Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 MART 1998 PERŞEMBE
HABERLER
12 Mart Muhtırası 27. yıl önce bugün verildi
Demokraâye ağn* darbeİstanbul HaberServisi-12 Mart Muhtırasf mn verilişinin bugün 27. yıl-
dönümü. Muhtıra radyodan saat 13. OO'te > ayımlandıgında Türkıye'nin ge-
lişmekte olan demokrası yaşamına da en ağır darbelerden biri vuralrmış-
tu. 12 Mart cuntacılannınbudarbevı yaparken gerekçelennı anlayabilmek
için 1%1 Anayasası'ylabırlıkte özellikle 1965'lerden sonra toplumda fi-
lizlenmeye başlayan demokraûkleşme ıstemlennı de dikkate almak gere-
kiyor.
Türkıye'yı 12 Mart 1971"e getiren gelişmeler satırbaşlanyla şöyle:
-24Temmuz 1961: Türkıve'nın en özgürlükçü anayasası kabul edildi.
-22Şubatl%2: Alba> Talat A\demir\e arkadaşlannın asken darbe gi-
rişımı.
- 20-21 Mayıs 1963: Talat Aydemır ve arkadaşlannın ikinci darbe girişi-
mi. Gmşım Aydemır \e FethiGürcanın ıdamlanyla sonuçlandı.
-10 Ekim l%5: Demokrat Parti"nin (DP) devamı olan Adalet Partisi (AP)
tek başına ıktıdar oldu. Seçımlerde Türkıye işçi Partisi (TİP) TBMM'ye
14millet\ekili soktu.
- Arahk 1%5: L ni\ ershelerde Fıkir Kulüpleri Federasyonu (FKF) kurul-
du.
-13Şubatl967: Türkive De\rımci Işçi Sendikalan Konfederas-
yonu(DtSK) kuruldu.
-Haziran 1968: Okul bovkotlan başladı.
-Temmuz 1968: ABD'nın Istanbul'da demirleyen 6. Filosu. sol-
cu öğrencıler tarafından protesto edüdi.
- 24Temmuz 1968: Proıestoculan gözaltına alan polis tarafından
pencereden atıldığı ıddıa edilen TİP'h hukuk öğrencisi Yedat De-
mircioğlu öldü.
- 1969 yılının sonlanna gelındiğınde Genel Başkanlıgını \lpas-
lan Türkeş'ın yaptığı MHP. komando kamplan. arkasvna de\ \et des-
teğıni de alarak tüm ülkeye yayıhrken FKF anu- emperyalıst mü-
cadele vermek amaeıvla adını değıştirerek Türkıye Devrimci Genç-
Hk Federasyonu (Dev-Genç I kuruldu.
-15-16 Haziran 1970: Genel gre\ ıstemivle büyük işçi yürüyüş-
leri gerçekleştirildi. Bır gün sonra ise sıkı>önetim ilan edildi.
- 27 Arahk 1970: Kültür Sarav ı bombalandı.
-14 Ağustos 1970: Ekonomıv ı hbere ettne çahşmalarma başlan-
dı. Dönemin Planlama Müsteşan. 12 Eylül Darbesi'nin ardmdan
Türkiye'ye yenı b\r ekonormk profıl kazandıran 24 Ocak Kararla-
n'nın da mımarı Turgut Özal'dı.
Hükümet, daha çok demokratıkleşme ve sosyal adalet ıstemle-
riyle de\ letın karşısına çıkan topluma olumlu yanıt vermezken ay-
nı dönemde gencı saldınlann başlaması da dikkat çekicıydi. Hü-
kümetten umudunu kesen halk. bu kez de gözünü 27 Mayıs askeri
müdahalesınde olduğu gıbı ordu ıçındekı ılenci kanata diktı. Ordu
ıçinde de karşılığı \ar olan bu ıstem "Uerici bir darbe" beklentısı-
ni doğurdu. tlerıci darbenın tanhı 9 Marttı. 9 Martçılar: anayasa,
kurulacak yenı hükümetın bakanlarkurulu üyeleri dahil her şeyı ha-
zırlamışlardı. Ancak baskın basamndı.
- 3 Mart 1971: Dönemm Genelkurmay Başkanı Memduh Tağ-
maç,yak\aşık 2 bin iist rütbeli subav ı toplayarak "Sosyal uyanış,eko-
nomik gelişmenin önüne geçti. Türkiye hiçbir zaman sokağa bıra-
kılamaz. Her şe\i bili\oruz. hazırız\e ne vapılacaksa biz yapacağız"
dedı.
9 Martçılann başanya ulaşamayacağmı anlayan ılencı subayla-
nn başındaki FanıkGürler'le MuhsinİJatur, Memduh Tağmaç ve
CevdetSunayia anlaştı. Anlaşmanın adı 12 Mart Darbesi'ydi.
-10 Mart: Milli Güvenlık Kurulu toplantısı öncesinde aynı söz-
lerinı tekrarlayan Tağmaç. "Türkhe'nin toplumsal uyanışı ekono-
mik gelişmesini aşmıştır. Mutlaka durdurulmalıdır" dedi.
- 12 Mart: Cumhurbaşkanı Ce\det Sunay. MlT Müsteşan Fuat
Doğu aracılığıvla Basbakan Süleyman Demirel'den '"Sağukduru-
munugerekçegöstererek"' ıstıfaetmesını ıstedı. Demirel.tarihı şap-
kasını alıp giderken CHPli Nihat Erim'e yeni kabineyi kurma yet-
kisı venldı.
- 16 Mart 1971: De\- Genç'ın ıçinden çıkan Türkiye Halk Kur-
tuluş Ordusu (THKO) lıderi DenizGezmişTe örgüt liderlerinden Yu-
suf Aslan. Sıvas'ta gözahına alındı.
-26 Mart: Enm kabınesı. Cumhurbaşkanı Sunaytarafından onay-
landı. Kabine 4 AP'li. 3 CHP'li. bk MGP'li, 14 teknisyen ve bir Milli Bir-
lik Grubu üyesinden oluşuyordu.
- 22 Nisan: Erim. Türkiye demokrasi tarihine "balyoz" teriminı kazan-
dırdıği tanhi konuşmasını yaparak "Ne yank ki bu örgütler vıllardır adeta
serbestçe çahşmak. rahatça gelişmek itnkânını bulmuşlardır. Ancak şimdi
bütün bu kötülüklere son vermek hiç de o kadar uzun sürmeyecektir. Alı-
nacak tedbuier,baKoz gibi kafalarına inecektir" dedı.
-26Mart: İstanbul. Kocaelı. Sakar>a. tzmır. Ankara. Eskişehır. Adana.
Hatay. Diyarbakır ve Siirt'te sıkıyönetim ılan edildi. Gözaltı süresi 30 gü-
ne çıkanldı. lşkenceleriyle ünlü Ziverbe> Köşkü'nün kurucusu Orgeneral
Faik Türün, 1. Ordu ve İstanbul Sıkıyönetim K.omutanhğYna getınldı.
- 26Nisan: Aynı zamanda C1A ıçin de çahşan Amenkan Büyükelçısı Ro-
bert Commer'in arabası ODTÜ'lü öğrenciler tarafından yakıldı.
- 27 Nisan: Dev-Genç, Ülkü Ocaklan ve Doğu Kültür Ocaklan kapatıl-
dı.
-13 Mayıs: Sıkıyönetim Mahkemesi yargılamalara başladı.
-17 Majis: Türkiye Halk Kurtuluş Partisi Cephesi (THKP-C^ hapisha-
nedeki de\Tİmcilerin serbestbırakılması istemiyle İsraıl Başkonsolosu Ef-
Cumhuriyet
Türkije'de
emeklemekte
olan
demokrasiye
ağır darbelerden
birini vuran 12
Mart
Muhürası'nı, 27
yıl önce bugün
ya\ımlanan
birinci
sayfasmda
Demireİ'in istifa
ettiğini
duyurarak
vermiş, ordunun
şartlar
uygulanmadığı
takdirde
yönetime el
koyacağını
yaznuşb.
Süleyman
Demirel'i istifa
etmek zorunda
bırakan
darbe nin
iizerinden 27 >ıl
geçti, Süleyman
Demirel 27 >ıl
sonra Türkiye
Cumhuriveti' nin
Cumhurbaşkanı
seçildi.
CumhuriYet
Ordu, şartlan uypîtmmazsa yönetime
el koymaYa kaıarlı olduğunu büdiıdi
Komutanların ültimatomu
üzerine Demirel istifa ettiDemîrel: "Mutıtıra iie Anayasa
ve hukuk devlett anlayışmı
öaödastırmak mumkun değildir.,
MUHTIRANIN
TAM M£TN(
ANK»HVO» GtKEL KMHl
itn't Bojbokan partifer v:"f^Lr; ;«
olocok îSrîH^r
Süleyman Genç'e göre devlet bu tarihten sonra suç işlemeye başladı
'Devlet 12 Martla yüzleşmeli'
DEVRtM SEYtMAY
Eski CHP İzmır Mıllenekili Süley-
man Genç. 12 K\an'la bırlıkte Türki-
ye "deki kontrgerılla faaliyetlerinin art-
tığını ve devTetin yumaşına karşı suç
işlemeve başladıgını \ urgulayarak **12
Mart'ın Türki>e'nin istikrarsızlaştınl-
masında bir dönüm noktası" oldugu-
nu belirttı.
Genç. darbeden sonra gayri nizami
kuv\ etlerle de\ letin içiçe geçtiğinı ifa-
de ederek Susurluk'un aydınlanabil-
mesi için de\ letin mutlaka 12 Mart'la
yüzleşmesi gerektiğini söyledi.
20-21 Mayıs 1963 olaslan sonucu
Kara Harp Okulu'ndan aynlan \e "12
Mart'a Nasıl Gelindi". "Kuşattlan
Devlet Türkiye" gıbi kıtaplan bulunan
Süleyman Genç. 12 Mart darbesi ile il-
gili sorularımızı yamtladr.
- 1975 \ilmda TBMM'ye verdiğiniz
soru önergesinde, 12 Mart'a ClA'nın
kanşıp karışmadığının açığa çıkarıl-
masını istemiştiniz. Aynı iddiayı döne-
min Dışişleri Bakanı îhsan Sabri Çağ-
layangil de paylaşıvordu. ClA'nın 12
Mart'ta ne işi \ardi'1
- Bunu anlamak için dün> a konjonk-
türüne bakmak gerekıyor. 1%5'li yıl-
larda bütün dünyada müzikten resme
kadar sosyalist değerler yükselmiştı.
Buna paralel olarak dünyada iki dev
ortaya çıkmıştı: SSCB ve Çin. Bunun-
la birlikte emperyalistler Vietnam'de
ve Küba'da bozguna uğramışlardır. Ya-
ni dünya neredeyse kapitalizme kapı-
lannı kapatıyordu.
Petrol yatağı olan Ortadogu'da kapi-
talist rejimin tek ayakta kaldığı ülke
ise Türkiye'ydi. Üstelik Türkiye"de de
sosyal uyanışlar başgöstermişti.
- CIA, dolayısıyla KontrgeriUa dar-
bede nasıl bir rol oynadı?
- KontrgeriUa. Kara Kuvvetleri Ko-
mutanı AliKeskiner'mimzasıyla 1964
yıhnda "ST 31-15 Tatimnanesi"nin tü-
züğümüze geçirilmesine dayanır. Bu
tüzük hâlâ yürürlüktedir.
Ancak kontrgerillanın 12Mart'aka-
dar yaptığı sadece istihbarat toplamak.
yanıltıcı haberler yaymak, provokas-
yon çıkarmaktı. 12 Mart bir dönüm
noktasıdır.
Devlet 12 Mart"tan sonra adam öl-
dürme, kaçırma. işkence yapmaya va-
ran suçlar ışlemiştir. Bunlar kamu gö-
re\ lilerini kullanmazlar. "HalkgönüU
lüleri" adı verilen sivil unsurlan kulla-
nırlar. Maaşlannı kaşeyle alırlar. Elle-
rindeki sılah devlete kayıth değildir.
Bir ast. bir üstü tanımaz.
- Halk gönüUüleri kimlerden seçili-
vordu?
- 1966 yıhnda Milli Hareket Parti-
si'nin (MHP) önemli bir oranda üyesi
MlT"ın içindeydi. Bu insanlar MtT ta-
rafından açılan kamplarda eğitildiler.
Halk gönüllüleri de bunlann içinden
seçilmıştir. 1978'e kadar. 1978'den
sonra sol örgütler içinden de halk gö-
nüllüleri çıkmıştır.
- Bunlann 12 Mart'taki rolüneörnek
verebilir misiniz?
- tsrail Başkonsolosu Efraim El-
rom'un sol bir örgüt tarafından kaçırı-
lıp öldürlüdügü provakosyondur ve as-
lında kontrgerillanın işidir. Öldürme
olayında rol oynayan hyas Aydın. T-
SK'de bir yüzbaşıdir.
Olavdan sonra devlet tarafından ko-
runmaya alınmış. yurtdışına kaçınl-
mıştır. Hakkında dava açılmamış. ha-
zırlık dosyasında adı bile geçmemek-
tedir.
-12 Mart'la Susurluk arasında nasıl
bir bağlantı kuruyorsunuz?
- Karşımızdaki muazzam bir ahta-
pottur v e Susurluk sadece bir çıban ba-
şıdtr. 12 Mart ise devletin sözde ko-
münizm tehlikesine karşı suçlulan kul-
lanmaya başladığı. gayri nızamı ku\-
vetlerle devletin ıç içe geçmeye başla-
dığı tarihtir. Bu nedenle Susurluk çö-
rülmek isteniyorsa. mutlaka 12 Martın
çok iyi anlaşılması gerekiyor. De\let
raim Elrom'u kaçırdı. Istem yerine getirilmedı ve Elrom kuşkulubir şekil-
de öldürüldü.
- 23 Mayıs: İstanbul'da sokağa çıkma yasağı ilan edilerek büyük gözal-
tılar başladı.
- 30 Mayıs: Hükümet. MİT Müsteşan Fuat Doğu'nun "Sağlık gerekçe-
si\le" istifa etmesını istedi. Doğu Lizbon'a Büyükelçi olarak göndenldı.
Gore\ e. Korgeneral Nurettin Ersin getinldı.
- 31 Mayıs: THKO önderlennden Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoğan ve
Kadir Manga, Nurhak dağlannda öldürüldü.
-1 Haziran: Güvenlık güçlenyle çıkan çatışmada Hüsevin Cevahir öl-
dürüldü. Mahir Çayan da yaralı olarak yakalandı.
- Ağustos: Kontenjan senatörii Cemal Madanoğlu ile Osman Köksal'ın
dokunulmazlıkları kaldınldı.
-EvlülrAnayasabolgeliyor* gerekçesiyleözellikle "Temel hakveödev-
ler" ile "Kişinin haklan \e ödevleri" bölümlerinde antidemokratık deği-
şikhkler yapıldı.
-9 Ekim: Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığındakı Ankara 1 Numaralı Sı-
kıyönetim Asken Mahkemesi. THKO davası karannı açıkladı. Deniz Gez-
mış. Yusuf Aslan ve Hüsevin Inan"ın da ara-
lannda bulunduğu 18 kişi hakkında ıdam ce-
zası verildi.
- 26 Ekim: AP. bakanlannı çekme karan
alınca hükümet bunalımı yaşandı. Hüküme-
tin istifasını Cumhurbaşkanı Sunay'ın kabul
etmemesiyle bunalım geçici olarak çözüldü.
Ancak 197l'in sonlannda 11 bakan yenıden
istifa etti.
-5 Aralık: Cumhurbaşkanı Sunay, Enm'e
yenıden hükümeti kurma görevini verdi.
-11 Arahk: 2. Enm hükümeti kuruldu.
-10 Ocak 1972: Asken Yargıtay, Gezmiş.
tnan ve Aslan'ın idam cezasını onayladı.
- 23 Mart: TBMM'nin ardından Sunay da
ıdam cezalannı onadı.
- 26 Mart: Cç gencin asılmasını önlemek
amacıylaÜnyeRadartJssü'ndegörevliüç tn-
gilız kaçınldı.
- 30 Mart: Eylemciler. Niksar'ın Kızılde-
re Köyü'nde kıstınldılar. Bomba ve roketa-
tarlann da kullanıldığı çatışmada üç ingilizin
yanı sıra THKP-C üyeleri Mahir Çayan. Si-
nan Kâzım Özüdoğru, Hüdai Ankan, Ertan
Sanıhan. Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat
Yılmaz ve Ahmet Atasoy ile THKO üyelen
Cihan Alptekin. Ömer Ayna öldürüldü.
THKP-C'lı Ertuğrul Kürkçii ise sağ kurtul-
du.
-17 Nisan: Nihat Erim istifa etti.
- 29 Nisan: Sunay. bağimsız kontenjan se-
natörü Havri Ürgüplü'ye hükümeti kurma
görev ini verdi. Sunay. Ürgüplü'nün kurduğu
hükümeti onaylamayınca yeni görevı Ferit
Melene verdi. Güvenoyu alan hükümet gö-
rünürde ış başındaydı.
-3 Mayıs: ldamlıklann serbest bırakılma-
sı için lngılızlerin kaçınlması olayı Kızılde-
re kathami} la son bulunca bu kez aralannda
Erdal tnönü'nün de bulunduğu 61 yolculu
Boğaziçi uçağı. Sofya'ya kaçınldı. İsteklen
kabul edilmeyen eylemciler. Bulgarıstan'a
ıltıca etti.
-6 Mayıs: Deniz Gezmiş'in infazı Ankara
Merkez Kapalı Cezaevi'nde saat 01.25. Yu-
suf Aslan'ın 02.25'te. Hüseyin inan'ın ise
03.OO'te gerçekleştirildi. Tek bir kışi bile öl-
.dürmedıkleri halde ıdam edilen bu üç genç
için canla başla ıdam karan venlmesme ça-
lışan Sa\ cı feaki Tuğ, yıllar sonra "Özür di-
leselerdi idam etmezdik'" açıklamasında bu-
lundu.
-3 kasım 1972: 12 Mart muhtırası sade-
ce Türkıye'nin gelışendemokratıkleşmeha-
reketını başarısızlığa uğratmamış. kendi
ıçinde de başansız duruma düşmüştü. Muh-
tırayı veren cuntacılar ıkiye bölünmüştü.
"Suna> -Tağmaç-Türün-E>1ceoğlu" bır yan-
da "Gürler-Batur" diğer yanda>dı. 1972 yı-
Unın sonurıa gelındığınde Sılahlı Kuvvetler
He>etı "12 Mart Muhtırası ruhuna aykın
mütalaa ediliyor" açıklamasını yapıyordu.
Bu arada sıkıyönetim mahkemelerinde de
ılgınç yargılamalar gerçekleştirihyordu.
Adıyla anılan davada Cemal Madanoğlu.
Osman Köksal. İlhan Sclçuk. tlhami Soysal,
Doğan Avcıoğlu; "Bomba davasında" da
Emekli Kurmay Yarbay Talat Turhan yargı-
lanıyordu.
- Mart 1973: Tagmaç'ın görevinin bırak-
masının ardından Sunay da görevini dewe-
deceğini açıkladı. Aynı dönemde Genelkur-
may Başkanı Gürler ordudan a>Tihp. konten-
jan senatörü oldu. Genelkurmay Başkanlı-
ğı'na Semih Sancar getınldi.
- 13 Mart: Cumhurbaşkanlığı turlannda
Faruk Gürler. Ferruh Bozbevli, Tekin Anbu-
run. tsmet İnönü. Nihat Erim aday oldular.
-6Nisan: Emekli Oramiral Kontenjan Se-
natörü Fahri Konıtürk,Türkiye'nin 6. Cum-
hurbaşkanı seçildi.
-7 Nisan: Melen hükümeti istifa etti.
-14 Ekim: 8 partinin katıhmıyla gerçek-
leşen seçımlerde birinci parti CHP gelmesi-
ne karşın tek başına iktıdar olamıv ordu. So-
nunda CHP lıden Bülent Ecevit, MSP lideri
Necmettin Erbakan'la hükümet kurdu. tlk
ışleri ise genel bır af çıkarmak oldu.
-3Temmuz 1974: ABD Başkanı \L\onin
danışmanlanndan Ho»ard Hunt. CIA ıçın
çaltştığı sure ıçinde (1971 vılı dahil) görevi-
nin yabancı hükümetleri dev irmek olduğunu
açıkladı.
kendisıyle yüzyüze gclmelı. Bunun tek
yolu ise MİT arşi\ lerinın bağımsız v ar-
gıya teslım edılmesidir.
- Kontrgerilla faaliyetlerinin 12
Mart'la birlikte artması nedeniyle
muhtıranın 12 Eylül darbesine >ol aç-
tığını sö>le>ebilir miyiz?
- Pek tabii. Çünkü 12 Mart tamam-
lanmamiş bır darbedir. Parlemento
açık kalmış. çok kısa bir sürede seçim-
ler yapılmış. toplum nefes almıştır. Ne
anayasal ne dc toplumsal baskımn sag-
lanmamıştır. Bu nedenle 12 Mart. ulus-
larası istenilen düzeyde bir darbe olma-
mıştır.
- Neden darbe yapnvak yerine muh-
nra verilmesi tercih edildi?
- Çünkü darbe. sı\ iller karşı yapılmı-
yordu. Asıl darbeciler. 9 Martçılardır.
12 Martçılann ön hazırlık yapacak za-
manı olmamıştır. Hükümet aradan çı-
kanlmıştır.
Yoksa zaten darbecilerle hükümetin
ideolojisi tam anlamıyla örtüşüyor. Üs-
telik darbe toplumda kamçılayıcı o\-
muştur. İşte bunun üzerine kontrgeril-
la metodları katılaşmıştır.
Toplu kathamlar. ünlü kışilerin öldü-
rülmesı. kaçırma \e işkence olaylan
artmıştır. Bu dönemde halk gönülllerı
daha çok kullanılmıştır. 12 Mart ıstık-
rarsızlas.Urmanm ilk adımıdır.
TIRNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oral.calislarro raksnet.com
Agos gazetesinin Genel Yayın Mü-
dürü Hrant Dink, Türkeş'in ünlü sö-
zü "Ne mozaiği ulan. mermer!" için ne
düşündüğünü sorduğumda şöyle ya-
nıt vermişti: "Farklılıklann biriiğini ta-
nımlayan mozaik, eğer farklılığa say-
gı temelinde kurulursa. mermerden
daha sağlam bir işlev görür." Çoğun-
luk ıçinde farklılığı ifade. azınlıklann
haklan, günümüz dünyasında yeni
demokrasi anlayışı temelinde yeniden
tartışılıyor.
Dünya, azınlık haklannı derinleştir-
meye çabalarken, bizde ise son yıllar-
da esen Türk milliyetçisi rüzgâr. bazı
çevreleri Türkeş gibı düşünmeye iti-
yor. Onlar da Ne azınlığı ulan" diye
seslerini yükseltiyorlar. Dünyanın her
yerinde en kolay şey, azınlıklann aley-
hinde konuşmak. Çoğunluk milliyet-
çiliği prim yapmanın en kolay yolu.
Buna çoğunluk dinini ve mezhebini
de ilave ederseniz tablo tamamlanır.
Türklük. Müslümanlık. Sünnilik,
Türkiye'deki çoğunluğun temel kim-
likleri olarak ön plana çıkıyor. Bunu
'Azınlıklan Sevmek'
anlamak mümkün. Bir kimsenin ait ol-
duğu din, mezhep ve milliyetle övün-
mesi ve bu aidiyetlere sahip çıkması
da anlaşılabilir. Özellikle sıradan yurt-
taşlann. üzerine bir şey koyamadıkla-
rı bu kimliklerini militan şekilde vurgu-
lamalan çok normal karşılanabilir.
Okumuş, yazmış, aydın sayılabile-
cek, demokrat sayıiabilecek kişilerin,
hele de bazı sosyalistlerin son dö-
nemde "Türk'ün Türk'ten başka dos-
tuyoktur" şeklinde ifadesini bulan ba-
sit görüşlerin peşine takılmalan ise gü-
nümüzün bir başka sorunu. Böyledü-
şünenler, azınlık haklanyla ilgili konu-
larda da tipik sıradan çoğunluk tepki-
si gösteriyorlar.
Bir insanın devrimciliğinin ve de-
mokratlığının önemli ölçülerinden bi-
risi. "diğeri"ne karşı hoşgörülü olabil-
mesi, onlann uğradığı haksızlıklara
karşı çıkabilmesi. Azınlıklar; etnik, di-
ni. mezhepsel, cinsel ve cinsel tercih-
ler alanlannda "çoğun/uk"tan farklı-
dır. Bu nedenle çoğunluğa karşı daha
korumasızdır. İşte devrimcilik ve sol-
culuk bu anda devreye girer. her hak-
sızlığa karşı olduğu gibi burada da öz-
gürlükçü bir tutum alır.
Kosova bize çok uzak değil. Orada
hâkim ulus Sırplar, arkalannda devlet
desteğiyle Arnavut azınlığa saldınp
onlann milli ve dini kimliklerini ezme-
ye girişiyorlar. Benzer örneği Bos-
na'dadayaşamıştık. Boşnaklar, ken-
di müli kimliklerini ifade edebilmek
amacıyla Sırplara karşı acılarla dolu
bir direniş gerçekleştirdiler. Onlann.
Sırplardan farklı bir dini ve milli kimli-
ğe sahip olmaları, azgın bir saldırıyı
göğüslemelerini gerektirdi.
• • •
Her ülkenin tarihindeki gibi, Türki-
ye'nin tarihinde de azınlıklar hep so-
run oldu. Geçmişte çok farklı kimlik-
lerin bir arada yaşadığı bu ülke. çeşit-
li dönemlerde çeşitlı etnik. dini, mez-
hepsel aynlıklar nedeniyle büyük acı-
lar yaşadı. Yavuz Sultan Selim döne-
mınde yüzbinlerce Alevı kılıçtan geçi-
rildi. Daha düne kadar saydan yüz bin-
lerı aşan Rumlar. Ermeniler. Yahudiler
bugün çok küçük azınlıklaradönüştü-
ler. Örneğin Rumlar. artık iki-üç binle
ifade edilecek kadar azaldılar. Kürt
sorunu nedeniyle yaşanılan acılar ise
hâlâ sürüp gidıyor. Milyonlarca insan
yerinden yurdundan oldu. Binlerce ın-
san yaşamını yitirdi. köyieryakılıpyok
edildi.
Bir insan olarak, bir sosyalist olarak.
azınlıklann giderek azalmasından bü-
yük bir üzüntü duyuyorum. Bu azal-
manın nedenlerini aynca tartışabiliriz.
ama bu ülkede din, mezhep ve milli-
yet farklılıkları, ne yazık kı bir zengin-
lik olarakyaşatılamadı. Milliyetçilikve
Islamcılık. farklılıklann kışkırtılmasında
iki temel ideoloji olarak kullanıldı. Biz-
ler, sosyalistler ise farklılıkları düşman
olarak gören bu kışkırtmalara karşı
koyduk.
Şoven milliyetçilik ve dini bağnaz-
lık, var olan sistemin korunmasındaki
iki temel unsur olarak yıllardan beri
kullanılıyor. Bu düzene karşı olduğu-
nu söyleyen bazı solculann şoven mil-
liyetçiliğe sempatiyle bakması, Türk
milliyetçiliğine hoşgörülü davranırken
azınlıklaratepkisel bir tutum içinde ol-
ması garip değil mi? Solculuğun temel
tutumu, bugünkü adaletsiz düzeni de-
ğiştirmek için mücadele etmek. Sis-
temi pekiştiren ideolojilere boyun bü-
kerek, onlara sırt dayayarak muhalif-
leri bombardıman altına almak, azın-
lıklara düşmanlık etmek solculann de-
ğil, olsa olsa daha önceki gibi aşın
sağcıların tutumu olur. Onlann kendi-
lerine göre bir mantığı var. Düzenin
devamından yanalar.
"Azınlıklan sevmek" basit bir heves
değil. bir sınrftutumu. Devrimci tutum
genelgeçer fikirlere karşı koyarak
gelişir.
PERŞEMBE
ORHAJN BURSALI
Ölçür litanik ve Kalite
Tıtanik filmine gitmiyorum.
Nedeni, süper prodüksiyonlara karşı olmam de-
9".
Amerikan fantastik sineması bu işi çok iyi bece-
riyor. Her ne kadar gerçek bir olaya dayansa da,
Titanik'le de büyük bir seyirlik yarattıklanna emi-
nim. Diğer süper prodüksiyonlar gibi Tıtanik de bü-
tün dünyayı bombardımana tutmuş durumda.
Görüntü çağının anavatanından çıkan bu ya-
pımlar, genellikle sinema salonu içinde seyredilip
tüketiliyor.
Geride, dışarı alıp çıktığınız bir şey kalmıyor.
Ama buna da karşı değilim.
İki saat boyunca sabun köpükleri içinde banyo
yapmaya bazen hepimizin gereksinimi var. İki sa-
atlik bir görüntü keyfini -hele içine bir aşk da sı-
kıştırılmışsa- yabana atmamak gerek!
Titanik'e gitmememin nedeni, filmin bana ve
topluma satılış biçimi.
Televizyonda olsun radyoda olsun, sinema ha-
berleri verenlerin, gözleri yuvalanndan fıriamış ola-
rak ve ses tellerini göstererek yaptıkları çığırtkan-
lık dayanılacak gibi değil: "Dünyada en fazla ha-
sılat yapan film!..."; "Tüm zamanlann gişe rekor-
larını kıran..."; "Son 10 yılın...." vb.
Gazetelerimiz de Titanik'i veya benzer filmleri
duyururken aynı çığırtkanlık içinde.
Bu toplumu bilgilendirme araçlan, sanki Titanik
yapımcısının borazancıbaşıları.
Bir şirket. bir ürününü tanıtabilmek için, reklam
şirketine, gazete, otobüs. duvar ve TV ilanlarına
gerektiğinde on milyarlarca lira para döküyor.
Ama Titanikçinin böyle bir harcamaya ihtiyacı
yok.
Çünkü bütün iletişim araçlan neredeyse gönül-
lü olarak filmin bedava reklamcısı.
Duyurularda içerik yok, eleştiri yok, bakış yok;
topluma filmin sanatı hakkında en ufak bir ipucu
vermek yok. Topluma sunulan sadece filmin ne ka-
dar hasılatyaptığı...
Titanik'i bu nedenle görmek istemiyorum.
Niteliğin, güzelliğin, estetiğin, sanatın, öykünün,
ne kadar sattığıyla ve para kazandırdığı ile ölçül-
düğü yerde. değerler tepetaklak olmuş demektir.
Artık günümüzde, sıradan bir malı da, aynı pro-
paganda yöntemi ile satıp para kazanmak müm-
kün oldu.
Anımsayanınız var mı? "İşte Türkıye'nin soun-
du" diye, medyanın tek sesten topluma takdim et-
tiği "koşan adarrfdan geride ne kaldı?
• • •
Standart bir ölçü yok.
Herkes kendi ölçüsünü kendi koyuyor.
Kimi kendini "Türkiye'nin en kaliteli" malı ilan
ediyor. Kimi "en iyisi". Tabii, "En büyük" olanı da
var; "En çok satanı" da.
Santrsınız ki, Türk Standartları Enstitüsü'nden,
bağımsız bir denetleyici kurumdan, uluslararası
bir kuruluştan aldığı "en kaliteli" belgesini ilan et-
mektedir.
Kendi futbol takımının "En büyük" olduğunu so-
kaklarda bağıran ve en büyüklük adına adam bi-
le bıçaklamaya hazır fanatik taraftarla, kendi ken-
dini "en kaliteli" ilan eden arasında ne fark oldu-
ğunu sormakta haklı olursunuz.
• * •
Bu topluma herşeyi yutturmak mı kolaylaştı,
yoksa toplum bile bile bu oyunu birlikte mi oynu-
yor?
Belki de toplumun. satın aldığı malın köşesinde
"en büyük" veya "en kaliteli" lafını görmeye büyük
ihtiyacı vardır.
Ve "psikolojik rahatsızlık" elbirliğiyle tedavi edil-
meye çalışılmaktadırL.
Kim bilir!
Avukat vahap Mutlugün
4
27 Mayıs'ın
intikaım
9
CEM ULLTAŞ
12 Mart dönemınin 1.5
yıl süren sabotaj davası.
muhalıf düşünenleri sin-
dirmek için devletin yapay
olarak suç oluşturma.
oluşturulan suçlara suçlu
bulma \aklaşımının en
çârpıcı örneğıni oluşturdu.
Marmara yolcu gemısi \ e
Emınönü araba \ apurunun
batınlması ile Kültür Sara-
\ı'nın yakılması (1972)
suçlamalanndan 1.5 yütu-
tuklu kalan \e ıdam iste-
miyle yargılanan 24 sanı-
ğvn tamamı, tüm ışkence-
lere \e hukuki zorlarnala-
ra karşın beraat etti. Üste-
lik davayı açan askeri sa\ -
cının beraat isteğiyle.
Çünkü suç ve suçlular ara-
sında "illhetrabıtasr (ba-
ğıntı) bulunamamıştı. Bu
davaya bakan dönemm İs-
tanbul 2 nolu Sıkışöneüm
Mahkemesi heyetınden
Kıdemli Hâkım Binbaşı
Metin Demirkaya. "De>-
let sırlarını açığa vurmak
istemediği için" konuşma-
istemimizi reddederken
davanın sanıklarından
avukat Vahap Mutlugün.
yargılanması .sürecinde
"kontrgerüla" ile tamştı-
ğını anlaftı. Dönemintanı-
ğı 60 yaşmdaki eskı TtP'li
Mutlugün. Sabotaj Dava-
sı'nın, 12 Mart askeri dar-
besinden sonra yönetimde
agırlığı ele geçiren sağcı
güçlerin. 27 Mayıs'ın ınti-
kamını almak için yaptık-
lan komplolardan bıri ol-
duğunu söyledi.
O dönemde Bomba Da-
vası'ndan vargılanan
"KontgeriBa Cumhuriye-
ti" adlı kitabm vazan
emekli Kurmay Yarbay
Talat Turhan ise dönemin
yönetiminin. ünlü "Bom-
ba Davası" ile Sabotaj Da-
vası arasında ilişki kurmak
istediğini. ama başarama-
dığını söyledi.
1972 'de meydana gelen
Marmara gemisı ve Emı-
nönü vapurunun batması
ile Kültür Sarayı'nın yan-
ması olaylan (Sabotaj Da-
vası), Sıkıyönetim Mah-
kemesi "nin atadığı askeri
uzmanlardan oluşan bılir-
kişi raporlarında "kaza ve
ihmaP olarak gösterildi.
Sanıkları kurtaran faktör-
lerden biri de buydu. An-
cak bu olayların. yok edil-
mek istenen sokulara suç
yaratmak için kontrgerilla
tarafından japıian pro\o-
kasyonlar olduğu kuşku-
lan da hep zihinleri meş-
gul etti.
Davanın saruklanndaıii
Avukat \'ahap Mutlugün,
tutuklandığından beri po-
lıs tarafından değil. VIlT
mensuplan tarafından sor-
gulandığını sö>ledi. Mu:-
lugün. sorgucuiardan bin—
nin. bir suıkasne öldürû—
len MİT yönetkısı Hiram
Abas olduğunuanlattı. Zı—
\ erbey Köşkü'nde büyûlt
işkenceleraltında sorguva*
alındığını beliner Mutlu—
gün. o günlerck aynı za—
manda Talat Turhan'ın da:
yargılandığı ünlü Bomba;
Da%ası sanıkkı arasır—
daydı. Mutlugün. Hıra:rv
Abas'ın Ziverbey'de "B«—
rası Genelkurmay'm
kontrgerilla Urargihı'^*
diyerek senar;»suna u;—
gun ifade alabılmek i ç n
kendısi üzerinae korku >*—
ratmak istediğmi söyledi. -