25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 NİSAN 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ankara Diş Hekimleri Odası seçimleri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Diş Hekimleri Odası'nın 7. Olağan Genel Kurul seçimleri sonuçlandı. Yönetim Kurulu'na "Yeni Çizgi" grubunun destekleği Doç. DT. Merih Baykara. diş hekimleri Erol Tunçbilek, Cengiz Tamtunah. Hasan Aybar. Gülay Bıyıklı, Gülen Gül, Ali Yakar ve Kemal Taşseçildi. Basm Konseyi'nden kınama • İstanbul Haber Servisi - Basın Konseyi Genel Sekreteri Nilüfer Yalçın yaptiğı yazılı açıklamada. Antalya Adliye Sarayı'nda Hürriyet gazetesi muhabiri Teslime Tosun'un askerler tarafından dövülüp fotoğraf makinesinin kınlmasını şiddetle protesto ettiklerini belirtti. Alemdaroğlu'na destek • İstanbul Haber Servisi - Öncü Gençlik İstanbul ll Başkanı Gökçe Fırat Çulhaoğlu, saldınya uğrayan İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu'nun yanında olduklannı belirterek şeriatçı grubun hedefinin Alemdaroğlu'nun kişiliğinde cumhunyet devrimleri olduğunu belirtti. CHP'den 'artı ve eşff kitapçığı • ANKAR\ (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, sosyal demokrasınin yeni sloganı olarak açıkladığı "artı ve eşit" işaretinin kapağında yer aldığı, "Yeni Bir Dünya lçin Yeni Bir Sosyal Demokrası" kitapçığı milletvekillerine dağıtıldı. Küresel Çocuk Yuruyuşu • ANKARA (AA) - Çocuk işçilerin haklannın korunması ve geliştirilmesi amacıyla, "Küresel Çocuk Yürüyüşü"ne katılan çeşitli ülkelerden 40 çocuk Ankara'ya geldi. Küresel Yürüyüşün Türkiye bölümünde, 27 Nisan'da Doğubeyazıt'tan yürüyüşe başlayan çocuklar. Ankara Ostim'dekarşılandı. Dünya çocuklarının 1 Mayıs'ta Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından kabul edileceğini anlatan Hak-lş Genel Başkanı Salim Uslu, devletin çocuk emeğinin sömürülmesine "dur" demesi gerektiğini kaydetti. sınıp dişı • İstanbul Haber Servisi - Diyarbakır'da. Nevruz kutlamalan sırasmda PKK yanlısı slogan attığı ve halkı tahrik ettığı gerekçesiyle tutuklandıktan sonra tahliye edilen Italyan gösterici Dino Frisullo. sınır dışı edildi. DGM'de Erdoğan'a destek • İstanbul Haber Servisi - Düşüncenin suç olmaktan çıkartılmasını isteyen gazeteci-yazar Abdurrahman Dilıpak ile Mazlum-Der Yönetim Kurulu üyesi Cengizhan Atakul. tstanbul Büyükşehir Beledıye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hapis cezası almasına neden olan konuşma ve şiirden hazırlanan "Düşünceye Özgürlük-ll" adlı broşürü DGM çevresinde dağıttıktan sonra. kendilen hakkında savcılığa suç duyurusunda bufundular. Felsefe Olimpiyatı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Romanya'da düzenlenen "Uluslararası Felsefe Olimpiyatf'nda Türkiye'yi temsil eden Ankara Özel Tevfik Fikret Lisesi öğrencisi Ce\at Yıldırım ve Saint Benoit Lisesi öğrencilen 3. oldu. Olimpiyatta Polonya birinci. Romanya ikinci oldu.. Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, CHP lideri Deniz Baykal'ı eleştirdi 'Keskin sirke zarar verir'ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit CHP Genel Başkanı Deniz BaykaTın seçım hükümeti modelinin ara rejim çağnşımlanna yol açtığını belir- terek, "Baa kimseler Baykal'ın dayattığı hükümet modelini 12 Mart 1971 ara rejiminin hükü- met modeline benzettiler. 12 Mart ara rejim hükümetini as- kerler dayatmıştı. son günlerde gelen hükümet modeli önerisi ise Sayın Bavkal'ın kişisel day atma- sı idi" dedi. Ecevit. Baykal ile "bazı sivri dilli yakın çalışma ar- kadaşlanna". "Keskin sirke ka- bına zarar verir" uyansında bu- lundu. Ece\ıt. dünkü grup toplantı- sında yaptığı konuşmada. "Bir yıl önceden tarihi açıklanan bir seçimin bilinen anlamda erken seçim degitokaolsa uzatmalı er- ken seçim sayılabileeeğini" söy- ledi. Baykal"m "Izatmalıerken seçüne 6 ay kala bağunsız ağırhk- h bir seçim hükümeti için dayat- tığını", bu bunalım girişiminin de kısa sürede aşıldığım vurgu- layan Ecevit şunlan söyledi: "Savın BavkaL,bir bunalım va- ratma ııstasıdır. Fakat Türk ka- muovundan gelen hilinçli tepki- ler, Sayın Ba>kal'ın bunalım tak- riklerinin artık geçersiz olduğu- nu kanıtladı. Halkın bunalımlardan usan- dığını gösterdi. Tepkiler. uyumlu bir koro halinde. iş, çevrelerinden işçi çevrelerinden. ekonomiyle il- giİi tüm çevrelerden, medyadan. o arada Sayın Baykal'a en yakın bazı köşe va/.arlanndan ve hatta kendi paıtisinden de geldi. Tep- kileri somut biçimdeyansıtan bir gösterge de, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'ndaki iniş-çı- kışlar oldu. Borsadaki bu yansı- malar ekonomi çevrelerinden Baykal'a >oğun \e yaygın uyan- lar gelmesine neden oldu. Seçim hükümeti modeti ise kamuoyun- da büsbütün tedirginlik uyandı- ncı ara rejim çağnşımlanna ne- den oldu. Bazı kimseler. 12 Mart 1971 ara rejiminin hükümet mo- deline benzettiler. Ancak bu öne- ri. askerlerin değil. Sayın Bav- kal'ın kişisel dayatması idi. Sa- yın Baykal'ın önerilerine ve da- yatmalanna toplumdan koro ha- linde gelentepkiler,kamuoyunun hükümetimize duyduğu güvenin de bir göstergeskür." Halkın büyük çoğunluğunun Temizel'e elestiri 'Özer Çiller korundu' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Özer Çiller" hakkında "haksız servet edinimi" gerekçesiyle dava açılmasını sağlayan DTP Kınkkale ll Başkanı Sadık Avundukluoğlu. ileteceği belgelerle mahkemenin vereceği kararda etkili olacak olan Maliye Bakanı Zekeriya Temizel'in görevini suiistimal ettiğini ileri sürdü. Avundukluoğlu. "Maliye Bakanhğı elindeki belgeleri mahkemeye göndermese bile duruşmaya bir avukat gönderip müdahil olma talebinde bulunırtası gerekirdT dedi. Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olarak görevini yapıp Özer Çiller'in haksız servet edindiğini ortaya çıkardığını kaydeden Avundukluoğlu. TBMM'dc Tansu Çiller ın mal varlığının soruşturulmasının reddedilmesi üzerine Türkiye"de bunu ele alacak savcılann bulunduğunu düşünerek konuyu savcılığa ilertiğini vurguladı. Mahkeme yargıcının. kendisini '"muhbir" yerine koymasını yadırgadığını belirten Avundukluoğlu şunlan söyledi: "Kendi mahkemesi olmadıgı halde duruşmayı 5 a> sonraya erteledi. Yargıcın bu tavn, Türkhe'de yargının ne durumda olduğunu çok r>i gösteriyor." Avundukluoğlu'nun avukatı Ceyhan Mumcu da Maliye Bakanı Zekeriya Temizel'in tavnnın "gensoruluk* bir olay. Duruşmanın 5 ay sonraya bırakılmasını da "rekor erteleme" olarak yorumladı. Mumcu şunlan kaydetti-. "Maliye Bakanhğı, bu davada Özer Çiller'i himayesine almış durumda; bu davadan kurtarmaya çaltşıyor. Basını ve kamuoyunu oyalamaktadır. Maliye Bakanı, mahkeme)e belge göndermeyerek görevini kötüye kuUanmıştır. Maliye Bakanı'nı vatandaşlara ve TBMM'ye şikâyet ediyoruz." ÇİZMEDEN YLKARI MUSA KART Şemdin Sakık'ın ifadesine dayanılarak basında yargısız infaz yapdıyor. refoımlann uygulanabilmesi için hükümete bir şans tanınma- sını istediğini savunan Ecevit. "O nedenle de kamuoyu, siyasal yaşama ve ekonomiye erken se- çim gölgesi düşmesinden rahat- sız olmaktadır. Hiçbir temel so- runa el atamayacakbir hükümet modeliyleişlerin aylarca aksama olasılığı da toplumu çok rahatsız etmektedir. CHPdesteğini çeker- se, Türkiye her an bir erken se- çim zorunhıluğu ile karşı karşı- ya getebilir. Ama toplum bu ota- sıhklann sözünün bile edilmesi- ni istemiyor" dedi. Ecevit. kamuoyunun CHP'den yapıcı bir tutum bekledi- ğini vurgulayarak sözleri- ni şöyle sürdürdü: "CHPhükümetedışan- dan destek olduğu oranda güçlenmektedir. köstek ol- duğu oranda zayıflamak- tadır. Sayın Baykal'ın bu gerçeği gereğincedeğerten- direbilmesi önündeki baş- lıca engel ise, kendisinin kavgaeı siyaset anlayışı ve hırçın üslubudur. Sayın BaykaL muhalefet yapma- yacak mıyız diye yakın- maktadır. Kuşkusuz bu hakkı ve görevidir. .Ama Türk top- lumu artık hükümetten iş beklerken muhalefetten de yapıcı ve katkjcı muhalefet ve elestiri beklemektedir. Sa>ın Baykal'ın bunu da içine sindirmesi gerekir. l sluptaki hırçınhk dozu ise elbette Sayın Baykal'ın kendî takdirine kalmış&r. Sa>in Ba> kal'ın ve bazı siv- ri dilli yakın çalışma arka- daşlannın bir atasözümü- zü hatıriamalannda yarar \ardır: Keskin sirke kabına za- rar verir. Türk halkı ise keskin sirkenin, artık ka- bına değil. ülkeye de zarar verdiğini görmüştürr Ecevit. konuşmasının sonunda "halkın hüküme- te bir fırsat tanınması. baş- lanmış atüımlara küçükçı- kar hesapUnyla göige dü- şürülmemesini istediğini" söyledi. Koalisyon ortaklan, erken seçim hükümetinin kurulmamasmı benimsediler Seçim Mayıs 1999'dan sonraANKARA (Cumhuriyet Büro- su)- Koalisyon ortaklan. CHP Ge- nel Başkanı Deniz Ba>kal'ın ısrar- ları sonucu hükümet için sorun oluşturan erken seçim konusu ve öncelikli tasanlan görüşmek üze- re dün bir araya geldiler. ANAP. DSP ve DTP lıderleri. Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel'ın seçım hükümetini uygun görmeyen açık- lamalannı da dikkate alarak, 'er- ken seçimin 1999 Mayıs ayından önce yapılmaması ve seçime yöne- ük yeni hükümet kurulmaması' görüşünü benimsediler. Başbakan Mesut Yılmaz. Baş- bakan Yardımcısı Bülent Ecevit. DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk. dün Başbakanlık Konu- tu'nda bir arava gelerek 'erken se- çim bunalımını" değerlendirdiler Toplantıya DSP'li De\let Bakanı Hüsamettin Özkan ile DTPli Baş- bakan Yardımcısı İsmet Sezgin de katıldı. Liderlerin ayn açıklamalanndan siyaset gözlemcilerinin çıkardığı sonuçlara göre, partiler yerel ve ge- nel seçımlerin aynı gün olmasını onaylamayacaklar. Ancak ortakla- nn, anayasa gereği yerel seçifnin man sonunda yapılmasını öngör- dükleri. bir genel seçim olasılığı - nın da gerck \'üksek Seçim Kuru- lu'nun istediğı 5 tnlyon lıralık öde- neğin hemen bulunamaması. bu- lunsa bile teknik olanaklar nede- niyle ancak Mayıs 1999"a yetiştı- rilmesi üzerinde duracaklan belir- tıldi. A\ nca genel başkanlar, bir erken seçım hükümetıne >anlı olma>a- caklan konusunda da görüş bırliği- ne \ardılar. Cumhurbaşkanı Sülev- man Demirel'ın. 'anayasa veyasa- lara göre seçimlerden 6-7 ay önce kurulacak bir seçim hükümetine onay vermeyeceğine' ilişkin görüş- leri de toplantıda değerlendirildı. Cumhurbaşkanı sonaçıklamaların- da, parti lıderleri arasında varılan bir anlaşmanın önüne getirilip >a- şama geçirilmesine karşı çıkacağı- nı belirtmışti. Cumhurbaşkanı'nın. mevcut hükümetin üç üvesinın (Adalet. lçi^leri. Ulaştırma) değış- mesivle seçime gidilebileceğinde ısrarlı olduğu da belirtiliyor. Baykal'ın çıkışına karşın koalıs- yonun 3 ortagı genel olarak avnı noktalarda buluştular. Ortaklar. hü- kümetin sürmesi konusunda CHP'nin desteği üzerinde de dur- dular. Ortaklar. başta irtica ve enf- lasyonla mücadele olmak üzere öncelikli tasarılann çıkarılmasın- da CHP'den destek istenmesinı. Baykal'ın 'dayatmada bulunması' durumunda 'çekilme' yenne 'alter- natif hükümet oluşumu" için CHP'nin tavnnın beklenmesini uygun gördüler. Devlet Bakanı Işın Çelebi. dün konuya ilişkin sorular üzerine, enf- lasyonun düşürülmesi ve ekono- minın istikrara kavuşturulması için bütün partilerin uzlaşması gerekti- ğini söyledi. Ekonomideki hedef- lerin tutturulması için hâlâ şansla- n bulunduğunu belirten Çelebi, "Seçimi ondan sonra her zaman yapanz, Seçim Türkiye'nin temel meselesi değiP dedi. ANAP grubunda baskı Başbakan Yılmaz. grubunun olağanüstü toplantısında. YSK'nin iki seçimin ancak 'mayıs ayında" bir arada yapılabileceği vönünde görüş bildirdiğini açıkladı. 27 Mart 1994'te gerçekleştirılen yerel seçi- min yenilenmesi için tanınan ana- yasal sürenin 27 Mart 1999'dadol- duğunu anımsatan Yılmaz. Mart 1999'da çifte seçim yapılamayaca- ğını söyledi. ANAP grubu. Deniz Baykal'a sert tepki gösterirken. Başbakan Yılmaz'ı da üstü kapalı olarak eleştirdi. Hükümetin istifasına ve erken seçim hükümetine karşı olan ANAP. Yılmaz'a Baykal'la göriiş- me yetkisi verirken. "hiçbir biçim- de taviz vermemesüıi' ıstedı ANAP milletvekillerinin ortak gö- rüşleri şöyle: "Deniz Baykal hareketinde sa- mimi değil. CHP kongresi nedeniy- le parti içine dönük mesajlar ver- mek için bu yoia girmiş olabilir. Baykal devamlı şantaj yapryor. Bu- güne kadar TBMM'den geçen ya- salann birçogundaCHP'nin deste- ği yok. CHP istediği yasayı destek- liyor, istemediğini desteklemiyor. Zaman zaman FP \e DYP ile bir- likte hareket etmekte hiçbir sakın- ca görmüvor. Bu nasıl hükümet desteği? Pazarlıkla TBMM Baş- kanlığını aldı, komisyon başkanlık- lannı aldı. Şimdi de seçim tarihini beliıiemek istiyor. Artık CHP'ye hiçbir biçimde taviz vermeyelim. Nasıl istivorsa övle davransınr 7/i?A//A:/AYDINE]NGtN Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. NESLtHAN SARIŞIN İstanbul Tabip Odası'nın kongresi var. 2 Mayıs'ta kong- re başlayacak, 3 Mayıs Pazar günü Suttanahmet Endüstri Meslek Lisesi salonlarında ya- pılacak seçimlerle sona ere- cek. Âdettendir, meslek odalan- nın, sendikalann, toplumsal ağırlığı yüksek örgütlerin kong- relerinden önce, yarışan grup- lar, kendilerini tanıtmak, anlat- mak amacıyla broşürler hazır- lar, meslektaşlarının yanı sıra gazeteci tayfasına da yollarlar. Bu kez de öyle oldu. Masa- mın üstünde yanşan gruplann broşürleri. Bir yanda "Demok- ratik Katılım Ga/bu"nda bir araya gelmiş eski-yeni tanıdık- lar. Öbür yanda daha düne ka- dar Demokratik Katılım Grubu içinde görmeye alışttğımız, ge- ne eski-yeni tanıdıklar. Onlar da "Güçbirliği" diye ayrı bir liste oluşturmuş, yönetime talip ol- muşlar. Haydi bakalım, gel çık işin içinden. Bunlar niye aynlmışlar, dahası bunlar, aralannda çeki- Hekimler Kongre Telaşmda şirken aradan demokratlıkları kuşkulu birileri sıynlıvermesin? İstanbul Elektrik Mühendısleri Odası'nda kısa süre önce ya- şananlardan sonra, "istanbul Tabip Odası, Istanbullu hekım- lerin meslşk örgütü. Madem ne olup bittiğini anlayamadık en iyisi karışmayalım" demek de pek akıl kârı değil. En iyisi bir bilene sormah. Hekimlerle ilgili bir sorun ve so- rum olunca benim için bir bilen ya bizim Erdal Atabek'tir ya da Gencay Gürsoy En iyisi "Ikisine birden danış- mak" deyip telefonun başına çöktüm. Atabek'in telefonu zır- ladı, açan yok. Cep telefonu ise almış başını "kapsam alanı dı- şına" çıkmış. Anlaşıldı, bizim doktor ya bir yerlerde konfe- rans veriyor. ya sakin bir yerle- re tüymüş kafasını dinliyor. Döndük Gencay Gürsoy'a. Koskoca profesör nasıl olsa kolay kolay tüyemez. Üç ayn telefon numarasını beyhude yere çevirdikten sonra dördün- cüsünde yakaladık. Önce telefonun benim tara- fıma bile serin bir esinti getiren bir "Pufff" çekti. "Valla" dedi. "Araiarında büyük ya da çok temel bir fark yok. Zaten altı ay öncesine kadar bir arada ve uyumlu çalışan bir ekiptiler. O yüzden ayrılık noktalannı kav- ramak benim için de kolay de- ğil. Ancak Demokratik Katılım Grubu'ndan kopan ekibin iş- birliği yaptıklanna bakınca, sağlık hizmetlerinin özelleştiril- mesigibi, biz hekimler için çok kilit bir konuda, Demokratik Katılım Grubu'ndan kopanla- nn tavn görece bulanık gibi ge- liyor bana. Ayrıca." Üstelemesem ardını getir- meyecek. Üsteledim. Bir "pufff" daha çekti. "Kongre günü yaklaştıkça, Demokratik Katılım'dan ko- panlar. daha düne kadar birlik- te yol aldıkları arkadaşlanna, 'İstanbul Tabip Odası'nı siya- sete bulaşttrmak, sol bir çizgi izlemek' gibi suçlamalaryönel- tir o/du/ar. Işte, bu hoş değil. Düne kadar sağcı bilinen ke- simlerden gelen böylesi leke- lemeleri, bu arkadaşların ağ- zindan duyar olmak gerçekten hiç hoş değil. Üstelik, Demok- ratik Katılım Grubu'nun, tam da böylesi eleştirilere karşı, İs- tanbul Tabip Odası'nı sadece bir meslek örgütü eksenine oturtmak için kurulduğunu anımsarsak, belki 'hiç hoş de- ğil'den daha sert nitelemeler kullanmamız gerekecek. Be- nim korkum, bu çekişme orta- mından yararlanıp sağcı kesi- min aradan sıyrılmast. Bunun sorumluluğunu kimse taşıya- maz." Telefonu kapattık. Bir "pufff" da ben çektim. Cumhuriyet'\r\ sağlık sorun- lanyla ilgili gencecik muhabiri Saadet Uslu'ya da danıştım. Baktım o da" Gencay Gür- soy'dan pek farklı değil. Son anda aklıma geldi, "Peki sen- ce başkan kim olacak" diye sordum. Omuz silkti. - Belli değil abi dedi. Güçbir- liği Grubu kazanırsa, Demokra- tik Katılım 'dan kopan eski baş- kan Orhan Arıoğul yeniden başkan olur herhalde. Yok De- mokratik Katılım Grubu seçimi gene kazanırsa, bence ya Dr. Bülent Forta olur ya da Şeb- nem Hanım..." - Şebnem hanım? Yani bir kadın başkan? . - Evet abi. Hani Adli Tıp Anabilim Başkanı. Dr. Şebnem Fincancı. Ötesini dinlemedim. Sor- dum. - İstanbul Tabip Odası'nın başına bir kadın hekimin gel- mesinin zamanı gelmedi mi sence? Gencecik muhabir arkadaşı- mın gözleri parladı. Sözümüta- mamladım: - Bence geldi de geçiyor bile. POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA 'Saklı Devletin Güncesi../ Umutlanmız giderek tükeniyor... Yaşanan acılartoplumun hüzünlerini çoğaltıyor... Bazı aydınlarımız, yazarlanmız televizyon ekran- lannda, gazetelerinin köşesinde Recep Tayyip Er- doğan'ı "demokrasi kahramanı" olarak görürken, nedense şu soruyu yöneltmiyorlar: "Abdi Ipekçi'n/n, Doğan Öz'ün, Cevat Yurda- kul'un, NecdetGüçlü1 nun, Kemal Türkler'/n, Ca- vit Orhan Tütengil'/n, Ürnrt Doğanay'/n katilleri kim?" Aradan 20 yıla yakın süre geçti... Nerede bunca insanımızın katilleri? Yüreklerimizdeki sızryı, çığlık atarak gidermeye çalışıyoruz: "Kim saklıyor katilleri..." Uğur Mumcu'yu, Çetin Emeç'i. Turan Dur- sun'u, Musa Anter'i, Bahriye Üçok'u Muammer Aksoy'u neden, niçin öldürdüler? Abdi Ipekçi cinayetiyle ilgili davada Yalçın Öz- beyMn Almanya'da MİT görevlisine verdiği ifadenin bant kayrtlannın silindiği ortaya çıkıyor... Avukat Turgut Kazan önceki gün yapılan duruş- mada diyor ki: "Türk devlet geleneğinde belge yok edilemez. Beigelerin yok edildiğine inanmıyoruz..." Insan ister istemez gülümsüyor... Doğrudur, Türk devlet geleneğinde belge yok edilemez!.. Amaediliyor... Belgeler ya ortadan kaldınlıyor ya da bulunamı- yor... Susurluk kazasıyla çevreye saçılan pislik de bir belge değil midir? Başbakan Mesut Yılmaz, Su- suriuk'u 20 gün tçinde çözeceğini söylememiş miy- di? MehmetAli Ağca, Abdullah Çatiı, Mehmet Şe- ner, Yalçın özbey ve Oral Çelik'e yaklaşık 20 yıl önce "pasaport veren" MİT görevlisi kimdi? "TimurHanoğlu!" Uğur Mumcu, 6 Kasım 1987'de köşesinde bu ilişkiler zincirini yazarken soruyordu: "Çatlı ve Oral Çelik'in 'gizli ve karanlık ilişkilerini' biliyoruz. Ancak bu ilişkilerin 'yazılı belgelerini' bu- lamıyoruz. Bu gizli ve karanlık ilişkiler belki de dev- let sırndır... öyle midir, değil midir, kime sorsak ki?" • • • Umutlanmız giderek tükeniyor... Katiller, bugün elini kolunu sallayarak ortalıkta dolaşıyor, önemli koltuklaraoturup caka satıyorlar... 12 Mart'ın, 12 Eylül'ün sorguculannı anımsıyor musunuz? Islam dinini antikomünist ideoloji olarak kullananlar şimdilerde ne yapıyor biliyor musunuz? Ipekçi davasının bant kayrtları yok olurken şu so- ruyu yönelttim kendi kendime: "1979'dan 1998'e dek geçen süre içinde deği- şen nedir?" Hiçbir şey!.. Işkence editerek öldürüldüğü kanıtlanan Bursa Uludağ Üniversitesi öğrencisi Sinan Demirbaş'ın katilleri hâlâ görev başında... Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava 3 yıl- dırsürüyor... t Dtyorum ki: "Bir bakarsınız Sinan'ın öldürülüşüne ilişkin bel- geler de bir gün kaybolur..." Celal Başlangıç'ın haberine göre, önceki gün yapılan duruşmada salon sivil polisle doluymuş, hepsi de silahlıymış... Başlangıç, izlenimlerini şöyle aktarıyor: "Aydm'da geçen hafta sivil polislerin mahkeme salonunda izleyicilere, gazetecilere ve avukatlara saldınması üzerine Içişleri Bakanı Murat Başesgi- oğlu, 80ilin vaüsine 'gazetecilerin dayaktan korun- ması' için birgenelge göndermişti. Genelgeye gö- re, dunışma salonlannda kolluk kuvvetlerinin oluş- turacağı güvenlık bandının önünde gazeteciler du- racaktı. Aynca 'Burada görev yapan personel dı- şında hiç kimsenin silahla adliyeye alınmaması, si- lahlann belge karşılığında teslim alınması...' isten- mişti. Ancak polis genelgeyi pek 'takmamış'ü. Dün Elazığ Adliyesi'nin önü, koridorian ve Ağır Ceza Mahkemesi'nin duruşma salonu, sivil polis akınına uğradı. Izleyiciler ve müdahiller aynen Ay- dın'daki gibi salonda oturacak yer bulamadı. Yal- nızca iki resmi polis vardı. Gazeteciler için Içişleri Bakanhğı genelgesinde belirtilen 'güvenlık bandf herhalde görevlilerin taktığı 'pazubant'/a karıştınl- mış olacak ki ortalıkta görijlmüyordu. Aynca adliye girişinde genelgede belirtildiği gi- bi belge karşılığı silahını bırakan tek bir kişi yoktu." • • • Umutlanmız giderek tükeniyor... Yaşamımızda sevinçler değil hüzünlerçoğahyor... Tarikatlar, çeteler, eroin kaçakçılannın tümü birer "vatansever"d\r günümüzde... Ipekçi davasında ses kayrtlannın yok edilmesi, Uğur Mumcu'nun yeni kitabı "Saklı Devletin Gün- ces/"ni çağnştınyor... Ne diyor Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail Güreli: "Bürokrasinin adaleti engellediğini yeniden gör- dük..." Galiba daha çoook göreceğiz!.. Faks numaramı* 0212/ 513 90 98 Dokunulmazlıklar Çiller veAğar dosyalan dönem sonuna kaldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Çorum Milletvekili Ali Şahin başkanlığındakı hazırlik komısyonu, gündemindeki 5 dokunulmazlık dosyasının daha dönem sonuna bırakılmasını kararlaştırdı. Komisyon. DYP Genel Başkanı Tansu ÇflJer ile DYP Elazığ Milletvekili Mehmet Ağar hakkındaki dosyalarla ilgili incelemenin sürdürülmesine karar verdi. Gündemindeki 20 dosyadan 13'ünüdaha önce ele alarak dönem sonuna bırakılmasına karar veren hazırlık komisyonu dünkü toplantısında kalan 7 dosyayı görüştü. " Devletin askeri kuvvetlerine alenen tahkir ve tezyifle suçlanan FP Kahramanmaraş Milletvekili Kahraman EmmioğluileDYP milletvekilleri Meral Aksener ve Salim Ensarioglu. "hakaretle" suçlanan FP Kocaeli Millervekilı N'ecati Çelik v e "Hazine arazilerini usülsüz dağrttiğT iddiasıyla ANAP Tekirdağ Milletvekili Enis Sülün hakkında hazırlanan dosyalann dönem sonuna bırakılmasına karar verildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle