Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 NİSAN 1998 PERŞEMBE
HABERLER
Odabaşı'nın
cezası bozuldu
• Haber Merkezi -' Düş ve
Yaşam' adlı kitabında
"Atatürk'ün hatırasına
hakaret ve Istiklal Marşı'nı
tezlil etmek" suçundan 2.5 yıl
ağır hapis cezasına çarptınlan
şair ve yazar Yılmaz Odabaşı
hakkındaki karar, Yargıtay 11.
Ceza Dairesi tarafindan
bozuldu. Yargıtay'ın
karannda "Odabaşı'nın
Istiklal Marşı hakkındaki
dûşüncelerini yazdığı ve
yazdıklannda eleştiri
sınırlannı aşmadığının
anlaşıldığı" vurgulandı.
Odabaşı. kitabında tstiklal
Marşı'nın kimi dizelerini
2000'li yıllann eşiğinde
laiklik anlayışıyla
bağdaştıramadıgını yazmıştı.
TTK'nin kuruluş
yıldonumu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel, Türk
Tarih Kurumu'nun 67.
kuruluş yıldönümü
dolayısıyja, Kurum Başkanı
Prof. Dr'Yusuf Halaçoğlu'na
bir mesaj gönderdi. Demirel
mesajında, sağlam bir tarih
bilinci olmayan, dolayısıyla
geçmişini iyi kavrayamayan
bir milletin geleceğinin de
olamayacağını belirterek
"Milletimiz, şanlarla.
şereflerle dolu bir tarihe ve bu
tarihin bize getirdiği
muhteşem bir mirasa
sahiptir" dedi.
23 Nlsan'a
yetişmiyor
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)-TBMM'nin
yenilenen Genel Kurul
Salonu'nun önceden
planlandığı gibi 23 Nisan'da
açılmasının mümkün
olmadığı bildirildi. Alınan
bilgiye göre elektronik
oylama sisteminin yer aldığı
panellerde ışık yansıması
sorunu devam ediyor. TBMM
Başkanlığı yetkilileri.
yüklenicı firmanın yansıma
sorununu gidermek için
paneller üzenne şapka
oturttugunu, ancak bunun
geçici bir çözüm olduğunu
bildirdiler.
Oçlü Balkan
zirvesi :.:
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel,
Bulgaristan Cumhurbaşkanı
Petar Stoyanov ve Romanya
Cumhurbaşkanı Emil
Constantinescu, bugün
Antalya'da bir araya
gelecekler. Ev sahıpliğini
Demirel'in yapacağı zirvede,
üç ülke arasında, "Teronzm,
Organize Suçlar, Yasadışı
Uyuşturucu ve Psikotrop
Maddeler, Karapara Akiama,
Silah ve Insan Kaçakçılığı ve
Diğer Önemli Suçlarla
Mücadelede lşbirliği
Anlaşmasf imzalanacak.
Emekier
birleşiyop
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Ağır yaşam
koşullan altında ezilen
emekliler, sorunlannm
çözümü için bir araya gelerek
Emekli Orgütleri Dayanışma
Platformu'nu oluşturdular.
Emekli-Sen Genel Başkanı
Ibrahim Şahin, 6 örgütün
emeklilere de sendika hakkı
tanınması ve sorunlara karşı
ortak mücadele vermek üzere
birliktelik oluşturduklannı
söyledi.
Mazbata töreni
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu'nca
(HSYK) Yargıtay üyeliğine
seçilen hâkimlere,
mazbatalan, Adalet
Bakanlığı'nın ek binasında
düzenlenen törenle verildi.
Adalet Bakanı Oltan
Sungurlu, 'yüksek yargı - adli
yargı' aynmının, suni bir
aynm olduğunu söyledi.
İHaberMerkea-TEDAŞ
Basın Müşavirliği'nin,
gazetemizin 11 Nisan tarihli
sayısında yer alan "Rüşvetin
yeni adı: Gezi" başlıkh haber
üzerine yaptığı açıklamada,
TEDAŞ Genel Müdürü Kadir
Ramazan Coşkun ve TEDAŞ
Özelleştirme Dairesi Başkanı
Önder Piyade ile ilgili
iddiaların gerçeği
yansıtmadığı belirtildi.
Açıklamada şöyle denildi:
"Ne sayın genel müdürün, ne
de yazıda söz edildiği gibi
kardeşinin o tarihlerde
yurtdışma çıkmadıklan,
Özelleştirme Dairesi Başkanı
Önder Piyade'nin ise her
memurun en doğal hakkı olan
yıllık iznini alarak ve gezi
giderlerini kendisi
karşılayarak yurtdışma gittiği
öğrenilmiştir.'
Rıdvan Budak siyasetçinin beceriksizliğinin müdahalelerde önemli rol oynadığını söylüyor
Ordu da kendmi elestirsinAYŞE YILDIRIM
Devrimci Işçi Sendikalan
Konfederasyonu (DtSK) Başka-
nı Rıdvan Budak, herkesin ken-
di özeleştirisini yapması gerek-
tiğini belirterek "Bana düşen
neyse ben onu yapmak istiyo-
rum. Belki en küçüğü bana dü-
şecek ama ben diyorum ki en bü-
yüğüne ortak olmaya vanm, bu
özelestiriyi yapahm. Bu ülkenin
ordusu da özeİeştiri yapmau" di-
yor. Budak cumhuriyet"in soru-
lannı şöyle yanıthyor:
- Herkes özeİeştiri yapmalı
diyorsunuz....
Evet... Ordu bile... "Üç defa
ihtilal yaptık ama Türkiye'de
cumhuriyeti kuranlann göster-
diği hedefe varan bir başanya
Tûrkiye'yi yönekemedik" öze-
leştirisini Türkiye'nin ordu ku-
rumu da yapmahdır. Yani bugün
ordu özellikle laiklik üzerindeki,
çağdaşlık üzerindeki yaklaşım-
lanyla çok haksız konumda de-
ğildir ve sadece uyansı bu nok-
tadadır. Yani Türkiye'de siyaset-
çiler Türkiye'nin demokratikleş-
mesini, özgürleşmesinin gereği-
ni yaptılar da ordu kapıya tank-
larla dayanıp vergi adaletini ger-
çekleştirmeyin, sosyal haklan
büyütmeyin, insan haklanna yö-
nelik kanun çıkarmayın, deme-
di. Siyasetçinin beceriksizliği
belki ordunun müdahalesini ge-
tirdi. Ama ordu da artık görme-
li ki siyasetin beceriksizliğinin
giderilmesinin yolu da sivil ya-
şamın, sivil demokratik sürecin
düşe kalka bir eğitimden. bir öğ-
renimden geçmesine bağlıdır.
Solun ekslkllOI
- Bugün ordunun dıştan mii-
dahatesi de bir anlamda solunye-
tersizüğinden mi kaynaklanıyor?
- Tabii. Yani bugün ordunun
laik anlayışı savunan, çağdaş ya-
şamı savunan, bugün bir ölçüde
siyasetçilere örnek teşkil edebi-
lecek bir yaklaşımla, işte Güney-
doğu'da sosyal adaleti büyütmek
lazım, gerçekleştirmek lazım, iş-
yeri yapmak lazım, fabrika yap-
mak lazım yaklaşımı, bir ölçüde
solun yetersizliğinden kaynakla-
nıyor, diyebiliriz. Yani etkin bir
sol, irticaya, şeriata ödün verme-
yen bir sol yükseliş, bir ses çıka-
nş belki de ordunun askeri göre-
vinde durmasının çok önemli bir
sebebi olacaktır. Hatta öyle bir
sol, yani sosyal adaleti, işsizliği,
enflasyonu önleyebilecek, den-
geleri kuracak, vergi adaletini
sağlayacak, hukukun üstünlüğü-
nü eşit kılabilecek bir sol çıkış ir-
ticanın kaynaklannı kurutacak-
tır. O bakımdan solun kesinlikle
yükselişini sağlayacak her türlü
yolu ve yöntemi denememiz la-
zım.
Çünkü sol derken tabii Türki-
ye'nin bütünlüğünü, toplumun
değerlerini, gerçeklerini dikkate
alan solu kastediyorum. Yani bu-
nun dışındaki solu, bu değerleri
paylaşmayan solu sol olarak ka-
bul etmedigim için bunu altını
çizerek ifade ediyorum. Legali-
teyi tercih etmiş solu söylüyo-
rum. kendini legal olarak ifade e-
den ama en keskin, en kararlı
söylemi kullanan solu buna ka-
tarak söylüyorum. Bunun için de
sosyal demokrat solla sosyalist
sol ittifak yapmalı diyorum.
Şimdi bizdeki sol liderler ne-
yi söylüyorlar, hangi ufku, han-
gi projeyi, hangi hedefi gösteri-
yorlar, hangi iddianın sahibi? En
karmaşa döneminde bile bütün
araştırmalar gösteriyor ki paria-
( X" 7"ani bugün ordu özellikle laiklik üzerindeki, çağdaşlık
j üzerindeki yaklaşımlanyla çok haksız konumda değildir ve
JL sadece uyansı bu noktadadır. Yani Türkiye'de siyasetçiler
Türkiye'nin demokratikleşmesini, özgürleşmesinin gereğini
yaptılar da ordu kapıya tanklarla dayanıp vergi adaletini
gerçekleştirmeyin, sosyal haklan büyütmeyin, insan haklanna yönelik
kanun çıkarmaym, demedi.' .
mentoda yer alan sosyal demok-
rat partiler yüzde 13, yüzde 15
arasında oy alabiliyorlar. Sağın
alternatifı bir daha sağ, bir daha
sağ. Bunun sorumluluğunu ben
mi taşıyacağım, sen mi taşıya-
caksın, yurttaşlar mı taşıyacak,
yoksa bu işin başındaki siyasi
parti liderlen mi taşıyacak, Sa-
yın Baykal mı taşıyacak, Sayın
Ecevit mi taşıyacak?
Sol oy potansiyellnl
yitlrdl
-Solun geritemesininsebebi bu
kadrolar mı sizce?
- Solun 1980 evveli oy potan-
siyelini kaybettiğine inanmıyo-
rum. Solun işlevsiz. ufuksuz,
hatta cesaretsiz üst kadrolan so-
lun gerilemesinin sebebi olmuş-
lardır. Altını çizerek söylüyo-
rum. Şişli'de bir garajda bir siya-
setçinin " Parti fraksiyonlar ta-
rafindan gasp edilmiştir, kuşaül-
nuşür" sözü, solun parçalanma-
smın en önemli sebeplerinden
birisidir. Bir başka sebebi yerel
yönetimlerde maalesef solun
çok etkin bir biçimde iktidar ol-
duğu süreçte, özellikle lstan-
bul'da kadrolara hâkim olama-
yan belediye başkanlannm ha-
tası yüzünden sol bu gerilemeye
muhatap olmuştur. Bundan so-
rumluluk duyması gerekenler
sorumluluk duymalıdır artık.
Bütün bu olumsuzluklan yara-
tanlann siyasetteki varlıklan,
sosyal demokrat partilerin inan-
dıncılığının yeteri düzeye çık-
masını engellemiştir. Bunu artık
herkes görmeli. Çünkü solun bü-
tün iddiası dürüst olmaktır, düz-
gün olmaktır. Anadolu insanının
dürüstlük ve düzgünlük arayışı
solun 1977*de yüzde 44'lere va-
ran oy almasına sebep olmuştur.
Ama sonra o görülmemiştir. O
yeTel yönetimlerde iktidar olun-
duğu sürece o yaşanamamışhr.
"Efendim biz o dönem bugûnkû
kadro olarak yoktuk" dıyorlar.
Hayır, siz vardınız. Bugünkü
CHP yönetimini eleştiriyorum.
Siz vardınız... ErtuğrulTığiay'ı
Küçükçekmece'ye siz getirdi-
niz, bilmem kimi bilmem nere-
ye siz getirdiniz... Yani bugün
olmayanlar var ama etkin kadro
bu kadro. Onun için artık herkes
görmeli ki bir kadro değiştirme
talebi yalnız tüm bunlan söyle-
yen sivil toplum örgütlerinin ta-
İebi olmaktan çıkmıştır.
CHP kongresi ve
tarttşmalar
- CHP'nin İstanbul il kongre-
sinde divan başkanlığı için sizin
de için de yer atdığuuz bir tartış-
ma yaşandı. Bu tartışmalan na-
sıl değeriendiriyorsunuz?
- Bir eskı belediye başkanını
İstanbul kongresinde divan baş-
kanlığına getirip tstanbullulara
hangi mesajı vereceksiniz, Tür-
kiye'ye hangi mesajı vereceksi-
niz? Yani o mesajdan parti adı-
na ne çıkaracaksınız? Ben öyle
bunun ötesinde şeyler söyledim
ki. Bir kere, kendinizle banşın
artık, diyorum. Bunu sayın par-
timin sayın liderlerine söylüyo-
rum, kendinizle banşın, kendini-
zi aşın artık. Ben o kadar aştım
Solun
gerileme
nedeni
Budak'a göre
solun
gerilemesinin
nedeni, "işlevsiz,
ufuksuz, hatta
cesaretsiz üst
kadrolarTnın
politikalan...
Budak, "Solun
bütün iddiası
dürüst olmaktır,
düzgün olmakbr.
Anadolu
insanının
dürüstlük ve
düzgünlük
arayışı solun
1977'de yüzde
44'lere varan oy
almasına sebep
olmuştur.
| Ama sonra
o görülmemiştir.
O yerel
yönetimlerde
iktidar
olunduğu
sürece o
yaşanamamışör"
diyor.
ki bir örnek veriyorum; CHP'nin
büyük kurultayını Türk-lş'in
başkanına yönettirin.
Türk Tabipleri Birliği'nde,
Barolar Birliği'nde, Mimar Mü-
hendis Odalan'nda, Eczacılar
Birliği'nde, kadm hareketitijds
CHP'nin semp^tizanı insanTar,
onlan da getirin. Bu örgütlerih"'
temsilcileri olarak divanın diğer
üyeliklerini oturtun, Türkiye'ye
böyle bir görüntü verin.
Liderlerln iki dudaöı
arasında
- CHP kongresinde en fazia
oyu alarak kurultay delegesi se-
çildiniz. Parti içi demokrasinin
önseçimden geçtiğine mi inanı-
yorsunuz?
- Şimdi bana nasıl dersiniz,
ben seni şuradan aday gösterece-
ğim. Diyemezsiniz, öyle bir hak-
kmız yok. Bunu bana söyleye-
mezsiniz. Ben 23 yaşından beri
sosyal ve siyasal mücadelenin
içinde hep seçilerek gelmişim, iş
yerindeki temsilcilikten başla-
mışım... Geçe geçe gelmişim
ben, şimdi bir siyasetçinin, bir
siyasi partinin saygıdeğer lideri-
nin iki dudagı arasında hiçbir şey
olmak istemem.
Bir kere parti ıçi demokrasiyi
işletmeniz lazım. Niye hâlâ sol-
cuyuz? Çünkü derdimiz demok-
rasi... Derdi demokrasi olan in-
sanlar, kurumlar sonuç itibany-
la bu talebin gereği olarak bir si-
yasi partide saf tutuyorlarsa o si-
yasi partide öncelikle bunu gör-
mek istiyorlar. Ben öncelikle
üyesi olduğum CHP'de parti içi
demokrasinin işlemesinin ge-
rektiğini söylüyorum.
Ben, bilim cevrelerinden ken-
di alanında uzman, ihtisas yap-
mış, Türkiye'nin sorunlannı bi-
len, mesela siyasetle çok ilgili
değildir ama ekonomide ne ya-
pılacağını bilen ve sosyal de-
mokratbir anlayışla davranan bir
bilim adamını elbette getirip si-
yasetin tartışmasının içine soka-
lım demiyorum. Ama bu top-
lamda CHP'nin çıkaracağı mil-
letvekili sayısmın yüzde 3'ü,
yüzde 5'idir. Yüzde 3'ü, yüzde
5'i tartışmayalım ama yüzde
95'i parti içinde tartışalım, par-
ti hukukunu işletelim ve buna
göre şekillendirelim.
'DİSK bana mlras
kalmadr
Bana, "Beyefendi siz partinin
yönetiminde değilsiniz, siz
DİSK'in başkamsınız, niye ko-
nuşuyorsunuz" diyebilirler. A-
ma parti size babanızdan miras
kalmadı, DİSK de bana babam-
dan miras kalmadı. O parti De-
niz Baykal'ın olduğu kadar be-
nim de partim. O partiye Deniz
Baykal kadar sahip çıkmak be-
nim de görevim ve sorumlulu-
ğum.
Bir başka anlayış da şu: Orta-
ya bir program koyalım artık,
tartışalım. Bu programı inandı-
ncı biçimde halka anlatalım.
Profesyonel siyasetçi tipi halk
nezdinde inandıncı değil. Bun-
lan beraber yapabilelim, bunla-
n beraber paylaşabilelim, bunla-
n beraber söyleyebilelim. Kü-
çük olsun benim olsun anlayı-
şından vazgeçelim. Büyütelim,
büyütelim ve Türkiye'nin bütün
yurttaşlanyla paylaşahm.
- Sizce erken seçim Türki-
ye'nin sorunlannı çözecek mi?
- Hayır. Ama Türkiye bu erken
seçimde biraz daha güçlenecek.
1973'teki CHP'yi hatırlayın,
sonra 1977'deki CHP'yi. Şimdi
Türkiye bir erken seçim yaşaya-
cak, bir yıl içinde olacak, bu ka-
çımlmaz bir süreç. Çünkü bu
parlamentonun, bu siyaset anla-
yışının, bu ekonomik ve sosyal
gidişatın toplumun sorunlanyla
btrlikte taşınmaşans» yok. Nite-
kim bu parlamentonun hepsini
birleştirin bir hükümet çıkann,
yine Türkiye'nin sorunlannı çö-
zemez. Bu seçim yapılacak, bir
seçim daha yapılacak, Türki-
ye'de ondan sonra siyaset yerli
yerine oturacak. Sol tekleşecek,
merkez sağ tekleşecek ve önü-
müzdeki seçimden sonra sosyal
adaletsizlik kaygısı biraz siyase-
tin ortak sorunu olup bunu gi-
dermeye yönelik taleplerin gere-
ği gösterilirse Türkiye bir ara re-
jim yaşamayacak. Ama eğer
bunlar olmazsa Türkiye bir ara
rejim yaşayacak. Bu ara rejim
Türkiye'de her zamanki gibi iki
yıl üç yıl sürecek. Ama siyase-
tin önünde bir fırsat var. Özellik-
le sola bu görev yüklenmiş vazi-
yette. Toplumu ortaklaştırmak,
ekonomik ve sosyal haklarbakı-
mından toplumu biraz inandın-
cı bir etkiye sahip çıkacak hale
getirmek, sosyal bir hukuk dev-
letine doğnı yöneltmek. Sol bu
görevi yaparsa, bu görevi yapma
işlevini başarabilirse, bunu ger-
çekleştirmek için de bu saydı-
gım sivil toplum kurumlanyla
bir ortaklaşmayı sağlayabilirse
Türkiye bir demokratik sürece
yönelecek; aksi takdirde o şansı
yok.
Bİttİ
NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: [email protected]
Karadeniz Çevre ve Kültür
Derneği'nin "Heyamola" adlı
yayınının bu ayki en etkileyici
başlığı, "Karadeniz yanna da
kalsın"û\. Dernek Genel Baş-
kanı Alaettin Bahçekapılı,
Karadeniz'in giderek ölüme
terk edildiğini somut rakamla-
ra dayanarak dile getiriyor.
Bahçekapılı, Almanya'dan do-
ğan Tuna Nehri'nin Avrupa'yı
bir uçtan bir uca dolaşarak Ka-
radeniz'e ulaştığında 60 ton ci-
va, 1000 ton krom, 4500 ton
kurşun ve 50 ton petrol kirliliği-
ni denize taşıdığını belirtiyor ve
Karadeniz'deki esas kirliliğin
Avrupa'dan kaynaklandığına
dikkat çekiyor.
Bahçekapılı'nın verdiği bilgi-
ler şöyle: 1980 yılına kadar, 800
bin ton balık ve deniz ürünü po-
tansiyeline sahipken, Karade-
niz'in bugünkü verimi 100 bin
tona düştü. Ayrıca Karade-
niz'in banndırdığı canlı çeşitle-
ri sayısı da yüzde 40 oranında
azaldı. Canlıların yaşadığı su
katmanı 80 metrenin altına
düştü. Eğer acil önlem alınmaz,
petrol tankerlerinin sızıntılan,
gemi yapım ve söküm tesisle-
rinin yarattığı kirlilik, kıyı kent-
'Karadeniz Yanna da Kalsın'
lerinin denize döktükleri çöpler,
denize akrtılan kanalizasyonlar,
sanayi atıklan, faili meçhul va-
riller bu hızla giderse Karade-
niz'in sonu görünüyor.
Umanz, Bahçekapalı'nın
çağnsına kulak verilir, bütün kı-
yı ülkeleri birlikte hızla önlem
alırtar. Tuna Nehri'nin Avru-
pa'dan taşıdığı kirlilik ise
önemli bir kampanyayı gerek-
tiriyor. Batı'daki çevre kuruluş-
lannın harekete geçirilmesi de
bu kampanya içinde önem ka-
zanıyor. Karadeniz Çevre ve
Kültür Derneği'ne çok işler
düştüğü ortaya çıkan bu man-
zaradan sonra daha iyi anlaşı-
lıyor.
• • •
Bayram sırasında Bod-
rum'un yeldeğiımenleriyle ilgi-
li yaptığım çağnya, destek me-
sajlan geliyor. Bodrum'da ya-
şayan gazeteci Sudi llkorur,
yeldeğirmenlerinden yola çıka-
rak, Bodrum'da son dönemde
artan yapılaşmaya, eski Bod-
rum evlerinin giderek yok ol-
masına, merkezdeki kilisenin
yıkılmasına da dikkat çekiyor.
Bodrum'un çevre gönüllüle-
rinden Saynur Gelendost ise
yeldeğirmenleri konusunda
şunlan belirtiyor: "Bodrum'un
yeldeğirmenlerinin halinin sizi
etkilemiş olması bizi umutlan-
dırdı. 20yıllık çabamıza destek
bulduk gibi geldi bize. Değir-
menlehn kanatlannın dönme-
si, yaşatılması bizde tutku ha-
line geldiği için senelerdir ya-
zanz, söyleriz, yetkililerin kapı-
sını aşındınnz. Aynca heryerel
seçimde belediye başkanı
adaylanndan isteğimiz yelde-
ğirmenlerinin dönmesidir. II-
ginçtir, hepsi de göreve gelir-
lerse isteğimizi yerine getire-
ceklerine kesin söz veriher.
Hatta bu konuda birlikte plan
yapanz. İşte sonuç, hiçbiri
sözierini tutmadılar. Biz yılmı-
yoruz, hiç vazgeçmeyeceğiz.
Eğer sizden umut ettiğimiz
desteği alırsak birlikte başara-
biliriz."
Bodrum'da yayın yapan
"Radyo-Eko" da söyieşimiz sı-
rasında yeldegirmenlerini gün-
deme getirdi. Yeldeğirmenleri
konusunda Kültür Bakanlı-
ğı'nın, Çevre Bakanlığı'nın ve
Bodrum Belediye Başkanı'nın
girişimlerde bulunmasını bek-
liyoruz. Bu konuda yapılacak
girişimi candan destekleyece-
ğiz-
•••
Not: Izmir Kordon'u doldura-
rak, şehrin yapısını bozmaya
hazırlanan Izmir Belediye Baş-
kanı Burhan Özfatura'ye des-
tek veren Istemihan Talay'ı
eleştirmiştim. Kordon'a yapıla-
cak dolgu ve yeni çevre yolu
projeleriyte Izmir'in tarihsel do-
kusunun yok edileceğini yaz-
mıştım. Bu yazıda DSP Izmir
Milletvekili Ahmet Pirişti-
na'nın da adından söz etmiş,
sessiz kalmasınatepki göster-
miştim. Dostum Piriştina be-
nim yazdıklanmın haksız oldu-
ğunu belirten bir açıklama yol-
ladı.
Piriştina, Izmir Kordonyolu
projesinin dotguyla yapılması-
na karşı çıktığını, o günkü ko-
şullarda çözüm önerisinin, Kor-
donyolu'nda parkeden araçla-
n kaldırarak, mevcut yürüyüş
yolunu iptal ederek, çift araç
gidiş-gelişini sağlamak ve de-
niz üzerinde ahşap bir yürüyüş
bandı yapılması olduğunu be-
lirtiyor. Şu andaki çirkin görün-
tüyü de eleştiriyor.
Piriştina'nın duyarlı olduğu-
nu biliyorum. Izmir 1 No'lu Ta-
biat Variıklan'nı Koruma Kuru-
lu'nun karannı öğrendiğimde i-
ki ay kadar önce kendisiyle ko-
nuşmuştum. Bu konuda çaba
gösterdiğini ve bu çabasını
sürdüreceğini söylemişti. Kül-
tür Bakanı Istemihan Talay'ın,
Koruma Kurulu'nun olumlu ka-
rannı iptal etmesinin gazetele-
re yansımasından sonra, aynı
partiden milletvekili olan Izmir-
ii Piriştina'nın bir tepki göster-
mediğini görünce, onu da
uyarmak gereğini duydum. Pi-
riştina'nın yolladığı sitemkâr
açıktamaya rağmen. DSP'li ar-
kadaşı Istemihan Talay'ın Kor-
don'da Özfatura'yı destekle-
yen kararı yürürlükte. DSP'li-
lerden de Piriştina dahil ciddi
bir tepki geldiğini duymadım.
Bekliyorum. Bu konu DSP'nin
başını çok ağntır.
PERŞEMBE
ORHAN BLRSALI
Deneme Bilim Merkezi
Öğrenmek, özellikle çocuklarımızın çok iyi bir eği-
tim-öğretimden geçmesini sağlamak, sadece bizim
değil bütün dünyanın üzerinde titrediği bir olgu. Öğ-
renim, ama nasıl bir öğrenim? Eğitim, ama nasıl bir
eğitim? Ezbersiz, ama nasıl bir ezbersiz öğrenim?
Kavrayarak, ama nasıl kavrayarak bir öğrenim?
Bütün bu sorular ülkemizin ana tartışma konula-
nnın başlarında yer alıyor.
Çünkü, sonuçta aileler çocuklarına, bu ülke de
yarınını kuracak yurttaşlanna çok iyi bir gelecek ha-
zırlamak zorunda. Bunun temel yolu da öğrenim-eği-
timden geçiyor.
öğrenmek çok yönlü bir süreç. Insanın 5 duyusuy-
la iç içe. Dış dünyaya ilişkin bilgileri görerek, işite-
rek, koklayarak, dokunarak, tadarak öğreniriz. Bun-
lann dışında, basınçtan denge ve ağnya kadar uza-
nan başka duyulara da sahibiz.
Bu duyulanmız sayesinde hayatla ilgili temel bil-
gileri -genellikle farkında bile olmadan- ediniriz.
Ancak salt biyolojik olarak hayatta kalmanın öte-
si için bu kendiliğinden işleyen öğrenme süreci yet-
miyor. Bu süreci, olaylar arasında bağlantılan kura-
cak, sentezleme gücü ve yeteneğine kavuşturacak
ve nihayet herkesi kendi alanında yaratıcı kılacak bi-
linçli ve hedefli bir öğrenme sürecine dönüştürmek
gerekiyor.
Burada, bütün öğrenim eğitim sistemlerinde öğ-
renimin en vazgeçilmez bir unsuru, deneyerek, ya-
parak ve sonuçlannı görerek öğrenmektir. Pratik
yapmak, beynin üzerinde çalışılan konuyla ilgili işle-
vini geliştirmekte, beyin sinirieri yeni bağlantılar oluş-
turmakta, beynin konuyla ilgili alanı genişlemekte-
dir. Örnegin sürekli egzersiz yapan bir kemancının
beyninin müzikle ilgili bölgeleri, diğer insanlara gö-
re çok daha geniştir.
•••
Pratik, her şeyin anasıdır. Doğrunun test edilme-
sidir. Doğurgandır. Bilgiyi doğurur.
Pratik, insanın yeteneklerini harekete geçirir ve
genişletir. Pratik, zekâyı geliştirir ve keskinleştirir. In-
sanın karşısına yeni çözürnler ve çözüm olanaklan
çıkartır.
• • •
Bu cumartesi Cumhurbaşkanı Demirel'in, ikinci
Bilim Şenliği ile açtlışını yapacağı Deneme Bilim
Merkezi, işte bilginin en iyi deneyerek öğrenilebile-
ceğı felsefesine dayanıyor.
Deneme Bilim Merkezi, İstanbul Bilim Merkezi
Projesi'nin bir ön aşaması.
Bilim merkezleri, dünyada sayılan büyük bir hızla
artan, resmi olmayan öğrenim-eğitim yerleridir.
Deneyerek öğrenme temetinde örgütlenmişlerdir.
Bilimsel ve teknik olaylann ve yasalann temelin-
de yatan süreçlerin anlaşılmasına yardımcı olmaya
çalışırlar.
Doğayla, toplumla ilişkili bütün konular ilgi alan-
lanna girer ve bu konulan, bilimsel bilgi temelinde,
herkesin bizzat kullanabileceği, gösteri bilimi deni-
len özel tasarımlarla sunar.
Buralan, bilginin nasıl edinileceği, öğrenileceği,
öğrenim yörrtemlerinin tartışılıp geliştirildiği ve bun-
lann somut olarak da uygulandığı yerierdir. Bilim
Merkezi Vakfı, Istanbul'da işte böyle bir bilim mer-
kezintfl küruluşuna öncülük etmeye çalışmaktadır.
••• • • •
İstanbul Bilim Merkezi Projesi, geçen yıl yaprian
1. Bitim Şenliği ile Türkiye'ye sunulduğunda büyük
ilgi gördü.
34 bini öğrenci, 70 bine yakın insan şenliği ziya-
ret etti ve bu ulusai projeyle tanıştı. Projeyi sevdi. Pro-
jeye destek verdi. Bir an önce geliştirilmesini ve ger-
çekleştirilmesini istedi.
İşte Deneme Bilim Merkezi, 70 bin kişinin ortak
idaresi sonucu doğdu.
İstanbul Bilim Merkezi Projesi, bu deneme labo-
ratuvarında biçimlenecek, özüne kavuşacak.
Dışardaki tecrübelerden bilgi olarak yararianıla-
cak.
Ama İstanbul Bilim Merkezi, Türkiye'nin tasanm-
cısının, sanatçısının, eğitimcisinin, bilimcisinin, gra-
fikçisinin, üreticisinin ürünü olarak ortaya çıkacak.
Deneme Bilim Merkezi, ülkemizin var olan bu gü-
cünü, bu yeteneğini ortaya çıkartarak, yaratıcı be-
yinlerini harekete geçirerek Türkiye'ye, bütün öğ-
rencilere ve bütün halka, uluslararası çapta ve özel-
likte bir projeyi kazandıracak.
Aydın'da işkence davası
Baki Erdoğan
İZ.MİR (Cumhuriyet
Ege Bûrosu) - Aydın Ağır
Ceza Mahkemesi 'nde gö-
rülmekte olan işkence da-
vasında, savcı Hüseyin
Kaya'nın raporlarla kanıt-
lanmasma rağmen, Baki
Erdoğan ın işkenceden
değil, "solunum yetmezB-
ğinden" öldüğünü içeren
yaklaşımı doktorlann tep-
kisine neden oldu. Türk
Tabipler Birliği, Izmir Ta-
bip Odası, Izmir Tabip
Odası-lnsan Haklan Mu-
ayene ve Rapor Komisyo-
nu. Adli Tıp Uzmanlan
Derneği, Türkiye İnsan
Haklan Vakfi temsilcile-
ri, Savcı Kaya'nın, video
bantlan ve uzmanlann ha-
zırladığı işkence raporla-
nnı gömıezden geldiğini.
mahkemenin savcınm gö-
rüşüne katılmayacağı ka-
nısı taşıdıklannı belirtti-
ler.
Izmir Tabip Odası'nda
düzenlenen basın toplan-
tısında Prof. Dr. Veli Lök,
Baki Erdoğan"ın gördüğü
işkence sonucu öldüğü-
nün saptandığını belirte-
rek şunlan söyledi:
"Hekimlerinûz ve oda-
mızolavia ilgilia> nntıb bil-
gi topladı. Topladığunız
raporlan8 kişilik birhe}<et
uzun uzuntartışn. Bu ara-
da Baki Erdoğan'ın baba-
sının defin sırasında çek-
tirdiği video banttaki gö-
rüntüler, dinlenen tanık-
' öldü
lar Erdoğan'uı işkence so-
nucu öldüğünü kesin ola-
rak gösterdi. Izmir Tabip
Odası'nın hazuiardğı ra-
porda, patoktji, dahiliye,
ciktiye, ortopedi uznuuua-
nndan oluşan 8 hekimin
imzası bulunmaktadır.
Odanın hazuiadığı aher-
natif raporla Adli Tıp
Genel Kurulu raporlan
çakışmaktadır. Bu rapor-
lar mahkemeye sunuldu.
Mahkeme heveri bizim ra-
porlannuzı kabul etti. Bü-
tün buna karşın savcınm
bizim raporlanmızı göz
ardı etmesine birtürlü an-
lam veremiyorum."
Toplantıya katılan İs-
tanbul Üniversitesi Tıp
Fakültesi Ana Bilim Dalı
Başkanı ve Adlı Tıp Uz-
manlan Demeğı Başkanı
Prof. Dr. Şebnem Kurn-
fıncancu Baki Erdogan'ın
otopsisini yapan Dr. VtH
Kuzdere'nin Veterinerhe-
kım olduğunu, ancak pa-
toloji eğitimi aldığını be-
lirterek, Kuzdere'nin \er-
deği raporun bi imsel ol-
madığını öne sürdü. Prof-
Dr. KurufıncaEcı, Baki
Erdoğan'la ilgili. işkence
raporlannın Dublin'de
toplanan Tıp lCongre-
si'nde de ele aİTidığıu^
kongreye katıkı biîim
adamlannın Eıdogan'fi-
işkence sonucu >aşamıaı
yitirdiğı görüşürüe oldııi-
lannı söyledi.