Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17MAYIS1998PAZAR CUMHURİYET SAYFA
15
KÜItÜP
mültür
Istanbul Kültür
Müdürü Rahmi
Çubukçu Türk-
menistan'a kül-
tör müşaviri ola-
rak atandı. Çok güzel
Türkçe konuşan Çubuk-
çu'nun Istanbul'dan ay-
nlması büyük üzüntü ya-
ratırken kültür ve sanat
çevrelerinde, "Türkme-
nistan'daki gardaşlar
adına sevinçliyiz, kül-
türleri artacak" yorumu
yapıldı! Bu arada Rah-
mi Çubukçu'dan boşa-
lan Istanbul Kültür Mü-
dürtüğü'ne Atatürk Kül-
tür Merkezi Müdürü Öz-
can Duru'nun atanma-
sına ilişkin kararname-
nin de imzaya gonde-
rildiği öğrenildi. Özcan
Duru'nun AKM'deki gö-
revinden alınması için
imza toplayan sanatçı-
lar, "Şimdi pişmanız.
Keşke burada kalsa.
UNESCO'nun dünya
kültür merkezleri ara-
sında kabul ettiği istan-
bul'a yabancı dil bilme-
yen eski bir Türkçe öğ-
retmeninin kültür mü-
dürü olarak atanması
Kültür Bakanlığı'nın
dünya kültürüne yapa-
bileceği son katkı ola-
cak herhalde" dediler!
Ö M Ü R f L i K
Zabıta
kralsa, biz
işporTACIYIZ
Ömür E. Kurum
Elektronik posta: Deniz.Som@raksnet.com Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Çiller, kendini Menderes'e
benzetmiş...
"Doâru valla... Nehir gibi
lider: gürül gürül akıyor!"
Asgari uygarlık duzeyindeki azami ilkellik
A
sgarı uygarlık düzeyınde bir ülkeye gide-
lım. Latın Amerika'da ya da Uzak Doğu'da
bir yer olsun. O ulkede önemli bir kamu ku-
i ruluşunu zıyaret edelim, çalışanlanyla ko-
nuşalım. Bu kuruluş varsayalım kı ülkenin elektrik
dağıtım işıni yürütüyor olsun. Söz meclisten dışarı,
aman ha bu yazı nedeniyle Türkiye ve de TEDAŞ ak-
la gelmesin.
Bu yazının TEDAŞ Genel Müdür vekili Kadir Ra-
mazan Coşkun'ın ıcraatlarıyla herhangı bir bağ-
lantısı yoktur.
Olaylar arasında uzaktan yakından, kıyısından kö-
şesınden benzerfik kurmak isteyenlerin kötü niyet-
li oldukları şımdiden bellidir!
Gittiğimız ulkede örneğin enerji dağıtımıyla ilgili ka-
mu kuruluşunda çalışanlarla konuşuyoruz ya, bir
taraftan da onlar bizi tanımak içın soru yağmuruna
tutuyor:
- Herhangi bir liyakatı olmayan, yabancı dil bir ya-
na kendi dilini bile tam öğrenememış kışileri üst dü-
zey görevlere atar mısınız?
- Kuruma yıllarca maaş almak için uğrayan kişi-
lere bıyığına ve kıhğına göre daha çok maaşlı kad-
rolar verir misiniz?
- Yargı kararıyla görevine dönen liyakatlı daire
başkanlarını istifaya zorlamak için taşrada persone-
li bile olmayan birimlere gönderir misiniz?
- Hakkını yasal yollardan arayan personeli hukuk-
çularınıza tehdit ettirir misiniz?
- Hakkında suçlama olan kişiye, onu suçlayan ki-
şi hakkında soruşturma yapma yetkisi verır misiniz?
- Telefonla kıyım talimatı verirken karşınızdaki ki-
şınin ayağa kalkıp ceketini iliklediğini aklınıza geti-
rir misiniz?
- Müfettiş raporlarını değiştirip ortadan kaldırır
mısınız?
- Adı Pinokyo'ya çıkan yandaşlarınız yemeklerde
alkol sınırını aşarken, hoşlanmadığınız kişilere içki
içmekten soruşturma açtırır mısınız?
- Personel aıdatıyla kurulan vakıflara. yandaşları-
nızın başka kentlerde okuyan çocuklarını vakıfta ça-
Iışıyor gösterip maaşa bağlar mısınız?
Bütün sorulara yanıtımız tabii ki "ne münasebet",
"hayır", "asla" oluyor. Bizim ülkemizde böyle şey-
lerin olması mümkün değil...
Anlıyoruz ki. onların memleketindeki kamu kuru-
luşlarında bu tür sorunlar var; asgari uygarlık düze-
yinde bile ilkellik diz boyunu aşıyor.
SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE
'/A/
Yüksek Yerilim Hattı
Erdinç UTKU
Devlet Kuşu da özelleştirilsin!
Anayasa Mahkemesi ne yapıyor?
Numaracı cumhuriyetçilerin kalemt-
raşlarından Mehmet Altan. Anayasa
Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet
Sezer ı öven bir yazı yazdı. Anıtkabirin
türbeye benzetildiği o yazı, birilerinin pek
hoşuna gıtmış olmalı kı fotokopıyle ço-
ğaltılıp Anayasa Mahkemesi'nin her
odasına dağıtıldı.
Bu arada Yekta Güngör Özden.
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'ndan
emekli olurken can güvenliği açısından
Başbakanlık bir makam otomobili, Ana-
yasa Mahkemesi de koruma polislen ıçın
otomobıl vermişti... Aradan bir süre
geçtikten sonra Anayasa Mahkemesi,
koruma polislennin kullandığı otomo-
bilin benzin parasını ödemeyeceğinı
bıldirdi. Benzin parasını, Yekta Güngör
Ozden ödemeye başladı. Geçenlerde,
Anayasa Mahkemesi otomobilin peri-
yodik bakım ve onarımının yapılmasını
ve bakımın mahkemenin anlaşmalı ol-
duğu tamircide yapılmasını istedi.
Polısler, otomobilin bakım veona-
rımını yaptırıp. 200 milyon liralık fa-
turayı Anayasa Mahkemesi'ne götür-
dü. Mahkeme, ortada şişirilmiş bir
fatura olduğu iddiasıyla parayı ödeme-
yı reddetti. Polislerin, yapılan bakım ve
onarımın bir uzman tarafından kontrol
edilmesi önerisi de reddedildi. Mahke-
me, otomobilinin getirilmesini istedi.
Belli ki otomobili geri alacaklar. Öz-
den'i korumasız bırakacaklar...
PALAS PANDIRAS
Kimimiz erkekten dönme, kimimiz kadından dönme;
memleketçe yuvarlanıp gidiyoruz işte.
IMüfitBozact
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKINCI
'Anayurdumuzun' kitapları
"Bir gezginin gözü>le Ana-
dolu uygarlıklarının anlatıldığı
bu kitap. Türkiye'nin kültür çe-
şitliliğine hayran olan \e sayıla-
n gün geçtikçe artan "gezgın-
ler" için yazılmıştır..."'
Bu tanıtım paragrafı. Türki>c
Bilimsel \e Teknik Araştırma
Kurumu'nca (TÜ BlTAK) "Tür-
kiye'nin Tarihi" adı altında ya-
yımlanan kitabın kapağını süslü-
yor. 1902'den 1996"ya dek süren
yaşamı boyunca 20. yüzvıla olan
bilinçli tanıklığını özellikle Ana-
dolu kültür tarihi üzerindeki bir uy-
garlık hizmetine dönüştüren ünlü
Ingiliz mimar ve arkeolog Seton
Lloyd, yaşadığımız coğrafyayı
binlerce yıldır 'ülke' yapan de-
ğerleri yine bu kitapta sevgiyle
kucaklayıp bizlere ve gelecek ku-
şaklara aktanyor.
A!t başlığı da 'Bir Gezginin
Gözüyle Anadolu l ygarlıkları"
şeklinde belirlenen kitaba okuyu-
cu için hem aydınlatıcı olan hem
de Seton Lloyd'un gözlemlerinın
doğru ve gerçekçi bir bakışla yo-
rumlanmasına ışık tutan özlü bir
*sunuş' yazısını Prof. Dr. L'fuk
Esin kaleme almış.
Lloyd'un Anadolu coğrafyasın-
da gelişen kültürleri ve sahiplen-
ni 'onlara can vererek' sergıle-
diğine dikkat çeken Prof. Dr. Esin.
lıyor: "Türkiye'nin tarihi ana-
vurdumuzun tarihidir..."
Akurgal'dan dersler
Tl'BlTAK'ın vinebuyakınav-
larda >avımladığı bir başka an-
lamlı kitap ise Ord. Prof. Dr. Ek-
rem Akurgal'ın çahşmalannı ıce-
ren. 'Anadolu Kültür Tarihi'
Kitaba 'anlamlı' dememın ne-
dem. 3. bın >ılın ejiğndekişiıdö-
nemlerde Türkiye"nin binlerce > ıl-
lık kültür ceşıtliliginı 'Tadsıyan*
ve bu köklü kültürler arasında
'çağdışı ayrımlar' yapan ırkçı \e
şo\en sıyası akımlann ülkemızde-
kı 'korumacı aydınlara' karşi
genel birpolitik baskı uyguladık-
lan dönemde yayımlanmı^ olma-
sı. Nitekım. va^amı süresincebu
gericı polılıkalara "derin bilgisi'
vesarsılmaz '\urtsevgisi\le' kar-
şı koyan ve 1930'larda Atatürk'ün
ısteğiyle arkeoloji eğitıminı > urt-
dı^mda gördükten sonra Türki-
ve'ye hızmetin bilimsel onurunu
taşıyan Akurgal da kıtabının so-
nunda divor ki: "l lusal >arlığı-
mız olan eski eserlerimiz. bü-
tün insanlığın ortak kalıtınııdır
(mirasıdırl. Arkeoloji hiliminin
konusu mimarlık. hevkel \e re-
sim sanatlarından oluştuğu için
güzellik du>gularıniızı. ruhu-
muzu besleyen zengin bir kay-
naktır..."
Ekrem Akurgal, Kayaköyü'nde Sami Karaören'le... (1988)
sunuşunun bir yerinde de şöyle
söylüyor:
u
Eski Anadolu tarihi
ileügilenen öğrenci, uzman, ay-
dın. tüm okurlar için bu kitap,
zaman zaman yeni vorumlar ge-
tiren, yeni ufuklar açan. geçmi-
şimizi herkesin anlayacağı bir
dille sunan, vazgeçilmez bir bil-
gi kaynağını teşkil etmektedir..."
Prof. Dr. Esın"in özel önem ve-
rerek vurguladığı 'herkesin anla-
yacağı dilin' mimarı ise hiç kuş-
kusuz sadece Seton Lloyd değil.
ICıtabı Türkçeye kazandıran Prof.
DT Ender Varinlioğlu, aynı ki-
tabın girişinde 'çevirenin notu'
olırak yazdığı kısa açıklamasın-
da böylesıne bir bilimsel ıçerik-
teve kârmaşık tarihsel süreçleri be-
tinleyen kapsamlı çalışmanın na-
sı •akıcı" ve 'duru' bir Türkçey-
lebızlere kazandınldığının ipuç-
lannı şöyle veriyor: "En i> isi. ya-
zarta okuyucunun arasından çe-
kilmektir..."
Yine Varinlioğlu. Seton
Lbyd'un Anadolu"> la ilgili bılgı
veyorumlarını ülkemiz ınsanlan-
rütanıtma'coşkusunu' ise(kibu
cc>ku. çevirinin anlaşılır ve açık
Tirkçesinı yaratıyor) şöyle özet-
Ne dersınız: ınsaniarın üç ku-
ruşluk çıkar uğruna bırbirlerini
yediklerı. geleceğı karartan bir
rant ve yağma saldinsı içınde kent
\e ülke topraklarıııa saldırdıklan
şu dönemde. belki de her çagdan
daha fazla bu 'uygarlık kaynağı-
na' dört elle sanlmamız gerek-
mivor mu?.
TÜBİTAKVteşekkür
İşte bövlesi bir 'aydınlanma
ışığını' vayınları arasına aldığı
için TLBlfAK'a "ulusça" teşek-
kür etmemız gerekiyor.
Seton Lloyd 1973 yılındaTür-
kıve'nin verdiğı 'Lstün Hizmet
Sertifikası' ıle onurlandırılmış-
tı. Akurgalımız da v urtdışmda ai-
dıüı sayjsız nişanların arasına
1981'deTC Kültür Bakanlığfnın
'Büyük Ödülü'nü de katmıştı.
Galiba şımdi bir üstün hizmet
ödüiünü de bu yazarlann kitapla-
rını vayın programına alıp 'ana-
yurdumuzuntarihini' beliieleven
Tİ BİTAKa \e Zafer Karaca
yönetımıııdekı yavııı kadro^una
\ennek gerekiyor.
ÇED KöşeNi. buııu Kültür Ba-
kanlığı'ndan beklıyor..
HAYVAINLAR ISMAIL GİLGEÇ
KİM KİME DUM DU>IA BEHIÇAK behicaki'i turk.net
ÇİZGİLİK K.ÂMİLMASAHUI
HARBİ SEMİH
İÜ^KİN VÜ$İltiCBLÇR<HtZ\ S&lŞİiN
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIK\S I7Ma\ıs
"EŞ/ZAMA AYRJ^KURAU BOZULDU
19S4'TE BUGÜN,AMBRtKA gİZLSŞİK D£l/L£TL£Hİ'NDe
AÇILMIÇ EN ÖNEMLİ 1RKÇ1LIK DAVAIARIKIPAN 8İRİSO.
NUÇLAN&I. KANSAS EYALETİ 'NDE, OLIVEZ geou/KI APLI
BİK ZBHCİ, YAK/NDAKİBEYA2 OtOJLUM 6ÎD£M/YEU
KtZt (JSOLOO) İÇİN MAHKEMEYE BAŞVUgMUÇTU. DA-
VAYI BLE ALAN ZEMCİ YAgG/Ç TyuBGOOD MABSHAU.
(SAĞPA), KJESİN /CABAŞ İÇıM POS/AYI YÜKSEK F€-
PERAL MAHKEME'YE İLETMİŞTİ. YÜKSBK FE&EGAL
MAHKEMB 'HİN 9 ÜYESİ, OY BiEL/ĞiyiEf
DAVACI l£W
NE KAKAe VERDİ. MAHICEME DAHA DA İLERi GİDS-
RBK,Ö6HEMİMP€XJ "EŞİTAMA AYFl" IIZKÇl KUBA-
LINI DA GEÇEISSİZ. ILAN £TTI. UMDA SISOWN V£ IRtC-
BEYAZLARlM OkUJUJtJA GlûE8İL£CEJC-
Tİ-.ZENCJ YfiRGlÇ MASSHALL DA, YfUAR SOSIISA,YÜK:
SEK FEDEISAL MAHK£ME UYEÜĞıME GETİKİLECEK7İ.
PANO
DENIZ KAVUKÇUOGLU
Karıncaezmez'
Şevki'den Deniz Baykal
1
a
Eski futbol meraklıları bilirler; 'Karıncaezmez"
Şevki, 1950'liyıllarınTurgay'lı, İsfendiyar'lı, Me-
tin'li Galatasaray'ının ünlü "am/go "suydu. Kimin
taktığı bilinmeyen lakabına layık ölçüde duyarlı bir
insandı. Yalnızca maç günlerı değil, diğer günler-
de de çorabından gömleğine kadar san-kırmızı
giyinir, üst cebıne yerleştirdiği mınik bir vazoda
sarılı kırmızılı taze çiçeklerle dolaşırdı. Taksicılik
yapan "Karıncaezmez" arabasını da aynı renkle-
re bezemiş, aynı renkte süslerle donatmıştı.
Maç günleri Mıthatpaşa (inönü) Stadı'nın kapa-
lı tribününün üst bölümünde. deniz yönündeki
blokta kümelenen Galatasaray yandaşları gözle-
rini Dolmabahçe sırtlanna dikerier, "Kanncaezmez"]
beklerlerdı. Karşılaşmadan yanm saat kadar ön-
ce. şimdi "Gökkafes" inşaatının yü^seldiği yerin
önündeki tümsekte elinde büyük bir Galatasaray
bayrağıyla görününce aşağıda, "Galatasaray tri-
bününde" büyük bir alkış kopardı. Sonra gelir. tri-
bünün önündeki korumalığın üzerine çıkıp. sağ
elinde bayrak, dakikalarca bir put gioi. kımılda-
madan seyircileri selamlardı.
Maç boyanca konuşmadan, bağırmadan bü-
yük bir dıkkatle karşılaşmayı izlerdi. Galatasaray
gol attığı zamanlar önündeki beton korumalığın
üzerine çıkar, sarı-kırmızılı bayrağı bu kez hızlı
hızlı sallayarak sevincini gösterır, sonra kendisı-
ni geriye, arkasında duran yandaşlarının ellerinin
üzerine bırakırdı. Bunun dışında gol sonrası coş-
kulara katılmazdı. Hele "Rerere, ra rara... "lı, "Bir
baba hindi... "li koroları yönetmek "onun işi" de-
ğildi. Elinde sanki Vatikan'daki Papa'dan Boliv-
ya dağlarındaki köy kiliselerinin papazlarına ka-
dar "Katolik dünyası"nın ayinlerde, cenazelerde,
vaftizlerde ya da manastırlardaki keşişlerin top-
lu akşam yemeklerinde uyacakları törensel kural-
ları belirleyen "Rituale Romana" benzeri bir "ri-
tüelrehberi" vardı! "Karıncaezmez"\n yaşamını bu
rehber beliriiyor, bu rehberin gösterdiği kuralla-
rın dışına hiç çıkmıyordu.
Galatasaray'ın "tribün tarihi"r\\n bu ilginç insa-
nı yaşlandıkça, ayırdına varmadan. törenselliği
olayın önüne, yanı sahada oynanan futbol ger-
çeğinin önüne geçirmeye başlamıştı. Gıderek rı-
tüeli gerçeğın kendisi sayar olmuştu. Bu durum,
yıllar içinde bütünleştiği yandaş topluluğuyla ara-
sında gözle görülür bir yabancılaşma doğuruyor-
du. Hızlı profesyonelleşme. oyun içindeki yeni
teknikler, futbolcuların gelişen kondisyonları tri-
bünlere de yansıyor, tribün yaşamının iç dina-
mikleri"Karıncaezmez"\ aşmaya başlıyordu. Ga-
latasaraylı yandaşlar artık onun özgün ritüellerin-
den etkilenmiyorlar, coşmuyorlar. maç öncesi
gözlerini Dolmabahçe sırtlarına dikip "Kanncaez-
mez"] beklemiyorlardı. Aynlık günü yaklaşıyor-
du...
Kanncaezmez 1960'h yılların başında tribünle-
resessizcevedaetti. Birdönemkapandı. BirGa-
latasaraylı olarak onu ne zaman anımsasam, hü-
zünlertinm.
Şimdi benzer duyguları Deniz Baykal için du-
yuyorum. O da nerdeyse otuz yıldır altştığımız ri-
tüellerinin artık dışına çıkamıyor. Siyasetin önü-
ne geçirdiği törenselliklerinin giderek tutsağı olu-
yor. Uzun salı konuşmalarıyla, medyatik meydan
nutuklarıyla Türkiye'nin sorunlarına çözümler üret-
tiğini sanıyor.
Esprili konuşmaları "birileri"n\ gerçekten gül-
dürüp eğlendiriyor. Fakat o "birıleh" hep aynı ın-
sanlar!.. Zaten "gül" desen gülmeye. "ağla" de-
sen ağlamaya hazırlar. Her zaman en önde onlar
oturuyorlar. "Pilotajhatası"derken, onlargülüyor-
lar. Malatya'da Ümit Cihan Tarho öldürülüyor!..
"Türkiye'nin fişi"ri\ anlatırken onlar eğleniyorlar.
Bolu'da Kenan Mak öldürülüyor!.. "Hükümeti
terbiye etmek gerekir" derken, yine onlar kahka-
ha atıp el çırpıyorlar. Üç adım ötede Akın Birdal
vuruluyor! Türkiye ise gülmüyor. Ortada kalan
"Susurluk", milliyetçi, faşıst rüzgârları yeniden
yükseltirken, yaşam ülkenin solcu, demokrat.
yurtsever insanları için bir kez daha kâbusa dö-
nüşüyor. Deniz Baykal tam bu can alıcı noktada
susuyor. Rüzgâr olup esmiyor. Hükümete. "Ya
Susurluk, ya Susurluk" demıyor. "Ya çözersiniz,
ya da benden bu kadar!" diyemiyor.
Türkiye'nin gerçeklikleri Deniz Baykal'ı aşma-
ya başlıyor...Tıpkı bir zamanlar tribünlerin Karın-
caezmez'i aştığı gibı.. Ne var ki yaşanan bir fut-
bol maçı değil! Olan Türkiye'ye oluyor. O ise bu-
nun farkında değil!..
Faks:0216-418 84 10
BULMACA SED\TYİŞİYA\
SOLDAN SAĞA:
1/ Kredı mek-
rubu. 2/ Kadın-
ların takındık-
larısüsığnesi...
Otlak.3/Tıcaret
mallannı sakla-
mak için nhtım-
da yapılan bü-
yük depo...Ça-
maşırtn az kırlı 6
suyu. 4/ Bir
renk... Aynntılı
fotoğrafklişesı
üzerindeki nok-
talannsıklığını.
k l i i b
1 2 3 4 5 6 7
ğ
seyrekliğıni belirleven
ölçü. 5/ Peru"nun baş-
kenti... Asya'da bir ır-
mak. 6/ Üzerine yapı ya- 2
pılmak için ayrılmış 3
yer... Evcil olmayan hav-
vanları v urma ya da ya-
kalamaışı. 7/Birfakül-
tede araştırma ve öğre- 6
tım bırimı... Süreyja
Duru'nun yönettığı bir
film. 8/ Bir gezegenın
çekıminde bulunarak 9
onun çevresınde dolanan daha kiiçük gezegcn... Ccza-
yir'de bir lıman kenti. 9/ Bir sıgorta ortaklığının. sıgor-
ta enıği paranın bir bölümünü. oîabılecek zarara karşı baş-
ka bir ortaklıüa yeniden smorta ettirmesı ışi.
YL'KARIDAN AŞAĞIYA: 1/ üezgın dervi>... Yaban-
cı paraların ulu>al para cınsınden değerı. 2/ Bir kotıu va
da nesnenın başlıca özellıklerını yansıtacak bıçımdc ha-
zırlanmış taslağı. . Aza 3/ Satrançta özel bir harekct...
Iskartamal.4/Hayatarkadaşı... İçel ılındebir ılçe. 5/Er-
bıyum eleıııcntıniıı sinisıesı... A^kcr. 6/ Afrıka'da \a>a-
van \e çok hızlı koşabılcn bir antılop... Müstahkem >cr.
II Bir tür yaban turpu... Bir etkınliğın geçıcı olarak dur-
durulduğu süre. 8' Oylumlu. . Kaba \e kırıcı kımse. 9/
Tıızak. kapan... Öndelık.