Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 HAZİRAN 1998 PAZAR
4 HABERLER
Askerin
türban tepkisi
• İSKENDERUN
(Cumhuriyet) - İmam-hatip
lisesınde dört öğretmenin
türban takmasının uyanlara
karşın önlenememesi
üzerine 39. Tugay
Komutanlı|ı. Milli
Güvenlik Öğretmeni Hava
Yüzbaşı Yaşar Özcan'ı
derslerden çekti. Mayıs
ayından bu yana okulda
miUi güvenlik dersine
öğretmen girmediği, Milli
Eğitim Müdürlüğü'nün de
öğretmenlerin tiirbanlı
olarak derslere girmesini
engelleyemediği öğrenildi.
Banu Salman
ödülünü aldı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-DfSK'ebagiı
Medya-Sen'iıT'1998
tletişim Özgürlüğü
Ödülleri" dün sahiplerine
verildi. Bu yıl ilki
düzenlenen törende,
gazetemiz muhabiri Banu
Salman da ödül aldı. Ödüle
layık görülen diğer kişi ve
kuruluşiar şöyle:
Milliyet'ten Umur Talu,
UBA'dan Velı Özdemır,
Cengiz Aldemir
Radikal'den Adnan Keskin.
Ahmet Şık, Ülkede
Gûndem'den Ahmet
Sümbül, Kanal 1, Ülkede
Gündem gazetesi, Leman
dergisi. Turkish Daily
Nevvs, sanatçılar Şanar
Yurdatapan, Lale Mansur,
Altan Erkekh, IHD Genel
Başkanı Akın Birdal.
gazeteci-yazar Ocak Işık
Yurtçu. yazar Haluk Gerger
ve Turan Içli ile sendikal
mücadelelerinden ötürü
işten atılan emekçiler.
Faili meçhul
cinayetler
• ANKARA (AA)-tnsan
HaklanDerneğı(lHD)
tarafından düzenlenen "'Faili
Meçhul Cinayetler ve Yaşam
Hakkı" sempozyumu
başladı. Harb-iş Sendıkası
toplantı salonunda
gerçekleştirilen
sempozyumun açılış
konuşmasını, tHD Genel
Başkan Yardımcısı Osman
Baydaryaptı. Baydar,
Türkiye'nın. ınsan haklan ve
temel özgürliikler açısından.
geçmişten farklı bir
konumda olmadığını söyledi.
Cezaevine
güvenlik önlemi
• DİVARBAKIR(AA)-
Bölücü terör örgütünün
sözde komutanlanndan
"Parmaksız Zeki" kod adlı
Şemdin Sakık ve kardeşi
ArifSakık'ınkaldığı
Diyarbakır E Tipi
Cezaevi'ndeki koğuş ve
koridorlara güvenlik
kameralan yerleştirildi.
Güvenlik kameralanyla
cezaevindeki tutuklulann
yanı sıra görevlilerin de
kontrol edilebildiğini
kaydeden yetkililer,
"Güvenlik kameralan
sayesınde. olası bır olaya
anında müdahale
edilebilecek. Güvenlik
kulelerinin yapımına da
önümüzdekı günlerde
başlanılacak" dediler. Sakık
kardeşlerin yargılanmasına,
30Haziranİ998'de
Diyarbakır DGM'de
başlanılacak.
Deminel'den onay
• ANKARA (AA)-
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, Hal ve Mera
yasalannı onayladı.
Cumhurbaşkanlığı Basın
Merkezi'nden verilen bilgiye
göre Cumhurbaşkanı
Demirel, 4367 sayılı Yaş
Sebze v e Meyve Ticaretinin
Düzenlenmesi ve Toptancı
Hallen Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamenin
Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesine Dair Kanun
ile 4368 sayılı Mera
Kanununıuı Bazı
Maddelerinin Değiştirilmesi
Hakkında Kanun'u onayladı.
Çeteler işbaşında
• ADANA (Cumhurivet) -
CHP Genel Başkan
Yardımcısı Cevdet Selvi.
Adana'nın Merkez Yüreğir
ilçesine bağlı Sofulu
Belediye Başkanı Irfan
Aksoy'un makamına gelen 2
kişinin, silah tehdidiyle 5
milyar haraç istediğini
belirterek "Bu olay,
; Türkiye'de çivinin çıktığımn
.rğöstergesidir" dedi. Selvi,
«jçŞaydan sonra polisin 2
t*|işiden birini yakaladığını,
'•ancak Emniyet'e yardımcı
olmak açısından ismini saklı
tutruklannı bildirdı. Öte
yandan Içel'in Tarsus
ilçesinde, çek-senet tahsilatı
yapan iki ayn grup
arasındaki çatışmada, bir kişi
öldü.
Samandağ'da DEP'lileri öldüren sanıklann itiraflan, dikkatleri bölgedeki ülkücülere yöneltiyor
Hatay'dald Susurhık çetesi• Susurluk çetesinin bir numaralı
ismi Abdullah Çatlı'nın 1994-95
yıllannda sık sık Hatay'a geldiği
ve Sedat Bucak'la buluştuğu öne
sürüldü.
İSKENDERUN/SAMANDAĞ(Cumhuri-
yet) - Eskı Samandağ DEP Ilçe Başkanı ve
Halkev ı kurucusu Mehmet Latifeci ile babası
Yahva Latifeci"> i öldürmekten yargılanan Beh-
çet, Şevket ve Fikret Karaağaçu kardeşlerin
"çete" itırafı. dikkatleri ülkücülerin Hatay ve
çevresındeki bağlantılanna çekti.
Susurluk çetesinin bir numaralı ismi Abdul-
lah Çatiının 1994-95 yıllannda sık sık Ha-
tay'a geldiği ve Sedat Bucak'la buluştuğu öne
sürüldü.
ÖDP Hatay ll örgütü tarafından yapılan
açıklamada. Latifeciler'in öldürülmesinde çe-
te parmağı olduğunun daha önce de çeşitli ke-
simlerce dile getırildiği belırtılerek şöyle de-
nıldı:
"Ancakarnk 'mızrak çuvala sığmıyor'. Ül-
kenin dört bir yanının çeteterie kuşatdnıış ol-
duğunu görmemek için kör ve sağır olmak ge-
rekir. Karanlık güçler ve Susurluk uzantısı iti-
rafçıların Hatav 'daki bağlannsına önetnli bir
ışık tuttuğunu diişündüğümüz bu tetikçilerin
itiraflannın dikkate aluımasını ve cetenin he-
dcfi olarak gösterilen arkadaşlanmız Talat
Oruç üe Mevlüt Oruç'un can güvenfiğinin sağ-
lanmasını istiyonız."
Karaağaçlı kardeşlenn hedefi olduğu iddia
edilen Mevlüt Oruç. Samandağ'daki çetenın
"Hatav'daki Susurluk olduğunu" belırttı.
Oruç. şöyle konuştu:
"Şinıdive kadar kimse onlann üzerine git-
nıeve cesaret edemedi. Katiller bu çetelerin te-
tikçileridir. Bu çete. biirû'n gerici örgüdenme-
lerin başıdır. Başlannda da eski Samandağ
Müfrüsü Kadır Kılıç vardır. l.arjfeciler gibi la-
ik ve demokrat insanlann düşmanı bunlardır.
Bölgede halen aydın ve demokrat insanlar teh-
dit edilmektedir."
Eşi Yahya ile oğlu Mehmet'ı kaybetmenın
acısını hâlâ taşıdığını söyleyen Daviye Latife-
ci de olavın çete bağlantılı olduğuna ınandık-
lannı belirterek adaletın gecıkmesınden ya-
kındı.
Bu arada önceki gün gazetemızi arayan ve
adı baba-oğulun öldürülmesinde azmettina
olarak geçen petrolcü Nad Koza. kendısıyle ıl-
gili tüm suçlamalann asıisız olduğunu öne sür-
dü.
Çatb telefon aldj
Latifeci davası sanıklannın itıraflanyla or-
taya çıkan Samandağ'daki çete. ülkücülerin
Hatay ve çevresındeki bağlantılannı da gün-
deme getirdi. Susurluk kazasıyla ortaya çıkan
çetenin kilit isimlerden Abdullah Çath'nın
1994-95 yıllannda sık sık Hatay'a geldiği, Sa-
mandağ'da gösterdiği bir adres ve kullandiğı
sahte Mehmet Özbay kimliğiyle cep telefonu
aidığı,özelliklelskenderun'dadöneminvetki-
lileri ve zengin işadamlanyla sık sık görüştü-
ğü öne sürüldü.
Antakya. Samandağ. Dörîyol ve Erzin'i her
fırsatta zıyaret eden Çatlı'nın Arsuz beldesin-
deki Arsuz Oteli'nde DYP Milletvekili Sedat
Bucak ile de buluştuğu iddia edildi. Kurye kız
Dilek Örnek'in Iskenderunlu, Avrupa Türk-
İslam Bırlıgi Başkanı MusaSerdarÇetebi'nin
Dörtyollu. Sabancı suikastının tetikçisi Mus-
tafa Duvar ile öldürülen JİTEM görevlisi Ah-
metCem Ersever'in eşi Neval Korkmaz'ın An-
takyalı olmaian da Karaağaçlı kardeşlerin iti-
raflan ile yeniden gündeme geldı.
Eskı ABD Adana Konsolosu EtizabethSbet-
ton'un da İskenderun'a sık sık gelmesi ve ka-
patılan RP'nin Hatay Milletvekili MehmetSı-
lay" ın 1996 yılında, ABD askeri nakliye karar-
gâhının CIA ve Mossad ajanlannı besledigini
açıklaması ıse dikkat çekti.
İşkenceyi
gizleyen
hekime
men cezası
fstanbul Haber Servisi - Gözaltında
ışkence gören 6 kişıye sağlam
raporu veren Adli Tıp Kurumu 3.
fhtisas Daıresi Başkanı Dr. Nur
Birgen. Istanbul Tabıp Odası'nın
karan ve Türk Tabipler Birliği'nin
onayıyla 6 ay meslekten men edildi.
Gözaltındaki kayıplan protesto
ekmek amacıyla 13 Temmuz 1995
tarihınde Yeni Demokrası Hareketi
Istanbul II Binası'nı ışgal ettikleri
gerekçesiyle gözaltına alınan 6
kişinin 5 günlük gözaltı süresince
işkence gördüklen iddia edilmişti.
Söz konusu tarihte Beyoğlu Adli
Tabibı olan Nur Birgen, "Vücutta
darp >e cebir iane rastlanmamışnr"
diye bır rapor hazırlamıştı. Bunun
üzenne İstanbul Tabıp Odası ve
Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığf na
başvuru yapılarak cezalandınlması
istenmişti. İstanbul Tabip Odası'nın
19 Mart 1998 günü hekim hakkında
aldığı 6 ay meslekten men cezası
karan. 31 Mayıs tarihinde Türk
Tabipler Birliğı Merkez Konseyi
tarafından onaylandı. Konuyla ilgili
Halkın Hukuk Bürosu'nca yapılan
yazılı açıklamada. Dr. Bırgen
hakkında Beyoğlu Savcılığf nın tüm
delillere karşın dava açmaktan
kaçmdığt ve ısrarlar karşısında 19
ay sonra "görev ihmal ettiğj"
gerekçesiyle dava açtığı anımsatıldı.
Dava açıldıktan sonra hekimin Adli
Tıp Kurumu 3. Ihtisas Dairesi'ne
atandığına dikkat çekilen
açıklamada şöyle denildi:
"Davanın ilk duruşmasında hekimi
yargılamak istemeven Beyoğlu 9.
Asliye Ceza Hâkimi lsmaii Sasanlar
mağdurlann avukaü Metin Narin'e
"Neden elin elınin üstünde duruyor'
diyerek hakaret edip duruşma
salonunu terk etmesi istenmiş. Daha
sonra Metin Narin hakkında suç
duyurusunda bulunmuştu. Yapılan
suç duyurusu üzerine Narin
hakkında Adalet Bakanlığrnın
iznrvlc Beyoğlu I. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde dava açılmıştı.
Sasanlar, 25 Mart 1995 tarihinde
'Ben tarafsız degilim' diyerek
davadan çekilmiş ve doktorla ilgili
dava Beyoğlu 1. Asliye Ceza
Mahkemesi'ne devredilmiştL"
Açıklamada, Beyoğlu 1. Asliye
Ceza Mahkemesi'nin yargılamayı
gizlice yapmak için müdahil
avukatlara bilerek tebligat
çıkarmaması nedeniyle 8
Haziran 'daki duruşmaya
katılınamadıgı, bu nedenle aradan
üç yıl geçmesıne karşın Nur Birgen
hakkında karar verilemediği
savunuldu.
Rıdvan
Karakoç
anıldı
Cumartesi AnnelerTnin
161. buluşmasında,
Rıdvan Karakoç
anıhrken İHD İstanbul
Şubesi Gözaltında
Kayıplar komisvonu,
İzmir'de31 Mart günü
kaybolan 4 kişinin
buJunması için İçişleri
Bakanlığı'na telgraf
çekti. Polisin ablukası
alfırıda (.alatasaray
Lisesi önünde toplanan
kayıp vakınlan, 3 yıl
önce kay bedildikten
sonra cesedi bulunan
Rıdvan Karakoç'u andı.
Karakoç'un annesi
Asive Karakoç, "Oğlum
madem sııçluv du niye
mahkemeye
çıkarmadilar'" diye
konuşurken Karakoç'un
kardeşi Hasan Karakoç,
Avrupa tnsan Haklan
Mahkemesi'ne
başvurdukJanru söyledi.
Cumartesi Anneleri
adına hazırlanan
açıklamayı okuyan yazar
Füsun Erbulak,
"Gözalrında kayıplar
oluyorsa hiç kimsenin
can güvenliği yok
demektir ve gözaltında
kayıplann olduğu bir
ycrde bilin ki devletin
içinde gizli örgüder
vardır" dedi. (Fotoğraf:
ALPER TURGUT)
IARGISIZİNFAZ VE GÖZALTINDA ÖLÜMLERDE AZALMA YOK
Failimeçhul cinayetler artıyor
OZKANGUVEN
tnsan haklan ihlallerinin yoğun
olarak yaşanması nedeniyle
uluslararası anlaşmalarda zor
duruma düşen Türkiye'de faili
meçhul cinayetler artmaya dev am
ediyor. 1996 yılında
71 kişi faili meçhul
cinayete kurban
giderken. bu rakam
1997 yılında 34'e
indi. Ancak bu yılın
ilk dört ayındaki
rakamlar geçen
yılın rakamlannı geçerek 41
kişiye yükseldi.
Insan haklan konusunda sicili
bozuk olan ve Avrupa Insan
Haklan Mahkemesi'nde sayısız
başvuruyu göğüslemeye çalışan
Türkiye'de. 1998'in ilk dört
ayında birçok hakkın çiğnendiği
belirtildi. İnsan Haklan Demeği
(İHD) Genel Merkezi Basın
Yayın Dokümantasyon Birimi
verilerine göre faili meçhul
cinayetlerde bır azalma değil,
artış oldu. Rapora göre 1996
yılında faili meçhul cinayette 71
kişi yaşamını yitirirken, bu rakam
1997'de 34'e indi. 1998'in sadece
ilk dört ayındaki rakam, geçen
• Bu yılın ilk dört ayında faili meçhul
cinayete kurban gidenlerin sayısı, 1996
yılındakinden fazla. 1998'in sadece ilk dört
ayında cinayete kurban gidenJerin sayısı da
1997'den fazla.
yıldakı rakamlan aşarak 41 'e
yükseldi. Türkiye'de yargısız
infaz, işkence ve gözaltında
ölümlerde de artış göriildü. Buna
göre 1996 yılında 201, 1997
yılında da 6 kişi yargısız infaz.
işkence ve gözaltında yaşamını
kaybederken. bu yılın ilk dört
ayında bu rakam 8 olarak
açıkJandı. 1997 yılında 43 kişinin
işkence gördüğü doktor
raporuyla ıspatlandı. 69 kişi de
kendisine işkence yapıldığını öne
sürdü. Bu yılın ilk 5 ayında ise
7 si çocuk 58 kişinin işkenceye
maruz kaldığı kaydedildi. ilk dört
aydaki tablo, sadece gözaltında
kayıp sav ında azalma olduğunu
ortaya koydu. 1996
yılında 142, 1997'de 440,
bu yılın ilk dört ayında
ise 7 kişi gözaltında
kayboldu.
Toplumsal olaylann
yoğun olarak yaşandığı
Türkiye'de gözaltılarda
da büyük artış oldu. Geçen yılın
tamamında meydana gelen
olaylarda 13 bin 446 kişi
gözaltına alınırken. bu rakam
1998 yıhnın sadece ilk dört
ayında 12 bin 254 olarak
belirlendi. 1996'da 105 işyeri,
kurum ve kuruluş
bombalanırken. bu rakamın 1997
yılında 82. bu yılın ilk dört
ayında 53 olduğu kaydedildi.
S u ç d o s y a s ı o l d u k c a k a b a r ı k
'Gülaltay para karşılığı
tetikçilik yapıyor'
MİYASE İLKNL'R
a
Akm Birdal'a suikast olayının
planlayıcısı olarak gözaltına
alınan Semih Tufan Gülaltay'ın
suç dosyası hayli kabank çıktı.
Gülaltay'ın adı 1996 yılı içinde
tstanbul'da iki silahla yaralama
olayında da azmettiricı olarak
resmi kayıtlarda geçiyor.
Silahla yaralama olayını üstlenen
Mustafa Hakan F.rgün ile
Gülaltay'ın ortağı ve teyze oğlu
olan Necdet Atış'ın gözaltına
alınmasından sonra dönemin
Üsküdar Ilçe Emnıyet Müdürü
Yaşar .4|dere,24Eylül 1996
tarihinde Usküdar Cumhunyet
Savcılığı'na başvurarak iki
olayda da asıl azmettiricinın
Semih Tufan Gülaltay olduğunu
bildirdi.
Gülaltay'ın
yakalanması için
izin isteyen
Ağdere'nin
talebini savcılık
yenne getirmedi.
Savcılık, ilçe
emniyet
müdürünün
talebini yerine
getirmış olsaydı
belki de Akın
Birdal
vurulmayacaktı.
Gülaltay'ın
azmettiricı olarak
suçlandığı
olaylardan ilki. 2
Ağustos 1996
tarihinde
Beylerbeyi'nde
meydana geldı.
Bodrum'daki
arsasını Park
Holdıng sahibı
Tiırgay Ciner'e
satan, ancak daha
sonra koşullann yerine
getirilmediği gerekçesiyle
satıştan vazgeçen Ersin Ortaç,
iki kişi tarafından yaylım ateşine
tutularak ayaklanndan vuruldu.
Bu olaydan bir buçuk a> sonra.
23 Eylül 1996 günü de Fuat
lşıkiıoğlu aynı şekilde ayaklanna
ateş edilerek yaralandı.
Bir süre sonra polis, olayın
sorumlulan olarak Mustafa
Hakan Ergün ile Semih Tufan
Gülaltay gibi Kağızman
doğumlu Necdet Atış'ı gözaltına
aldı. Sanıklann üzerinde
yakalanan ve üzerinde seri
numarası bulunmayan 9 mm
çapındaki tabancarun daha önce
Maltepe ve Gazıosmanpaşa'da
meydana gelen olaylarda
kullanıldığı belirlendi.
ülaitay ve teyze oğlu
Necdet Atış'ın daha önce
de Fuat Işıklıoglu ile Ersin
Ortaç'ın silahla yaralama
olaylannda tetikçilik
yaptıklan ortaya çıktı. Bu
iki olayda da Gûlaltay*tft
aynı zamanda ortağı olan
Necdet Atış ile Mustafa
Hakan Ergün suçu
ûsılenerek totuklandılar.
l ^ l a y d a n sonra
Üsküdar Ilçe Emniyet
Müdürü Yaşar Ağdere, ası!
azmettiricinin Sernih
Tufan Gülaltay olduğunu
öne sürerek savcıiıktan
yakalanması için izin
istedi. Ancak, Savcılık bu
konuda hiçbir işlem
yapmadı. Gülaltay,
tutuklansaydı Akm Birdal
vurulmayacaktı.
Fuat Işıklıoglu'nu vurduktan
sonra yakalanan Gülaltay'ın
teyze oğlu ve ortağı Necdet Atış,
kendisine bu konuda soru
yöneltilmediği halde
Beylerbeyi'nde vurulan Ersin
Ortaç'ın yaralama olayının da
kendisi ve fırarda olan İrfan
Genç tarafından
gerçekleştirildiğini itiraf etti.
Ofayla ilgili tatbikat yapılmasını
ıstemesine rağmen savcılık
tarafından Atış'a tatbikat
yaptınlmadı. Ancak Ersin Ortaç,
Akın Bırdal'ın vurulmasından
sonra konuyu soruşturan Ankara
DGM Savcılığı ve Terörle
Mücadele Daire Başkanlığı'na
verdiği ifadede, saldınyı
planlayan kişinin Semih Tufan
Gülaltay olduğunu bildirdi.
Ortaç, tetikçı
olarak kıralanan
Semih Tufan
Gülaltay'ın
yakalanması ve
ıfadesinin
almması için daha
önce Sarıyer
Cumhuriyet ' -
Savcısı Veli Engiıî
Aslan ile Üsküdar
Savcısı Hasan
Hüscvin
Güleçyüz'den
talepte
bulunduğunu,
ancak her iki
savcının da
Gülaltay
hakkında hiçbir
işlem
yapmadığını öne
sürerek her iki
savcı hakkında
soruşturma
başlatılması
konusunda talepte
bulundu.
Ortaç, Akın Birdal olayı ile ilgili
olarak Ankara DGM'ye verdiği
ifadede "Semih Tufan Gülaltay'ı
tanımam. Kendisiyle bir alacak
verecek meselem de yok.
GüJaltav. para karşılığı
başkalannın tetikçiliğini *
yapıyor" dedi.
Park Holding'den
açıklama
Park Holding Yönetim Kurul
Başkanı Turgay Ciner ise yaptığı
açıklamada. kendisi için sürekli
olarak ıddialarda bulunan Ersin
Ortaç hakkında Sanyer
Cumhuriyet Savcılığı'na suç
duyurusunda bulunduğunu
bildirdi. Açıklamada, savcılığın
Ortaç hakkında iftiradan dolayı
dava açtığı kaydedildi.
ŞIFIRNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Ragıp Duran'ı ilk gençlik yıl-
larından tanırım. 1975 yılında
henüz 21 yaşındayken Paris'te
karşılaştığımızdaAydınlık gaze-
tesini günlük olarak çıkarma
projesinden söz etmiş ve ken-
disini de çağırmıştım. 1978 yı-
lının Mart ayında Aydınlık gaze-
tesini çıkardığımızda Ragıp da
bu gazetenin dış haberler say-
fasında çalışmaya başladı. 12
Eylül 1980 askeri darbesine ka-
dar Ragıp'la birlikte çalıştık. Ay-
dınlık kapatıldı, ben tutuklan-
dım, Ragıp da bir süre sonra
Paris'e gitti.
Hürriyet'in Paris muhabiriiği-
ni yaptı. Ardından Londra'da
BBC Türkçe yayınlannda çalış-
tı. Yeniden Türkiye'ye döndü;
Cumhuriyet, Özgür Gündem,
EP, Öküz gibi gazete ve dergi-
lerde yazı yazmanın yanı sıra
birçok yabancı gazete ve radyo-
nun Türkiye muhabirliğini yaptı.
Halen Galatasaray Üniversite-
si'nde Medya Etiği dersi veriyor.
Ragıp, önümüzdeki hafta, bir
yazısı nedeniyle 10 aylık ceza-
sını çekmek üzere cezaevinin
Ragıp, Cezaevinin Yolımda...
yolunu tutuyor. Terörle Müca-
dele Yasası'nın (TMY) 7. mad-
desinden ceza aldığı için diğer
hükümlülerden farklı bir uygu-
lamayla yüz yüze gelecek. Eğer
bircinayetten veya Başbakan'a
yumruk atmaktan suçlansaydı,
bu cezanın yüzde 40'ını yata-
caktı; TMY'den cezalandınldığı
için cezanın yüzde 75'ini ceza-
evinde geçirecek. Sonuçta, dü-
şünceleri nedeniyle mahkûm
olmuş bir aydın, diğer hüküm-
lülerin iki katına yakın bir süre
daha fazla yatmak zorunda ka-
lacak.
Ragıp, Fransızca ve Ingiliz-
ceyi tercümanlık yapacak dü-
zeyde kullanabilen, kendisini iyi
yetiştirmiş bir aydın. Ülkemizin
tanınmış bilim adamlanndan
Profesör Lütfü Duran'ın oğlu.
Mesleği gazetecilik. Hukuk eği-
timi görmesine karşın gazeteci-
liği meslek olarak seçti. Ragıp,
düşüncelerini açıklıkfa dile ge-
tiren, eleştirilerini hiçbir çıkar
gözetmeden ve hiçbirtehlikeye
aldırmadan söylemekten çe-
kinmeyen bir gazeteci. Şimdi o
da, lsmaii Beşikçi, Haluk Ger-
ger, Işık Yurtçu, Eşber Yağ-
murdereli ve cezaevindeki bir-
çok aydın gibi düşüncelerini
söylemenin bedelini ödeyecek.
Ragıp bu cezayı yatar. Bu ül-
kede muhalif aydın olmanın bir
bedeli bulunduğunu bilenler-
den. Ragıp, bu cezayı çekmek
yerine yurtdışına gider, gayet
rahat bir yaşam da sürdürebi-
lirdi. Onu da yapmadı, bu ülke-
nin koca bir cezaevi haline dö-
nüştürüldüğünü bile bile, mes-
leğini yapmayı ve bu uğurda
cezalar çekmeyi göze aldı.
Ragıp cezaevine girerken,
TBMM'nin gündemindeki Türk
Ceza Yasası'nda küçük bir de-
ğişiklik bile yasalaşamıyor. Iş-
kenceler sürüyor, köy boşalt-
malar devam ediyor. Sonra da,
bu ülkeyi yönetenler, tecrft edil-
mek istendiğimize ilişkin dra-
matik açıklamalar yapıyorlar.
Herkes bıze düşman da, ya biz
kime düşmanız? Kendi aydını-
nı ve muhafifini dört koldan sus-
turmak amacıyla yasal ve yasa-
dışı her yola başvuran iktidar
sanipferi. Ragıp'lan hapishane-
lere yollayarak içeriye ve dışa-
nya nasıl bir mesaj vermek isti-
yorlar? Ragıp, Fransa'nın ünlü
gazetelerinden Liberation'un
Türkiye muhabiri, şimdi o gaze-
teyi çıkaranların bu ülke için iyi
şeyler mi yazacağını sanıyor-
lar? Yazarlarsa bunun suçlusu
Ragıp mı olacak?
35 yıldır bu ülkede, başına ol-
madık dertler gelmiş biri olarak,
cezaevini de, yargılama ve yö-
netme mantığını da iyi bildiğimi
sanıyorum. 12 Mart 1971 aske-
ri darbesinden bu yana Türkiye
bir cenderenin içine sokuldu.
Hâlâ bu cendereden çıkama-
dık. Şimdi birileri, bu ülkenin
üzerinde çok oyunlar oynandı-
ğını ve dışandan çökertilmek is-
tendiğini söyleyebilir. Zaten
söylüyor da. Şimdi eğri oturup
doğru konuşalım: Bu ülkeye asıl
kötülük içeriden mi geliyor, dı-
şandan mı? Susurluk çetesini,
bu ülkeyi içeriden çökertmek
amacıyla dış düşmanlar mı kur-
du? Onlar mı bu çetenîn temiz-
lenmesini istemiyor?
Dışannın hesaplannın üste-
sinden, feryat figan ederek ve
mehter marşlan söyleyerek ge-
linemez. Her zaman başka ül-
kelerin milli çıkarlanyla bu ülke-
nin çıkarian çatışabilir. Bunu ön-
lemenin olanağı yok. Ama biz
kendi evimizi temizleyemez mi-
yiz, bu ülkeyi demokratik ve ba-
nşçı bir ülke haline dönüştüre-
mez miyiz?
Ragıp'lan hapislere tıkarak iç
gerilimi arttırdığımız gibi, o çok
sözü edilen dış güçlere de silah
vermiyor muyuz?
Ragıp, Eşber, Haluk, lsmaii,
Münir hapis yatar da, biz ne ya-
parız? Bütün bunları görmez-
den gelerek ve şovenizm çığlık-
lan atarak nereye kadar gide-
biliriz?
İsci Partisl lîcferî Perincek
'Seçimi ABD istiyor'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - îşçı Partisi
(İP) Genel Başkanı Doğu
Perincek. koalisyon or-
taklanıleCHP'nınerken
seçım karannı eleştirerek
bunun Batı'nın ıç savaş
planına hızmet edeceğini
öne sürdü.
İP'nin dünkü parti
meclisi toplantısındâ ko-
nuşan Perincek, "Erken
seçimin arkasındaki güç
ABD'dir. Amaç, Batı'nın
iç savaş planınm dava-
nakları olan Tansu Çiller
veMehmet Ağar'lan Yü-
ce Divan'dan kurtarmak.
Ta\yip Erdoğan'ın lider-
liğindeki Fazilet Partisi'ni
yasallaştırmak ve siste-
min merkezine oturt-
mak" diye konuştu. Pe-
rincek. ABD'nın Kema-
list devnmin altını oyma
ve orduyu içeriden fet-
herme planlannın, 28 Şu-
bat süreciyle birlikte bo-
zuldugunu söyleyerek
yeni güç dengesinde
cumhuriyet dev nmı kuv-
vetlerinin üste geçtiğini
kaydetti.
Ordunun, içindeki irti-
ca kuvvetlerini temizle-
mede kararlı uygulama-
largerçekJeştirdiğini bil-
diren Perincek, 16 Hazi-
ran Salı günü yapılacak
olağanüstü Yüksek As-
keri Şûra toplantısının,
ordunun bu konudaki ka-
rarlıhğını göstereceğini
öne sürdü.
Cumhuriyet devrimi
rotasındaki Türkiye'nin,
Batı "nın elındekı iç ve dış
kuvvetleri cepheden ha-
rekete geçirdiğıni iddia
eden Perincek, ABD'nin
istasyon şefleri ve tertip
örgütlerinin de iç savaş
tehdidine göre harekete
geçtiğini savundu. Perin-
cek. Genelkurmay'ın bu
durumu 1997 yılı Aralık
ayında saptadığını kay-
detti.