Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 HAZİRAN 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ
'Soykınm' savlan karşısmda siyasal tarih yerine, 'uygarlık tarihi'ni savunmak gerekiyor
Anadolu ldîltürü, dosthığun belgeseli
ürkiye'nin Ermeni
soykınmı savlanna karşı
kendisini savunmak
yerine "uygarlık dersi"
verebilmesi için sadece
Osmanlı arşivi
belgelerine değil,
Anadolu'daki tarihsel
dostluklann tanıklan
olan "kültür
varlıklanna" da
sanlması gerekiyor. Ne
var ki yine şu soykınm
tartışmalannın doruğa
ulaştığı bir dönemde
aynı kültür varlıklan
üzerinde sürdürülen
"aynmcı" politikalar ise
1915'lereait gerçekçi
belgelerin bile etkisiz
kalmasına yol açıyor.
Birinci Dünya Savaşı yıllann-
da Kafkas Cephesi'nden göçe
zorlanan Ermenilere Osmanlı
devletince "soykınm" uygulan-
dığı savlanna karşı süren tepki-
ler, giderek sanki "savunmaya"
dönüşüyor.
Bunun nedeni ise tartışmanın,
"uygariık tarthini" irdeleyerek
ve ondan sonuçlar çıkararak de-
ğil. yine tıpkı soykınm savını ile-
ri sürenlerin yöntemi benimsene-
rek hep "siyasal tarih" içinde sı-
kışılıp kalınması...
Böyle olunca da yüzlerce yıl
Anadolu uygarlıklanna kimlik
veren zengin bir "kültürler da-
yanışması" göz ardı edilerek
1915'lerin "emperyalist kapış-
ma" ortamı içinde yaratılan ge-
Gaziantep'teki Meryem Ana Ermeni Kilisesi 1980'lerin sonlannda çan kulesine minareeklenerekcamiye çevrildi Oysa bu kültür mirası bir miize olarakyaşabhp, soykınm
savlanna karşı da çağdaşTürkiye'nin uygarca bir >anıti olarakgösterilebilirdi. (solda) (Fotoğraf: OKTÂY EKlNC1) Kayseri'deki eskiermeni evlerinin buJunduğu Tavukçu
Mahallesi'ni Türkiye 'SIT' statüsünde kommaya almış, ama ırkçı-şoven yerel yönetim politikalanyla tarihi binalar yıkılıyor ve yok oluyoriar.. (sağda)
rilimlerin "yersiz polemiğine"
tutsak olunuyor.
Dahası, 1923'te emperyalist-
leri kovmanın ötesinde onlara
boyun eğmiş Osmanlı yönetimi-
ni de tarihe gömen Türkiye Cum-
huriyed'nin, 1915'lerdeyaşanan
olaylardan hiçbirzaman "sorum-
lu olamayacağı" gerçeği de akıl
almaz bir aymazlık içinde göz
ardı ediliyor...
'Uyumlu renklen..'
Oysa ki Türkiye Cumhuriye-
ti'ni 1915'lerın yozlaşmış Os-
manlı'sından "farklı" kılan ve
hatta "çağdaş" yapan temel ni-
teliklerinden biri de tarih boyun-
ca birbirleriyle "uyumhı renk-
ler" oluşturan değışik kültürlerin
aynı uygarlık coğrafyası içinde-
ki ortak birikimlerine "ayrım gö-
zetmeden" sahip çıkmaktı.
Örneğin, cumhuriyetin daha
ilk yıllannda Avnıpa'ya gönde-
rilen öğrencilerin özellikle "ar-
keoloji" ve "sanat tarihi" gibi
dallardayetişmelenni yeğlemek,
Anadolu'daki kültür zenginliği-
ni "kimlikli bir kalkınmaya" uy-
garlık temeli yapma çabasının
bir ürünüydü.
Yine aynı yıllarda Atatürk'ün
ve İnönü'nün genelgelerinde "ya-
bancı medeniyetlere ait eserle-
rin" de koruma altına alınarak.
bunlann *milli küJtürün abidele-
ri" tanımıyla gözetilmesi ve ya-
şatılması yönündeki "tamimler"
de 1915'lerdeki gerilimleri yara-
tan gerici politikalann tam tersi
biru
evrenselinsanlıkanlayışı"nı
yansıtıyordu.
Bu ilerici anlayışın "mayasjnT
oluşturan "Anadolu sevgisi" ve
"Aydınlanma bilinci" ise kendi-
sini Türkiye Cumhuriyeti "yurt-
taşı" sayan Ermenilerle Türkler
arasındaki uygarlık tarihini "bir-
likte yazmaktan" kaynaklanan
dostluk ve kardeşlik ortamını ye-
niden bu ülkeye kazandırdı. Sa-
dece tstanbul'da değil, birçok
kentte komşuluk ve hemşerilik
duygulan ortak yaşamla bütün-
leşti.
Ermeni sanatçılar. aydınlar, ya-
zarlar ve hemen her meslekten va-
tandaşlar, yine tıpkı tarihteki gi-
bi çağdaş toplumsal yapımızm
da "sosyal kanavasını" tamamla-
dılar.
Çağdışı tutumlar
tşte böylesi erdemli bir süre-
cin ardından bugünkü "soykının
savlanna" yanıt verirken, aslın-
da aynı erdemi elden bırakmamak
ve tarihin siyasal belgeleri yeri-
ne "uygarlıkdeğerterineyeniden
sahip çıkarak" Türkiye 'nın onu-
runu "kendi çağdaş kimliğiyle"
korumak gerekmiyor mu?
Örneğin bir yandan Kayseri'de-
ki eski Ermeni evlerinden oluşan
Tavukçu MahaUesi'nin yerel yö-
netimin ırkçı-şovenist yıkım po-
litikalanyla "yokedflmesine" göz
yumulurken öbür yandan tarih-
sel mirasa duyarlı Avrupa kamu-
Kitapta bandrol uygulaması 9 ay isteğe bağlı olarakgerçekleştirilecek /Q\
Bakanükgeri adım attı ,
• Yazarlar ve yayıncılar arasında görüş aynlığına yol açan
yönetmeliğe yönelik eleştiriler üzerine Kültür Bakanlığı
uygulamayı erteledi. Bandrol uygulaması 1 Temmuz'dan
başlayarak sadece isteğe bağlı olarak gerçekleştirilecek. 9
ay içinde bandrol verme yetkisinin meslek örgütlerine
devredilmesi için çalışmalar yapılacak.
BAHAR TANRISEVER
ANKARA - Kültür Bakanlığı. kor-
san yayıncılığa karşı önlem olarak ge-
tirdiği Fikir ve Sanat Eserlerinin lşa-
retlenmesine tlişkin Yönetmeliğin uy-
gulanmasını 9 ay erteledi. "Güvenlik
HologramT diye adlandınlan bandrol
uygulaması 1 Temmuz'dan itibaren sa-
dece isteğe bağlı olarak gerçekleştiri-
lecek. 9 ay içinde bandrol verme yet-
kisinin meslek örgütlerine devredilme-
si konusunda çalışmalar yapılacak.
Ancak Fikir ve Sanat Eserlerinin Işa-
retlenmesine Ilişkin Yönetmelik'te ho-
logramın isteğe bağlı olmasıyla ilgıli
hiçbir madde yok. isteğe bağlı uygu-
lamanın yasal bir altyapısı yok. Dokuz
aylık erteleme döneminde bir alter-
natif olarak getirilen isteğe bağ-
lı uygulama Milliyet Yayın-
lan tarafından zaten uy-
gulanıyordu. Bandrol
konusunda hazırlık-
sız yakalanan Ba-
kan Talay pratikte
zaten var olan bir uygu-
lamayı yönetmelikte hiçbir değişik-
lik yapmadan bir bakanlık karanymjş
gibi gösteriyor.
Saîı günü uygulamaya karşı çıkan
bir grup şair, yazar ve çevirmen tara-
findan başlatılan kampanyada topla-
nan imzalar. basın toplantısıyla kamu-
oyuna açıklandı. Başka bir grup yazar
da aynı gün Kültür. Adalet v e Maliye
bakanlannı ziyaret edip, bandrol uygu-
lamasını destekledi.
Maüyet 100 milyara ulaşıyor
Kültür Bakanlığf nın, bandrol veri-
lirken kitaplann içeriğiyle ilgilenilme-
yeceğini vurgulamasına karşın Yayın-
cılar Birliği, yönetmeliğin sansür ge-
tireceğini iddia ediyor. Bazı yayıncılar
ise bandrolün uygulanmasını, ancak
isteğe bağlı olmasını istiyorlar. Yayın-
cılar uygulamanın getireceği mali yü-
kümlülük konusunda da endişe taşı-
yor. Pen Yazarlar Derneği korsan ya-
yıncılığa karşı bandrolden başka çözüm
yolu bulunmadığını belirtiyor. Türki-
ye Yazarlar Sendikası da bandrolden ya-
na. Yazarlann birbölümü ise kitapya-
yımlamanın daha da zorlaşacağı ve ma-
li yükün artacağı gerekçesiyle uygula-
maya direneceklerini belirtiyorlar.
Yazar ve yayıncı dünyasında görüş
farklılıklarına yol açan yönetmeliğe
getirilen eleştiriler üzerine bakanlık,
bandrolün bir süre isteğe bağlı olması
ve yetkinin meslek örgütlerine devre-
dilmesi konusunda çalışmalara başla-
dı. 16 Kasım 1997 tarihinde çıkanlan
Fikir ve Sanat Eserlerinin Işaretlenme-
sine Ilişkin Yönetmelik 1 Temmuz Çar-
şamba günü yürürlüğe girecek.
3257 sayılı Sinema, Video ve Müzik
Eserleri Yasası ile 5846 sayılı Fikir ve
Sanat Eserleri Yasası uyannca hazırla-
nan yönetmelik süreli olmayan yayın-
lar. ses ve görüntü taşıyıcılan. disk.
disket. taşıyıcı ortamlar-medya, bilgi-
sayar programlan ve güzel sanat eser-
lerini kapsıyor. Yönetmelik, eser üze-
rine konulacak işaret. rumuz. bandrol.
kod. seri ve sıra numaralannı düzenli-
yor.
Korsan ve kaçak yayıncılığın önlen-
mesinı amaçlayan yönetmeliğe göre
fikir v e sanat eserlerinin nüshalannda
ad, unvan. amblem.
nuya ilişkin birtebliğ yayımlaması bek-
leniyor.
87 yazardan ortak
açiklama
Kanunun. bu şekliyle yaza-
nn yayınlama hakkını elin-
den aldığını savunan bir grup
yazar adına Türkiye Gaze-
teciler Cemiyeti'nde bir basın
açıklaması yapıldı. 87 yazar
adına konuşan Atilla Birkiye ve
Metin Celâl. yönetmeliğin yürürlüğe
girmesini bir talihsizlik olarak değer-
lendirirken, bir başka talihsizliğin de ya-
zar örgütlerinin üyesi olan yazar, şaır
ve çev irmenlerin, haklannı koruyama-
ması olduğuna değindi. Atilla Birkiye.
meslek birlıklerinin denetimindeki
bandrolün de bu birliklerle ilgi yönet-
meliktek belirsiziikler nedeniyle çö-
züm olmadığını vurguladı. Aralannda
Adnan Özer, Ahmet Cemal. Ali Akay,
Ayşe Düzkan, Bekir Yüdız.Celal Üster,
Cezmi Ersöz, Cihan Demirci, Cüneyt
Özdemir, DemirtaşCeyhun, Emer Er-
can, Esen Çamurdan, Feridun Andaç,
Fethi Naci, Gani Müjde, Haydar Ergü-
len, Hikmet AltınkavTiak, Işıl Ozgentürk,
Kemal Özer, küçûk İs-
kender, Mahir
Kültür Ba-
kanlığı rumuzu. yıl ve il kodu, yapım-
cı ve yayımcı kodu. rumuzu ile numa-
rası, seri numarası ve bandrol bulun-
ması gerekiyor. Yönetmeliğe aykırı
da\Tananlar hakkında yasa uyannca 3
aydan 1 yıla kadar hapis ile 300 mil-
yon liradan 600 milyon liraya kadar
para cezası uygulanması hükmedili-
yor.
Tanınması planlanan geçiş sürecin-
de bandrol uygulaması yetkisinin mes-
lek örgütlerine verilmesinden yana olan
Kültür Bakanlığı"nın ilgili birimleri-
nin yönetmelik konusunda bir rapor
hazırladığı öğrenildi.
Kültür Bakanlığı'na tanesi 3 bin 900
liraya mal olacak hologram bandrolün
bedeli. KDV ve DÖSlM'in yiizde 20
kâr payıyla toplam 5 bin 382 liraya ula-
şıyor. Kültür Bakanlığı ise dağıtım ve
uygulamayia ilgili kamuoyunun bılgi-
lendirilmesi çalışmalanna kaynak ayır-
mak için bandrolün tanesini 6 bin 500
liraya vermeyi planlıyor. Türkiye'de
yılda ortalama 2 bin 500 adet basılan
6 bin tür kitap yayımlandığı \arsayılır-
sa. 15 milyon kitabın bandrol maliye-
ti yaklaşık 100 milyara ulaşıyor. Ma-
liyet yüksekliğinin tekelciliğe yol aça-
bıleceği de ıleri sürülüyor.
Kültür Bakanlığf nın, hologram band-
role ilişkin yönetmeliği de hazırlaya-
rak Başbakanlık'a gönderdiği öğrenil-
di. Başbakanlık'ın bu hafta içinde ko-
Öztaş, Mario Le-
vi, Mehmet Esen, Melisa Gürpınar,
Metin Kaçan. Metin Cengjz. Metin Üs-
tündağ, Mert AH Başanr, Mıgırdıç Mar-
gosyan, MhatBehram.OralÇahşlar,Or-
han Duru, Orhan Kahyaoğlu, Öner
YağcL Özdemir İnce, Ramis Dara, Re-
kin Teksov. Semih Gümüş. Serdar Tur-
gut, Sezer Duru gibi isimlerin bulun-
duğu 87 yazann ortak bildirisinde şu
görüşlere yer veriliyor:
"Yasanın 81. maddesi ile bandrol da-
ğıtnıa-satma yetkisini \e bunun 'esas ve
usullerini' bir yönetmeliklebdirkrnegö-
revi Kültür Bakanlığı'na veriliyor. Bö>-
leliklc devlet ülkemizdeki kültür ve ya-
yın hayatını denetim altına almak isti-
yor. Bandrol, yazann ozgürcc, hiçbir
yerden izin almadan kitap vayınlama
hakkını ortadan kaldınyor.
Fikir Sanat Eserleri Kanunu ile ge-
tirilen bu uygulama Anayasa'nın ya-
yın özgürlüğüne ilişkin maddeleri çeli-
şiyor. Anavasa'nın 29.Maddesi: "Süre-
li veya süresiz yayın önceden izin al-
ma veya mali teminat yatırma şartma
bağlanamaz" diyor. Anayasa'nın
29.Maddesi'nin devamında süreli ve sü-
resiz yayınlarau\gulanan Basın Kanu-
nu ile UgUi olarakda"Kanun. haber. dü-
şünce ve kanaatlerin serbestçe yayın-
lanmasını engelleyici ve zorlaştıncı si-
yasal. ekonomik. mali veyateknik şart-
lar koyamaz" diyor. Bandrol nasıl açık-
lanırsa açıklansın anayasanın 29. mad-
desine aykındır. Her ne gerekçeyleolur-
saolsun, kültür vevayın hayatının dev-
let denetimine girmesine ve siyasi yöne-
time sansür hakkı tanımasına karşıyız.
Hükümeti ve Kültür Bakanf nı bu
denetimd ve sansürcü zihniyetten bir an
önce vazgeçmeye çağınyonız."
'Korsana karşı cezalar arttınlsırT
Bandrol uygulaması konusunda ya-
zar ve yayıncılar salı günü Adalet, Ma-
liye. lçişleri ve Milli Eğitim bakanlık-
larını ziyaret ederek istemlerini dile
getirdiler.
Ankara'ya gelen yazarlar Duygu Ase-
na, Orhan Pamuk, Buket Uzuner. Pen
Yazarlar Derneği Başkanı Alpay Kaba-
calı, Edebiyatçılar Derne-
ği"nden MustafaŞerifOna-
ran, Zerrin Taşpınar ve
Mahsun Doğan ile Milli-
yet. Iletişim ve Arkadaşya-
ymcılığın temsilcilerinden
oluşan heyet, Adalet Baka-
nı Oltan Sunguriu'dan kor-
san yayıncılığa karşı cezala-
£ p rın arttırılması amacıyla
bandrolün Türk Ceza Yasa-
sı'nın 322. maddesinde belir-
tilen "kıymetli kâğıtlar" kapsamına
ahnmasını istediler. Sungurlu'nun ya-
zar ve yayıncılann istemlerine olumlu
yaklaştığı bildirildi.
Daha sonra Maliye Bakanı Zekeri-
ya Temizeri ziyaret eden heyet. bura-
da da korsan ve kaçak yayıncılığa kar-
şı denetimin arttınlması gerektiği gö-
rüşünü dile getirdi.
Mali denetimin caydıncı olabilece-
ğine dikkat çeken heyetin isteklerine kar-
şı bakanTemizel bu konuda bir çalış-
ma yaptıracağını ve teşkilatlan bilgi-
lendireceğini kaydederek, Vergı Yasa-
sı'nın çıkması durumunda konunun
üzerine daha güçlü gidebileceklerini
söyledi.
Yazar ve yayıncılar lçişleri Bakanı
Murat Başesgioğlu'na da korsan ya-
yıncılığa karşı belediyelerin ağırlıklı
olarak devreye sokulması isteğini ilet-
tiler. Bakan Başesgioğlu'nun heyete
korsan yayıncılığa karşı destek sözü
verirken. bu konuda bir genelge ya-
yımlayacağını söylediği öğrenildi. He-
yet. son olarak Milli Eğitim Bakanı
Hikmet Uluğbay'ı da ziyaret ederek,
destek istedi. • . .
oyunu Türkiye'nin yanına çeke-
bilmek kolay olmayacaktır. He-
le yine aynı tarihi semtteki "üni-
versiteye ait" zarif sıra evlerin bi-
le yıllardır bakımsızlıktan ve il-
gisizlikten çökmesine seyirci ka-
lan Kayseri'deki bilim ve kültür
çevrelerinin şimdi eski Osmanlı
belgelerine sarılarak soykınm
savlannı çürütmeye çalışmalan
da -haklı olsalar bile- yabancı bi-
lim ve kültür çevrelerince ister is-
temez "ihtiyatla" karşılanacaktır.
Benzer şekilde Erzurum'un
Demirciler semtindeki 17. yüz-
yıldan kalma Ermeni Kilisesi'nin
REFAHYOL döneminde başla-
tılan "camiye çevirme" inşaatını
durdurmayan politikacılann da
soykınm tartışmalannda Türki-
ye'yi güçlü bir şekilde savunma
şansları pek bulunmuyor. Kilise-
nin üst tavanındaki Hz. tsa ve
Meryem Ana fresklerinin "alçıy-
la kapanlmasına" bile aldırmayan
bu politikacılanmız. sadece ulu-
sal onurumuzu değil, cumhuriye-
tin uygarlık ilkelerini de zedele-
miş oluyoriar. -f
Aynrtürdeirbıri>aşk» çagtb?»
davTanış haberleri ise son günler-
de Kars'tan geliyor. Kars'ın kül-
tür tarihine ait çok önemli bir ya-
pıt olan ünlü Havariler Kilise-
si'nin de camiye dönüştürülme-
si. Atatürk'e olan sevgisini "Hoş
Geüşler Ola Mustafa Kemal Pa-
şa" türküsüyle taçlandıran bu ay-
dınlık kentimizi şaşkına çeviriyor.
Üstelik bu "kültür kıyımına" da
bugünkü TBMM'nin bir üyesi
olan Tokat Milletvekili Metin
Gürdere öncülük ediyor.
Gaziantep'te. yakın geçmişte
"cezaevi" olarak da kullanılan ve
miman ise tstanbullu ünlü Er-
meni aıle Balyanlar'dan Sarkis
Beyolan. 19. yüzyılaait Meryem
.\na Kilisesi de 1980'lerin sonla-
nndaki tadilatla artık cami olarak
kullanılıyor. Dahası, adını da
"Kurtuluş Camii" koymuşlar ve
sanki bir kültür mirasından kur-
tulma isteğini belgelemek iste-
mişler..
İstanbul'un Bebek semtindeki
250 yıllık KavafŞan Konağı'nın
yine Ermeni yurttaşlanmız olan
"sahiplerine" karşı takınılan ta-
vır ise tam bir "değerbiunezlik"
örneği. 95 yaşındaki Samuel Ka-
vafj"an'ı ve 77 yaşındaki eşi Be-
atris Hanım'ı kendi aile evlerin-
de "kiracı" yaparak konağa el
koyan v e şimdi de ticari kuruluş-
lara kiray a vermeye kalkışan Va-
kmar İdaresL yine şu soykırım tar-
tışmalanna acaba nasıl bir "kat-
kı" yapıyor dersiniz?..
Dost kültûrier
Evet... Türkiye aslında
1915'lerdeki sömürgeci politika-
lann yarattığı gerilimlerin siya-
sal açıdan, tarafı ve sorumlusu
olan bir ülke değil. Üstelik aynı
politikalann "hesabını"hem Os-
manlı 'dan hem de tüm işgalci em-
peryalist devletlerden "ulusal
kurtuluşsavaşıyla" da sormuş bir
ülke.
Ancak yine Türkiye. ülkedeki
Ermeni kültürüne ait "ulusal uy-
garlık mirasına" karşı da şu son
yıllarda gözlenen duyarsız dav-
ranışları 1923'lerden itibaren
"reddederek" kurulmuş ve çağ-
daş kimliğinı tarihteki "dost kül-
türlerin dayanışması" üzerinde
geliştirmeye karar vermiş bir ül-
keydi. Cumhuriyetin kültür ala-
nındaki bu "temel ilkesinden" de
uzaklaşmaya başlanılması. soy-
kınm sav lanyla ortaya çıkıp, yi-
ne aynı cumhuriyetin diğer ulu-
sal değerlerini sarsmak isteyen-
lere de sanki cesaret veriyor.
Bu şovenist planlara karşı hem
tarihimizi hem de onurumuzu ko-
rumanın ve uygar dünyaya karşı
haklı çıkmamızın öncelikli ko-
şulu ise Anadolu kültürlerine "ay-
nm yapmadan" yine sahip çık-
mak ve korumak değil midir?
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Sanatın Kuramı Deyince...
Neredeyse dört yıldır çevirisi üzerinde çalıştığım bir
kitap var; yüzyılımızın en büyük sanat tarihçilerinden
biri sayılan Arnold Hauser'in başyapıtı olan Sanatın
Toplumbilimi. Aynı yazann Sanatın ve Edebiyatm Top-
lumsal Tarihi (her nedense bu büyük eserin yalnızca
ikinci yansı dilimize çevrilip yayımlanmıştı!), Modern
Sanatı Gözlemleme Yöntemleri ve Modern Sanatın
ve Edebiyatm Kökenı başlıklı öteki kitapianndan epey-
dir derslerim için yarartanıyorum.
Orta Avrupa kökenli bir düşünür olan Arnold Ha-
user, Sanatın Toplumbilimi'nde sanat-toplum ilişkisi-
ni başlangıcından günümüze uzanan bir çizgide he-
men bütün yönleriyle, olan ve olası sorularıyla biriik-
te irdeliyor. Bu arada sanatçı- birey ile toplumun bir
üyesi olarak bireyin ilişkileri, örtüştükleri ve ayn düş-
tüklen noktalar, yaratıcı eylem, sanatın izleyicisinin ve
alıcısının konumu, herzaman yaratıldığı dönemin ko-
şullanndan bağımlı olan sanat eserinin zaman-ötesi
geçerlilik kazanabilmesinin nedenleri gibi konulara
özel bir ağırlık tanıyor.
Bu eserin içerdiği sorular, yanıtlar ve görüşler, bir
özeleştiriye gitmek istediğimiz takdirde, genel este-
tiktutumumuz bağlamında Batı ile aramızda eskiden
beri var olan aynmlara da yeterince ışık tutabılecek
nitelikte.
Kısa süre önce Atilla Özkınmlı ile Eskışehır'e yap-
tiğımiz bir tren ydculuğu sırasında ona. sanatta ve ede-
biyatta gelenek konusunda düşündüklenmi anlatma-
ya çalışmış ve bu düşüncelerimde haklı olup olmadı-
ğımı sormuştum. Düşüncelerimin özünü oluşturan
saptama, edebiyatm ve güzel sanatlann birçok dal-
lannda kendi ortamımızda bir tür gelenek eksikliğinin
variığıydı. Özkınmlı, bu konularda çok daha doğru
düşünmemi sağlayan açıklamalarda bulunurken özel-
likle "yanlış geleneği izleme" olgusu üzerinde durdu.
Ona göre aslında hemen bütün dallarda hem de epey
eskilere uzanan geleneksel çizgilerimiz vardı; ancak
bu çizgilerden bellı noktalarda ayrılınmış. zorunlu sa-
yılan başka yönlere sapılmıştı. Bu da aslında bizim ol-
mayan kaynaklardan yola çıkarak gelenek oluşturma
gibi ne yazık ki çoğunlukla ancak taklitlere yol açabi-
lecek yanlış bir yola sapılması sonucunu vermişti.
Gelenek, dün olduğu gibi bugün de sanatın en te-
mel kavramlanndan biri. Bu kavramın önemi, gerek
sanatçıya, gerekse sanat üzerinde düşünenlere çok
somut hesaplaşmalara uzanan yolu açmasında. Çün-
kü "bugün durulan yerin neresı olduğunu kavraya-
bilmek, bu yeri tarihsel süreç içersinde de saptaya-
bilmekte olasıdır" diye özetleyebileceğimiz tarih bı-
linci, elbet sanatta da geçerli. Sanatçı. kendisine ka-
dar uzanan çizgi ile kendi geliştırmek istediği özgün
çizgi arasındaki karşılaştırmalan, ancak gelenek kav-
ramının yardımıyla yapabilir. Gelmiş geçmiş birikim-
ler bağlamında da başvuru kaynağı, yine gelenek ola-
caktır. Bunlar göz önündetutulduğunda, gelenege doğ-
ru ya da yanlış yaklaşmanın ne denli önem taşıdığı ken-
diliğinden ortaya çıkmaktadır.
Batı. başka alanlarda olduğu gibi sanat alanında da
düşünmeyı gelenege dönüştürmüş durumda; hem
de yaklaşık iki bin beş yüz yıldan bu yana! Çünkü da-
ha antikçağ Yunan felsefesinin emekleme dönemle-
rinde bile felsefe düzeyindeki sorgulamalann sanata
da yönelmiş olduğunu bilmekteyiz.
-'"«. Bizde hep yakınılagelen bir olgunun, sanat kuramı
alanındaki çalışmalann bir türiü yeterii düzeye vara-
maması olgusunun nedenlerini araştırdığımızzaman,
kendimize rehber edinmemiz gereken gerçekler, yu-
kandaki gerçeklerdir. Öğrencilerime sürekli yineiedi-
ğim bir saptama var: Genelde düşünme geleneğinin
zayıf olduğu ortamlarda, tek tek alanlarda -bu arada
sanat alanında- düşüncenin sistemli bir biçimde bü-
yük ataklar yapması beklenemez.
Atilla Özkınmlı'nın andığım sohbet sırasında çok doğ-
ru bir bakışla dile getirdiği gibi gelenek bağlamında
birtakım yanlış yollara sapmışsak eğer, bunun temel
nedeni, ancak gelenek üzerinde yeterince düşünme-
mek olabilir.
Batı, Hauser'leri, Lukâcs ları, Gombrich leri peş-
peşe yetiştiriyorsa eğer, bütün bu sanat kuramcılan-
nın ve düşünürierinin hangi düşünce yöriingelerinde
ortaya çıktıklannı iyi değertendirmek, onlann bir türiü
yetişemediği ortamlara düşer, çünkü deneyimlerin de
gösterdiği gibi böyle adlan yalnızca okumakla yetin-
mek, pek kayda değer bir sonuç vermiyor...
Ankara'da alternatif mimarlık
sergileri
I Kültür Senisi - ANY grubu toplantılan kapsamında
açılan 'Zamanda Mekân' başlıklı sergi 30 Haziran'a
dek Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde Ankaralıların
beğenisine sunuluyor. Serginın birinci bölümünde.
Bernard Tschumi'nin Fransa'da gerçekleştirdiğı
'Konser \e Sergi Kompleksi'. Peter Eisenman'ın
lsviçre'dekı "Üniversıte Kütüphanesı' tasanmı. Arata
Isozaki'nin Japonya'daki 'Çağdaş Sanatiar Müzesi'.
Greg Lynn'in Avustralya'da tasarladığı "H2 House"
projelerinin maket ve çizimlen sergilenıyor. İkinci
bölümünde ise Any Time içın özel proje tasarlayan 10
genç Türk ve yabancı mimann çalışmalanndan
örnekler yer alıyor.
BUGUN
• CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'nde saat
18.00"de Bülent Tanör'ün katıldığı söyleşili imza
günü yer alıyor.
• AKSANAT'ta saat 12.30'da Rachmaninov "un 2
Numaralı Piyano Konçertosu lazer diskten
izlenebilir. Saat 18.30'da da Yard. Doç. Dr. Yaşar
Çoruhlu'nun 'Azerbaycan Sanat Tarihi İnceleme
Sevahati' başlıkJı konferansı gerçekleşecek.
• BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT
MERKEZİ'nde saat 19.00-21.00 arasında Aykut
Köksal'ın 'Müzik ve Mekân
1
başlıklı söyleşisi
izlenebilir.
• İFSAK'ta saat 19.30'da Halim Kulatsız'ın
katıldığı söyleşi ve saydam gösteri yer alıyor.
26. ULUSLARARASIİSTAN8UL MÜZİK FESTİVALJ
BUGUN
• Atatürk Kültür Merkezi Büv-ük Salon'da saat
19.00'da Marsilya Ulusal Balesi, koreografisini
Roland Petit'nin gerçekleştirdıği dans gösterisini
sahneleyecek.
• Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu'nda saat
17.30'da Tuğçe Tan (piyano) ve Tolga Akkaya'nın
(trambon) gerçekleştırecekleri konser izlenebilir.
YARIN
• AKM Konser Salonu'nda saat 17.30'da Nilay
Karadumanve Akrrtpolis Beşlisi nın konseri
izlenebilir.
• Lütfi Kırdar L luslararası Kongre ve Sergi
Sarayı'nda saat 19.0(.ı'da ParisOrkestrasrnın
konseri izlenebilir.