27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17MAYIS1998PAZAR CUMHURİYET SAYFA 15 KÜItÜP mültür Istanbul Kültür Müdürü Rahmi Çubukçu Türk- menistan'a kül- tör müşaviri ola- rak atandı. Çok güzel Türkçe konuşan Çubuk- çu'nun Istanbul'dan ay- nlması büyük üzüntü ya- ratırken kültür ve sanat çevrelerinde, "Türkme- nistan'daki gardaşlar adına sevinçliyiz, kül- türleri artacak" yorumu yapıldı! Bu arada Rah- mi Çubukçu'dan boşa- lan Istanbul Kültür Mü- dürtüğü'ne Atatürk Kül- tür Merkezi Müdürü Öz- can Duru'nun atanma- sına ilişkin kararname- nin de imzaya gonde- rildiği öğrenildi. Özcan Duru'nun AKM'deki gö- revinden alınması için imza toplayan sanatçı- lar, "Şimdi pişmanız. Keşke burada kalsa. UNESCO'nun dünya kültür merkezleri ara- sında kabul ettiği istan- bul'a yabancı dil bilme- yen eski bir Türkçe öğ- retmeninin kültür mü- dürü olarak atanması Kültür Bakanlığı'nın dünya kültürüne yapa- bileceği son katkı ola- cak herhalde" dediler! Ö M Ü R f L i K Zabıta kralsa, biz işporTACIYIZ Ömür E. Kurum Elektronik posta: Deniz.Som@raksnet.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Çiller, kendini Menderes'e benzetmiş... "Doâru valla... Nehir gibi lider: gürül gürül akıyor!" Asgari uygarlık duzeyindeki azami ilkellik A sgarı uygarlık düzeyınde bir ülkeye gide- lım. Latın Amerika'da ya da Uzak Doğu'da bir yer olsun. O ulkede önemli bir kamu ku- i ruluşunu zıyaret edelim, çalışanlanyla ko- nuşalım. Bu kuruluş varsayalım kı ülkenin elektrik dağıtım işıni yürütüyor olsun. Söz meclisten dışarı, aman ha bu yazı nedeniyle Türkiye ve de TEDAŞ ak- la gelmesin. Bu yazının TEDAŞ Genel Müdür vekili Kadir Ra- mazan Coşkun'ın ıcraatlarıyla herhangı bir bağ- lantısı yoktur. Olaylar arasında uzaktan yakından, kıyısından kö- şesınden benzerfik kurmak isteyenlerin kötü niyet- li oldukları şımdiden bellidir! Gittiğimız ulkede örneğin enerji dağıtımıyla ilgili ka- mu kuruluşunda çalışanlarla konuşuyoruz ya, bir taraftan da onlar bizi tanımak içın soru yağmuruna tutuyor: - Herhangi bir liyakatı olmayan, yabancı dil bir ya- na kendi dilini bile tam öğrenememış kışileri üst dü- zey görevlere atar mısınız? - Kuruma yıllarca maaş almak için uğrayan kişi- lere bıyığına ve kıhğına göre daha çok maaşlı kad- rolar verir misiniz? - Yargı kararıyla görevine dönen liyakatlı daire başkanlarını istifaya zorlamak için taşrada persone- li bile olmayan birimlere gönderir misiniz? - Hakkını yasal yollardan arayan personeli hukuk- çularınıza tehdit ettirir misiniz? - Hakkında suçlama olan kişiye, onu suçlayan ki- şi hakkında soruşturma yapma yetkisi verır misiniz? - Telefonla kıyım talimatı verirken karşınızdaki ki- şınin ayağa kalkıp ceketini iliklediğini aklınıza geti- rir misiniz? - Müfettiş raporlarını değiştirip ortadan kaldırır mısınız? - Adı Pinokyo'ya çıkan yandaşlarınız yemeklerde alkol sınırını aşarken, hoşlanmadığınız kişilere içki içmekten soruşturma açtırır mısınız? - Personel aıdatıyla kurulan vakıflara. yandaşları- nızın başka kentlerde okuyan çocuklarını vakıfta ça- Iışıyor gösterip maaşa bağlar mısınız? Bütün sorulara yanıtımız tabii ki "ne münasebet", "hayır", "asla" oluyor. Bizim ülkemizde böyle şey- lerin olması mümkün değil... Anlıyoruz ki. onların memleketindeki kamu kuru- luşlarında bu tür sorunlar var; asgari uygarlık düze- yinde bile ilkellik diz boyunu aşıyor. SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE '/A/ Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Devlet Kuşu da özelleştirilsin! Anayasa Mahkemesi ne yapıyor? Numaracı cumhuriyetçilerin kalemt- raşlarından Mehmet Altan. Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer ı öven bir yazı yazdı. Anıtkabirin türbeye benzetildiği o yazı, birilerinin pek hoşuna gıtmış olmalı kı fotokopıyle ço- ğaltılıp Anayasa Mahkemesi'nin her odasına dağıtıldı. Bu arada Yekta Güngör Özden. Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'ndan emekli olurken can güvenliği açısından Başbakanlık bir makam otomobili, Ana- yasa Mahkemesi de koruma polislen ıçın otomobıl vermişti... Aradan bir süre geçtikten sonra Anayasa Mahkemesi, koruma polislennin kullandığı otomo- bilin benzin parasını ödemeyeceğinı bıldirdi. Benzin parasını, Yekta Güngör Ozden ödemeye başladı. Geçenlerde, Anayasa Mahkemesi otomobilin peri- yodik bakım ve onarımının yapılmasını ve bakımın mahkemenin anlaşmalı ol- duğu tamircide yapılmasını istedi. Polısler, otomobilin bakım veona- rımını yaptırıp. 200 milyon liralık fa- turayı Anayasa Mahkemesi'ne götür- dü. Mahkeme, ortada şişirilmiş bir fatura olduğu iddiasıyla parayı ödeme- yı reddetti. Polislerin, yapılan bakım ve onarımın bir uzman tarafından kontrol edilmesi önerisi de reddedildi. Mahke- me, otomobilinin getirilmesini istedi. Belli ki otomobili geri alacaklar. Öz- den'i korumasız bırakacaklar... PALAS PANDIRAS Kimimiz erkekten dönme, kimimiz kadından dönme; memleketçe yuvarlanıp gidiyoruz işte. IMüfitBozact ÇED KÖŞESİ OKTAY EKINCI 'Anayurdumuzun' kitapları "Bir gezginin gözü>le Ana- dolu uygarlıklarının anlatıldığı bu kitap. Türkiye'nin kültür çe- şitliliğine hayran olan \e sayıla- n gün geçtikçe artan "gezgın- ler" için yazılmıştır..."' Bu tanıtım paragrafı. Türki>c Bilimsel \e Teknik Araştırma Kurumu'nca (TÜ BlTAK) "Tür- kiye'nin Tarihi" adı altında ya- yımlanan kitabın kapağını süslü- yor. 1902'den 1996"ya dek süren yaşamı boyunca 20. yüzvıla olan bilinçli tanıklığını özellikle Ana- dolu kültür tarihi üzerindeki bir uy- garlık hizmetine dönüştüren ünlü Ingiliz mimar ve arkeolog Seton Lloyd, yaşadığımız coğrafyayı binlerce yıldır 'ülke' yapan de- ğerleri yine bu kitapta sevgiyle kucaklayıp bizlere ve gelecek ku- şaklara aktanyor. A!t başlığı da 'Bir Gezginin Gözüyle Anadolu l ygarlıkları" şeklinde belirlenen kitaba okuyu- cu için hem aydınlatıcı olan hem de Seton Lloyd'un gözlemlerinın doğru ve gerçekçi bir bakışla yo- rumlanmasına ışık tutan özlü bir *sunuş' yazısını Prof. Dr. L'fuk Esin kaleme almış. Lloyd'un Anadolu coğrafyasın- da gelişen kültürleri ve sahiplen- ni 'onlara can vererek' sergıle- diğine dikkat çeken Prof. Dr. Esin. lıyor: "Türkiye'nin tarihi ana- vurdumuzun tarihidir..." Akurgal'dan dersler Tl'BlTAK'ın vinebuyakınav- larda >avımladığı bir başka an- lamlı kitap ise Ord. Prof. Dr. Ek- rem Akurgal'ın çahşmalannı ıce- ren. 'Anadolu Kültür Tarihi' Kitaba 'anlamlı' dememın ne- dem. 3. bın >ılın ejiğndekişiıdö- nemlerde Türkiye"nin binlerce > ıl- lık kültür ceşıtliliginı 'Tadsıyan* ve bu köklü kültürler arasında 'çağdışı ayrımlar' yapan ırkçı \e şo\en sıyası akımlann ülkemızde- kı 'korumacı aydınlara' karşi genel birpolitik baskı uyguladık- lan dönemde yayımlanmı^ olma- sı. Nitekım. va^amı süresincebu gericı polılıkalara "derin bilgisi' vesarsılmaz '\urtsevgisi\le' kar- şı koyan ve 1930'larda Atatürk'ün ısteğiyle arkeoloji eğitıminı > urt- dı^mda gördükten sonra Türki- ve'ye hızmetin bilimsel onurunu taşıyan Akurgal da kıtabının so- nunda divor ki: "l lusal >arlığı- mız olan eski eserlerimiz. bü- tün insanlığın ortak kalıtınııdır (mirasıdırl. Arkeoloji hiliminin konusu mimarlık. hevkel \e re- sim sanatlarından oluştuğu için güzellik du>gularıniızı. ruhu- muzu besleyen zengin bir kay- naktır..." Ekrem Akurgal, Kayaköyü'nde Sami Karaören'le... (1988) sunuşunun bir yerinde de şöyle söylüyor: u Eski Anadolu tarihi ileügilenen öğrenci, uzman, ay- dın. tüm okurlar için bu kitap, zaman zaman yeni vorumlar ge- tiren, yeni ufuklar açan. geçmi- şimizi herkesin anlayacağı bir dille sunan, vazgeçilmez bir bil- gi kaynağını teşkil etmektedir..." Prof. Dr. Esın"in özel önem ve- rerek vurguladığı 'herkesin anla- yacağı dilin' mimarı ise hiç kuş- kusuz sadece Seton Lloyd değil. ICıtabı Türkçeye kazandıran Prof. DT Ender Varinlioğlu, aynı ki- tabın girişinde 'çevirenin notu' olırak yazdığı kısa açıklamasın- da böylesıne bir bilimsel ıçerik- teve kârmaşık tarihsel süreçleri be- tinleyen kapsamlı çalışmanın na- sı •akıcı" ve 'duru' bir Türkçey- lebızlere kazandınldığının ipuç- lannı şöyle veriyor: "En i> isi. ya- zarta okuyucunun arasından çe- kilmektir..." Yine Varinlioğlu. Seton Lbyd'un Anadolu"> la ilgili bılgı veyorumlarını ülkemiz ınsanlan- rütanıtma'coşkusunu' ise(kibu cc>ku. çevirinin anlaşılır ve açık Tirkçesinı yaratıyor) şöyle özet- Ne dersınız: ınsaniarın üç ku- ruşluk çıkar uğruna bırbirlerini yediklerı. geleceğı karartan bir rant ve yağma saldinsı içınde kent \e ülke topraklarıııa saldırdıklan şu dönemde. belki de her çagdan daha fazla bu 'uygarlık kaynağı- na' dört elle sanlmamız gerek- mivor mu?. TÜBİTAKVteşekkür İşte bövlesi bir 'aydınlanma ışığını' vayınları arasına aldığı için TLBlfAK'a "ulusça" teşek- kür etmemız gerekiyor. Seton Lloyd 1973 yılındaTür- kıve'nin verdiğı 'Lstün Hizmet Sertifikası' ıle onurlandırılmış- tı. Akurgalımız da v urtdışmda ai- dıüı sayjsız nişanların arasına 1981'deTC Kültür Bakanlığfnın 'Büyük Ödülü'nü de katmıştı. Galiba şımdi bir üstün hizmet ödüiünü de bu yazarlann kitapla- rını vayın programına alıp 'ana- yurdumuzuntarihini' beliieleven Tİ BİTAKa \e Zafer Karaca yönetımıııdekı yavııı kadro^una \ennek gerekiyor. ÇED KöşeNi. buııu Kültür Ba- kanlığı'ndan beklıyor.. HAYVAINLAR ISMAIL GİLGEÇ KİM KİME DUM DU>IA BEHIÇAK behicaki'i turk.net ÇİZGİLİK K.ÂMİLMASAHUI HARBİ SEMİH İÜ^KİN VÜ$İltiCBLÇR<HtZ\ S&lŞİiN TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIK\S I7Ma\ıs "EŞ/ZAMA AYRJ^KURAU BOZULDU 19S4'TE BUGÜN,AMBRtKA gİZLSŞİK D£l/L£TL£Hİ'NDe AÇILMIÇ EN ÖNEMLİ 1RKÇ1LIK DAVAIARIKIPAN 8İRİSO. NUÇLAN&I. KANSAS EYALETİ 'NDE, OLIVEZ geou/KI APLI BİK ZBHCİ, YAK/NDAKİBEYA2 OtOJLUM 6ÎD£M/YEU KtZt (JSOLOO) İÇİN MAHKEMEYE BAŞVUgMUÇTU. DA- VAYI BLE ALAN ZEMCİ YAgG/Ç TyuBGOOD MABSHAU. (SAĞPA), KJESİN /CABAŞ İÇıM POS/AYI YÜKSEK F€- PERAL MAHKEME'YE İLETMİŞTİ. YÜKSBK FE&EGAL MAHKEMB 'HİN 9 ÜYESİ, OY BiEL/ĞiyiEf DAVACI l£W NE KAKAe VERDİ. MAHICEME DAHA DA İLERi GİDS- RBK,Ö6HEMİMP€XJ "EŞİTAMA AYFl" IIZKÇl KUBA- LINI DA GEÇEISSİZ. ILAN £TTI. UMDA SISOWN V£ IRtC- BEYAZLARlM OkUJUJtJA GlûE8İL£CEJC- Tİ-.ZENCJ YfiRGlÇ MASSHALL DA, YfUAR SOSIISA,YÜK: SEK FEDEISAL MAHK£ME UYEÜĞıME GETİKİLECEK7İ. PANO DENIZ KAVUKÇUOGLU Karıncaezmez' Şevki'den Deniz Baykal 1 a Eski futbol meraklıları bilirler; 'Karıncaezmez" Şevki, 1950'liyıllarınTurgay'lı, İsfendiyar'lı, Me- tin'li Galatasaray'ının ünlü "am/go "suydu. Kimin taktığı bilinmeyen lakabına layık ölçüde duyarlı bir insandı. Yalnızca maç günlerı değil, diğer günler- de de çorabından gömleğine kadar san-kırmızı giyinir, üst cebıne yerleştirdiği mınik bir vazoda sarılı kırmızılı taze çiçeklerle dolaşırdı. Taksicılik yapan "Karıncaezmez" arabasını da aynı renkle- re bezemiş, aynı renkte süslerle donatmıştı. Maç günleri Mıthatpaşa (inönü) Stadı'nın kapa- lı tribününün üst bölümünde. deniz yönündeki blokta kümelenen Galatasaray yandaşları gözle- rini Dolmabahçe sırtlanna dikerier, "Kanncaezmez"] beklerlerdı. Karşılaşmadan yanm saat kadar ön- ce. şimdi "Gökkafes" inşaatının yü^seldiği yerin önündeki tümsekte elinde büyük bir Galatasaray bayrağıyla görününce aşağıda, "Galatasaray tri- bününde" büyük bir alkış kopardı. Sonra gelir. tri- bünün önündeki korumalığın üzerine çıkıp. sağ elinde bayrak, dakikalarca bir put gioi. kımılda- madan seyircileri selamlardı. Maç boyanca konuşmadan, bağırmadan bü- yük bir dıkkatle karşılaşmayı izlerdi. Galatasaray gol attığı zamanlar önündeki beton korumalığın üzerine çıkar, sarı-kırmızılı bayrağı bu kez hızlı hızlı sallayarak sevincini gösterır, sonra kendisı- ni geriye, arkasında duran yandaşlarının ellerinin üzerine bırakırdı. Bunun dışında gol sonrası coş- kulara katılmazdı. Hele "Rerere, ra rara... "lı, "Bir baba hindi... "li koroları yönetmek "onun işi" de- ğildi. Elinde sanki Vatikan'daki Papa'dan Boliv- ya dağlarındaki köy kiliselerinin papazlarına ka- dar "Katolik dünyası"nın ayinlerde, cenazelerde, vaftizlerde ya da manastırlardaki keşişlerin top- lu akşam yemeklerinde uyacakları törensel kural- ları belirleyen "Rituale Romana" benzeri bir "ri- tüelrehberi" vardı! "Karıncaezmez"\n yaşamını bu rehber beliriiyor, bu rehberin gösterdiği kuralla- rın dışına hiç çıkmıyordu. Galatasaray'ın "tribün tarihi"r\\n bu ilginç insa- nı yaşlandıkça, ayırdına varmadan. törenselliği olayın önüne, yanı sahada oynanan futbol ger- çeğinin önüne geçirmeye başlamıştı. Gıderek rı- tüeli gerçeğın kendisi sayar olmuştu. Bu durum, yıllar içinde bütünleştiği yandaş topluluğuyla ara- sında gözle görülür bir yabancılaşma doğuruyor- du. Hızlı profesyonelleşme. oyun içindeki yeni teknikler, futbolcuların gelişen kondisyonları tri- bünlere de yansıyor, tribün yaşamının iç dina- mikleri"Karıncaezmez"\ aşmaya başlıyordu. Ga- latasaraylı yandaşlar artık onun özgün ritüellerin- den etkilenmiyorlar, coşmuyorlar. maç öncesi gözlerini Dolmabahçe sırtlarına dikip "Kanncaez- mez"] beklemiyorlardı. Aynlık günü yaklaşıyor- du... Kanncaezmez 1960'h yılların başında tribünle- resessizcevedaetti. Birdönemkapandı. BirGa- latasaraylı olarak onu ne zaman anımsasam, hü- zünlertinm. Şimdi benzer duyguları Deniz Baykal için du- yuyorum. O da nerdeyse otuz yıldır altştığımız ri- tüellerinin artık dışına çıkamıyor. Siyasetin önü- ne geçirdiği törenselliklerinin giderek tutsağı olu- yor. Uzun salı konuşmalarıyla, medyatik meydan nutuklarıyla Türkiye'nin sorunlarına çözümler üret- tiğini sanıyor. Esprili konuşmaları "birileri"n\ gerçekten gül- dürüp eğlendiriyor. Fakat o "birıleh" hep aynı ın- sanlar!.. Zaten "gül" desen gülmeye. "ağla" de- sen ağlamaya hazırlar. Her zaman en önde onlar oturuyorlar. "Pilotajhatası"derken, onlargülüyor- lar. Malatya'da Ümit Cihan Tarho öldürülüyor!.. "Türkiye'nin fişi"ri\ anlatırken onlar eğleniyorlar. Bolu'da Kenan Mak öldürülüyor!.. "Hükümeti terbiye etmek gerekir" derken, yine onlar kahka- ha atıp el çırpıyorlar. Üç adım ötede Akın Birdal vuruluyor! Türkiye ise gülmüyor. Ortada kalan "Susurluk", milliyetçi, faşıst rüzgârları yeniden yükseltirken, yaşam ülkenin solcu, demokrat. yurtsever insanları için bir kez daha kâbusa dö- nüşüyor. Deniz Baykal tam bu can alıcı noktada susuyor. Rüzgâr olup esmiyor. Hükümete. "Ya Susurluk, ya Susurluk" demıyor. "Ya çözersiniz, ya da benden bu kadar!" diyemiyor. Türkiye'nin gerçeklikleri Deniz Baykal'ı aşma- ya başlıyor...Tıpkı bir zamanlar tribünlerin Karın- caezmez'i aştığı gibı.. Ne var ki yaşanan bir fut- bol maçı değil! Olan Türkiye'ye oluyor. O ise bu- nun farkında değil!.. Faks:0216-418 84 10 BULMACA SED\TYİŞİYA\ SOLDAN SAĞA: 1/ Kredı mek- rubu. 2/ Kadın- ların takındık- larısüsığnesi... Otlak.3/Tıcaret mallannı sakla- mak için nhtım- da yapılan bü- yük depo...Ça- maşırtn az kırlı 6 suyu. 4/ Bir renk... Aynntılı fotoğrafklişesı üzerindeki nok- talannsıklığını. k l i i b 1 2 3 4 5 6 7 ğ seyrekliğıni belirleven ölçü. 5/ Peru"nun baş- kenti... Asya'da bir ır- mak. 6/ Üzerine yapı ya- 2 pılmak için ayrılmış 3 yer... Evcil olmayan hav- vanları v urma ya da ya- kalamaışı. 7/Birfakül- tede araştırma ve öğre- 6 tım bırimı... Süreyja Duru'nun yönettığı bir film. 8/ Bir gezegenın çekıminde bulunarak 9 onun çevresınde dolanan daha kiiçük gezegcn... Ccza- yir'de bir lıman kenti. 9/ Bir sıgorta ortaklığının. sıgor- ta enıği paranın bir bölümünü. oîabılecek zarara karşı baş- ka bir ortaklıüa yeniden smorta ettirmesı ışi. YL'KARIDAN AŞAĞIYA: 1/ üezgın dervi>... Yaban- cı paraların ulu>al para cınsınden değerı. 2/ Bir kotıu va da nesnenın başlıca özellıklerını yansıtacak bıçımdc ha- zırlanmış taslağı. . Aza 3/ Satrançta özel bir harekct... Iskartamal.4/Hayatarkadaşı... İçel ılındebir ılçe. 5/Er- bıyum eleıııcntıniıı sinisıesı... A^kcr. 6/ Afrıka'da \a>a- van \e çok hızlı koşabılcn bir antılop... Müstahkem >cr. II Bir tür yaban turpu... Bir etkınliğın geçıcı olarak dur- durulduğu süre. 8' Oylumlu. . Kaba \e kırıcı kımse. 9/ Tıızak. kapan... Öndelık.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle