25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 2 HAZİRAN 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA, 15 Peşin kutlama "Tüm okurlanmız adıtıa, tüm okurlarımızın akraba, eş, dost veyakınlannın gelecek bayram, seyran, yılbaşı ile diğer uğurlu günlerini şimdiden kutlar, esenlikler dileriz..." Not: Yukandaki kutlama, köşemizin, okurlarına ücretsiz dev bir hizmetidir. Meraklısına not: Yurtiçi tebrik ücretleri Posta tşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından 25 bin liradan 50 bin liraya yükseltildi. Kalbine iner mi iner Başkent 'te, geçen hafta sonunda türetilen bir fıkracık: Parti değiştirmede usialaşan Kütahya Millen>ekili Kubilay Vygun, son günterde çok üzgünmüş... "Niye? " diyeceksiniz... Türkiye 'nin tek partili rejime geçeceğini duymuş da, ondan.. Kadınlar cumhuriyetçilikte birleşiyor Cumhurivet Kadınları Derneği Ge- nel Başkanı Şenal Sarıhan, örgütlen- me çalışmalarım sürdürmek üzere ge- çen haftalarda küçük bir tur yaptı. Iz- mir 'e. ardından Manisa 'nın Sarıgöl il- çesine uğradı. Izlenimlerini aklardı bi- ze: "İzmir 'dekitoplantımıza 100 'eyakın kadıngeldi. Üyeolmayı, hattatzmir'de oluşturulacak şube içinyönetim düze- Alın elinize uzaktan kumandayı, do- laşıverin televizyon kanallarını. Hemen hemen aynıyüzlerle, aym konularla kar- şılaşıverirsiniz. Yapımcı Bahar Daldal Yurttaş. busı- radanhğa, tekdüzeliğe karşı duruşu ile dikkat çekiyor. ctv'dehazırladığı ve haf- ta içi hergiin 18.00-19.00 arasmda can- lı olarak yayımlanan "Günce Progra- mı "nı şöyle tanımlıyor Yurttaş: "Çağdaş, demokrat veaydmlık düşûn- celi izleyicinin, bilgilenirken yorumla- yindegörev almayı kabullenenlerin sa- yısı sevindiriciydL Sarıgöl 'deki toplan- tımız çarpıcıydı. Çoğunluğu ev kadını yaklaşık 60 kadın vardu Heyecanla karşûadûar bizL 3-4saat, ülkenin için- de bulunduğu koşullarda hiç kimsenin durmaya hakkt bulunmadığı konuşul- du. Birlikteyemekyedik. Erkekleryar- dımcı konumdaydu Düğün alayı gibi uğurladılarbizL Ankara 'ya döndükten Günce programı yabileceği, üretip eleştirebiteceği, düşü- nüp tartışabileceği özgür birplatform." Ekip arkadaşlan Canan Gülek, Fat- ma Seyhan, Ünsal Ünlü ve Ayhan Öl- mezoğlu ile birlikte şimdiye dek 300 'e yakın program hazırlamış. Işte size bir demet seçme: "Prof. Dr. Cengiz Güleç ve Prof. Dr. Ahmetlnam ile 'NasılDüşünmeli? 'Mi- marlar Odası ile 'Nasıl Bir Kent?' Nâ- sonra dernek çatısı altında örgütlen- meye karar verdiklerini duyurdular." Sarıhan ayrıca, Çağdaş Kadın ve Gençlik Vakfı ile ortaklaşa Ankara Tuz- luçayır da bir "Kadın ve Gençlik Evi" oluşturmak için adımlar attıklarından söz etti. 4 katlı bir bina tutulmuş bile. tç do- nanımı ile uğraşılıyor. 29Ekimde Cum- hurivet coşkusu ile açılacakmış... Zim Hikmet, SevgiSoysat, Yaman Okay, Bahri Savcı, Tezer Özlü, Şahin Kay- gun, CemalSüreya için anma günleri. Prof. Hasan Pekmezciile Resim Nasıl Yapılır'.'' Sokak ve şiir sohbetleri, ki- tap, sinema tanttımlan. Murat Göksu ile çok sesli müzik." Bahar Daldal Yurttaş ve arkadaşlan, sığlıgın egemenliğinden sıyrıltp apayrı bir pencere açıyorlar izleyiciye. "Yurt- taş"tn gerçek güncesinin kapağını arahvorlar Cumhurbaşkam Süleyman Demiret, bımdan birkaç hafta önce özelleştirme sayesinde "devletten menfaat sağlama " ithamlarından kurtulacağımızı söylemişti. Bu sözler karşısında şıı sonınun akla geldiğini vurgulamıştık: "özelleştirmenin bizatihi kendisi 'devletten menfaat sağlama 'ya dönüşmedi mi?" Bu sorunun haklılığı bir hafta içinde iki örnek ile ortaya çıklı: Birincisi, Petrol Ofisi 'ndendi. Arkadaşımız Olcay Aydilek araştırdı ve ortaya çıkardı. Menfaat sağlama Satılması düşünülen Petrol Ofisi 'nin trilyonlarca liralık aktif varhğı bilançolarda gösterilmemişti. Söz gelimi, gerçek değeri 2.5 trilyon linıyı bulan 3 geminin ederi "3 Tiirk Lirası" olarak gösterilmişti. Acı, ama gerçekti bilgiler. Kamunun malı olan Petrol Ofisi 'nin sudan ucuza satılması için elden gelen yapıhyordu. tşin ilginç tarafi, haber gazetemizde yayımlandıktan sonra Petrol Ofisi ve özelleştirme tdaresi yetkililerinin peşkesi araştıracaklan yerde haberi kimin sızdırdıgtnı sorvşturma konusu yapmalanydı... tkinci örnek, SEIC4 nın Gölcük'teki 1600 dönümlük arazisinin Ford Otosan a devredilmesiydi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı 'nın 25 milyon dolar değer biçtiği arazi, yasal kıiıf bulunarak şirkete bedavadan verildi. Ford Otosan 'a devredilen arazinin bedelini Hazine -hani hep KlT'lerin kamburunu yüklendiği ileri sürülen Hazine varya, ta kendisi- üstlendi. Özelleştirme. görû'ldüğü üzere "dürüst"lüğü savunarak oy almış DSP 'nin de iktidar ortağı olduğu bir dönemde bile açık seçik "devletten menfaat sağlama "ya dönûştü. Özelleştirme sayesinde "devletten menfaat sağlama " ithamlarından bütünüyle kurtulmaktan, "devletten bir kerecik, ama en büyük menfaatı sağlar.. kestirir atarsımz" mantığı anlasılıyorsa eğer, o başka... CHP'de yeni uygulama CHP, bugiinden başlayarak yeni bir uygulamaya başhyor. CHP li il ve ilçe başkanlan ile belediye başkanlan, her pazartesi makamlarına geldiklerinde geçmiş bir haftanın özeli. masalannın üzerinde hazır olacak. CHP Genel Başkan Yardımcısı Biilent Tanla. bir haftanın özet bilgilerini iki sayfaya sığdıracaklanm söylüyor. Faksla tüm CHP örgütüne geçilecek olan bu iki sayfada neler olacak? Parlamento çalışmaları olacak bir kere. Örneğin, FP 'Hlerya da iktidar ortakları irtica ile mücadele yasalan konusunda komisyonda engelleme mi yaptılar, özet bilgilendirme çahşmasmda mutlaka bu gelişme yer alacak. Sonra? Genel siyaset, Türkiye ekonomisi. dış politika ve parti politikasına ilişkin küçük küçük notlara da yer verilecek. Kurultay öncesi hazırlanan 16 komisyon raporunun, örgütün, mestek odalarının, işçi sendikalarının, akademisvenlerin, medyanın, kısacası kamuoyunun tartışmava açılması da bir başka uygulama. Komisyon raporlarına ilişkin eleştiriler, görüşler 15 Ekim e değin toparlanacak. Yetkili kunıllardan geçirildikten sonra. raporların yeni biçimi parti belgesi, hatta seçim öncesi halka sunulacak iletiler haline dönüşecek. ÇALIŞANLARIIV SORUNLARI/SORULARI YILMAZ ŞtPAL SSK'de Malul Aylığı Bağlama Koşulları SORU:l93$ doğumlu olup 60 yaşımı doldurmtış bulunuyo- rum. 1 Vlayıs 1993 tarihinden bu yana sigortalı olarak ça- lışmaktayım. kalbimdeki on iki yıllık kapak protezi nede- ' ' nivie her geçeH giin gittikçe çalışamaz duruma gelmekte- ' yim. Yakın aylarda daba da çalışamaz. sigortamı da öde- yemez duruma diişeceğim. Sağlık durumum nedeniyle, nasıl emekJi olabilirim ya da sigortalı olmam bana ne gi- bi yararlar sağlar? (I.Y.) YANIT: Sosya! Sigortalar Kurumu'nca malullük aylığı bağlana- bilmesi için, öncelikle malul sayılmayı gerektirecek derecede bir has- talığın ya da sakatlığın bir sağlık kumlu raporu ile kanıtlanması ko- şuldur. Kimlerin malul sayılacağı, 506sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın 53. maddesinde belirtilmiştir. a) Çalışma gücünün en az üçte ikisini (%67) yitirdiği saptanan, b) Çalışma gücünün üçte ikisini yitirmemiş durumda olup. yapı- lan tedavi sonunda Sosyal Sigortalar Kurumu'nun sağlık kurumla- nnın sağlık kurullannca düzenlenecek raporlarda çalışamaz durum- da olduğu belirtilen. c) tş kazası ya da meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gü- cünün en az yüzde 60 (altmış)ını yitiren, Sigortalılar, malullük sigortası bakımından malul sayılırlar. Ancak. malul raporu alınması. malullük aylığı bağlanması için ye- terli değildir. Malullük ayhğından yararlanabilmek için belirli bir sigortalıhk süresi içinde yeterli süre prim de ödemiş olmak da gerekmektedir. Bu ikinci koşul. yasanın 54. maddesinde açıklanmıştır Malullük ay- lığı bağlanabilmesi için, sigortalının malul olduğunu ilgililerce ve- rilen raporla kanıtlamasının yanı sıra: •*b) Toplam olarak 1.800 giin veya en az 5 yıldan beri sigorta- lı bulunmak, sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 giin malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan primi ödemiş ol- ması, şarttır." 1 Mayıs 1993 tarihinde sigortalı olduğunuza ve bu 5 tam yıl (top- lam 1.800 gün) süresince primlerinizi kesintisiz ödemiş bulunma- nızın. malullük aylığı almanıza yeterli olmayacağı görüşündeyiz. Malul sayılmayı gerektirecek hastalığınızın on iki yıldır (1986'dan bu yana) sürdüğü ve bu hastalığınızın başlamasından 7 yıl sonra, ilk kez sigortalı (1993 yılı) olmanızın, malullük aylığı bağlanmasına en- gel olacağı görüşündeyiz. Yasanın 53. maddesinde yer alan bu ko- şul malul aylığı almanızı engelleyebilir. "Şu kadar ki, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı ta- rihte malul sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya arıza- sı bulunduğu, önceden veya sonradan yeterli belgelerle tespit edi- len sigortalı bu hastalık veya arızası sebebiyle" malullük aylığın- dan yararlanamaz. 60 yaşını doldurduğunuza göre. yaşlılık aylığı alabilmemz için de sigortaya girişinizin üzerinden 15 tam yıl geçmesi (2008 yılı) ve bu 15 yıllık süre içinde en az 3.600 gün (10 tam yıl) malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan primi de ödemeniz gerekecektir. Sigortalılığınız sürdüğü sürece, sağlık sigortasının sağladığı sağ- lık yardımlanndan yararlanabilirsinız. HAYVANLAR ISMAIL GILGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK behicak{< rturk.net n f l ^ MIRMIRLAR UĞVR DVHAK TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAN 22 Haziran ILAN T.C. ANKARA 12. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 1997/1351 Ankara Su ye Kanalizasyon îdaresi Genel Müdürlüğü vekili tara- fından davalı Özgür Seven aleyhine açılan 7.468.000 TL kaçak su be- delinin davalıdan tahsili davasının yapılan duruşmasında verilen ara karan gereğince: Incırlı Mah. 33. Sok. No: 3 9 Keçiören/Ankara adresinde oturduğu bıldirilen davalı Özgür Seven'e yasal yollardan tebügat yapılamadı- ğından ve adresi de tespit edilemediğinden verilen karar uyannca da- valıya duruşma günü ile birlikte dava dilekçesinin ilanen tebliğine ka- rar verilmiş olmakla. adı geçen davalının duruşma günü olan 10.9.1998 günü saat 10.05'te mahkememizdeki duruşmada hazır bu- lunması veya kendisıni bir vekilletemsil ettirmesi, aksi takdirde HUMK'nin 509-510 maddeleri uyannca duruşmalara yokluğunda de- vam edilerek karann da yokluğunda verileceği hususu dava dilekçesi yerine geçerli olmak üzere davalı Özgür Seven'e ilanen tebliğ olunur. 5.6.1998 Basın: 27387 YANS/ZUK.. 134-1"D£ euSÛM, TÜRKİYE; AL_- MANYA tl£ SOrY£n£R BiKlJGI ARAÇINDAKİSAVAŞ NEDENİYIS YANSI2LIĞIMI itAU ETTİ. 4»* SÜU SAS4H ERA£N SAAT- L0İPE NA2İ ALMANYA'SINtN BAŞLATTfĞı AMİ SALDlüt,SOV yertEK eiıuiĞi'Ni ŞAŞK/HA ~ İ NERALLEJ "BAR8AROSSA" AOf VE.eiL£N/'ajsWYI İÇ6AL PLANINI UY<SULLIYOfUA£t>l TÜKKİYŞ AYNI SÜfJ YAUSIZ LISIM/ /LAH ETME Mİ OÜYMUŞTU.. JUDY GAKLANO'/N ÖLÛMÛ.. 1369'DA RU6ÜN, ÜNLÜ AMSÜİICAU ŞAgtJCI VE OYUHCU JUOY 6AUAND,LOND£A'PA ÖU>Ü. FİLU. LBHOE SĞYLEPİĞİ ŞABKILAIZI ONUN KADAH PO- PÜLBe UAL£ 6£Tİ££N BİR 8AŞKA ŞAefCICI YOK GıBİDifZ. SESİ, OYUN SÜCÛ VE DANS Y£T£NEĞİ İLE BıH EFSANE YARATAN GABLANP, Ö2EL YA- ŞAMlMDA PŞİKDLOTİK SOfUJULAJZl OLAN BİR İNSAAJPr. /LAÇLABLA YAÇIYOE. &İgiyDİ. gig- İCAÇ. ££Z PE CAAJ/MA fOYM^YA K4LMJŞ- MIÇ77- SOMUNOA, 4-? YAŞtUCAYICeH, AÇT- JZI DO2M LiyZU İLACJ /UM4£t ME&E- MİYLE ÖLDÜ.SANATÇlNrN ÜÇ ÇOCU- &U OLA4UÇTU. BUULAZDAN Bİ& D£ ÇARKICI VE OYUAJCU UZA MIAIELU'Y- Di.. ŞARKİKARAAĞAÇ ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN EsasNo: 1992/179 Davacı Şarkikaraağaç Belediye Başkanlığı Vekili Av. Osman Sabun tarafından davalılar Adile Çopuroğlu vs. aleyhine açılan tescil davasının yapılan yargılaması sırasında tüm aramalara rağmen açık adresleri tespit olunamayan Mehmet Emin Çopur, Ha- Iil Ibrahim Çetin, Ayşe Coşkunçopur, Yaşar Çetin, Remzi Erdal Hüner, Emin Ergün Hüner, Mustafa Erol Hüner ve Saadet Kal- kan'a davacı vekili Av. Osman Sabun tarafından verilen Şarkikaraağaç ilçesi Ortamahalle 49 ada 10 pafta 41 parsel sayılı taşın- mazın kamulaştırma nedeni ile Şarkikaraağaç Belediyesi Tüzel Kişiliği adına tapuya tescili talebini içeren dahili dava dilekçesi ve 16.07.1998 günü saat 09.15 olan duruşma gün ve saatinin yukarıda adları belirtilen davalı ve dahili davalılara davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. / Basın: 26658 GÖRÜŞ BEDRİ BAYKAM Bu Gençleri Kazanmanuz Laam Yine Ankara da, DGM'deyiz. Ürtiversite Öğrenci Ko- ordinasyonu'na "mensup"olup, iki yılı aşkın süredirce- zaevinde bulunan beş gencin duruşmasına izleyici ola- rak katılanlar arasında önemli bir avukat grubu, yakın- ları, arkadaşlan ve sanatçılar var. Leman Sam, Melike Demirağ, Ekrem Ataer, Orhan Aydın ilk aşamada go- züme çarpan dostlanm. Gençler salona girip, izleyici sıralarına kaçamak gü- lümsemeleratıyorlar. Hepsinin gözünden sevecenlik, ze- kâ, ışık fışkırıyor. Ömürlerinin en cıvıl cıvıl yıllannı şu an- da Çankırı Cezaevi'nde geçiriyor olmayı, sanki artık bir depresif yıkım nedeni olarak değil, demokrasi mücade- lesinin doğal bir faturası olarak görür hale gelmişler. Ki- tapokuyacaklanna, dünyayı keşfedeceklerine, aşklarya- şayacaklarına, hayat planlan kuracaklarına akıl almaz olaylar yaşıyorlar. Hâkim, önce sırayla gençlerin savunmalannı alıyor. Her biri mantıklı, tutarlı ve dimdik ayakta duran savunma- lar yapıyor. Mahmut Yılmaz, sosyal hukuk devleti ol- manın, devleti yönetenlerce "yasalardevleti" olma kav- ramı ile sınırlandırıldığını, halbuki faşist ülkeler ve dik- tatörlüklerin de yasaları olduğunu hatırlatıp, gerçek hu- kuk devleti olma niteliğinin üstüne parmak bas/yor. Öz- gür Tüfekçi, "Isterdim ki, bu mahkeme bana kimlerin işkenceyaptığını da sorsun" diyor. öğrenci Koordinas- yonu'nun uzaktan yakından, iddia edildiği gibi bir terör örgütü olmadığını, öğrencilerin doğal haklarını savun- mak için kurulan meşru bir yapılanma olduğunu anla- tıyor. Bülent Karakaş, Cumhurbaşkanı'nın öğrencile- resöyfediği "Üniversiteyiözgürieştirecekolan YÛKde- ğil, sizsiniz!" cümlesini hatırlatıp ekliyor: "Öğrenci ha- reketine karşı bilinçli birsaldın düzenlendi, özgüriük fik- rine sahip çıktığım için özgüriüğümden men ediliyo-, rum!" Metin Kalyoncu sözlerine "/şterrcesuçfı/r"diye baş- * lıyor ve 15 gün gözaltında kaldığına, yaşadıklanna işa- - ret ediyor. Mahkemeye Adli Tıp raporunun ellerinde ol- , duğunu hatırlatıyor. Ahmet Doğan, KESK'in ve DlSK'in Kıztlay eylemlerinin de izinsiz yapıldığını, zaten kendi- \ lerinin de onlar gibi haklannı aramaktan başka bir şey ' yapmadıklarını söylüyor. Ulaş Doğuath, günün en iş-' lek saatinde, en yöğun yerde bir kanıt bulunamayışınınJ gerçek dışı senaryo üretiminin en büyük göstergesi ol- duğu konusunda ısrar ediyor. Bir de gerek her sanığın, gerek avukatlan Şenal Sa- ruhan'ın değindiği genel savunmaları var... Hepsi, her - sanığın, suçu ispatlanana kadar suçsuz olduğunu ha- tırfatıyor. Molotofkokteyli attıkları iddiasının hiçbir kanı- - tı olmadığını gündeme getiriyorlar. Ne bir parmak izi, ne bir tanık, ne de bir fotoğraf... Üstelik, kendilerinin par-1 mak izi tespit taleplerinin uygulanmamış olmasını an- layamıyorlar. Günlerce işkence görmüş olduklarını ve iş- kence altında verdikleri ifadeler ve tutanaklann hiçbir ge- çerliliği olmayacağını, Türk yasalarmın da bunun adını böyle koyduğunu söylüyorlar. İşkence altında "Babamı boğdum" diye ifade vermeye mecbur bırakılan gencin babasınm geçenlerde Manisa'da, sağ salim ortaya çı- kışı kara mizahının, Türk hukuk sisteminin en büyük za- aflarından birinin kanıtı olduğuna parmak basıyorlar. Topladıkları, harçlann yükseltilmesine karşı 350.000 im- zayı, TBMM Başkanı'na temsilci gönderip, kendisine tes- lim etmelerinin bile kendilerineatfedilen suç iddianame- sinde yer alışına ağlamaları mı lazım, gülmeleri mi la- zım.. bilemiyorlar. 30 saniye sürdüğü tutanaklara geçen "ey/em"de, nasıl hem pankart açıp, hem molotofkok- teyli atmış olabileceklerini, attıkları söylenen 14 molo- tofkokteylinden neden yalnız bir tanesinin polis tarafın- dan bulunduğunu anlayamıyorlar! Kendi suçsuzlukla- rını ispat etmek zorunda olmadıklarını, kendilerini 18 yıl hapis gibi cezalara çarptırmak isteyenlerin, şayet suç- : ; lularsa, suçlarını kanıtlamalan gerektiğini, bunun huku-', kun en bilinen kuralı olduğunu ısrarla vurguluyorlar. Bu hukuki yanıtlan daha bolca bu köşe yazısına ser- piştirebilirim, ama gerek yok. Bu gençler özetle hiçbir terör eylemine karışmadıklarını, yalnız meşru bir üniver- site oluşumuyla öğrenci haklarını koruduklarını, bunun demokrasi görevleri olduğunu (bana çok inandıncı ge- len) bir mantık ve fikri takiple, kararlılıkla ifade ediyor- lar. Türkiye, gençlerini kazanmaya mecburdur. Türk ade- leti hiçbir şekilde taraf olmadan. etkilenmeden, bu ko- nuda en adil ve en hızlı karan almalı. Herhalde dünya- nın en kötü şeylerinden biri, insanın yapmadığı bir ha- reketle suçianması. Bu gençler suçsuzlarsa, suçlu ol- duklarını iddia edenler bunu iki yılı aşkın bir süredir ka- nrtlayamıyorlarsa, şu anda yaşadıkları dramatik psiko- lojiyi düşünün, kendinizi o gençlenn ailelerinin yerine ko- yun. Bir ülkede hakkını arayan, demokrasiyi savunan, yanlış uygulamalara isyan eden gençler yoksa, o ülke esas o zaman korkmalf. Atatürk'ün Gençliğe Hitabe- si'ni yalnız bir şiir zannetmemek gerekiyor. Türkiye'de demokrasi gelişecekse, ülkesi için, yurdu için daha dü- rüst, daha adil, daha özgürtükçü bir yönetim isteyen genç- ler sayesinde olacak bu. Kendini konserve kutusu için- de sebze zanneden veya materyalist değerler dünya- sından hızla nasibini almaya çalışan, Özalist gençliğe benzemeye çalışan gençlik tipolojisiyle bu ülkenin hiç- bir yere varamayacağmı ümit ederim herkes anladı. De- polrtize edilmiş ve uyuşturulmuş toplumu değiştirecek olan, tabii ki öncelikle bu çocukların heyecanı ve doğ- ruyu arayışları. Onlardan beklediğmiz ise düzene yöne- lik eleştirilerini yaparken Türkiye düşmanlarının maşa- sı olmalarını isteyenlerin tuzaklanna düşmemeleri. Bu ülke en başta kendilerinin... Gerek ulusal bütünlüğümüz, gerek demokratik nefe- simiz, gerek çağdaş yüzümüz için hiçbir genci hak et- mediği cezalarla suçlayıp, onu rejime düşman hale ge- tirmemeye dikkat edelim. fax:(0212)227 34 65 e-mail:baykamsuperonline.combedbay B U L M A C A SEDAT YAŞAYA\ SOLDAN SAĞA: 1/ Akdeniz çev- resinde çok yeti- şen. yapraklan güzel kokulu bir bitki.2/Ba\Tagın uçkurlukkarşısın- daki kenan... Sa- vaş. 3/ Yüksek devlet göreviile- rinin yadaelçile- rin oturmalarına 6 aynlan konut. 4/ Türkiyc'nin pla- kaisareti... Küçük kor parçası... Bir gıda maddesi. 5/ Takımlar arubu.. 1 2 3 4 5 6 Ya2ma kitaplara ya da ka- pı ve pencere üstlerine ya- pılan güneş biçiminde süs. 1 6/ Kiraya verilerek gelır 2 getiren mülk... Tıınus'un plakaişareti.7/Sertbiriç- <* ki. 8/ "Çok yaşayıp mih- 4 net ile ölmeden ' Az yaşa- yıp — sürmesi yeğ imiş" (Dadaloğlu)... Eicinlereza- rarlı bir böcek. 9/ Demok- ratik hak veözgürlüklerin tam anlamıyla baskı altın- da tutulduğu. bütün yetkı- lerin bir elde toplandıgı 1 2 3 4 5 6 7 K O R E O G R A F O R A Ki S I0 K R M 1 N 1 IA R S A M O D | A L O •N A N | K i P IT K G | S i T | Ş E F E P i K | B A N U N 1 L IN E K 1 R E K O L O J i S T baskı ve zulme dayanan devlet yönetimi. i YUKARJDAN AŞAĞJVA: II Domuz yavrusu. 2/ Biranlatım-• da verilmek istenen öz.. Bir nota. 3/ "Soğuk bir mart sabahı -. - - tutuyor her soluk" (Faruk Nafiz Çamlıbel)... Düşman top-, raklanna yapılan saldın. 4/ Kedi ya da köpek yavrusu. . Bir Av- rupa ülkesinin başkentı. 5/ Tesisât. 6/ Diploma... Silisyum ele-' mentinin simgesi. 7/Gi}si kolu... Lifleri ip ve çuval yapımın-: da kullanılan bir bitki. 8/ Âralanndaki akrabalık ilişkileri nedeniy-' le yasalar ya da gelenek^er tarafından evlenmeleri yasaklanan kişiler arasındaki cinsel lişki... Bir soru sozü. 9/ Lokomotifın arkasına bağlanan ve gerekli yakıtı ya da suyu taşıyan vagon.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle