15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 NİSAN 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER YUVA davası DGM: Dinci vakıflar ülkeyi kirletiyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 1 Nolu DGM Başkanı Orhan Karadeniz. üniversıte sına- vını kazanamayan imam-hatip li- sesi mezunlanm "şeriat savaşçüa- n" yetiştirmek üzere yurtdışında- ki üniversitelere gönderdikleri suç- lamasıyla yargılanan sanıklara "Adım başı vakıf kurup memleke- tin adını kirietiyoreunuz" diyerek tepki gösterdi. Karadeniz, sanıkla- ra "Değümeniıı suyu nereden geU- yor" sorusunu yönelttı. lddıanamede. kapatılan "RP'nin Türkiye'yi gericiliğin ve kötüiüğun ortanunagötürmeyeçah^ığı'' değer- lendirmesıne de yer venldi. Ankara 1 No'lu DGM'de görülen ve 15 sanığın yargilandığı davanın dünkü duruşmasına 13 tutuklu sanık ve avukatlan katıldı. lddıanamemn okunmasının ardından sorgulan ya- pılan sanıklardan, eski Devlet Baka- nı AbdullahGüTiindanışmanı YU- VA Vakfı Başkanı Ömer Korkmaz. vakfı öğrencilere rehberlik hızmetı vermek amacıyla kurduklannı savu- narak yurtdışma sahte diploma vere- rek öğrenci göndermediklerini ıddia etti. Mahkeme. 13 tutuklu sanığın sorgulamasının tamamlanmasından sonratahliyesine, vakfın kapısına vu- rulan miihrün de kaldınlmasına ka- rar verdı. Dost sorusturması Pakdemirli gözaltmda ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sermayesinin kaynağı konusuyla il- gılı olarak DGM'nin soruşturmasına konu olan Dost Sigorta'nın ortakla- rından, ANAP Manisa Millctvekili Ekrem Pakdemirli'nın aranan oğlu Bekir Pakdemirli. polis tarafından gözaltınaalındı. Ankara Emnıyet Müdürlüğü Te- rörle Mücadele Şubesi ekıpleri dün aldıkları bır ihbar üzerine Emek'te bir galerıde arama yaptılar. Arama sırasında galeride olduğu belirlenen Bekir Pakdemirli gözaltına alınarak emniyete götürüldü. Ankara DGM Başsavcılığı'nın talimatıyla yürütülen soruşturma çerçevesinde Pakdemir- li için 4 günlük gözaltı süresi verile- ceği kaydedildi. Dost Sigorta Genel Müdürü Fazıl Kahraman'ın aranma- sına devam ediliyor. Davutpaşa Kışlası Yıldız Teknik Üniversitesi'ne tahsis edildi Kışladan üniversiteye FtGEN ATALAV Davutpaşa Kışlası. Mılli Sa\ un- ma Bakanlığrnca Yıldız Teknik Üniversitesi'ne tahsis edildi. Kış- la, 1998-1999 öğretım yılı başın- dan itibaren askerlere degıl. ögren- ci ve öğretim elemanlanna mekân olacak. YıldızTeknik Üni\ ersitesi (YTÜ) Rektörü Prof. Dr. Ayhan Alİoş.. fi- ziksel mekânlann yetersizliğı ne- deniyle uzun süredir yer arayışı icindeydi. Kâğıthane'dekı eski ls- tihkâm Okulu. 1995 yılında üniver- siteye tahsis edildi ancak bu tahsis anidenkaldınldı. YTÜ Rektörü Prof. Dr. Ayhan Alkış, Tiziksel mekânlann yeter- sizliği.üniversitemizin sağlıklı geliş- mesini engeltemekte. >erimini ve ülke kalkınmasına katlasını olunv- suzyöndeetkilemektedir.Yükseköğ- retim Kurumu'nun her yd, bir ön- ceki >ıla oranla yüzde 6lık öğren- ci kontcnjanını çoğalfması. fiziksel mekânyetersizliğimiz nedeniyle at- ü fakültemi/de ikinci öğretim de uygulanmasma karşın tğitimve ftğ- retimdcki\<erimliliğimiziönetnli öt- çüde düşürmektedir" diyerek Da- vutpaşa Kışlası'nın YTÜ'yetahsi- sini istedi. Bu tahsis Sa\iınma Ba- kanlığı'nca kabul edildi. Rektör Prof. Alkış. Davutpaşa Davutpaşa Kışlası'nın tarîhçesi Kışla, 1831-1832"de 2. Mahmud tarafından Asakır-ı Mansurc-ı Muhammediye askerleri ıçin yaptınldı. Istanbul-Edirne ker\an yo- lunun üzennde olup. Osmanlı Ordusu'nun Rumeli seferlerine çı- kışlanndakı ilk toplanma v e konaklama yeriydi. Padişah bizzat se- fere katılmıyorsa, orduyu buradan uğurlar ve dönüşte burada kar- şılar. yapılan törenler sırasında da buradaki kasırda kalırdı. Bugün Davutpaşa Kışlası olarak tanımlanan alanda. Bızans dö- neminden günümüze ulaşan yapılar arasında bazı duvar kalıntıla- n, burç kahntısı, su yollan ve samıçlar bulunmaktadır. 16. yûzyıl- dan başlayarak 19. yüzyıla kadar olan döneme tarihlenen bu yapı- \ar şunlar. MEHMET PAŞA KÖŞKÜ: Yapım tarihi kesin olarak bilmeme- yen Mehmet Paşa Köşkü, bir set üstünde inşa edilmış, 12.70m.x 19,00m. boyutlartnda kâgir biryapıdır. Sancak Köşküola- rak da bilinen yapıdan günümüze sadece duvarlar kalmıştır. OTAĞ-1HÜMAY1JN (TaşKasıry.Yapımma3.Mehmet(l 595-1603) zamamnda başlanan yapının, 1. Ahmet( 1603-1617) zamanında bi- tirildiği bilinmektedir. Miman Dalgıç Ahmet Ağa olan yapı. yazıh kaynaklara aöre Davutpaşa Sarayı'ndan aünümüze kalmıştır. KIŞLA BİNASI: Yapımı 1826-1827 yıllannda tamamlanan iki kath. kâgir kışlabi- nasınm sonraki dönemlerde tamir edildiği yazıh belgelerde bulun- maktadır. Avlulu yapının dış ölçüleri 178.OOm.x357. OOm.'dir. Kış- lanın kullanılmayan bölümleri tamire muhtaçhr. Kışlası'nın üniversiteye nasıl dönüş- türüleceğini şö\le anlattv. "Kültür Bakanhğı Doğal ve Kül- türd \arlıklan Koruma Kurulu ta- rafından 1 Ağustos 1990 tarihinde korunması gerekli >apılar grubu olarak değertendirilen Davutpaşa Kışlası ve arazisL >akın çev resinin büyük baskısına karşın kcnt için- de kalabümişçokönemlibir%'erdir. Bu durumu.bugünekadarki biitün- sel kullanımına borçlu olduğuna inandığımı/bualantnönemini.Yıl- dız Teknik CnKersitesi olarak de- vanı ettirmekinanandayız. Ozgün kışla>apılannın bireğjtim kurumu tarafından bilimsel >üntemlerteres- torasyonunu gerçekleştirerek söz konusu çe\renin egitim-ögretim ve külriir işlevleri çerce\esinde değer- lendirilnıesugünümüzyaşanusına katılması \« bir ünrversite tarafin- dan kuUanılmasımn.çevrenintarih- sel \« kültürel boyutunu en doğnı \<e i\i biçimde koruyan bir yakla- şım olduğu kesindir. Bu konudaki benzer u>gulamalann ise birçok ülkede bu bağlamda ömeklendiği bilinmektedir. Davutpaşa Kışla- sı'nın giincel durumuna bakıldı- ğında mc\ cut tescilli >apılarküçük onanmlarla>> enidenişlevlendirildi- ğindç. bütçeye ek fazla bir yük ge- tirmeden üniversitemiz eğitimine hemen katkısağla>abilecek nilelik- tedir." Halen 15 bın 151 öğrencı- nin öğrenım gördügü YTÜ'de. Da- vutpaşa Kışlasrnınkullanılmasıy- la 21 bin 706 ögrencinin ögrenim görmesinın öngörüldüğünü söyle- yen Prof. Alkış. Kışla'da "Tekno- parkveTeknolojiFuan" ile "Teks- til Laboratuvan" projelennı yaşa- ma geçıreceklerini belirtti. Yıldız Teknik Cniversitesi, ha- len öğrenimin sürdüğü binalan da kullanmaya devam edecek. Polis saldınsına protesto Aydın Emniyet IVİüdür1üğü*nde gözaltında\ken işkence sonucu öldürülen Baki Erdoğan'la ilgili duruşma sırasında gazeteci ve avukatlara yapılan saldın protesto edildi. türkiye Gazeteciler Cemiyeti önünde toplanan avukat ve gazeteciler buradan İstanbul Adliyesi'ne kadar alkışlaıia yüriidü. \ ürü> üşe sanatçı Menderes Samancılar ve Öğrenci Aileleri Derneği Başkanı Mustafa Vtalav da katıldı. Çağdaş Hukukçular Derneği ve Çağdas Gazeteciler Dcmeği adına İstanbul Adli>vsi önünde açıklama yapan ÇGD tstanbul Şube Başkanı Murat Çelik. asıl hedefın "hukuk devleti anlavışı" olduğunu öne sürdü.(Fotoğraf:KEREM İLGAZ) ARAYIŞ TOKTAMI^ ATEŞ Emekçinin Bayramı "Eski tüfekler"\r\ işi kolaymış. Nisan sonunda çantalarını hazırlar, bekle- meye başlarlarmış. Zaten çantaları hep hazır. Zelzele olsa, "gelin bakalım" diye onlar toplanırmış. Sel felaketi ol- sa, sorumlusu gene onlarmış. Biz genç- liğimizde, o insanlann ürkeklik ve kuş- kuculuğunu yanlış yorumladık, hak- sızlık ettik. Oysa ki ne öğrendiysek on- lardan öğrendik. Doğrusuyla ve yan- lışıyla. Bizim kuşak "1 Mayıs" denilince. garip birtedtrginliğe kapılıyor. (En azın- dan ben ve kimi yakın arkadaşlarım- da gözlüyorum bunu.) Bırakın bayram yapmayı. "Acaba ne gibiprovokasyon- lar yapacaktar?" diyerek kendimizi kahrediyoruz. Ve çoğu kez beklediği- miz de gerçekleşiyor, korktuğumuz başımıza geliyor. Garip bir çelişki yaşıyoruz. Günü- müz dünyasında Avrupa demokrasi- lerinin hemen tümünde sosyalistler ve sosyal demokratlar iktidarda. Yakında Alman sosyal demokratlan da ıktidar yolunu zorlayacaklar. Buna karşılık, bu ülkelerin hemen tümünde, "işçi ha- reketı" ve "işçi sınıfı bilınci" hızla ge- riliyor. Bizim süper zekâlı liberallerin vurguladığı gibi, piyasa ekonomisi "mutlak egemen" olamamış olsa bi- le, sosyaltzmin adamakıllı sulandınlmış olduğuna kuşku yok. Bu durum, Batı demokrasileri açısm- dan açıklanabilir bir durum. Sınıf çe- lişkilerinin adamakıllı azaldığı ve gelir- ler arasında göreli bir denge sağlana- bildiği düşünülürse, "soldaki sulan- ma" anlaşılabilir. Bizdeki durum böy- lemi? Bizde tam tersine bir gelişme var. Sı- nıf çelişkileri gitgide keskinleşiyor. Ulu- sal gelirden alınan paylar arasında cid- di uçurumlar ortaya çıktı. Gelir dağılı- mı açısından, dünyanın en kötü durum- daki ülkeleri arasındayız. Buna karşı- lık emekçi sınmarımızda "sınıf bilincı" gitgide azalıyor. Her ne kadar gençle- rimiz 12 Eylül sonrasının gençleri gibı "bıreyse/ kurtuiuş" peşinde degillerse ve kurtuluşun ancak "toplumsal" bir kurtuiuş olduğunu anlamaya başla- dıysalar da sınıf bilinci gitgide azalıyor. Sovyetler Birliği'nin çözülmesinin ardından, Türkiye Komünist Partisi'nin onurlu geçmişini Sovyetler'e satanlar kös kös ülkeye dönmüşlerdi. Bunla- nn "nedamef duymalan" ve "günah çı- karmalan" beklenirdi. Yapmaları gere- ken ortadan kaybolmalan ve kendile- rini unutturmaktı. Ama tam tersini yap- tılar ve günah çıkartanlardan bir bölü- mü "sermaye sınıfına" kapılantrken, geri kalanlan işçi hareketini yönlendir- me mücadelesine girdiler. 1960 sonrası Türkiyesi'nde sosya- lizmin onurlu sesini Türkiye'de yük- selten Türkiye İşçi Partisi de o süreç içinde TKP'nin artıklanyla birleşmişti. Saygıyla anımsadığımız Behice Bo- ran ın yurtdışındaki tutumunun eleş- tirisini yapacak değilım. Ama TİP ve TKP'nin birleşmesi hiçbir yarar getir- medi. Aynı nafile çaba, ülke içinde le- galize olan birleşik partide de gözlen- di. Ve nihayet eski birtakım Dey- Yol'cu- laıia biıieşilerek oluşturulan ÖDP, sol- daki bu "bilinç erimesinı" durdurama- dı. Tam tersine hızlandırdı. Toplumda ezilen ve horlanan sınrf ve katmanlann sözcülüğünü yapması ge- reken ÖDP, Türkiye'nin üç temel so- rununa açıklama getiremedi. Ne işçi- nin "hak mücadelesinde" tavır alabil- dı, ne Türkiye'nin etnik sorunlannda açıklayıcı olabildi, ne de Türk soluyla Kemalizm arasındaki ilişkiyı netleştire- bildi. Hele "özgüriükçü laiklik" vb. gi- bisinden "kaç/ş/ar/a"inandıncılığını iyi- ce yitirdı. TKP, TİP ve Dev-Yol'un po- tansiyel gücü düşünülürse, en azından yüzde dört civannda bir seçmene sa- hip olması gereken ÖDP (Genel Baş- kanı'nın tüm iyi nıyetine karşın) gitgi- de erımekte ve kimi "marjinal" grup- lann "eâtence mekânı" konumuna gel- mektedir. ÖDP dışındaki "sol" partilerden bır bölümü, seslerini duyuramayacak ka- dar güçsüzler. İşçi Partisi ıse laik Cum- huriyet ve Kemalizme sahıp çıkmaya çalışırken, neredeyse Mehmet Ağar- lar'ın çizgisine düştü. "So/"daki ör- gütlenme böylesine hazin bır durum- dayken, inanılmaz ve dayanılmaz bir "medya saldınsı" ve "medya saptırma^ sı" başladı. Birkaç medya kartelinin kontrol ettiği yazılı, seslı ve görüntülü kitle iletişim araçlan; toplumdaki bilinç- lenmeyi engellemek ve saptırmak için ellerinden geleni yapmaya başladıtar. Türkiye'de sermaye sınıfı mutlak bir egemenlik oluşturdu. Işte 1 Mayıs 1998'e bu koşullar al- tında giriyoruz. Meydanları yüz binler- le dolduran "emekçi sınıflar", hem bu bayramlara katılmaktan ürker hem de katılmaya üşenir oldular. Oysa kı, sanıyorum daha önce Uhan Selçuk üstadımızın dile getirmış oldu- ğu gibi, "Şimdi sosyalizmin tam sıra- sı". Türkiye'yi yıllardan beri yöneten ya da yönetemeyen "sağ politikalann", toplumumuzu getirdiği noktayı hep biriikte yaşıyoruz. Ancak halkımıza bu durumu "aç/Wama"konusundayeter- sızlikler var. Bu açığı kapatmamız ge- rek. Toplumumuza bir şeyler unuttu- rulmaya çabalanıyor. Unutmamalıyız, unutturmamalıyız. Unutulmasına ızin vermemeliyiz. Susurluk'u da unutmamahytz, "çe- fe"leri de unutmamalıyız, yağmalanan devleti de unutmamalıyız. Hele hele "emeğini satarak yaşayanlann", yanı emekçi sınıflann "bilincinı yitirmesi- ne" asla izin vermemeliyiz. 1 Mayıs Bayramınızı, bu düşüncelerimin ışığı al- tında kutluyorum. Nice 1 Mayıslara. O I U T Trıö Ronünân'nda hayatın standartları Pazarlama ve Organizasyon: I ! Pamir * Soyuer Sosyal ve Spor Tesisleri: hillside club * İstanbul'un tam merkezinde, Kozyatağı Trio Konutlan'nda nasıl bir hayat standardına sahip olacağını bilen pek çok '%/r kişi kararını verdi. Siz de fikir edinmek istiyorsanız işte I birkaç ipucu... •sL^ssr. Trio Konutları'nda daireler 4 yatak odalı ve brüt 285 m 2 j büyüklüğünde. Yerde ahşap parke, granit seramik ve ithal v halı kullanıldı. Ses ve ısı yalıtımı mükemmel. Banyoda günün tüm yorgunluğunu atabileceğiniz muhteşem bir jakuzi var. Mutfak ve beyaz eşyalar dünyanın en iyi markalanndan... Tabii bununla da kalmıyor. Park ve gezi bölgesi olarak düzenlenmiş 15 dönümlük yeşil alan, alışılmadık kalitede bir altyapı organizasyonu, 17.000 m 2 'lik daire başına iki otomobil yeri aynlan kapalı otopark, özel güvenlik sistemi, profesyonel servis ekibi, ve işletmesini Hillside'ın yapacağı, Kadıköy yakasınm en gelişmiş sosyal ve spor tesisi Hillside City Club Trio, diğer Trio avantajlanndan bazılan. Siz de böyle bir hayat standardına ulaşmayı düşünüyorsanız, lütfen bizi arayın. Trio Konutlan' na Finansbank'tn sağlayacağı çok özel kredi koşullarından yararlanarak sahip olabilirsiniz. JKFINANSBANK Halk Cad. No: 99 Yeni Sahra, Kozyatağı. 81100 tstanbul Tel: (0 216) 472 39 52- 53, 472 22 83-84 M a l S a h i b i v e İ n ş a a t : TEKSER CUKUROVA BAYTUR
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle