Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 1998 CUMARTESİ
A HABERLER
' Öğretim üyeleri ve avukatlar, tutuklulara işkence yapılması üzerine,
öğrencilerin yanında olduklarını bir bildiri ile ulusa duyurdu
Devrimcilere akademik destek
CUMARTESİ
Olaylar üzerine beş günden bu yana
toplantı halinde olan CHP Parti Mecli-
sı'ııde CHP Genel Başkanı tsmet Inönu.
16 Ocak 1969 Perşembe günü yaptığı
konuşmadagençlikhakkmdaözeileşun-
lan sö> ler *Gençlik meseteleri siyasi tar-
nşmalanmızda yerini ön planda muha-
faza etmektedir. Gençlik arasında en çok
kullanılan. "bağımsızlık' ve 'anti- em-
peryalist" silahlandır. Bu polrtika. siyasi
hayatın dış politika alanına değinir. Dış
politikada uyuşmazlık halinde bulundu-
ğumuz çevreler. bizi, dış politika alanın-
da istedikleri >ola sürüklemek için veva
kendi enıellerine karşı bizi zayıf düşür-
mek için bize karşı mücadele ederken, en
sonbukiuklançare. •bağımsızlık' ve an-
ti-emperyalızrrf mücadelesidir. Bunu.
Birleşik Âmerika'ya karşı mücadelenin
ifadesi sayarlar. Biz hağınısıziık savaşım
ve anti-emperyalist mücadekyi milli kur-
tuluşsavaşlany la \ ermişizdir. Oradan ge-
len bir parfiy i/. Biz. milli mücadelede an-
ti-emperyalist mücadele yaparken de
müttcfik aramıştık. Muharebe > aparken
Ruşlaria müttefik idik. Şimdi \meri-
ka'ya karşı diışnıanlık ilan edilirken. bu-
nun tabii bir neticesi. başka hazııiıklara
siiriiklenmeklir. Dış politika ile emniyet
mülahazalanvla. gözü kapalı oynana-
maz. Dış pplitikada. türlü ihtimaller için-
de politikamızı tespit etmişizdir: \A-
TO'da kalacağız'. "Sovyetler Bırlığı ile
Bırle>ik Amerika'va karşı düşmanlık po-
lıtıkası takipetmeyeceğız." Birleşik \me-
rika ve Sovyet Rusva. birbirlernle nük-
leersavaşa ruruşmamayı. bütün taahhüt-
lerin üstünde. birer dikkat tnesdesi sav-
mışlardır. Bu dikkat onlariçin, bütün ta-
ahhüüerinin üstünde göriilüyor. Bu şart-
larkarşısuıda gözü kapalıolmama>a dik-
kat ediyoruz.
'Hiçbır devlete düşmanlık gösterme-
yeceğız'sözünü.Sovyetler Birligi ile Bir-
leşik Amerika'nın yetkililerine temasla-
nnıda anlatmışınıdır ve kabul ettirmi-
şimdir. Bu dış politikavL Birleşik Amert-
ka"> a ve Sovyet Rusva'ya kabul efh'riyo-
rum. memleket içinde de güçlüğe uğra-
mı>orum. Son ifrat cereyanlan. benim
için güçlük değildir. Bunlann güçlükleri,
nıasunı telakki edilip. başka maksatlara
alet olmaları ihtimalindedir. Sovvetler
Birüği ile Amerika arasında ihûyatsız bir
sjvasetle. bizinı aleyhimizeortam yaratıl-
masından daima endişe ederim. Çünkü,
.yRka/ıda beürtüğiıi) gibi, bu ikisi arasın-
da, bir \esilc ile tutuşmamak fikri esas-
ar. Ve birbirleriyle tutuşmamak için, baş-
ka taahhüdtrinin yanında, bu iki devle-
tin özel dikkatleri vardır."
Ana muhalefet partısı lıden İnönü.
oiaya karşı tepkisını böyle dıle getinrken
OÖTÜ Dırenış Komitesi de. 20 Ocak
Pazartesı günü. arkadaşlanmn savunul-
ması ıçın Türkiye'de bulunan bütün av u-
katlara bırçağnda biılunur ve başta An-
kara ve Istanbul olmak üzere yurdun çe-
şıtlı ıllennde bulunan avukatlara l.(K)0
mektup gönderir.
Bu arada panılı üyeler arasında bulu-
nan av ukatlann da bu kampanyaya katıl-
malannı ıstemek üzere öğrencıler TİP
Genel Merkezf negıder. TlPGenel Baş-
kan Mehmet Alı Aybar, bu konuda şun-
lan anlatmıştır: "Amerikan elçisi Kom-
mer'in arabası yakıldıktan sonra da, ge-
ne Orta Doğu'lu bir grup ögrend parti-
ye gelerek kendilerine avııkat konusunda
yardımcıolınamıistemişlerdi. Partiliavu-
kat arkadaşlara rica edeceğimi söy ledik-
ten sonra, 'Araba yakmak doğru bir ha-
reket değıl. Böyle hareketler şıddetı, şid-
det de faşızmı getinr.
Ben olsam arabayı yakmaz: rektörle
yemek yerken Komer"e. siz bizım davet-
lımiz değilsinız: birelçinin davetsiz mı-
safir olamayacağını elbet takdir edersı-
niz.
Ya da Komer'in üniversiteye gelişini.
üniversiteyi topluca terk etmek suretıy-
le protesto edebilırdiniz' dedim. Partiü
avukatlan tek tek tanımıyorum. tsimle-
rini ü\e listesinden çıkararak. \ardımcı
olmalan için çağnda bulunacağunr TİP
milletvekıliennden Prof Sadun Arenile
TİP Merkez Yürütme Kurulu ü\e>ı \e
Hukuk Bürosu Sekreteri Av. Rauf Ça-
a'u dönemde olağanüstü toplantılar yapan CHP Parti
Meclisi'nde CHP Genel Başkanı ismet İnönü, gençlik..
olaylarının siyasette her şeyin önüne geçtiğini söyler. Ülkenin
bağımsızlık ve emperyalizme karşı kurtuluş savaşını çoktan
verdiğini vurgulayan İnönü, ABD ile Rusya'nın özel çıkarları
nedeniyle birbirleriyle değil diğer ülkeler arenasında karşı
karşıya geldiklerini anlatır. Her şeye karşın ABD ve Sovyetler
Birliği'ne karşı dostluk politikalarını sürdüreceklerini
yineleyen İnönü, 'gençlerin bazı maksatlara alet olduklarının'
altını çizer.
ABD Bü> ükelçisi Commer'in otomobilini \akmaktan aranan öğrenci tideri Sinan Cemgil, Orta Doğu Teknik L'ni>ersitesi"nde forum \e ejlemlere katılır.
pan. yardımcı olmak amacıvla tutuklu
bulunan öğrencileri. Ankara Merkez Ce-
zae\ı'nde znaret eder.
ARANANLARI
ARKADASLARI SAKLIYOR
ODTL'nün tatıl olması nedenıyle ba-
zı i>ğrenciler, Türkıye'nin değışik bol-
gelerıne gider. Konıer'iıı otomobilini
yaktıklan gerekçesıy le arananlardan tr-
fan Lçar ile Ra.->ıh L'la^ Bardakçı. Akın
Atauz"un ailesınin; Sınan da Güvenlik
Caddesi'nde İdarı İiımler Fakültesı ög-
rencisı Fe\ zı 'nın c\ inde kalır. Sinan. es-
kı TK.P"lilerın kamutlaj geleneklerinı
yansıimak anıacıyla şakayla da olsa sak-
landığı bu süre içinde kendisıne vapıştır-
ma bir bıyık takar. Akın Atauz'un baba-
sı K.emal Be\ ile eşi Hunye Hanım. Ir-
fan L'çar ile Rasıh Ulaş Bardakçı \ ı
Anıttepo'dekı e\ lennde birkaç gün misa-
tir eder. ODTL de oğrencı olan Gazıan-
teplı Ihsan Ata Yav uz. daha sonra. Rasıh
Ulaş Bardakı,! ile lıfan Uçar'ı Gazıan-
tep'e gotürür Ulaş Bardakçı. Gaziantep
TİP Gençlik Kolu Başkanı olan Ercan
Kanar ile Gaziantep'in merkez köyleri-
m dolaşarak köylülere antı-emperyalist
bılinç \ermeve çalışır. Daha sonra. Ai-
paslan Özdoğan. ODTÜ öğrencılerinin
çıkarttıklan dergi ve broşürlen Gazian-
tep'e getirir Komer'in otomobilini yak-
tıklan gerekçesiyle aranan ögrencıler-
den Mustafa Taylan Özgür ile Ibrahim
Seven. tstanbul'a gider. Mehdi Beşpı-
nar'ın doktor kay ınpederinin e\ inde bir-
kaç gün kalır. Daha sonra. Halil Çelimli,
Yusuf Aslan ile buluşarak Taylan Öz-
gür ün anneannesınin Yalo\a'dakı evin-
de birkaç gün kalır. ardından. ODTÜ'den
bir arkadaşlanmn otonıobilıyle Amas-
ya'ya gider ODTÜ SFK'nın eskı baş-
kanlanndan Kamuran Bekir Harputlu.
ODTL'de fotoğrafçılık \apan Amasya-
lı Coşkun Eroğlu ile TÎP'ten Amasya
mılletvekıli adayı olmuş. çevresinde
'Ga>Tir İmam" lakabıyla tanınan Amas-
yalı Naci Eren'in yardımıyla Amas-
ya'nın bir köyünde yaklaşık 10 gün ka-
dar kalan 'Komerzedeler' daha sonra
Ankaraya geri döner. Amasva'dan An-
kara'ya dönenler. "Nerede teslim ola-
lım?" diye. SBF'den bir ıki arkadaşlan-
mn da katıldığı bir toplantı yapar Bir
kısmı SBF'de, bir kısmıODTU'deteslim
olunması konusanda göriiş bildınr So-
nuçta. "CMa> ODTL'de geçmiştir. Ara-
nanlardaODlC öörencisidir.ODTUeğ-
rencisinin sıcak desteğinede sahibiz" dc-
nılerek ODTL de ieslım olunmasına ka-
rarvenlır.
ÖĞRENCİLER
TESLİM OLUYOR
10 Ocak gunü derslere ara \enlen OD-
TL. 24 Ocak 1969 Cuma günü sabahı
öğretime başlar Bırincı dersten sonra
boykot oylama.sı yapmak için amfîlere
gıren öğrencıler. birmüddet sonra. ABD
Elçisi Komer'in arabasını yaktıklan ge-
rekçesı ile haklarında gıyabi tutuklama
kararı venlıp 18 günden ben aranmakta
olan 7 arkadaşlanmn geldigıni vetören-
le teslim olmak istediklerini öğrenir.
Amfilen boşaltıp rektörlük binası önün-
detoplanan kalabalık biröğrencı grubu.
'Dağ başını duman almış' marşını söy-
lerken aranan 7 kişı de rektörlüğün önü-
ne gelir. 7 öğrencinin gelişlerinı arka-
daşları uzun uzun alkışlar \e "Devrinı-
cüer çok yaşa" diye bağınr. Kalabalık.
daha sonra. "Halk, işçi. gençök devrim
yapacak/ Bize Amerika, büze \merika se-
lam duracak / Tanklanvla toplany la gel-
seier dahi / Bağunsız olacak Türk'ün üi-
kesi" şeklinde başlayan marşi söyler. Bu
arada bir öğrenci. arkadaşlanmn omuz-
lanna çıkarak. rektörlük bınasının duva-
nna. büyük harflerle 'Be>ı
azSara>' diye
yazar. Rektörlük önündeki direkte asılı
duran 'Orta Doğu' flamasını indıren öğ-
renciler. ıdareden bir Türk bayragı ıster
ve Istiklal Marşı söyleyerek bayrağı di-
reğe çeker. 'VTetnam'1
adlı bir oyun. Is-
tanbul'dan gelen De\ nnıcı Tıyatro Gı a-
bu tarafından oynanır. Bu aıada. enıpcr-
yalizmitemsılenbırtahtakıratıleAme-
rikan bayrağı yakılır. Gösterılerin ardııı-
dan bir kısım öğrencılerle tutuklanan öğ-
renciler. yaptıklan konuşmada. Ko-
mer'in arabasının yakılmasını'kurtuluş
sa\aşımıan ilk meşalesi' olarak nıteler.
Halıl Çelimli. yaptığı kısa konuşmada.
"Halk bizi desteklemektedir" der. Çe-
lımiı, yapuji-konuşmadan sonra. "Yeni
Harman'isimliİıgara paketini. arkadaş-
J^pna ıçmeleri ıçjn atar. Konuşmalarda
Rektör Kurdaş ve ABD'yi protesto eden
öğrenciler, tutuklananlan. 'şerefli dava-
nın kahramanlan' diye tanıtır. Öğrencı-
ler daha sonra. davul zurnaçalarak folk-
lor göstenlen yapar. Öğrencıler, sonun-
da. "BağımsızTürki\e''diye bağırarak 7
kişiyı bir mınibüse bındinr. Kapıda bek-
leyen jandarma kumandanlan. emnıyet
müdürü ve polislenn refakatı ile adlıye-
ye gelen Yusuf Aslan. Mustafa Taylan
Özgür, Mustafa Akgül. İbrahım Seven,
Halil Çelimli. lrfan Uçar ve Coşkun
Eroğlu. savcıya teslim olur.
ÖĞRETJM ÜYELERİ
BİLDİRİ YAYIMLIYOR
Komer'in otomobilini yakanlara ka-
muoyunun çeşitli kesimlerinden de des-
tek gelır. 5 profesör. 6 doçent. 21 asıstan
ile 29 avukat. ABD Büyükelçisı Ko-
mer'in arabasının yakılmasından sonra
meydana gelen olayiar hakkındaki gö-
rüşlennı. 25 Ocak 1969 Cumartesı gü-
nü, 'Türkkamuoyuna'başlığıaltında bir
bıldinyleaçıklar. Prof. FehmiYavuz,Ca-
hit Talas. Mehmet Cönlübol, Nermin
Abadan. Muammer Aksoy. Doçent
Miimtaz Soysal, Tuncer Bulutay, Cevat
Geray, Türkkaya Ataöv, Üren Arsan, Er-
alp6zgenıle21 asıstan. 29 avukatınim-
zasi bulunan bıldirı özetle şöyledır:
"ABD Bü>ükelçisi Komer'in CIA ajan-
bğı görevinde bulunduğu ve \ iemam'da
vatanını emperyalistkre karşı savunan
haJkın yokedilmesi amacındaki birörgü-
tü y öncttiği yolunda. tekzip edilmemiş ya-
yınlar üzerine, büvükelçinin Türkiye'ye
atandığı günden ben olağan bir tepki gös-
teren y urtsever Türk gençliği. üniversite
idarecileri taraftndan > önetmeliklere, ka-
nunlara ve nornıal manrık ve sağduvu
kurallanna ay kın olarak v ahinı sonuçlar
doğurabilecek ulaylann içine itilmiş ve
Türk kamuoyunda bu gençlerin suçlan-
malanna vol açılmışhr. Sınav lann haşla-
yacağı bir sırada, tutuklannıış olnıa yü-
zünden esasen büyük sıkıntılara kada-
uan öğrendierin.tutuklananlan ıııalıkı-
melerin sorumluluğu ve teminah allına
almış olan Anavasamn 30. maddesine
rağmen. bir de Anayasanın 14. maddesi-
ne açıkça av kın olarak cezaevinde öldü-
resivc dövülmeleri. hukuk duygumuzu
ve hukuk dev letine olan inancı derinden
yaralanıışür. Adaletfikrincbüyük biriç-
tenlikle bağlı ve saygılı olan bizlcr. bu öğ-
rencilere karşı takınılan hukukdışı tavır-
lann derhal düzeltilmesini bekkr. adale-
tin gerçekJeşmvsi için gerekli işlemlerin
bir an önce tamamlanacağına inandığı-
mızı Türk kamuoy una duyururuz."
Öğrencıler. tutuklanan 14 genç ıçın
yardım kampanyası açar. Toplanan para.
28 Ocak 1969 Salı günü götürülerek ce-
zacv inde tutuklu bulunan arkadaşlanna
verilir. Komer'ın otomobilini yaktıklan
gerekçesiyle TCK'nın 128 2. maddesi-
ne göre haklannda dav^a açılarak tutuk-
lanan öğrencıler. 12 Mart Çar>amba gü-
nü. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkeme-
sı'ndeyapılanduru^malansonundatah-
lıye edılir. 'Komerzedeler'in tahliyesi.
ODTÜ'de şenliklerle kutlanır. Öğrenci-
ler. bu arada arkadaşlanmn tahliyesi şe-
refıne ünıversıtedekı Koç Yurduna. Is-
tanbul'daki Kanlı Pazar olayian şehidi
.AüTurgut Avtaç'ın adını vermeyi de ka-
rarlaştınr. Komerzedelerin tahlıyesiyle
ılgılı olarak öğrenciler şenlik düzenler.
Öğrenciler, gece üniversite ve yurtlann
bahçelennde ateş yakarak etrafında eğ-
lenir Şenlık. 13 Mart Perşembe günü de
devam eder. Üniversite içinde bir
yürüyüş yapan öğrencıler. daha sonra
Komer'in arabasının yakıldığı yer olan
rektörlüğün önünde davul zurna çal-
dırarak ovun oynarlar.
Sürecek
TIRNOKTASIIOKAL ÇALIŞLAR
Şehir dışında ve sürekli hareket ha-
linde olduğum için, Milli Güvenlik Ku-
rulu'nda "Susurluk" konusunun ilk kez
• ele alınmasının önemini vurgulama
' olanağı bulamadım. ilk kez dıyorum,
" çünkü şimdiye kadarki MGK toplantı-
' ları sonrası Susurluk konusunda bir
açıklama yaptlmamıştı. Hatta Başba-
kan Mesırt Yılmaz, Susurluk Komis-
' yonu Başkanı Mehmet Elkatmış'ın
bir sorusuna verdiği cevapta, bu ko-
nunun MGK'nın gündeminde hıç yer
'. aimadığını belirtmiştı.
Susurlukun MGK'de nasıl ele alın-
. dığı da doğrusu merak konusu. Baş-
:
.bakan Yardımcısı Bülent Ecevit. ko-
^.. Ruyu Başbakan Mesut Yılmazın gün-
.deme getırdiğını belirtti. Benzer bir
.-.^çıklamayı da Mesut Yılmaz yaptı.
~rı Başbakan Mesut Yılmaz, yine MGK
Joplantısının ardından, halen Jandar-
ma'da görevli Cengiz Ersever'ın or-
•:,fliuyla ilışiğinin kesildiğinin, kendisine
' •..Genelkurmay Başkanı Karadayı tara-
,,fından bıldirildiğıni belirtti.
Susurluk'un MGK'nin gündemine
Susurluk MGK'de" Ne Anlama Geliyor?
girmemesi, zaten herkesin dikkatini
çekiyordu. Güvenlikle ilgili üst düzey
bütün yonetıciler MGK içındeydi, ora-
da yapılacak bir ışbirlıği ve değerlen-
dirme bir başlangıç sayılabilirdi. Ne
hikmetse, 3 Kasım 1996 tarihinden
Mayıs 1998 sonuna kadar 1.5 yıldan
fazla bir süre Susurluk, MGK'nin ilgi-
sinı çekmemiştı. 0 zaman ak/llara şu
soru gelebılirdı: Devletin üst duzey so-
rumlulan devlet ıçindekı çeteleşmeyi
acaba önemsemiyorlar mıydı?
Şimdi yenı bir durumla karşı karşı-
yayız. Akın Birdal suikastı sonrası gü-
venlik guçlerı, sanınm hükümetin de
gayretiyleönemli birneticealdılar. Su-
ikastı bir ölçüde aydınlattılar. Hâlâ dev-
let içinde bu tür faaliyetlere girişenle-
rin variığı bir kez daha kanıtlandı. Da-
ha da önemlısı, Yeşil'le ilgili ortaya çı-
kan tablo.
Mesut Yılmaz, "Diğer kamu kuru-
luşlan da yardımcı olursa Yeşil'iyaka-
layabiliriz"öed\. Içişleri Bakanı Başes-
gioğlu da benzer bir açıklama yaptı.
Bu açıklamalardan anlaşılıyor ki hükü-
met, sorunun çozümü için. yetennce
destek bulamadığından yakınıyor. Ka-
mu kuruluşlarının ve toplumun deste-
ğini istiyor. Kamu kuruluşlarının bJ so-
runun çözümüne yeterince destek
vermediğinın hükümet tarafından ima
edilmesi dikkat çekicı. Belkı de
MGK'deki kararın bu açıdan onemli
olduğu söylenebilir. Çünkü orada as-
ker ve sıvil üst düzey yöneticıleryer alı-
yor. Onlar, bu işin üstüne gidılmelıdir,
diye karar veriyorlar. Geç bir karar ol-
duğu doğru. Geç de olsa böyle bir it-
tifakın oluşması, yeni gelişmelere ka-
pı açabilir.
•••
Yeşil'in geçmişte, devlet içindekı çe-
teleşmede aktif bir rol oynadığı, Gü-
neydoğu'da, ömeğin Tunceli'de CHP
Genel Sekreter Yardımcısı Sinan Yer-
likaya'yıtehditettiğibilinenbirgerçek.
Yeriikaya, Yeşil'in Tunceli'nin bir ilçe-
sınde emnıyet amiri kottuğunda ken-
disıni öldüreceğini söylediğıni açıkla-
mıştı. Yeşıl, hangi güce dayanarak, o
koltuğa oturabilmişti? Kimse bu soru-
nun üzerine gıtmedi. Belki MGK'deki
bu göruşmeden sonra bu noktada ay-
dınlanabıliriz.
Dunku gazetelerde, Yeşii'in çeşitli
tarıhlerde telefonla hangi kişi ve kuru-
luşlaıia konuştuğunun listesi yer aldı.
Bu lıstede çok sayıda üst düzey gü-
venlik kurumlarının yanı sıra Antalya il
Jandarma Komutanlığı, Iğdır Emniyet
Müdürlüğü, OHAL Bölge Valiliği, MİT
Müsteşarlığı, DYP ve ANAP Bingöl ıl
başkanlıkları, RP Ankara l\ Başkanlığı,
Jandarma Asayiş Komutanlığı yer alı-
yor. Liste uzun, bunların hepsi telefon
kayıtlarından saptanıyor.
Yeşil'in defalarca tehdit ettiği CHP
yöneticisi Yerlikaya ise Yeşil'in oldürü-
lebileceğine veya yurtdışına kaçınlabi-
leceğine dikkat çekiyor. Bütün bu
manzara, devlet içindeki çeteteşmenin
hâlâ çok ciddi boyutlarda olduğunu
gözler önüne seriyor. Eğer bugün Ye-
şıl hâlâ yakalanamıyorsa, onu koru-
yan bazı güçlerin sayesindedir. Gü-
venlik güçlerinin en etkin olduğu bir
dönemdeyiz. Böyle bir dönemde, adı
sanı, ilişkileri belli bir kişi. suikastlar
planlayıp ülkenin başkentinde cirit ata-
biliyorsa. durumun hâlâ vahim olduğu
ortaya çıkıyor.
Güvenlik güçlerı Birdal sanıklannı
yakalayarak önemli bir kapıyı araladı-
lar. Şimdi Susurluk'un derınlerine ine-
bilmek için koşullar daha elverişli. Mil-
li Güvenlik Kurulu'nda bu konunun ar-
tık ele alınacak bir noktaya gelmesi de
yenı birgelişmenin işareti. Devletin si-
vıl ve askergüçleri. bakarsınız birlıkte
hareket ederek sorunun çözümüne
yonelık adımlar atabılirler. Yüzüme,
inanmaz gözlerle baktığınızı görür gibi
oluyorum. En azından bız böyle ol-
masını dilıyoruz.
ATAOLBEHRAMOĞLU
Gerçeklik Duygusunun
Kaybolması
Sankı bir film izlıyoruz. Akın Birdal'ın ölümle sa-
vaşımınıTVkanallanndabirfılmdegibı izledik... Su-
ıkastçılar umulmadık bıçimde yakalandılar. Sonra
onları ızlemeye başladık. Adamlar, soğukkanhlıkla bi-
le değil, vurdumduymazlıkla, sankı Akın Birdal'a ateş
edenler kendilerı değıl de başkalanymış gıbi. olay ye-
rınde suikastı anlatıyorlar... Pişmanlık yok, telaş ya
da uzuntü yok. herhangı bir duygu yok... Buna sı-
nema demek bile güç... Ruhsuz. cansız bir oyun
mekanik biçımde kurgulanmış, ızleyicılerle alay edi-
lircesıne oynanıyor... Son zamanlann moda sözcü-
ğüyle "sanal" bir şey bu. hakikat değil... Oysa söz
konusu olan, hayatımız, hayatlarımız...
• • •
Başbakan bir TV programında açıklamada bulu-
nuyor. Akın Birdal'ın vurulması emrinı bızzat "Ve-
ş//"in verdiğini bildirıyor... "Veş/nnyerı bilinmekteve
yakalanması ıçın çalışmalar sünmekteymiş. Ama ve-
receği onemli bılgiler nedeniyle bu kişinin sağ ele ge-
çirilmesı çok onemliymiş... Başbakan bu açıklama-
ları neden resmi bir bıldırım olarak değil de bir TV
programı aracıltğıyla yapıyor? Çünku o da sanki bu
filmin bir parçası... Filmde kendisine bu rol verilmiş,
onu oynuyor... Sankı "sanal" bir başbakan...
• • •
Ertesı gun gazetelerde suikast emnni çek-senet
tahsilatçısı. MÎT ajanı olduğu ıleri sürülen Semih Tu-
fan Güraltay adlı bınnın verdiğini okuyoruz... Bılgı-
lerden hangısı doğru? Ya da doğruyu nereden, kım-
den, nasıl oğreneceğız? Başbakan önce. suikastın
bir iç hesaplaşma olduğunu ılerı sürmüştü... Sanık-
lar ele geçirıldikten sonra, bunun onları yanıltmaya
yönelik bir aldatmaca olduğunu ımaetti... Bir an, bu
son söyledığinın gerçeklığıne ınansak bıle, dünya-
da, bir başka ulkede, boyle bir şeyin örneği var mı-
dır? Bir başbakan böyle bir "oyun "da bu kadar kü-
çük bir "rol" ustlenebilir mi? Yine gazeteterden oku-
yoruz: "Yılmaz MGK'de konunun gündeme geldi-
ğinı ve üzerine gidilmesi karannı çıkarttıklannı be-
lirtti... " Demek kı konu MGK'de gündeme gelmese
ve üzerine gidilme kararı çıkmasa, üzerine gidile-
meyecek... O zaman. "tetikçı" denilen kışilerin ruh-
suzluğu, pervasızlığı, vurdumduymazlığı anlaşılıyor...
Onlar "film"\n ve "ro/"lerinın farkındalar... Alay edi-
lenler ıse bız "iz!eyıci"\er\z.. Oysa söz konusu olan,
"sanal" bir şey değil, hayatımız. hayatlarımız...
• • •
Akın Birdal suikastının perde arkası aydınlatılacak
mı? "Tetikçı"denilen katillerışledıkleri suça Ceza Ya-
sası'nın ongördüğü cezaya çarptınlıp bu cezayı çe-
kecekler mi? "Yeşil" kod adlı kişi yakaianıp yargıç
onune çıkarılacak mı? Çek-şenet tahsilatçısı Güral-
tay ele geçırılebılecek mı? Ülkucü - tarikat - mafya
- MİT - JİTEM vb. vb. vb.. bağlantıları ve bütün bun-
ların devletle, kara parayla, uyuşturucu tıcaretiyle.
"Susurluk"Xar\ bu yana ortaya dökülen binbir pislik-
le iiışkısi aydınlatılıp üzerine gıdılebılecek mi?.. Bu-
gur, Türkiye'de hıç kimsenin bu sorulara olumlu an-
lamda mandıncı bir yanıt verebileceğıni sanmıyo-
rum... Çünkü "gerçeklik" duygusu bu toplumdan
gıttikçe uzaklaşıyor.. .Çünkü sadecebunlar değil, fa-
kat bunlann sonucunda her şey, günlük yaşamlan-
mız, tum insanca ilişkılerimiz de içinde olmak üzere
her şey, ruhsuz ve mekanik bıçimde kurgulanmış bir
film ya da oyunda gibi silikleşiyor, sanallaşıyor, ger-
çek olma özelliğini yitiriyor...
•••
Oysa söz konusu olan, hayatımız, hayatlarımız...
Bunun da ötesinde. ülkemizin hayatı... Eğertoplu-
ma gerçeklik duygusu yeniden kazandırılamazsa,
tek tek her bireyde ve toplumun bütününde gerçek-
lik duygusu, insanca değeriere olan inanç, güven
canlandırılıp güçlendirılemezse, Türkiye Çumhuri-
yeti'nın bir "mafya cumhuriyeti"r\e dönüştüğü ger-
çeğini er geç kabul etmek zorunda kalacağız
demektır...
Metin Göktepe'nin
mezanna sahhn
Gözaltında dövülerek öldürülen gazeteei Metin
Göktepe'nin Esenler'dekî mezan önceki akşam
kimliği henüz bdirsiz kişilerce tahrip edikli.
Saldırganlar, Göktepe için dikilen anıtın üzerine
tehdit ve küfîir yazılı kâğıdar bıraktı. Göktepe'nin
Abşalanı Kemer Mezarlığı'ndaki mezanna
Göktepe'nin arudnı yıkan, mezar taşıru parçalayan.
kabrindeki çicekieri >olan ve ailesi taraftndan dikilen
çam ağacını yıkan saldırganlar, me/arın üstüne
"Mezan Pazar gününe kadar kaldırmazsanız. biz
kaldıracağız. Sana öbür tarafta da rahat yok. Sıra
senin gibi olanlara da gelecek*' sözlerinin yer aldığı
İMUK imzalı küfîir ve tehdit dohı 5 a>ti kâğıt parçası
bırakü. Mezarük bekçisi İlhan Sezgin, Kemer
Mezarlığfnı en son önceki akşam saat 20.00'de
konrrol ettiğini belirtirken, güvenlik güçleri anıtta
inceleme yaparak parmak izi aldı. Saldınnın
duyulmasının ardından mezarlığa gelen Göktepe'nin
kardeşleri gözyaşlanna boğuldu. EMEP Genel
Başkan Yardımcısı Muhammed Uludağ. Göktepe'nin
mezan önünde bugün saat 12.00'de kitlesel bir
açıklama yapılacağını söyledi. TGC Genel Sekreteri
Turgay Olcayto da yaptığt açıklamada, çirldn saldınyı
kınadıklannı belirterek, "Emeğinden başka seneti
olmayan aydınlık. özgür düşünceli insanlann bırakın
dirisini. ölüsünü bile koruvamıvorsak, bu üikede
hukukun üsrünlüğünden. demokrasidcn nasıl söz
edeceğiz* dedi. (Fotograf: ALPER TURGUT)