18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 MAYIS 1998 PERŞEMBE HABERLER Cumhurbaşkanı Demirel, Istanbul'da açılış yaptı, ödül verdi ve konferansta konuştu w Rejime herkes sahip çıkmak' ABD'den ithalata güvence • ANKARA (Cumhurhet Bûrosu) - Türkiye'nin tekstil kotalannda arttınm yaparken canh hayvan ve tahıl ihracatına yönelik engellerin kaldınlmasını isteyen ABD, Türkiye'ye satılacak tanm ürünleri için 250 tnilyon dolar olan kredi güvencesıni 300 milyon dolaraçıkardı. ABD Tûrkiye Büyükelçüiği'nden dün yapılan açıklamada. A.BD Tanm Bakanhğı'nın aralannda tahıl. proteinli gıdalar, pamuk ve yün ürünlerinin bulunduğu çeşıtli üriin ithalatında 90 günden 3 yıla kadar oian borçlara kredi garantisi verdiği anımsatılarak "Türk ithalalçılan, 1998 malı yılı içinde GSM-102 (tanm ürünleri) kredi güvence programı kapsamında 240 milyon dolardan fazla kredi kullandılar" denildi. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu. teşv ik edılen il sayısını artınnayı öngören 32 yasa teklifini tek metınde birleştirmek amacıyla hazırlanan ANAP lstanb'ul Milletvekili Refik Aras ile DSP Ankara Milletvekili Aydın Tümen'in imzalannı taşıyan bir yasa teklifini görüşerek benimsedi. Kabul edilen teklif, ocak ayında OHAL Bölgesi ve kalkınmada öncelikli yörelerde istihdam yaratılması ve yatınmlann teşviki amacıyla çıkartılan yasanın kapsamını iki ayn kategonde toplanan 27 ıl daha ekleyerek genişletıyor. MAI için genel görüşme • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHPDenizli ' Milletvekili Hilmı Develı. "ulus devletleri uluslararası sermayenin bekçisi" yapacağını söylediğı Çok Taraflı Yatınm Anlaşması'nı (MAI) Türkiye için "talihsiz bir gelişme" olarak nitelendirdi. Develı. veterli bilgilendirme yapılmazsa, CHP'ninMAl'içın TBMM'de genel görüşme isteyeceğini bildirdi. DGM'de olaylı duruşma • İstanbul Haber Servisi - Yasadışı DHK.PC örgütü adına DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'ın Yeniköy'deki yahsımn önünde nöbet tutan polis memurunun şehit edilmesinin de aralannda bulunduğu çok sayıda eylemden sorumlu tutulan 12 sanığın yargılanmasına dün lstanbul 6 No'lu DGM"de görülen duruşmayla devam edildi. Tutuklu sanıklar Cemal Ünal. Sema Türkdoğan, Gülpmar Adıyarnan, Erol Engin ve Ilker Özçelik'in getirildiği duruşma sırasmda Adıyaman. vücuduna sardığı san zemin üzerine siyah boyayla "Gözaltında kaybedilen 4 insanımız nerede" yazıh pankartı açmaya çalıştı. Adıyaman ve diğer sanıklar jandarmalar tarafmdan zorla salon dışına çıkartıldı. Deyşullah' davası • İstanbul Haber Servisi - Yasadışı "Ceyşullah" adh şeriatçı örgüte üye olduklan. işadamı Sami Manisa"mn oğlu tshak Manisa'yı kaçırarak ailesinden fidye istedikleri. çeşitli bombalama ve oto hırsızhğı eylemlerine kanştıklan öne sürülen 13 sanığın yargılanmasına dün lstanbul 6 No'lu DGM'de görülen duruşmayla devam edildi. Tutuklu sanıklar Ömer Ustahüseyinoğlu, Orban Söyler ve Kenan Kurban'ınkatıldığı dunışmada sanıklann avukatlan müvekkillerinin tahliyelerini istediler. Sayıştay üyeliği • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sayıştay da boş bulunan bir üyelik için TBMM Genel ICurulu'nda yapılan seçimde hiçbır aday yeterli oyu sağlayamadı. Oylamanın sonucunu açıklayan TBMM Başkanvekili Hasan Korkmazcan, adaylardan Alı Serdar'm 142 oy aldığını. ancak seçim için gerekli olan salt çoğunluğa oiğer adaylar gibi ulaşılamadığını bildirdi. İstanbul Haber Senisi - Cumhurbaşka- nı Süleynıaıı DemireL demokratik rejim bi- lincinin derinleştirilmesi gereğınin 1997 yılında görüldüğünü ve Türkiye'nin bun- dan ders aldığını söyledi. Sözlerinin doğ- ru anlaşılmast gerektiğıni ıfade eden De- mirel "Bu bir siyaset üsfü degerlendirme- dir. Mekân ve benim pozisyonum buna uy- gun değil. Öyle bir pozisyon bulursam baş- ka türlü desöylerimT> dedı. Demirel, cum- huriyet fel sefesinin demokrasi sayesınde *tebaa*dan "yurttas"a geçişi sağladığını vurguladı. Cumhurbaşkanı Demirel dün Istan- bul'da yıne yoğun bir program uyguladı. Demirel. sabah saatlerinde Dedeman Ote- lı'nde düzenlenen "Türk Devletleri l.Eko- nomiZirv«si"nde yaptığı konuştnada. Sov- yetler Bırliği'nm dağılmastndan sonra Türk kökenli 5 curnhuriyetin bağımsızlı- ğını ilan ettiğini anımsatarak Türkiye'nin isteğinin. bağımsızlığına yeni kavuşan bu ülkelerin kendi ayaklan üzerinde durabilmesi ve işbirliği ol- duğunu söyledi. Türk cumhuriyetlerle işbırligın- den kimsenin kuşku duy- masına gerek olmadığını ka> deden Demirel "Avras- ya dediğimiz büyiik coğ- rafvada banş, istikrar ve refaha katkıda bulunacak. bir gönül \e eylem birliği- dir" dive konuştu. Zin enin öğleden sonra- ki bölümünde konuşan Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ajay Chibber, Türkiye'nin Güneydoğu Avrupa'da bir demokratik ve ekonomik güç merkezi olarak algılandığını belir- terek "Türkiye'nin hemen yapması gereken. sürekli bir mali uyumun sağlan- ması ve yaünmlan, istih- dam büyümesini engelle- yerek toplumun en fakir kesimlerini cezalandıran yüksek enflasyon ve faiz oranlannın düşürülmesi- dir" dedi. -23. İktisatçdar Hafta- sfnın lstanbul Cnıversite- si Iktisat Fakültesinde dü- zenlenen açılış töreninde de bir konuşma yapan De- • Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. demokratik rejim bilincinin derinleştirilmesi gereğinin 1997 yıhnda görüldüğünü ve Türkiye'nin bundan ders aldığını söyledi. Cumhuriyet felsefesinin demokrasi sayesinde "tebaa"dan "yurttaş"a geçişi sağladığını vurgulayan Demirel, seçim sisteminin de istikrar getirmeyeceğini. partilerin asıl sıkıntısınm toparlanma olduğunu söyledi. mündeki başarüanndan rahatsız olanla- nn bugün görünür ya da görünmez düş- manlıklanyla karşı karşıyayu. Burada düşmanlık keümesini kullanmak islemryo- rum, ama yerine başka bir şey de bulamt- mırel, iletişim. ulaşım ve bılgisayar tekno- lojisındeki gelişmelerin dünyayı "küresel köye" dönüştürdüğünü ifade ederek şöy- le devam ettı: "Türk ekonomisi de bu gebşmelerden payını alacaktır. Biz geçmişte sana>i devri- minin 100 senesonrafarkına vardık. Elekt- riği, telefönu 50 sene sonra aldık. Ama bu defa sanıyoruz ki üetişim devriminin far- kındayız ve içinde yaşıyoruz." Cumhurbaşkanı Demirel daha sonra Harp Akademileri Komutanlığı'nda "1998 Mayısı'nda Dünya veTürkiye" konulu bir konferans verdi. Cumhuriyet felsefesinin demokrasi sayesınde "tebaa"dan "yurt- taşr a geçişi sağladığını ifade eden Demi- rel •'Cumhuriyetuı 75. yıldönümü kutla- nırken sö\tenecekşe>,cumhuriyetin iyi de- ğerlendirilmesi \e değerinin iyi bilinmesi- dir. O mesaleyi yakan büyiik Atatürk'ün ruhu şadolsun" dedi. Bu yıl Atatürk Ödülü'ne değer görülen Bernad Lovis'ten alıntı yaparak "Türki- ye'nin bölgesinde biiyük ve güçlü bir dev- let haline gelmesini Batı'nın hayretle kar- şıladığı bir ola>" ifadesmi kullanan Cum- hurbaşkanı Demirel şoyle konuştu: "Cumhuriyet devriminin 75. yıldönü- Ö d ü l V P r d İ Cumhurbaşkanı Süleyman Demirei. Çağdaş Naşamı O U U l V e r U l Dest^eme Derneği (ÇYDD) Çocuk Kulübü'nün "Cumhurbaşkam'na Mektup" konulu yazı yanşmasında dereceve girenlere ödülkrini verdi. TUYAP Fuar Merke- zfndeki ödül töreninde konuşan Demirel, ülkenin geleceği olan çoculdann üzerine titrediklerini belirterek "Size da- ha iyi bir Türkiye yaratmak için çalışıyoruz" dedi. Demirel konuşmasından sonra ödül almaya hak kazanan Kemal BaşoL Selin Kıri, Âykut Tertemiz, Murat Eren, Mehmet Can Sıtıkoğlu \e Dilara Albavrak'a ödüllerini verdi. 10 ço- cuğa da mansiyonlannı veren Demirel, derecey^ şren bütün çocuklara sırt çantası, kitap >"e kalem seti hediye etti. Cumhurbaşkanı Demirel "1. Çocuk ve Gençlik Yaymlan Fuan'nın açılışını da yaptı. (Fotoğraf: UGUR DEMİR) Cumhuriyetin temel nitelıklerinin tartı- şılmasının ne kadar kaygı yarattığının ve kimsenin tartışmaya razı olmadığının 1997 senesınde görüldüğünü belirten De- mirel "Demokratik rejime herkesin sahip çıkması gerekir. Bu ortak değerimizdir. Bu şuurun derinleştirilınesi gereği, 1997'de gö- rülmüştür. Türkiye bundan ders almıstır. Sövleveceğimi hiç kimse >anlıs anhnasın. Bunu basınuı da doğru anlaması lazım. Bu bir sivaset üstü değerlendirmedir. Mekân ve benim po/isyonum buna uygun değil. Öyle bir pozisyon bulursam başka türiü de söylerûn." Su sorunu ve Israil ile ilişkiler konusun- da değerlendirmelerde bu- lunan Demirel, otorite ol- madığını belirterek şöyle devam etti: K Musul vilaye- ti Misakı Milli sınırian için- devdi. Lozan anlaşması as- lırida Musul'u Irak'a ver- memistir. Reft randuma bı- 'rakmışhr. Referandumun da ne hale geldiği bellidir. Türkiye'nin başına gelen şe>, ŞeVh Sait isvanıyla be- raber yine Türkiye'nin içi- ni kanşörmak isteyenkrin Türkive devletini zora sok- tuklan bir zamanda mese- le başka tarafa gitmiştir. As- lında Türkije'nin oraya gi- rip çıkmamasından değil; böyle bir kaygının, rihinle- rin arkasında olmasından- dır. Bu da tarihten ve coğ- rafyamızdan gelen bir so- rundur." Konferansın ar- dmdan sonılan yanıtlayan Demirel, Türkiye'de siyasi partilerin parçalandığını ve bunlann yeni baştan topar- lanmalannın zaman alaca- ğını söyledi. Seçim siste- minin de istikrar getirme- yeceğini ve bu partilerin asıl sıkıntısınm toparlanma olduğunu belirten Demirel "Mesele yüzde 21 alanın \iizde 40 o) alabiür duru- ma gelmeskür" dedi. CHP'li Yıldırım ve arkadaşları verdi Ülkü Ocakları'na araştırma önergesi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Tunceh Milletvekili Orhan Veli Yüdınm v e arkadaş- ları. "Ülkü Ocaklan'mn terör ve hukuksuzluklaria ilgisi ve bunla- nn devletin güvenlik güçleriyle ilişkilerinin tüm yönlerinin" orta- ya çıkanlması için Meclis araş- tırma önergesi verdi. Yıldınm ve arkadaşlannın dün TBMM Baş- kanlığı'na verdiği önergede, son günlerde ülke gündemıni iş^al e- den olayların başında u llkü Ocaklan Dergisi'ni üsolarak kul- lanan ülkücü militanlann işlediği terör ve katüamlann" geldiği be- lırtilerek şu görüşlere yer verildi: "Llkücülerl980"denönce'dev- letı komünistlerden koruvoruz" diyehukuk dısv. akıl \e manük dı- şıbir anlayışla 1971-1980 arası 694 >urttaşımızı katletmişlerdir. 12 E>lül 1980 darbesinden sonra ü]- kücüler. bir taraftan çek-senet mafvası oluşturmuşlar. diğer ta- raftan ise süah ve eroin kaçakçıb- ğı vaparaköncelikle devlet-mafva ilişkilerinde sokağa hâkim olan bir görüntü sergilemişlerdir. Yük- sekova'dan başlavıp Susuriuk'ta kaza sonucu ortava çıkan de>let- ülkücü-mafya ilişldsi kendi arala- nnda da hesaplaşmavla toplumu- muzun gözleri önüne iyice seril- miştir. Llkü Ocaklan militanlan- nın yapüklan bu kirii ilişki ve te- rör olayına yandaşı olan bir siya- si parti. 'Bunlar bizden değildir' dive sahip çıkmadıklannı acıkla- malanna karşın, cenazelerine ve me\ lütlerine katılarak bo> gös- termevi ihmal etmemişlerdir.'* 1996'dan başlayarak özellikle üniversitelerde ülkücülerin muş- ta, bıçak, pala ve satır gibi suç aletleriyle "komünjstvesoleu'' di- ye tanımladıkları gençlere saldı- rarak katliam yaptıklan aktanlan önergede, şu noktalar özetlendi: "1971'den bugüne kadar olay- lann seyri cinaşetlerin işleniş biçi- mi. suç aletk'rindeki benzeriik, ül- kücülerin gecmişte olduğu gibi, bugün de halkjmın sindirmeye ve baskı altuıa almaya yönelik yap- tıklan terör olaylândır. MGK'de de kabul edilen, Milli GüvenlikSi- yaset Belgesi'nde radikal milüyet- çiliğin ülkemiz için bir iç tehdit un- suru kapsamında olduğu değer- lendirilmiştir. Bu saldınlar İ lkü Ocaklan Dergisi'ni üs olarak kul- lanan ülkücüler taranndan vapıl- maktadır." Çiller: Seçim zorunlu ANK.\RAı (Cumhuriyet Bûrosu)-DYPGenel Başka- nı Tansu Çiller. demokrasi- nin yaralandığını. ülkede bü- yükbirtalan gerçekleştirildi- ğini ve milletin vicdanının rahatsızolduğunu vurgulaya- rak "Siyastl nkandı. Çıkışa bu iktidarla ulaşdamay acağı ortava çıkn. Seçim zonınlu halegekii'' dedı. Çiller. Başkanlık Divanı toplantısı öncesinde yaptığı basın açıklamasında, Türki- ye'de siyaseUn tıkandığını. çıkışın ancak seçimle müm- kün olabileceğini savundu. Başbakan Mesut Yılmaz'ın kardeşine banka kurma hak- kı verildiğinı belirten Çiller. "Böyle bir talan bizim döne- mirnizde olmadı" dedı. Çil- ler. ara dönemin artık kapan- mas\ gerektığini kaydederek "Biran önce uziaşma ve işbir- liğine gjdeüm" dedi. Yapıcı çalışmalarda iktıdarın arka- sında olduklannı söyleyen Çiller, •'Ara dönemi kapat- mak için D\T olarak işbirli- ğÛK haanz. MiDeteinanmak ve seçime gitmek gerekli" şekiinde konuştu. DYP liderinin kuskulu serveti Komisyon için üyelik pazarlığı ANKAR\ (Cumhurivet Büro- su) - DYP hderi Tansu Çiller'in kuşkulu serveti için kurulan so- ruşturma komtsyonunda tartışma. komisyonun üyelerı bıle bellı ol- madan başladı. TBMM Başkan- hğı, DYP'nın "daha önce görüş açıkladıklaru aynı konuda kuru- lan soruşturma komisyonunda görev aldıklan" savıyla ANAP'ın 6 adayına ıtirazını yennde buldu. TBMM Başkanı Hikmet Çe- nn'in.adaylannı "değiştirmeleri'' ricasmda bulunduğu ANAP grup vöneticileri. "adaylannı değişti- rebileceklerini, ancak DYP'nin adaylannı incelemek için süre is- tediklerinr bıldırdıler. ANAP'lı l'ğur Aksöz. komisyona üye ola- raîc katılacak DYP adaylannın da Çiller'in servetiyle ilgili "lehte" görüş bıldirdiğini belirterek itiraz edebileceklerini açıkladı. Çiller hakkında kurulan soruş- turması komisyonu için aday bil- dirimim TBMM Başkanlığı'na yaptıklan itira2a yanıt alana kadar gecıktiren DYP. adaylannı önce- ki gün bıldinrken ANAP da kar- şı atağa geçti. ANAP. DYP'nin bildirdiği adaylann büyük bölü- münün Çiller'in servetinin "le- hinde" görüş bildirdiği savıyla TBMM Başkanlığı'na itıraza ha- zırlanıyor. DYP. ANAP'ın komisyon için bildirdiği Yusuf Namoğlu, HaBt Dumankaya. Yavuz Köymen. İr- fan Köksalan. Infık Diker ve Sü- leyman Hatinoglu'nun daha önce Çiller hakkında kurulan Meclis araştırma ve soruşturma komis- yonlannda görev aldıklannı ya da kamuoyuna bu konuda açıklama- larda bulunduklannı, Yusuf Na- moğlu ile de Çiller'in mahkeme- lik olduğu gerekçesiyle itiraz et- mişti. TBMM Başkanı Çetin ise gazetecilere yaptığı açıklamada. "içtüzügün gereğini*' yerine getı- receğinı belirterek bu isimlenn sakınca doğurabileceğini bildir- mişti. Çetin'in, ortamı gergınleş- tirmemek için ANAP grup yöne- ticilerinden adaylarını değiştir- meleri ricasında bulunduğu, par- ti yönetKİlerinin de "gerekirsede- ğiştirebileceklerini'" bildirdiği öğ- renildi. Çetin'in, inceleme yaptır- tıp ANAP'lı yöneticılere, bu ko- nuda açıklamalarda bulunmayan 30 milletvekili arasından aday seçmeleri önerisinde bulunduğu belirtildi. FIR NOKTAS11 ORAL ÇALIŞLAR Hükümetin etkili liderleri ola- rak sanırım sizler de nasıl bir yola sokulmak ıstendiğimizi görüyorsunuz. Akın Birdal'a sıkılan kurşunların tesadüf ol- duğunu düşündüğünüz inan- cında da değilim. O zaman, hükümet kendi varlığını da he- def alan, bu karanlık ortamı dağıtmak için acele ve etkin şekilde harekete geçmek zo- runda. llk elde yapılması gereken saldırganların yakalanması. Canilerin yargı önüne çıkanl- ması, bu tezgâhın arkasındaki güçlerden hesap sorabilmek için ilk adım olacak. Eğer bu yapılamazsa devlet şaibe al- tında kalacak. Birçok önemü suikastta devlet içindeki güç- lerin parmağı olduğunu biliyor- sunuz. Bugün Akın Birdal'a yönelen kurşunlar. yann her- kesi hedef alabiür. Korkunun ecele faydası yok. Eğer bugün korkarsanız. yann ortalığı ka- Yılmaz ve Ecevit'e Açık Mektup nştırmak isteyenler daha da cesaret kazanacaklar. ikinci ve önemli adım ise Şemdin Sakık'ın yakalanma- sıyla ortaya çıkan kanunsuz- luklara el koymanız. CHP is- tanbul Milletvekili Ercan Ka- rakaş'ın, Içişleri Bakanı'nayö- nelttiği sorular, herkesin içinde biriken tepkileri de dile getiri- yor. Şemdin Sakık'ın "jandar- ma" tarafmdan alındığı söyle- nen ve gizli olması gereken ilk ifadesi basına kanunsuz bir şekilde verildi; burada bir suç işlendi. Hükümet olarak o za- man bu kanunsuzluğa el koy- manız gerekiyordu. Böyle bir girişimde bulunmadınız. Kara- kaş şunu soruyor: "Yasalara göre gizli olması gereken bu hazırlık soruşturmasını basına kimler, hangi amaç/a sızdır- mıştır?" Sizler idarenin başısınız. O zaman hemen bir soruştur- mayla kanunsuz haber yay- manın sorumlularını ortaya çı- karabilirsiniz. Suçluları sapta- yıp yargıya teslim edebilirsiniz. Medyaya yapılan bu serviste haddini aşan, ülkenin bütün önde gelen siyasetçilerini he- def alan ifadeler vardı. Şemdin Sakık'ın söylediği iddia edilen, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere. bütün siyasetçileri kara- layan saldırgan sözler basında yayımlandı. Üstelik bunların hepsi ilk sorguda söylenmiş, araştırmayı ilgılendirmeyen sözlerdi. Sizlere de saldıran bu sözleri kimler, ne amaçla bası- na sızdırdı? Orta yerde devlet güçlerinin yapttğı açık bir kanunsuzluk duruyor. Bunun hesabı sorul- mazsa, daha sonrakilerin de önünü kesemezsiniz. Hemen, acilen bu gizli soruşturmayı sızdıranları saptamazsanız, başka kanunsuzluklann da ka- pısını açarsınız. Karakaş haklı olarak soruyor: "Şemdin Sa- kık'ın hazırlık soruşturmasın- daki ifadeleri' olarak kamu- oyuna sızdınlan bazı beyanla- nnın, Akın Birdal'a yapılan sal- dınya ortam hazırladığınt dü- şünüyor musunuz?" • • • Sayın Mesırt Yılmaz, Sayın Bülent Ecevit, Biz gazeteciler, kendi mes- lektaşlanmızın iç gerilimi tır- mandıran sorumsuz tavnndan duyduğumuz rahatsızlığı dile getiriyoruz. Bunu meslek etiği ve basın ahlakı açısından sor- guluyoruz. Son olayın ardın- dân herkesin bu konuda daha dikkatli davranmasını diliyo- ruz. Devlet güçlerinin yaptığı ka- nunsuzluğun ve ortalığı kanş- tıran sorumsuzluğun hesabını sormaksa bizim değil, sizin göreviniz. Bunun çok önemli olduğunu sanınm fark ediyor- sunuz. Sizden sorumlu devlet adamı tavn bekliyoruz. Çün- kü, ülkenin üzerindeki sisleri dağıtmanın en önemli adımla- nndan birisi böyle bir girişim olacak. Sizden girişim bekli- yoruz. • • • Akın Birdal'a sıkılan kurşun- lar banşa, Türkiye'nin gelece- ğine yönelik kurşunlardı. Bu kurşunların hemen susturul- ması için hükümet, muhalefet ve Meclis ve tabii ki medya, işin ciddiyetini kavrayan bir sorumluluk içine girmek zorunda. Şimdi cesaret ve girişim zamanı. PERŞEMBE ORHAN BÜRSALI Var Edenler ve Yok Edentep Önceki gün Türkiye'de iki ayn yerde iki ayn sahne hazırianıyor ve yaşanıyordu: Birinci sahne, istanbui'da 1 Teknoloji Kongre- si'ydi. Türkiye'nin ekonomisini ve sanayisini üretken, özgün ve yeni teknolojiler üreten ve var olan teknolojileri geliştiren; Dünyaya bilgi ve tek- noloji satan bir altyapıya kavuşturmak isteyen kurum ve kuruluşlar. geçen yıl Teknoloji Ödülleri koymayı kararlaştırmış; TÜBİTAK, Türkiye Tek- noloji Gelıştirme Vakfı ve TÜSlAD'ın ortaklaşa oluşturdukları ödül komıtesi, bir yıla yakın süren değerlendirme çahşmasının sonucunda teknoloji ödüllerini kazanan ürün ve şirketleri, 1. Teknoloji Kongresi'nin sonunda açıklayacaktı. Ikınci sahne, Ankara'da sahneye konuyordu. Esas güçlerinı devlette sahip olduklan mevkile- rinden ve güçlerinden alan birıleri veya ırkçı çe- teler de, tetikçilerini Insan Hakları Derneği'ne gönderiyordu. istanbul'daki kongre'de, misafir konuşmacı Technology Nortel'in Başkanı Gedas Sakus, değişen dünyada teknolojilerin rolünü ve tekno- loji üretmenin önemini, şirketinin araştırma geliş- tirmeye yılda niçin 12 milyar dolar harcadığını, Türkiye'dekı Netaş dahil dünyanın 44 ülkesinde neden araştırma ve gelıştirme laboratuvarları kurduklarını anlatırken, Ankara'da tetikçiler Akın Birdal'ın ofisıne giriyordu istanbui'da ABD'de Teknoloji Yönetimi konu- sunda sayılı uzmanlardan biri olan bilim adamı Dündar Kocaoğlu, yarının dünyasında teknoloji üretebilen ve yönetebilen uluslann ayakta kala- cağını, diğer uluslann da çökeceğini anlatır ve teknoloji konusunda Mitoslar ve Gerçekler baş- lıklı güzel konuşmasını yaparken, Ankara'da te- tikçiler tabancalarını ateşlıyordu. Bir yanda, İstanbui'da Türkiye'nin üretken güçlerı bilim, sanayi, teknoloji ve konuyla ilişkili basın çevreleri, ülkeyi refaha ulaştırmanın yol ve yöntemlerini araştınyor. tartışıyor, evrensel kalite- nin ve üretimin anahtarlarını arıyor ve sorgulu- yor... Öte yanda Ankara'da, devleti içten ve dıştan sarmış odaklar, yıllardır ızledikleri bu ülkeyi geliş- tirme ve güzelleştirme değil karanlıklara boğma; ülkenin bağımsızlığını değil dış ülkelere bağımlı ve kul köle kılma politikalannı zorbalıkla ve silah- la uyguluyor... Irkçıların, katıllerin. suikastçıların, insan düş- manlarının. zorbaların. çetelerin, soyguncuların Türkiye'yi geliştirme, refaha ulaştırma, Dünyada onurlu ve başı dik ülkeler arasına katma, güzel- leştirme ve kalkındırma üzerine kurulu politikalan hiçbir zaman olmadı. Üretmedıler, tükettiler... Var etmediler yok ettiler... Yaşatmadılar öldürdüler... Onlar her zaman Türkiye'nin karanlık dönem- lerinin insanları oldular. Halkı birbirıne kırdırdılar. Darbe yaptılar. Binler- ce insanı öldürdüler. Işkence yaptılar.. Kızların ve kadınlann ırzlarına geçtiler. bu ülkenin insanlan- na ekmek yerine b. yedirdiler. Türkiye'de tahterevallinin bir yanında, ülkenin geleceğinin altyapısını kurmak için teknoloji kongrelerinde, üretim tezgâhlarında, bilgisayar başlarında...ter dökenler var... Diğer yanında da kendilerini "en milliyetçi" ve "en vatansever" ilan eden bu her şeyi tüketici güçler var... • • • Şimdi. iktidardaki ve Meclis'teki, esas olarak üretici ve yaratıcı kesimlerin temsilcileri olan güçler, Susurluk'ta havlu atmalarının, devleti çe- telerden temizleyememelerinin bedelini de ağır bir şekilde ödeme ile karşı karşıya bulunuyorlar. Suç duyurusunda bulunuldu Şeriat destekçisi vali yardımcısı BURDLR (Cumhuriyet) -Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Burdur Şubesi, şeriata destek veren uygulamalan ve konuşmalanyla dikkat çeken Burdur Yali Yardımcısı Caner Yıldız hakkında İçişleri Bakanlığı'nasuç duyurusunda bulundu. "Laik Cumhuriyetin Şeriatçı Vali Yardımcısr başbklı dosyada. Yıldız'ın Milli Gençlik Vakfı 'nın sünnet şöleninde yaptığı "İslam her şeye çözümdür" sözlerine de yer verildi. Şikâyet dosyasmda, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu'na başkanlık eden Caner Yıldız'ın. Burdur Valiliği'ne Kamu Y'aranna Çalışan Derneklere Yardım Fonu'ndan gönderilen 250 milyon liranın 150 milyonunu Türk Ocaklan Burdur Şubesi'ne verdiği belirtildi. Dosvada. Yardımsev enler Derneği'ne 20 milson lira verilirken ADD Burdur Şubesi'ne ise yardım yapılmadığı da yeraldı. BurdurSanavi Fuan'nda açılan ADD standını. Türk Ocaklan Burdur Şubesi"nin de stand açma isteğini gerekçe göstererek kaldırmak istediği belirtilen Yıldız'ın, Burdur Valiliği'nde mescıt açma girişiminin Cumhuriyet gazetesinin haberi üzerine durdurduğu kaydedildi. SES yöneticileri, şikâyet dosyasında, şu aörüşlere yer verdiler: "REFAHYOL'un iktidara gelmesiyle 'dindarhğı' artan Caner Yıldız, Burdur \'etiştirme Yurdu'na mescit açması için yurt müdürü Y. Kemal Arslan'a baskı yapmış, mescit açtıramadığı müdürü Eskiyere köyündeki çocuk yuvasına geçici görevle sürgüne göndermiş, görev lendirdiği yurt müdürüne iki mescit birden açtırmıştır." SES'in şikâyet dosyasında Caner Yıldız'ın eski Burdur Valisi RecaiTosyah'nm veda yemeğinde ayet okuyarak başladığı ve hadislerle süslediği konuşmasına da yer verildi. SES yöneticileri. çeşitli tarihlerde Burdur Valiliği'ne verdikleri Caner Yıldız'la ilgili dilekçeleri de tçişleri Bakanlığı'na gönderdiler. Yıldız'ın çeşitli kurumlarda siyasi kadrolaşmayı sağlamak ve gericiliğe sahip çıkmalda suçlandığı dilekçelerde. Burdur Yetiştirme Yurdu öğrencilerinden Ülkü Ünsal'ı eşinin olmadığı bir sırada evine çağırdığı da belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle