10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 MART 1998 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Istanbul _Y_ 16 Sinop Y 18 Adana PB 20 ' Edirne Y 16 Samsun B 21 Mersin PB 18 Kocaeli _Y 17 Trabzon B 18 Dıyarbakır A Çanakkale Y 15 Giresun Izmir Y 19 Ankara B 19 Şanlıurfa A Y 15 Mardin Manisa Y 17 Eskışehir Y 15 Sıirt Aydın PB 20 Konya Y 12 Hakkârı B 10 Denizli Y 16 Sıvas B 3 Van Zonguldak Y 16 Antalya Y 18 Kars Oslo 16 Yurdun batı kesim- lerıçokbulutlu, Mar- mara, Ege, Batı Ka- radenız, Iç Anado- lunun batısı ıle Batı Akdeniz yağışlı, öte- kıyerterazbulutluve açık geçecek. Ya- ğışlar Marmara ve Ege'de yer yer etkıli olmak üzere sağa- nak şeklinde olacak. Münih AVRUPA PB Helsinkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Parıs Bonn PB PB > Y Y Y PB -4 -3 8 7 6 8 7 PB 6 Zürih Berlın Budapeşte Madrıd Vıyana Belgrad Sofya Roma Atına PB PB PB PB K K PB Y 6 6 13 5 4 6 10 14 PB Moskova Aşkabat Akmola Taşkent Bakû Bişkek Tıflis Kahire B B B B B B B 12 13 9 13 6 15 26 Şam B 21 0Açık Parçal- bulutlu Sıslı ^ Çok bulutlu Yağmjru \AAJJJ Karlı Sutu kar Gok gurultulı G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK I Baştarafı 1. Sayfada Aynı gün Başbakan Yılmaz. hemen hemen aynı sözcüklerle Cumhurbaş- kanı'nın ifadelerine konuşmalarında yer verdi. Son olarak, koalisyon ortağı DSP li- deri Ecevit, yılların sorununu "kırıp dökmeden çözmenin zorunluğu"na değindi. Çok üst düzey biryetkiliye sordum: "Türban sorunu çözülebilirmi, hal- ledilebilir mi?" Yanıtı, kısa ve özlü: "Çözülemez!" dedi. Nedeninidekısacaaçıkladı: "Çün- kü, türban 'ideolojik' birkonuma gir- di." Öyle bir konu ki, köktendincilertür- banı tıpkı bir karabatak gibi diledikle- ri zaman su üzerine çıkaracaklar, is- tediklerinde geri çekilip bekleyecek- ler. YÖK'e yön veren yetkili çevrelerde, Istanbul Üniversitesi'nde yaşanan son türban eylemlerinin rektörün yan- lış tutumundan kaynaklandığı yargısı egemen. Rektör Kemal Alemdaroğlu'nun, kimlik. sakal ve türban sorunlarını bir günde çözmeye gırişmesini, hem içe- rik hem de taktik olarak yanlış bulu- yorlar. O çevrelere göre, sorunların çözü- müne önce en az tepki çekecek olan- dan, örneğin kimlik sorunundan baş- lasaydı, sonra "yavaşyavaş" ilerleyip "türbanageldiğinde 'ihtimamla hare- ket' edebilseydi" günlerce süren, sa- ğı solu birleştiren eylemler asla ger- çekleşmeyecekti. Müslümanlıkla övünen bir ülkede, toplumun Islam dininin kurallarında ne denli cahil olduğu bu vesileyle or- taya çıkıyor. Örneğin; sorunu "ihtimamla, yavaş yavaş, kırıp dökmeden" çözmeyi öneren devlet yönetiminin "türbanın dinle ilgisi olmadığını" topluma öğ- retmeyi salık vermesine köktendinci- lerden sert tepkiler geliyor: ^.Dinciler "türbanın Kuran'a göre 'fârz' olduğunu" öne sürüyorlar. Oy- sa, "beri taraf" başını örtmeyenin din- siz olmayacağına inanıyor. Arkası var Istanbul'daki gösteriler boyunca yapılan araştırmalar, kız öğrencilerin "türbanı çıkardıklan anda 'dinsiz' ola- caklanna inandıklarını" gösteriyor. islamı gereği gibi inceleyenlerle, kız öğrencilere türbanla dinsizliği eşde- ğerde kabul ettiren iki zihniyet arasın- daki uçurumu ortadan nasıl kaldıraca- ğız? Daha, devlet ikilemler içinde çırpı- nırken bir öğrenciyi egiterek dinsiz ol- mak saplantısından hangi yöntemle arındıracağız? Bu sorular önlerine geldiğinde yö- neticiden, anayasaya. yasalara aykı- rı ise "Elbette türbana müsaade edin diyen yok" gibi bir yanıt alınıyor. Hatta, önemsenerek üzerinde du- rulması gereken bir başka gerçeği "ilk kezsöylemekten" kaçınmıyorlar. Ne- dir o gerçek? Eylemlerin "ihtimamla"halledilme- sini isterken yöneticilere yönelerek, "Olayların içine girin. Ama sadece çocuklann içine girmekle yetinmeyin, 'olayların arkasındaki adamlara da gi- rin" diyoriar. "Olayların arkasındaki adamlar?" üzerine soruları tam karşılamıyor, sa- dece "öğrenciler gibi 'onlara' da göz- dağı verilmesi gereğine" değinip ge- çiyorlar. Sağ kesimde de, sol kesimde de bir çeşit "öğrenci olayı yaratma mafya- ları" olduğu, devlet bürokrasisinde söylenenlerarasında. öğrencileri kış- kırtan şebekelerin kimlerden kurulu olduğunu, devletin bildiğine de işaret ediyorlar. Öğrencileri kışkırtanların adları, ad- resleri bilinirken üzerlerine gidilme- mesi, asıl bu insanların toplanması gereği varken bu uygulamanın yapı- lamaması hayret verici bir ihmal değil de nedir? Bu içerikte gelişmeler ve bilgilerle uğraşırken, Ecevit'in ikı değişik biçim- de kamuoyuna sunulan bir cümlesi dikkatleri çekiyor. Ecevit. bir gazeteciye, türban ve ir- tica olaylarının "birkılıç darbesiyle çö- zülemeyeceğini" söylemiş, manşette. Partisinin düzenlediği toplantıda ise sorunun "Iskendef'inkılıctileçözüle' meyeceğini" ifade ediyor. Birinci kılıç, soruna özenle yakla- şan TSK'yi anımsatıyor. Ikinci kılıç ise sorunun çözümünün o kadar basıt olmadığını anlatıyor. Amaç acaba hangisi? YSK Başkanı Algan parasızlıktan yakındı 'Bilgisayara geçemiyoruz' EVt\ GÖKTAŞ ANKARA - Yüksek Seçım Kurulu (YSK.) Başkanı Tufan Algan. olası bir erken seçim ıçin hazırhk yaptıklannı, ancak parasızlık ve yetkisizlik nedenıyle çalışmalarının ağır aksak ilerlediğini söyledi. Siyasette erken seçim pazarlıklan kızışırken, YSK Başkanı Tufan Algan, >etkısizlik ve parasızlıktan yakındı. Bilgisayar ortamına geçemediklenni, kadroları yenileyemediklerini belirten Algan. yurtdışındaki seçmenler için anayasada tanınan haklann yasalarda düzenlenmediğine dikkat çekti. Yurtdışından mektupla oy konusunda Başbakan a bilgi verdığini kaydeden Algan, koalisyonda tartışılan "ikiturlu seçim" sistemi konusunda şu bilgileri verdi: "tki turlu seçim sisteminin değişik şekilleri var. tki turiu derken, seçime girebilen tüm partilcr, birinci seçim itibanyla seçime girebümekteler. Bazı şekillerde ikinci rura girebilmek için en Bingörde iki asker şehit oldu BİNGÖL (AA)- Bingöl'ün Yedisu ilçe- si kırsal alanında yapılan operasyonlarda PKK üyesi olduklan belirtılen 40 kişi ile 2 askerin öldüğü bildirildi. Askeri yetkililerden edinılen bılgilere gö- re. Yedisu ilçesi kırsalında güvenlik güçle- ri tarafından sürdürülen operasyonlarda. Akımlı mevkündeki mağaralarda bir grup çembere alındı. Çıkan çatışmada 12'si ka- dın olmak üzere 40 PKK'li ile 2 asker ha- yatını kaybetti. Operasyonlarda 24 adet Kalaşnikof mar- ka uzun namlulu silah. 3 adet M16 silah. mayın ve fazla miktarda cephane bulun- duğu da bildirildi. çok oyu alan iki partiye bu imkân tanuımakta. Bazı şekillerde de, bu partilerin belirti o> oranlanna yetişebilmiş parfiler seçime girebilmekteler. Heniiz siyasi irade iki turiu seçimin nasıl olacağını tam olarak tespit etmediği için basit olarak ifade ettiğim gibi birinci turun sonunda en çok o> alan iki parti mi, yoksa belli yüzdelerde, belli oranlarda o\ alan partiler mi ikinci tura katılacaklar? Bunu tamamen siyasi irade belirlevecek. Bizim basüı evraklarınuzı hazırlamamız da iki turiu seçimin şekline bağlı olacaktır. Ortadaki bu belirsizlik altyapı . çalışmalanmızı engelliyor." Algan. teknık olanaksızlıklar sonucu seçmen kütüklerini Türkiye çapında merkezi bilgisayar ortamına aktaramadıklannı ve nüfus hareketlenni yeterince izleyemediklerini anlattı. Algan. "Geçen yü "Türkiye genelinde ne şekilde bir bilgisayar ortamına geçebiliriz' diye bir program hazırlayıp hükümetten 500 milyar lira para istedik, ancak alamadık" diye konuştu. Sınav bîr saat fleri ahndı • Baştarafı 1. Sayfada Merkezi'nden (ÖSYM) yapılan açıklama- da. yaz saati uygulamasının başlayacağı 28 Mart'ı 29 Mart'a bağlayan gece saatlerin ileriye alınmasının. sınava girecek adayla- nn az uyumalanna neden olacağı kaydedil- dı, Açıklamada. uygulamadan haberi ol- mayanların da sınava geç kalabılecekleri belirtilerek adaylann sınava alınamaması gibi dunımlarla karşılaşılmaması için sı- navın bir saat ileriye alınarak 10.30'da baş- laması karan alındığı bildirildi. Yeni saat uygulamasına göre ÖSS, 12.30 yerine 13.30'da sona erecek. ^Kosova'ya özerklik verilsin' • Baştarafı 1. Sayfada , ^ - hale olarak gördüklerini dile getirdiler. Yu- goslavya ve Arnavut azınlık arasındaki eğitim anlaşmazlığının özünde ise Arna- vutlann siyasi çağnşım yapan istemleri ya- tıyor. Arnavutlar. gideceklen üniversitenin Arnavut üniversitesi olarak anılmasını ve diplomanın da Arnavut diploması olması- nı,istiyorlar. Belgrad yönetimi iseegitimin Arnavutça dılinde verilmesini kabul eder- ken Kosova, Arnavutlannın diğer istemle- rine sıcak bakmıyor. Yugoslavya yönetiminin azınlık statüsü verdiği Türk nüfusun büyük bölümü de Kosova'da yaşıyor ve Ankara bu yönüyle de Kosova'da daha fazla kan dökülmesinin önlenmesi için aktif diplomasi yürütüyor. Yugoslavya Miloseviç Cem Hn ziyaretinde Kosova 'yı yok saydı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yugoslavya Cumhurbaşkanı Slobodan Milose>iç'in, Dışışlen Bakanı İsmail Cem'le Belgrad'da yaptığı görüşmede. Kosova sorununa değinmemeye özen gösterdiği öğrenildı. Miloseviç'in Kosova konusunda sanki bir sey olmamış gibi da\ranış içine girmesi üzenne Cem'in, Türkiye'nin bu sorunun çözümü için getirdiği önerileri ısrarla Yugoslav Cumhurbaşkanı'na ilettiği belirtildi. Miloseviç'in, Cumhurbaşkanı Siile>man Demirel'in özel temsilcisi sıfatıyla hafta sonunda Belgrad'a giden Cem'le buluşmasında. Koso\a konusunda 'sanki bir şey yokmuş gibi. adeta Koso>a sorununu ikili görüşmelerin içindeki bir mesaj gibi almak istedigi, ama bu arada Cem gelmişken bunlan da görüşelim havasına girdiği' belirtildi. Yugoslavya, Kosova'yı iç sorunu olarak görüyor ve Cem'le görüşmesinde de Ankara'yı bu konuda uyanyor. Miloseviç'in Cem'e. Kosova 'daki Arnavut azınlıkla diyaîog kurmaya hazır olduğunu belirttigi, ancak bu görüşme sürecinde Kosova'yı bağımsızlığa götürecek hiçbır şeyi tartışmayacagını aktardığı da kaydedildi. İstifa ediyorum! "Artık çamaşırlarımı Ariston turbo kurutmalı çamaşır makinesiyle kurutuyorum... Çünkü; Ariston turbo kurutma teknolojisi* çamaşırlarımı yıpratmadan, kırıştırmadan ve ekonomik kurutuyor..." L164.760.000J IL » Htstra yıkanu v%- » *&** kurulnıa FıyaHanma. yalnız peşin alımlor için olup KDV dahildir. Pynca 13 ayv yçran vadell satıştanmiz hakkında ücretsiz danışma hattımızdan bilgi alabitirsinız. Fiyatlanmız, 15 Mart 1998i kadargeçertidir. Merionl EleaTtKiomegıcı BeyM iftt Smıyt ve TK. A.Ş • 1850 YetkiU Satıcı • TSE yeterUUk betgesine sahip TOrkiye çapında 220 yetkili servis ve konusunda uzman 650 servis elemanı İN0800 ' »2114042 2114043 Cİ ARİSTON Ç O K S E Ç E N E K . E K O N O M İ K F İ Y A T ARİSTONE v i n i z e d e ğ e r k a t a r G Ü N D E M MUSTAFABALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Bu ÇUŞ her ne kadar Türkçemizin hoş bir karşı çıkış şeklini anımsatsa da ÇUŞ'un bununla ilgisi hiç olmadığı gibi o sözcükten anladıkları da yok. Önce gelişmelerin uluslararası boyutlarını akta- ralım, sonra Türkiye'ye gelelim. ÇUŞ'lar 1995'ten beri farklı bir girişim içindeydi. Şunu hazırlıyorlar- dı: - Küresel ekonominin anayasası. Bu anayasa son şeklini aldı. Önümüzdeki nisan ayında, 29 gelişmiş ülke üzerinde tartışacak. Kimi ülkelerin karşı çıktığı bölümler yeniden ele alına- cak ve karara bağlanacak. Çok Taraflı Yatırım Anlaşması (ÇTYA) adlı ana- yasanın temel maddeleri şunlar: - ÇUŞ'lar bir ülkede yatırıma giriştiğinde temel karar verici unsur kendileri olacak. - Herhangi bir anlaşmazlık doğduğunda 0 ülke- nin hukuku geçerli olmayacak. Bunun yerine ulus- lararası mahkemeye gidilecek. - Bu mahkemenin kararlarına uymayan ülke çok ağır tazminatlar ödeyecek. - Anlaşmanın altına imza atan ülke beş yıl çıka- mayacak. - Beş yıl sonrasında çıkmak isteyen ülke çıksa bile, 15 yıl süreyie anlaşma hükümlerine uymak zo- runda kalacak. ÇUŞ'ların gıderek hükümet tanımaz hale geldi- ği süreçte şu değerlendirme yapılırdı: - Çokuluslu şirketler artık karşılarında başba- kan. bakan, genel müdür gibi hükümet temsilcile- ri görmek istemiyorlar. Bunun yerine önce o ülke- de, ne pahasına olursa olsun, daha çok para ka- zanmak isteyen kişilerle ortaklık kurmak, ardından da kendi temsilcilerini yerleştirmek istiyoıiar. Buna şu eki yapmak gerekiyor: - Çokuluslu şirketler hükümetlerle muhatap ol- mak istemedikleri gibi o ülkenin yargı sistemiyle de karşı karşıya gelmek istemiyorlar. Bu yüzden ken- di hukuklarını oluşturuyorlar. Bu girişime ABD, Kanada. Fransa gibi YDD'nin mimarlan bile karşı çıkıyor. Çin zaten kendi kural- larını kendisi koyuyor. ÇUŞ anayasası, nisan ayında daha yoğun tartı- şılacak. Kabul edildiğinde 29 zengin ülkenin aldı- ğı karar ötekilere dayatılacak. Imzası bizden... Türkiye penceresinden bakarsak. gelişmelerin ülkemize yansıması öncelikle enerji alanında gö- rülüyor. 199O'lı yılların hükümetleri ne yazık ki enerji ya- tınmlarına gereken önemi vermediler. Enerji darlı- ğı kapıya dayanınca da "Aman yatırım şart. Nasıl olursa olsun, yatırım... Yabancı sermaye gelip yatırım yapsın da nasıl yaparsa yapsın" demeye başladılar. Enerjide Tatlı Kıyaklar Bakanı Cumhur Ersü- mer'in son ABD gezisin- de ve ABD Enerji Bakanı VVilliam Daley'in Türkiye ziyaretinde yatırımlann şekli gündeme geldi. ABD tarafının masaya koyduklan yukarıdaki anayasayı anımsatıyor. Şunu öneriyorlar: - Türkiye ile yapacağı- mız anlaşmalarda Danış- tay hiçbir biçimde devre- de olmasın. Uluslararası yasalarla iş çözülsün. YDD, devletin küçültül- mesi ilkesini savunurken şu tezi getiriyordu: - Kardeşim, devlet bakkailık mı yapar, ku- maş mı üretir? Bunlar devlete yakışmayan şey- ler. Devlet bu alanlardan çekilsin, asıl işlevinedön- sün. Yargı. yürütme, eği- tim ve benzer temel şey- lerle ilgilensin. Son gelişmeler göste- riyor ki bu tez samimi de- ğil. ÇUŞ'lar artık karşıla- nnda ne devleti görmek istiyorlar ne de onun ya- salarını. Bızim bakanlar, "Nere- de uluslararası anlaşma varsa imzası benden" dediği için bu gelişmele- rin ne kadannın ayırdın- dalar, bilemiyoruz. Devlete ait her şeyi yağmalamanın, her şeyi özelleştirmenin sonu ne olacak? Sovyet Dünyası, Orta ve Doğu Avrupa Enstitü- sü araştırmacılarından Catherine Samary şöy- le diyor: "Bugünkü cebri özel- leştirme, kötü hatıralarla yüklü, Sovyet köylehnin Stalinci cebri koiektif- leştirilmesi kadar yıkıcı birmacera olacaktır." * Sıcak hava akımı ilc .98 kurutma saf;l<t-
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle