24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 MAYIS 1998 PAZAR 8 PAZAR YAZILARI Ozgürlüğü bilmeyen Tunuslu bülbülTunuslu bülbülü görmeliydiniz. Bir keyif. bır keyif. Kentin merkezindeki kalenin içinde yer alan kahvede nargile içenlere, deniz kenannda güneşlenenlere, kenarda köşede öpüşenlere bir güzel eşlik etti ki. sormayın gitsin.Güneş ısıtıyordu. Setler üzerine serilen kilimler üstüne atılan yastıklara gölgede yayılanlar, elma kabuğuyla kokulandınlmış nargilelerini fokurdatırken bülbül, fokurtuyu bozan, oysa kendince fokurtuyu düzelten; giderek yadsıyan sesler çıkardı. Kumsalda güneşlenenler önce pek anlamadılar bülbülün demek istediklerini. Sonra sessizlikte aradılar bülbül sesini. Tunus'un Rivierası olarak bılinen Hammamet'te sıcak bir gün. Tunus'un küzeydoğusunda yer alan ve Tunus kentinden elli kilometre uzakta olan, Arapçada adı Hamamlar anlamına gelen Hamroamet'in kumlu plajlannda turistler kendilerini güneşe sermış. On Üçüncü Yüzyılda yapıldığı söylenilen kalenin taşlan arasında çocuklar akrep avlayarak eğleniyor. Medine denilen eski kasabanın dar sokaklan sessiz ve çok sakin. Tunuslu bülbüle rastlamadan önce Ticaret Meydanı'ndaki Lella Fatma adlı lokantanın balkonunda balık yiyorduk. Şarap da balığa eşlik etti. Garsonumuz cin bakışlı Karim, güzel bir Tunus salatası yaptırmış, ısrarla tatmamızı önerdi. Bir ara, sol kulağımda boğuk bir sesin genizden fırlayan sözcüklerle Arapça bir şiir okuduğunu duyumsayıverdim. Aşevinin şirin şefi Tahri Ahmed'in TUNUS ÜSTÜN AKMEN sesiydı bu. Gözlerini kısmış, elleri bir metronom ritizliğinde. sanki ritim tutuyordu. Şiiri bitirdikten sonra "Nâzun Hikmct bu" dedi, "sizin şairiniz" diye de ekledi. ~Hangi şiirini okuduıT dedik, yanıtladı. "Dagıldı birdenbire / alnına düşen saçlar. / Birdenbire toprakta bir şeyler kunıldadı. / Bir şeyler konuşuyor / karanlıkta agaçlar" Yani. okunan şiirin bu şiir olduğunu algıladık. Öğle yemeğinden sonra Tunuslu kuşun olduğu kahvehaneye geldik. Önce, kafesinin çok ilginç olduğunu gözlemledim. Kocaman bir kafesti ve de tam dört kubbesi vardı. Kafesin tellerine bir marul yaprağı, bir de beyaz kâğıt parçası sıkıştırılmıştı. Kabında yem, sulağında su vardı. İçi su dolu bir kahve fincanı. sanınm kuşun yıkanabilmesi için kafesin iç yüzüne tutturulmuştu. Tüm bunlann hangi amaçla kullanıldıği ve kullanılacağı belli belirgindi de, beyaz kâgıt parçasının işlevini anlayamadım. Ozgürlüğü mü simgeliyordu ne! Adamın biri, denizi ve uçsuz bucaksizlığı izlerken bülbül cikcikledi. Kanat dahi çırpmadı. Alışkın bir sıçrayışla bir başka tüneğe sıçradı. Başını sağa sola oynatarak mutlu görünmeyi betimledi. İki cik cik daha. Fırladı.. kubbelerden birinin içinde uzanan ince sopaya tutundu. Oradan aşağı baktı, kendini çok yukanlarda, ama çok çok yukanlarda sandı. Tunuslu bülbül kafes dışındaki avcı kurşunlannı, kedi pençelerini, satıci tuzaklannı bilmiyordu. Bilmediği için korkuyu da bilmez sandim. Tam kafesin bulunduğum tarafına geldiğinde. sağ elimin işaret parmağını tellerin üzerinde şöyle bir dolaştırdım. Sen misin yapan! Gitti kafesin öteki kenanna sanki yapıştı. Korkuyu tanıyordu. Tunuslu bülbül az sonra tekrar eski yerine geldi. Uzun uzun öttü. Eminim bu bir meydan okuma değildi. Belki de belli belirsiz bir dostluk çağnsıydı. Bilemem, çünkü anlamadım. Ama bu kez de "ekmek ekJen su gölden" yaşayan bir yaratığın yemini, suyunu hatta "banyo" > sunu alsalar acaba "yağdanhk" olur, insana yaltaklanır mı diye düşündüm. Pek uzun cikcikledi. gitti salıncağında sallandı. Tunusiu "bedavaa" bülbülü bir kez daha korkutmak istediğimde bu kez beni ciddiye almadı. Gene kanat dahi çırpmadan (çünkü kanat çırpılacak uzaklık yoktu) kubbelerden birinin içine sıçradı. Hafif "müsteha" gülümsedi gibi geldi bana. Kafasını boynunun içine çekip silkeledi. Kaşınır gibi yaptı. Alay ediyordu. Tunuslu bülbül, ozgürlüğü tanımamış olmanın hüznünü benden saklamak için olağanüstü çaba gösteriyordu. Onu sahibine falan danışmadan salıvermeyi düşündüm. tçimdeki öteki "ben": "Boşveeer" dedi. "Senin hüznün sana veter." ' R a v a ı i H V I V Ckçenj-azdanberiekonomikbunalımlaboğuşanveumut- U d ; < u l * ! » " • | a n n ı JMF'ye (l luslararası Para Fonu) bağlayan Tay- land'da "Bayan IMF" secimleri yapıldı. Onceki gün başkent Bangkok'ta düzenle- nen"Bayan Jumbo" yanşmasının IMF (I'm the fattest - En şişman benim) bölü- münü 180 kikogram ağırlığındaki Marisa Roongoreung kazandı. Çok Ugj çeken ya- nşrna. Bangkok Hayvanat Banctsi'nin fıller böiümünde yapıldı. (Fotoğraf-REUTERS) Uçak yolculuğunun postmodern darbesiYanılmıyorsam Yahya KemaL Ankara'nın en çok fstanbul'a dönüşünü seyermiş. Benim de .-^ Washington'da en sevdiğim şey ^ •;• *•> oradan aynlıp geziye çıkmakhr. ty . güçten zaman ayınp buranın nimetlerinden yeterince yararlanamadığımdan olsa gerek. Kaçıp kafa dinlemeyi de özlüyor olmalıytm ki uçakta geçen süreyi bile bunun parçası olarak görürüm. K.entın neredeyse göbeğine kurulmuş, yeni adıyla RonaM Reagan, Washington L'lusal Havaalanı her kalkışta pilotlara zorlu bir sınav verdirtir. Havalanır havalanmaz burnu dikmek. birkaç saniye sonra da Georgetoun adlı mahallenin kalantorlanna şikâyet fırsatı tanımamak için sola ani dümen kırmak gerekmektedir. Bu kritik dakikalarda iki pilot koca uçağın kumanda çubuğuna kağnı çekiyorlarmışcasına asılırlar. Perdenin gerisindeyse biz 'sayın .n^yolcular" bütün bunlardan bihaber, T' Amerika'nmen Avrupa görünümlü metrepolünün bol yeşil beneklli portresinin giderek ufalıp maketleşmesini seyretmekteyiz. Birdenbire minik pencerelere hallaç pamuğu gibi fırlatılan bulutlar ve ardından masmavi temız hava. Clinton, Monica'ya ne yapmış? Arafat'm Washington gezisi ne olmuş? Bütün bunlar geride kalır, uçak yolculuğunun o garip, yalıtılmış dünyası postmodern bir darbeyle üzerinizde egemenliğini kurar. Yerküreden kopuk. bir çeşit zaman tüneline buyur edilirsiniz. Çoğu insan uçakta sıkılır. Dedim ya, bense severim. (iki azametli göbek arasvnda kalvrsam o zaman başka.) Bir yere çöküp saatlerce dalıp gidebilme şansıdır bu. Ister düşünür, ister kitap VVASHINCTON AZİZ GÖKDEMİR okur. ister kulaklanmıza yapışan süngerleraracılığıyla Bach'ın Italyan Konçertosu'nu dinlersiniz. böyle ağır aksak zevklere karşı taarruza geçmiş modernliğe inat. Uçak yemeklerini de seviyorum ben. Güleryüzlü insanlann dağıttığı mınik tepsilerde ıninik tabaklara konmuş minik paketleri açtp minik porsiyonlan yiyorsunuz sincaplar gibi pür dikkat, döküp saçmamak için her an tetikte. Fındık- fıstık. yemek. tatlı. içecekler. derken uyku, kahvaltı ve bir de bakarsınız, "Kemerlerinizi bağlayınız sayın yokruiar. inişe geçiyonız."Uçmaktan pek korkmamakla birlikte uçak kazalannın çoğunlukla iniş ve kalkışlar sırasında meydana geldiğmi duymuşsanız içinize turist keyfıni ya da sevdiklerinize kavuşma heyecanını silkeleyen bir tatsızlık çöker. "Geride kalanlar" diye düşünmeye başlarsınız. Yalnızca eş-dost kalmıyor ki: acaba evi ne durumda bıraktınız? Çamaşınnız kirliyken araba kazasında acile götürülmek endişesinden öte bir şeydirbu. Hangi yazılannız. öyküleriniz. romanlarınız yanm kaldı? Notlannız ne durumda? Bunları düşünürken uçak konuverir. Boşuna önünüzdeki günlere neler sığdırabileceğınizin hesaplanna girişmcyin. Olaylar kendi bildiklerine görc sizi yönlendirecek; ne kadar uzun süreli kalırsanız kalın, sonunda yine bir şeylerin yanm bırakıldığı duygusuyla bir sabahın körü uçağa bineceksiniz yine. Doğup büyüdüğü Türkiye'ye bir türlü alışamayan. gittiği yerleri de tam kabullenemeyen benim gibiler için bu dûyfu, %«-%•- - Washington-lstanbul hâttında öaibrr yoğunluk kazanıyor. *^\ Kemerleri bağladığınızda bir kez daha saatler sürecek bir vakum sizi içine çeker. Yazı yazma heveslileri için paha biçilmez bir yalnızlık ödülüdür bu. Süre önce az gözükebilir. ama unutmayalım. Ray Bradbury günler. aylar boyu kafasında kurar kurar, sonra oturup dokuz günde bir roman yazarmış. (Kimdi bakayım o arkadan, "Okuvunca belli oiuyor zaten" diyen densiz?) Yazıp bitirmek başlı başına bir mesele de siz bir çiziktirmeye başlayın hele. Hem bu huzur başka zaman kolay kolay ele geçmez. Tabii sol kulağınızm dibinden "Yolculıık nereye kurban" diyen bir hemşehri kancayı atarsa onu bilmem. Beyaz adam çıldırmış olmalı"Tannlar Çıldırmış Olmalı" filminde gökten düşen Coca Cola şişesi yüzünden yaşamı altüst olan Afrikalı olarak tanıdık onu. Konuşurken çıkardığı "'klik-klik" seslerine güldük. Ne bu kara kuru Afrikalı ne de konuştuğu dil gerçekti bizim için. Hollywood'ün hayal gücünden çıkma bir kahraman olarak popüler kültür arşivine çoktan hapsetmiştik onu. Kısa bir süre önce Güney Afrika'da araştırma yapan Kanadalı bir dil uzmanının. linguistlerin ölü kabul ettiği Kabe dilini konuşan % yaşında bir kadınla karşılaşmasıyla fimdeki kara kuru Afrikalın\n öyküsü yeniden hatırlandı. Kabe, bundan 25 bin yıl önce Kalahari San kabilesi tarafindan konuşulan, ancak yiyecek azlığı, kuraklık ve beyazlann Afrika'yı sömürgeleştirmesi sonucu San ailelerinin birbirinden uzaklara göç etmesiyle yok olan eski Afrikadili. San, ya da beyazlann onlara taktığı adla Bushman halkı. on ailelik gruplar halinde göçebe bir yaşam sürdü Kadınlar. ot ve meyve topladı. erkekler avlandı Bazen mağaralarda' bazen sazdan kulübelerde yaşadılar. Hayvan derileriyle örtündüler. Yaşadıklan yerlerdeki kayalan resimlerle süslediler. Aralannda kan bağı olmasına karşın her grup kendi liderini izledi. Sosyal sınıf nedir bilmeden eşit yaşadılar. Çevrelerindeki her şey doğaya aitti. Kendileri bile. Mal ve zenginlik kavramlan yoktu. Beyazlar Afrika'ya yerleşmeye başlayınca yaşadıklan topraklar ellerinden alındı. Beyazlann çiftliklerinde çalışmaya başladılar. Tam o sıralarda. 'yaşlı bir Bushman bir kehanette bulundu: Kalahari Böshtnan hatki ve yitilçOftletf* -Kabe. denizier ötesi bh~ r -••"• -1"' ülkeden gelen bir yabancı tarafindan kurtanlacaktı. Gariptir. ama kehanet doğru çıktı. Yok oluşa on kala. Kanadalı bir bilim adamı Kabe dilini konuşan son on Bushman'ı Güney Afrika'nin dört bir yanında aradı ve buldu. Kuzey Cape Bölgesi yerel hükümeti, Kabe dilinin bölgenin resmi dilleri arasında sayılacağını ve okullarda öğretilmeye başlanacağını duyurdu. 11 Şubat Ulusal Bushman Günü ilan edildi. Bushman topraklan üzerinde bugün bir milli park kurulu. Ancak devlet, parkın 10 km. ' dışında bir Bushman köyü ] kurdu ve onlara parkın içinde istedikleri gibi dolaşma izni verdi. Görünürde öykümuz mutlu sonla bitiyor. Bushman halkı için her şeyin bittigi an . mutlu olmaktan çok uzak ashnda. 1928-1937 yıllan arasında Bushman halkına av lanmak yasaklanmış, sazdan evleri yakılmış ve çevre çiftliklerde yaşayan beyaz Hıristiyanlan Bushman dini ; törenleri ve dualanndan rahatsız olmalan üzerine sonunda yurtlanndan kovulmuşlar. Avlanma. Bushman yaşam tarzının onda dokuzunu oluşturmuş. Dünyanm en iyi iz süren halkı, ağaç köklerinden elde ettikleri zehirle hazırladıklan okla peşine düştükleri hayvanı önce uyuştururlar, sonra baygın ve - hay\anın yanında diz çökerek J onu neden öldürmek zorunda olduklannı anlatıp özür diler, ruhuna dua ederlermiş. Avlanan hayvanın yenebileceki her yeri tüketilmeden ikinci bir hayvan öldürülmezmiş. Yurtlanndan edilen Bushman halkı. JOHANNESBURC nAYSU ÖNEN beyazlann tüketim- ziyan-sahip olma üzerine kurulmuş ^ düzeninden . geleneklerini, _ ^ _ ^ _ ^ ^ _ _ _ dillerini ve sonunda birbirlerini kaybetmişler. , Kalahari'nin ertesi güne sağ • çıkma felsefesi, çağdaş dünyanın mal sahibi olma, gelecek için biriktirme sistemiyle çatışmış. Kendisi için çalışmayı bilmeyen Bushman, beyazlar için çalışmak zorunda kalmış. Dünyalannı değiştiren bir Coca Cola şişesinden daha büyük de olsa Bushmanler'in