik olsun hiçbiri kendi bilın-
dik kalıplan içinde kullanıl-
madı. Bu nedenle birbirleri
içine kaymalan, birbirlerini
tamamlamalan ya da üst üs-
te binip farklı anlamlar üret-
melen hiç zor olmadı. Za-
ten bu yüzden özellikle ken-
di sanat alanlannı genişlet-
mış sanatçılarla çalıştım ve
şiirlerini kullandım.
Gerçekleştirme sürecinin
bir öbürtarafınıda bize ına-
nan ve yeni bıroluşuma des-
tek veren Outlet Center'ın
katkılandır. Bu sponsorlu-
ğun maddi yönünden öte;
başka bir özelliği olduğunu
düşünüyorum.
- Farklı anlatım biçimleri
hangi platformda buluşu-
yor?
-En temel kavramda: Ken-
dini dile getirmek. Bu nok-
ta ister istemez geçmişini.
anlamda durduğumuz nok-
ta İzmit. Projede çalışan tüm
sanatçılarya Îzmit-İstanbul
arası mekik dokudular ya
da 8 ay önce tzmit'te kuru-
lan Izmit Büyükşehir Bele-
diyesı Şehir Tiyatrolan'nın
elemanlan. Projede çalışan
oyuncular Esra Bezen Bil-
gin. Betül Çobanoğlu, Mel-
tem Özsavaş da İzmit'e 8 ay
önce Ankara'dan geldiler.
Bir buluşma noktası İzmit.
Bizi buluşturan en büyük
öğe de Perihan Mağden'in
şiirleri. Mağden'e. şiirleri-
ni sahnelemek isriyorum de-
diğimde bana kısaca. "Eti
benim, kemiği senin* dedi.
Bununla şunu da belirtmek
isterim; projedeki tüm ar-
kadaşlann riski göze alan
ortadayken, Orhan Cem Çe-
tin'e "Baba Zula" grubun-
dan Murat Ertel'e şiirleri
verdim. Şonra üzerinde ko-
nuşmaya başladık. Bakış açı-
lanmızda. şiirleri seslendi-
riş biçimlerimızde ortaklık-
lar söz konusuydu. Bizi bu-
luşturan bir başka öğe de bir
anlamda hayat görüşlenmiz.
- Perihan Mağden'in şiir-
leri şovun oluşumunda na-
sıl bir rol oynadı?
- Kullandığı dılin özellık-
leri öncelikle. Perihan Mağ-
den' in özlemini çektiğim bir
dili var. Şiirlerinde kadın di-
lınin ve dünyasının çok çar-
pıcı ve cesur bir şekilde bi-
çimlenmış halıni görüyor-
sunuz. Aynı zamanda sal-
dırganlık var. Beni en çok çe-
tada saldırgan bir tutum var-
sa, bunun nedeni de söyle-
niyorsa, bilinmesi gereken
bir şey var demektir. Ya da
değişmesi gereken bir şey.
Kadınm bize sunulan kalıp-
lan dışındaki dünyasını gös-
termek istiyoruz. Belki de
gerçeğe daha yakın olan ka-
dını, onun dünyasını, duy-
gulannı seyircimize tanıt-
mak.
- Ahşıldık gösterilerin cn-
şında bir etkinlik. İzieyicİYe
neterdüşüyor?
- Çalışmalann gerginle-
şen bir yerinde oyuncu arka-
daşlanmdan biri "Hem ko-
nuşuyoruz, hem dansediyo-
ruz, hem birbirimizi kollu-
yoruz, hem de hızı düşür-
mememizgerekiyor.Çok fez-
la algılanmı açıyorsun. Has-
saslaşıyürum" dedi. İzleyi-
ci de aynı zorlukla karşıla-
şacak sanınm. Gösteri, algı-
lannı açmalan içın onlan
zorlayacak.
- tzmit ŞehirTiyatrolan'-
nın etkinlikJerini değerlendi-
rirmisiniz?
İzmit Şehir Tiyatrosu bu
yıl ilk sezonunu gerçekleş-
tirdi. Çok başanlı bir sezon
olduğunu düşünüyorum. Işd
Kasapoglu'nun dinamizmı-
nin ve durdurak bilmez üre-
tim heyecanının bunda rolü
çok büyük. Birde ekip genç.
Çabuk yorulan, yılan bir
ekip değil. Açılış oyunu-
muz, "Hamlefin çok özel
anlamlan vardı. Birtiyatro-
nun kuruluşunda ürettigi ilk
oyun ve 6 saatlik bir oyun-
culuk maratonu ıçermesi de
bizim tiyatroda neler yap-
mak istediğimizi çok belir-
gin bir şekilde ortaya koyan
birsemboldü. Anadolu'nun
ilk ödenekli tiyatrosunda bir
maratona başladık. Aynca
ilk yılımızda daha. Kasa-
poğlu tiyatroyu binanın dı-
şına taşıdı. Alternatif risk
içeren birproje>e destek ver-
di. "Açık Tiyatro" diye bir
kavram ortaya attı.
Tiyatro sanatı ve bizim
Izmit Şehır Tiyatrosu'nun
kendi iç dinamiği ve baştan
üretken olması için yanı-
mızda durdu. Açıkçası. ben-
ce biraz kalıplar içinde sıkış-
mış ödenekli tiyatroların
böyle bir işlevi olduğunu
Türkiye'ye hatırlattı. Bu pro-
jenin en büyük destekçisi
Kasapoğlu'dur. Aynı zaman-
da ilk toplantıda onay veren
yönetim kurulumuzdur. Et-
kinlikleri değerlendirmek
sayfalaralır. Bu yüzden çok
kısa bir şekilde biryılda gel-
diğimiz sonucu söylemem
gerekirse. 35 bin seyircimiz
var. Izmit bize inaruyor. Ben-
ce gelecekte ulusal ve ulus-
lararası platformda tzmit Şe-
hir Tiyatrosu'ndan çok söz
edilecek.
TBMMBaşkanı Çetin, sanat kültürü olmayan bir ülkenin yozlaşmaya mahkûm olduğunu söyledi
Aya trini Müzesi'nde düzenlenen törende İstanbul KüJtür ve Sanat Vakfi ile 26. Liuslararası İstanbul Müzik Festivali'nin sponsoriarına birer plaket verildi. (Fotoğraflar: KADER TUGLA)
Ulııslamrm IstanbıdMiiûk Festindi faışladı
Kültür Ser\isi - tstanbul Kültür ve
Sanat Vakfi tarafından bu yıl 26'ncısı
düzenlenen 26. Uluslararası İstanbul
Müzik Festivali, dün akşam Aya irini
Müzesi'nde düzenlenen törenle
başladı. istanbul Kültür ve Sanat Vakfi
Yönetim Kurulu Başkanı Şakir
Eczacıbaşı, cumhuriyetin ilk yıllannda
gerçekleştirilen atılımlar arasında
müziğin özel bir yeri olduğuna dikkat
çekerek müzik alanında önemli
çalışmalar yapıldığmı belirtti. Daha
sonraki yıllarda devletin kültür ve
sanata gösterdiği ilginin azaldığını
vurgulayan Eczacıbaşı, Atatürk'ün
"Oysa devrim yalnız başlar. devrimin
bitişi diye bir şey yoktur. Başlamak ve
bitmemek, gerek doğada gerekse
toplumda devrimin e\ rimle benzer
olan ortak yasasKnr" sözlennı
anımsattı. Eczacıbaşı. son dönemlerde
özellikle Cumhurbaşkanı, Meclis
Başkanı. ve belirli kamu kurumlannın
kültür ve sanata verdiği önemi
belirterek festivalin
gerçekleştirilmesinde katkıda "***
bulunanlara teşekkürlerini sundu.
TBMM Başkanı Hikmet Çetin, bilgı
toplumlannda yannın yeni insanını
yaratma özleminin ancak kaliteli sanat
yapıtlanyla somutlaştınlabıleceğini
söyledi. Çetin, "Artık çağdaş insan,
yaşamına bir güzellik katmak için
yaşamını bir müzik eseri gibi
düzenleme gereğinin bilincine varmış
durumda. Bu festival bunun kanıtı"
dedi. Çetin konuşmasında, 26.
Uluslararası istanbul Müzik
Festivali'nin insanlan estetik yönden
beslemek, eğitmek gibi önemli
işlevleri yerine
getirdiğıni vurgulayarak
ülkemizde zaman zaman
sanat adına yaşanan
zorluklara değindi. Çetin
konuşmasını şöyle
sürdürdü: "Çağdaşlığa
yakışmayan gelişmeler
karşısında, sanatı adına
yakışır bir düzeyde
ayakta tutmak ve
geliştirmek için' Sanata
E\et' demenin ne kadar
anlamh olduğunun
bilincindeyim; çünkü
altvapısında sanat
kültürü ounayan bir ülke
yozlaşmaya ve çağm
gerisinde kalmaya
mahkûmdur."
Hikmet Çetin ın
konuşmasının ardından
fstanbul Kültür ve Sanat
Vakfi'nın ve 26.
Uluslararası İstanbul Müzik
Festivali'nin sponsorlanna birer plaket
verildi. 26. Uluslararası İstanbul
Müzik Festivali açılış töreninde plaket
alan kuruluşlar şöyle: Resmi
kuruluşlar: Başbakanlık Tanıtma Fonu
Kurulu adına Cavit Kavak. AFAA-
Fransa Büyükelçiliği-İstanbul Fransız
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfi Basın Sponsorlan arasında yer alan
gazetemizüı plaketini Genel Yayın Yönetmenüniz Orhan Erinç aldı.
Kültür Merkezi adına Danid
Lequertier. İstanbul Kültür ve Sanat
Vakfi 1998 Yılı Kurumsal Sponsorlan:
Koçbank adına Suphi Bilgin. IBM
Türk Ltd. Sti. adına Hüseyin Kızdtay.
The Marmara İstanbul adına Bike
Güreli. Renault adına Onur Baytok.
DHL Worldwide Express adına Koray
Özbay.
İstanbul Kültür ve
Sanat Vakfi 1998 Yılı
Basın Sponsorlan:
Cumhuriyet adına
Genel Yayın Yönetmeni
Orhan Erinç, Hürriyet
adına Doğan Hızlan,
Milliyet adına Arsal
Tü/üner. Radikal adına
Mehmet Yıunaz. Sabah
adına Güngör Mengi,
Yeni Yüzyıl adına
Haşmet Babaoğlu.
İstanbul Kültür ve
Sanat Vakfi TV
Sponsorlan: atv-Prima
TV adına Ekrem Çatay,
Cine5 adına Seuna
Yalaman, İnterstar
adına Ncslihan
Özkaraman. Kanal D-
Bravo TV adına Yaşar
Eroğlu, NTV adına
Nuri Çolakoğlu. Shovv TV adına
Tarcan Gönenç, TRT adına Hüh/a Alp.
26. Uluslararası İstanbul Müzik
Festivali Sponsoru: Eczacıbaşı
Holding adına Bülent Eczacıbaşı.
26. Uluslararası İstanbul Müzik
Festivali'ne en yüksek katkıda
bulunanlar: Airbus Industrie adına
Gerd R. Schaumann. Borusan Holding
adına Semih Ozmen. Ceylan
Intercontinental İstanbul adına Aşkın
Yücelsin, Goldman Sachs
International adına Ümit Kumcuoğlu.
Mercedes Benz Türk AŞ adına Axel
Arendt Mobil Oil Türk AŞ adına Eric
Avenati, Milli Piyango Idaresi Genel
Müdürlüğü adına Çiğdem Tulgay,
Novartis Ürünleri adına Semiha
Baban. Osmanlı Bankası AŞ adına
Aclan Acar. Türk Havayollan adına
Yusuf BolayırİL Türk Pirelli Lastikleri
adına Guiseppe Moggi, Türk Sınai
Kalkınma Bankası adına Nuran Lras.
Törende daha sonra, 1989 yılında
kurulan ve Barok müziğin çağımız
İtalyası'ndaki en önemli
temsilcilerinden bıri sayılan Europa
Galante bir konser verdi. Topluluğun
aynı zamanda 1. kemancısı olan şef
Fabio Biondi'nin yönettiği topluluk
konserde Corelli, Geminiani, Locatelli
ve Vivaldi'den yapıtlar seslendirdi
ODAK NOKTASI
SELİM İLERİ
Çocukluğum, Bazı Anılar
Ziya Osman Saba, brtiremediği güzel eserine De-
ğışen İstanbul adınıtakmıştı. Hatııiadığı, yaşadığı, de-
ğiştiğini gördüğü Istanbul'u anlatıyordu.
Şimdi dönüp, zaman zaman, bende anılarıma ba-
kakalıyorum.
Çocukluğum Istanbul'da geçtı. istanbul o zaman
bugünkü kente hiç benzemezdi. Çok sakındi. Soka-
ğımızdan binde birtaksı ya da 'hususi araba' geçer,
herkes pencerelere üşüşürdü.
Böyle kırk yıl öncesinde, istanbul kozmopolit bir or-
tam sergiliyordu. Türk'ü, Rum'u, Ermeni'sı, Yahudi'si
biriikteydi. Müslüman-Hıristiyan ayırımı asla hisso-
lunmazdı.
Bu yüzden de Müslümanların bayramlan, Musevi-
lerin bayramlan, Hıristiyanlann bayramlan iç içe ya-
şanır, birçok bayram hep birbirinı takip ederdi.
Altı Yedi Eylül olaylan o renkli dünyayı bozan ilk çıl-
gınlıktı herhalde.
Çocukluğumun ve hatta ilk gençliğimin istanbul'u
çok yeşillikliydı. Bahçeler boldu. Apartmanların bile
bahçeleri vardı; önde süs bitkileri, arkada meyve
ağaçlan.
Bu bahçelere her mevsim yeni yeni çiçekler ekilir,
yeni yeni çiçekler oğrenirdım ben de. Çarkıfeleğin gö-
rünüşüne, zambakların kokusuna tutkundum. Mor-
salkımlar yaz boyunca birkaç kez açardı.
Eski yöntem yaşama büsbütün yok olmamıştı. Tö-
rensi bir saygı duyulurdu büyüklere. Büyük aile çatı-
sı gerçi çökmüştü, ama anneanneler-dedeler ve bü-
yükanneter-buyükbabalar kuşağına zıyaretler ihmal edil-
mez, zaman zaman genış sofralar kurulurdu.
Yaşlılann biz çocuklar üzerindekı etkisini bugün da-
ha lyi anlayabilıyorum. Masal anlatıriardı, dinı hıkâye-
ler anlatırlardı, tanıklık ettikleri yakın tarihimizı anlatır-
lardı.
Bütün anlatışlannda görgü ve duyarfık bizi usul usul
kuşatıyordu. Onlann anlattıklanyla büyüyor, hayata ha-
zırlanıyorduk...
ilkokul öğretmenlenmı bunca yıl sonra da derin bir
sevgiyle hatırlarım. ilkokulda üç ögretmenim oldu,
üçü de hanımdı. Her bınnden anılar yaşar.
Ulviye Öğretmen, Cihangir'de, Ege Bahçesi'nin
karşısındaki bir apartmanın giriş katında otururdu.
Şeker Bayramı'nda ziyaretine grtmiştik. Elıni öpmüş-
tüm; ögretmenim de bana ıpek mendıl hedıye etmiş-
ti.
Belkıs Öğretmen ve eşiyle annem babam da gö-
rüşürlerdi. Belkıs Öğretmen, Salacak'ta oturuyordu.
Evden deniz, Kızkulesi görünürdü.
Nevzat Öğretmen hiç evlenmemiştı. Taksim Gazi-
nosu'ndaki okul çayımıza hergünkü giysilerinden çok
farklı, şık bir kıyafetle geldığıni nedense unutamam.
Babam, Teknık Ünıversite'de hocaydı. Annem ev
hanımı, ablam lise öğrencisi, ben ilkokul oğrencisi...
Bizim aile dört kişıydı.
Babam sertti galiba. Ya da babamı pek tanıyama-
dığımı itiraf etmeliyim. Zaten on sekiz yaşımdayken
babamı kaybettim. Onu tanıyamamış olmama şimdi
hayıflanıyorum.
Ânnemse, yiımi üç yirmi dört yaşlanmdayken, 'er-
ken bunama' denebilecek bir hastalığın esıri oldu. Bu
olay beni -sanırım- hayli olgunlaştırdı. Dünyaya baş-
ka türfû'bakmaya koyuldum. Insanın acısı ve yalnız-
lığı benim için birinci sıraya geçti.
Çocukluk semtlerimizdeki komşulanmızı da anma-
Iryım. Her birinin ayrı etkısi yaşar bende. Ellıli, attmış-
lı yılları, onlann varlıklarından yaşatabiliyorum bazı
yazılarımda, bir iki romanımda.
Onlar, sakin dünyanın sakin insanlanydılar. Büyük
tutkuları, gözü dönük hırsları yoktu.
Aslında 'olaysız' günler içindeydik. Demın söytedi-
ğim Altı Yedı Eylül Olayları ve 27 Mayıs, çocukluk dö-
nemımin en önemli ıki olayıdır.
Bu dingin günlerin en büyük sevincıyse sınema ve
tiyatroydu. Her ikisine de bayılırdım. Her ıkisı de bü-
yüleyicı gelirdi.
Sınemaya çoğu kez cumartesı günlen giderdik.
Hollyvvood filmlennın çekıciliğıni niye ınkâr edeyim?
Rüyalarla örülü, hiçbir zaman gerçeklikte yaşanama-
yacak Hollyvvood hıkâyelen hayal dünyamı altüst et-
miştir. Sinema dönüşü, daha yolda, sonra evimızde,
gördüğümüz filmi bir de belleğimde yaşatır durur-
dum.
Tiyatroya pazar günleri giderdik. Daima matıneye.
Şehir Tiyatrosu'yla çok ıçlidışlıydık.TepebaşıDram'la
Yeni Komedi'nın bütün oyunlarını, işte o yıllarda, iz-
lemiş olmalıyım.
Ziya Osman Saba'nın değiştiğıni söylediğı istanbul'u
ben büsbütün değışmeye koyulmuşken tatmış sayı-
lınm. Birçok özelliğin son tanıklanndanım. Elli yıldır ya-
şadığım bu kenti, bugünlerinde, yazık, artıktanıyamı-
yorum...
Takvimde îz Bırakan:
"Avlumuzun bir köşesinde beniyanına oturtup bir
taraftan saçlanmın içinde elini gezdirip başımı okşar-
ken diğer taraftan taş parçasıyla kırdığı cevizlerin içi-
ni çıkararak pestile sanp sanp elime tutuşturan, ben
ağzımın sulannı akıtarak pestili yerken bana uzun
uzun masallaranlatan annem, nenem..." Mıgırdiç Mar-
gosyan, Biletimiz istanbul'a Kesildı, Aras Yayıncılık,
1998.
konulu resim yarışmast
• Kültür Servisi-ÇYDD Çocuk Kulübü'nün 5 Haziran
Dünya Çevre Günü nedeniyle düzenlediği "Ormanda
Bir Ağaç Olsam' konulu resim yanşması sonuçlandı.
İlköğretim düzeyindeki öğrencilerin 300'ün üzerinde
yapıtla katıldığı yanşmada 20 öğrenci ödüle layık
görüldü. 15 Haziran tarihinde Taksim Gümüşsuyu
Opera Sanat Galerisi'nde düzenlenen bir törenle
dereceye girenler ödüllenni alacaklar. (252 44 33)
San Francisco Modern Sanatlar
Müzesi'nde yeri koleksiyonlar
Kültür Servisi - San Francisco Modern Sanat Müzesi,
40 milyon dolara 23 parçalık bir koleksiyonu müze
bünyesıne kattı. Müze müdürü yaptığı açıklamada,
koleksiyonda yer alan yapıtlann 14 tanesinin 20.
yüzyılın en önemli isımlerinden biri olarak kabul edilen
Amerikalı sanatçı Robert Rauschenberg'e ait olduğunu
belirtti. 72 yaşındaki sanatçı. birçoğu özel
koleksiyonunda yer alan yapıtlanndan aynlmanın
kendisi içın zor olduğunu söyledi. Koleksiyonda Piet
Modrian. Marcel Duchamp. Alberto Giacomettı, Robert
Mothervvell, Wayne Thiebaud ve Lois Bourgeous'un
yapıtlan da yer alıjor.
5. drama seminerleri festivali
• Kültür Servisi - Kocaeli Bölge Tiyatrosu Drama
Seminerleri ve Dönem Sonu Oyunlan Festivali
başladı. Kocaeli Bölge Tiyatrosu'ndaeğıtim gören
bütün grupların sokak çahşmalan, drama çalışmalan ve
salon oyunlan festivalin çatısını oluşturuyor. Yerel
ölçülerde bu yıl 5.'si düzenlenen 'Drama Seminerleri'
ve 'Dönem Sonu Oyunlan Festivali'nin gelecek yıl
ulusal denemeleri de gerçekleşecek.