Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 NİSAN 1998 PERŞEMBE
HABERLER
KÜItÜP
Bakanlığı'ndan
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
lültür Bakanlığı,
Cumhuriyetin 75.
yıldönümü kutlamalan
kapsamında, Atatürk'ün
kurtuluş yolunda ilk
adımı olan Samsun'a
çıkışını temsil eden bir
nostaljik gezi planlıyor.
Kültür Bakanlığı'nm
Denizcilik Bankası'ndan
kiralamayı dûşündügü
vapur, Mustafa Kemal'in
kurtuluş yolunda 79 yıl
önce izlediği rotayı
ızleyecek. Vapurun
taşıdığı sanatçılar.
Samsun'da ve Atatürk'ün
Kurtuluş Savaşı'nı
planladığı Havza'da
düzenlenecek çeşitli
kültür ve sanat
etkinliklerine katılacak.
Sanatçılar, Samsun'dan
sonra 'Kültür ve Sanat
Treni' ile Ankara'ya
gelecekler.
Son üç ayın
bilançosu
• DİYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Güneydoğu'da
gçrçekleştirilen
operasyonlarda, 1998
yılının ilk üç ayında
toplam 296 PKK'li
öldürüldü. PKK'nin
özellikle son yıllarda
yediği darbelerle büyük
kayıplar verdiğini belirten
yetkililer, son zamanlarda
örgütte parçalanmalar
yaşandığını kaydettiler.
Düzenlenen sınır ötesi
harekâtlarla da örgüte
lojistik desteğin önemli
ölçüde engellendiği
bildirildı
Belediyelerde
greve doğru
• KAYSERİ(AA)-
Kayseri'nin metropol
ılçelerinden Kocasinan ve
Melikgazi belediyeleri ile
Hak-lş'e bağlı
Hizmet-lş Sendikası
arasında sürdürülen
toplu iş sözleşmesi
görüşmeleri
uyuşmazhkia sonuçlandı.'
Hizmet-fş Sendikası
Kayseri Şubesı Başkanı
Rahmi Yavuz, yaklaşık 2
aydır sürdürülen
görüşmelerin. parasal
konularla ılgıli
maddelerde tıkandığını
kaydetti. Yavuz,
belediyelerden,
enflasyonu göz önünde
bulundurarak yüzde 150
oranında zam
istedıklerini belirterek,
"Kocasinan Belediyesi
yetkilileri yıllık yüzde 50,
Melikgazi Belediyesi de
yüzde 65 zam önerdi"
dedi.
lki polisi
yaralayıp kaçö
• SIVAS (AA) - Sıvas'ta,
kanştığı olaya müdahale
eden polislerden 2'sini
bıçaklayan saldırgan
kaçtı. Kınkkale'den
otobüsle sabah
saatlerinde Sıvas
otoganna gelen Bekir
Kurt, otobüs muavıni
Hacı Turan Baştürk ile
tartışmaya başladı. Bunun
üzerine. olaya polisler
müdahale ettı. Bekir
Kurt. kendisini karakola
götürmek isteyen polis
memuru Ertuğrul
Yıldınm'ı, üzennde
taşıdığı bıçakla
yaraladıktan sonra
İcaçmaya başladı. Kurt,
önüne çıkan polis
memuru Erol
Hatipoğlu'nu da
bıçakladıktan sonra
kaçarak izini kaybettirdi.
Cumhurbaşkanı
• ANKARA
(Cumhurivet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı
Süle>™an Demirel,
kurtuluş yıldönümü
törenlerine katılmak ve
bazı etkinliklerde
bulunmak üzere bugün
Van'a gidiyor.
Ildeki programına
kurtuluş yıldönümü
törenlerine katılarak
başlayacak olan
Cumhurbaşkanı Demirel,
ardından Valiliği ve 100.
Yıl Üniversitesi
Rektörlüğü'nü ziyaret
edecek. Cumhurbaşkanı
Demirel, üruversite kapalı
spor salonunun
açılışından sonra
Belediye Başkanlığı ve
Garnizon Komutanlığı'na
gidecek.
înönü'nünilk diplomatikgörevi-w- -y zerinde
a J durduğu-
m J muz başka
• / birkonu, o
^ h n ^ zaman
AhmettzzetPaşa'mn uzak
görüşlü çabalanyla ger-
çekleştirilen Daan Antlaş-
ması oldu. Bağımsızlıkyo-
lunu açmış olan bu antlaş-
ma, Yemen tarihinde
önemli bir yer tutuyor.
Anılannda babam, Ahmet
Izzet Paşa'nın, Yemen'in
büyük bir bölgesinde Os-
manlı egemenliğini yeni-
den kurduktan sonra kalı-
cı bir banş sağlayabilmek
amacıyla İmam Yahya ile
görüşmeler başlattığını,
Paşa'nın bu girişimini ka-
rargâhındaki kurmay su-
baylar içtenlikle destekler-
ken Istanbul'daki Yemen
uzmanlanyla Yemen'de
yerleşmiş bazı yöneticile-
rin gereksiz bir ödün diye
karşı çıktıklannı, ama Itaî-
ya ile savaş çıkıp Yemen
abluka altına alınınca fs-
tanbul hükümetinin de
Ahmet Izzet Paşa ile
İmam Yahya'nın gerçekçi
yaklaşımlannı onaylamak
zorunda kaldığını anlatı-
yor. Başka bir gelişme de
İcuzeydeki isyancı Seytt
İdris'e Italya'nın yardıma
başlaması ve bu tehdide
karşı birlikte savunma
maksadıyla Osmanlılarla
İmam Yahya arasında bir
ittifak yapılması olmuş.
İmam Yahya'nın
karargâhı
Yalnız, Italya savaşı so-
na erince Osmanlı devle-
ti, Italya'nın müttefîki Se-
yit Idris'le savaştan da çe-
kilmiş ve bu kez İmam
Yahya, Seyit İdris'e karşı
Osmanlılann zoru ile gı-
riştigi mücadelede yalnız
bırakılmış olmasına bü-
yük tepki göstermiş. Bu-
nun üzerine Istanbul'dan
gelen bir emirle, bu anlaş-
mazlığı çözerek yeni im-
zalanan antlaşmanın bir
kazaya uğramasını önle-
mek için Ordu^Kurmay
Başkan* Ismet Bey'in,
İmam Yahya'nın karargâ-
hına giderek görüşmeler
yapması istenmiş.
Babam, bu ilk diploma-
tik görevini nasıl başany-
la sonuçlandırdığını anıla-
nnda. aynntılı bıçimde
açıklıyor. Imam'ın karar-
gâhının bulunduğu Kafle-
tulüzerbölgesine yolculu-
ğu hakkında da ilginç bil-
giler veriyor.
Ben Dışişleri Bakanı'na Kafletulüzer di-
ye bir yer var mı diye sorduğumda gözleri
parladı ve derhal, "Tabii var, kuzeyde dag-
lık bir bölgedir. Büyük bölümü asfalt, son
lasmı bozuk bir yoldan otomobiUe 4-5 saat-
te gktebilirsiniz. Örası, Şeyh Abdullah 'ın yö-
residir. Haber veririm. Size yanfaına otur-
lar" dedi.
Harl; anlaşmazlıflı -
Hem anılar hem de doğa açısından görül-
meye değer bir bölge oldugunu anlamıştım.
Yazık ki, bu gezide orası için iki gün daha
ayırabılecek zaman kalmamıştı. Ister iste-
mez başka bir sefere kaldı.
Dr. EJ-İryani, Osmanlı tarihinden yardım
görmeyi umduklan başka bir olayı da anlat-
h. Kızıldeniz'de, doğu kıyısmdaki Yemen ile
batı kıyısındakı Eritre arasında yer almış
Hariş adalannın hangi tarafa ait olduğu ko-
nusunda anlaşmazlık çıkmış.
Eritrelıler bır süre önce bu adalan işgal
etmişler. Yemenliler ışgale karşı çıkmışlar
ama sorunu savaşla değil, uîuslararası hu-
kukun uygulanmasıyla çözmeyi yeğlemiş-
ler.
Fransa'nm araya girmesiyle bir uîuslara-
rası hakemlik kurulmuş ve soruna çözüm
• Osmanlı Devleti, Italya'nın müttefiki
Seyit îdris'le savaştan da çekilmiş ve bu
kez îmam Yahya, Seyit idris'e karşı
Osmanlılann zoru ile giriştiği
mücadelede yalnız bırakılmış olmasına
büyük tepki göstermiş. Bunun üzerine
bu anlaşmazlığı çözerek yeni
imzalanan antlaşmanın bir kazaya
uğramasını önlemek için Kurmay
Başkanı Ismet Bey'in, îmam Yahya'nın
karargâhına giderek görüşmeler yapması
istenmiş.
getirmesini her iki tarafdakabul etmiş. Tah-
kım Kurulu, her iki devletin ıkişer yargıç-
hakembelirlemesi ve bu dört kişinin birara-
ya gelerek tarafsız bir yargıcı başkan seçme-
sıyle oluşmuş.
Kurulun vereceği karan itirazsız uygula-
mayı iki tarafin dışişleri bakanlan, Birleş-
miş Milletler Genel Sekreteri ile Fransa Dı-
şişleri Bakaru'nındahazır bulunduğu birtö-
rende imzaiadıklan bir protokolle taahhüt
etmişler.
Işte bu Tahkim Kurulu karşısmda dava-
sını«avunan Yemen Dışişleri Bakanı'nın
başlıca dayanağı, Osmanlı hantalan ve bel-
geleri olmuş.
Ben, Yemen ile Eritre'nin aralanndaki
toprak anlaşmazlığını dıplomasi ve hukuk
yoluyla çözmekle bütün dünyaya önemli bır
ders vermış olacaklanna ışaret ettım, baka-
nı candan kutladım. Açıklanacak karan, her
nasıl çıkarsa her iki tarafin kabul etmesıni
diledim.
Gene anılar sayesinde. hiçbır resmı nite-
liğim olmadığı halde, cumhurbaşkanı da be-
ni kabul ettı. General Ali Abdullah Salih20
yıldır cumhurbaşkanlığı görevini başan ile
yürütüyor.
1975'lerde ayn iki devlet halinde ortaya
çıkan Yemen Arap Cumhuriyeti ile Güney
Yemen Halk Cumhuriyeti'nin I990yılında
birleşmesinde, sonra iç savaşm bastınlarak
birleşik devletm sağlam bir yapıya kavuş-
mastnda büyük rol oynamış, güçlü bir lider.
Şeriat düzeni içindeyaşayan Yemen'in cağ-
daş yaşam doğrultusunda bir evrim geçir-
mesı ıçın uğraştığı ızleniminı de aldım.
Göriişmemizde, Türkıye ile ekonomik ve
kültürel ilişkilenn geliştirilmesine yönelık
önerileryaptı. Yemen'den doğalgaz satın al-
mamız için bir yıl önce bakanlar arasında
imzalanmış bir ön çalışmanın bir an önce
ilerletilerek kesin anlaşmaya vanlmasını
bekliyor. •
Pı? poiitlka
Benimle tercüman aracılığıyla konuşur-
ken bir yandan da kabul sırasında sunduğu-
muz anılan gözden geçiriyor, babamın Ye-
men'in hangı bölgelerinde bulunmuş oldu-
ğunu öğrenmeye çalışıyordu. Görüşme bo-
yunca, bırkaç iç ve dış politika konusuna de-
ğindik.
Bu arada cumhurbaşkanmın yaptığı bir
değerlendirmeyi, Arap dünyasının Türki-
ye'ye nasıl baktığını gösterdiği için kamu-
oyumuza duyurmak istiyorum.
Türkiye Cumhunyeti'nin geleneksel dış
politikasının banşçı oldugunu, özel olarak
Arap ülkeleriyle dostluk içinde işbirlıği ola-
naklannı hep geliştirmeye ça-
lıştığımızı söyledigimde,
"Oyleyse niçin tsraflie anlaş-
malar yapıyorsunuz, ittifak
kuruyorsunuz" diye sordu.
"Sözkonusuolaru ittifak degfl.
bir eğitim anlaşmasL Hiçbir
devlete tehdit gibi aigılana-
maz. Böyle anlaşmalan bir-
çok devietle, bu arada Arap
ülkeleriyle de yapük. Amaç
sadece banş içinde işbirligi
olanaklannı arrnrmak" şek-
linde yanıtladım. Sonra ekle-
dim: "Hem, Arap devletlerin-
den bazılan da İsrail'le ankş-
malar yapülar."
, Onun üzerine cumhurbaş-
kanıbanaçok ilginç gelen bir
'" yorum yapü: "Evet, bihyo-
rum, Ürdün, Mısır. Fas böyie
, , anlaşmalaryapalar.Amaon-
lar zayıf devtetler, Ürdün'le
Mısır, topraklannı İsrail'e
kaptırdılar. Şimdi geri ahnak
kSnİsrafl'le, ABDileiyi geçin-
mek zorundalar. Ama siz öy-
le degilsiniz, güçlü bir devlet-
siniz. Sizin böyle şeyler yap-
maya ihtivaanız ounamah."
flk kez duyduğum bu de-
ğerlendirme beni etkiledi.
Anladım ki, karşımda bizim
hâlâ eski imparatorluk gücü-
ne sahip olduğumuzu ve Or-
tadoğu'dane istersek yapabi-
leceğimizi sanan ve bu gücü-
müzle din kardeşimiz Arap-
lan her zaman korumamız
gerektiğini düşünen bir zihni-
yet, daha doğrusu duygusal
bir tutum var. Mantıktan çok
hislerin belirledıği bu yakla-
şım ıçındeki siyasetçiler,
. - Türkiye'nin, her devlet gibi
, , ' kendi öz çıkarlarını göz
önünde tutan bir davranış
göstermesini doğal karşıla-
mıyorlar, adeta, "İyi ama bi-
a de bu yapıfar mı!" havası-
na gırerek kınlıyorlar. Bu tu-
tum, ilişkilerimizde zaman
zaman gereksiz soğukluklar
yaratıyor. Kökeni duygusal
Türkiye olduğu için de bir iki konuş-
Cumhuriyeti'- ma ile ortadan kaldınlamı-
nin yazgısını yor. Ancak zamanla düzele-
beBıieyen iki cek.
önder. Benzer bir anlayişı yansı-
Mustafa tan bir soruyu da Yemen'de
Kemal konuştuğum bir gazeteciden
Atatürk ve duydum. Sana'da "Yemen Tî-
İsmet tnönü... mes" adında haftalık tngiliz-
Bu iki deha süc ce bir gazete yayımlanıyor.
ak göriiş Üniversitede görevli, aynı za-
aiısverişi için manda Danışma Konseyi
bir araya geür, üyesi Prof. SakkaTın çıkar-
önerrüi dığı bu gazetenin yazıişlen
kararlann, müdürü benimle uzun bir gö-
yaşamsal rüşme yaptı. Aynlırken hem
adımlann benim yanıtlanmın, hem ba-
teorisim bamınanılannıngazetedeay-
ortaklaşa n ayn haftalarda çıkacağını
oluştururlardı. söyledi. Konuşmamız sıra-
sında beni şaşırtan bir sorusu
şu oldu: "Acaba", dedi.
"Türkiye Cumhuriyeti ile Arap dünyası
arasında zaman zaman anlaşmazİıkiar çık-
masmm nedeni, geçmişteld Osmanlı yöneti-
minin istibdatçı, otoriter tutumu mudur?"
Ben, böyle bir varsayımın geçerli olamaya-
cağına kanıt olarak geçmişte büyük impa-
ratorluklar kurmuş ve başka şekıllerde, ama
'gene otoriter bir rutumla yönetmiş Ingilte-
re, Fransa, tspanya, Portekiz gibi uluslann,
bugün ımparatOTİuktan aynlıp bağjmsızhğı-
nı kazanmış uluslarla çok yakın ekonomik,
sosyal, kültürel ilişkiler içinde bulundukla-
nnaişaretettim. "AynısıcakyaldaşnnınTur-
tâyefleArap uluslan arasuıdaki Uişkilerede
ergeçegemenolmasını beküyorum" dedim.
Muhatabım bu yanıtımdan tatmın olmuş gö-
ründü. Arulann götürdüğü iki ülke olan Ur-
dün ile Yemen'den, doğanın ve tarihın zen-
ginliklerine, insanlann iyi niyetli konukse-
verliklerine hayran olarak, ülkelerimiz ara-
sındaki ekonomik ve kültürel ilişkilerin ya-
kın gelecekte büyük gelişme göstereceğine
inanarak döndüm. Aynca, geçmişte kalmış
olaylann bazı yanlanyla, rastlantılar ya da
toplumsal koşullar sonucu, tuhaf bir şekil-
de yeniden ortaya çıkabildiğinı gördüm.
BİTTf
Eğitim Yatınmlan Valiler Koordinasyon Toplantısı'nda ayncalık için baskı yapıldığı açıklandı
Valiler siyasal atamalardan yakıııch
EBRUTOKTAR
• Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay, torpil
baskılannın çok büyük oldugunu söylerken, valiler
de siyasal atamalann başlannı ağnttığını belirtti.
valilere gelen torpil talebinin
sayısını önce 130*la sonra 80'le
çarpm. İste bana o kadar torpil
talebi geüyor" dedi. Uluğbay,
sekreteriyle aşk yaşadığı için
görevden aldığı bürokratın
Danıştay karanyla
dönmesinden de yakındı.
Bakanlık, Başkent
Öğretmenevi'nde 80 il valisine
8 yıllık kesintisiz temel eğitim
için yapılacak yatınmlarda
ihaleye çıkılırken hangi
kıstaslara uyulacağını belirten
bir koordinasyon toplantısı
düzenledi. Uluğbay, atamalann
siyasi müdahalelere konu
olmamasmı isteyerek, "5.5
yıldır bir partinin denetiminde
olan bakanükta, 6 ay gibi lasa
ANKARA-Milli Eğitim
Bakanlığı'nm "Eğitiın
Yaünmları Valiler - ;
Koordinasyon Toplantısı"
karşılıklı sorunlann gündeme
geldiği dertleşmeye dönüştü.
Milli Eğitim Bakanı Hikmet
Uluğbay, Türkiye'deki tüm
yolsuzluklann arkasında çıkar
birlikleri oldugunu
vurgulayarak, kendi
bakanhğında bunlann önünü
kesmek için atamalarda
"liyakat ve yetenegi'' ölçüt alan
bu- sistem getıreceklerini
söyledi. Uluğbay, atama ve
tayinlerdeki "kayırma"
istemlerini anlatırken, "Siz
bir sürede 1445 fl ve ilçe
yöhericisini değjştirmişler" diye
dertyandı. Uluğbay, 1445
atamanın hangi amaçlarla
yapıldığının "açık" oldugunu
belirtırken, kendi döneminde
yapılan atamalarda geniş çaplı
bir sicil araştırması yaptıklannı
söyledi.
'Syaset egemen'
Olkeye 30 yıl bürokraside
hizmet verdiğinin altını çizen
Uluğbay, "Bürokrasiye siyasetin
egemen oldugunu gördüm. Bu
dönemde şikâyet ertiğimi,
bakanlığun döneminde
uygulayamam. Bakanlıktan
alnım açık aynlmak istiyorum"
diye konuştu. Uluğbay tüm
atamalan, müsteşar, personel
genel müdürü ve personel genel
müdür yardımcılanyla birlikte
gerçekleştirdiklerini de
vurgulayarak, "Benim gibi
yetkilerini paviaşan bakan da
bilmiyx>rum. 1950 yıhndan bu
yana atamalannı
bürokratlanyla yapan bakan
yok" dedi. Geçmiş dönemde
yapılan atamalar nedeniyle
başlanmn ağndığını kaydeden
Uluğbay, 300 bürokrat hakkında
da soruşturma açtıklannı
bildirdi. Uluğbay, "Sekreteriyle
aşk ilişldsi olan kişiyi görevden
aldım. Çünkü bu öişki müferöş
raporlanyla kanıtlıydı. Ancak
Danıştay iade etti" diye isyan
etti. Uluğbay, eğitimde yapılan
yanhşlıklann bedelini gelecek
kuşaklann ödediğini de
vurgulayarak. "Şimdiye kadar
milli eğitimin kaderiyle
oynanmış ve büyük bedelier
ödetilmiş. Bakanlığın buna daha
fazla tabammülü yok"
uyansında bulundu.
Valilere "Hangi partiye oy
verirseniz verin. umurumda
degiL ancak onu vilayet
kapısının dışuıda
bırakmıyorsanız, vatana hizmet
etmiyorsunuz dernektir" diyen
Uluğbay, kendisınin de
bakanlıkta siyasal kimlikle
görev yapmadığını belirtti.
Uluğbay, okullann çağdaş
eğitimin verileceği alanlar
oldugunu kaydetti. Toplantıda
bazı valiler de, tayin ve
atamalar için gelen siyasi
baskılar ve partilerin il
başkanlan ile
miİletvekillerinden yakındılar.
Bazı valiler, köylere gönderilen
öğretmenlerden özellikle
veteriner fakültesi
mezunlannın, hayvanlann
sağlık durumlanna baktıklan
için daha yararlı olduklannı
söylediler.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Bilimsel Sahtecilik
Biiimsel araştırmaların amacı, yeni bilgiler
üretmek veya elde etmektir. Yeni bilgi, önemine,
kullanım alanına, uygulanabilirliğine, yaygın be-
nimsenmesine.. göre tarihin her döneminde az
veya çok ilgi cxJağı olmuştur.
Yeni bilgi, üretene, önemine göre nam sağlar;
para veya saygınlık kazandırır; iş hayatındaki
konumunu sağlamlaştınr; daha uygun koşullar-
da teklifler getirir; üreteni mesfeğinde yükseltir
ve doyumlu kılar...
Bu nedenle, yeni bilgi üreterek hayatın ve top-
lumların soaınlarını çözmenin motorlan duru-
munda olan araştırmacılar dünyada el üstünde
tutulurtar.
•••
Bütün bu giriş, sözü, bilim ve araştırma ala-
nında yüz kızartıcı olaylara getirmek için...
Toplumsal hayatın hemen her aianında olduğu
gibi, bilim ve araştırma dünyasında da, dürüst
olmayan olaylar sık sık yaşanır.
Dedik ya, yeni bilginin, üretene manevi ve
maddi getirileri varsa;
Dünyada bir milyondan fazla araşt/rmacı bu
maddi ve manevi getirilerden yararlanmak için
veya salt merak nedeniyle bilgi üretme peşinde
koşuyorsa...
Bilgi üreticilerin belirli sayıda fire vermesini de
beklemek gerekir.
• • •
Önümde bir taze haber: Amerika'da Arizona
Üniversitesi'nde ünlü bir coğrafyacı hakkında,
kayalann yaş tayininde uyguladığı yöntemde bi-
lerek sahtekârlık ettiği gerekçesiyle soruşturma
açıldı.
Kayalann yaşının tayininde sahtekârlık yapsa
ne olur, demeyin.
Adam, belki de dünyanın en yaşlı kayasını, ya-
ni dünyanın en eski dönemlerinden kalma kaya-
sını bulduğunu ilan edecek!
Böyle bir buluş, bilim dünyasında büyük yankı
yaratır, adam üne kavuşur ve tarihe geçer. Çün-
kü o kayanın incelenmesi sonucu elde edilecek
bilgiler, dünyanın bilmediğimiz tarihine ilişkin bi-
ze çok degerli sonuçlar verebilir.
• • •
Dünyada bu tür bilimsel sahtekâhıklar sıkı de-
netim altmdadır ve araştırmalar çok sıkı kurallar-
dan geçer. önemli olan, elde edilen bilginin
doğruluğunu garanti altına almaktır. Çünkü,
bundan sonra her şey o bilginin üzerine inşa
edilecektir.
Bizim üniversitelerimizde de bilimsel dolandı-
ncılıklara sık rastlanır.
Prof. Dr. Kâzım Türker, gazetemizin cumarte-
si eki Bilim Teknik'te (sayı 573) önceki hafta ya-
yımlanan "Ülkemizde bilimde yüz kızartıcı olay-
lar çok yaygın" başlıklı makalesinde, üniversite-
lerimizde ahlak dışı 7 davranış, yeni bilgilerin
açıklandığı bilimsel makalelerin hazırlanması ve
yayımlanmasında 8 yüzsüzlük olayı ve çeşitli hi-
leler saptıyor.
Bunlar arasında, başkalarının bilimsel çallş-
malarından, hiçbir gönderme yapmadan bilgi
aşırmak veya üretilen bilgileri sanki kendi üret-
miş gibi davranmak, uydurma yayın yapmak,
yetenekli gençlereftrsatvermemek vb...
•••
Üniversitelerimiz yönetimlerinde çok sayıda
bilimsel yüz kızartıcı olay dosyaları vardır ve
bunlar incelenmektedir Ancak genel kanı, bu
dosyaların rektörlüklerce sonuçlandırılmaktan
kaçımldığı yönünde.
Üniversitelerimiz en temiz olması gereken yer-
lerdir ve yüz kızartıcı olayiann soruşturulmasın-
da titizlik gösterilmesi gerekir.
1 yıl 2 ay ceza almıştı
Can Yücel'in hapis
karanna temyiz
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Şair Can
Yücel'in, yaptığı bir ko-
nuşmada, Cumhurbaşka-
nı Süleyman Demirel'e
hakaret ettiği gerekçesiy-
le önce 2 yıl hapis ceza-
sına mahkûm edilmesi
daha sonra bu cezanın
Yargıtay'ca bozulması,
ardından l yıl 2 ay hapis
cezasına çarptınlması
üzerine avukatı Mehmet
Ay, bu karan da temyiz
etti.
Avukat Mehmet Ay, 28
Kasım 1995 günü Gazi
Eğitim Fakültesi Müzik
Eğitimi Bölümü'nde dü-
zenlenen 'Şür ve Dans
Gösterisi'ne müvekkili-
nin de onur konuğu ola-
rak katıldığını ve burada
gençlerin isteği üzerine
bir konuşma yaptığını
belirtti.
'Hakaret kasfa yok'
Can Yücel'in, bu ko-
nuşma içinde, gençlerin
ülke yönetiminde yer al-
ması gerektjğini, ancak
yürürlükte olan sistemin
ve siyasetin buna olanak
tanımadığmı kendine has
söylemiyle dile getirdiği-
ni ifade eden Avukat Ay,
"Bu arada Cumhurbaş-
kanıhakkındada eieştirel
sözler söylemiş, ancak
kendisine hakaret etme-
mişrir. Çünkü böyle bir
kasü yoktur" dedi.
Avukat Ay, şunlan
kaydetti:
"Can Yücel, şair, yazar,
çevirmen ve bir düşünfir
olarak önemli bir kişilik-
tir. Birçok insana göre sı-
radışıdır. Ancak onu ta-
nıyan herkes biür ki Can
Yücel insanlan çok sever
ve hiçbir kimseyi, kim
olursa olsun kesinlikle in-
citmek istemez. Yargıla-
ma sırasında ne söz konu-
su bantlar dinlenmiş, ne
video bantı izJenmis ne de
tanıklannuzdinlenm iştir.
Bu nedenle suçun oluşup
oluşmadığı kesinlik ka-
zanmamıştır. Suçun oluş-
tuğu varsayılsa bile mü-
vekküin ilerlemiş yaşı,
hasta ve sabıkasız olması
nedeniyle cezanın paraya
çevrilmesi veya ertelen-
mesi gerekmekteydi. Oy-
sa ki yargıç, takdir hakkV
nı bu şekilde aley himize
kullanırken yasaya uy-
gun olarak tatmin edici
bir gerekçe belirtmeliydi.
Çünkü bu üikenin bir
Can Yücel'i daha yoktur.
Can Yücel'in yaşammı
tehlikeye sokabilecek
böylesi bir hapis cezasın-
dan Sayın Cumhurbaş-
kam'nm mutlu ounaya-
cağı açıktır. Bu nedenle
verilen karan temyiz et-
miş bulunuyoruz. Arük
söz sırası Yüce Yargı-
tay'dadır."
Verilen ceza
Ankara 14. Asliye Ce-
za Mahkemesi, bir süre
önce verdiği kararda, dü-
zenlenen bir etkinlikte
yaptığı konuşmada,
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel'e hakaret
ettiği gerekçesiyle, Şair
Can Yücel'i 1 yıl 2 ay ha-
pis cezasına mahkûm et-
mişti. Mahkemenin ilk
karannda sanık Yücel 'e
verilen 2 yıl hapis cezası,
Yargıtay 9. Ceza Daire-
si'nce 'eksik inceleme'
gerekçesiyle bozulmuş-
tu.