Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 MAYIS 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ
Kültür ve çevre değerlerine duyarlı bir yasal yapılanmayı özleyen Türkiye için...
'Konıma ve imar reformu'Hükiimetin "Yerel YönetimJer
Reformu" adıyla TBMM'ye sun-
duğu taslak 14 yasada değişikhk-
ler öngörüyor. Ne \ar ki kentlen-
mızin ve artık hemen tüm yerleş-
melerimızin temel sorunu olan
"dogal ve kültürel çevre taynnrna
yönelik herhangi bır etkin önlem
yıne bulunmuyor.
Bu önemli eksikiiği ve eleştiri-
len Cumhuriyet'te 6-9 Nisan 1998
gûnlerinde \ayimlanan "Beledi-
yelerde Karşıdevrim'" adlı dızı-
mizde aynntılanyla sergıledikten
sonra kimi okurlanmız şu soruyu
yönelttıler:
•*Peki. tarihse) ve doğal zengin-
liğjmizjgerçekten korumayıtemel
alan bir yasal yapılanma için mev-
/uaömı/da negibidegişikliklerya-
pılmau?_"
Bö> le bir sorunun yanıtinı irde-
leyebilmek için de kuşkusuz gün-
ler siirecek bir yazı dizısı belki
gerekebilir. Ancak yine de şu ye-
rel yönetımler reformu gündem-
deyken "aiternatif bir tarüşma"
başlatabilmek için. son yıllarda
ağırlıklı olarak Mimarlar Oda-
sfndaki çalışmalanmızda geliş-
tirdığimız bazı önenlen kısa bir
derleme halınde sunmak şimdilik
yeterli olacak.
Dılersenız biz de bu "paketj-
mizin" adını "Koruma ve İmar
Reformu" olarak koyalım ve ül-
kemızin tarih ve doğa zenginli-
ğiyle yakından ilgili başlıca *9'
temel yasadakı "öncelikli" deği-
şiklik tekliflerimizi "ilkeler" ha-
linde kamuoyuna da duyuralım:
1- İmarYasasında
a) Her ölçekteki planlamada
kültür ve çevre değerlen başlan-
gıçta belirlenerek bunlann korun-
İstanbul'a ait iki fotoğrafa bakını/... N ururiükteki imar ve koruma anlayışı tarihi kent mer-
kezierinin tıpkı Fener'deki gibi yıkıma terk edilerek kent dışında yeni siteler kurmayı körük-
liivor (solda). Bu kültür yoksunu ve ekonomi düşmanı yağma sû'recini tersine çevirebilmek
ise öncelikie yine imar ve koruma mevzuatına "uygariık bilincini" aşılamaktan geçiyor..
4- Orman Yasası'nda
.*\entlerin tarihsel dokulannı yok etmek yerine yaşatmayı hedefleyen; SİT alanlannda yağmayı değil planlı
korumayı özendiren; kaçak yapılaşma yerine yasal davranışları ödüllendiren; belediyeleri talanla değil kent
kültürüyle buluşturan; mimarlan ve plancılan ranta değil. uygarlığa bağımlı kılan ve demokrasiyi de
toplumsal değerlen elbirliğıyle yok etme özgürlüğü olarak değil, bu değerlen yine birlikte savunmak ve
korumak için savunan bir imar ve kentleşme süreci için. bizim de bir 'paketimiz' var...
masına "önceük" \enlmelidir.
b) Yöresel kimlik \enlerini de
gözeten "bölge pianlamaian" ar-
tık "zorunlu" tutulmalı. tüm alt öl-
çekli nâzım ve uygulama planla-
nnın kendi bilimsel hıyerarşileri-
ne de uyularak bölge planlanna
uyumlu üretılmeleri teme! kurai
olarak belirlenmelidir.
c) Her ölçekteki planlama süre-
cine yerel yönetımlerle birlikte il-
gili bilimsel (akademık) ve mes-
lek kuruluşlannın etkin katılımı
sağlanmalı. aynca bu kuruluşlar yi-
ne "bttimsel ve demokratik dene-
tim" olanaklanna kavuşturulma-
hdır.
d) Mimarlık ve mübendislik
projeleri ile imar planları onay-
İanmadan önce ilçili meslek oda-
Jannın görüş veönerilennı belir-
tebilecekleri şekilde "bilgi ve de-
netimine" sunulmalı. diger de-
mokratik ve gönüllü kuruluşların
da itiraz ve yönJendiıme hak ve ola-
nakJanru kullanmalannı "kobtlaş-
üna" düzenlemeler getirilmelı-
dır.
2- Koruma Yasası'nda
a) Koruma Kunıllan; haftada
bir gün değil, "sürekli çalışan"
kurullarolmalı \e aldıklan karar-
lann uygulanmasını da "denetle-
yici" bir örgütlenmev le donatıl-
malıdır.
b) Koruma kurulu üyeleri; böl-
gedeki ünıversitelerden. ilgili mes-
lek odalarından \e kültür-tarih-
çevre kurumlarından temsilcile-
rin de bulunduğu "özerk bir üst ku-
rul"tarafindan\eaynı kurulaöne-
rilecek "adaylar" arasından uz-
manlık ve binkimlen gözetilerek
belirlenmelıdir.
c) Koruma Kurulu kararlan;
yayımlanmalı ve kararlann gerek-
çeli yazımı şart koşulmalıdır. Ko-
ruma İlke Kararlan da yine. ilgi-
li meslek odalan ve kültür-tarih-
çe\Te kurumlannm görüş ve öne-
rileri de alınarak belirlenmelidir...
dlKurulgündemleribelirlenır-
ken. kültür ve çev re değerlen üze-
rinde tahnbat varauın uv «ulama-
larhakkındakı "ihbarlara" önce-
lik veren v e kurulun "ivedimüda-
hale" olanağını sağlas acak kural-
largüvenceye baglanmalıdır.
5- Çevre Yasası'nda
aı ÇED (Çevresel Etki Değer-
lendirmesi) süreci yatmmlarda
yer seçiminden sonra değil, "yer
seçimine tşik tutacak" bir îçerik-
te ve fiziksel planlama asamasın-
da başlatılmalıdir.
ÇEDçalışması iseyatınmcmın
seçeceği profesyonel gruplarca
değil. "kamu sorumluluğu aftın-
da ozerk çaltşan" uzman birim-
lerce yürütülmelidir.
b) ÇED sürecine halkın katılı-
mını. göstermelik ve işlevsiz bil-
gılendirme toplantılanndan daha
farklı ele alan \ e y ine halkın "bil-
gili ve bilinçli olarak" çev reye sa-
hıp çıkmasını ve denetımini sağ-
lavacak kurallargetirilmelidir...
Tülay Tura Börteceney
nin son ikiyıllık çalışmaları Tuğray Sanat Galerisi 'nde
^Ressamlann dasözcü/den vardır'
• "Sadece yazarlann değil,
ressamlann da kendi
sözcükleri vardır. Benim
sözcüklerim de renkler. Renk
kullanmayı çok seviyorum.
Eşref Üren Hoca'nın bir lafı
vardır: 'Renk olmasa resim
yapmarrf der. Benim için de
aynı şey geçerli."
ESRA AÜÇA\X ŞOĞLU
Tülay Tura Börtecene gelecek yıl aça-
cağı '40 SanatYüV sergisinden önce Tuğ-
ray Sanat Galerisi'nde izleyicilerinin kar-
şısında. 40. sanat yılını hem bu yıl hem
de önümüzdeki yıl açacağı sergiyle kut-
layacak olan sanatçı. büyük boyutlu ça-
lışmalannı daha rahat sergilemek amacıy-
la bu yolu seçmiş. Tek ve büyük bir ser-
giyle yapıtlann yığıldığmı ve yeterince de-
ğerlendirilmediğini düşünüyor. Börtece-
ne. Son iki yıl içinde gerçekleştirdiği ça-
lışmaları sergileyen sanatçının bu sergi-
de 24 yapıtı bulunuyor.
Tülay Tura Börtecene'nin resimleri ha-
reketli, oluşum süreci içindekı bir dünya-
nın habercisi. Bu dünya avnca kaotik bir
dünya olma özelliği de taşıyor. Resim
elemanlan arasında en çok renkten etki-
lenen sanatçı, kendini renklerle ifade et-
tiğini söylüyor. Resimlerinde özeilikle
büyük boşluklann önemine inanan sa-
natçı. bu boşluklan kaotik hareketlerle
dolduruyor. Bunlarda sanatçının dünya-
sını yaratıyor.
Resimleri üzerinde yorum yapmaktan
kaçınan sanatçı. izleyiciyi yönlendirmek-
ten çekiniyor.
"İzkjici bir sergiyi gezerken resmi keo-
disi vorumlasın istiyorum. tşte o zaman
"Bir sanatçının Ldekleri hemen hemen büriin resimlerinde kendini ele verir."
amacına ulaşıyor sanatçının yapoklan."
Börtecene. 1959"da açtığı ilk sergisin-
den itibaren hep soyut çalışıyor. 80'li yıl-
larda yaptığı portreleriyle kendi sanat ya-
şamı içinde farklı bir döneme imza atan
Bönecene. 'Yûzier' adını taşıyan bu re-
simlerinın 80'li yıllarda Türkiye'nin ya-
şadıklanyla da yakından ilgili olduğunu
savunuyor. Sanatçı, •Yüzier'den ve 'Yüz-
ler ve Şeyler' başlıklı çalışmalanndan son-
ra yine soyut çalışmalarını sürdürmüş.
"KJa-sik anlamda resim çalışmam ol-
madı. Bir soyut dönemden sonra organik
ve inorganik düma kurma dönemim ol-
du. Ama ben hiçbir zaman birebir çalış-
madım. Hiçbir zaman belirii bir objeden
vola çıkıp. önceden belirlenmiş kurailar-
İa yapmadım resimterimi."
Her zaman, ön hazırlığı olmadan. be-
yaztuvalinönünegeçerekbaşlıyor resim
yapmaya sanatçı. Ve neredeyse 40 yıldır
beyaz tuval önüne korka korka gittiğıni
de ıtıraf ediyor.
"Ön hazırlıksız olarak tuvalin karşısın-
da oluşuvor resim. Ama sizin kafanızda
kurduğunuz dünya her zaman var zaten.
Tıpkı bir qyııngibL.Eren Eyuboğlu;" Ba-
zı resim bir nefes gibi çıkar, bazısı çık-
maz. resim çıkana kadar canmız çıkar' de-
mişti. Çok doğnı. bazı resimlerimde ca-
nım çıkacakmış gibi otuyorum."
Kaosun da kendi manhğı var
Çoğunlukla büyük boy tuval üzerıneça-
lışan sanatçı. 40. sanat yılını bir retrospek-
tifle kutlamak istediğini. fakat galerı me-
kânlannın sınırlı olmasından dolayı bu-
nu gerçekleştirmekte zorlanacağını be-
lirtiyor.
''Sadece yazarlann değil, ressamlann da
kendi sözcükleri vardır. Benim sözcükle-
rim de renkler. Renk kullanmayı çok se-
viyorum. Eşref Üren Hoca'nın Nrlafı var-
dır; ' Renk olmasa resim yapmam' der. Be-
nim için de aynı şey geçerli. Benim dün-
yam biraz kaotik bir dünya, ama kaos ii-
la düzensizlik demek değildir. Kaosun da
kendi manhğı var. Kafamdaki düzeni ya-
kalamak için uğraşıyonım. Herkesin be-
lirli L/Jekleri var. İ/Jcklcr birkaç resim son-
ra sona ermiyor, bir .sanatçının hemen he-
men bütün resimierinde kendini ele veri-
>or bu izJekter."
Çok mce tabakalar halinde sadece yaf-
lıbo\a çalışan Börtecene, büyük boyutlu
resimlerde daha rahat çalıştığını belırti-
yor. Çalışırken sehpa kullanmadığmı. en
küçük resimde dahi yerde çalıştığını söy-
'eyen sanatçı. herkesin farklı biranlatım
biçimi olduğunu. kim neye yatkınsa onu
y apar diyerek enstalasyona olan ilgisini
de dile getiriyor.
Ressam olmak hiç aklında yokmuş Bör-
tecene'nin. Bütün havalı doktor olmak-
mış. Ama boyanın kokusu tıpkı yıldınm
aşkı gibi çarpmış onu. Akademiden son-
ra Amenka'ya giden sanatçı. orada resim
ve seramik çalışmış. ama resim yapmak
her zaman ağır basmış. İzleyicınin her
türlü yönlendirmeden uzak. resimle baş
başa kalmasından yana olan sanatçı, bu
yüzden resimlerin isimsiz olmasına da
özen gösieriyor.
"Bu iş zor bir iş, benim kadar izleyici
de zorianmalı. Vasıl bir kitapokumakiçin
çaba harcıyorsak, aynı çabayı resim Lzle-
mey e gelirken de göstermeliviz.*'
Resımden önce tutkusu kiıaplarmış
Börtecene'nin. Bu tutkusunu da kıtap ka-
paklan v aparak gidermiş bir parça olsun.
tlk kıtap kapağı Sevgi Soysal'ın 'Tante
Rosa" adlı kitabı olmuş. Bunun yanı sıra
Selim İleri \e Ahmet Oktay'ın kitap ka-
paklannı da resimlemiş.. Ama şimdi böy-
İe bırçal/şma düşünmüyor. "Buçalışma-
lar sadece dostlanm içindi" diyor son
olarak.
'Hedeflerimle dinç kalıyorum'tZMfR (.4.4) - Devlet Sanatçısı şef
Hikmet Şûnşek, geçirdiği beyin ameli-
yatı sonrasında yogun bir tempoyla ye-
niden müziğe döndü. Baş ağnsı şikâye-
ti üzerine gittiği hastanede tespit edilen
tümörü "risklibirameliyatla*'alınan 73
yaşındaki sanatçı. 40 yılını verdiği mü-
ziğe "bırakhğı yerden" başladı.
ABD'de. Mayor Klinik'teki beyin ame-
liyatı sonrasında 2 ay süreyle tedavi gö-
ren Şimşek. başanlı bir ameiiyata rağ-
men "geçmeyen baş ağnlarından" şikâ-
yetçi...
•*Rahatsızhğım 6öy öncebaş ağnlany-
la başladı. Baş ağnlan isabet ohnuş, ben
72.5 yıl hiç baş ağnsı çekmedim. Doğa,
benden intikamını aWı" diyen ve ameli-
yat öncesinde moralini yüksek tuttuğu-
nu belirten Şimşek. ancak "Can baldan
tath" sözünün doğruluğunu yaşadığı ge-
ceyi şöyle anlatıyor. "Ameliyahn bu ka-
dar tehiikeliolacağını bUmiyordum. Ma-
yor Klinik'teriskyüzdesi genel olarak 1-
2 olarak belirlenmesine karşıhk, benim
için yüzde 10riskolduğu söylendi. Ama
gerçekten can çok tatlıymış. O gece sa-
baha kadar canuı ne kadar tariı oiduğu-
nun hesabını yaptun. Sabah 05.00'e ka-
dar düşündüm ve amelivat olmava karar
verdün. Doktorlar, amelivatımın olağa-
nüstü iyi geçtiğini söylediler."
Ameliyatın üzerinden 2 aydan fazia za-
man geçmesıne karşılık Ankara'dadok-
torlann baş agnlannın nedenini araştır-
dığuıı söyleyen sanatçı, zaman zaman şid-
detlenen agnlannın "dayanılmaz* bo-
yutlara ulaştığını ifade ediyor. Şimşek.
baş ağnlan ıle akraba olduğunu belırtir-
ken. "N'eyse ki fazla uzun sürmüyor, 10-
15 saniye kadar» Ara sıra şok geçiriyo-
rum. Her şeyi unutuyorum. Korkunç,
bıçak darbesi gibL." şeklinde anlatıyor
durumunu. Amelivat sonrasındakı teda-
vi sürecinde 15 kilo verdiğini, son zaman-
larda bunun yansını aldığını ifade eden
Şimşek. Türkiye'ye döner dönmez mü-
zik çalışmalarına yeniden başladığını
belırtiyor. Çalışma temposuyla kendısı-
ne aıt bir rekoru da kırdığına dikkati çe-
ken Şimşek. "Yanm günde tam 7 tane
TV programı kaydettim. TRT'de uzun
v ıllardır sürdürdüğüm Pazar Konseri ve
Çağdaş Türk Bestecileri programlarını
arka arkaya yaptun" diyor.
Kendisıne hedefler ve projeler belir-
lediğini anlatan Şimşek, halen Ankara
Üniversitesi ve Hatay'dakı Mustafa Ke-
mal Üniversitesi bünyesinde kurulacak
devlet konservatuvarlannın çalışmala-
nnı sürdürdüğünü vurguluyor.
Şimşek, ölümden kaçış yolunu ıse şö> -
le özetlıyor: "Beni dinç tutan, önüme
erişilmesi gerekli bir hedef koyuyorum.
Ona ulaşmakiçin koşuyorum. Oraya va-
nnca. bu kez yeni bir hedefbelirliyorum,
sonra başka bir hedef belirliyorum. Bu
hep böy le sürüyor. Boş durmanıava gay-
ret edivorum. Ölümden böyle kaçıyo-
rum."
a) "Ormannitetiğiniyitirenalan-
lar" yaklaşımı terk edilerek önce-
likie orman lan korumadan ödün
veımeyen bir anayasa değişikli-
ğine gidılmelidir.
b) Orman arazilerinin azalma-
sına ve orman dokusunun yok ol-
masına neden olan maden, tunzm,
üniversıte vb. amaçlı tahsislerkal-
dınlmalıdır.
c) Özellikle "ahşapağıriıkümj-
mariık mirasının" korunabilmesi
ve yaşatılabilmesi için. Koruma
Kurullan'nca tescil edilmiş yapı-
lann yine Kurul'ca onaylı proje-
lerle restorasyonunda ve restitüs-
yonundadargelirli mal sahipleri-
ne "ucuz kereste tahsisi" olanagı
sağlanmahdır.
5- Toplu Konut
Yasası'nda
Sivıl mimarlık ömeği yapılann
ve bunlann topluca bulunduğu so-
kak. mahalle ve kentsel SlT'lenn
restorasyonu ve altyapı düzenleme-
lerı de Toplu Konut Idaresi'nce
(TOKİ) desteklenen v e teşv ik edi-
len projeler kapsamına alınmalıdır.
6- Turizmi Teşvik
Yasası'nda
a) Kültür, çe\Te ve kentsel de-
ğerlen "yapı parseüne" dönüştü-
ren "turizm merkezteri*' uygula-
ması kaldınlmalı: StT değeri tası-
yan arazılerden ve orman alanla-
nndan yapılan "tahsislere
1
" son ve-
rilmelıdir. Her türlü turizm yatın-
mı için. yürürlükteki imardüzeni,
planlar ve koruma kararlan için-
de hareket edilmesi temel kural
olmalıdır...
b) Turizmi teşvik için öncelik-
ie desteklenecek konaklama ola-
naklan "pansiyonlar" olmalıdır.
Özellikle küitür varlığı niteliğin-
dekı yapıların vebutüryapı grup-
lannm pansiyon türii işlev lerle tu-
rizme hizmet vermeleri. kredi ve
dığer tüm teşviklerde ilk gözetilen
hedefler arasında yer almalıdır.
7- Mimarlık ve
MühendisHk Yasası'nda-
Mimar. mühendis ve kent plan-
cılannı "yağmaya dönük" teknik
hizmet taleplerine karşı "koruya-
cak" ve bu mesleklerin toplum ve
çevTeçıkarlartnı gözeten bıranla-
yış içinde uygulama sonımluluk-
lannı "güvenceje alacak" kural-
largetirilmelidir.
8- TMMOB Yasası nda...
a) Meslek odalanna, ilgili mes-
leğin ülke. toplum ve çevre çıkar-
lanna uygun yerine getirilmesini
demokratik ve katılımcı yöntem-
lerle "denetleme'* ve yöniendirme
yetkileri tanınmalıdır.
b I Yerel ve merkezi yönetımler-
ce kullanılan imar. koruma ve plan-
lama yetkilerinde. ilgili meslek
odalannın da karar süreçlerine ka-
tılımı ve denetim haklan yasal gü-
venceye baglanmalıdır.
9- Vergi Yasası'nda
al imar planı değişiklikleriyle
rant değerlen birdenbireyükselti-
len bina, arsa ve araziler üzerinde
etkin ve "caydıncr oranlarda "de-
ğerartışı vergjsi" uygulanarak ta-
rih ve doğa kıyımına yol açan spe-
külatif ve yıkıcı süreçlerin önüne
geçilmelidir.
b) Bu tür bir vergilendirmeyle
elde edilecek gelirler ise aynı böl-
gedekı dığer imar, koruma ve alt-
yapı hizmetlenne aynlmalıdır.
• • •
lşte bu 10 temel yasada değişik-
lik öngören paketimiz eğer siya-
sal partilerin, üniversitelerin ve di-
ğer demokratik kuruluşjann da tar-
tışma gündemlerine girebilirse.
Türkiye'nin 21. yüzyılı "yağma-
btnan bir ülke" olarak değil. tıpkı
cumhuriyetin 10. yılındaki gibi bir
coşku. umut ve uygariık ülkesi ola-
rak karşılayabilmesinin "öncelik-
li koşullan" da gün ışığına çıkmış
olur...
Nedersiniz?..
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Bilinç ve Bilimsellik
Prof. Dr. Emre Kongar'ın geçen pazartesı günü
Cumhuriyet'te yayımlanan "Prof. Lewıs'den Politika-
cılara ve Burjuvaziye Ders' başlıklı yazısı, Türkiye'de
bilimden ve bilimsellıkten ne anlaşıldığı sprusunu bir
kez daha çok çarpıcı biçımde gündeme getirdi.
Anılan yazısında bu yılkı ''Atatürk Uluslararası Ba-
nş Ödülü" sahibi Prof. Dr. Bernard Levvis'in ödül tu-
tarının büyük bir bölümünü TÜBA'ya {Türkiye Bilim-
lerAkademisi) bağışlamasından haklı birtakdirle söz
eden Prof. Kongar, "yeri gelmişken" Türkiye'de po-
litıkacılann ve burjuvazınin bilim karşısındaki tutum-
larına da eleştırel bir bakışla egiliyor.
Hemen belırtelim ki, kavramlann genelde yeterin-
ce tartışılmadığı, düşünce özürtii ortamlarda kurum-
ların çoğu kez göstermelik olmaktan ilenye gideme-
mesi, kaçınılmaz bir yazgıdır. "Bilgı", "bilmek". "bı-
lım"ve "bilimsellik"kavramlannın içerikleri üzerinde
yeterince kafa yormamanın sonucu da, ancak orta-
ya salt göstermelik bir bilimselliğın ve bilimsel tavnn
çıkması olabilir.
Durumu birkaç soruyla somutlaştırmaya çalışalım.
Darülfünun'un üniversiteye dönüşmesinin hemen
ardından Atatürk, yabancı bilım adamlarının ve uz-
manlann Türkiye'ye gelip çalışmaları ıçın neden on-
ca titiz çaba harcamıştır?
Bugün ülkemiz genelinde üniversitelerin -bazı ıs-
tisnalar dışında- en çok ihmal edilen ve en az öde-
nek aynlan bölümlerinin üniversıte kitaplıklan olma-
sı, neyle açıklanabilir?
Sürekli yeni üniversite açmak peşinde koşan bir po-
litikanın, varolan üniversiteleri her bakımdan güçlen-
dirmeyi neredeyse hiç önemsememesi. Türkiye'de
üniversiteye bugün hangi gözle bakılmakta olduğu-
nun açık göstergesi değil mıdir?
Türkiye Cumhunyeti'nden aldığı bir ödülün kırk al-
tı bin dolarını bu ülkedekı bir bılim kurumuna bağış-
layan bir yabancı profesorun bu davranışı karşısın-
da, bu ülkedeki politikacılann aynı bilim kurumunun,
yani Türkiye BılimlerAkademisi'n'm bütçesını kuşa çe-
virmeleri ve böylece yurtdışında doktora yapmakta
olan öğrencilerin burslarını bile tehlikeye sokmalan.
acaba nasıl değerlendirilmek gerekır?
Ataturk'ün, genç Türkiye Cumhuriyeti'ne yabancı
bilim adamlannı davet etmektekı amacı, yuzyıllar bo-
yunca bilimsel düşünceye yabancı kalmış birortam-
da bilimın ve bilimselliğin temellerinın atılmasını sağ-
lamakU. Çünkü Atatürk. bugünku siyasılerden çok fark-
lı olarak, üniversitelerin ve araştırma kurumlannm yal-
nızca binalaha varlık kazanamayacağını çok iyi bili-
yordu!
O dönemde Türkiye'ye gelmiş olan yabancı bılim
adamlarından ve uzmanlardan gerıye kalmış olan
belgeler ıncelendiğınde, ortaya çarpıcı -ve bir bakı-
ma bugünü de açıkîayan!- bir gerçek çıkmaktadır: Anı-
lan bilim adamları ve uzmanlar. özellikle Ataturk'ün
ölümünden sonra. Türkiye'de gerçek anlamdaki Dı-
limsellik ile bu bağlamdaki göstermelik tutumlarara-
sındaki farkı anlatabilmekte çok zorlanmışlardır
Aradan on yılların geçmiş olmasına karşın bugün
böyle bir güçlüğün artık hiç bulunmadığını rahatlıkla
söyleyebiliyor muyuz?
Üniversite kitaplıklarının ödeneksızlikten durma
noktasında olduğu. bilimsel çahşmalann basımında
sürekli zoflanıldığı, Meclis'in hiç de o kapsamı gerek-
tirmeyen yenilenmesine milyarlar akıtılırken. Türkiye
Bilimler Akademisi'nin bütçesınde yarıdan fazla kı-
sıntıya gidildiği. bir üniversitenın bağnndan yetişme
bir orkestranın yurtdışı konserleri için otuz beş bın do-
lann bakanlık onayı alamadığı bir ortamda yukarıda-
ki sorunun yanıtı elbet olumsuzdur.
Çanlann 2000. yıl için çalmak üzere oiduğu bir dö-
nemde Türkiye'nin en temel gereksinimlerinden bin
de bilimsellik bilinci üzerinde bundan öncesiyte kar-
şılaştınlamayacak ölçüde büyük bir ciddiyetle dü-
şünmektir...
7}sım Bezipci'yi Anma Günü'
düzenleniyor
• Kültür Servisi - Türk Dilı dergisi tarafından 16
Mayıs saat 13.00'te Kadıköv Beledıyesi Kültür se
Sanat Merkezi'nde 'Asım Bezirci'vı Anma Giinü'
düzenleniyor. Mehrizat Poyraz yönetimınde
gerçekleşecek olan etkınliğe Ahmet Mıskioğlu.
Muzaffer Uyguner, Şükran Kurdakul. Turgut Aear.
N'aim Tiralı. Tevfik Taş ve Refika Bezırcı
katılıyorlar. (1)216-360 90 95ı
'4. Asaf Koçak Karikatür Yanşmasf'
• KüKür Servisi -Karikarür dergisi tarafından
karikatür sanatçısı Asaf Koçak anısına düzenlenen
karikatür yanşmasının bu yıl dördüncüsü yapıhyor.
Son katılım tarihi 22 Haziran olan yanşmanın seçici
kurulu N'ecati Abacı. Orhan Büyükdoğan. Kadir
Doğruer. Hatay Dumlupınar. Veysel Donbaz.
Mengü Ertel, Ismail Gülgeç. Turgav Karadağ. Nuri
Koçak. Ilhan Selçuk. Metın Peker. fonguç Yaşar'dan
oluşuvor. (4H P 2S)
Tüyap Kitap Fuarı etkinliklepi
• Kültür Servisi - I. Istanbul Çoeuk ve Gençlık
Yayınlan Fuan'nın Tüyap Kitap Fuan'nda
düzenledigi etkinlıkler kapsamında bugün saat
12.00-13.00 saatlen arasında Korkmaz Yiğit Vakfı
tarafından Ibrahim Betil ve Tınaz Titiz'in
konuşmacı olarak katılacağı "Okumak İçin Her Gün
On Beş Dakika' eylemi. 16.30-1 7.30 saatleri
arasında Nevzat Erkmen'ın konuşmacı olarak
katıiacaği 'Beyin Olimpiyatlan Üzerine' konulu
söyleşiler izlenebilir.
BLGUN
• AKSANATta saat 12.30'da Berlioz 'Romeo ve
Juliette-Orchestral Music' konseri Iazer diskten. saat
18.30'da Hacer Karanlık'ın 'N'oneç Gezisi" başlıklı
dia eösterisi izlenebilir. (252 35 00)
• TARIKZAFER TtOVAVA KÜLTL R
MERKEZİ'nde saat 15.00'te Nurgül Karakoç'un
düzenledigi 'Kadın Kimliğine Bakış' konulu oturum
izlenebilir (293 12 ?0f
• BORl/SAN KÜLTÜR V E SANAT
MERKEZtnde saat 19.00-21.00 arası Fili/Ali'nin
'Bülent Arel ve Elektronik Müzik' konulu söyleşisi
yeralıvor. (292 06 55)
• İDÖB AKM Büyük Salon'da saat 20 00'de
Satılmış Nisanlı" adlı opera izlenebilir. (251 10 23)
15. ULUSURARASI AP*ARA MUZİK FESTİVAU
BUGUN ve YARI1N
• ÖZBEKİSTAN LLÜSAL SENFONİ
ORKESTRASI konseri saat 20 30'da MEB Şüra
Salonu'nda gerçekleştirilecek.