Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 HAZİRAN 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 11
Güneydoğu
Avpupa
işadamları
konferansı
I Ekonomi Servisi -
Güneydoğu Avrupa'nın 8
ülkesinin hükümet
yetkilileri ve işadamlan
bugün lstanbul'da bir
araya geliyorlar.
Güneydoğu Avnıpa
Dışişlen Bakanlan
Toplantısı paralelinde, Dış
Ekonomik Ilişkiler Kurulu
(DEtK) tarafından
düzenlenen konferans
yann da sürecek.
Konferansa Türk,
Arnavutluk, Bosna-
Hersek, Bulgaristan,
Hirvatistan, Yunanistan,
Makedonya ve
Romanya'dan hükümet
yetkililen, sanayi ve
ticaret odalan ile
işadamlan katılacakJar.
AB ilişkilemne
yeni şekil
• STIFT GÖTOVEIG -
Avrupa Birliği'nin
Türkiye'ye yönelik
üstlendıği sorumluluklan
yerine getirmediği,
Avusturya'nın, yılın ikinci
yansındaki AB dönem
başkanlığı sırasında AB-
Türkiye ilişkilerine yeni
bir şekil vereceği
bildirildi. "Avrupa Birliği
98: Avusturya Dönem
Başkanlığını Bekleyen
Sorunlar" konulu
sempozyumda konuşan
Avusturya Halk Partisi
Parlamento Grup Başkanı
Andreas Khol,
"Türkiye'nin üyelik
perspektifi açık olarak
sunulmalıdır" diye
konuştu. Khol, AB'nin
üyelik dışında Gümrük
Birliği anlaşması
imzaladığı tek ülkenin
Türkiye olduğunu
anlatarak bu anlaşmanın
da gerektigi gibi
geliştirilemediğini söyledi.
Ersümer ABD'de
• İSTANBUL(AA)-
Enerji ve Tabiı ICaynaklar
Bakanı Cumhur Ersümer,
ABD ve Kanada'yı
kapsayan gezisi için
Türkiyeîden aynldı.
Ersümer, ABD'de "Doğu
ve Batı Enstitüsü"
tarafindan düzenlenen
"21. Yüzyılda Avrasya
Enerji Projelerinin
Finansmant" konferansına
konuşmacı olarak
katılacak.
Petpokimya
sektörü zorda
• İZMJR (AA) - Petkım
Petrokimya Holdıng
Yönetim Kurulu Başkanı
Vehbi Dinçerler.
petrokimya sektörünün
dünya genelinde
olumsuzluk yaşadığını
ileri sürerek, "Petrokimya
sektörü, dünyada ıniş
trendinde. Bunun yanı sıra
sektörde Asya krizinin de
olumsuzluklan
hissediliyor" dedi.
IMF heyetinin
temaslan
• İSTANBUL(AA)-
Ekonomiden Sorumlu
Devlet Bakanı Güneş
Taner'in davetlisi olarak
Türkiye'ye gelen IMF
. Birinci Başkan Yardımcısı
Stanley Fischer ile Avrupa
Direktörü Michael
Deppler onuruna önceki
akşam Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği tarafindan
bir akşam yemeği verildi.
Türkiye lşveren
Sendikalan
Konfederasyonu (TİSK)
Genel Başkanı Refık
Baydur, "IMF'nin
getirdiği önerilerin
Türkiye için bir faydası
olacağına ınanmıyorum"
dedi. Fischer dün sabah
Başbakan Mesut Yılmaz
tarafindan kabul edildi.
Yabancı
sermaye girişi
• tZMİR(AA)-Yabancı
Sermaye Derneği
(YASED) Genel Sekreteri
Abdurrahman Anman,
son yıllarda Türkiye'ye
giriş yapan yabancı
sermaye yatınmlannın
ortalama 1 milyardolar
sevıyesinde kaldığını ifade
ederek, bu yılın ilk 4
ayında 188 milyon dolar
seviyesinde yabancı
sermaye yatınm izni
verildiğini söyledi.
Anman, siyasetin, yabancı
sermaye girişini olumsuz
yönde etkilediğini
savundu.
Prof. Güvenen Türkiye'nin orta ve uzun dönem stratejik hedeflerini araştırdı
4
AB Türkiye'ye bağunh
9
Ekonomi Servisi - Prof. Dr. Orhan Gü-
venen "Türkiye'nin Orta ve Uzun Dönem
Stratejik HedeflerT araştırmasında, Avru-
pa ülkelerinin, zengin enerji kaynaklan-
nın geçiş noktasında olan Türkiye'ye ba-
ğımlı olduğunu belirtti.
Güvenen'in araştırmasında "TC2007-
15" adıyla oluşturulan bir model çerçe-
vesinde, Türkiye'nin gelecek 10 yıl sonun-
da dünya sistemine etki yapan ilk 15 ülke
arasında yeralmasının hedeflendıgı belir-
tildı.
Güvenen. "Avrupa'nın dünyadaki je-
ostratejik etkisini arttırması. özel bir coğ-
rafi konuma vedinamizme sahip olan Tür-
kiye') le bütünleşmesiv le mümkündür. AB
üe işbiıüğinin getiştirüınesi >e muhtemel tam
üyetiği de bu kapsam çerçevesinde, ülke-
mize açık kalması gerekli limaniardan biri
olarak değerlendirilmelidir" görüşünü di-
le getirdi.
Prof. Dr. Güvenen'in araştırmasında,
Türkiyenın, Ortadoğu ve Avrasya bölge-
lerindeki zengin enerji kaynaklannın Av-
• Prof. Dr. Orhan Güvenen'in Türkiye'nin orta ve uzun vadeli
stratejisini irdelediği araştırmasında, 'TC 2007-15' adı verilen bir
modele yer verildi. Raporda Türkiye'nin, bu modele göre, gelecek
10 yıl sonunda dünya politika ve ekonomisinde en etkin 15 ülke
arasına girebilmesi için sahip olduğu doğal ve stratejik kaynaklan
dikkatli kullanması gerektigi dile getirildi. Araştırmada,
Türkiye'nin jeopolitik konumunun önemine değinildi.
rupa ve dünya piyasalanna aktanlmasın-
da doğal bir geçiş niteliğı taşıdığına dık-
kat çekildi. Güvenen, yeni yüzyıla birkaç
yılın kaldığı şu günlerde Türkiye'nin; je-
opolitik konumu, sahip olduğu fizik ve
sosyal sermaye, insan kaynaklan ile kül-
türel zenginliklerinı etkin şekilde vakit
kaybetmeden değerlendirmesi gerektiği-
nı kaydettı.
Asya Pasifik'e dikkat!
Avrupa Birliği'ndeki bırleşmeler, Asya
Pasifik'teki gelişmeler. bir milyann üze-
rindekı nüfusuyla Çin'in, aynca Rusya
Federasyonu'ndaki hızlı değişimin dünya
üzenndeki etkilerine dikkat çeken Güve-
nen, "kuvM-tleretkileşimisisteminin" ulus-
lararası ilışkileri bu çerçevede belirlediği-
ni vurguladı.
Türkiye'nin de bu süreçte ekonomik ve
sosyal anlamda çok yönlü bir dış politika
izlemesi gerektiğini kaydeden Güvenen,
özellikle Orta Asya, Kafkaslar ve Ortado-
ğu bölgelerinde yer alan ülkelerle ilişki-
lerini geliştirmesinin zorunlu olduğunu
söyledi. Türkiye'nin uzun ve orta vadeli
stratejilerinın belirlenmesindebilimsel bir
metot izlenmesini öneren Güvenen, dün-
yadaki küreselleşme sürecini de anımsat-
tı. Güvenen. Türkiye'nin, bölgesinde ve
uluslararası platformda etkinliğini arttı-
rabilmesi için dünyadaki gelişmeleri yal-
nızca ekonomi boyutuyla değil, bilim ve
teknoloji gibi bütün alanlan kapsayacak
şekilde izlemesiyle mümkün olacağını
kaydetti.
Raporda, Türkiye'nin yaklaşık 10 yıl
sonra dünyanın en etkili 15 ülkesi arasın-
da olabilmesi için kaynaklann en rasyo-
nel şekilde dağıtıldığı, gerçekleştirilen
projelerin son kullanıcısı olan yurttaşlara
ulaşma noktasına kadar izlendiği bir sis-
temin yerleştirilmesi gerektigi ifade edil-
di.
Stratejik hedeflere ulaşmak için oluştu-
rulacak sistemin temel unsurlan arasında
yer alan kuvvetleretkileşiminin kurumlar
kadar bireyler arasında da ilişkileri belir-
leyen özelliklertaşıması gerektigi anlatıl-
dı. Devletlerin dünya sisteminde etkinli-
ğini önemli ölçüde belirleyen iki olgudan
birisınin "kuvvetleretkileşimiiçüıdekiro-
lü ve jeostratejik konumu", diğerinin de
"kültür" olduğu vurgulandı.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGIN YILDIZOĞLU LONDRA
Ya bızı yönetenlenn, yönetme-
ye aday olanlann dilınin kemıği
yok, ya da ne yaptıklarını bılımı-
yorlar. Güçlü bir olasılık da şu: Ne
yaptıklarını biliyoriar ama açıkça
söyleyecek olsalar ışımıze gel-
meyecek, ıtıraz edeceğiz; onun
için o sırada hangi düşünce akı-
mı modaysa (egemen ıdeoloji-
nin en popüler olanı) ona uygun
bir şekilde lafı çevirip duruyorlar.
Neye inansak acaba?
1980'lerde serbest pıyasa re-
formlan, Türkiye ve Batı'da eko-
nomik durgunluğa, enflasyona
son verecek, krizı çözecektı. Bu
yüzden katlandık (kafamıza vu-
rulan sopayı, bir an için unutalım).
1990'lar mali krizlerle geçıyor.
Ekonomik büyüme, refah, gen
gelmedi. Şimdi enflasyonun ge-
ri gelmekte olduğundan, dünya
ekonomisinde genel bir knzden
söz ediliyor.
1991 'de Rusya ekonomisınin
hızla serbest piyasa ekonomisi-
ne geçmesı, Gaidar'ın şok tera-
pısıni uygulamaya koyması ge-
rekıyordu. Bu sene ocakta, IMF.
Rusya'nm ekonomik toparian-
ma sürecıne girdiğinı muştuladı.
önceki hafla Rusya ekonomisı-
nin "erime noktasına" geldiğinı
öğrendık.
1980'lerde Batılı işletmeciler
Japon sistemını, işletmecilikyön-
temlerıni kopya etmeye
çalışıyorlar. Konfüçyüs
düşüncesinın öneminı tar-
tışıyorlardı. Şimdı Japon
modelınin sökülüp atıl-
ması gereken bir antika
olduğu, mutlaka serbest
piyasa ekonomisine açıl-
ması gerektigi savunulu-
yor.
Sonra Asya Kaplanla-
n, yüksele yüksele bir hal
oldular. Yükseldikleri yer-
de onlann başı dönerken,
IMF "Sağhklı bir mali ya-
pıya istikrahı ekonomile-
re sahipler" diyerek güven
veriyordu. "Asya modelı"
tartışılıyor. Liderleri Batı-
lılara yukandan bakıyor-
du. Şimdi Asya ekonomi-
teri kriz içindeler; batarken
neredeyse dünya ekono-
misinı de berabergötüre-
cekler.
Soğuk Savaş bitti, nük-
leer beladan kurtulduk
derken, ABD'nin diğer Ba-
tılı ülkelerin gözlerinin
önünde Hindistan'la Pa-
kistan silahlandılar, ser-
best piyasacılann gözbe-
beği Rusya, Çin ve
ABD'nin yakın bağlaşığı
Israil'in yardımıyla nük-
leercephanelıklerini, füze
teknolojilerini geliştirditer.
Şimdi yine kendimizi bir
nükleer kâbusun içinde
bulduk.
Yakın zamana kadar
sosyal demokrasi, liberal
demokrasinin piyasa
anarşizmınin karşıtı oldu-
ğunu söyler. emekçilerin,
halkın yaşamını iyileştir-
meyi ilk hedefi olarak be-
nimserdi. Şimdi sosyal
demokrat lıderler, sınrf ay-
nmının eskıdiğinı, liberal
ekonomiyi en iyı kendıle-
nnin uygulayacağını soy-
lüyorlar.
Kafamız karıştı mı?
Hadi bıraz daha kanş-
sın. Lütfen şimdi aktara-
cağım satırları dikkatle
okuyarak kımlere ait ol-
duğunu bulmaya çalışı-
nız.
Küreselleşme, ABD
hegemonyası üzerine:
"Egemen Anglosakson
modeli bir knz ıçındedir.
Birçok kişi serbest piya-
sa modelinin, gelırierin ve
zengınliklerin giderek da-
ha eşitsiz bir şekilde da-
ğılmasına yol açtığını ka-
bulediyor... Küreselleşme
sonuç olarak her yerde
şoklan yeniden üretmek-
tedir."
Emperyalizm ve halk
Bizde Bu Ense Varken
savaşı üzerine: "Bundan son-
ra Asya 'nın pek bir geleceğı ol-
duğu söylenemez. Asya ülksle-
ri belki tekrarrefaha kavuşacak-
tır, ama artık özgün Asya ülkele-
ri olarak değil... Gelecekte bu
ekonomilerdev şirketler tarafin-
dan yönetileceklerdir... Ancak
halk, üzerinde tekrar egemen
olanyabancılara nefretinigöste-
recek, kendi ekonomilerinı tek-
rar ele geçirmek isteyecek, bu-
nu yeni bir bağımsızlık savaşı
olarak görecektır... Kendilerinı
sömüren Batılı kapıtalıstlere kar-
şı ayaklanacaklardır."
Serbest piyasa ve özelleştjr-
me üzerine: "Gaıdar'ı asla Le-
nin 'in yanına koymam. Çok bü-
yük boy farkı var... Altı yıl sonra
bile insan bu politikacının sura-
tında en uiak bir tereddüt gör-
müyor..." "Nasıl da milyonlarca
vatandaşınıyoksulluğa mahkûm
etti, tasarmflannı devalüe ederek,
bizzatyaratacağını ilerisürdüğü
orta sınıflan yok etti..." "Ulusu-
nun mülkünü yok pahasına sa-
tışaçıkaran... vatandaşlarını ka-
nunsuzbirortamda vahşihayvan-
lara yem eden hükümetler cani-
dir... Vatandaşlarhâlâ şok altın-
da, aptallaşmış, çaresiz, bu gö-
rülmemiş soygun altında ezilmış
durumdadıhar."
IMF üzerine: "Bir zamanlar
her uğradığı kente tıfo bulaştıran
Mary gibi IMF de her uğradığı
yukselen piyasaya resesyon bu-
laştınyor. (IMF) Tedbirlen ekono-
mileri öldürmekte, yatırımcılann
güvenini daha da zayıflatmakta-
dır... Clinton yönetimı ve diğer
mali gözlemciler IMF'nin dünya
ekonomısını ıstediğı gıbiyönet-
mesıne artık bir son venlmesıni
istemelidırler."
Kapitalizm ve demokrasi
üzerine: "Bugün demokrasiye,
açık topluma yönelık esas teh-
dit, kapitalizm ve serbest piya-
sa ekonomisidir."
Sosyal haklar ve ekonomi
üzerine: "Istikrar ve verımlılik
devletın öğelerinın olmazsa oimaz
koşuludur. Sosyalamaçlı bile ol-
sa hiçbır politika ıstikrar ve ve-
rimlilik hedeflennı arka plana ata~
maz."
'Hayret bir şey'
Hayır. Birıncı alıntı Chiapas-
Zapatista gerillalarının lıderı
"Comnandante Marcos'a ait
değil. ABD hegemonyasını hedef
alan bu ifadeler Fransa'nın Fi-
nancial Tımes 'ı Les Echosya gö-
rüşlerini bildiren Japon Maliye
Bakanı, Mr. Yen olarak dabilinen
Eisuke Sakakibara'ya ait. Ka-
pıtalızmın evrensel teorısı, tek
seçeneği olarak karşımıza çıka-
nlan küreselleşmeyle serbest pi-
yasaekonomisinin, dünyanın ikın-
c'\ büyük kapitalıst ekonomısını
yönetenler tarafindan bile kuşkuy-
la karşılandığını göstererek bel-
ki kafamızdaki örümceklerin da-
ğılmasına yardımcı olabılır.
Ya ikincisi? Yine yanıldınız. Bu
ifadeler nesli tükenmiş Maocu
bir partının genel sekretenne art
değil. Malezya 'nın orduya daya-
narak ülkeyı ailesınin çıftliğı gıbı
yöneten. geçmışte sık sık de-
mokrasinin ekonomik büyüme
için zararlı olabileceğini anlatan
Başbakan Mahatir Muham-
med'e ait. Şimdi Mahatir, ulus-
lararası mali sermayenin spekü-
latif saldmlan; IMF'nin tahnp edi-
ci reçeteleri, yabancı şirketlerin
Asya sanayilerinin "mücevher-
lenni" yok pahasına kapatması
karşısında, bu arada kendisi de
servetini, iktidannı kaybetmekte
olduğu için (özellikle Endonezya
deneyinden sonra), feryat halin-
de. Mahatir'in yakınmalan, (adarn-
dan hiç haz etmesek de) ulusla-
rarası mali sermayenin, ılkfırsat-
ta ülkelerin en verimli şirketlerinı
Haberiniz
Olsun!
Hedef
iversite
Prcîgramını izleyen
KANALE
ucuza kapatarak sanayilerini ta-
lan etmenin yanı sıra, ülke için-
deki siyasi süreçlere nasıl mü-
dahale ettiğini göstenmesi açı-
sından da önemli.
Üçüncü olarak aktardığım sa-
tırlar da eski komünist partisin-
den kalma birine değil, ülkesinin
IMF şok paketleri, serbest piya-
sacı, özelleştirmeci bürokratlar
ve çetelenn elinde tarumar edil-
mesı karşısında feryat eden ya-
zar AJexander Solzenitsyn'e ait.
Ne türden bir uyarı ıçerdiğıni vur-
gulamaya gerek bile yok.
IMF'yı bir sakjın hastalığa ben-
zeten bu satırlar kime art bilıyor
musunuz? 1990'lann başında
Rusya'da, önce Gaidar, sonra da
Chubais hükümetlerine danış-
manlık yapan Harvard Uluslara-
rası Gelişme Enstitüsü''nden Prof.
Jeffery D. Sachs'a... IMF polı-
tikalannın sonuçlannı birinci el-
den gören bir ekonomistin tutu-
munun nasıl değışmış olabilece-
ğini göstenmesi açısından ilginç.
Beşinci alıntıyı bildiniz. Kontrol-
süz mali piyasalann, serbest pi-
yasa ekonomisini tek seçenek
olarak dayatan dogmatizmin de-
mokrasıyı, açık toplumu tehdit
ettığıne ilişkın bu uyarılar mılyar-
deryatınmcı George Soros'a ait.
Servetini serbest pıyasadan ya-
pan bir kapitalıstin geleceğe ba-
karak nasıl korktuğunu göster-
mesi açısından öğretici.
Hayır bu son alıntı, sosyal
amaçlı politikalan serbest
pıyasanın, kapitalizmin ba-
şına bela olarak gören, Ha-
yek, Von Mises ya da Mil-
ton Friedman gibi Mon Pe-
lerin Society üyelerine ait
değil. Bu ifadeler, ekonomik
büyumenın sosyal güven-
lıkten çok daha önemli oldu-
ğunu savunan Wall Street
Journal köşe yazarlanna ya
da Singapur Başbakanı'na
da ait değil. Bu ifadeler; ge-
lır dağılımı son derece bo-
zuk, çocuklan çöplükten ek-
mek toplar hale gelmiş, sen-
dikal ve sosyal güvenlık sis-
temı alabildiğine geri, sen-
dikalan tahripedilmiş, işsiz-
lık sigortasından, doğru dü-
rüst bir emeklilikten, sağlık
ve eğitım sistemınden yok-
sun bir ülkede, sosyal de-
mokrasiyı temsil ettiğini ile-
ri süren bir politikacıya, De-
nizBaykal'aait. "Hayretbir
şey" doğrusu.
(ergin ' ergin.demon.co.uk)
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Ücret Farklılıkları
Bu yazı, 25 Mayıs'ta bu köşede çıkan yazının de-
vamıdır. Bu nedenle başlığı, Istihdam ve Kazanç
(II) olmalıydı. Özellikle ücret farklılıkları vurgulana-
cağından bu başlık seçildi.
• • •
Ücret farklılıklarının incelenmesinde, fazla mesai,
yan kazanç ve yardımlar bir yana bırakılmalı ve
yalnızca çıplak ücrete bakılmalıdır. Bu durumda
çalışılan saat başına ücretlere bakmak anlamlı olu-
yor. DİE'nin verileriyle, Türkiye ortalaması olarak sa-
at ücreti -1996'nın ilk altı ayında-189 bin TL'dir. Sek-
törel ücret farklılıklarına geçmeden bir nokta vur-
gulanmalıdır: Ortalama saat ücreti özel kesimde
160.8 bin, kamu kesiminde 252.7 bın TL'dir. Ka-
mu kesimi ücretleri, özel kesim ücretlerinden yüz-
de 57.2 fazladır. Benzer bir farklılaşma toplu iş söz-
leşmesi (TİS) kapsamına göre beliriyor: Ortalama
saat ücreti toplu iş sözleşmesi yapılmıyorsa 119.7
bin, sözleşme yapılıyorsa 238.1 bin TL ile bunun
tam iki katıdır. Bu iki olgu, sendikal hakların kısıl-
ması ve özelleştirmenin nasıl el ele olduklarının
çıplak kanıtıdır.
• • •
Üç ana sektör, madencilik ve taşocakçılığı; ima-
lat ve elektrik, gaz su ayrımında ücret durumu ne-
dir? Öncelikle belirtelim ki bu üç sektör, toplam üc-
retlilerin sırasıyla yüzde 11.8, yüzde 79.7 ve yüz-
de 8.5'ini içeriyor.
Ücretlere gelince, saat ücreti, incelenen üçüncü
sektörde. elektrik, gaz ve su sektöründe, 314.4
bin TL ile ortalamanın yüzde 66.3 üzerindedir. Bu-
na karşılık, imalat sanayi saat ücreti, 175.7 bin TL
ile ortalamanın, yaklaşık yedi puan altında, yüzde
93'ü düzeyinde kalıyor. Bunlara madencilik ve ta-
şocakçılığında saat ücretınin 193.5 bin TL ile orta-
lamanın az da olsa üzerinde olduğunu belirtelim.
Ücret farklılıklarının asıl incelenmesi gereken
alan, büyüklüğü ve göreli önemi nedeniyle imalat
sanayidir.
İmalat sanayinde en az saat ücreti 107.4 bin TL
ile giyim ve kürk sektöründedir. Bu oran, ortalama-
nın yüzde 61.1 düzeyinde kalıyor. Bunun tam kar-
şıtı, günlük saat ücreti 287.2 bın TL ile imalat sa-
nayi ortalamasının yüzde 63.5 üzerinde olan kok
ve petrol ürünleri sektörüdür.
İmalat sanayinde sektörel ücretler incelendiğin-
de görülen, genellikle emek yoğun dediğimiz; gı-
da, dokuma ve giyim sektörlerinde -bu seltförler
toplam imalat sanayi ücretlilerinin yanya yakınını
kapsryor- ücretlerin göreli olarak az olduğudur. Bu-
na karşılık sermaye ve özellikle teknoloji yoğun
sektörlerde ücret düzeyi daha yüksektir.
• • •
Bölgesel saat ücreti farklılıkları, kamu-özel ve
toplu iş sözleşmesi kapsamı gibi ayrımlar bir yana
bırakılarak ülke ortalamasına bakıldığında, büyük
farklılıklar göstermiyor. Ancak bölgesel en az saat
ücretinin 161.1 bin TL ile Ege Bölgesi'nde görül-
mesi ve bunun ülke ortalaması olan 189 bin TL'nin
yüzde 85.2'si düzeyinde kalması ilginçtir. Çok da-
ha ilginci, en yüksek saat ücretine 209.5 bin TL ile
Doğu Anadolu'da olmasıdır. Verilere ilişkin ölçüm
sorunlan bir yana, bu olgular, özellikle bölgesel ge-
lişme yönünden, yeni yorumlara gebe görünüyor.
Bu arada öbür bölgelerin saat ücreti ortalamalan-
nı da beJirtelim: Güneydoğu Anadolu 169.3; Iç Ana-
dolu'da 179.1; Marmara 188.0; Akdeniz 191.2 ve
Karadeniz 193.0 bin TL.
Bu veriler ıncelenirken önemli bir nokta göz önün-
de tutulmalıdır. Bölgesel veriler, yedi bölge ve se-
çilmiş dört ile (Istanbul, Ankara, izmir ve Adana) iliş-
kindir. Bu nedenle, örneğin Ege'yi İzmir dışı Ege ola-
rak ele almak gerekiyor.
lller içinde en yüksek saat ücreti, 215.1 bin TL
ileAnkara'daödeniyor. Ankara'yı 200.7 bin ile Ada-
na ızliyor. Istanbul 197.5 ile üçüncü, İzmir de 178.1
ile dördüncü sırada yer alıyor.
lllerin saat ücretlerınde. TİS yapılıp yapılmadığı-
na bağlı olarak gerçekten büyük farklılaşma göz-
lenıyor. Örneğin Adana'da TİS kapsamı dışında
saat ücreti 89.1 bin TL'dir. Buna karşılık, TİS kap-
samına giren işyerlerinde saat ücreti bunun yüzde
137.4 fazlasıyla 211.5 bin TL'ye yükselıyor. Ada-
na'yı yüzde 31.3'lük TİS farklılaşması ile Istanbul
izliyor. İzmir ve Ankara'da farklılaşma çok daha sı-
nırlı kalıyor. izmir'de yüzde 94.7, Ankara'da yüzde
51,7.
Ücret verileri, en yüksek ücretlerin, TİS-kamu
kesimi- büyük kent üçlüsünün kesişme noktalann-
da elde edildiğini gösteriyor.
Sendikasızlaştırma ve özelleştirme sonucu bu üç-
lünün ilk ikisi giderek zayıflıyor, yüksek ücret için
daha doğrusu iş bulmak ve yaşamak için büyük
kentlere göç tek çıkış yolu oluyor.
T ü r k i y e ' n i n e n
d e r s h a n e l e r i n e t e ş e k k ü
TURKTOPLUMUAŞKANASILBAKIYOR
İL BAŞKANLARI DTP
KONGRESiNi DEĞERLENDİRDİ
DANIŞTAY SAFDIŞI MI BIRAKIUYOR?
SÖZDE SOYKIRIMIYLA FRANSA NEYiN PEŞiNDE?
AÇLIK TÜRKİYE'NİN KAPISINDA MI?
/ BÜYÜK KULAK CIA'DA İŞİTME BOZUKLUGU
/ NÜKLEER DENEMELER DÜNYANIN SONUNU
MU HAZIRLIYOR?
/ MÜSİAD'IN ZOR GÜNLERİ
/ GAP'A MGK SAHİP ÇIKTI
Nokta Dergisi, irrternet Web Adrev:hrtp:»
Nokta DergKİ. E-Mal Adresi: nokta»Srmed.alert.com