Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 MAY1S 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Karikatür Vakfi tarafından Yılın Karikatürcüsü seçilen Semih Poroy ödülünü yann alıyor
4
Karıkatürün afacan bir yapısı var'
GÜL ERÇETtN
1984'tenberi yanşmalara, 1988'denbe-
ri de yanşma jürilerine katılmıyordu Se-
mih Poroy. "Doğal olarak ödül diye bir
kavramı unutmuşrunT diyor. Ama ödül-
ler onu unulmadı. Bu yıl Karikatür Vakfi
tarafından Yılın Karikatürcüsü seçildı.
Karikatürleriyle dile getirdiği tepkıleri-
ni eylemlerinede taşıdığından katılmıyor-
du yanşmalara. Karikatür yanşmalannın
o derin sanatsal yanından uzaklaşması \e
sayılannın çok artması nedenıyle rahat-
sızdı: "Yarçmalannnheliğiveiçeriğinden
çok, ödülü kimin aldığı önem kazanmaya
' başlamışü. İçleri boşaralarak satt bir dere-
celendirme sistemine dönüşmüşlerdi. Ya-
nşma ortamından çıkmak istedim. Kari-
katüre çok fazla bir şey katmryorlardı ar-
ük." Karikatür Vakfi'nın ödülünü ıse ya-
nşma sonucu belirlenmemesi, kazanan ki-
şinin bir kitabının basılması nedeniyle çok
anlamlı buluyor. Çizerin mesleki çabası-
nın genel bir değerlendirmesi olarak gör-
düğü bu ödülü, bir armağan olarak nitele-
meyi yeğliyor. tzleyiciler için ıse en olum-
lu yanı ödülün ardından Poroy'un portre-
lerinin Kankatür Vakfi tarafından bir al-
bümde toplanarak basılmış olması.
Akbaba'da yayunlanan ilk karikatürünün
üzerinden tam 23 yıl geçti. Çizgiyle haşır
neşirliği ise ilkokul öncesine dayanıyor.
Hazırcevap, esprili kişiliği çizgi yeteneğiy-
le bırleşince Poroy'a resme yatkm çizgi-
sini deforme etmeİc kalıyor yalnızca. İlk te-
lifleri ilkokuldayken arkadaşlanna çizdi-
ği futbolcu portrelerinden aldığı küçük
harçlıklar, ortaokulda öğretmenlerinin ka-
rikatürlerini çizmeye başhyor, çizgide yo-
ğunlaşmak için son sınıfta bıraktıgı üniver-
site eğitiminde ise kendisine karikatür için
epey veri sağlayabileceğini düşündüğü
Hukuk Fakültesi'ni seçiyor.
Vatan, Demokrat, Milliyet. Cumhuri-
yet, Demokrat gazeteleri ile Özgür lnsan,
Yansıma, Iktisat, Düşün, Gösten, 2000'e
Doğru, Milliyet Çocuk. Varlık, Çağdaş
Türk Dıli, Adam Oykü dergilerinde çıkan
karikatürleriyle; portre kankatür, vinyet, il-
lüstrasyon. çizgi roman gıbi çalışmalany-
la sürdürdü çizgi serüvenıni. Yanşmalara
katılmayacağını bir kez bildirmiş olan çi-
zer, amacı çok iyi belırlenmiş, gerçekten
nitelikli olacağını vaat eden yanşmalara ya-
'zun süreli bant karikatürler bir süreç
içersinde çizerinden bir anlamda
bağımsızlaşıp çizerin de düşündüğünden
farklı noktalara gelebiliyor.
nşma dışı olarak karikatür gönderebilece-
ğini söylüyor. Cumhuriyet okurlan ise onu
15. sayfadaki bant karikarürü Harbi ile iz-
lemeyi sürdürüyor.
- Ödülünü/ Cumhuriyet dışında, basın-
da nasıl karşılandı?
Çok ıyi karşılandı. Derin bir sessizlik-
le...
Kahcı bir nitelik taşıması gerek
- Karikatür vaşamınızda çok değişik iş-
ler koydunuz ortaya. Bir tek portrelerini-
zin ön piana çıkarblmasından duyduğunuz
rahats»hgısizdedik«etiri\orsunuz.Bubağ-
lamda Karikatür Vakn'nın hazıriadığı aJ-
büm neden portrelerbaşhğı altında topian-
dı?
Karikatür Vakfi aslında humoristik ka-
rikatürlerimin bir araya getirilmesini iste-
miştı. Ama o kadar çok kankatür var ki on-
lan kısa bir süre içınde bir araya toplaya-
bilmek çok zordu. Portreler ise benim son
yıllarda çok yoğunlaştığım, daha çok bir
arada bulunan çalışmalanmdı. Portrele-
•rimşimdi en azından bir araya toplanmış
oldular. Sanıyorum bir süre portre karika-
türü çizmeyeceğim. Bu kitabı yaprraş ol-
mak bir dönemin sonunda portre karika-
türüyle simgesel birel sıkışma sayılabilir.
- Karikatür hangi noklada sanal işlevi
görmeye başlıyor?
Açıklanması zorbirkonu. Öncelikle bir
karikatür plastik olarak becerilmişse sanat-
sal bir ürün olabilir. Ikinci olarak da kalı-
cı birnitelik taşıması gerekiyor. Bugünden
yanna bir günlük olayı anlatıp geçecek bir
karikatürün çok fazla sanatsal bir nitelik
taşıdığı söylenemez. Sadece bir ışlev gö-
rür. Yaşanan tarihsel, toplumsal süreçleri
estetik birtakım öğelerle sunabiliyorsa sa-
nat olma yolunda hızla ilerliyor demektır.
- Peki karikatürün •güncelTe ilişkisi ba-
sınla bağlanhsından mı kaynaklanryor?
Evet. Kankatür aynı zamanda \e ağir-
Iıklı olarak gazetecilığin birtürû olarak al-
gılanır. lnsanlar kendı sorunlanyla uğra-
şırken basın karikatürlerinde çok fazla fan-
tezi yapmakta olan ürünleri çok da merak-
la izlemeyeceklerdir. Herkes zaten kendi
derdini yansıtan. kendilerine yakın bul-
duklan gazete ve dergileri alır, orada bu-
lunan bütün unsurlann da aşağı yukan bu-
nabenzerendişelertaşımasmı ister. Dola-
yısıyla karikatürün de bundan kaçınması
pek mümkün değil. Kuşkusuz sanatsal en-
dişeler taşıyarak da çizım yapabılirsiniz
ama sonuçta yine de hızlı bir iletişim bi-
çimidir basın karikatürü. Bu anlamda bi-
zim gazetelerde bir bakıma görev olarak
yaptıfımız karikatürlerin çok da sanatsal
kaygılartaşımamasını doğal karşıliyorum.
Temel insanhk davramşlan
-Sizdebant-karikatürçiawrsunuAAn-
cak Harbi'de 'güncel"den çok •gündeük'
olanı işteme kajgısı gözlenhor. Bu kaygj-
nın çıkış noktasını çizimlerinizdeki sanat-
sal duyariılıkla açıklayabilir miyiz?
Uzun süreli bant karikatürler bir süreç
içerisinde çizerinden bir anlamda bağım-
sızlaşıp çizerin de düşündüğünden daha
farklı noktalara gidebiliyor.Sanatsal değe-
rinin olması, kalıcılık taşıması biraz da ın-
sanm o evrensel davranış biçimleri üzeri-
ne düşünmesinden gelıyor. Basın karika-
Füreya Koral adına seramik ödülü verilecek. Kültür Servisi - Eczacıbaşı
'
JA
Vîtra Seramik Atölyesi Sergisi,
Dolmabahçe KültürMerkezi 'nde
açıldı. 40 yıl aradan sonra yeni
bir anlayışla geçen yıl haziran
ayında yeniden açılan Vitra Se-
ramik Atölyesi'nin sergisinde
Mehmet Tüzün Koılcaa, Prof.
ErdinçBakla, Prof. Güngör Gü-
ner ve Ügi Adalan'ın yapıtlan
sergileniyor. Sergi 15 Mayıs'a
dek görülebilecek.
Çalışmalannı mimari seramik
alanında yürüten yurtdışında ve
yurtiçindebirçoksergi acan Meh-
met Tüzüm Kızılcan 17 yapıtla,
I977'ye kadar açtığı sergılerde
hemen her teknikte ve formda ya-
pıtlar veren ve bu tarihten itiba-
ren yalnızca seramik büst ve hey-
keller yapmaya başlayan Prof.
Erdinç Bakla 15 yapıtla, pek çok
ödülün sahibi Prof. Güngör Gü-
ner 25 yapıtla,llği Adalan iseftf
yapıtla sergiye katılıyor.
Serginin açılışında konuşan
Bülent Eczacıbaşı. Eczacıbaşı
Topluluğu olarak Türkiye'de se-
ramik sanatınmgeliştirilmesıni,
bu alanda çalışan sanatçılann
desteklenmesinımısyon olarak
gördüklerini belirttı. Eczacıba-
şı konuşmasında bu v ıldan itiba-
ren "Eczacıbajı Vîrra Uluslara-
rası SeramikOdûJü" oluşturma
karan aldıklannı söyledı. Ecza-
cıbaşı konuşmasını şöyle sür-
dürdü: "1999 yıhnda Oki wrfle-
cekoian ödülü, seramik atöhe-
sinin kuruhışunda rol alan. Türk
seramik sanarına çokönemli kat-
kılarda bulunmuş ve uluslarara-
9 alandabaşaniarkazanmışoian
ve geçen yıl kaybettigimiz Füre-
ya Koral adına vermek istiyoruz.
Uhrelararası bu ödül. seramik
sanatının dümada layik olduğu
veri alması için önemli biradım.'
Türkıye'de seramik sanatına
venlen önemin bıraz geride kal-
dığını vurgulayan Eczacıbaşı,
öncelikle seramik sanatçılanna
yeterli imkân sağlanması gerek-
tiğini söyledı: " Bu alanda bazı
yannmlann >apjlması gerekiyor.
Biz atölyeyi açarken bu olanak-
lann sanatçılara sağlanmasını
istedik. A\ nca seramik sanatçt-
lan piyasa desteği alamıyorlar.
Eseıierinin pazarda değerlendi-
rilmesi oianağına sahip değiOer.
Resim alanındaki baa olanaklar
seramik alanında vok. Bunlan
dengelemek \e gidermek bizim
müessesemizin görevi diye dü-
şünüyoruzT
Bülent EczacıbaşıvesanatçdarDobnabahçe'de. (Fotoğraf: UĞURGÜNYÜZ)
Alman TVkanalı ARD, Picasso 'nun Guernica resminin Guernica ile ilgili olmadığını iddia etti
Almanların, Guernica
J
ya TVscddırısıKültür Servisi- Nazilerin 61 yıl
önce ha\ a saldınsıy labombaladık-
lan Guernica kasabasıyla ilgili ola-
rak Almanya'nın dev let televizyon
kanalı ARD'de yayımlanan birbel-
gesel, Guemica"y' nıhani başkent
sayan Bask halkını ayağa kaldırdı.
ARD. Guernica'nın bombalanma-
sı olayının cumhuriyetçiler tarafın-
dan abartıldığını iddia etti. Ünlü
ressam Pkasso'nun, ha^ saldın-
sından üç ay sonra tamamladığı baş-
yapıtı "Guernica''nın da olayı yal-
nızca daha çok ateşlemeye yaradı-
ğını belirten ARD belgeseli, Guer-
nicaValisi Eduardo Yaflejo tarafın-
dan "Tarihi >eniden yazmakyolun-
da açma ve utanç >«rici bfa- giri-
şim' olarak değerlendirildi.
Alman TV kanalı ARD'de bir sü-
re önce yayımlanan belgeselin Is-
pama'da Franco'culann, Alman-
ya'da Nazilerin hâlâ yaşadığını or-
taya koyduğunu belirten Guernica
Valisi Eduardo Vallejo. "Ogünler-
de \apdan hatalan kabullenip özür
dilemek \erine, Franco ve Hıtler'in
>apaklanndan gunır duyan insan-
lar hâlâ aramızda" diyor.
Bask kasabası Guernica'nın ye-
rel tarihçileri, 26 Nisan 1937 yıhn-
da Avrupa'da sivillere karşı gerçek-
leştınlen bu ilk hava bombardıma-
nıyla ilgili araştırmalannı yıllardır
süniiirüyorlar. Sağkalanlarlayapı-
lan görüşmeler ve Madrid'den alı-
nanbelgeler, 61 yıl önce yaşanan-
lan nim çıplakhğıyla gözler önüne
senyor. Guernica'nın kendi arşivi,
bonbardıman sırasında havaya uç-
musTa. Guemica'da çalışan tarihçi-
lerden Alberto Iturriarte, "Bu tür
reviAonizm gerçekten çok acı veri-
cL. Biz yıllardır acılanmızı sanp
geçmtşle btrakmaya çalışırken bazı
fasıriar tarihsel verilere gölge dü-
şürerek, geçmişte>apdmtş kötülük-
Pkasso'nun ha\a saldınsından üç a> sonra tamamladığı başyapıtı 'Guernica'. belgeselde eleştirildi.
leri görmedikten gelerek yeniden
firtına kopanyortar" diyor.
' ARD'de, "Kultunveltspeiger
(Dünyanın Aynası) başlıklı belge-
sel programda büyük oranda. aske-
ri tarihçi Jesus Salas Larrazabal'ın
verilerinden yararlanılmış. Larra-
zabal, Franco'nun hava kuvvetlerin-
den emekli olmuş birgeneral. Gu-
ernica'da saldın sonrasında ölüm-
lenn sayısı bugüne dek 500-1600
arasmda göstenlirken Larrazabal
burakamın yalnızca 126olduğunu
söylüyor.
Emekli general, saldırının yo-
ğunluğu konusunda bugüne dek ka-
bul edilmiş \enlere de gölge düşü-
rüyor: "O^edensonra4J0sulann-
da hafif bir saldın oJdu. daha son-
ra 6J0 civannda biraz daha güçlü
bir saldın gerçekleşti. Ama zaten o
arada herkes sığınaklara çekilmiş-
ti." Larrazabal aynca o dönemde
basına dağıtıian yerle bir edilmiş
Guernica fotoğraflannın aslında
Guernica'da değil. Madrid'de çe-
kilmış olduğunu iddia ediyor ve
"Zaten kasabayı asıl tahrip eden,
rüzgâria yayılan akvlerdi" diyor.
Larrazabal'ın iddıalannı kesindoğ-
rular gibi ortaya koyan ARD belge-
seli, aynca bınlerce Franco karşıtı
cumhuriyetçi askeri ve silah fabri-
kalanyla. Guernica'nın askeri açı-
dan stratejik birhedefolduğunu ile-
ri sürmüştü.
Iturriarteisetüm buiddialann bü-
rünüyle yanlış olduğunu belirtiyor:
"Sağ kalanlariayapdan görüşmeler.
bu kkKalantümüyfeçürütü>or. Bom-
bardımanın öğleden sonra arahkstz
üç saat sürdüğünü herkes biliyor.
Kasabaya tonlarca bomba atıldı.
Evet o gün ha>~a rüzgârbydı ve bu
da alevterinepeyyayihnasmayol aç-
n. Ama alevler durup dunırken mi
ortaya çıktı?" Iturriarte'ye göre
bombalar. özellikle halkm üzerine
yönlendirilmişti. "Pilotlar alçak
uçnşyapıyorlanevlerinüzeriiHİeda-
ireierçiziyorlar.dumanlannarasın-
dandild<anVhedefbefirli>orlardL Si-
lah fabrikalan ve zenginlerin evleri
özellikle bombalanmadı. Onlar bu-
gün hâlâ duruyor... Benim ailern
Franco'ya sempati duvuyordu. ama
onlar bile o gün olanlarla ilgili \eri-
ferisorgulamıyorlar." Bırdiğer Bask-
lı ise, "O fotoğraflar Madrid'de çe-
kiMiyse, neden arkada Bask dagla-
n görünüyor" diye soruyor.
ARD'de yayımlanan belgesel.
"Guernica''y ı da eleştırdı. Kimile-
rince yirminci yüzyılın en önemli
resmi sayılan ve 1937 yılında Paris'te
Dünya Fuan'nda ilk kez sergilenen
"Guernica"yla ilgili olarak Picas-
so. "Guernica'da ve aynı dönemde
yaprığım tüm diğer resimlerimde
lspama'M bir acılar \e ölüm deni-
rine boğan askeri kasta olan tepki-
midilegetirivorum*' demişti. ARD
belgeselınde görüşlenne başvııru-
lan sanat tanhçısı Jose Pedro Vın-
del ise söz konusu resmin aslında
Guernica ile ilgili olmadığını ve Pi-
casso'nun "\1inotauromaquia" se-
risinin bir devamı olduğunu iddia
ediyor. "Eğerbombardımanla ilgi-
liokaydı. uçaklarve bombalarohır-
duresimde.Picasso bir boğa. bir at,
bir de kadm yapmış. Bunun Cuer-
nicaueneilgisi var" diye soran Vin-
del'in bu sorusuna tarihçi Iturriar-
te. "Guernica resmL Guemica ken-
tini ası\or_ Resim. shil toplumun as-
keri bir güç tarafindan sindirilme-
sini konu abyor. Bu resim Saraybos-
na'yı da anlatabilir, Çeçenistan'ı
da_." diyerek yanıtlıyor.
Basklı yetkililer, henüz Guerni-
ca'da hıç sergilenmeyen bu resmin
Guernica'ya getirilmesi için yıllar-
dırgirişimlerini sürdürüyorlar. Mad-
rid'deki Reina Sofia Müzesi'nde
bulunan resmın geçen yıl Bask ken-
ti Bilbao'da açılan yeni Guggenhe-
im Müzesi'ne aktanlabileceği yo-
lundaki umutiarçabuksöndü. Mü-
ze yetkilileri, yapıtın taşınamayacak
kadar nazık olduğunu söylüyorlar.
Yine de çoğu Basklı, bu resmin bir
gün "eve" döneceği umudu içinde.
Geçen yıl, Almanya Dev let Başka-
nı Roman Herzog, Guernica bom-
bardımanı sırasında yaşamını kay-
bedenlerin 60. yıl anma etkinlikle-
n çerçevesinde özür dilemiş ve Bask
halkının yıllarca dinmeyen acısını
hafiflermeye çalışmıştı. "Bu yıl"
diyor Iturriarte. "Yine acı içinde vt
öfkeüyiz™"
türü çiziyor olmamıza karşın o temel in-
sanhk davranışlannı da karikatürlerde yer-
leştiımek. kullanmak gerekiyor. Yanı bü-
tün dünyada insanlann çok temel davra-
nış biçimleri. reflekslerı \ar: Korku, ikti-
dar, hırs. sevilme... Elbette bunlar bir ka-
rikatürde yer aldığı zaman o karikatürü bi-
raz daha akılda kalıcı kılabıliyor. Yine de
Türkiye'de ortamın biraz sertleştiği toplum-
sal olaylann birazdaha öne çıktığı dönem-
lerde Harbı de bunlardan pek bağımsız ha-
reket edemiyor.
- Harbi nasıl doğdu ve flişkinb nasıl ge-
lişti?
Harbi, ekonomık dürtülerden dogan bir
çalışma. Kankatürle yaşamak gerekıyor-
sa bant karikatürlerin yoğunlaştığı bir dö-
nemde basında kendisine bir yer bulup se-
vılmeye başlayan bu türle sürebılırdi bir ka-
nkatürcünün yaşamı. Benim de böyle bir
bant karikatür yaparak ekonomıyı doğ-
rultmam gerekıyordu. Harbi üzerinde ilk
anda birtakım etütler yaptım. Bir tip orta-
ya çıktı. Zaman içerisinde tabii bir parça
fizıği değişti, biraz kısaldı. biraz kilo aldı.
Da\ranış biçimleri deyavaş
yavaş değişmeye başladı. Ba
çizerin her zaman karikatü-
riine egemen olamadığı an-
lamma da gelıyor. Çünkü onu
da bıçimlendiren bir dış dün-
ya var. Toplumsal koşullar.
üretım biçimleri, iş yetiştir-
me telaşı. Bütün bunlar bir-
leştıği zaman uzun soluklu
bir bant karikatür de bunla-
ra bağlı olarak değişecektir.
- Siz aynı zamanda kari-
katür üzerine tarnşma yazı-
lan da yanyorsunuz. Kari-
katürüntaroşması. kuramı\e
eğirimi Türiye'de ne konum-
da?
Karikatür üzerinde çok faz-
la ya da dığer sanat dallan
kadar konuşulmadığı ıçinbu
tür tartışmaları ister istemez
yine değışık platformlarda
çizerler yapıyorlar. Karika-
tür üzerine yazılan yazılar
gıttıkçe azaldı. Eski dergi ya
da kitaplara baktıkça gaze-
telenn, köşeyazarlannın, ka-
nkatür ve karikatürcüler üze-
rine daha çok yazı yazdıkla-
nnı görüyorum. Bunun nede-
ni o yazarlann karikatüre olan
özel ilgileri olabilir. Ancak ka-
rikatür 1950 kuşağı dediğimiz
karikatürcülerin çabalanyla
yeni bir kimliğe bürünmüş.
bıraz da açıklanması, felse-
fesinin yazıyla da ortaya
konnması gereken yeni bir
karikatür olarak çıkrnıştı or-
taya. Belki de bu nedenle ya-
zılmıştı bu yazılar. Ama bu-
günlerde tartışmalar, üzerin-
de düşünülmüş yazılar çok
fazla değil. Eğitim konusuna
gelince "Karikatürün eğiti-
miobnaz" diye ulvi bir lafet-
mek istemıyorum. Olabilir.
Ama bütün sanatlar gibı bir
"müfredata" pek uygun dü-
şen bir dal değil. Çok afa-
can, hareketli bir yapısı var.
Türkiye'de üniversitelerde
seçmeli ders olarak veriliyor.
Kuramı en azından burada
ele alınıyordur diye düşünü-
yorum..
- Peki sanatsal karikatü-
rün izleykiyle buluşma ola-
naklan nder?
Karikatürcünün kendi ki-
şisel sergisinde bunlan izle-
yiciye ulaştırma olanağı var.
Özenle hazırlanmış albüm-
lerle de sergılenebılir bu ya-
pıtlar. Teknik açıdan çok İca-
İiteli dergiler çıkmaya başla-
dı Türkiye'de. Isimlerine ka-
dar neredeyse bütünüyle Ba-
ülı dergilerden kopye ediliyor-
lar. Batı'dabu dergilerde tam
sayfa, plastik değen olan
ürünlere de yer veriliyor. Bu
dergilen Türkıye'yetransfer
ederken Batılı yaymcınm duy-
dugu endışeyi çok fazla duy-
muyorlar. Ya da cümlenin
tehlıkesini göze alarak söy-
leyeyim, ancak güldürü der-
gilerinden kaynaklanmış çi-
zerler belki yakınlannda dur-
duklan için o tür çizgileri kul-
lanıyorlar. Oysa bu dergiler
de sanatsal karikatürler ıçın
bir yayılma ortamı olabilirdi.
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Vedat Günyol Kitaplığı...
Maltepe Üniversitesi'nde Vedat Günyol Kitaplığı
açıldı.
Üniversite Rektörü Sayırı Prof. Dr. Oral Pektaş'ın
imzasını taşıyan nazik davetiye, "Değerli düşün ada-
mı Sayın Vedat Günyol'un Marmara Eğitim Kurum-
lan Ailesı'ne katılmalan ve bağışlan ile oluşan Vedat
Günyol Kitaplığı'nm açılışı nedenıyle..." sözleriyle
başlıyor.
Cumhuriyetin kurulmasından sonraki Türk Aydın-
lanması'nın bugün aramızda olan son temsilcilerin-
den birine bundan daha sıcak bir kucak açma ve da-
ha saygılı bir vefakârlık örneği düşünebilmek, sanınm
epeyzor...
2 Mayıs 1998 Cumartesi günü, Maltepe Üniversi-
tesi'nin Cevizli Kampusu'nda açılan Vedat Günyol
Kitaplığı, yaklaşık yedi bın kitaptan oluşuyor. Sanınm
çok değerli bazı dergı koleksiyonlan da bu kitaplığın
kapsamı içerisinde.
1940'lann ünlü idealistler yuvası Tercüme Büro-
su'nun çalışanlarından, Cumhuriyet sonrası Türk di-
linin ve düşünce yaşamının mimarlanndan olan, Or-
han Burian'ın ölümünden sonra onyıllar boyunca Ve-
nı Ufuklar dergisini çıkarmayı sürdüren, Cağaloğlu
Yokuşu'nda, tek odaya sığdırdığı Çan Yayınlan ara-
cılığıyla ülkemize, her biri ayn bir düşünce ufku de-
ğerinde düzınelerce kitabı kazandıran, kimi zaman
Sabahattin Eyuboğlu ve Azra Erhat'la birlikte, kimi
zaman da yalnız başına sayısız kitabın çevirmenliği-
ni yapan, yüzlerce deneme kaleme alan ve öğrenci
yetiştiren Vedat Günyol!
Bugüne kadar yapıp ettiklerimden kendime ne za-
man birazcık olsun övünme payı çıkarmaya kalkışsam,
adıyia ya da kendisiyle karşılaşır karşılaşmaz, o son-
suz verimi karşıs»nda kendimden neredeyse utanç duy-
duğum Vedat Günyol!
Ve nihayet, yaşamının seksen yılını çoktan geride
bırakmış oluşuna karşın, çalışmalannı hâlâ iğneyle
kuyu kazarcasına sürdüren Vedat Günyol!
Bir değil, ama birkaç yaşamın birden yüzünü rahat-
lıkla ağartabilecek zenginlıktekı bir üretımin ardından
Vedat Günyol, oğretmen emeklisı olarak kendisine bağ-
lanmış olan -ve elbet her ay ev sahıpleriyle bolüşmek
zorunda da olduğu!- aylıktan başkaca bir maddi kay-
nağa sahip değildi. Çünkü o, bugünün bir yandan pa-
raya değer vermezmiş gibi yaparken, öte ayndan her
edimı paraya çevirebiimeyi kendileri için bir "entelek-
tüel değer ö7çüfü"(!) sayan kimi "aydınlanndan" çok
farklı olarak, ülkelerinin fikir bahçelerini zenginleştir-
mekten keselerini düşünmeye hiç vakit bulamamış bir
gerçek aydınlar kuşağından geliyordu.
Gerek Vedat Günyol, gerekse bugün artık hayatta
olmayan imece ve düşünce yoldaşları Sabahattin
Eyuboğlu ve Azra Erhat, hiçbır zaman birer kat sahi-
bi olamadılar; kiracı olarak da hep paralannın ancak
yettiği zernin katlannda, sayısız kitaplanyla başbaşa
yâşadılar. Ülkelerini onca düşüncenın ışığına boğma-
nın ödülünü kimi zaman mahkemelerde, sonradan el-
bet aklandıklan "suçlann" hesabını vererek, kimi za-
man de Eyuboğlu ve Erhat gıbi, görevlı olduklan üni-
versitelerden uzaklaştınlarak aJdılar. Ve "affa uğraya-
rak" üniversitelerine yeniden dönmelerine "izin" ve-
rildiğinde, işlenmemiş suçların affından yararianma-
yı kişisel bir onur sorunu sayarak, çoğu kez belki bir
ay sonraki kiralannı nasıl ödeyeceklerinin belli olma-
masına rağmen, oğretim üyeliğinin güvencelerini el-
lerinın tersiyle itiverdiler.
Bütün bu çok acı gerçekler göz önünde tutulduğun-
da, Maltepe Üniversitesi'nin Vedat Günyol'a en zor
zamanlannda, onu desteklemekle yükümlü bir aile-
nin tüm sevgisiyle ve saygısıyla kucak açmış, bundan
böyle rahatça yaşayabileceği ve çalışabilecegi bir yu-
va sunmuş olması, çok daha anlam kazanıyor.
Maltepe Üniversitesi'nin kurucularını veyöneticile-
rini bu örnek davranışlanndan ötürü gönül dolusu
kutlamayı. Vedat Günyol'a ve onun kuşağından olan
aydınlara bu ulkede ödenmemış vefa borçlannın ağır-
lığını hep duymuş biri olarak görev sayıyorum...
BUGUN
• AKSANAT'ta saat 12.30'da Adam'ın 'Giseüe' bale
gösterisi ve Mehmet Yayınoğlu'nun katıldığı 'Türk
Gözüyle Girit Adası" başlıklı söyleşili belgesel film
gösterimı ızlenebilır. (252 35 00)
• tDOB'de saat 20.00'de G. Verdı'nin 'Aida' adlı
yapıtı ızlenebılir. (251 10 23)
• KABATAŞ ERKEK LİSESİ VIII. Gençlik ve
Kültür Şenliğı kapsamında saat 10.15'te Semih Irteş'in
katıldığı 'Geleneksel Türk Süsleme Sanatian' konulu
söyleşi. saat 12.45'te ritmik jimnastik. modem dans ve
tango gösterisi, saat 14.15'te Recep Dönmez'in
katıldığı 'Krnldeniz'den Marmara'ya Dünya Denizleri"
başlıklı saydam gösteri ve saat 20.00'de Devlet Modern
Folk Müzık Topluluğu'nun katıldığı konser izlenebilir.
• BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİnde
saat 19.00-20.00'de Muammer Ketencoğlu'nun
katıldığı 'Kırsal Müzik ve Korunması Üzerine
1
başlıklı
dinleti yer alıyor. (292 06 55)
• CRR'de saat 19.30'da Ordu Musiki Cemiyeti
konseri izlenebilir. (232 98 30)
15. ULUSLARARASIANKARA MUZİK FESTIVALİ
BUGUN
• DRESDEN FİLARMONt ORKESTRASI
konseri saat 20.30'da Miili Eğitim Bakanlığı Şûra
Salonu'nda izlenebilir.
YARirv
• ODTÜ TÜRK HALK BÎLfcVlt TOPLULUĞU
DENEYSEL MÜZİK GRL'BU konsen saat 20.30 da
Milli Eğitim Bakanlığı Şûra Salonu'nda yer alıyor.
1. ULUSLARARASI İSTANRUL KUKLA FESTİVALİ
BUGUN
• HADİÇAMAN TİYATROSU'nda saat 13 OO'te
'Marü' başlıklı video gösterisi yer alıyor.
• AR-EL KOLEjf'nde Tearre Male'nin 'Leverets'
adlı gösterisi izlenebilir.
• TOPKAPI SAR\YT'nda 'Karagöz Figürieri'
sergisi ve saat 10.30'da 'Dün>'ayı Sev Yeşili Koru'
başlıklı shovv tiyatro izlenebilir.
• KENTER TrYATROSU'nda MÜ Dekor
Bölümü'nün hazırladıöı kukla sergisi yer alıyor.
• ŞEHtR MÜZESt'nde '19. ve 20. yy'da Halk
Tiyatrosu' sergisi izlenebilir.
YARIIV
• HADİ ÇAMAN TTYATROSU'nda saat 13.00 te
'Kryamet' yargılaması başlıklı video gösterisi yer
alıyor.
• ÖZELIRMAKOKULLARI'nda saat 11 OO'de
'Çiçek Saksısı'ndaki Kız' adlı gösten izlenebilir.
• TOPKAPI SARAYI'nda 'Karagöz Figürieri'
sergisi yer alıyor.