Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9HAZİRAN 1998SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
ŞtRKETLERDEN
• BMS+l mitingi, Yıldız
Hasbahçe'de düzenlendi.
Türkiye'de ilk defa
toplantüı satış. yöntemini
uygulayan Batı Makina
Kalıp SanayTnin 15 >ıldır
yapnğı etkinüğe 1 lOÖ'ün
üzerinde temsiki kanldı.
• MICROSOFT-SONY
işbirliğiyle Türkiye'nin
ilk web tarayıcılı müzik
CD'si piyasaya sunuldu.
Sibel Alaş'ın 'Çocuk'
adlı yeni CD'si
Microsoft'un web
tarayıcısı İnternet
Explorer4.01 ilebirlikte
piyasaya sunuldu.
• VESTEL geliştirdiği
yeni model Wlıite DYV
2007 model bulaşık
makinesi ile kalite ve
konforu mutfaklara
taşuna iddiasında. Yeni
modelin 7 ayn yıkama
programu sessiz çalışma
özelliği. ekonomi
programı. su taşma
emımet sistemi gibi
özellikleri de bulunuvor.
• ARÇELtK'in aldığı
ödüllerin ardından
şirketin genel müdürü
Mehmet Ali Berkman da,
Orta Doğu Teknik
Üniversitesi
Senatosu'ndan "üstün
hizmet ödülü' aldı.
Berkman, Arçelik'in
üniversite-sanayi işbirliği
kapsamını geliştirici
çalışmalanndan dolayı
ödüle layık görüldü.
• TUBORG.yaz
sıcaklan nedeniyle
sanşlann artmasıvla
birlikte yeni bir hediye
çekilişi kampanyası
başlattı. 50 cl'lik Tuborg
Gold yeşil kapaklanndan
5 tanesini gönderenler
arasında yapüacak
çekilişte 3 adet Suzuld
VltarJLXotomobil
verilecek.
• BOEING. Türk
HavayollarTnın sipariş
ettiği 26 Boeing 737-800
uçağını teslim edecek.
Boeing tarafından 21.
yüzyılın teknolojisiyle
üretilen 737-800'lerin
ilki, geçen günlerde
Almanya'nın Hapag-
Lloyd Havayollan'nm
filosuna katıldı.
• LASSA. Almanya'nın
Essen kentinde 19-22
Mayıs tarihleri arasında
düzenlenen ve dünyanın
en büyiik lastik ihtisas
fuan Reifen'98'de diinya
lastik profesyonellerinden
oluşan 15 bini aşkın fuar
ayaretçisinin ilgi odağı
oidu.
• MtGROS, Mrgros
Club kartı sahibi
müşterilerine, ilk ay
toplam 50 milyar liralık
bedava ahşveriş olanağı
sunarken. yıldızlı
alışverişlerde 5 milyon
lira üzerinde harcama
yapanlara bu harcamanın
yüzde 10'udeğerinde
ahşveriş çeki veriyor.
• TURKCELL,
ABD'deki roaming
partneri Omnipoint
şebekesinin kapsama
alanını güneye doğru
genişletti. Boston ve
Florida'nın güneyi de
Omnipoint'in ve
dolayısıyla Turkcell'in
kapsama alanına girdi.
• REKLAMCILAR
DerneğTnin Ankara,
İzmir. Antalya ve Bursa
Reklamcılar dernekleri ile
açıkladığı güç birliği
deklarasyonu.
meyvelerini vermeye
başladı. Dernek ve
bürokratlar, devletin
reklam politikasını
"Kamu ve Reklam"
konulu panelde masaya
yatıracaklar.
• KOMİLİ. Türkiye'de
sabunlannın tümünde
yüzde 100 bitkisel > ağ
kullanan ilk fırma olarak,
yeni üriinfcrini önce Etiler
Akmerkez 1. katta
kumlacak Komili Bahçesi
standında, sonra
Bakırköy Carousel'de.
daha sonra da Ahunizade
Capitol'de sergileyecek.
Son iki yılda ticaret hacmi daralan 'gizli kurtancı' giderek kan kaybediyor
'BayuPım nefesi darahyorFATMA KOŞAR
Türkiye içın önemi. başladığı yıllardan çok
sonra anlaşılan bavul ticaretinde daralma ya-
şanıyor. Son iki yıldır ticaret hacmi 15-20
milyar dolarlardan, 5-6 milyar dolar seviye-
sine düşen "bavui", kurtanlmayi bekliyor.
1970"li yıllarda Balkanlar'dan gelereİc. ba-
vullarla aldıkJanm ülkelerinde pazarlayan tu-
ristlerin başlattığı bavul ticareti. son yıllarda
ekonominin "gizli kurtancısı" oldu. Kronik-
leşen enflasyona karşın biiyüme hızında yük-
selme olmasmı ve dış ticaret açığının artı ver-
mesini sağlayan bavul ticaretinin önemi, özel-
likle 1994 yılı 5 Nisan Kararları'nın krize
dönüşmeden atlatılmasında vurgulandı.
Yaklaşık 8 yıl önce Rusya Federasyonu
başta olmak üzere. Beyaz Rusya, Ukrayna.
Estonya, Letonya, Makedonya. Moldova ve
Türk cumhuriyetlerinin de katılmasıyla yıl-
lık 15 milyar dolarlık döviz girdisi sağlaya-
cak düzeye "kimseye fark ettirmeden" ula-
şan ba\-ul ticareti, bugünlerde yüksek sesle *im-
dat" diyor. Bavul ticaretinin daralması. bin-
lerce işyerinin kapanması ve yüzbinlerce in-
sanın işsiz kalması anlamına geliyor. Sade-
ce. Laleli piyasasında toplam onbinlerce ya-
tak kapasiteli, 400"ün üzerinde otel bulunur-
ken, ba\iıl ticareti 600 milyonluk bir pazara
hitap ediyor.
Bugüne kadar 150-200 milyar dolarlık dö-
v iz girdisi sağlayan bavul ticaretinin gelece-
ğini kurtarmak ve Laleli'nin sonınlannı çöz-
Bavul ticaretinin hacmi son iki yüda 15 milyar dolardan 5-6 milyar dolara geriledi.
mek üzere Laleli Sanayici ve Işadamlan Der-
neği (LAStAD) tarafından koordinasyon ku-
rulu oluşturulması öneriliyor.
LASİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan
Karahan. kurulda, Maliye Bakanlığı, Ûlaş-
tırma Bakanlığı, Turizm ve Sağlık Bakanlık-
lan, Dış Ticaret Müsteşarlığı ilgili birimleri.
lstanbul Valiliği, Emniyet Müdürlüğü, Büyük-
şehir ve Eminönü Belediye Başkanlıklan ile
Defterdarlık yetkilileri ve LASİAD'ın yer al-
masının öngörüldüğünü belirtti.
Yetkililerin öneriye olumlu baktığını belir-
ten Karahan, kurulun, bakanlık düzeyinde
karar alma yetkisine sahip ve merkezinin Is-
tanbul'da olmasınm amaçlandığmı ifade et-
ti.
Karahan."Laleli'yebölgeyeözelveyaban-
cı dil bilen turizm polisi verUmelL Gelen miiş-
teriyi potansiyel sdçlu gibi görmemiz en bü-
yük yannş" diye konuştu.
Rakiplerin mallan ucuz
Bavul ticaretinde Türkiye'ye rakip olan
Uzakdoğu ülkeleri, Çin, Dubai, Suriye gibi
ülkeler düşük fiyat ve çeşitli avantajlar sunar-
ken. Laleli esnafinın maliyeti enflasyonla bir-
likte sürekli artıyor.
Türkiye"de fiyatlann sürekli yükselmesi-
nin de turisti kaçırdığını ifade eden LASİAD
Başkanı Karahan, şu anda müşteriden tahsil
edilemeyen Katma Değer Vergisi 'nin de tah-
sili konusunda bir çözüm getirilmesi gerek-
tiğini vurguladı.
Rusya gplecek vaat ediyor
Ba\ ul ticaretinde gelecek vaat eden ülke-
lerin başında Rusya geliyor. Türkiye-Rusya
arasında dış ticaret hacmi artarken, bavul ti-
caretiyie yapılan ihracat tam olarak bilinmi-
yor.
Rusya Türk Işadamlan Birliği'nin, Rusya
Federasyonu Devlet lstatistik Komitesi'nden
edindiği bilgilere göre. Rusya, 1996 yılında
bavul ticareti yoluyla toplam 16 milyar dolar
ithalat gerçekleştirdi. Rusya, bu ürünleri ağır-
hklı olarak Çin, Türkiye, ttalya, Dubaı ve
Kore'den ithal etti.
Resmi veriler, son üç yılda Rusya'nın Tür-
kiye'den yaklaşık 476 milyon dolarlık teks-
til ve konfeksiyon ürünleri. 343 milyon do-
larlık da tanm ve gıda ürünleri ithal ettiğini
gösteriyor.
Rusya başta olmak üzere Türk cumhuriyet-
leri ve Balkan ülkeleriyle yapılan "ticaretin
bavuldan taştığını" belirten LASİAD Genel
Sekreteri VedatTurgut. iki taraflı ticaret an-
laşmalannın yapılması gerektiğini kaydetti.
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
Üniversitemiz. Sosyal Bilimler Enstitüsü ile Atatürk llkeleri ve tnkılap Tarihi Enstitülerinin muhtelif Lisansüstü Program-
lanna 1998-1999 Güz Yanvılı için öğrenci
A- KONTENJANLAR'
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSL
EDEBİYAT FAKÜLTESİ
Antropolojı Anabılım Dalı
Arkeolojı Anabılım Dalı
Sanat Tarıhı Anabılım Dalı
Alman Dili \e Edebivatı Anabilim Dalı
Alman Dılbılımı
Alman Edebıyatı
Amerıkan Kült. ve Edb. Anabilim Dalı
Fransız Dilı ve Edebiyatı Anabılım Dalı
Ingıliz Dili ve Edebıyatı Anabılım Dalı
Ingiliz Dılı ve Edebıyatı
Ingıliz Kültür Araştınnalan
Ingiliz Dil Bılimı Anabılım Dalı
Felsefe Anabılım Dalı
Kütüphanecılık Anabilim Dalı
Sosyolojı Anabılim Dalı
Psıkoloji Anabılım Dalı*
Deneysel Psıkoloji
Sosyal Psıkoloji
L'ygulamalı Psikoloji •
Tarih Anabılim Dalı
Türk Dilı ve Edebiyatı Anabilim Dalı
Eski Türk Edebiyatı
Yeni Türk Edebıvatı
Türk HalkBılımi (Folklor)
Mütercim Tercümanhk Anabilim Dalı
lngilizce Mütercim Tercümanhk
EGİTİM FAKÜLTESt
Eğıtım Bıhmlen Anabılım Dalı*
Eğitım Yön. Tef. Plan ve Eko.
Okul Yöneticiliğı ve Eğı. Deneticiliği
Eğitimde Ölç. Ve Değerlendırme
Psikolojık Danışma ve Rehberlık
Fransız Dil Eğitimı
Ingıliz Dilı Eğitimı
Alman Dılı Eğitimı
SınıfÖgretmenlıği
Ilkogretımde Sosval Bilaıler
almacaktır.
T.C. Uvnıkln
Y.Lisans
Tezli
5
10
ıs
8
8
10
S
10
10
»0
. 10
12
10
5
5
5 (End.)
15
: s
•5» ,
- • - 5jD-
5
. 15
-
15
10
8
10
7
10
IKTISADİ VE I'DARİ BİLtMLER FAKÜLTESİ
Iktisat Anabilim Dalı*
tktisat
Işletme Anabilim Dalı*
Işletme
Tunzm lşletmecılığı
Kamu Yönetimı Anabilim Dalı*
Sıyaset ve Sosyal Bilimler
Yönetim Bılimleri
Malive Anabilim Dalı
Uluslararası llışkiler Anabılim Dalı**
Hıdropolıtik
SOSYAL HtZMETLER YİKSEKOKULU
Sosval Hızmetler Anabılım Dalı*
GL'ZEL SANATLAR FAKÛLTESI
Resim Anasanat Dalı
Heykel Anasanat Dalı
Grâfık Anasanat Dalı
Seramık ve Cam Anasanat Dalı
lç Mıman \ e Çe\Te Tasanmı Anasanat Dalı
lç Mımarlık
Çevre Tasanmı
ANKARA DEVLET KONSERVATUVARI
Üfleme ve Vurma Çaigılar Anasanat Dalı
Fliîî
rıuı
Obua s
Klarnet
Fagot
Komo
Trompet • •
Trombon
Vunna Çaigılar
Piyano-Arp Anasanat Dalı
Yaylı Çaigılar Anasanat Dalı
Keman
Viyola . '
Viyolonsel
Kontrabas
Kompozısyon ve Orkestra Şeflıği
Kompozısvon
Orkestra Şeflıği
Bale • •
Koreoloji
Etnomüzikolojı ve Folklor Anasanat Dalı
20
10
10
15
6
25
10
15
ıs
Y.Lisans
Tezli
15
10
15
5
5
5
Y.Lis»ns
Tezli
•
•
1
1
1
1j
6
4
5
2
3
3
1
3
6
Yabancı l vruklu
Doktora
Tezsiz
2
5
5
5
5
5
8
5
5
*
5
4
5
5
-
8(KJİ.)
8
<
'.' )9fJ ';•: j
8
30
10
5
-
-
-
5
25 8
-
8
6 5
4
-
-
5
San. Yet
Tezsiz
6
10
5
5
2
2
San. Yet.
Tezsiz
-
-
-
-
- .
-
2
3
2
3 •
2
-
-
-
* Bu anabılım dallanna yafnızca yabancı dili lngilizce olan başvurabilir.
** Bu anabilim dalında eğıtim Ingihzce'dir.
ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ
*
Atatürk tlkeleri ve Inkilap Tarihi Enstitüsü
T.C. Uvruklu
Y.Lisans
Tezü
10
B- BAŞVIRU KOŞLLLARI, ŞEKLİ VE GİRİŞ SINAVLARI
Y.Lisans
Tezli
2
l
1
1
|
2
2
1
2
2
1
-
-
3
3
-
3
-
2
2
1
_
2
-
-
-
-
2
1
• 2
-
Y.Lisans
Tezli
2
5
2
2
'
1
1
Y.Lisans
Tezli
1
1
1
1
-
-
'
Yabancı Uvruklu
Doktora
Tezsiz
8
Y.Lisans
Tezli
2 '
Doktora
Tezsiz
_
1
1
_
_
_
-
-
-
3
1
1
-
2
5
-
-
-
-
_
1
-
-
-
-
-
-
San. Yet
Tezsiz
-
5
1
2
-
San. Yet.
Tezsiz
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Doktora
Tezsiz
2
Adaylann: a) ladet fotoğraf. b) Diploma veya mezunıyet belgesmin onaylı sureti. c) Mezuniyet derecesmi gösterir onaylı not dökümü
(Transkript) ve d) LEŞ sonuç belgesi ile (Sosya
sü'nde; şahsen basvurmalan gerekir: bir başkası
Bilimler Enstitüsü ve Atatürk llkeleri ve lnkılap Tanhı Enstıtulen
vasıtasıvla. fax vb. yollarla başvuru kabul edilmez.
Beytepe Kampu-
2) Yüksek lisans programılan adaylannm lisans veya dengı öğrenimi başan düzeyleri not ortalamalannın en az 60 100; Doktora/Sa-
natta Yeterlik programlan adavlannın lisans veya dengi öğrenimi başan düzeyleri not ortalamalannm en az 60/100,
mi başan düzevlen not ortalamalannm ıse az 70/100 olması gerekir.
3) Yüksek lisans ve Doktora Sanatta Yeterlik programlan adaylannın
etnomüzikolojı ve folklor. piyano-arp. yaylı çal
• 40 puan almış olmaları ve sınav sonuç belgesi i!
4) Başvuru ve Sınavlar
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Atatürk llkeleri ve tnkılap Tanhı Enstitüsü
yuksek lisans ogrenı-
LES'den Eşit Ağırlıkh Puan olarak; üfleme ve vurma çaigılar,
jılar ve bale anasanat dallan için en az 35, öteki anabilım/anasanat dallan ıçm ıse en az
ci vıldan eski olmaması gerekir.
Başvurular
15-26 Hazıran 1998
15-26 Hazıran 1998
Giriş Sınavlan
1-3 Temmuz 1998
l-3Temmuz 1998
Bu sınavlar ilgili Anabılım. Anasanat Dallannda yapılacak ve sınavlann gün, yer ve saatleri ilgili Enstitülerde veAnabilim / Anasanat
uaııannaa ııan euiıev.eKiır.
5) Yabancı dil ve bilim sanat sınavlannda başanlı sayılmak ıçin; tam notun yüksek lisans adaylan için en az 65/ 100'ünü, Doktora/Sa-
natta Yeterlik adaylan ıçin en az 75 100'ünü almak gerekir. Giriş Sınavlannı kazanan adaylann hsteleri ilgili enstitülerde ilan edilecek-
tir.
6) lngilizce, Fransızca ve Almanca dillerinden birinde yapılmış uluslararası standartta bir yabanc
bancı Dil Edebıvatı Kültürü alanında öğretim yapan birimler ıçin 550). IELTS-5.5 (Bir Yabancı Di
ı dil sınavında TOEFL-500 (Bir Ya-
ve Edebiyatı/Kültürü alanında öğre-
tım yapan birimler ıçin 6). CPE-C ve KPDS-60 veya yukan puan/not alan ve sınav sonuç belgesi beş yıldan eski olmayan adaylar Ya-
bancı Dil Giriş Sınavlanndan muaf tutulur.
Basın: 25933
K.USYA KRİZLER ÜÇGENÎNDE
Gangster
kapitaliztni
NİLÜFERŞENSÖZ
Rusya'da Asya krizınin,
petrol fiyatlanndaki düşüşün
ve " gangster kapitalizmi'nin
etkin rol oynaması nedeniy-
le ülkenin ekonomik dar bo-
ğaza girdiğine dikkat çekili-
yor. Asya krizinden sonra do-
mino etkisiyle tüm dünya ma-
li piyasalannda yaşanan istik-
rarsızlığın son halkasu geçen
hafta Rnsya'daydt. C'lkede
yaşanan krizin, serbest piya-
sa ekonomisi reformlannın
sanıldığı gibi mucizeler ya-
ratnıadığını gösterdiği ifade
ediliyor.
Marmara Üniversitesi ln-
gilizce tktisat Bölümü öğre-
tim üyesi Doç. Dr. Hayri Ko-
zanoğlu, Asya'da yaşanan kri-
zin dünyanın diğer bölgele-
rini iyice hassas bir konuma
getirdiğine işaret ederek "Kü-
reselleşme sürecinde serma-
yc akışlannın ülkeler üzerin-
de çok belirleyici oiması bü-
tün dünyada ekonomik çal-
kanülann daha şiddetii geç-
mesi olasılıgını zaten artnn-
yor" diye konuşuyor.
Kozanoğlu, Rusya ekono-
misinin altyapısının çok so-
runlu bir durumda bulundu-
ğunu söyleyerek " Rusya'da
tam serbest piyasaya dayalı
birkapitattzme gecmenin san-
alanyaşanıyor" diyor.
Bütçedeki büyük yetersiz-
liğin ülkeyi krize soktuğunu
ifade eden Kozanoğlu, duru-
mu şöyle açıklıyon "Serma-
ye mülkiyeti yeni bir kapita-
list sınıfa de\redildi.Bu sınıf
kapitalizmin kurallanna uy-
muyor. Bir anlamda buna
mafya kapitalizmi denilebi-
lir. Böyleotuncayeterincever-
gj almak mümkün ounuyor"
Kozanoğlu. De\ let Başka-
nı Boris Yeltsin'in bu sınıfa
büyük tavizler vererek yük-
seldiğıne ve kamunun gücü-
nü uygulamanm zorolduğu-
nu dikkat çekiyor. Kozanoğ-
lu. mali kriz sürecinde özel-
leştirilecek kamu kuruluşla-
rını yarı fiyatına almanın
mümkün olduğunu vurgulu-
yor.
IMF'nin kendi kurallannı
dayatabilmek için gerek Rus-
ya gerekse sorun yaşanan di-
ğer ülkeleTde sorunun baş-
langıç aşamalannda kenarda
kalmayı tercih ettiğini belir-
ten Kozanoğlu. "Clkenin iyi-
cezordunıma düşmesi ve bu
noktada taviz kopanlabikce-
ği düşünülüyor. Ekonominin
tamamen çöküntüye uğra-
masını da istemiyorlar, ama
tehlikegördükleri zamanlar-
da burunlan sürtsün diyor-
lar" diye konuşuyor.
Toplumsal muhalefet'
Toplumsal muhalefeti Yeh-
sin'in ezecek gücünün olma-
dığını dile getiren Kozanoğ-
lu. bu muhalefet karşısında ta-
viz vermenin zorlaştığını be-
lirtiyor. "Sosyal dışlanma"
sürecinin en yoğun yaşandı-
ğı ülke olduğunu vurgulayan
Kozanoğlu, bu süreci şöyle
anlatıyor. " Küreselleşmede
emekgücüne sahip olmayan,
odûıamizmi taşunadığı düşü-
niilen kesimler tamamen ha-
yatm dışına itiliyDiiar. Yaşlı-
lar nüfusun önemli bir kesi-
mini oluşturuvor. Başka ülke-
lerin tersine gençlerin kapita-
lizmi, serbest piyasayı talep
ettiği. yaşlılann da daha ka-
musakı bir düzeni talep etti-
ği bazen daha açık bir şekfl-
desos>alizmu komünizmi ta-
lep ettiği enteresan bir yapısı
var."
De\xdiiasyona dikkat
G-7 ülkeleri maliye ba-
kanlan bugün Paris'tebir
araya geierek Rusya'nm
durumu ve Asya krizinin
bundan sonradünya eko-
nomisine etkileri üzerine
tarttşacaklar. Asya kri-
zinden sonra dünya eko-
nomisini sallayan Rus-
ya'da yaşananlar, başta
ABD ve Almanya ohnak
üzere dünya ülkelermi te-
dİTgin ediyor.
Analistler, ülkede bir
haftalık vadeli hazine bo-
nosu çıkanlmasına rağ-
men önümüzdeki altı ay
içinde devalüasyon yapı-
labileceğine dikkat çeki-
yorlar. Piyasada likidite-
nin fazla olması nedeniy-
le 60'lara çekilen faizle-
rin Rusya için düşük ol-
duğunu ifade eden analist-
ler, eğer Çin devalüasyon
yaparsa Rusya'nın da de-
valüasyon yapma ihtima-
linin güçleneceğini söy-
lüyorlar. Böyle bir du-
rumdaTürkiye'nin dış ti-
caret derigesinin olum-
suz etkileneceğini belir-
ten ânabstler, Türkiye'nin
döviz rezervlerinin eri-
mesine yol açacağtna işa-
ret ediyorlar.
GlobalMenkulDeğer-
ler'den analist Gülden
Atabay, Rusya'nın Tür-
kiye için ciddi birrakip ol-
duğunu söyleyerek "Hem
yakm hem dışyabam fbo-
İar bir oraya bir bize ba-
kıyorlar. Orada devalü-
asyon olduğunda fonla-
rm ilketaptakaçması bek-
lcnir. ama daha sonra de-
valüasyonun ardından
birtakım önlemler alınır-
safunlar daha uzunvade-
li düşünülerek oraya ka-
yar ki bu Türkiye için
onımsuz" divor.
TEKFENHolding Ge-
nel Müdürü NihatGökyt-
ğit de Rusya'nın büyük
bir transformasyondan
geçtiğini belirterek Rus-
ya'daki krizi 94'te Türki-
ye'ninyaşadıği krizeben-
zetiyor. Rusya'da döviz
cinsinden borçlann 140
milyar dolar, ruble cin-
sinden borçlann 60 mil-
yar dolar olduğu tahmin
ediliyor.
İŞÇİNtN EVREMNDEN
ŞÜKRAN SONER
İstikrar Nedir?
Cumhuriyet okurlan orgütlülükten vazgeçmiyor. CU-
MOK'lann lstanbul grubu önceki gün başka ıllerden
temsilcilerin de katılımı ile genişletilmiş bir toplantısı-
nı daha yaptı. Cumhuriyet gazetesı ile birlikte Cum-
huriyet düşüncesini Cumhuriyetçi bakış açısını yay-
gınlaştrmak yolunda, yapılabilecek çalışmalar üzerin-
de önerilergetirildi.
CUMOK'lar, seçim yolunun gözükmesı karşısında,
çok önemli bu konuda sessiz kalmama konusunda
birieştiler, "Seçim yasBİ^nnda değişiklik yapılmadan
gidilecek birseçimin çözüm olamayacağından" ha-
reketle, seçim yasalannda yapılması gereklı değışık-
likler için çalışma yapılmasını, öneriler gelıştirilmesinı
benimsediler.
Dünkü haberlere bakılırsa, Cumhurbaşkanı da ay-
nı kanıda, seçimin tek başına çare olamayacağını söy-
lüyor, seçim yasasının değiştirilmesini öneriyor. Yollar
işte tam da bu noktada galiba ayrılıyor. CUMOK'lar
seçim yasalan değişikliklerinde "demokratikleşme",
Baba ise "istikrar" istiyor.
İlk bakışta bu iki arayışm çatışmadığı, olumlu an-
lamda birbirini tamamlayabileceği düşünülse de bek-
lentiler, kavramlardan ne anlaşılacağı dile gelınce yol-
lar ters yönlere çıkıyor. CUMOK'lar 12 Eylül hukuku
ile siyasal partiler ve seçim yasalannda kökleşen ya-
saklı düzenin değişmesini, gerek seçilen, gerekse se-
çen açısından gerçek bir demokratik düzenin getiril-
mesini, halkın oylarını değertendirecek, liderdiktator-
yasını silecek, parlamentoya kimlik kazandıracak bir
seçim sistemini öngörüyor. Baba ise "dağınık birpar-
lamentoyla istikrarı sağlayamazsınız" diyerek çözüm
olarak "darbölge sistemı" ve "partilerittifakını" yeni
öneriler olarak getiriyor. Söylemiyor ama başkanlık
sisteminin gündem dışmda kalmasına sinirli, Yılmaz-
Baykal anlaşmasına, seçim kararına tepkisini koyu-
yor. Işleri yokuşa sürebileceğini de ima ediyor.
Demirel'in en azından seçim hükümeti kurulması
aşamasındaki cumhurbaşkanlığı yetkileri. gücü göz önü-
ne alındığında, söyledikleri önem kazanıyor. Yeri gel-
mişken sadece onun değıl. siyasi liderierin ve özellik-
le de sermaye cephesinin, dahası küreselleşme ide-
ologlannın, IMF, Dünya Bankası uzmanlannın, borsa
yupilerinin ağızlanndan hiç düşmeyen "istikrar" söz-
cüğü, "/sf*rar/7ütomef/"arayışlan, anlamı üzerinde
biraz dursak.
Sahi neden herkes, hep, güçlü, uzun süre tek ba-
şına iktidarda kalacak hükümet istiyor? Halkın ço-
ğunluğunun güvenini, oyunu almış lider ve partinin,
uzun süreli iktidarda olması, parlamento çoğunluğu-
nu elinde bulundurması, iktidar uygulamalannda bu
güveni sarsacak, demokrasiye zarar verecek eğilim-
ler geliştirmezse elbette iyi bir şey olabilir. Ama biz-
deki gibi lider diktatörlüğünün geçerli olduğu. partı içi
demokrasinin işlemediği, lider ve partilerin halkın gü-
venini yitirdiği düzenlerde, halkın gerçek güvenine,
oyuna kalsa, yüzde 10'u aşamayacak partilere. seçim
sistemi ile güçlü iktidar kapısını açmak ne anlama ge-
liyor?
"Abarttığınız kımı partiler seçimlerde yüzde 20 'nin
üzerinde oy alabilir" diyen çıkışlara önce, bir partiye
oy vermeye hazır olanlann bile önemli bir çoğunluğu-
nun daha iyisini bulamadıkları, bağlılıklan, inançları
nedeniyle oy vermek zorunda kaldıklarını anımsat-
malıyım. Kaldı ki zoraki yüzde 20'lerin üstünde oy
toplamış parti ve liderlere de güçlü iktidar kapısını aç-
mak çok sakıncaiı. Gerçek demokrasiden uzaklaşma,
sandık demokrasisi ile düzenin istediği güçlü iktidar-
lan yaratma anlamına geliyor.
Türkiye'ye, halkın çıkarianna, demokrasiye yapıla-
bilecek en büyük kötülük, seçim sistemi yöntemleri
ile halkın güvenini kazanmamış partilere iktidar ver-
mek olabilir. Bugüne kadar da aslında hep bu yapıl-
dı. Barajlarla halkın oyunu almış partiler, parlamento
dışında kalırken az oyla çok parlamenter çıkarmanın
yollan bulundu. Yaşanan acılardan dersalınmadı. Da-
ha da zoriayıcı yol ve yöntemler arayışı sürmekte.
Halkın güvenini, çoğunluğun oyunu kazanamamış
siyasi partiler gerçeği dururken "istikrar, istikrar" diye
diretmek "halka rağmen, sandık demokrasisi" anla-
mına gelmez,"parlamenterdiktatöriüğe" kadar uzan-
mazmı?
Hiçbir parti ve lider halk güveni ve gerçek oyu ile
istikrar hükümeti oluşturacak kadar oy alamıyorsa, en
iyi istikrar koalisyonlardan gelmez mi? Partilerin ye-
terii oy almamasına neden olan olumsuzluklar, koalis-
yonlarla bir ölçüde dengelenemez, koalisyonlar asıl
böyle durumlarda istikrar ve güvence olmaz mı?
Kaldı ki bildiğimiz kadan ile demokrasilerde, zorla,
azınlık oyun seçim sistemleri ile çoğunluk diktatorya-
sı söz konusu olamaz. tstikrar da zaten parlamento
çoğunluöu itetek parti ve liderin iktidan anlamında hiç
değildir. Tstikrar, yerleşmiş demokrasi geleneğinden.
bürokrasinin sağlamlıgmdan, ülke çıkarlarına yönelik
dış ve iç önemli politikalann iktidarlara bağlı değişme-
mesinden gelir.
Türkçesi, istikrar arayışlan ile Türkiye bir kez daha
bir tuzağa düşürülüyor, bir cendereden çıkarken bir
başka cenderenin içinesokuluyor. Bundan kurtuluşun
gerçek demokratik seçim sistemi arayışlanndan baş-
ka çözümü yoktur. Hiçbir parti ve lider toplumun gü-
venini kazanamıyorsa, güven kazanacak parti prog-
ramlan ve kadroları ortaya çıkana kadar, tek demok-
ratik güvence oy alan partilerin oy dağıhmına uygun
bir parlamento dağılırnı ve içinden üretilecek koalis-
yonlardır. Partilerin gönüllü birlikteliğinde seçim ittifak-
lannda da demokrasi ile çelişen bir durum yoktur
Bunlann dışında kalan demoratik olmayan her zor-
lamaya şiddetle karşı çıkmak gerekir.
Cumhurbaşkanı Demirel
'Globaüeşme,
rekabet getirdi'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel, devle-
tin ve siyasal iktidarlann
elinin hem siyasette hem de
ekonomide olmasınm çatı-
şırhale geldiğini belirterek,
"Bu durumda, de\letten
menfaat sağlama, yolsuzluk
gibi ithanılardan kurtulma-
nız mümkün değildir'" de-
di. Siyasi istikrann sağlan-
ması için özelleştirmelerin
çabuklaşhnlmasını isteyetı
Demirel, bunun sonunda el-
de edilecek rahatlıktan ge-
lir dağıhmında yararlaml-
ması gerektiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Demirel
dün kabul ettiği Özelleştir
me ldaresi Başkanı Uğu»
Bayar'dan özelleştirilen l-
Bankası'nın 2.5 milyon li
ralık sembolik hissesini al
dı. Yeni kurulan dünyad;
globalleşmenin rekabet ge-
tirdiğini, evrenselleşmenin
de demokrasi ve insan hak-
larını içerdiğini söyleyen
Demirel, "Özelleştirmeyi,
karma ekonomiden serbest
pazar ekonomisine geçişi ne
kadarçabuk yaparsak.siya-
si istikrarao kadar eabukka-
vuşuruz" görüşünü savun-
du.
Demirel, bankalar da için-
de olmak üzere özelleştir-
menin kısa sürede tamam-
lanmasını istedi.
Ostim Sanayici ve
Işadamlan Derneğı'ni de
kabul eden Demirel, Tür-
kiye'nin hünerli işçiye
gereksinimi olduğunu vur-
gularken, Ostimli sanayi-
cilerin sağlam birproje getir-
meleri durumunda ken-
dilerine yardımeı olacağını
bildirdi.