13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MART 1998 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 TURKIYE İstanbul Edırne Kocaelı Çanakkale Izmır Manısa Aydın Denizli PB PB PB PB PB PB PB PB 11 15 12 14 17 15 17 15 Sinop Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas PB Y Y Y PB PB PB K 13 13 13 12 10 12 12 1 Zonguldak PB 12 Antalya PB 17 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardın Sıırt Hakkâri Van PB PB PB PB PB PB PB PB 18 17 17 21 16 16 8 A Yurdun kuzeydoğu ke- sımlerı parçalı çok bu- lutlu, Orta ve Doğu Ka- radenız, Iç Anadolu'nun kuzeydoğusu ıle Doğu Anadolu'nun kuzeyı ya- ğışıı, ötekı yerier az bu- lutlu geçecek. Yağışlar yağmur. Doğu Anado- lu'nun kuzeydoğusu ıle Gumuşhane, Bayburt çevrelennde kar şek- linde olacak. Hava sıcaklığı azalacak. AVRUPA Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn VB ÇB ÇB Y Y " Y Y 2 -2 1 14 12 13 15 15 Münih Y 14 Zurih Berlın Budapeşte Madnd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y Y PB Y PB PB PB PB 12 12 21 17 17 18 18 17 16 ASYA Moskova K Aşkabat Akmola Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Şam PB PB ÇB PB K ÇB PB • PB 17 -2 6 7 4 12 19 17 Parçaıı Duttlu : Sısli k Çok bulJtlu Yağmuriu °JA*JS Kartı S"lu kar Gok gurultûk G U N C E L CÜNEYTARCAYLREK • Baştarafı 1. Sayfada de üzerinde duruluyor. Aslını ararsanız; hükümet, daha doğrusu devle- tin tepe noktaları, memura grev ve toplusözleşme hakkı vermeye niyetli değil. Grev deyince, ücretlerde pazarlık yolunu açan toplusözleşme deyince, tüyleri diken diken. Şu tezada bakınız: Yasayla memurlara sendikalaşma hakkı veriyor- sunuz; ne ki, sendikalizmin yaşamsal önemdeki ana öğesi olan grevden yoksun bırakıyorsunuz. Kimi Batılı ülkelerden örneklerle böylesi uygu- lamalardan kaçınıldığı öne sürülebilir. Savunulabi- lir. Ama o ülkelerde enflasyonun -aylık değil, yıllık- yüzde 3 ya da 3.8 olduğunu unutabilir miyiz? Grev silahı elinde olmadıkça memurların sendi- kalaşması beş paralık değer taşımıyor. Maaşlar ve ücret saptamalarında hükümetlerle pazarlığa giremeyen memur. yine hükümetlerin agzına ba- kacak ve kimi gerekler öne sürerek verilen kısıtlı zamlarla yetinmeye zorlanacak. Türkiye gazetesinde memur eyleminin 3. günü "çıleyi yine halk çekti" başlıklanyla sunuluyor. lyi ve hatta doğru diye niteleyelim bu başlığı; an- cak memurun çektiği çileyi gazete ve bağlı oldu- ğu holding acaba hangi ölçülerde biliyor? Onları da neden yazmıyor? Adım gibi biliyorum: Bu gerçekleri anımsattığı- nız zaman hiç kimsenin Türkiye'yi batağa sürük- lemeye hakkı olmadığını irdeleyen uzun nutuklar art arda gelecek ya da devlet dalkavukluğu yapan bu türden yazılar döktürülecek. Nurcu tarikatının açık önderi Fethullah Gülen'in ilk yayın organlarından Zaman ise "hayat felç ol- du" diyor. Trenler çalışmamış vesaire. Topu topu bir gün. Işimize geldiğinde örnek verdiğimiz Ingiltere'de grev yüzünden günlerce ışlemiyor. Halk eziyet çek- ti diyen, yazan yok! Çalıştıgı zaman halkın trenlerde çektiği ıstırabı bir gün olsun ele almayan gazete, devlet yerine halk dalkavukluğuyla vicdanları susturmaya çaba- lıyor. Ayınm olmaz Cumhurbaşkanı'ndan hükümete değin devlet, aynı çizgi üzerinde. Polisin türbanlıların sokak gös- terilerindeki yumuşak tutumunu memurlara gös- termemesindeki nedenleri soran gazeteciye De- mirel, "Onlarçok tefenruat" dedikten sonra, "Ka- nunsuz eylem olmaz" diyor. Atatürk'e ve laik çağdaşlığa nefretle yoğrulmuş uzun etekli ve başı örtülü kızların, Iştanbul Üniver- sitesi Rektörü karannı geri aldıkian sonraki gün- lerde yasadışı sokak yürüyüşleri ve gösterileri sür- dürmesini devlet acaba "teferruattan" mı sayı- yor? Memur ya da işçi yasal olmayan bir yürüyüşe girişince polisin copuyla, gazıyla ve hortumuyla cezalandırılıyor. Başörtülüye geldi mi; her biri gül bebek! Kimi yerde topluluklara yasal olmayan "cezalan- dırmalar" uygulayan polislere hangi cezalar veri- liyor? Bilen varsa parmağını kaldırsın. Örneğin; Manisa'da liselilere işkence yapan po- lislere verilecek cezayı üç-dört aya indirmek ama- cıyla savcı, sanıkların "öğrencilere işkence değil, 'kötü muamele' yaptığından" söz açıyor. Hükümet işine gelmeyene şahin; sevdiğine. ko- rumayı aklına koyduğuna güvercin! Bu gidiş tatsız. Hükümet grevsiz-toplusözleş- mesiz yasada direniyor. Sokakta yasadışı en ufak eyleme karşı göz yaşartıcı gaz ve sonra.. dayak cennetten çıkmadıratasözüne hâiâ bağlı olan po- lis copu. Hükümet ve hükümetler, tabii bu konuda des- tek veren Şaibe Hanım partısi de bu tutumlany- la memurlara "yeni birhasım cephe" kurdurmayı başarıyorlar. Görevinde ve evinde sakin sessiz duran me- murların büyük bölümünün. sokaktaki arkadaşla- rını yürekten desteklediklerinden kuşkunuz olma- sın. Artmayan gelir ve yüzde 100 enflasyonla yaşa- maya mahkûm insanlardan... Başka ne bekleyebilirsiniz? 'Hükümet dayatmacı' BAM SALMA.N ANKARA-Av rupa Sen- dikalar Konfederasyonu (ETL'C) Sözcüsü Wim Bar- gens. Türkiye "de hükümetın uzlaşma yerine kamu sen- dikalanna grevsız-toplu- sözleşmesiz sendika yasa tasansını "dayattığını" be- lirterek. "Ölüler dünyasın- da bir karar alsanız bu ge- çerli olabilir mi?'" dedı. "Özgürsendikalaşma hare- ketine" karşı baskının Tür- kiyenin Avrupa Bırliğı (AB) ile bütünleşmesıni et- kıleyeceğini kaydeden Bar- gens, "Türkiye bu yasa öne- risinde direnirse. kötü puan sayısım arttırmakla kalma- yacak.aynı zamanda AB ül- kelerine de kötü bir mesaj vermiş olacak" dedı. Türk-İs.DİSK.Hak-lşve KESK"in de üyesi olduğu ETUC'un yöneticisi. sözcü Bargens. Cumhuriyefin kamu çalışanlarınm sendı- kal hareketi ve Türkiye "de- ki sürece ilişkin sorularını yanıtladı. Bargens. önemlı kararların ulusal smırların dışında alındığını. bu ikti- dar dengesinde çalışanların yer alabilmesi ıçin Avrupa düzeyinde örgütlendikleri- ni anlatırken. pek çok ülke- deki sendikalaşma atnacını. "çalışanlann çıkarları ve ücretlerinin korunması, yükseltilebilmesi. ekonomi politikasmın demokratik- leştirilmesi" olarak özetle- di. Bargens. kamu çalışan- larınm sendikal haklarına ilışkın yasa oluşturmak için dev lete ya da müdahalesine gerek olmadığını bildirdi. Orgütlenmenin sendikacı- ların işı olduğunu kaydeden Bargens. şöyle konuştu: "Bu konuda denge oiuştur- mak bunların işidir. Devle- tin göre\i ancak bu olayı ya- zıya döknıek. eşit demokra- tik bir ortam içinde gelişimi sağlamaktır. Yani bir insan karar \ erirken. anasına ba- basına sormaya gerek yok. Eğer Türkiye"de sendikalaş- ma bir ne\i dinsel öğreti gi- bi ele alınmak isteniyorsa kusura bakmayın bu yürü- mez. Sonuç olarak bu proje- nin geri çekilmesi gerekiyor. Çünkü bu şekliyle kamu sendikacılığına engeldir. Ar- tık işin başına dönsünler. Bu olayı yeniden irdelesinler. Bu yasa çalışanlann çoğun- luğunun düşüncesineyatkın değilsc neye yarar? Toplum- saL devlet ve hükümet düze- yinde göriişmelerde bütün olayın can ahcı noktası top- lusözleşmeye davanmakta- dır." Almanya'dan HMer politikası • Baştarafı 1. Sayfada retleri içindedir" diyen Cumhurbaşkanı. "Car- diff zirvesi öncesinde Almanya'nın ta\nnda yu- muşama olur mu" sorusuna şu yanıtı verdi: "Almanya'daki seçimlerden önce bi/im bir şey ummamız. biraz duygusal olur. Nihayet biz CardifTi söylüyorsak, bize soruyorlar, ne yapa- lım. diye. Bu diskriminasyonu (aynmcılık) kal- dınn. Yani 1 l'ler ve özel stratejili Türkiye disk- riminasyonıınu kaldınn. Yapabilir \eya >apa- maz başka mesele. Çünkü bu, \\nıpa nkrine a>- kırıdır. Büyük A\ rupa, Hıristiyan Kulübü ol- makla olmaz. Londra Konferansı'na Türki- ye'nin kaülması için İspanya da ısraıiı oldu. Tür- kiye kamuoyunun buna hazır olmadığını söyle- dim." Demirel, gümrük birligi konusunda Türki- ye'nin her kuralı yerine getirmesine karşın AB'nin. yükümlülüklerine uymadığını. bu ko- nuda Ispanya'nın inisiyatifi kullanmasını iste- diğini bildirdi. Cumhurbaşkanı Demirel. tspanya temasla- nnda Akdeniz'e kıyıdaş ikı ülke açısından or- tak sorun oluşturan Kıbns'ı da ma- saya getirdi. Demirel. AB'nin. Rum Yönetimrni tam üyelik kapsamına alması konusunda şunlan söyledi: "AB geçmişte anlaşmazhklann ol- duğu ülkeleri bünyesine almak iste- miyordu. Kıbns anlaşmazlıklar yu- vasıdır. Neden bu kadar acele ettiği- ni anlayamıyorum. Hangi Kıbns ile görüşülecek? Eğer AB Klendes'in Kıbnsı'nı bütün adanın temsilcisi olarak kabul ediyorsa 30 yıl içinde olanlar hakkında bilgi edinnıemiş demektir. AB, AkdenizMn bu bölü- münde büyük sorunlar yaratabile- cek çok büyük bir hata \apıyor." Demirel. Madrid ve Barcelona'da \erdiği konferans ile katıldığı top- lantılarda. işbirlığı olanaklannı "Akdenizlilik" temasına dayandırdı. Yeni bir binyıla girilirken tarihin demokrasilere tanıdı- ğı şansın iyi kullanılması gerektiğini vurgula- yan Cumhurbaşkanı. şunlan söyledi: "Türkiye Cumhuriyeti, laik \e demokratik yapısıyla böl- gesinde model devlet olmayi 21. yüzyılda da sür- dürecek. Avrupa için hayati öneme sahip bir enerji terminali olacakür. Türkiye Cumhuriye- ti'nin çağdaşlaşma projesi. İslami değeıier ile demokratik değerlerin laik sistem içerisinde bir arada y aşayabileceğinin kanıtıdır. Ülkem, halkı- nın çoğunluğu Müslüman olan ülkeler arasında laikliği de\letin vazgeçilmez unsuru olarak be- liıiemiş yegâne demokrasidir. Terörolgusu,Türkdemokrasisinin karşı kar- şıya olduğu sorunlan ağırlaştırmaktadır. Türki- ye'ye yönelik bölücü terörün, hiçbir Avrupa ül- kesinin karşılaşmadığı kadar vahim bir boyutu bulunmaktadır. Komşularının. ülkesini bölme- ye yönelen teröristleri göz göre göre banndırdı- ğıvedestekkdiği başka bir A\rupa ülkesi var mı- dır?" Yılmaz da Almanya Başbakanı Helmut Bonn'dan Yılmaz'a tepki Dış Haberkr Servisi - Başba- kan Mesut ^'ıimaz'ın, Alman- ya"nın AvTupa Birliği"nin yeni üyelere açılması konusundaki tu- tumunu, Adotf HMer"in. Alman- ya'nın Doğu Avrupa'ya yayılma- sını hedefleyen "lebensraum'" (yaşam alanı) siyasetiyle karşı- laştırmasma Almanya'dan sert tepki geldi. Mesut Yılmaz'uı açıklamasını reddettiklerini ifade eden Alman Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Martin Erdmann, dünkü basın toplantısında yaptığı açıklama- da, Başbakan Yılmaz'ın sözleri- nin AJman siyasetinin lekelen- mesi anlamına gelecegini belirt- ti. Yılmaz'ın açıklamasmın yıl- lardır dostane devam eden Türk- Alman ilişkileri üzerine yapaca- ğı etkiyi düşünmek bile isteme- digini ifade eden Erdmann, Al- man hükümetinin tartışmayı alevlendirmek istemediğini söy- ledi. Kohl'-ün, Türkiye'nın. Avrupa Birliği'ne girme umudunu engellediğıni bildirdi. AA'nın haberine göre Başbakan Yılmaz, İn- giliz Financıal Times'a \erdiği özel demeçte, Alman hükümetini eleştirirken. söz konusu ül- kenin Doğu Avrupa ülkelenni her fırsatta önce- likli hale getirmesinin altında. Hitler'in 1930'lerde ortaya koyduğu "yaşam alanı" po- litikasının izlerinin bulunduğunu kaydetti. Yılmaz. söz konusu politikanın Hitler'in Do- ğu Avrupa'ya yönelik saldırgan genişleme ta- lebiyle izah edilebıleceğini belirtirken, bunun nedeninin de ülkesinin insanlarına "daha çok yaşam alanı" açma ısteğine bağlı olduğunu ifa- de etti. Başbakan Yılmaz. AB üyesi ülkelerin halen süren ısrarlanna ragmen. 12 Mart'ta Londra'da yapılacak Avrupa Konferansı'na Türkiye'nin katılmayacağını bir kez daha kesin bir dılle açık- larken. Türkiye'yi "üye olabüecek ülkeler liste- sine" bile almayan AB'nin avnmcı bir tutum güttüğünü bildirdi. Yılmaz. Türkiye'nin Hste dışı kalması nokta- sındaözellikle Almanya'yısuçladı. Başbakan Yılmaz. "Almanya daha önce uyguladığı politikayı uygula- maya devam ediyor" derken. "On- lar 'Lebensraum'a inanıyorlar. Bu- nun anlamı. merkczi \e Doğu A\ ru- pa ülkelerinin A\rupa \e Almanya için 'arka bahçe' olarak taşıdığı stratejik önemdir" diye konuştu. AB ve Almanya'nın nihai hede- finin ise söz konusu ülkeleri hem NATO ve hem de AB üyesi yapa- rak Avrupa'yı Bulgaristan ve Tür- kiye arasındaki sınırdan bölmek ol- duğunu belirten Başbakan Mesut Yılmaz. "Söz konusu ülkelerin po- litikalarına göre Türkiye iyi bir komşu olmak, ancak AB üyesi olma- mah"dedi. Eylemci memura gözdağı • Baştarafı 1. Sayfada cağız", "Barikatlar > ıkıldı. sıra ya- sada", "Biz çocuklanmıza onurlu bîr gelecek bırakacağız,yasiz~slo- • ganlan atan memurlar, daha sonra "Çökertme" türküsünü hep bir ağızdan söyiediler. K£SK.'ebaglı sendikalann oluş- turduğu Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Nazım Alkaya, burada yaptığı konuşmada. yıllar- dır her türlü baskı ve sürgünlere rağmen mücadelelerini sürdürdük- lerini belirtti. 55. hükümetin hazır- ladığı kamu görevlileri sendika ya- sa tasarısının toplusözleşme ve grev hakkı tanımadığını. antide- mokratik olduğunu bildiren Alka- ya. bu yasa tasansı Meclis'te görü- şüldüğü sürece her gün meydan- larda olacaklannı söyledi. Görüş- melerin 11 Marttarihineertelendi- ğini de bildiren Alkaya. 11 Mart günü yine alanlarda olacaklannı açıkladı. Konuşmalardan sonra. slogan ve alkışlarla protestolarını bir süre da- ha sürdüren memurlar. K.ESK >ö- neticilerinin anonslan doğrultu- sunda eylemı sona erdirerek işyer- lerine döndüler. Memurlar. otur- makta olduklan kâğıt parçalannı da yollardan toplayarak çöplere at- tılar. Ankara\alisı ErdoğanŞahinoğ- lu ise dün v aptığı açıklamada. me- mur eylemlerinin yasal olmadığı- nı belirterek "Hakaunanınyolubu değil. tdare amirleri, yasal gereğini takibe alacaklardır" dedi. Şahi- noğlu, toplu hareketin yaptınmı- nın çok ağır olduğunu söyledi. TBMM'de göröşülmesi sürdürü- len "grevsiz, toplusözleşmesiz sen- dika yasa tasarısf'na karşı Izmır Konak Alanı'nda da eylemler sür- dü. Öğle saatlerinde toplanan ka- mu çalışanlan, tasannın geri çekil- mesini isterken "Her yer Ankara, her yer Ktzriay" sloganlan attılar ve polisin memurlara karşı tutumunu kınadılar. Yasanın geri çekilmesine kadar "siiresiz ejlem" karan alan Birle- şik Taşımacılık Çalışanlan Sendi- kası üyelerinin eylemleri sonucu lzmir'de tren seferleri yine yapıl- madı. Kamu çalışanlarından bir bölümü ise Konak Alanı'nda otur- ma eylemi yaptı. Sağlık hizmetle- rı de acil olaylar dışında büyük öl- çüde durduruldu. Polis. eylemleri- nı sürdüren BTS şube yönetici \e üyelerinden 6 kişiyi gözaltına aldı. Izmir-Halkapınar'daki Loko Ba- kım Atölyesi'nde oturma eylemi yapan üyelerivle bırlikte ışyerinde bulunan BTS izmir Şube Sekrete- ri Servet Tunç. yöneticilerden Ha- lil Saltık, Ekrenî Çir, Fehmi Kutan, Ali Duman \e AN Aslan dün 11 30'da polis tarafından alınarak Çınarlı Karakolu'na götürüldüler. BTS İzmir Şube Başkanı Bur- han Kandemir. eylemlerinin TB- MM'de görüşülen mevcut yasanın geri çekilmesine kadar süreceğıni belirterek gözaltına alınan arkadaş- lannın serbest bırakılmasını istedi. Soma'da önceki gün Eğitim-Sen üyesi lOO'ü aşkın öğrermen vizite- ye çrfcSrken dün de Maden-Sen. S- ES ve Enerji Yapı Yol-Sen üyesi 350 çalışan işbırakma eylemi yap- tı. Kamuemekçilerinin Soma'daki eylemlerine CHP. ÖDP ve EMEP de destek verdi. Kamu Emekçileri Sendikalan Soma Platformu da bu- gün Soma'da bir "dayanışma çayı" düzenleyerek durum değerlendir- mesi yapacak. Kırklareli'nde Vilayet Meyda- nı'nda toplanan kamu çalışanlan çeşitli sloganlar attılar. Bu sırada valilikten Devlet Bakanı Hasan Gemici'nin çıktığını gören memur- lar. seslerini daha da yükselttiler. Gemici. aracına binerek valilikten uzaklaştı. İstanbul'daki eylem İstanbul da memurlar, dün öğle saatlerinde KESK'in Beyoğ- lu'ndaki genel merkez binası önün- de toplandı. Türk-lş'e bağlı TÜM- TİS üyesi bir grup işçinin de gel- mesiyle sayılan yaklaşık 4 bine ulaşan kitle, KESİC ve bağlı sendi- kalann pankartlan arkasında kor- tej oluşturarak yürüyüşe geçti. Çe- şitli sloganlar atarak yürüyen grup. Taksim girişinde barikat kuran po- lisler tarafından durduruldu. Polis- ler. memurlann alana girişlerine önce izin vermedi. KESK yetkili- leri ve İstanbul Emnıyet Müdür \ardımcısı Hüseyin Arpacı arasın- 'Meclis'e baskı geri tepebilir' • Baştarafı I. Sayfada riteper" açıklamasını yaptı. DSP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Bfltent Ecevit eylemlerini sür- düren memurlann "toplumda ürküntü > arattıklan- nı" söyleyerek. "Grev hakkını aldıklannda böyle' kullanacaklar diye bir endişe doğuyor. Toplumda ür- küntü yaratıv orlar, toplumdan kopuyorlar" dedi. E- cevit, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada. kamu çalışanlannın bu aşamada "olduğu kadarını alıp geliştirmeye çaüşmalan" gerektiğini söyledi. " 1 5 yıidır hiçbir şey yapdmamış. Biz yasa çıkartryoruz, suçhı otayoruz" diyen Ecevit, daha önce grev ve toplusözleşme içermeyen yasa önerisi sunan CHP'nin eleştirilerini de anlamanın zor olduğunu belirtti. Ecevit, memur eylemlerini şöyle değer- lendirdi: "Dikkati çeken bir nokta var. Toplumda çekin- genliğeyoi açacaklar.'Bunlara grev ve toplusözleşme hakkı verilirse bakın neler olacak' gibi olumsuz bir izlenim yerleştirmemeleri gerekli. Ben çalışnıa bakanlığîmdan beri çalışanlann haklanyla en demokratik biçimde iigileniyorum. İşçilere grev ve toplusözkşmeli sendika hakkı getiren yasalarla uğraşırken de toplumdaki tedirginliği atmamız zor oldu. Memurlar, kamuoyunu ürkütmemeye. hak- lannı demokratik yollardan, hukukun dışına çık- madan adım adım elde etmye çalışmalılar." Grevsiz, toplusözleşmesiz sendikada ısrarlı olan Başbakan MesutYılmaz, dün toplumunyeterince ör- gütlü olamadığını belirterek çelişkiye düştü. Yılmaz, Türkiye Sanayici ve Işadamlan Dernek- leri Başkanlar Konseyi yöneticileriyle göriişmesin- de şunlan söyledi: "Çoğuku demokrasi her şeyden önce sivil toplum ve örgütlü toplum demektir. Tür- kiye'de gerek ekonomide, gerekse sosyal yaşamda devletin gerektiğinden çok daha olmasının altında yatan esas sebep, toplumun \eterince örgütknmeyi başaramamış oimasıdır." Memur eylemlerine karşın sınırlı sendika hakkı getiren tasannın ilk iki maddesi önceki gün kabul edilirken; görüşmeler sırasında CHP'lilerin verdiği grevli, toplusözleşmeli sendika öngören değişiklik önergesini. DYP'Ii TBMM Başkanvekili Kamer Genç anayasaya aykın olduğu gerekçesiyle işleme koymadı, Görüşmelere gelecek hafta devam edile- cek. CHP'nin sendikacı kökenli milletvekili Bekir Yurdagül, iktidann "anayasaj'a sıgınma" mazereti- ni bir kenara biTakmasını istedi. Yurdagül, fa Kamu çalışanlan 10 yıl bekledi, 3 ay daha bekkr. Tüm partiler anayasa değişikliğinden yana görünüyor. İktidar samimiyse Meclis'e anaya- sa değişiklfği teklifi verilir" dedi. Yurdagül. "Me- murlar 23 yıl önce anayasa değişikliği sırasında ne- redeydi? Biz o zaman bunları gündeme getirdik, so- nuç alamadık" diyen Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit7 e de "O zaman DSP'nin maietvekili sayısı 3'tü,şündi iktkiardalar.Getirsinler anayasa değişik- liğini gercekleştirsinler, bu gerginlik de bitsn" diye çattı. ANAP Grup Başkanvekili Ülkü Güney, dün dü- zenlediği basın toplantısında, yasa tasansının, ana- yasada yapılan son değişikliğe paralel gerçekleşti- rilmesi zorunlu olan uyum yasası olduğunu söyle- di. Güney tasannın yasalaşmasıyla, anayasa çerçe- vesinde önemli çağdaş bir adım atılmış olacağını savundu. da yapılan kısa bir görüşme sonra- sında. KESK'lilenn Atatürk Anıtı önündeki alana ginşlerine izin ve- rildi. : ^g Burada basın açıklaması yapan KESK Eğitım Sekreteri Cengiz Aş- kın, hükümeti oluşturan partilerin, kamu emekçilerinin grevli-toplu- sözleşmeli sendika hakkı için 9 yıl- dır verdiği mücadeleyi görmezden gelerek bir yasa tasansı hazırladık- lannı söyleyerek "seçim meydan- lannda grevli-toplusözleşmeli sen- dika sözii verenler şimdi iki yüzlü- lük ediyor" dedi. KESK yetkilileri. tasannın ilk i- ki maddesınin TBMM Genel Ku- rulu'nda kabul edilmesine karşın milletvekillerinin. tasannın ne ge- tirdigi konusunda yeterli bilgıyle sahip olmadıklannı belirttiler. Ik- tidar ve muhalefet partilerine men- sup milletvekilennin kendilerini arayarak tasannın detayları ve KESK'in ıtiraz noktaları hakkında bilgi aldığını ifade eden KESK yö- neticileri. DPT Grup Başkanveki- li Muzaffer .-Vrıkan'ın da kendile- nni aray arak KESK' in tasanya yö- nelik eleştirilerini kendilerine ilet- mesini istediğini söyiediler. Çarşamba günü Kızılay'da me- murlara polisin gazbombası.biber spreyi ve copla saldırısına tepkıler büyüyor. CHP lçel Milletvekili Fikri Sağlar, güvenlik güçlerinin. memur eyleminı. lrak lideri Sad- dam'ın Halepçe'de kullandığı kım- yasal maddenin daha düşük yoğun- luklu türevini kullanarak dağıttığı- nı öne sürdü. Sağlar. Başbakan Yılmaz'ın mu- halefette ıken söylediği "isyan et- meyen memurun insanlığından şüphe ederim" sözlerine gü\ene- rek haklannı aramak üzere alanla- ra inen memurlara karşı yapılan saldın konusunda şu görüşlere yer verdi: "Ya Mesut Yılmaz iktidar değildir ve altındaki birimlere hük- me dememektedir ya da bilinçli ola- rak Papaz Gabon rolünü oynamış- tır. Türkiye'yi Cezayirleştirmek, İranlaştırmak temel hedefiyle tür- ban bahanesi altında şeriatçı isyan provası yapan gericilere ve ellerin- de satirlarla öğrenci yurtlarına, kantinlerinesaldıran faşiştlere kar- şı olabildiğince hoşgörülü da\ ranan güvenlik güçlerinin. demokratik hak arayışlanna ve demokrasi güç- lerine karşı tavırlan, bu siyasal tab- lo içerisinde değerlendirUmelidir." CHP Genel Sekreter Yardımcısı Sinan Yerlikayada genel merkezde düzenlediği basın toplantısında. Kızılay'daki olaylara değinerek "Devletin temel taşlanna karşı kim- yasal silah kullanılması. ülke tarihi- ne bir ibret vesikası olarak geçecek" dedi. Polisin bu tür eylemlerde çif- te standartlı davrandığını savunan Yerlikaya. "Yülardu-Yeşil. Abdul- lah Çatlı gibi katilleri hinıave edip cebine pasaport verenler, bugün d«letine bağlı. ülkesini seven me- mur kesimine karşı insanlık dışı davramşlarda bulunuyor" dedı. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Konumuz demokrasi ve laiklik kavramlannın ta- nımı değil. korunması. Çağdaş yaşamın olmazsa olmaz koşulu bu iki kavramın en önemli sigortası ör- gütlü toplum. Meclis ondan sonra gelir. Toplumun en dinamik ya da öyle olması gereken kesimlerinin örgütü, meslek odalarının kendi taban- larının yanı sıra topluma, demokrasiye yönelik gö- revleri de var. Pek çok odanın bu görevini başany- la yerine getirdiğini söyleyebiliriz. Genellemelerden yazının başlığınagelirsek...T- MMOB Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şube- si'nin genel kurulu bugün başlıyor. Oda seçimleri her zaman, demokratlarla gerici kesimin çekişme alanı olur. Gerici kesimler olmazsa demokratlar birbirine girer... Kimi zaman da demokratlann bölünmesinden karşı taraf kârlı çıkar... Bazen de Elektrik Mühendis- leri Odası (EMO) İstanbul Şubesi'nde olduğu gibi, demokratlar "Nasıl olsa kazanınz" deyip oy kullan- mazlar ve koca şube 12 oyla kaybedilir. Son dönemde İstanbul ve Ankara'da belediye başkanlıklarının FP'lilerin elinde olması oda seçim- lerini etkiliyor. Belediye olanaklarını kullanan gerici kesimler oylarını arttırabiliyor. Ankara'da bunun somut örneği 1996-97'de ya- pılan kimi seçimlerde ortaya çıktı. Anakent Beledi- ye Başkanı Melih Gökçek Makine Mühendisleri Odası seçimlerine doğrudan kanşınca tepki çekti. Bu kez, perde gerisinden aynı işi yapmaya girişti. Bugün DSİ Konferans Salonu'nda başlayacak EMO Ankara Şubesi'nin 14. Olağan Genel Kurulu için de ASKİ tesislerinde yemekler veriliyor, otobüslertutu- luyor... EMO'ya büyük birtepki de Enerji veTabii Kaynak- lar Bakanlığı'nda var. Kimi uygulamalarına bakarak, adını Enerjide Tatlı Kıyaklar Bakanlığı olarak değiş- tirebileceğimiz bu kurumun hukuk dışına çıkan uy- gulamalanna karşı en büyük muhalefeti EMO yürü- tüyor. Hükümetler, yap-işlet-devret, işletme hakkı dev- ri ve yap-işlet gibi yöntemlerle enerji alanındaki "sa- hipliğin" biçimini değiştirmeye girişiyorlar. Bunların çoğunun hukuka aykın olduğunu uygulamanın ba- şındakiler de biliyortar ama, yasaya karşı hile yapıp yollanna devam ediyorlar. EMO bu uygulamalara karşı dava açtı, suç duyu- rusunda bulundu, çoğunda kazanan taraf oldu. Özünde kazanan taraf EMO değil, toplum, hukuk devleti. Yazının başında vurguladığımız gibi, örgütlü top- lum, ülkeyi yönetenlerin yanlış uygulamalannı denet- leyebiliyor, engelleyebiliyor Meslek odalan ve benzeri kurumlarda demokrat- lar kazanamazsa, bu kurumlar işlevini yitirmiş mi oluyor? Hayır. _.. j . , . , ,., H Kazanan kesimin değirmenine su taşıyor. Yukân- da sözünü ettiğimiz özelleştirme adı attındaki peş- keş çekmelerden şeriatçılar da pay almak istiyor. Bu bağlamda, özelleştirmecilerle şeriatçıların çıkartan birleşiyor. Görevinizin götürdüğü yere... Örnekler gösteriyor ki, öteki meslek odalannda ol- duğu gibi EMO seçimleri de sadece bu meslekteki insanlan jlgilendirmiyor. Ama temel sorumluluk oda üyelerinin. Türkiye'de 25 bin dolayında elektrik mühendisi var. Yaklaşık yedi bini başkentte. 1996'daki kong- rede oy kullananlann sayısı 2500 kadardı. Bir baş- ka deyişle genel kurula üyelerin ancak üçte biri ge- liyor. Bunda kimi üyelerin oda yönetımlerine olan kız- gınlığı, kimi uygulamalara yönelik eleştirisi de etken olabilir ama, seçime katılmamak "susmak" demek. Daha ileri gidelim, kabullenmek demek. EMO kongresinde demokratlann genel hastalığı bölünme işaretleri de dikkati çekiyor. Ayrıntısına gir- meyelim ama bu aşamada, kişisel nedenlerle liste çıkarmanın da lüks olduğunu vurgulayalım. Korkanm kimi mühendisler, bugün genel kurula gidip-gitmemeye hava durumuna göre karar vere- cek. Bunu dikkate alan oda yöneticileri broşürteri- nin attına değişik sloganlar yazmışlar. Biri tanıdık: "Yüreğinizin götürdüğü yere gidin." Slogan olarak da güzel. Ama insanın yüreği gü- zel bir cumartesi günü çok farklı yeriere de gitmek isteyebilir. Bu seferlik sloganda küçük bir değişiklik önerim: "Görevinizin götürdüğü yere gidin." RTUK'ten TV'lere eylem uyarısı TV Servisi - Radyo ve Telev ızyon Üst Kurulu (RTÜ K), son günlerde Ankara ve Istanbul'da meydana gelen memur ve öğ- rencı eylemlennin ertesi gün nerede ve hangi saatte gerçek- leştıreceğini duyuran TV kanallannı. "dolayh olarak" bu ey- lemlere destek verdiklenni ileri sürerek uyardı. RTÜK'ün bu uyarısını özel TV'ler şöyle değerlendirdi: Kanal D Haber Koordinatörü Haluk Şahin: TV'ler. bun- dan sonra yapılacak eylemin nerede olduğunu belinirlerse bu bir habenn parçasıdır ve verilmesi gazetecilik görevıdır. Bu tür bilgiler hiç venlmez demek. sansürle flört etmek anlamı- nı taşır. Ancak yayın kuruluşunun bunun ötesine giderek ola- vı reklam edercesine büvütmesi ve adetaçağrı vapıyorcasına bir tutum îakmması. hukuken tartışmalı bir bölgeye girer. NTN' Haber Müdürü Cem Aydın: Verdiğimiz haberlerde. lehte veya alevhte dav ranmıyoruz. 'Bu eylem yapdıyor' diye duyuruyoruz. 'Hükümet ejlemleryasadışıdır" diye açıkladı. Bu açıklamada. e\ lem haberlerini 'görmeyin' denmiyor. Bun- dan sonraki eylemlere 'önayak olmayın 1 ' diyorlar. Biz v ar ola- nı verivoruz. Yanıt anahtarı TÜRKÇE: 11 D. 2) C, 3) C. 4) E. 5) C, 6) A, 7) E. 8) B. 9) B. 10) D. 11) A. 12) A. 13) C. 14) C, 15) D. 16) C. 17) E. 18) A, 19) A. 20) D. TARİH: 1) D. 2) B. 3) B. 4)C. 5) A. 6)D. 7)D. 8)D.9)E, 10) B, 11)B, 12) C. COĞRAFYA: 1) E. 2) E. 3) D. 4) C. 5) C. 6) B. 7) E. 8) B. 9) B. SOSYO- LOJt: 1) E. 2) D, 3) C. 4) B. 5) E. 6) D. 7) C. 8) B. 9) C. MATEMATÎK: 1) E. 2) E. 3) C. 4) B. 5) E. 6) A. 7) D. 8) A.9)D. 10) B. 11 )C. 12) B. 13) B. 14) E. 15)C. 16) E. 17) C. 18) E. I9)B.2O)D. FÎZtK: 1 )E. 2) E. 3) A.4)C, 5) A. 6) C. 7) A. 8) D, 9) B. 10) B. 11) A, 12) B. KİMYA: 1) B. 2) C. 3) D. 4) A. 5) C. 6) D, 7) E. 8) E. 9) D. BİYOLOJİ: 1) E. 2) D. 3) A. 4) D. 5) E. 6) C, 7) E. 8) E. 9) B.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle