Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 MAYIS 1998 PAZAR
8 PAZAR YAZILARI
Ozgürlüğü bilmeyen
Tunuslu bülbülTunuslu bülbülü görmeliydiniz.
Bir keyif. bır keyif. Kentin
merkezindeki kalenin içinde yer
alan kahvede nargile içenlere,
deniz kenannda güneşlenenlere,
kenarda köşede öpüşenlere bir
güzel eşlik etti ki. sormayın
gitsin.Güneş ısıtıyordu. Setler
üzerine serilen kilimler üstüne
atılan yastıklara gölgede
yayılanlar, elma kabuğuyla
kokulandınlmış nargilelerini
fokurdatırken bülbül, fokurtuyu
bozan, oysa kendince fokurtuyu
düzelten; giderek yadsıyan
sesler çıkardı. Kumsalda
güneşlenenler önce pek
anlamadılar bülbülün demek
istediklerini. Sonra sessizlikte
aradılar bülbül sesini. Tunus'un
Rivierası olarak bılinen
Hammamet'te sıcak bir gün.
Tunus'un küzeydoğusunda yer
alan ve Tunus kentinden elli
kilometre uzakta olan,
Arapçada adı Hamamlar
anlamına gelen Hamroamet'in
kumlu plajlannda turistler
kendilerini güneşe sermış. On
Üçüncü Yüzyılda yapıldığı
söylenilen kalenin taşlan
arasında çocuklar akrep
avlayarak eğleniyor. Medine
denilen eski kasabanın dar
sokaklan sessiz ve çok sakin.
Tunuslu bülbüle rastlamadan
önce Ticaret Meydanı'ndaki
Lella Fatma adlı lokantanın
balkonunda balık yiyorduk.
Şarap da balığa eşlik etti.
Garsonumuz cin bakışlı Karim,
güzel bir Tunus salatası
yaptırmış, ısrarla tatmamızı
önerdi. Bir ara, sol kulağımda
boğuk bir sesin genizden
fırlayan sözcüklerle Arapça bir
şiir okuduğunu
duyumsayıverdim. Aşevinin
şirin şefi Tahri Ahmed'in
TUNUS
ÜSTÜN
AKMEN
sesiydı bu. Gözlerini kısmış,
elleri bir metronom ritizliğinde.
sanki ritim tutuyordu. Şiiri
bitirdikten sonra "Nâzun
Hikmct bu" dedi, "sizin
şairiniz" diye de ekledi. ~Hangi
şiirini okuduıT dedik, yanıtladı.
"Dagıldı birdenbire / alnına
düşen saçlar. / Birdenbire
toprakta bir şeyler kunıldadı. /
Bir şeyler konuşuyor /
karanlıkta agaçlar" Yani.
okunan şiirin bu şiir olduğunu
algıladık. Öğle yemeğinden
sonra Tunuslu kuşun olduğu
kahvehaneye geldik. Önce,
kafesinin çok ilginç olduğunu
gözlemledim. Kocaman bir
kafesti ve de tam dört kubbesi
vardı. Kafesin tellerine bir
marul yaprağı, bir de beyaz
kâğıt parçası sıkıştırılmıştı.
Kabında yem, sulağında su
vardı. İçi su dolu bir kahve
fincanı. sanınm kuşun
yıkanabilmesi için kafesin iç
yüzüne tutturulmuştu. Tüm
bunlann hangi amaçla
kullanıldıği ve kullanılacağı
belli belirgindi de, beyaz kâgıt
parçasının işlevini
anlayamadım. Ozgürlüğü mü
simgeliyordu ne! Adamın biri,
denizi ve uçsuz bucaksizlığı
izlerken bülbül cikcikledi.
Kanat dahi çırpmadı. Alışkın
bir sıçrayışla bir başka tüneğe
sıçradı. Başını sağa sola
oynatarak mutlu görünmeyi
betimledi. İki cik cik daha.
Fırladı.. kubbelerden birinin
içinde uzanan ince sopaya
tutundu. Oradan aşağı baktı,
kendini çok yukanlarda, ama
çok çok yukanlarda sandı.
Tunuslu bülbül kafes dışındaki
avcı kurşunlannı, kedi
pençelerini, satıci tuzaklannı
bilmiyordu. Bilmediği için
korkuyu da bilmez sandim. Tam
kafesin bulunduğum tarafına
geldiğinde. sağ elimin işaret
parmağını tellerin üzerinde
şöyle bir dolaştırdım. Sen misin
yapan! Gitti kafesin öteki
kenanna sanki yapıştı. Korkuyu
tanıyordu.
Tunuslu bülbül az sonra tekrar
eski yerine geldi. Uzun uzun
öttü. Eminim bu bir meydan
okuma değildi. Belki de belli
belirsiz bir dostluk çağnsıydı.
Bilemem, çünkü anlamadım.
Ama bu kez de "ekmek ekJen su
gölden" yaşayan bir yaratığın
yemini, suyunu hatta
"banyo"
>
sunu alsalar acaba
"yağdanhk" olur, insana
yaltaklanır mı diye düşündüm.
Pek uzun cikcikledi. gitti
salıncağında sallandı. Tunusiu
"bedavaa" bülbülü bir kez daha
korkutmak istediğimde bu kez
beni ciddiye almadı. Gene kanat
dahi çırpmadan (çünkü kanat
çırpılacak uzaklık yoktu)
kubbelerden birinin içine
sıçradı. Hafif "müsteha"
gülümsedi gibi geldi bana.
Kafasını boynunun içine çekip
silkeledi. Kaşınır gibi yaptı.
Alay ediyordu. Tunuslu bülbül,
ozgürlüğü tanımamış olmanın
hüznünü benden saklamak için
olağanüstü çaba gösteriyordu.
Onu sahibine falan danışmadan
salıvermeyi düşündüm.
tçimdeki öteki "ben":
"Boşveeer" dedi. "Senin
hüznün sana veter."
' R a v a ı i H V I V Ckçenj-azdanberiekonomikbunalımlaboğuşanveumut-
U d
;
< u l
* ! » " • | a n n ı
JMF'ye (l luslararası Para Fonu) bağlayan Tay-
land'da "Bayan IMF" secimleri yapıldı. Onceki gün başkent Bangkok'ta düzenle-
nen"Bayan Jumbo" yanşmasının IMF (I'm the fattest - En şişman benim) bölü-
münü 180 kikogram ağırlığındaki Marisa Roongoreung kazandı. Çok Ugj çeken ya-
nşrna. Bangkok Hayvanat Banctsi'nin fıller böiümünde yapıldı. (Fotoğraf-REUTERS)
Uçak yolculuğunun postmodern darbesiYanılmıyorsam Yahya KemaL
Ankara'nın en çok fstanbul'a
dönüşünü seyermiş. Benim de .-^
Washington'da en sevdiğim şey ^ •;• *•>
oradan aynlıp geziye çıkmakhr. ty .
güçten zaman ayınp buranın
nimetlerinden yeterince
yararlanamadığımdan olsa gerek.
Kaçıp kafa dinlemeyi de özlüyor
olmalıytm ki uçakta geçen süreyi bile
bunun parçası olarak görürüm.
K.entın neredeyse göbeğine kurulmuş,
yeni adıyla RonaM Reagan,
Washington L'lusal Havaalanı her
kalkışta pilotlara zorlu bir sınav
verdirtir. Havalanır havalanmaz burnu
dikmek. birkaç saniye sonra da
Georgetoun adlı mahallenin
kalantorlanna şikâyet fırsatı
tanımamak için sola ani dümen
kırmak gerekmektedir. Bu kritik
dakikalarda iki pilot koca uçağın
kumanda çubuğuna kağnı
çekiyorlarmışcasına asılırlar.
Perdenin gerisindeyse biz 'sayın
.n^yolcular" bütün bunlardan bihaber,
T' Amerika'nmen Avrupa görünümlü
metrepolünün bol yeşil beneklli
portresinin giderek ufalıp
maketleşmesini seyretmekteyiz.
Birdenbire minik pencerelere hallaç
pamuğu gibi fırlatılan bulutlar ve
ardından masmavi temız hava.
Clinton, Monica'ya ne yapmış?
Arafat'm Washington gezisi ne
olmuş? Bütün bunlar geride kalır,
uçak yolculuğunun o garip, yalıtılmış
dünyası postmodern bir darbeyle
üzerinizde egemenliğini kurar.
Yerküreden kopuk. bir çeşit zaman
tüneline buyur edilirsiniz.
Çoğu insan uçakta sıkılır. Dedim ya,
bense severim. (iki azametli göbek
arasvnda kalvrsam o zaman başka.) Bir
yere çöküp saatlerce dalıp gidebilme
şansıdır bu. Ister düşünür, ister kitap
VVASHINCTON
AZİZ
GÖKDEMİR
okur. ister kulaklanmıza yapışan
süngerleraracılığıyla Bach'ın Italyan
Konçertosu'nu dinlersiniz. böyle ağır
aksak zevklere karşı taarruza geçmiş
modernliğe inat. Uçak yemeklerini de
seviyorum ben. Güleryüzlü insanlann
dağıttığı mınik tepsilerde ıninik
tabaklara konmuş minik paketleri açtp
minik porsiyonlan yiyorsunuz
sincaplar gibi pür dikkat, döküp
saçmamak için her an tetikte. Fındık-
fıstık. yemek. tatlı. içecekler. derken
uyku, kahvaltı ve bir de bakarsınız,
"Kemerlerinizi bağlayınız sayın
yokruiar. inişe geçiyonız."Uçmaktan
pek korkmamakla birlikte uçak
kazalannın çoğunlukla iniş ve
kalkışlar sırasında meydana geldiğmi
duymuşsanız içinize turist keyfıni ya
da sevdiklerinize kavuşma heyecanını
silkeleyen bir tatsızlık çöker. "Geride
kalanlar" diye düşünmeye başlarsınız.
Yalnızca eş-dost kalmıyor ki: acaba
evi ne durumda bıraktınız?
Çamaşınnız kirliyken araba kazasında
acile götürülmek endişesinden öte bir
şeydirbu. Hangi yazılannız.
öyküleriniz. romanlarınız yanm
kaldı? Notlannız ne durumda?
Bunları düşünürken uçak konuverir.
Boşuna önünüzdeki günlere neler
sığdırabileceğınizin hesaplanna
girişmcyin. Olaylar kendi bildiklerine
görc sizi yönlendirecek; ne kadar
uzun süreli kalırsanız kalın, sonunda
yine bir şeylerin yanm bırakıldığı
duygusuyla bir sabahın körü uçağa
bineceksiniz yine. Doğup büyüdüğü
Türkiye'ye bir türlü alışamayan.
gittiği yerleri de tam kabullenemeyen
benim gibiler için bu dûyfu, %«-%•- -
Washington-lstanbul hâttında öaibrr
yoğunluk kazanıyor. *^\
Kemerleri bağladığınızda bir kez daha
saatler sürecek bir vakum sizi içine
çeker. Yazı yazma heveslileri için
paha biçilmez bir yalnızlık ödülüdür
bu. Süre önce az gözükebilir. ama
unutmayalım. Ray Bradbury günler.
aylar boyu kafasında kurar kurar,
sonra oturup dokuz günde bir roman
yazarmış. (Kimdi bakayım o arkadan,
"Okuvunca belli oiuyor zaten" diyen
densiz?) Yazıp bitirmek başlı başına
bir mesele de siz bir çiziktirmeye
başlayın hele. Hem bu huzur başka
zaman kolay kolay ele geçmez. Tabii
sol kulağınızm dibinden "Yolculıık
nereye kurban" diyen bir hemşehri
kancayı atarsa onu bilmem.
Beyaz adam
çıldırmış olmalı"Tannlar Çıldırmış Olmalı"
filminde gökten düşen Coca
Cola şişesi yüzünden yaşamı
altüst olan Afrikalı olarak
tanıdık onu. Konuşurken
çıkardığı "'klik-klik" seslerine
güldük. Ne bu kara kuru
Afrikalı ne de konuştuğu dil
gerçekti bizim için.
Hollywood'ün hayal gücünden
çıkma bir kahraman olarak
popüler kültür arşivine çoktan
hapsetmiştik onu.
Kısa bir süre önce Güney
Afrika'da araştırma yapan
Kanadalı bir dil uzmanının.
linguistlerin ölü kabul ettiği
Kabe dilini konuşan %
yaşında bir kadınla
karşılaşmasıyla fimdeki kara
kuru Afrikalın\n öyküsü
yeniden hatırlandı. Kabe,
bundan 25 bin yıl önce
Kalahari San kabilesi
tarafindan konuşulan, ancak
yiyecek azlığı, kuraklık ve
beyazlann Afrika'yı
sömürgeleştirmesi sonucu San
ailelerinin birbirinden uzaklara
göç etmesiyle yok olan eski
Afrikadili.
San, ya da beyazlann onlara
taktığı adla Bushman halkı. on
ailelik gruplar
halinde göçebe
bir yaşam sürdü
Kadınlar. ot ve
meyve topladı.
erkekler avlandı
Bazen
mağaralarda'
bazen sazdan
kulübelerde
yaşadılar. Hayvan derileriyle
örtündüler. Yaşadıklan
yerlerdeki kayalan resimlerle
süslediler. Aralannda kan bağı
olmasına karşın her grup kendi
liderini izledi. Sosyal sınıf
nedir bilmeden eşit yaşadılar.
Çevrelerindeki her şey doğaya
aitti. Kendileri bile. Mal ve
zenginlik kavramlan yoktu.
Beyazlar Afrika'ya
yerleşmeye başlayınca
yaşadıklan topraklar
ellerinden alındı. Beyazlann
çiftliklerinde çalışmaya
başladılar. Tam o sıralarda.
'yaşlı bir Bushman bir
kehanette bulundu: Kalahari
Böshtnan hatki ve yitilçOftletf*
-Kabe. denizier ötesi bh~
r
-••"• -1"'
ülkeden gelen bir yabancı
tarafindan kurtanlacaktı.
Gariptir. ama kehanet doğru
çıktı. Yok oluşa on kala.
Kanadalı bir bilim adamı Kabe
dilini konuşan son on
Bushman'ı Güney Afrika'nin
dört bir yanında aradı ve
buldu. Kuzey Cape Bölgesi
yerel hükümeti, Kabe dilinin
bölgenin resmi dilleri arasında
sayılacağını ve okullarda
öğretilmeye başlanacağını
duyurdu. 11 Şubat Ulusal
Bushman Günü ilan edildi.
Bushman topraklan üzerinde
bugün bir milli park kurulu.
Ancak devlet, parkın 10 km. '
dışında bir Bushman köyü ]
kurdu ve onlara parkın içinde
istedikleri gibi dolaşma izni
verdi. Görünürde öykümuz
mutlu sonla bitiyor. Bushman
halkı için her şeyin bittigi an .
mutlu olmaktan çok uzak
ashnda. 1928-1937 yıllan
arasında Bushman halkına
av lanmak yasaklanmış, sazdan
evleri yakılmış ve çevre
çiftliklerde yaşayan beyaz
Hıristiyanlan Bushman dini ;
törenleri ve dualanndan
rahatsız olmalan üzerine
sonunda yurtlanndan
kovulmuşlar. Avlanma.
Bushman yaşam tarzının onda
dokuzunu oluşturmuş.
Dünyanm en iyi iz süren halkı,
ağaç köklerinden elde ettikleri
zehirle hazırladıklan okla
peşine düştükleri hayvanı önce
uyuştururlar, sonra baygın ve -
hay\anın yanında diz çökerek
J
onu neden öldürmek zorunda
olduklannı anlatıp özür diler,
ruhuna dua ederlermiş.
Avlanan hayvanın yenebileceki
her yeri tüketilmeden ikinci bir
hayvan öldürülmezmiş.
Yurtlanndan edilen Bushman
halkı.
JOHANNESBURC
nAYSU
ÖNEN
beyazlann
tüketim-
ziyan-sahip
olma üzerine
kurulmuş ^
düzeninden .
geleneklerini,
_ ^ _ ^ _ ^ ^ _ _ _ dillerini ve
sonunda
birbirlerini kaybetmişler. ,
Kalahari'nin ertesi güne sağ •
çıkma felsefesi, çağdaş
dünyanın mal sahibi olma,
gelecek için biriktirme
sistemiyle çatışmış. Kendisi
için çalışmayı bilmeyen
Bushman, beyazlar için
çalışmak zorunda kalmış.
Dünyalannı değiştiren bir
Coca Cola şişesinden daha
büyük de olsa Bushmanler'in
tannlannı suçladiklannı hiç
sanmıyorum. Akıllanndan
geçse geçse
u
Beyaz adam
çıldırmış olmalı" düşüncesi
geçiyordur bana kalırsa.
Bushman kabilesine
•-•> -"ytattannda yaşama hakkımrn
^ geri vef§£nesi,'eski , V f
geleneklerin ve yaşam
tarzının yenilenmesinden çok
turistler için fotoğraf
fırsatına dönüşebilir. Bu işe
şaşmamak gerek.
Hollywood'da da gerçek
dünyada da kara kuru
Afrikalf nın öyküsünü beyaz
adam yazıyor. En azindan
yılda bir gün. 11 şubat günü,
Afrika'nin bütün
Bushmanler'i ay yükselirken
ateşin etrafında toplanacaklar
ve Kei-in dansını edecekler,
Kabe dilinde tannlara
yakaracaklar: "Beyazlar
çıldırmış olmalı!"
TÜRKİYE CUMHURÎYET MERKEZ BANKASI'NA
ARAŞTIRMACIALINACAKTIR
Türkiye Cumhunyet Merkez Bankası, Idarc Merkezi Araştırma Genel Müdürlü-
ğü'nde çahştınlmak üzere. sınavla araştırmacı ahnacaktır.
1- ADAYLARDA ARANACAK ŞARTLAR
a) Türkiye'de ya da yabancı ülkelerde en az 4 yıllık lisans öğrenimi veren yükse-
köğrenim kurumlannın tktisat, Işletme veya Maliye bölümlerinden mezun olmak.
(Aynı konularda master veya doktora öğrenimi yapmış olmak tercih nedenidir.) Son
sınıf öğrencileri de bu durumlannı ilgili öğrenim kurumlarından alacaklan belge ile
kanıtlamak koşuluyla sınava katılabilirler. Ancak sınavda başanlı olanlann 31 Tem-
muz 1998 akşamına kadar bıtirme belgelerini getirmeleri gerekmektedir. Bu tarih-
ten sonra verilecek bitirme belgeleri dıkkate ahnmayacaktır.
b) Bir yabancı dili (Ingilizce, Fransızca ve Almanca) iyi derecede bilmek.
c) Son başvuru tarihi olan 29 Mayıs 1998 tarihi iribanyla 30 yaşmdan büyük ol-
mamak.
d) Türkiye Cumhunyet Merkez Bankası Memurlan Yönetmehği'nin 2. madde-
sinde belirtilen diğer koşullan haiz bulunmak.
2- SINAVTAR
a) Yabana Dil, Gend Yetenek, Genel tktisat ve Işletme Mestek Bilgjsi Smavlan
- Yabancı dil sınavı (Ingilizce, Fransızca veya Almanca dillerinden birinden),
- Genel Yetenek,
- Genel tktisat ve Işletme Meslek Bilgisi smavlan (lktisat ve Işletme alanlan için
ayn soru verilecektir).
12 Temmuz 1998 tarihinde Ankara'da Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi
(ÖSYM) tarafindan yapılacaktır. Anılan smavlardan 100 puan üzerinden yabancı
dilden 70 puan. diğerlerinden en az 60 puan almak şarttır. Ancak belirtilen baraj
puanlannı aşmakla beraber ağırhklı olarak saptanan genel yetenek ve mesleki alan
notu ortalaması en yüksek olan adaylardan başlayarak lktisat alanını seçen ilk 50
aday ıle Işletme alanını seçen ilk 50 aday (50. kişilerle aynı puanlan alan adaylar da
dahil) Araştırmacı Bilim Sınavı'na çağınlır.
b) Araştırmacı BiBm Sınavı
Araştırmacı Bilim Smavlan. 08-09 Ağustos 1998 tarihlerinde Ankara'da tktisat
(Makro-Mikro) Ve Iktisatta Niceliksel Yöntemler (Matematik-Ekonometri) konula-
nndan yapılacaktır.
Bu sınavlarda başanlı sayılabilmek için her konudan 100 puan üzerinden en az
60 puan almak gereklidir.
c) Mülakat
Bilim sınavmda başanlı olanlar aynca mülakata tabi tutulacaklardır.
Yapılacak sınavlann yeri ve sonuçlan her aşamada başanlı olan adaylara yazılı
olarak bildirilecektir.
3-BİLGİ ALMA VT BAŞVURU
Bilgi almak isteyenler Ankara'da TC Merkez Bankası. tdare Merkezi, tnsan Kay-
naklan Genel Müdürlüğü'ne şahsen başvurabilirler.
\da> Olmak İsteyenler
a) İnsan Kaynaklan Genel Müdürlüğü'nden alacaklan "Görev tsteme Formu"nu,
b) Öğrenim belgesinin noterden tasdikli suretini (son sınıf öğrencileri ilgili öğre-
nim kurumlanndan alacaklan, durumlannı gösterir belgeyi).
c) Nüfus Hüviyet Cüzdam'nm noterden tasdikli suretini,
d) 4.5x6 cm boyutunda iki fotoğrafı. hangi yabancı dil ile lktisat veya tşletme
alanlanndan hangisinden sınava gireceklerini belirtir bir dilekçeye ekleyerek. en
gsç 29 Ma\ıs 1998 Cuma günü akşamına kadar İnsan Kaynaklan Genel Müdürlü-
ğü'ne >ahsen \ereceklerdir. Posta ile yapılacak başvurular kabul edilmez.
Basın: 13671
GAZİOSMANPAŞA KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
Sayı: 1997/60
Davacı Maliye Hazinesi tarafindan davalılar Gaziosmanpa-
şa Belediye Başkanlığı vs. aleyhlerine açılan tapu iptali ve ma-
lik hanesinin doldurulması davasında: Gaziosmanpaşa, Sangöl
Mah. E: 540 ada. 7 parsot. V: 553 ada, 1. 2. 3. 4. 5 parsel sayı-
lı gayrimenkullerin malik hancsi kadastro tesbiti sırasında ay-
nı yere hem Maliye Hazinesi. hem de Hasan Tahsin Külür ve
Saİiha Külür'e aıt tapuları bulunması nedeni ile. mülkiyetin ki-
me ait olduğunun mahkemece tespit edilinccyc kadar malik ha-
nesi boş bırakılmıştır. Ancak Kadastroca malik hanesi bo$ bı-
rakılan bu taşınmaz bilahare Gaziosmanpaşa Belediyesi'nin
Encümen kararı ile Belediye adına \e onun satışından da diğer
davalılara tescil edildiğinden gayrimenkulün tapu kaydinın ip-
tali malik hanesinin tescili için dava açılmış olup, Gazioman-
paşa. Bağlarbaşı Mah. Keçe Yolu Sk. bila no.'da oturan Hasan
Tahsin Külür. Saliha Külürün adresleri tespit edilemediğin-
den duruşmanın bırakıldığı 1.6.1998 günü saat lO.OO'dadunış-
mayı bizzat kendisinin takip etmesi veya bir vekil ile kendisi-
ni temsil ettirmesi, aksi takdirde HUMK'nun 409-410 ve deği-
şik 213 mad. geregince duruşmanın gıyaplannda sürdüriilerek
karara bağlanacağını bildirir meşruhatlı davetiye yerine kaim
olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 25.3.1998. Basın: 17057
ADIYAMAN ASLFYT HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1997 1056
Mehmet Saftürk vekili tarafindan Bila! Yaz aleyhine mah-
kememize açılan dava ile Adıyaman merkez Eskisaray mahal-
lesi 206 ada, 17 parsel sayılı gayrimenkule vaki müdahalenin
meni ve 300.000.000- TL. ecri misil ödemesine karar vcril-
mesi talebine ilişkin davanın açık yargılaması sırasında Adıya-
man Merkez Hocaömer mahallesi 253. sokak. No: 8'de ıkamet
ettiği bildirilen ancak bu adreste bulunmadığı gibi tebligata el-
verişli adresi de tespit edilemeyen davalı Bilal Yaz'a dava di-
lekçesi ve duıuşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş ol-
makla; tşbu ilanın yayınlandığı tarihten itibaren dava dilekçe-
sinin davalı Bila! Yaz'a tebliğ edilmiş sayılacağı ve yukanda
numarası yazılı dosyanın 7.5.1998 günü saat 10. OO'da mahke-
memizde yapılacak durusmasında kendisinin veya bir vekili-
nin hazır bulunması gerektiği. aksi halde yargılamaya yoklu-
ğunda devam olunarak karar verileceğı hususu da\a dilekçesi
yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın. 17688
KÖRFEZ ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1996,1066
Davacı Necmettin Özdemir vekili Av. Naci Kara tarafindan
davalılar Muzaffer Aksoy ve vs. aleyhine açılan tazminat da-
vasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasında ve-
rilen ara karan uyannca. Davalılar Muzaffer Aksoy, Mehmet
Aksoy ve Ümit Kayıkçı'nın Yenimahalle Hüniyet Sok. No:
714 Gebze adreslerinde uzun aramalara rağmen bulunamadık-
lan anlaşılmakla mahkememizde görülmekte olan 7.5.1998
günü saat 11.25'teki duruşmaya bizzat gelmeleri veya kendi-
lerini bir vekille temsil ettirmeleri, aksi takdirde yargılamanın
yokluklannda yapılacağı hususunun bilınmesi hususu tebligat
yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 17.4.1998 Basın: 18476
TÜRKOUR YOUADIM SANA
Söz Müzik w dûzenkme: ADNAN EKO.
ENGEREK DÜNYA
Sö! ne Mûmt SANU KIRBAĞ
(Açtık gnvkKle dûsen artva)
SEVDA SEVDA ÛSTUNE
Söz « M&k SAHU KKBAĞ
ÇAUNDAVUUAM
Sö! vt MİBk; AtiOHIM
(Sebmtk Tûrtûsü)
KARAHİSAR KALfSt
SĞı ve Müvt AHOHIM
(Afyon Türhisü!
DAĞIAR
S&ı K Münk: ANONM
OĞUL
GEL
$tir: W SULTAN ABDAL
Müzik: SANV KIRBAĞ
YUNUSMtSAÜ
Söz n mOzik: ALAATTİN US
GÜIÛŞÜN KAUR BENDE
Sir: AHMET 7011 - mzik: SCWA BA6CAN
(OğtsHamv kdydnfen analsa)
HAd AU OBASI
İ
(Jart^fe Tûrküsû)
HELEYAR
(Halay)
S62 ve Miırt: AHONM
MfldORÖZOÜN MÛZİK YAPIM
H*t$dA* & + * B«IN VE HAUCLA ÜŞÖ1İR, MENAJERlîK VE ORGANİZASYON Tefc 0.212 • 527 8 1 1 2
ÇAAN-ULAŞ Çorap Tekstil ve Gıda San. ve Tic. Ltd.
Şti.'mize ait 000512 No'lu özel faturamızın aslını
kaybolmuştur
ANKARA GAYRİMENKUL SAT1Ş İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLAN1
[XwvaNo: 1996 71 Talimat
Salılmasına karar venlen gayrimenkulürı cınsı. kıymeti. adedi. evsafı; Ankara, Mamak ılçesı Gülscren mahallesi, Karadeniz sokag? ileGüllikİere so-
kaktannm kesiştiğî Elmalt caddesınde yer alan ve imann 37618 ada. 1 namaralı parselini teşkil eden 1879 m
:
mikîanndakİ arsanın borçiuya aH
2>79| 1S7900 hissesi ile. Ankara. Vİamak ilvesİ Gülseren Mahallesi Karamürsel sokağı ile Sinema sokağınm kesıştiğı köşede yer alan ve imann 37626
ada. 10 numaralı parselini teşkil eden 1257 m mıklanndaki arsanın borçiuya ait 70592 125700 hissesi üzerlennde mevcul rnuktesatlanyla birlikte açık
arttırma suretiyle satıiacaklardır. Gayrimenkullerin geniş evsatlan dosyada mevcut şartnameye ilişik bilirkişi raporunda açıklanmıştır
Takdirolunan kıymetlcri: 37^18 ada. i parsel l.290.0W.O00.-TL. 37626 ada. 10 parsel 3.530.0OO.O0O-TL. %15 KDV bedeUeri alıcıya ainir
Aynca; işbu ilan taşınmazda hissedar olup. tapuda adresi bulunmayan Hüseyın Yılmaz, Canip Satay. Musa Yılmaz. Mustafa Se/ici. Safiye Arpa. Timur
Saylam. Akif'Sankaya. Halil İbrahim Pınarbaşı. Kazım Hrdoğan, Kerinı Kara. Musiafa Salay. Nunye Alpaç. tbrahim Erdogan. tsmail Erdo^an. tsmet
Bıçakçı ve !>enfe Çalışkan adlanna satı$ ılanının tcbliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Satış şartlan: 1- Satış. 8.6.1998 gümi saat 15.00-15.10
37618 1 parsel. 15.10-15 20 37626 lOparsel. Adliye Mezai Salonu'nda açık arttırma suretiyle yapılacak. Bu arttırmada lahmin edılen kıymetin yüzdc
75*ini \e rüçhanlı alacaklıtar \arsa abcaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle birbedelle alıcı çıkmazsa, en çok art-
iıranın taahhüdü bakİ kalmak sartı\la 18 6.1998 jıünü aynı yer ve aynı saatlerde ikinci arttırmaya çıkanlacaktır Bu arttırmada da bu miktar elde edile-
memişsc gayrimenkul en çok artnranm taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ılanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ıhale edılecektir. Şu
kadar ki arHırma bedelinin malın lahmin edılen kıymetinın vüzde 40*ını bulması ve satış isteyetıin alacagtna rüçhanı olan alacaklann toplamından faz-
la olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masrafiannı geçmesi lazimdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı düşecektir. 2-
Arttırmaya iştirak edeceklerin. tahmin edilen kıymetin yibde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu
\ermeleri tazımdır. Saiış. neşrn para iledır. alıcı ısiediüinde 20 günü geçmemek üzere mehİI \erilebilir. Tellaliye resmı. ihale pulu. lapu harç ve masraf-
lan alıcıya aitlir. Birikmış \ergiler satış bedelinden ixlenir 3- Ipotek sahibi alacakhlarla diğer ilgililerin (*> bu gayrimenkul üzerindeki haklannı husu-
sıyle fai/ ve masrafa dair olan iddialannı davanagı belgeleri ile on beş gün içinde dairemi/e bıldirmeleh lazımdır Aksi takdırde haklan \apu sıcılv ıle
sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Ihaleye katıhp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm
alıcılar \e kefilleri. teklif ettiklen bedel ile son ihale bedelı arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca tenıerrüt faizinden mütesclsilen mesul ola-
caklardır. İhale farkı ve temerrüt faİ2İ aynca hükme hacet kalmaksızın dairemızce tahsil olunacak. bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacak-
iır 5- !jartname. İlan tarihinden iıİbaren herkesın gorebıimesi için daırede açık olup masrafı verildiği takdirde ısteyen ahcıya bir örneği gönderilebilir.
f\- Saiışa iştirak edenlerın şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan. ba^kaca bilgı almak ısteyenlerın 1996 71 Tal. sayılı dosya nu-
marasıyla müdürlüğümü/e başvuımalan ilan olunur. 14.4 1998 (•) tlgıliier tabirine ırtifak hakkı sahıpleri de dahildir. Basın: 17494