Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHUR/YET 21 MAYIS 1998 PERŞEMBE
HABERLER
Ermeni
gipişimine engel
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye.
Fransa'dakı bazı sosyalist
milletvekıllerinin. 1915
yıluıda Ermenilere karşı
soykınm uvgulandığı
savlanndan hareketle yasa
çıkartma ginşimlerini
engellemeve çalışıyor.
Türkıye'nm Fransa
Büyükelçisi Sönmez Köksal,
Fransa'da temaslarda
bulurmrken Başbakan Mesut
Yılmaz ve TB.MM Başkanı
Hikmet Çetin muhataplanna
birer mektup yazarak
Türkiye'nin kaygılannı dile
getirdiler.
FP'ye AM6T
şikâyeti
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Almanya
Büyükelçisi Hans Joachim
Vergau, iilkesindeki dinci
demeklerin çalışmalannı FP
Genel Başkanı Recai Kutan'a
şikiyet ettı. Büyükelçi
Vergau, Kutan'ı TBMM'deki
ziyaretinden sonra yaptığı
açıklamada, kapsamlı ve
samimi bir görüş
alışverişinde bulunduklannı
belirtirken AB ıle ilişkilerc
de değindiklerini söyledi.
lAM'dan
Çalışma Grabu
• Haber Merkezi - Türkiye
Araştırmalar Merkezi,
Türkiye-Avrupa Birliği
ilişkilerini daha aynntılı
izlemek ve çözüm önerileri
üretmek üzere bir çalışma
grubu oluşturdu. Çalışma
gnıbu, TQrkiye-AB
ilişkilerinin farklı boyutlan
konusunda hazırlayacağı
temel tezleri AB uzmanlan.
Türkiye ve Almanya'dan
bilimadamlan, politikacılar
ve uzmanlarla düzenleyeceği
toplantılarda tartışmaya
sunacak. Çalışma grubu ilk
toplantısını I6haziranda
Bonn'da SPD, Yeşiller ve
CDU'dan üst düzey
politıkacılann katılımıyia
gerçekleştirecek.
Çocuk yuvalarının
dupumu .
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -TBMM Genel
Kurulu'nda. FP Çorum
Milletvekili Mebmet
Aytaç'ın çocuk yuvalan ve
yetiştirme yurtlarına ilişkin
soru önergesini yanıtlayan
Devlet Bakanı Hasan
Gemıcı, çocuk yuvalarında
kadın elı sıkmayan, kara
çarşafgiyen. "namahrem"
diye kadın görevlilerin
kendisine bakmasına izin
vermeyen 5-6 yaşında
çocuklar olduğunu bildirdi.
TGC'ye
yeni üyeler
• İstanbul Haber Servisi -
Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti'ne (TGC) yeni üye
olan 70 gazeteciye rozetleri.
dün düzenlenen törenle
takıldı. TGC Başkanı Nail
Gürelı törende yaptığı
konuşmada. 52 yıllık bir
geçmişe sahip olan TGC'nin
hem geleneklenne bağlı
kaldığını hem de sürekli
kendinı yenilediğinı ıfade
ettı.
Savcı eşinin
davası
• İstanbul Haber Servisi -
Evlilik dışı ilişkıye girdiği
üniversite öğrencisı Isa
Öztürk'ü öldürdüğü iddia
edilen stajyer savcı Kemal
Kaplan'ın eşi Döndü
Kaplan"ın yargılanmasına
Bakırköy l. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde devam
edildi. Duruşma, tanıklann
dinlenmesi için ertelendi.
Fetitı konferansı
• İstanbul Haber Servisi -
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Kültür Dairesi
Başkanlığı. "Fetih Haftası'
etkinlikleri çerçevesinde
Cemal Reşit Rey Konser
Salonu'nda 23 Mayıs'ta iki
günlük III. Uluslararası
Fetih Konferansı
düzenlevecek.
THY 65 yaşında
• İstanbul Haber Senisi -
THY"nin 65. kuruluş
yıldönümü dolayısıyla
Taksim Cumhuriyet Anıtı
önünde tören düzenlendi.
Törene. THY Genel Müdürü
Yusuf Bolayırlı. genel müdür
yardımcıları llknurEzgü.
Sevgi Gümüştekin. Gürol
Yüksel. Çetin Özbey. Sertaç
Haybat ve Vural Akgün ile
THY'de görevli pılot ve
hostesler kattldı.
Başbakan Yardımcısı Ecevit'ten Cumhurbaşkanı Demirel'e tepki
'Başkanhk demokratik değiP.ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirei, başkanlık sistemı tartış-
malannı gündemde tutarken.
Başbakan Yardımcısı Bülent
Ecevit, "Eğer isteseydi Atatürk o
çok güçlü olduğu yıllarda, baş-
kanlık sistemini gerirebilir ve dev-
let başkanı olabilirdi. Fakat o za-
man Cumhuriyet adı altmda pa-
dişahlık rejimini sürdürmüş
olurdu. Atatürk'ün temelini attı-
ğı pariamenter demokrasinin üs-
tüne başkanlık sistemi bina edile-
mez"dedi. Ecevit. gerekli olanın
"pariamenter demokratik rejimi
değiştirmek değil, kurallan için-
de ekonomik \e sosyaldüzene do-
nüştürmek olduğunu" söyledi.
Ecevit. dün grupta yaptığı kı-
sa konuşmada, sadece Cumhur-
başkanı Demirerin gündeme ge-
tirdiği başkanlık sistemi konu-
sunda göriiş bildirmekle yetindı.
Atatürk'ün çagımızın en büyük
lideri olduğunu vurgulayan Ece-
vit, şunlan söyledi:
Başkanı:
Çete gibi
karşılandık
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Atatürkçü Düşün-
ce Derneği 'nin (ADD) Samsun 'dan başlattığı Bağırnsız-
lık Yürüyüşü'nü değerlendiren Genel Başkan Suphi
Gürsoytrak. "Vnkara'va !9\layısBayranırrukutiama
heyecanıyia geldik. Gördük ki yolumuzjandarma ve po-
lis güçlerince, santd çcteymişiz gibi kesümiş" dedi.
Gürsoytrak, dün düzenlediği basm toplantisında, em-
niyetin "tek tip üniforma" diye değerlendirdiği ADD'li
gençierin üzerindeki önlükierde Atatürk resmi ve Ata-
türk'ün sözlerinin bulunduğunu anımsatarak •'Atatürk
sözünü icerenönJükhiçbirzaman üniforma olamaz" di-
ye konuştu. Suphi Gürsoytrak. ADD'nin, cumhuriyetin
kuruluşunun 75. yıldönümü nedeniyle düzenlediği et-
kinlikJeriçinde Samsun'dan başlayıp Ankara'da son bul-
masını tasarladıklan Bağımsızhk Yürüyüşü'nün özel
bir anlamı olduğunu söyledi. Gürsoytrak sözlerini şöy-
le sürdürdü: "ADD'BIer olarak Zafer Anıö'na siyah çe-
knk bırakacagınııza ilişkin biriiıbarda buiunulmuş. Va-
liJik bö\1e bir ihban dikkate alarak Ankara'>a girişimi-
zi engellenie karan almış. Atatürk ilketerini vasatnıayı
hedefleven bir dernek nasıl olur da Atatürk Anın'na si-
yah çeknk bırakmaya veltenebüir?'"
Atatürk'ün "Ozgüriük ve bağımsızhk benitn karak-
terimdir'' özdeyişınin yazalı olduğu önlüklerin Ankara
Emniyet Müdürlüğü'nde alıkonulduğunu söyleyen Gür-
soytrak, Ankara'ya girişlerinin engellenmesine ilişkin
olarak güvenlik güçlerinin alt kademelerinde çaiısanla-
n suçlamadıklannı kaydetti.
"Atatürk demokrasinin teme-
lini pariamenter rejimle atmıştır.
Eğer isteseydi, o çok güçlü oldu-
ğu yıllarda başkanlık sistemini
getirebilir ve devlet başkanı ola-
bilirdi. Bütün vetkileri de elinde
toplayabüirdi. Fakat o zaman
cumhuriyet adı altında padişah-
lık rejimini sürdürmüş olurdu.
Atatürk bunu asla düşünmedi.
Tam tersine Kurtuluş Savaşı yıl-
larında en geniş vetkivi TB-
MM'ye tanıdı. Demokrasinin
kökleşmiş olduğu birçok ülkede
bile savaşlar demokrasivi askıva
almanın veya kısmanın, sınırta-
manın gerekçesi olarak kullanıl-
dığı halde bizim kurtuluş Sava-
şımız sırasında Atatürk'ün öngö-
rülü Ikterliğryle tam tersine par-
iamenter demokrasinin temelle-
ri en sağhklı biçimde atıhnıştır.
TBMMVe Kurtuluş Savaşı'nda
en geniş yetkiler tanınmıştır. O
kadar ki savaşın teknik a> rıntıla-
n bile TBMM'de bütün açıklığıv-
la tartışılabiliyordu. Bakanlan
TB.MM seçebiliyor ve azledebiü-
yordu."
Atatürk'ün cumhuriyeti kur-
duktan sonra da yürütme erkini
kendine toplama yerine İsmet
İnönü gibi iddialı bir de\ let ada-
mının kurduğu hükümete bırak-
tığına dikkat çeken Ecev it. "Hü-
kümetin davanagı ise TB.MM idi.
Atatürk'ün temelini artiğı paria-
menter demokrasinin üstüne
başkanlık sistemi bina edifcmez"
dedi.
DEMİREL SENDİKALABA GÜVENCE VERMEDİ
'Ozefleştirmeyi
kimse engelleyemez'
ANK.ARA (CumhuriyetBürosu)- Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirei. Petrol Ofı-
si Anonim Ortaklığı'nın (POAŞ) satılma-
sını engellemek ıçin girişimlerde bulunan
Petrol-Tş Sendikası yöneticilerine "Türki-
ye'dekimseözeUeştirmecereyanınmönün-
de duramaz"; OHAL'in kaldınlmasmı is-
teyen Tuncelililere de "Devleti doğru an-
layuı. devletin vatandaşına bir muhtemel
suçlu şeklinde bakması söz konusu otamaz.
Bunu kafanızdan silin" yanıtım verdi.
Cumhurbaşkanı Demirei, dün Petrol-lş
Sendikası Genel Başkanı Bayram YıMt-
rtm, Tunceli Dayanışma ve Kültür Vakfı
Ciller Orduda
15hplding
ülkeyi
parselliyor
ERDOĞAN ERtŞEN
ORDli - DYP Genel Başkanı Tansu
Çiller."Tekelci sermayeye market kur-
mak için 50 trilyon lira teşvik verildiği-
ni" belirterek "Bunlann pazariığı ha-
lâ bitmedi. 15 holding Türkiye'yi par-
seüJyor" dedi.
Beraberinde 10 milletvekili ile bir-
likte Ordu'ya gelen DYP lideri Tansu
Çiller. Belediye Meydanı'nda halka
seslendi. Konuşması sık sık "Başba-
kan Çiller" sloganıyla kesilen Çiller.
iktidarları döneminde Karadeniz'de
başlattıklan yatınmlan anlatırken "Bu-
günkü hükümet ise bizim yaptıklan-
mızı dcv am ettinne başansını bue gös-
terememiştir" dedi.
Konuşmasının büyük bölümünü Ka-
radeniz otoyolu ihalesine ayıran Çiller
şunlan söyledi: "Bakın Ankara'daki
hükümetyetkilikri meşgui. SizJerin ha-
lini sormaya \akitieri >ok. Çünkü diyet
ödemekle meşguller. Birilerine borçla-
n var. Bu üzerinden geldiğimiz Kara-
deniz otoyolunu biz başiatûk. Onlar 180
küometrelik kısmını ihale ettiler. Dolar
üzerinden havuz müteahhiderine ver-
diler. Bugün birçrvi bileçakılmamış. A-
ma seçilmiş havuz müteahhitlerinin
eeplerine girmiş trilyoniar var. Bu sizin
paranız. Bunun sonuna kadar takipçi-
si olacağız."
Başkanı Zeynel Öztürk ile Tunceli Kültür
ve Dayanışma Dernegi Genel Başkanı SeJ-
man Yeşilöz ve beraberindeki heyeti kabul
etti. Demirei. Yıldırım'ın sektör olarak
özelleştirmeye karşı çıktıklannı belirtme-
si üzerine, özelleştirmenin kaçınılmaz ol-
duğunu söyledi. Demirei. "Hiçkimse.de\-
letinyenifonksiyonlannıtayinde de\ letin ti-
caret içinde kalmasını savunmaınalı. Dev-
let, savuııma. huzurun sağlanması. kanun
hâkimiyetu çevre, egitim. sağlık. sosyal gü-
venlik şemsiyesi gibi asli vazifelerini göre-
cek. Dünya şu kanaate gekü ki devlet, tka-
retyaptıgında en körü tüccardır. Türkhe'de
kimse özelleştirme cereyanının önünde du-
ramaz" dedi.
Yıldınm. sektörlerinin stratejik önem ta-
şıdığını belirtirken Demirei. "Söyledikleri-
nizi ilgililere intikal ettiririm. Ama düş kı-
nkhğına kapılmayın. Stratejik önem gibi
kavramlar çok de*işmiştir. Deviet istediği
zaman gnvenfik icapİan söz konusuysa ois-
tikamete sevk eder. Devlet bankalar dahil
bütünekonomikişlerin içinden çıkavaktır"
diye konuştu. Sendikacıların. başbakanlı-
ğı döneminde 1974 bunalımının yaşandı-
ğını anımsatarak destek istemeleri üzerine
Demirei.
u
Ben destek vermem. 20 yıl önce
yaşananlar gerekçe olarak kullanılamaz,
Ben kra değilim. Sonradan hayal kınkhğı-
na düşmevin diye söylüyorum. Dcv letin
ekonomideki. fonksiyonlannı yaşatmak
mümkün değiL Dünyanın da Türkiye'nin
de gidişah budur. Devletle yüriitülen hiz-
metlerde dünva ile rekabet şansı voktur.
1970-80'li yıllar geride kaldı" dedi'
Tuncelililer. Demirel'e bölgenin ve ilin
ağır sosyal. ekonomik, siyasal ve kültürel
sorunlannın bulunduğunu belirterek O-
HAL'in kaldırılması. seyahat özgürlüğü-
nün kısıtlanmasına son verilmesi. halkın
köylerine geri dönüşünün sağlanması, eği-
tim. sağlık binalanmn hizmete açılması.
zorunlu göç edenlerin zararlarının tazmin
edilmesini istediler. Bölgenin dağlık \ e ya-
şam koşullarının ağır olduğunu, dev letin
de bunun için Tunceli'ye azamı dıkkati
gösterdiğini anlatan Demirei. "Benidoğru
anlavacağınızdan emin olmak istiyonım.
Devletin, vatandasına bir muhtemel suçlu
şeklinde bakması söz konusu olamaz, Bu-
nu kafanızdan silin. Bu ülkede din, mezhep,
inanç farklılıklanndan dolayı kimsenin hor
görülmesi söz konusu olmaz" diye konuş-
tu. Demirei. şikâyetlerin çoğunun Türki-
ye'de yaşanan terör olayından doğduğunu
kaydederek 5 bm asker ve polisin 5 bin de
masum insanın şehit olduğunu belirtti.
Devletin sınırlarını ve topraklannı koru-
maya çalıştığını vurgulayan Demırel. O-
HAL'in zorunluluktan dolayı bulunduğunu
kaydetti.
Bayram coşkusugece de sürdü
19 Mayıs Atarürk'ü Anma
Gençlik ve Spor Bavramı
coşkusu: önceki akşam
İstanbul'un çeşitli semtlerinde
yerel yönetimler ve sKil
kunıluşlar taranndan
düzenlenen havai fişek
gösterilerivle devam etti. Kenrin
çeşitli yerierinde düzenlenen
gösteriler, konser. sövleşi ve
paneller büyük ilgi gördü.
İstanbul Büvükşehir
Beledivesi'nin Taksim
Mevdanı'nda gerçekleştirdiği
havai fişek gösteriferi beğeniyle
izlenirken bazı belediyelerin
etkinlikleri ise yağtşlı hava
nedeniyle ertelendi.
(Fotoöraflar: HATİCE
TUNCER-UĞURDEMİR)
NOKTASI / ORAL ÇALIŞLAR
MHP Esenler llçe Teşkilatı
iiyesi Satılmış Can'ın öldürül-
mesine MHP İstanbul il Başka-
nı Mehmet Gül'ün gösterdiğı
tepki sırasında söylediği bazı
sözler büyük önem taşıyor: "Bi-
ze gelen bilgilere göre, Toros
marka bir arabadan telsizli in-
sanlann duvarlara TlTyazdığı-
nı, yazanlann polise benzediği
ortaya çıhyor." Mehmet Gül, bu
saptamalardan yola çıkarak
polisten kaynaklanan yeni bir
provokasyona dikkat çekiyor.
MHP, herzaman polisleyakın
ilişkileri bulunan bir siyasi ör-
gütlenme olarak bilinir. Bu ne-
denle onların polis konusunda
öne sürdükleri tezleri önemse-
mek gerekir. İl Başkanı Gül'ün
vurguladığı gerçek; polisin ve-
ya polise benzeyen bazı görev-
lilerin İstanbul'un gecekondu
mahallelerinde sağ-sol çatış-
malannı alevlendirmek amacıy-
la birtakım kışkırtmalara giriş-
meleri. Gül'ün söyledikleri ya-
bana atılır gibi değil.
Bu senaryolar geçmişte çok-
ça sahneye konduğu için, siya-
MHP îl Başkanınm Açıklaması
si tecrübesi olanlara Gül'ün ra-
hatsızlık duyduğu "gihşimler"
yabancı gelmiyor. Gül, tehlike-
ye işaret ederken, kendi parti-
sinin izlediği çizgiyı de dikkatle
gözden geçirmek zorunda. Son
yıllarda adım adım kışkırtılan
aşırı milliyetçilik, her zaman iç
çatışmalar için bir potansiyel
haline dönüştü. 12 Eylül'den
hemen sonra MHP yöneticile-
riyle aynı cezaevinde kalıyor-
duk, onların, "Devlet bizi kul-
landı, iş bitince bizi hapse attı-
lar" türünden serzenişierine ta-
nık olmuştum.
Gül, bir tehlikeyi sezinlemiş,
böyle bir gelişmenin partilerini
de kendi kontrolleri dışında bir
noktaya çekeceği endişesine
kapılmış. Bu açıklamayı ve ra-
hatsızlığı samimi olarak kabul
edersek, MHP'nin yapması ge-
rekenler var. Öncelikle, saldır-
gan bir şoven milliyetçiliğin her
zaman devlet içinde yasal ol-
mayan yollardan iktidara yürü-
mek isteyenlere destek verdiği-
ni MHP'liler unutmasınlar. 12
Eylül öncesi bütün önemli su-
ikastların faillerinin ülkücüler ol-
duğunu dasanınmhatıriıyorlar-
dır
•••
Işin bir yanı bu. Bir diğer ya-
nı da solda olsun, sağda olsun
şiddete yönelik kamplaşmanın,
sonunda onların dışındaki baş-
ka güçlerin ekmegine yağ sürü-
yor olması. Bunu, ıki tarafın da
tekrar tekrar gözden geçirme-
sinde yarar var. İçinde bulun-
duğumuz koşullarda, kimlerin
böyle bir çatışmayı ne için kış-
kırttığı üzerine kafa yormak ise
bütün bunlardan daha önemli.
Türkiye, sürekli kamplaşmaya
zorlanan bir ülke. Laik, antilaik
kamplaşmast gıderek tehlikeli
boyutlara tırmanıyor. Türk-Kürt
çatışması sürekli kışkırtılıyor.
Kıbns ve Yunanistan'la ilişkiler
patlamaya hazır bir bomba
özelliği taşryor. Zaten eskiden
beri var olan sol-sağ gerilimi ise
ülkücülerin yeniden sahneye
çıkmasıyla daha tehlikeli bir
mecraya sokulmak isteniyor.
• • •
Çok boyutlu, çok taraflı bir
gerilimleryumağı, parlamento-
nun doğru dürust çalışmadığı
veya çalıştırılmadığı koşullarda
ülkenin geleceğini karartan bir
potansiyel olarak karşımıza di-
kiliyor. Bıkkınlık ve çaresizlik.
yasal seçenekleri ortadan kal-
dırmak isteyen bir kamuoyu ya-
ratıyor.
ANASOL-D hükümetinin ge-
leceği üzerine kurulan denk-
lemlerin hiçbiri. bir başka nor-
mal formüle kapı açmıyor. Bu
hükümet devrilse, şu anda er-
ken seçimin koşulları da oluş-
madığına göre, geriye parla-
mento çoğunluğuna dayanma-
yan arayışları gündeme getıre-
cek. Yani daha önce dillendirı-
len "teknokratlarhükümeti" dı-
şındaki bütün kapılar sanki bi-
linçli olarak kapatılıyor.
Demirel'in giderek dahafaz-
la bu hükümetin bittiğinden söz
etmeye başlaması ve erken se-
çimin de bir seçenek olmadığı-
nı söylemesi, bu koşullarda
acaba ne anlama geliyor? Mec-
lis'teki tabloya baktığımızda,
Demirel'in söylediklerinden bir
"azınlık hükümeti" dışında çö-
züm gözükmüyor. CHP'lilerin
kurultay hayhuyu arasında gör-
medikleri gerçek, "sürekligeri-
lim" çizgisinin, giderek bir yer-
lerde başka formüller üretilme-
sine yardımcı olan bir karakter
kazandığı.
MHP İl Başkanı Gül'ün dikkat
çektiği; "Provokasyonların ar-
kasında acaba ne var" sorusu
belki de böyle bir tablo içinde
bir anlam ifade ediyor. Sürekli
Kamplaşma, iç çatışmaların
patlak verebileceği bir ortamı
kışkırtma, yeni senaryofarın ya-
zıldığını mı haber veriyor?
Herkesin, geç olmadan şap-
kasını bir kez daha önüne koy-
ması gereken kritik günlerden
geçiyoruz.
PERŞEMBE
ORHAN BLRSALI
Büyük Evlilikler Korkutuyor
Bizi doğrudan ilgilendirmiyor gibi dursa da çok
yakından tanıdığımız Alman Mercedes ile Ameri-
ka'nın oto devlennden Chrysler şirketlerinin bir-
leşmesi üzerine dünyada kopanlan kıyamet büyük.
Bu birieşme, ekonomide birbiri ardınagerçekleşen
büyük evliliklerin en sonuncusuydu. Bu olay, özel-
likle dev bankalar ile sigorta şirketleri (Citicorp /
Travelers; National Bank / Bank America), dev i-
laç şirketleri (Novartis / Ciba-Geigy); iletişim ve
haberleşme, basın, TV şirketleri vb. arasında son
zamanlarda gerçekleşen diğer büyük birfeşmele-
rin arkasından geldi.
Dünya. bu büyük evliliklenn tedirginliği içinde.
Uluslararası etkisi büyük gazeteler, dergiler ve
içten içe de politikacılar soruyor: Yarın, ülkelerde
ve dünyada kimin sözü geçecek, devletlerin mi
yoksa devleşmekte olan tekellerin mi?
Korkunun çok anlaşılabilir nedenleri var: Ser-
maye tarihte görülmemış ölçülerde tekelleşiyor.
Küreselleşme, tekellerin ve sermayenin önündeki
bütün engelleri ve sınırları yıkmaya başlayınca,
dünya ekonomisinde daha büyük güç, pazar ve
söz sahibi olabilmenin yolu da büyük birleşmeler-
den geçmeye başladı.
Citicorp Bankası ile Travelers sigorta şirketi ev-
liliğinden ortaya çıkan mali güç 80 mılyar dolar.
Borsa degeri 151 milyar dolar. Bu yeni güç, 100
ülkede 100 milyon müşteriye sahip ve 160 bin in-
san çalıştınyor.
Böylesine bir kuvvet, tabii ki kendi kurallarını ko-
yacak; pazan istediği gibi yönlendirecek; rekabet
koşullannı kendi belirteyecek.
Sınırsız veya karşı konulmaz bûyüklüklere sahip
her gücün, bu gücünü sürekli kendi lehine, ama
toplumun, tüketicinin, sosyal haklann aleyhine kul-
lanması eşyanın dogasına uygundur.
Nitekim büyük birleşmelerin ardından kitlesel iş-
ten çıkarmalar; ücret azaltmalar; orta büyüklükte-
ki işletmelerin daha büyük ekonomik baskı altına
alınması vb. geliyor.
Ekonomide yaşanan bu tekelleşme, ardından
Asya'da patlayan kriz, küreselleşen pazann sıkı
denetimi ve oyunun kurallarının yeniden belirien-
mesi isteğini de gündeme getirdi. "Devletin geri
dönüşü"nden; yani, devletin, bilerek elden kaçırı-
lan ve sonuçta tekellerin eline geçmeye başlayan
iktidar iplerini yeniden ele geçirmesi gereğinden
söz edilmeye başlandı.
Örneğin, Ekonomik Kalkınma ve Işbirliği Örgü-
tü'nün (OECD) hazıriadığı, MAI diye bilinen, çok-
uluslu şirketlerin önündeki bütün ulusal sınırlan ta-
mamen kaldıracak anlaşma önerisi, üye ülkeler
bakanlan tarafından imzalanmadı ve en az 6 ay da-
ha üzerinde tartışılmasına karar verildi.
Türkiye'nin çekince koyacağinı bildirdiği MAI
anlaşmasına karşı, bütün dünyadaki sivil toplum
örgütleri büyük bir cephe oluşturmuş (bizimkile-
rin kulaklan çınlasın!); tüketici örgütleri, işçi ve me-
mur sendikalan, çevreciler ayağa kalkmıştı. Anlaş-
ma etkili siyasi çevrelerce de "yeniuluslararasıka-
pitalist manifesto" ve "tekellerin en utanmaz ta~
lebi" olarak görülüyordu. Kanada Ticaret Bakanı
bu büyük protestodan "Politikacı olarak öğrene-
ceğimiz çok şey var, insanlann korkulannı ve en-
dişelerini ciddiye almalıyız" diyecekti.
Asya kriziyle birleşen büyük tekelleşme süreci,
VVashington'dan Briiksel'e, Bonn'a ve Paris'e ka-
dar, devlet ve hükümetlerde yeni bir düşünce sü-
recini de başlartı.
ABD'detekelleşmeyi kontrol kuruluşlarının, dur-
durulmaz bir tekelleşme içinde olan Bill Gates'in
Microsoft'una, yeni çıkartacağı Windows'98 işle-
tim sıstemleri içıne, bir rakip kuruluş olan Netsca-
pe'in \nternet tarayıcısını koyması karannı verme-
si, bu yeni düşünce sürecinin bir işareti olsa ge-
rek.
Amerikan Malıye Bakanı'nın, küresel malı sistem
için "yeni birmımariyapı gerekli" demesi; Alman-
ya'da iktidara gelecek olan Sosyal Demokratların
"dünya piyasası için yeni kurallar konmasını" şart
görmesi; Japonlann "spekülasyon kapitalizmine
ve dolar egemenliğine" karşı düşünceler ilen sür-
mesı, bu yeni sürecin başladığını gösteriyor
• • •
Para ve tekeller gerçek iktidarlan ellerinde top-
ladıkça, politikacıya sadece onlara kul köle olma
seçeneğı kalacaktır.
Belki. meslekte böyle bir itibar düşüşü ve ikti-
dar yitimi korkusu, politikacıya, toplumsal ve sos-
yal dengeleri ve tüketici haklarını koruması için
güçlü bir motivasyon oluşturacaktır.
Kim bilir!
Tahran PKK'yi destekliyor'
• NEW YORK (AA) - Iran'ın Ortadoğu'da "gerçek bir
terörist tehdit oluşturduğu" ve başlıca hedeflerinden
birinin. bölgede ABD müttefiki ülkelerin istıkrannı
bozmak olduğu öne sürüldü. ABD'de yayımlanan
"Counterterronsm" adlı dergide yer alan ve Amerikan
ıstihbarat kaynaklannadayandınlan incelemede. İran'm
bu amaçla PKK'yi de desteklediği belırtildi.
Titan'a yeni dava
I İstanbul Haber Servisi - Titan Türkiye Direktörü
Kenan Şeranoğlu ıle babası Fevzi Barbaros
Şeranoğlu'nun da aralarında bulunduğu 12 sanık
hakkında. 'dolandıncılık'suçundan 10.5 yıl ile 31.5 yıl
arasında hapis cezası istemiyle yeni bir dava açıldı.
Işkence idcfiası
I İstanbul Haber Servisi - Hırsızlık yaptığı iddiasıyla
polis tarafından gözaltına alınan ve 'nezarette
rahatsızlandığı' gerekçesiyle geçen pazar günü Şişli
Etfal Hastanesi'ne kaldınîarak kalınbağırsak yırtığı
tanısıyla ameliyata alınan Cengiz Süslü'ye işkence
yapıldığı öne sürüldü
TEVDAK liseleri resim sergisi
I İstanbul Haber Servisi -Türk Eğıtim Vakıfları
Dayanışma Konsevi (TEVDAK) Liseleri Resim Sergisi
yann Kabataş Eğitim Vakfı Sabancı Kültür Sitesi-A
Blok Fuaye Salonu'nda açılacak. istanbul Valisi Kutlu
Aktaş tarafından açılacak sergı 29 Mayıs'a kadar
10.00-18.00 saatlen arasında ziyarete açık olacak.
CHP'ye uyarı
• İstanbul Haber Senisi - Ricky Martinin Fransa "98
Dünya Kupası için seslendirdiği 'La Copa De La Vida"
isimli şarkının sözlerinin değiştirilerek CHP olağan
kongresınde çalınacağı yolundaki haberler nedeniyle
Sony Musıc tarafından CHP Genel Başkanlığf na
ihtarname gönderildiğı bıldirildi. Music Basın
Promosyon ve Halkla tlişkıler Müdürü Serdal Tural
yaptığı açıklamada. "Fikirve Sanat Eserleri Kanunu'yla
sanat ve müzık eserlen. telıf haklan yönünden koruma
altına alınmıştır. Bu çerçevede esersahibinin yazılı ıznı
almmadan herhangi birşekil ve formatta eserin
tamamının veya bir kısmının kullanılması ve
yayımlanması mümkün değildir" dedi.