Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 NİSAN 1998 PERŞEMBE
HABERLER
Amerika ve Avrupa'da 19. yüzyıhn sonlannda başlayan emekçi isyanlan sosyal devleti yarattı
1 Mayıs'ın 112 yıllıktarihiİstanbul Haber Servisi - 1 Mayıs'ın
tarihi. dün> a emekçilennin "insanca bir
yaşam" ıçin verdikleri mücadelenin ta-
rihidir. 19. yüzyılın sonlarına doğru
Amerika \e Avrupa'da başlayan örgüt-
lü emekçi isyanlan. yüzlerce işçi önde-
rinin yaşamına mal oldu: ancak bu mü-
cadele ekonomik gelişmenin de katkı-
sıyla "sosyal devlefi doğurdu.
20. yüzyılın ilk yıllarından itıbaren
Türkiye'de 1 Mayıs. işçi haldannın ya-
nı sıra bağımsızlık, demokrasi ve geri-
ciliğe karşı mücadelenin de adı oldu. Ve,
her 1 Mayıs. emekçi önderlerine. sosya-
Hstlere ve sosyal gelişmenin önlemesi-
ne yönelik provokasyonlara. katliamla-
ra, tutuklanmalara "zeminr
'yapıldı.
• 1886da ABD'nin Chicago kentın-
de. Amerikan İşçi Federasyonu'nun
(AFL) 8 saatlik işgünü çağnsı üzerine
Haymarket Meydanf nda toplanan işçi-
lerin arasına bomba atıldı; 8 kişi yaşa-
mını yitirdi. Ardından polisin açtığı
ateşle 6 işçi katledildi. Katliamın so-
rumluluğu ışçılere yüklendi; idam iste-
mıyle yargılanan işçi önderlerinden AJ-
bert Parsons, August Spies, George En-
geL Adolph Fischer idam edildi.
• 1888'de AFLnin Saint Louis'deki
kongresinde, 8 saatlik işgünü hedefine
ulaşıncaya dek her yıl 1 Mayıs'ta genel
gre\ yapılması kararlaştınldı.
• 1889"da Paris'te toplanan 2. Enter-
nasyonal. 1 Mayıs'ı tüm dünyada "işçi
günü~ ilan etti.
• 1 Mavıs. ilk kez 1890'da ABD.
Fransa. Almanya, İngiltere ve Avustur-
ya'da kutlandı. Fransa ve Polonya'dakı
kutlamalarda yüzlerce işçi polis kurşu-
nuyla katledildi.
Ancak kanlı mücadele günlerinin ar-
dından. 20. yüzyılda Batı'da demokrasi
ve sosyal devlet gerçekleşti; 1 Mayıs
bayram havasında kutlandı.
Türkiye'de hâlâ yasaklı
Osmanlı döneminde ilk kez 1909'da
Selanik'te. sonraki yıllarda Selanık baş-
ta olmak üzere Balkan kentlerinde ve
Istanbul'da kutlandı.
• 1921 "de işgale karşı dırenişe dönüş-
tü: 1922 de işgal kuvvetlerinin yasakla-
masına karşın Sultanahmet ve Galatada
toplanan işçiler Kağıthane'ye kadaryü-
rüdü.
• 1923'te Sultanahmet'te yakalanna
kırmızıkurdeletakanişçilerce kutlandı.
• 1924"te 1 Mayıs kutlamalanna izin
verilmezken. 1925'teki "ŞeyhSaitisya-
nı" nedeniyle çıkanlan Takrir-i Sükun
Kanunu günlerinde ancak işçi dernekle-
rinde kutlanabildi. Aynı yıl AmeleTeali
Cemiyeti tarafından bastınlan "1 Mayıs
Nedir" başlıklı kitapçıkta. irtica tehlike-
sine değinilerek"Türk işçiteri irticaya
karşı amansız bir mücadele vermelidir"
denildi. 8 saat iş, 8 saat uyku. 8 saat din-
lenme istemlerinin de yer aldığı kitap-
çık nedeniyle cemiyet üyeleri yargılana-
rak 15"er yıl hapis cezasına çarptırıldı.
• 1927 yılında kutlanmasına izin ve-
Türkiye'de 1 Mayıs kutlamalarmdaki saldınlarda öldürülenlerin tümünün failleri meçhul kaldı
1977'nin katiHerihâlâbıılunamadı
Zamanaşımına uğratıldı
1 Mayıs Davasfnın avukatı
Rasim Öz, 21 yıldır kesintisiz
verilen hukuk mücadelesine
karşın katliamı planlayan ve
uygulayanların bulunmadığını ve
davanın zamanaşımına
uğratıldığını belirtti.
İstanbul Haber Servisi - Türkiye'de 1
Mayıs kutlamalannda yapılan
saldınlarda yaşamlannı kaybedenlerin
hiçbirinin katili veya katilleri bugüne dek
bulunamadı.
1 Mayıs 1977'de Taksim Meydanf nda
gerçekleştirilen ve 37 kişinin ölümüyle
sonuçlanan katliamla ilgili davada,
katliam sorumluları yerine ola> yerinden
tçplanan çoğu mağdur 98 kişi yargılandı.
13 yıllık yargılama sonucunda sözde
sanıklar beraat ederken, dava
zamanaşımına uğratıldı.
21 yıUıksavaşım
1 Mayıs Davası'nın avukatı Rasim Öz.
21 yıldır kesintisiz verilen hukuk
mücadelesine karşın katliamı planlayan
ve uygulayanların bulunmadığını ve
davanın zamanaşımına uğratıldığını
belirtti. Katliamcılann adresinin derin
devlet içine uzandığinı ifade eden Öz.
başta dönemin içişleri bakanlan. etTırYry£t
müdürleri olmak üzere sonuca etkisi olan
tüm görevliler hakkında bugün
cumhuriyet savcılığına yeni bir suç
duyurusunda bulunacağını bildırdi.
1 Mayıs 1996'da Kadıköy'deki miting
öncesi Söğütlüçeşme'de toplanan sol
gruplara polisin açtığı ateş sonucu Hasan
Albayrak, Levent Yalçuı \ e Dursun
Odabaşı adlı vurttaşlar yaşamını yitirdi.
1977'de Taksim Meydanf nda gerçekleştirilen ve 37 yurttaşımı/ın ölümüyle sonuçlanan katliamla ilgili davada. katliam sorumlu-
lan yerine oiay yerinden toplanan çoğu mağdur 98 kişi yargılandı ve 13 yıllık yargılama sonunda beraatlerine karar verildi.
Bu konuyla ilgılı Kadıköy Cumhuriyet
Savcılığı "Memurin Muhakematı
Kanunu" gereğınce dosyayı İstanbul
Emniyet Müdürlüğü'ne gönderdi. Iki
yıldan bu yana polis tarafından
"yürütülen" soruşturmada da bir sonuç
elde edilemedi. Olayı araştırmak üzere
kurulan TBMM Araştırma Komisyonu
üyesi Cevdet Selvi. ortada bir suç
olduğunu. ancak suçlulann olmadığını
vurguladı. Kendilerine balistik muayene
raporu \enlmediğine dikkat çeken
Cevdet Selvı, balistik muayenenin
yapıldığından bile kuşkulu olduğunu
açıkladı.
1 Mayıs kutlama prograım belîrlendi
Haftalık DİNOZOR mi/ah dergisinin son sayısından alınmıştır.
İslanbul Haber Senisi-1 Mayıs İşçi Bayramı kut-
lama programı belîrlendi. Türk-lş. DtSK. Hak-lş \e
K.ESK ile bazı sıvası partı temsılcılen. meslek oda-
ları \e demokratık kıtle örgütlerının de katılacağı et-
kınlikler, yarın Çağlayan Meydanf nda gerçekleştı-
rilecek. DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak, 1 Ma-
yıs günü Türkiye'nin dört bir yanında demokrasi is-
temiyle alanlarda olacaklannı belirtti.
'1 Mayıs 98 Düzenleme Kurulu' tarafından oluş-
turulan kutlama programına göre. konfederasyon
başkanları. sıyası partiler ve sıvıl kuruluşlann tem-
silcileri yarın saat 08.30'da Türk-lş 1. Bölge Tem-
silciliği'nde buluştuktan sonra saat 09.00"da Taksim
Meydanfna yürüyecekler. Taksınfdekı etkinhk
09.30'da Kazancı Yokuşu ile Atatürk Anıtf na çelenk
bırakılmasyıla sona erecek.
Çağlayan Meydanfndaki miting alanınagirişiçin
saat 08.30'da gruplar toplanmaya başladıktan sonra
alana 2 ayrı yürüyüş güzergâhından girilecek. Buna
göre 1. eiriş olan Şişli yürüyüş yolunda Hak-lş. ÖDP.
BP. DBP. SİR Türk-lş. meslek odalan. CHP ve İP
yer alacak. Pivalepaşa vürüyüş yolunda ıse KESK.
DİSK. HADEP. EMEP. Halkevlen. DSlP. demokra-
tik kıtle örgütlerı \e dergıler bulunacak.
Kutlamalar açılış. saygı duruşu ve konfederasyon
temsilcilerinin konuşmalanyla devam edecek. Et-
kınliklerde bir kadın ve erkek işçi tarafından demok-
rasi bıldırgesi okunacak. Kutlamalar, müzik dinleti-
sınin ardından katılımcılann geldikleri yürüyüş yo-
luna göre dağılmasıyla sona erecek.
Özgürlük ve Dayanışma Partisi'nden yapılan ya-
zılıaçıklamada, 1 Mayıs'ı resmitatilhalinegetirmek
için gerekli yasa değişikliklerinin hemen yapılması
istendi. Açıklamada şu görüşlere yer verildi:
"Emekçilerin, ezilenlerin; sermayenin dünya ça-
pında egemenliğinin dışladığı. horladığı. aşağıladığı
yoksulların \e her fürlü sosval güvenceden yoksun bt-
rakılan milvonlann alanlarda olacağı 1 Ma\ıs\akla-
şıvor. 1 Mayıs bahane edilerek baskı ve zoru meşru-
laştırma çabalan-durdurulmalıdır."
İşçi Partisi'nden (İP) yapılan yzılı açıklamadaysa
emekçi taleplerinin ve özgürlüklerinin. ancak *dev-
rimcicumhuriyet' rotası sahiplenilerek geliştinlebi-
leceğine işaret edildi. 1 Mayıs İşçi Bayramf nın. Tür-
kıve emek tarihine kazındıgı bildirilen açıklamada,
kutlamalar sırasında katledilen insanlann katilleri-
nin mutlaka açığa çıkarılmaları gerektiği vurgulan-
dı. Barış Partısi adma yapılan yazılı açıklamada da.
eşıtlik. adalet. özgürlük ve bağımsızhğın olmadığı
yerde barı>ın da olmayacağı kaydedildi.
\arın Çağlayan Meydanf nda yapılacak olan kut-
lamalar nedeniyle meydana açılan ve çevTesinde bu-
lunan cadde. bulvarve sokaklann, törenbitimineka-
dar trafiğe kapalı tutulacağı belirtildi.
rilen 1 Mayıs. sonraki yıllarda tümüyle
yasaklandı. Bu yasaklamayla birlikte
aralannda Nâzım Hikmet'in de bulun-
duğu çok sayıda aydın ve emekçi gözal-
tına almdı.
• 1935'te 1 Mayıs "Bahar BajTamı"
ilan edildi.
• 1975'te İzmir'de, Türkiye Sosyalist
İşçi Partisi tarafından İstanbul Tepeba-
şı Gazinosu'nda kutlandı.
• 1976'daDlSK'inöncülüğündeTak-
sim'de yüz binlerin coşkulu katılımıyla
dev bir miting gerçekleştirildi.
• 1977'de Taksim Meydanf nda ger-
çekleştirilen ve Türkiye'nin dört bir ya-
nından gelen yüz binler alana sığmadı.
Miringin bitimine yakın yaratılan provo-
kasyonla birlikte, meydanın dört bir ya-
nından ve beyaz renkli Re-
nault otomobilden açılan
ateş sonucu çoğu ezilerek
37 yurttaş katledildi.
• 1978'de katliam bek-
lentisine rağmen Tak-
sim'de yüz binler 1 Mayıs'ı
kutladı.
• 1979'da İstanbul Sıkı-
yönetim Komutanlığı. 30
Nisan geceyansmdan itiba-
ren sokağa çıkma yasağı i-
lan etti. Merter'deki evin-
den DİSK Genel Merke-
zi'ne yürümek isteyen TİP
Genel Başkanı Behiee Bo-
ran ve arkadaşları gözaltı-
na alınarak tutuklandı.
• 1980'de DtSK Genel
Başkanı Abdullah Baştürk
evinde gözaltına almdı: ya-
saklamaya tepki gösteren
yüz binlerce işçi iş bıraktı;
yer yer korsan gösteriler ol-
du.'l 2 Eylül 1980 askeri
darbesinden sonra yasakla-
nan 1 Mayıs tşçi Bayramı.
1988'e kadar kutlanamadı.
• 1988'deSHPmilletve-
killeri Taksim'e otomobil-
leriyle giderek Atatürk
Anıtf na çiçek bırakabildi.
SHP lideri Erdal İnönü
Ankara sokaklannda seçim
otobüsüyle dolaşarak bay-
ramı kutladı.
• 1989'daTaksim'eçık-
mak isteyen gruplara ateş
açıldı; 19yaşındakimaran-
goz çırağı Mehmet Akif
Dalcı yâşamiıîı yitirdi! 8'i
eazeteci olmak üzere çok
' sayıda kişi yaralandı.
• 1990"da aynı manzara
yeniden yaşandı: polis kur-
şunları bu kez istanbul
Teknik Üniversitesi öğren-
cisi Giilay Beceren" i buldu
ve felç olmasına neden ol-
du.
• 1991 vel992'del Ma-
yıs ilk kez 3 işçi konfede-
rasyonunu salonlarda da
olsa bir araya getirdi.
• 1993'te tstanbul Abi-
de-i Hürriyet ve Pendik
meydanlannda kutlandı.
• 1994'te Demokrasi
Platformu çatısı altında
toplanan işçi örgütleri ve
sivil kuruİuşlar bayramı
meydanlarda kutladı. Kut-
lamalara katılan SHP mil-
letvekili Salman Kaya sivil
polisler tarafından feci şe-
kilde dövüldü. Kaya'yı dö-
ven polisler saptanamadı.
• 1995'te Kadıköy'de
on binlerin katılımıyla kut-
landı.
• 1996'dadaKadıköy'de
sabah saatlerinde toplanan
sol gruplara ateş edildi;
Dursun Odabaşı, Hasan
Albayrak ve Levent Yalçın
başlarından aldıklan kur-
şunla yaşamlannı yitirdi-
ler.
• 1997'de Abide-i Hürri-
yet Meydanf nda 3 işçi
konfederasyonunca ortak-
laşa kutlandı.
FIS. NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected]ı
Abdi Ipekçi cinayetinin önceki
günkü duruşmasını gazeteler "Emni-
yet suç deliniyok etti" başlığıyla ver-
di. Abdi ipekçi cinayeti, Türkiye'yi 12
Eylül askeri darbesine götürmek is-
teyenlerin en kritık eylemlerinden bi-
risiydi. Daha açıkçası. Susurluk'tan
sonra ortaya çıkan belgelerle, bu ka-
nı neredeyse kesin kanıtlarla doğru-
landı.
Ipekçi cinayetindeki gerçek, eğer
dosyalar üstünkörü karıştırılsa, bu
konuda olaylara kanşanların ifade-
leri yalın bir gözle incelense hemen
anlaşılır. Dönemin İçişleri Bakanı Ha-
san Fehmi Güneş'in sık sık vurgu-
ladığı gibi, ipekçi'yi öldüren bellidir.
Onu bu işe yönlendirenler ve yardım
edenler de bellidir. Biraz daha dikkat-
le incelenirse. onları kimlerin azmet-
tirdiğı de anlaşılır.
Susurluk'a dönelim: Emekli Yar-
bay Korkut Eken ne dedi? Çatlı yı
biz 12 Eylül'den önce de kullandık.
Korkut Eken'in o tarihlerde Özel
Harp Dairesi Özel Birlikler Komuta-
nı olduğu da biliniyor. Ipekçi'nin ka-
'Emniyet Suç Delilini Yok Etti'
tili Ağca, kaçırıldıktan sonra kimin
evinde kaldı: Abdullah Çath'nın evin-
de. Bu da biliniyor. Hatta Çath'nın
eşi, Ağca'nın evlerinde kalışıyla ilgili
ayrıntılı bilgiler de verdi.
• • •
Ağca, buradan Çatlı ve arkadaşla-
rının yardımıyla yurtdışına kaçırıldı.
Çatlı ve Oral Çelik ise, hem devlet
belgeleriyle ortaya çıktığı gibi, hem
de kendi ifadelerinde belirttikleri gi-
bi; devletin desteği ve yönlendirme-
siyle yeşil pasaportlar alarak dışarı-
ya gittiler ve yine iddiaya göre; dev-
letin yönlendirmesiyle eylemler yap-
tılar.
Bu arada uyuşturucu kaçakçılığın-
dan yakalanıp hüküm giydiler. Ardın-
dan Türkiye'ye geldiler ve yine dev-
let yetkilileriyle omuz omuza faaliyet-
lerini sürdürdüler. Çatlı, bir emniyet
müdiirü ve bir iktidar milletvekiliyle
aynı arabada gıderken yaşamını yi-
tirdi.
Bütün bu bilgilerin ışığında Ipekçi
cinayetinin karanlık bir noktası kal-
madı. Ipekçi, Türkiye'yi bir askeri
darbeye sürüklemek isteyen güçler-
ce yönlendirilen katillerin kurşunla-
rıyla yaşamını yitirdi. Buraya kadar
her şey normal. Tablo tamam. Sorun
bütün bu gerçeklere rağmen, acı
olan; ipekçi cinayetinin hâlâ aydınla-
namaması, ülkemizin en önemli ga-
zetecilerinden birisinin kanının yerde
kalmasıdır.
• • •
"Emniyet suç delilini" nasıl ve ne-
den yok ediyor? ipekçi cinayetine
karıştıkları kamu vicdanında ortaya
çıkan suçlular nasıl ellerini kollarını
sallayarak dolaşabiliyor? Yedi düve-
le meydan okuyan, dünyanın en et-
kili ordularından birisine sahıp olan
Türkiye, en önemli gazetecisinin ci-
nayetini neden aydınlatamıyor? Ku-
zey Irak'tan operasyonla PKK'nin en
önemli liderlerinden birisini getirip
sorgulayabilen bir ülkenin güvenlik
güçleri, ipekçi cinayetinin kamu vic-
danını yaralayan gelişmesinden ne-
den rahatsızlık duyduklarını dile ge-
tiren bir çıkış yapmıyorlar?
Bir devlet memurunun 30 yıl önce
yapılmış bir uyduruk ihbar nedeniy-
le terfi edemediği bir ülkede, arşivler
bu kadar dikkatli korunurken, herke-
sin bildiği daha dün sayılacak bir za-
manda yapılan bir sorgunun tuta-
nakları nasıl kayboluyor? Böyle bir
ülkede, gerçekleri yazmak, olayların
üzerine cesaretle gitmek kolay bir iş
mi? Gazeteciler böyle davaları izle-
meyip, devletin uyutma isteğiyle itti-
fak mı yapsınlar?
ipekçi cinayetinin geldiği bu nok-
ta, Susurluk adı verilen devlet içinde-
ki ırkçı örgütlenmenin hâlâ ne kadar
etkili olduğunu gözler önüne sermi-
yor mu? Kimse bunu tartışmıyor?
Susurluk'un dosyaları da yakında
devletin tozlu arşivleri arasında yok
olup giderse kimse şaşırmayacak.
Türkiye, siyasi Islam'ın büyüdüğü
koşullara nasıl geldi? Unutmayalım
ki, bu süreç sol düşmanlığı temelin-
de yapılan tercihlerte bu noktaya gel-
di. Türkiye'yi yönetenler, solu ve sos-
yalizmi ezmek için yıllarca, ırkçı mil-
liyetçiliği ve siyasi Islam'ı güçlendir-
diler. onları solun üzerine sürdüler.
Bu tercihlerin sonucu; devlet, büyük
ölçüde ırkçı milliyetçiler ve siyasi Is-
lamcılar tarafından işgal edildi. Irkçı
milliyetçiler merkez sağ partileri de
kapsayacak şekilde iktidann önem-
li bir parçası haline geldiler. Yarattık-
ları güçle, cinayet ve uyuşturucu ba-
taklığının silahşorlarına dönüştüler.
Siyasi Islam ise, en büyük siyasi par-
tiyle temsil edilir noktaya kadar yük-
seldi.
Ipekçi davasında kaybolan dosya-
lar, Türkiye'nin kaybolan geçmişini
ve kaybolmaya yüz tutmuş gelece-
ğini simgeliyor. Kendi gazetecisinin
katilini kovalamayan devlet, nasıl bir
umut yaratabilir ki? Katillerin güldü-
ğü bir ülkede yaşamaya devam edi-
yoruz.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Başarıyı Nerede Aramalı?
Başbakan Yılmaz ile CHP Başkanı Baykal'ın ni-
çin erken seçim konusunda karar aldıklarına getiri-
len yorum şu:
Yılmaz, erken seçimlerde, Çiller ve DYP'nin da-
ğınıklığı ile Refah'a oy veren bir kısım seçmenin
oylarını alarak tek başına iktidar olma şansını niha-
yet yakaladığını düşünüyor. Baykal da muhalefette
yeterince göz doldurduğunu, iyi çıkışlar yaptığını,
iktidann ve dolayısıyla Ecevit'in yıprandığını ve er-
ken seçimlerde ana sol parti konumuna yükselebi-
leceğini hesaplıyor.
Tabii, liderlerin sanılan ile gerçek durum birbirin-
den genellikle çok farklı olabıliyor.
Acaba, bir erken seçimde merkez sağın ve so-
lun toparlanarak güçlü iktidar seçenekleri oluştur-
malan ve uzun soluklu iktidar olabilmenin koşulla-
nnı yaratabilmeleri konusunda bir umut var mı?
Yani seçrnenlerin kitlesel boyutlarda parti değiş-
tirmesi söz konusu olabilir mi?
Bu soru başka bir sorunun yanrtını gerektiriyor:
Bugünkü koşullarda seçmen niçin ve hangi gerek-
çelerle oylarını örneğin ANAP ve CHP'ye yönelt-
sin?
• • •
Türkiye politika yaşamında ne yazık ki yanlış bir
alışkanlık, yanlış bir düşünce. yanlış bir politik tak-
tik var:
üderler veya parti yönetimleri. başarıya ulaşma-
nın yolunu, kendi öz güçleriyle kitleleri sürükleye-
cek büyük olaylar gerçekleştirmekte değil de, ra-
kip partilerin başansızlıklannda anyoıiar.
Sayın Yılmaz ve partisi, daha önce hem de bir-
kaç kez iktidar oldu. işsizliğe, enflasyona ve Türki-
ye'nin el yakan diğer sorunlarına. büyük riskler altı-
na girerek çözümler üretme yolunu seçmedi.
Ya neyi seçti?
"Nasıl olsa bu sorunlann altından onlar da kalka-
mazlar, çekilmek zorunda kaltriar ve biz de tek se-
çenefc olarak iktidara geliriz" taktiğini seçti.
Anavatan'ın iktidara ve sorunlara genel yaklaşı-
mı bu.
Peki Baykal'ın ve Karayalçın'ın Çiller'le koalis-
yonlan döneminde gerçekleştırdikleri tek bir şeyi
anımsayan var mı? Çiller'in yanı başında süt dök-
müş kedi görüntülerinin dışında?
• • •
Normal dönemlerde seçmen oylarında büyük
degiştmleri, ancak, cesur, risk alan üderler ve parti-
ler gerçekleştirebilirter. Ancak böyle siyasi lideriik-
ler seçmeni sürükleyebilirler.
Yoksa, seçmen oylarında büyük değişikliklerin
gerçekleşmesini, olağanüstü koşulların sonucu
olarak beklemekten başka çare yok...
Türkiye'nin bu niçin yazgısı olsun?!
Akın, 'kadının müzisyenliği günah" gerekçesiyle Kanal
6'daki işinden ahldı. (Fotoğraf: İPEK YEZDANİ)
Bayan saııat^ınııı
işine son verildi
• Kanal 6 Genel Yayın Yönetmeni
Ardan Zentürk "Aşağı Yukan" adlı
programın orkestrasında flüt çalan
Akın'ın kadın olduğu için işine son
verildiği iddialannı yalanladı.
CEM ULUTAŞ
Flüt çalmak günah mı?
Kanal 6'da yayımlanan
"Aşağı Yukan" adlı prog-
ramın sponsorlanna göre
evet. Cumartesi akşamlan
yayımlanan ve İbrahim
Sadri'nin sunduğu Aşağı
Yukan adlı programın or-
kestrasında flüt çalan B*-
nuAkın. "kadının flüt çal-
ması günahtır" gerekçe-
siyle işinden atıldı.
Banu Akın'ın. progra-
mın sponsorluğunu yapan
şirketlerin baskısıyla atıl-
dığı belirtildi. Programın
sponsorlan arasında ise
Granis adlı fırmayla Duy-
gu Hastaneleri nın bulun-
duğu belirtildi. Kanal 6
Genel Yayın Yönetmeni
Ardan Zentürk' ise iddi-
aların doğru olmadığını
belirterek
u
Ben olayı araş-
ördım. Ancak yine de bu
iddia gerçekse programı
keserinı'' diye konuşurken
programın sunucusu ibra-
him Sadri. "Banu Akın'ın
ahlması söz konusu değil.
Bö>le bir şe> olsa ben de
bırakırdım" dedi.
Programın sunucusu İb-
rahim Sadri, daha önce de
Kanal7veTGRTteleviz-
yonlarında aynı türden
programlaryapmıştı. İbra-
him Sadri. Kanal 6'da işe
başlarken kurulan orkest-
raya davet edilen ve bura-
da flüt çalmaya başlayan
27 yaşındakı Banu Akın.
kendisinin bir kadın ola-
rak programda yer alma-
sının. dinci olduğu ileri sü-
rülen sponsorlannı rahat-
sız ettiğinı söyledi. Prog-
ramın sponsorluğunu yap-
tığı belirtilen şirketlerin.
sunucu ibrahim Sadri'yi,
"Kadının müzik yapması
günahtir. Ya bu kızı prog-
ramdan atarsınızya da pa-
ranızı keseriz" dıve tehdit
ettiği. Banu Akın'ın bu ge-
lişme üzerine işine son ve-
rildiği belirtildi. Orkestra-
da oasgitarist olarak yer
alan Cem Yarkın da Banu
Akın'ın işine son verme
gerekçesini protesto et-
mek amacıyla ışten ayrıl-
dığını söyledi. Yarkın. or-
kestrayı kuran MehmetAK
Gündoğar'ın. Akın'a,
sponsorlann "onu kadın
olduğu için istemedikleri-
ni. bu nedenle kendisivle
çahşamayacaklannr söy-
ledığine bizzat tanık oldu-
ğunu bildirdi.
Kanal 6 Genel Yönet-
meni Ardan Zentürk. Ba-
nu Akın ve Cem Yarkın'ın
orkestranın kendi ıçinde
çıkan anlaşmazlık nede-
niyle ayrıldıklannı söyle-
di'
Banu Akın. İstanbul
Teknik Üniversitesi Kon-
servatuvarı Temel Bilim-
ler Bölümü mezunu. Özel
bir kursta müzik öğret-
menliğivapan Banu Akın,
"Program başlavab bir ay
olmuştu. Ne \eteneklerim
ne de >aptığım işle ilgili bir
sorun vardı. Sadect kadın
olmam nedeniyle işimden
oldum. Orkestradan bir
arkadaşım konuyu utanç
duyarak bana ilera'. Ben de
avnldım" dedi. Orkestra-
dan protesto amacıvla ay-
rılan Cem Yarkın'ın lanık-
lığını anımsattığımız İbra-
him Sadri ise u
Onu bile-
mem. Ben, bana sordukla-
nnızıjamtiaduıı'' dı\e ko-
nuştu