tannlannı suçladiklannı hiç sanmıyorum. Akıllanndan geçse geçse u Beyaz adam çıldırmış olmalı" düşüncesi geçiyordur bana kalırsa. Bushman kabilesine •-•> -"ytattannda yaşama hakkımrn ^ geri vef§£nesi,'eski , V f geleneklerin ve yaşam tarzının yenilenmesinden çok turistler için fotoğraf fırsatına dönüşebilir. Bu işe şaşmamak gerek. Hollywood'da da gerçek dünyada da kara kuru Afrikalf nın öyküsünü beyaz adam yazıyor. En azindan yılda bir gün. 11 şubat günü, Afrika'nin bütün Bushmanler'i ay yükselirken ateşin etrafında toplanacaklar ve Kei-in dansını edecekler, Kabe dilinde tannlara yakaracaklar: "Beyazlar çıldırmış olmalı!" TÜRKİYE CUMHURÎYET MERKEZ BANKASI'NA ARAŞTIRMACIALINACAKTIR Türkiye Cumhunyet Merkez Bankası, Idarc Merkezi Araştırma Genel Müdürlü- ğü'nde çahştınlmak üzere. sınavla araştırmacı ahnacaktır. 1- ADAYLARDA ARANACAK ŞARTLAR a) Türkiye'de ya da yabancı ülkelerde en az 4 yıllık lisans öğrenimi veren yükse- köğrenim kurumlannın tktisat, Işletme veya Maliye bölümlerinden mezun olmak. (Aynı konularda master veya doktora öğrenimi yapmış olmak tercih nedenidir.) Son sınıf öğrencileri de bu durumlannı ilgili öğrenim kurumlarından alacaklan belge ile kanıtlamak koşuluyla sınava katılabilirler. Ancak sınavda başanlı olanlann 31 Tem- muz 1998 akşamına kadar bıtirme belgelerini getirmeleri gerekmektedir. Bu tarih- ten sonra verilecek bitirme belgeleri dıkkate ahnmayacaktır. b) Bir yabancı dili (Ingilizce, Fransızca ve Almanca) iyi derecede bilmek. c) Son başvuru tarihi olan 29 Mayıs 1998 tarihi iribanyla 30 yaşmdan büyük ol- mamak. d) Türkiye Cumhunyet Merkez Bankası Memurlan Yönetmehği'nin 2. madde- sinde belirtilen diğer koşullan haiz bulunmak. 2- SINAVTAR a) Yabana Dil, Gend Yetenek, Genel tktisat ve Işletme Mestek Bilgjsi Smavlan - Yabancı dil sınavı (Ingilizce, Fransızca veya Almanca dillerinden birinden), - Genel Yetenek, - Genel tktisat ve Işletme Meslek Bilgisi smavlan (lktisat ve Işletme alanlan için ayn soru verilecektir). 12 Temmuz 1998 tarihinde Ankara'da Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafindan yapılacaktır. Anılan smavlardan 100 puan üzerinden yabancı dilden 70 puan. diğerlerinden en az 60 puan almak şarttır. Ancak belirtilen baraj puanlannı aşmakla beraber ağırhklı olarak saptanan genel yetenek ve mesleki alan notu ortalaması en yüksek olan adaylardan başlayarak lktisat alanını seçen ilk 50 aday ıle Işletme alanını seçen ilk 50 aday (50. kişilerle aynı puanlan alan adaylar da dahil) Araştırmacı Bilim Sınavı'na çağınlır. b) Araştırmacı BiBm Sınavı Araştırmacı Bilim Smavlan. 08-09 Ağustos 1998 tarihlerinde Ankara'da tktisat (Makro-Mikro) Ve Iktisatta Niceliksel Yöntemler (Matematik-Ekonometri) konula- nndan yapılacaktır. Bu sınavlarda başanlı sayılabilmek için her konudan 100 puan üzerinden en az 60 puan almak gereklidir. c) Mülakat Bilim sınavmda başanlı olanlar aynca mülakata tabi tutulacaklardır. Yapılacak sınavlann yeri ve sonuçlan her aşamada başanlı olan adaylara yazılı olarak bildirilecektir. 3-BİLGİ ALMA VT BAŞVURU Bilgi almak isteyenler Ankara'da TC Merkez Bankası. tdare Merkezi, tnsan Kay- naklan Genel Müdürlüğü'ne şahsen başvurabilirler. \da> Olmak İsteyenler a) İnsan Kaynaklan Genel Müdürlüğü'nden alacaklan "Görev tsteme Formu"nu, b) Öğrenim belgesinin noterden tasdikli suretini (son sınıf öğrencileri ilgili öğre- nim kurumlanndan alacaklan, durumlannı gösterir belgeyi). c) Nüfus Hüviyet Cüzdam'nm noterden tasdikli suretini, d) 4.5x6 cm boyutunda iki fotoğrafı. hangi yabancı dil ile lktisat veya tşletme alanlanndan hangisinden sınava gireceklerini belirtir bir dilekçeye ekleyerek. en gsç 29 Ma\ıs 1998 Cuma günü akşamına kadar İnsan Kaynaklan Genel Müdürlü- ğü'ne >ahsen \ereceklerdir. Posta ile yapılacak başvurular kabul edilmez. Basın: 13671 GAZİOSMANPAŞA KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1997/60 Davacı Maliye Hazinesi tarafindan davalılar Gaziosmanpa- şa Belediye Başkanlığı vs. aleyhlerine açılan tapu iptali ve ma- lik hanesinin doldurulması davasında: Gaziosmanpaşa, Sangöl Mah. E: 540 ada. 7 parsot. V: 553 ada, 1. 2. 3. 4. 5 parsel sayı- lı gayrimenkullerin malik hancsi kadastro tesbiti sırasında ay- nı yere hem Maliye Hazinesi. hem de Hasan Tahsin Külür ve Saİiha Külür'e aıt tapuları bulunması nedeni ile. mülkiyetin ki- me ait olduğunun mahkemece tespit edilinccyc kadar malik ha- nesi boş bırakılmıştır. Ancak Kadastroca malik hanesi bo$ bı- rakılan bu taşınmaz bilahare Gaziosmanpaşa Belediyesi'nin Encümen kararı ile Belediye adına \e onun satışından da diğer davalılara tescil edildiğinden gayrimenkulün tapu kaydinın ip- tali malik hanesinin tescili için dava açılmış olup, Gazioman- paşa. Bağlarbaşı Mah. Keçe Yolu Sk. bila no.'da oturan Hasan Tahsin Külür. Saliha Külürün adresleri tespit edilemediğin- den duruşmanın bırakıldığı 1.6.1998 günü saat lO.OO'dadunış- mayı bizzat kendisinin takip etmesi veya bir vekil ile kendisi- ni temsil ettirmesi, aksi takdirde HUMK'nun 409-410 ve deği- şik 213 mad. geregince duruşmanın gıyaplannda sürdüriilerek karara bağlanacağını bildirir meşruhatlı davetiye yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 25.3.1998. Basın: 17057 ADIYAMAN ASLFYT HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1997 1056 Mehmet Saftürk vekili tarafindan Bila! Yaz aleyhine mah- kememize açılan dava ile Adıyaman merkez Eskisaray mahal- lesi 206 ada, 17 parsel sayılı gayrimenkule vaki müdahalenin meni ve 300.000.000- TL. ecri misil ödemesine karar vcril- mesi talebine ilişkin davanın açık yargılaması sırasında Adıya- man Merkez Hocaömer mahallesi 253. sokak. No: 8'de ıkamet ettiği bildirilen ancak bu adreste bulunmadığı gibi tebligata el- verişli adresi de tespit edilemeyen davalı Bilal Yaz'a dava di- lekçesi ve duıuşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiş ol- makla; tşbu ilanın yayınlandığı tarihten itibaren dava dilekçe- sinin davalı Bila! Yaz'a tebliğ edilmiş sayılacağı ve yukanda numarası yazılı dosyanın 7.5.1998 günü saat 10. OO'da mahke- memizde yapılacak durusmasında kendisinin veya bir vekili- nin hazır bulunması gerektiği. aksi halde yargılamaya yoklu- ğunda devam olunarak karar verileceğı hususu da\a dilekçesi yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basın. 17688 KÖRFEZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1996,1066 Davacı Necmettin Özdemir vekili Av. Naci Kara tarafindan davalılar Muzaffer Aksoy ve vs. aleyhine açılan tazminat da- vasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sırasında ve- rilen ara karan uyannca. Davalılar Muzaffer Aksoy, Mehmet Aksoy ve Ümit Kayıkçı'nın Yenimahalle Hüniyet Sok. No: 714 Gebze adreslerinde uzun aramalara rağmen bulunamadık- lan anlaşılmakla mahkememizde görülmekte olan 7.5.1998 günü saat 11.25'teki duruşmaya bizzat gelmeleri veya kendi- lerini bir vekille temsil ettirmeleri, aksi takdirde yargılamanın yokluklannda yapılacağı hususunun bilınmesi hususu tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 17.4.1998 Basın: 18476 TÜRKOUR YOUADIM SANA Söz Müzik w dûzenkme: ADNAN EKO. ENGEREK DÜNYA Sö! ne Mûmt SANU KIRBAĞ (Açtık gnvkKle dûsen artva) SEVDA SEVDA ÛSTUNE Söz « M&k SAHU KKBAĞ ÇAUNDAVUUAM Sö! vt MİBk; AtiOHIM (Sebmtk Tûrtûsü) KARAHİSAR KALfSt SĞı ve Müvt AHOHIM (Afyon Türhisü! DAĞIAR S&ı K Münk: ANONM OĞUL GEL $tir: W SULTAN ABDAL Müzik: SANV KIRBAĞ YUNUSMtSAÜ Söz n mOzik: ALAATTİN US GÜIÛŞÜN KAUR BENDE Sir: AHMET 7011 - mzik: SCWA BA6CAN (OğtsHamv kdydnfen analsa) HAd AU OBASI İ (Jart^fe Tûrküsû) HELEYAR (Halay) S62 ve Miırt: AHONM MfldORÖZOÜN MÛZİK YAPIM H*t$dA* & + * B«IN VE HAUCLA ÜŞÖ1İR, MENAJERlîK VE ORGANİZASYON Tefc 0.212 • 527 8 1 1 2 ÇAAN-ULAŞ Çorap Tekstil ve Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.'mize ait 000512 No'lu özel faturamızın aslını kaybolmuştur ANKARA GAYRİMENKUL SAT1Ş İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLAN1 [XwvaNo: 1996 71 Talimat Salılmasına karar venlen gayrimenkulürı cınsı. kıymeti. adedi. evsafı; Ankara, Mamak ılçesı Gülscren mahallesi, Karadeniz sokag? ileGüllikİere so- kaktannm kesiştiğî Elmalt caddesınde yer alan ve imann 37618 ada. 1 namaralı parselini teşkil eden 1879 m : mikîanndakİ arsanın borçiuya aH 2>79| 1S7900 hissesi ile. Ankara. Vİamak ilvesİ Gülseren Mahallesi Karamürsel sokağı ile Sinema sokağınm kesıştiğı köşede yer alan ve imann 37626 ada. 10 numaralı parselini teşkil eden 1257 m mıklanndaki arsanın borçiuya ait 70592 125700 hissesi üzerlennde mevcul rnuktesatlanyla birlikte açık arttırma suretiyle satıiacaklardır. Gayrimenkullerin geniş evsatlan dosyada mevcut şartnameye ilişik bilirkişi raporunda açıklanmıştır Takdirolunan kıymetlcri: 37^18 ada. i parsel l.290.0W.O00.-TL. 37626 ada. 10 parsel 3.530.0OO.O0O-TL. %15 KDV bedeUeri alıcıya ainir Aynca; işbu ilan taşınmazda hissedar olup. tapuda adresi bulunmayan Hüseyın Yılmaz, Canip Satay. Musa Yılmaz. Mustafa Se/ici. Safiye Arpa. Timur Saylam. Akif'Sankaya. Halil İbrahim Pınarbaşı. Kazım Hrdoğan, Kerinı Kara. Musiafa Salay. Nunye Alpaç. tbrahim Erdogan. tsmail Erdo^an. tsmet Bıçakçı ve !>enfe Çalışkan adlanna satı$ ılanının tcbliği yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Satış şartlan: 1- Satış. 8.6.1998 gümi saat 15.00-15.10 37618 1 parsel. 15.10-15 20 37626 lOparsel. Adliye Mezai Salonu'nda açık arttırma suretiyle yapılacak. Bu arttırmada lahmin edılen kıymetin yüzdc 75*ini \e rüçhanlı alacaklıtar \arsa abcaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle birbedelle alıcı çıkmazsa, en çok art- iıranın taahhüdü bakİ kalmak sartı\la 18 6.1998 jıünü aynı yer ve aynı saatlerde ikinci arttırmaya çıkanlacaktır Bu arttırmada da bu miktar elde edile- memişsc gayrimenkul en çok artnranm taahhüdü saklı kalmak üzere arttırma ılanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ıhale edılecektir. Şu kadar ki arHırma bedelinin malın lahmin edılen kıymetinın vüzde 40*ını bulması ve satış isteyetıin alacagtna rüçhanı olan alacaklann toplamından faz- la olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masrafiannı geçmesi lazimdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı düşecektir. 2- Arttırmaya iştirak edeceklerin. tahmin edilen kıymetin yibde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu \ermeleri tazımdır. Saiış. neşrn para iledır. alıcı ısiediüinde 20 günü geçmemek üzere mehİI \erilebilir. Tellaliye resmı. ihale pulu. lapu harç ve masraf- lan alıcıya aitlir. Birikmış \ergiler satış bedelinden ixlenir 3- Ipotek sahibi alacakhlarla diğer ilgililerin (*> bu gayrimenkul üzerindeki haklannı husu- sıyle fai/ ve masrafa dair olan iddialannı davanagı belgeleri ile on beş gün içinde dairemi/e bıldirmeleh lazımdır Aksi takdırde haklan \apu sıcılv ıle sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Ihaleye katıhp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar \e kefilleri. teklif ettiklen bedel ile son ihale bedelı arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca tenıerrüt faizinden mütesclsilen mesul ola- caklardır. İhale farkı ve temerrüt faİ2İ aynca hükme hacet kalmaksızın dairemızce tahsil olunacak. bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacak- iır 5- !jartname. İlan tarihinden iıİbaren herkesın gorebıimesi için daırede açık olup masrafı verildiği takdirde ısteyen ahcıya bir örneği gönderilebilir. f\- Saiışa iştirak edenlerın şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacaklan. ba^kaca bilgı almak ısteyenlerın 1996 71 Tal. sayılı dosya nu- marasıyla müdürlüğümü/e başvuımalan ilan olunur. 14.4 1998 (•) tlgıliier tabirine ırtifak hakkı sahıpleri de dahildir. Basın: 17494
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle