27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 MAYIS 1998 PAZAR HABERLER Ecevit: Tarih belirlenmedi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, Ulaştırma Bakanlığı Telsiz Genel Müdürlüğü ile ASELSAN arasmda Milli Monitör Sistemi Projesi'nin imzalanması nedeniyle düzenlenen törende gazetecılerin seçım konusundaki sorulannı yanıtladı. Ecevit, seçım tarihinin henüz belirlenmediğini belirterek "Sûrekli seçim ortamı yaşanmasından şikâyetçıyim. 15 yıldan berı Türkiye sürekli seçım söylentileri içinde kaldığından, ne siyasette ne de ekonomide istikrar sağlanabilmiştir" dedi. Akşenep'in savıÇiller I İstanbul Haber Servisi - DYP Genel Başkan Yardımcısı Meral Akşener, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'ın Yüce Dıvan'a gönderilmesi ginşimlerinin halk nezdınde ters tepeceğini savundu. Akşener, DYP'de genel başkanlık krizinin yaratılmaya çalışıldığını iddia ederek "DYP ınsanını tanımıyorlar. Yüce Dıvan'a göndenlmış bir Çiller'in karşısına hiçbir kımse çıkmayacaktır" dedi. Hatipoğlu'ndan suçlama • İstanbul Haber Servisi - TBMM Başkanvekilı Yasin Hatipoğlu, eskıden şıir yazanlan, şimdi ise şiir okuyanlan yargıladıklannı savunarak "Ülkenin hukuk devleti niteliğıne, demokratik yollardan sahip çıkmazsanız, bir gün şiır dınleyenleri de yargılayabilirler" dedi. Bağcılar'da, Mevlana Caddesi'nin açılış töreninde söz alan tüm FP'liler birer şiir okurken tören alanındaki vatandaşlann, hapis cezasma çarptınlan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyıp Erdoğan hakkında "Senı çok sevıyoruz şiir okuyan adam" yazılı döviz taşımalan dikkat çekti Cindoruk: Siyasiler tutarsa • ÇANAKKALE (Cumhuriyet) - DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Türkiye siyasetinde yeni bir imar planına ihtiyaç duyuldugunu belirterek siyasette yaşanan sorunlann tutarsızlıktan kaynaklandığını söyledi. Çanakkale'de bir basın toplantısı düzenleyen Cindoruk. "Bağımsız başbakan' yaklaşımıyla CHP lideri Deniz Baykal'ın zor duruma düştüğünü belirtti. Cindoruk, "Baykal'ın hükümete girme konusunda bir talebi olursa buna biz vanz" dedi. FP'de kodar paylaşılacak • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-FP'nin 14 Mayıs'ta yapılması planlanan kurucular kurulu toplantısında hesaplaşma yaşanması beklenıvor. Kapatılan RP'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan'm partideki etkinliğinden rahatsızlık duyan genç kuşağın. Genel ldare Kurulu (GtK) ve Parti Meclisi'nın(PM) belirleneceğı toplantıda genel başkan degışikliğini de gerçekleştirmeye yönelik girişimlerde bulunacağı belirtildi. Şeker'in askerlik durumu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Tufan Algan. bedelli askerlik yaparken sahtecilik yaptığı gerekçesiyle askerlik hizmetini yapmamış sayılan DYP Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker'in milletvekılliği hakkında verecekleri karar konusunda öncelikle hukuki süreci belirleyeceklerini bildirdi. CHP divanı • İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul ll Örgütü'nün 29 Mart'ta yapılan kongresınde seçılen CHP İstanbul tl Meclisi'nin oluşturduğu başkanlık divanı şöyle: ll sekreteri Efendi Çelik, il saymanı Aslan Güzei, il başkan yardımcılan Duygu Büke. Özgül Beyazıt Kıvanç, Vahap Adıyaman, Orhan Duran, Fuat keskin. Derviş Ağdoğan, il eğitim sekreteri Harun Cömert. _ YJLI HAŞMETATAHAN 68 sömürüsüz, . savaşsızbir , -• dünya düşünün e\Tensel bir değer haline gelerek vavıldığı yıldı. Yeni sağ dalga ve çöken Sovyet sistemi •«' düş kınklığı yarattı. O evrensel ruh bugünlerde etkisini yeniden hissettiriyor. • • Özgürlük,eşitlikvebarış için..68 kuşağından günümüze bir değerlendirme 1968 yılı. gençligin düzene başkaldınsına tanık oldu. ulusal \e evrensel ölçekte gençlik, bir anda ve çok yaygın bir şekilde. insanın insan tarafından sömü- rülmesı ve ezilmesine ve bunun yarattıgı insanı değerlerdeki aşınmaya, çürümeye başkaldır- dı. Özgürlük. eşitlik, banş ve kardeşlik temelınde. sa\aşsız ve sömürüsüz bir dünya kurma is- teği ile sesini yükseltti, istetnle- rini haykırdı; okullarda. yollar- da, fabrikalarda. meydanlarda direndi. barikatlar kurdu. yürü- yüşler, bov kotlar, işgallerle. ku- rulu düzeni sarstı. Kısaca tutucu ve gericı ıktidarlara. yaşlanmış yöneticilere kafa tutarak. dünya- ya gençlik aşısı yapmaya çalış- tı... Bizim 68 kuşağı olarak tanım- lanan gençlik hareketi, elbette ki. uluslararası 68 gençlik hareket- lerinden etkilenmiş ve o dönem- de ivme kazanmıştır. Ancak. bı- zim 68 ile Batılı >anı kapitalist ülkelenn 68 gençlik olaylan çok farklıdır. Bu konu. başlı başına ayn bir yazı konusu olacak bo- yuttadır. Batı 68"i. çokuluslu şir- ketler eliyle sömüren ve ezen ül- keler gençliğinın hareketleridir. Bizim 68 ise, sömürülen ve ezi- len ülkemiz gençliğinin hareket- leridir. Temel fark. buradan kay- naklanmaktadır. Bu nedenle, ekonomik. sos- yal, kültürel, siyasal, etık, este- tik vb. açılardan doğuşu, gelişim süreçleri. istemleri ve sonuçlan bakımından bizim 68 başkaldın- smın Batı 'dakinden çok farklı ol- duğunu söyleyerek konumuza girelim ve bizim 68'i değerlen- direlim: Tarihimizin en görkemli gençlik hareketidlr Gerek düşünce, gerekse davTanış alanında bizim 68. hem kendisinden önceki kuşaklann ulaşamadığı hem de kendisinden sonra- ki kuşaklann enşemediği bir doruktadır. Yeniden bu doruğa ulaşabilmek ve da- ha üste. zirvelere gidebil- mek ıçin, özellikle, başta gençliğimiz olmak üzere. yeni kuşaklann. 68"in ne ol- duğunu ve ne olmadığını anlaması, ka\ raması ve da- ha üst sentezlere ulaştırma- sı gerekmektedir... 68 hare- ketinin. neden ve nasıl. ta- rihimizin en görkemli genç- lik hareketi olduğunu anla- yabilmek için. 68"in temel özellikleri üzerinde dur- mak. diğer gençlikten ayn- calıklı kılan nedenlenni ir- delemek ve 68'in sosyal pratiğini değerlendirmek K endisi için değil, toplum için; ülkemizin tam bağımsız olması, gerçekten demokratik olması; halkımızın daha özgür ve daha insanca yaşayabilmesi için; baskısız ve sömürüsüz bir düzen kurabilmek amacıyla başkaldırdılar. Öğrendikçe dövüştükleri, dövüştükçe öğrendikleri bir şahlanış, atıhm sürecini yaşadılar ve yaşattılar... gerek ıyor. Bizim 68'lileri ayncalıklı kı- lan. daha akıllı. daha çalışkan, daha atak, daha cesur, daha di- rengen vb. gibi özelliklertaşıyan üsrün ınsanlar olmalan: diğer kuşaklara oranla, olağanüstü bıl- gi ve beceri sahibi. çok farklı ni- telikler taşıyan üstün bir kuşak olması mıdır? Bilımsel düşünen. diyalektik \e tarihi maddecilıği bilen. uy- gulayan hiç kimse, elbette ki, bu soruya olumlu bir yanıt vermez. 68 kuşağını ve onun önderlennı bu şekilde efsaneleştirmeye yö- nelten her türlü düşünce ve dav- ranışın, ne ülkemize ve halkımı- za; ne gençliğimize ve ne de 68 kuşağına, onun gençlik önderle- rine fayda getirdiğini görüyor ve yaşıyoruz... Her kuşak, ıçınde yaşadığı toplumun bağrında yetışir. Ön- ceki kuşaklardan süzülerek ge- len birikimlerin üzennde kimlik ve kışılik oluşturur; ekonomik- sosyal-kültürel- siyasal vb. ola- naklann elverdıği ölçüde: Ya - genel olarak belirli bir birikime yardımcı olur ya da öznel olarak belirli bir sıçrama ile şahlanışa. atılıma neden olur. „ ijte, 68 ku$ağı ve onun önder- leri: - -. • 27 Mayıs politik devriminin sınırlı da olsa yarattıgı. oldukça geniş özgürlük ortamında serpi- lip gelışen; 0 Kendinden önceki kuşakla- nn düşünce ve davranış alanın- da başarılannı başarısızlıklarını -bir ölçüde- irdeleyerek; ulusal ve evrensel, insancıl ve toplum- cul değerleri özümseyen; 0 Kendisi ıçin değil, toplum için: ülkemizin tam bağımsız ol- ması, gerçekten demokratik ol- ması: halkımızın daha özgür ve daha insanca yaşayabilmesi için: baskısız ve sömürüsüz bir düzen kurabilmek amacıyla başkaldır- dılar. Öğrendikçe dövüştüklen. dövüştükçe öğrendikleri bir şah- lanış, atıhm sürecini yaşadılar ve yaşattılar... 68 kuşağını. 30. yılında önyar- gısız ve duygusallıktan uzak bir şekilde değerlendirecek olursak; 68'in, • Kitlesel (içinden çıktığı gençligin aktif katıhrru ve kitle- sel desteğini alan); • Demokratik (çoğunluğun görüşünü, söz-girişim-karar sü- recinde gözeten): 0 Bağımsız (hiçbir siyasi par- ti ya da kadronun güdümünde ol- mayan): 0 Toplumcul (kendisinin de- ğil. toplumun çıkarlannı göze- ten); 0 Kendi tarihiyle banşık (geçmış devrimci gekneklere ve değerlçre saygı. göşteren); 0 Emperyalizme, gerkiliğe, faşizme karşı, (bağımsızlıktan. demokrasıden ve özgürlükten yana tavır alan); 0 HaFk için ve halkla birfikte (emekten yana ve emekçıyle bır- likte olan) özellikler taşıdığı an- laşılacaktır. 68'i 68 vapan bu te- mel özellikleri biraz açalım: 68. kitlesel bir harekettir Bızım 68 kuşağı. içinden çık- tığı üni\ersıte öğrencilerinin nabzını elınde tutmasını bildı. Üni\ersitelerimizin ve üniversi- teli ögrencilerimizin birçok so- nınu bulunmaktaydı. Köklü çö- züme ulaştınlamamış ve çoğu günümüze ağırlaşarak aktanlmış olan onlarca sorun karşısında. devrimcı gençlik. yönetime ve siyasi iktidara karşı savaşım baş- lattı. Üniversite gençliğinin nere- de ise tamamına yakınının des- teğini arkasına alarak 'Demok- ratik Üniversite' kavgasını yürüt- tü... Yükseköğrenim gençliğinin duygu ve düşüncelerini anlaya- rak. onun istemlerini dile getir- dı. Devrimcı gençlik, sözlü sına- vın kaldınlması, teksir sorunu- nun çözülmesi. ders notlan yeri- ne kitap basılması, burs olanak- lannın. yurtta kalma olanaklan- nm arttınlması ve iyileştinlme- si, yemek çıkartılması, mediko- sosy,al.hizmetleri\e yardımlann arttjplrjıa^ı ve iyjlçştınlrneşj. öğ- renci sorunlan ile daha yakından ilgilenilmesi ve üniversite yöne- timinin demokratikleştirilmesi, öğrencilerin yönetime aktif ola- rak katılmasının sağlanması gi- bi konularda taraf oldu ve sorun- lann çözülmesi için savaştı. 68 kuşağı önderleri. gençligin ortak çıkarlannı etkili bir şekil- de ve gençlik kitlesı ile bırlikte savundu. Önyargılı ya da birta- kım çıkar ilişkileri ile bağlı, ba- ğımlı olanlar dışında. milyonla- n bulan öğrencı kıtlesi. devrim- ci gençliği \e önderlerıni kendi- sinin bir parçası olarak gördü. onlara saygı \e güven duvdu. yüz binleri bulan önemli bir bö- lümü de eylemlere aktif olarak katıldı ve destekledı. 68, demokratik bir harekettir 68. kendı içinde demokrasiyi işleten bir yapı taşıyordu: 68'in önder kadrolan yapmayı düşün- dükleri evlemi. kendı aralannda tartışarak olgunlaştınr ve buna göre belirli bir yöneliş içine gi- rerlerdi. 68'in önder kadroları, düşünce alanında. görüşlerini; davranış alanında. yapacakları eylemlerin yol ve yöntemını, za- manlamasını kendi aralannda tartışarak belirlerdi. Bunun yanı sıra üniversite gençliğıni kitlesel olarak ılgilen- diren konularda forum düzenle- yerek. kitlenin duygu ve düşün- celerini alır; ılgili konuya yakla- şımlannı. tepkilerini dikkate ala- rak yönelişini saptardı. Elbette kı, 68'in önder kadro- su. gençlik kitlesine kendi öne- rilerini götürüp, gerekli bilgilen- dirmeyi yapar: propagandası \e ajitasyonu ile gençliği ivmelen- dirirdi. Gençlik kıtlesinin eylem- lennîbenimsemesi \ e aktif katı- jjjrfaa bulunması sağlanarak, ey- ıemler düzenlenirdi. 68 hareke- ti. gerek öğrenci kitlesini, gerek- se önder kadroda yer alan dev- rimci gençligin söz-girişim-ka- rar süreçlerine katılmasına ve oluşan çoğunluk tavrını gözet- meye önem verirdi.. 68 ha- reketi devrimci atılımlann- da buna özen gösterdığı sü- rece. diğer deyişle 68, ken- di içinde demokrasiyi ışlet- tiği ölçüde. etkin. başarılı ve görkemli kitlesel eylem- lerinı sürdürebilmişti. Günümüz devrimci gençliği bu olguyu kavra- malı ve öğrenci kitlesinden kopuk ve onlardan 'bağım- sız' güdük etkinliklerden kaçınarak; adeta 'taraf- sız'lığı yeğlemek zorunda kalan, ancak antıemperya- lıst ve Kuvayı Milliye gele- neklerine bağlı sessiz kitle- nin sesi. gözü. kulağı olma- h; onlann duygu ve düşün- celerine tercüman olmalı: kitlesinden kopuk. kendı başına değil. gençlik ıçin, gençlikle birlikte mücadele edebilmeli: gençlik kitlesi ile demokratik bağlar kur- mayı ve onu gerçekten tem- sil edebilirolmayı başarma- hdır. 68 RÜZGARIDÜNYAYI SARSTI Dünyayı kasıp kavuran 68 ruhu Türkiye'videderinden etkilemişti. DenizGezmiş,üniversitedebireylemde. SÜrecek TIUNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-maıl: oral.calislar@planet.com.tr Pier Paolo Pasolini, sine- mayı yakından bilmeyenler için fazlatanınan bir isim değil. An- kara Uluslararası Film Festiva- li'nin 10. yılı programı iki gün önce başladı. Mahmut Tali Öngören önderliğinde bir gnjp Ankaralının özverili çaba- lanyla, artık bu festival belli bir yere oturmuş ve kurumlaşmış. Festivalin en ilgi çekici bölüm- lerinden birisi ünlü italyan sine- macısı Pasolini'nin filmlerinin toplu gösterimi. Festival'de ayrıca "Got- har'ın Sineması", "Kieslovvs- ki'den Dekalog", "Isviçre'den Sinema", "Sinemada Kadın Imajı", "Sinemanın Genç Yıl- dızlan" ve "Dünya Sinemala- nndan" başlıklı toplu göste- rimler de yer alıyor. Hepsi bir- birinden ilginç. Ayrıca 4 dalda film yarışması yapılıyor. Festivalin açılış bölümünde Pasolini'nin iki kısa filmi gös- terildi. Birisi. Hindistan'daçek- meyi düşündüğü bir filmin ön hazırlıklarını yansıtan "Hındis- tan Üstüne Bir Film Için Not- lar", diğeri ise "BulutlarNedir" Pier Paolo Pasolini başlıklı bir filmdi. Bir sinema dehası olduğu bu küçücük iki gösterimden de anlaşılan Pa- solini, 1975 yılında "faili meç- hul" bir cinayete kurban git- mişti. italyan sinemasının "ko- münist" damgalı bu büyük sa- natçısının nasıl öldürüldüğü hâlâ ortaya çıkmadı. Pasolini filmlerinin unutul- maz isimlerinden ve Pasolini Vakfı'nın kurucu ve yaratıcısı Laura Betti de festivalin ko- nukları arasındaydı. Kendisine Pasolini cinayetini sordum. Çünkü İtalyan Gladiosu'nun buna benzer birçok cinayeti aydınlanmıştı. Laura Betti. umutsuzlukla elini havaya aç- tı ve hâlâ cinayetin aydınlana- madığını söyledi. Betti, Paso- lini'yi anlattı. Onun büyük bir ressam, şair, romancı. opera yazan ve sinemacı olduğunu vurguladı. En çok da şair yanı üzerinde durdu. Onun filmleri- nin bir şiir tadında olduğunu özellikle belirtti. "Bulutlar Nedir" filmi, Sha- kespeare'ın ünlü tiyatro oyu- nu "Othello"dan uyarlanmıştı. Laura Betti'nin Desdamona rolünü oynadığı kısa film. Ot- hello'yu bir kukla gösterimi olarak yansıtıyordu. Filmin so- nunda Othello'nun Desdamo- na'yı öldürdüğü sahne geldi- ğinde kukla tiyatrosunun se- yircileri sahneye fırlayıp Des- damona'yı kurtardılar. Pasoli- ni, Othello'yu farklı bir dil ve farklı bir perspektiften sahne- ye koymuştu. Müthiş biryara- tıcılık ve ınanılmaz bir ironi ya- ratmıştı. Oyun bittığinde bu büyük dehaya hayran kalma- mak mümkün değildi. işte bu sinema dehasını Ital- yan Gladiosu yok etmiştı. La- ura Betti, Italya'daki gerilikten söz ederken sanki Türkiye'yi anlatıyordu. Pasolini'nin ölü- münden sonra, italyan sine- macıları yeterince tepki gös- termezken, Fransa'da Kültür Bakanlığı yapan Jack Lartg, olağanüstü bir ilgi göstermiş, Pasolini'nin büyük bir sinema dehası olduğunu bilerek onun filmlerine sahip çıkmıştı. Laura Betti gülerek şunlan söyledi: "italyanlar, birisineya- bancı ülkelerde değer verilir- se, ancak o zaman onun de- ğerli bir sanatçı olduğunu ka- bulederler. Jack Lang ve dün- ya sinemacılarının Pasolini'ye sahip çıkması, italyanlann da onu kabul etmelerine neden oldu. İtalya'da büyük bir ahla- kı çöküş yaşanıyor. Para, siya- seti belirlemeye başladı. Pis kokular her yanı sarmış du- rumda." Betti, italya'yı değil de sanki Türkiye'yi anlatıyordu. Çürümede bir küresellik yaşa- dığımızdan emin olabilirdik. Çürüme evrenselleşmişti. Bu- na karşı direnen bir dünyanın olduğunu da unutmamak ge- rekır. Ankara Film Festivali iş- te bu dırenişin küçük örnekle- rınden birisiydi. Pasolini ölü- münden yıllar sonra hâlâ öne- mini koruyorsa, umutlu olabi- lirdik. Ankara'da birkaç gün daha kalabilsem, Pasolini'nin fılm- lerinı izlemek isterdim. ilgimi çeken başka filmler de oldu- ğunu söyleyebilirim. Ankaralı- ların bu sinema şölenine ilgi göstereceğini umuyorum. ••• Bir 29 Ekim sabahı, bundan tam 30 yıl önce Samsun'dan Ankara'ya doğru "Tam Bağım- sızlık" için yola çıkmıştık. Ara- larında Deniz Gezmiş in de yer aldığı yürüyüşün ılk günün- de toplam 23 kişiydik. Sam- sun dışına çıkar çıkmaz gözal- tına alınmıştık. Daha sonra 10 gün boyunca yürüdük ve 10 Kasım'da Ankara'ya ulaştık. 30 yıl sonra bugün '68'liler ye- niden bu yolu yürüyorlar. Ya- şayan birdevrimciliğı. yaşayan sosyalizm ruhunu bir kez da- ha dile getiriyorlar. 6 Mayıs'ta Denız'lerin mezarı başmda bi- tecek bu yürüyüş, 30 yıl önce- sinin saflığını ve devrim irade- sini, bugünün Türkiyesi'ne ye- niden hatırtatıyor. 1968 bürün dünyada bir kuşağa kimliğini \<eren yıl oldu. Fransa'da çakan devrimci kiMİcım • Günümüzde toplumbilimciler 68'i yaratanlann İkinci Dünya Savaşı sonrası doğmuş kuşağın yerleşik, donuk ve;,.;u£,u? belirlenmiş bir dünyaya. yaşama ' ; " M biçimine başkaldırdığı konusunda ayn ^i görüşteler. Dış Habeıier Servisi - Fransa'da 1968 Mayısı'nda binlerce öğrenci ve emekçının sokaklara dökülmesi II Dünya Savaşf nın ardından demokratik bir ülkede meydana gelen en büyük sivil ayaklanma olarak tarihe damgasını vurdu. Önce öğrenciler ortaya çıkti. Sorbonne üniversitesi başta olmak üzere büyük şehirlerde ünıversiteleri işgal ettiler. caddelere barikatlar kurdular ve polisle çatıştılar. 3 kişi öldü. 345"ı polıs lOOO'ı aşkın ınsan yaralandı. Ardından gösteri dalgasına ışçıler katıldı. Fransa'nın her yerinde bir hafta içinde 10 milyon işçi ayaklandı. fabrikalar ışgal edildi ve işçiler yönetımleri kendilennin oluşturduğu komiteler aracılığıyla ele aldılar. Ne Komünıst Partı, ne sosyalıstler ne de sendikalar. hiçbir örgüt gelişen sürece müdahale edemedi. Ülkede 10 milyon kişi greve gitti. Fransa durmuştu. Okullarda. ofislerde ve sokakta ha>at durdu. Fransız Komünıst Partisi ise olaylara karşı kördü. Özellikle büyük grevden sonra bu partı ınışe geçti. Hazıran ayının başına doğru hareketın i\mesı azalmaya başladı ve Fransa bir a\ içinde eskı haline döndü. Ancak artık beyinlerde \e vüreklerde çok şev değişmişti. 1968 Ma>ısı ardında ^farkb1 " bir Fransız toplumu bıraktı. En önemli değişıklikler ise insan ilişkileri alanında oldu. Insanlann bırbırlen ile olan her türlü ilişkilerinde >eni değerler hâkım oldu. Hıyerarşi ciddi biçimde azaldı. Kadının özgürlüğünü elde etmesinde de 68'ın büyük payı bulunuyor. De Gaulle çarpışmayı kazanmıştı. Ama savaşı kaybetmişti. Birkaç \ıl sonra da sahneden çekilmek zorunda kalacaktı. Sol içinse durum tam tersiydi. Çarpışmayı kaybetmiş ama savaşı kazanmıştı. çekoslovakya 1968 Çekler I968'de sosyalızme baharhavası getirdiler ama aynı yıl Prag'a Sovyet tanklannı da getirdi. 'Prag baharT dendi ona. Koskoca bir halkın umudundan doğan de\ bir hareket oldu. Günlük sıkıcı yaşam "Güleryüzlü sosjalizm'" ile bir anda yeni bir anlam kazandı. Dubçek yönetimindeki/ Çekoslo\ak Komünist Partisi (ÇKP), ünlü Prag " ' ' Bahan'nı 68'in Nisan ayında başlattı. ÇKP'nin programı Çekoslovak koşullanna uyarlanmış daha •'demokratik'" yeni bir sosyalizm modeli önenyordu. Sansür kaldınldı. toplantı yapma ve konuşma özgürlüğü anayasa ile garanti edildi. Yeni reform hareketi "Stalinizmi"' komünizmin tek yolu olarak reddedıyor ancak komünizmi bir amaç olarak kabul edıyordu. Ülkede tarihın hiçbir döneminde olmadığı kadar toplantı yapıldı, - r taslaklar hazırlandı. milyonlarca bildiri basıldı. İşçi konseylen birbin ardına mantar gibi bitiyor her alanda bir "68 ruhu" vaşanıyordu. Eylem planımn ÇKP kontrolünde uygulanması amaçlanmıştı. Ancak ılenkı aylarda reformlann gecikmeden hemen uygulanması yönünde halkın baskısı artmava başladı. So\Aet karşıtı polemikler giderek daha fazla basında yer almaya. sosyal demokratlar ayn bir parti oluşturmaya, yeni siyasi oluşumlar ortaya çıkmaya başladı. 27 Haziran'da "sıkı" komünist ve Merkez Komite'ye aday üye Ludvik Vaculik "2000 sözcük" başlıklı bir manifesto yayımladı. Manifesto. ÇKP içındeki muhafazakâr • güçlerden duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor ve refoım programının uygulanmasında halkın inisivatif almasını istiyordu. Sürecek
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle