Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 ŞUBAT 1998 PAZARTBİİ
PoHs askerliğini
görevde yapacak
• ANKARA (ANKA)-
TBMM'de bu hafta
askerliğini yapmamış 33
binden fazla polisin
beklediği "polislere
askerliklerini görevleri
sırasmda yapma olanağı"
getiren yasa önerisi genel
kurulda görüşülecek.
Meclis'te bu hafta vergi
reformu ve adliye
mahkemelerinin kuruluşu
hakkındaki yasa tasanlan
komisyonlarda görüşülürken
tnsan Haklan Komisyonu da
kamu çahşanlan sendikalan
hakkındaki yasa tasansını
incelemeye başlayacak.
Emniyet Teşkilau'nda
emniyet hizmetleri sınıftnda
görevli 130 bin personel
içinde 30 bin 758'i memur, 2
bin 73l'i amir olmak üzere
askerliğini yapmayan
yaklaşık 33 bin 489 polisin
temel hizmetini yaptıktan
sonra askerliklerini polis
olarak yapmalannı öngören
yasa önensı 11 Şubat
Çarşamba günü genel
kurulda göriişülecek.
Bahbey
sopuştupması
• ANKARA (UBA)-
lstanbul Milli Eğiü'm
Müdürü ÖmeT Balıbey
hakkında açılan sonışturma
beşinci ayını doldurdu.
Balıbey hakkında yatınm,
personel ve katkı paylan
konusunda açılan
soruşturma, 3'übakanlık
başmüfettişi, 2'si müfettiş
olmak üzere toplam 5
müfettiş tarafından
yürütülüyor. Bakan Uluğbay,
bir sûre önce lstanbul Milli
Eğitim'de geniş çaplı bir
kadro operasyonu
gerçekleştirmiş, ancak
Balıbey'i görevinden
almamıştı.
Dokunulmazlık
dosyalan
• ANKARA (UBA)-
TBMM Anayasa Adalet
Karma Komisyonu, 12 Ocak
Perşembe günü toplanarak
aralannda DYP Genel
BİşkanTTansu Çiller'in de.
fezlekesinin bulunduğu 14
dokunulmazlık dosyasını
daha karara bağlayacak.
Hazırlık komisyonlan
raporlannda, DYP'li Ömer
Bilgın ile ANAP'lı Hüseyin
Yayla'nın
dokunulmazlıklannın
kaldınlması istendi. Hazırlık
komisyonlannda, Tansu
Çiller, Meral Akşener,
Mahmut Duyan, Sema
Pişkinsüt, Sabri Ergül, Avni
Dogan, Yasin Hatiboğlu,
Ahrnet Cemil Tunç ve Lütfu
Yalman'ın fezlekelerinin ise
dönem sonuna bırakılmasına
karar \enldi.
TBMM'dekİ
yolsuzhık
• ANKARA (UBA)-
TBMM Başkanlık Divanı
içinde oluşturulan genel
kurul salonu inşaatındaki
yolsuzluk ve usulsüzlükleri
araştırmak için kunılan alt
komısyon salı günü
toplanarak Meclis'm
uğradığı gerçek zaran
belirleyecek. Alt komisyon
toplantısma Maliye
Bakanlığı. Bayındırlık
Bakanlığı, Sayıştay
Başkanlığı uzmanlannın
y_anı sıra Orta Doğu Teknik
Universitesi (ODTÜ) ve
Türk Mühendis ve Mimar
Odalan Birliği (TMMOB)
temsilcileri katılacak.
KÜTLU SAVAŞ'.N HAZ.RtAD.Ö. SUSURLUK RAPORUNUN TAM METN. - 13
Lyuşturu
BÎZBİZE
ERDAL ATABEK
-_-• Vlkemizde faaliyet göste-
I I ren organizasyonlann bü-
\*J yük çoğunluğu Güneydo-
ğu ve Doğu Anadolu Bölgesi kö-
kenlidir. Eskiden küçük miktar-
larda esrar kaçakçılıgı ile işe baş-
layan gruplar 1980Tİ yıllardan
itibaren eroine talebin artması ve
kânnın yüksek olması sebebiyle
organize olarak kaçakçılık faalı-
yetlerini bu yöne kaydımuşlar-
dır.
Genel olarak uyuştunıcu
madde organizasyonlan ele ahn-
dığmda; a) Organizasyonlann iç
içe faaliyet gösterdikleri ve di-
ğer suç organizasyonlan ile irti-
batlı olduklan anlaşılmaktadır.
Bu organizasyonlar birbirleri
arasında güçbirliği yapmak ve
güveni pekiştirmek düşüncesiy-
le kız alıp vermek suretiyle ak-
rabalık bağı oluşturma veya
mevcut olan bağı daha da güç-
lendirmek cihetine gıtmektedir-
ler. Aynca organizasyonlar ara-
smdaki ilişkileri sağlayan diğer
bİT unsur ise organizasyonlar içe-
risinde dikkati çeken kilit isim-
lerdir. Bukişiler organizasyonlar
Güneydoğu'daki bu kadar silahın uyuşturucu giriş yeri olarak bilinen Van,
özellikle Hakkâri illerimizdeki mücadelemizin etkisiz kalması o bölgedeki
yöneticilerin kişisel zaafiyeti mi, yoksa devletçe yaratılan bir göz yumma mf:
Bence sorgulanması gereken önemli bir husustur.
Şeker ve Giiç...
arasında bağlantıyı sağlayıp, fa-
aliyete geçmede önerrüi rol oy-
namaktadırlar.
b) Organizasyonlar kendi ara-
lannda görev dağıhmı yapma
eğilimine girmişlerdir, böylece
faaliyetlerinin risk oranını azal-
tarak uyuşturucu madde kaçak-
çılığını daha güvenli şekilde yü-
rütmektedirler.
Organizasyonlann çoğunluğu
kendi aralannda asitçiler (uyuş-
turucu imalatında kullanılan ase-
tik asit anhidrit maddesini temin
eden şahıslar), taşımacılar (uyuş-
turucu maddenin yurtiçı ve yurt-
dışına naklini yapan şahıslar),
aracılar (uyuşturcu madde oluş-
tunılduktan sonra satmak ama-
cıylapazariararayan, ahcı ile sa-
tıcmın temasmı sağlayan şahıs-
lar), temin ediciler (uyuşturucu
madde imalinde kullanılan ham-
maddeleri temin eden şahıslar),
kara para aklayıcılan şeklinde
sektörleşmeye yöneldikleri ve
birbirleriyle işbirliği içerisine
girdikleri görülmektedir.
Organizasyonlar önceleri
uyuştunıcu madde kaçakçıhğım
ülke sınırlan içerisinde yapmak-
ta iken, sonralan kâr maıjlanru
artırmak amacıyla yurtdışından
(lran, Irak, Afganistan, Sunye)
temin ettikleri baz morfinleri
kendileri eroine dönüştürerek el-
de ettikleri uyuşturucu maddele-
ri AvTupa piyasalannda pazarla-
malanyla, uyuşturucu kaçakçılı-
ğmın üretim, taşımacılık ve da-
ğıtun boyutunu ele almışlardır.
Dünyada faaliyet gösteren te-
rör örgütlerinin, uyuşturucu
madde kaçakçılığını en önemli
gelir kaynağı olarak kullandık-
lan bilinmektedir. Özellikle terör
örgütü PKK'nin, ülkemizde si-
lahlı eylemlere başladığı 1984
yıhndan itibaren artan militan
kadrolannın silah ve lojistik ih-
tiyaçlannı karşılamak amacıyla
Ortadoğu, Türkiye ve Avrupa
hattmda organize bir uyuşturucu
ticaretine yöneldiği gözlenmiş-
tir. Bu faaliyetleri yürüten orga-
nizasyonlann kanşmış oldukla-
n uyuşturucu madde kaçakçılıgı
olaylan ıncelendiğinde. Bayba-
şin, Bayram. Kasar, Ay ve Sito-
çi organizasyonlannın terör ör-
gütü PKK ile ilışki içerisinde ol-
duklan ve örgüte maddi destek
sağladıklan tespit edilmiştir.
Organizasyonlar, bulundukla-
n bölge içerisinde hem güçleri-
ni pekiştirmek hem de yürüte-
ceklen illegal işleri devlet kade-
mesi üzerinden resmi bir vasıfla
takip ettirmek amacıyla. aile
mensubu olan ve siyasi platform
üzerinde söz sahibi olacak kişi-
leri belirleyip, yûrûtmüş olduk-
PKK lideri Abdullah Ocalao, örgütün ihtiyaclanrun büyük bir kısmını uyuşturucuticaretindengelen parayla karşıbyor.
DYP'den lobi'
—m
—
M ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - DYP Genel
Başkan Yardımcısi Mehmet
Gölhan, Özer Çiller'in, eşi
Tansu Çiller'i Yüce
Divan'dan kurtarmak için
Yargıtay Ceza Kumlu'nda
lobi yaptığına ilişkin
haberleri yalanladı. Gölhan,
"Özer Çiller 15 gündür
yurtdışmda. Nasıl lobi
yapacak? Bütün bunlar
senaryodur" dedi. Gölhan,
dün düzenlediği basın
toplantısmda yargıyı
tamamen baskı altında
tutmak için bu tür haberler
yapıldığını savundu.
RFden hükümete
eteştiri
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Anayasa
Mahkemesi'nce kapatılan
RP'nin Grup Başkanvekili
Salih Kapusuz, Körfez
krizüıden. Irak'tan sonra en
fazla etkilenecek ülkenin
Türkiye olmasma rağmen,
Türkiye'ye hiçbir şey
sorulmadıgını söyledi.
CHPIi ErcanKarakaş
Suc duyurusurtda bulunulacak
'cevit'intam
••* ••metten
'üler'eüdna
irtülü soruşturması
CHP lstanbul Millctvekili Er-
can Karakaş. hükümetin Körfez
knzınde bıle kendi içinde tutarlı
polıtikalar geliştiremedığını be-
lirterek, "Ecevif intavnilehükü-
metin poliükalan arasında ko-
pukhık var. Fakat ae yazık ki biz
de CHP olarak kurumsal görüş-
lerimizi netteştirmiş ve açıklanuş
degUiz" dedı.
Karakaş. başkanı olduğu Sos-
yal Demokrasi Vakfı'nın (SO-
DEV) yenı binasına taşınması ne-
deniyle düzenlenen törende, Tür-
kiye'de siyasetin kişılere endeks-
li olmasından yakındı. Körfez
krizinde bile Başbakan Yardımcı-
sı ve DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit'in kişisel tavnyla. hükü-
metin yaklaşımlan arasında ko-
pukluk olduğunu söyledi.
Karakaş, ülkemizde merkez
sol iki partinin tabanlan arasında
bir uzlaşmazlık olmadığını, so-
runun yönetimlerden ve özellik-
le de DSP lideri Ecevit'm Uıtu-
mundan kaynaklandığını belirtti.
Olası bir seçimde yapılacak ittı-
faklann progTam ve ilkeler üze-
rinde olması gerektığını savunan
Karakaş, "Sol için, programlarda
anlaşmak önemlidir. İtah a'da soi
bunubaşardı. Eğer biz de ittifak
düşünüyorsak, önce oturup ilke-
ler ve fikirter Üzerinde uzlaşmab-
)iz"dedı. Türkiye'de siyasetin il-
keler, kadrolar ve kavramlarla de-
ğil, liderlere göre ve günübırlık
söylemlerle yapıldığını belirten
Karakaş, CHP'nin ötekı partıle-
re göre çok daha ilen olmakla bir-
likte, parti içı demokrasi ve ço-
ğulculuk açısından hâlâ istenilen
noktada olmadığını anlattı.
Karakaş, "Sosj'al demokrat
partilerde aday belirleme süreci
de dahil olmak üzere pek çok iş-
lemin sağ partilerden farklı olma-
sı gerekir. Fakat program ve pro-
je fikri tüm partilerfk çok za\ıf.
Ortak akıl yerine. lider ve kurta-
ncı fikri ön planda" diye konuş-
tu. Iktidar olmak için yalnızca
eleştirinin yetmeyeceğini anım-
satan Karakaş, CHP'nin bu konu-
da eksiklikleri olduğunu, halka
çözüm önerileri sunması gerektı-
ğıni \nrguladi.
ANKARA (l)BA) - Yargıtay' ın
Seiçuk Parsadanın hapıs cezası-
nı onaylamasından sonra, Yargı-
tay Yüksek Ceza Kurulu'nun ve-
receği karan bekleyen DYP Ge-
nel Başkanı Tansu Çiller'ı,
ANAP, ıkinci örtülü skandalı ile
vurmaya hazvrlanıyor.
ANAP'lı Tanm ve Köy işleri
Bakanı Mustafa Taşar tarafından,
Tanm Kredi Kooperatiflen Mer-
kez Birliği'nin eski yönetım ku-
rulu üyelerinin kurumda yaptık-
lan yolsuzluk ve usulsüzlükleri
soruşturmakla görevlendırilen
bakanhk müfettışleri, çalışmala-
nnı tamamladı.
Müfettişlerin. eskı Yönetım
Kurulu Başkanı Eyüp Sami Ushı
ve eskı yönetim kurulu üyeleri
hakkında altı ayn konuda yaptık-
ları soruşturmanın içinde. kurum
kaynaklannı 24 Aralık 1995 se-
çimlennde DYP yaranna kullan-
ması ve eski yönetım kurulu üye-
lerinin Çiller ile bvrlikte çektir-
dikleri propaganda kasetlen de
bulunuyor. Kurumun arşivlennde
çıkan ve kurum yetkilileri tara-
fından 1995 seçimlerinden önce
kamyonlarla Anadolu'da dağıtıl-
dığı belirtilen kasetlenn parası-
nın, Çiller döneminde örtülü öde-
nekten karşılandığı ıddia edilmiş-
tı.
Yönetım Kurulu Başkanı Er-
tuğrul Ozdemir, bu hafta yönetim
kurulunda dosyalan görüşerek,
savcılığa hangı konularda suç du-
yurusundabulunacaklanna karar
vereceklerini bildırerek şunlan
söyledi: "Açılan sonışturma ta-
mamlandL Dos>alarşu anda ben-
de. Hafta içinde ise yönetim kuru-
lunda ele alarak, hangi konular-
da suc duyunısunda bulunulaca-
ğuu karariaştıracağız. Bakanhk
da bu konularla ilgili eski yönetim
hakkında suç duyurusunda bu-
lunacakT
Soruşrunna dosyalannda DYP
Genel Başkanı Çiller'i doğrudan
suçlayıcı bir bulgunun yer alma-
dığını da belirten Özdemir, "An-
cak dosyaiardan anlaşüryor ki,
kurum 1995 seçimlerinden önce
bir partinin hizmetine sunulmuş.
Bu da eski yönetimi olduğu ka-
dar,o partivi desuçlu duruma dü-
şürür'" dedı.
lan faaliyetlerden elde ettikleri
paralan çeşitli yollarla aklayarak
işadamı görüntüsü kazanmalan
sonucu toplum tarafından say-
gıyla karşılanmakta olup, oy po-
tansiyeli sağlayarak devletm üst
düzeylerine kadar sokmak çaba-
sı göstermektedirler. Aynca ken-
di organizasyonlan dışında siya-
si platformda ve devletin idari
yapısında yetkili olan kişileri OT-
ganizasyonlanna kazanarak
amaçlan doğrultusunda kullan-
ma düşüncesindedirler. Kaçak-
çılık organizasyonlan gelişir,
milli ve milletlerarası gelişmele-
re ayak uydururken, ülkemiz hâ-
lâ iller ölçeğinde yürütülen mü-
cadele yapısıyla gerilerde kalma-
ya başlamıştır.
Aşağıda bu noktadaki görüş-
lerini yazan bir diğer kamu gö-
revlisi, raporumuzun ana çerçe-
vesine ulaşmakta ve tecrübeleri-
m nakletmektedir:
"Esas çalışmalar ll Emniyet
müdürtuklerinde >-apılmaktadır.
tl tahkikat] ne derecede etkili ya-
pıyor, mahalli veya si>r
asi baskdar
mücadeleyi ne ölçüde \ önlendiri-
yor veya deliUeri karartryor, bu-
nu takip edebumemiz yahut ön-
lememiz mümkün mü? tl Emni-
yet müdüriüğü \-apmis. bir kişi
olarak açıkhkla söyteyebilirim ki,
bu mücadeleyi tarvtzsiz yapan me-
mur, amir veya il müdürü görev-
den akuniıyor,yerine kenditerine
yakuı biri atanmasa da yeni ge-
lenler, onlann bu gücü karşısın-
da genellikie etkisizleştiriliyor.
Bence, de> let bu noktada müca-
deleyi etküemeye baştayor. Savcı,
tahkikaû ben yapacağun, diye-
rek otayuı aynntılaruun/bağlan-
blanrun öğrenilmesini istemese
de suııruyor veyauyuşturucu un/
kına oluyor. Uzayan davada defil-
ler hâkimin öniine kararmtş ola-
rak gelnor. neticede suc sadece
kurye üzerinde kalıyor. Siyaset,
kişiyi görevden aldınyor veya
mücadieteci bir kadro oluşmasuıı
engeUiyor, idare bütün bunlara
seyirci kalıyor.
Hukuk dûzeni de idarenin is-
tediğini yapmasuia, savunma ya-
pacak şekilde çauşmasma imkân
veriyor. MesdaSusuriuk, jandar-
ma bölgesinde bir trafik kazası
deği] mi? Bu sonışturma yapıl-
nus, görev yerine getirilmiştir.
lktklara bağk olmayan bu ka-
bil hukuld yapıya ek olarak tak-
dirierin getirdiğj hukuki
düzeni göz önüne aldıgı-
mızda, yasadışı olaylaria
mücadelenin güçleştiğini
görüyonız. Mesela \na-
mur-Bozyazı arası 10 kilo-
metredir. Anamur, korun-
masız bir hudut kapısıdır
ama, Bozyaa ilçesindc de
hudut kaptsı acdınıştu-. Ta-
şucu, Seka tskelesi de, hu-
dut kapısı yapılmak isten-
mektedir. Kapının gece-
kondu olduğu biline biline,
yasadışı işlere zayıf. yeni
mekânlar açılması acaba
bir koruma, kottama, bazı-
lanna yasadışı işler için rtr-
sat yaratma deği) midir?
Bu durum memurda bo-
zulmamn önemli bir sebe-
bidir. İdare bunu bilmez
Kurumun asker kökenli yeni genel müdürü Alagöz: Onlemler sertleşecek
Posta IşletıııesriMİe askeri disipiin
ANKARA (Cumhuriyet Bûro-
su)- Asker kökenli Posta Işletme-
si Genel Müdürü NuriAlagöz, ku-
nunu, kan askeri disiplinle yöne-
terek kışlaya döndürdüğüyle ilgi-
li eleştirilere, "Dahabeterolacak"
yanıtını verdi. Kurumda sayılan
keri disiplinle yönetriğine ilişkİD ledi: "Üç-beşnöbeddiyebfrşeyol- ulaşandairebaşkanı vememurun
iddialan yanıtladı. maz. Burada bir nöbetci amiröği 1 yıldır raporlu olduğunu söyledi.
Posta Işletmesf rün daha önce vanhr. Buna biraz iştev kazandDr- Her sabah daıre başkanlan ve
iyi yönetilmediğini \oirgulayan dücGü^rüik görevölerinden biri şube müdürlerinden personelin
Alagöz, ^Bizdeaöncekikrburayı nöbetçjamirliğiyapar. Divelimki, durumu hakkında "mevcut rapo-
iyi idare etseterdi 3 triJyonlukaçik Hakkâri'deki PTl'ye bomba aül- ru" aldığını; ancak pek çok daire
para mahkemeye intikai etmezdi dığızamanbtzebikiirir.Bizdeem- başkanının ve müdürün, kendi
" ' ''»—« Wr*ıîr timsenin niyete bfldiririz. Çünkü bisrn ku- --«;-J—k.u»«;'>n|l)nihınu
li eleştirilere, "Dahabeterolacak'" iji idare etsetenB^ınıyutuuKav»
yanıtını verdi. Kurumda sayılan para mahkemeye intikai etmezdi dığızamanbtzetMkiirir.Bizdeem- başkanının ve muumun, n u w
300'e ulaşandaire başkanı veme- Ben bu makama hiçbir krmsenrrı niyete bildiririz. Çünkü biziınku- personelindenhabersiz olduğunu
murun 1 yıldır raporlu göründü- desteğiyle, torpfliyle gebnemişnn. rumumuzun 80 vilayette birinue- kaydettı. Odalardaki çiçekleri top-
ğünü, şube müdürlerinin perso- tstedûderi zaman beni görevden ri vardır. 15 şehit >ermişim. bir- lattırdığını doğrulayan Alagöz,
nellerinden habersiz olduklannı ahriar,budabenimiçinrıicprob- çokPTTbinasuPKKTitercebom- ~ " " J
- *™l
~<
~> «•<>-»*«
kaydeden Alagöz, usulsüz işlem- km değiL Bu yazuanfatnn hiçbiri- balanıyor. 52 milyar Kra postane-
lere karşı disiplini arttıracağını nin gerçekle alakas yoktur" diye lerden çahnrmş. Bunlar ztnunete
söyledi. konuştu. geçmiş,kasaiardan kaybohnuş,s>-
TürkTelekom'daki300trilyon Alagöz, daire başkanı ve şube lah kasaya konmarruş, çekmeceye
liralık yolsuzluk skandalı patlak müdürlerini. görevlerini yapma- konmuş şjtmiş. Bunlara ses çjka-
verince görevden alınan \yi Bet- malan durumunda "ûç-beş" nö- rümartuş. Birisi de geHp 'Bunlan
temir'in yerine getirilen emekli beti yazmakla tehdit etmediğini, kilit altvna alalım' dediğinde üç-
albaylardan Posta tşletmesi Genel bukonununyanlışyorumlandığı- beşnöbetiohıyor"
Müdürü Nuri Alagöz, kurumuas- nı savundu. Alagöz, şunlan söy- Alagöz, kurumda sayılan 300'e
attırdığım aogruıayau ma^ıt-,
J
Benim odamda herkesten fazto
çjcek var. Oda sera haline getiri-
meyecektir. Devlet memuru oda-
srnda ne ohnası gerekiyorsa o ol-
mah" dedi. Alagöz, "Sel bastığın-
da, deprem oktoğunda, PKK gel-
diğinde askere 'üel' denhor. As-
kerier bir yeriere gekS^nde böyie
eteştirffiyor" görüşünü dile getir-
di. -
mi?
Geçmişte hâkimiyetkri-
ne darbe vurulan aşiretk-
rin, siyasetçi veya devlet
yanusı korucu olarak yöne-
time ortak olmalan ayn bir
devlet kusuru olarak bettr-
tilmektedir. Güneydo-
ğu'daki bu kadar silahın
uyuşturucu giriş yeri ola-
rak bilinen Van, özellikle
Hakkâri iDerimizdeki mü-
cadelemizin etkisiz kalma-
sı o bölgedeki yöneticilerin
kişisel zaafiyeti mi, yoksa
devletçe yaratılan bir göz
yumma mı? Bence sorgu-
lanması gereken önemli bir
husustur.
Sistemdeki bu anza ve
aksaklıklann kişisel müca-
dele anlayışını geliştirdiği-
ni düşünüyorum. Devteti-
ni, mUletini düşiinen bü-
rokrat, kendine özel çıkar
yollan bulsun bulniasın
kendi doğrulannı uygula-
maya başbyor. Bence bu se-
beple,askerler, MİT ve em-
niyetin ayn doğrulan var
ve çabşma bu yüzden. A-
ma giderek de\let için >Bpı-
lanlar karakter değiştire-
rek,kişiselveyasiyasiçıkar-
lar için yapıunaya başlaıu-
Üst düzey bir kamu gö-
revlisinin mevcut sistetne
ilişkin bu görüşleri. acı ya-
kınmalan. kısmen ümitsiz-
liği hatta bazı değerlendir-
me hatalannı ihtiva etse de
taşıdığı perspektif dolasıy-
la Sayın Başbakan'a arz
edilmeye değerbulunmuş-
tur.
BİTTİ
John Hopkins Universitesi antropoloji pro'e-
sörü Sidney W. Mintz'in kitabının adı "Şekerre
Güç". Şekerin modern tarihteki yerini anlatan öğ-
retim üyesi yazar, aynı zamanda insanlann yaşa-
dıkları koşullan, üretim sürecindeki sömürüteri,
tüketim kalıplarının nasıl değtştiğini anlatıyor. Ait-
ropolog olarak araştırma için gittiği Porto Riko'da,
Karayip Adaları'nda şekerkamışı işçilerinin haya-
tını inceleyen, bu arada 'şekerin tarihi' gibi önem-
li bir konuya da itgi duyan gerçek bir bilgi ustasi
bize önemli bir yaprt vermiş oluyor.
Toplumların hayatında rol oynayan her maddei
toprağın altından üstüne çıkan bir süreç izlerken
onu ele geçirmek, ondan para kazanmak, bu pa-
rayı kazanmak için de başka insanlan köleleştir-
mek, yoksullaştırmak yolunda yapılanlann tanhi-
ni oluşturuyor.
Şeker de böyle, tuz da böyle, petrol de, tütüri
de, pamuk da, zeytin de böyle. Demir, kömür. al-
tın, gümüş, elmas da aynı yollan izliyor.
Önce maddenin insanlann hayatında oynadığı
rolü fark etmek, sonra kaynaklan ele geçirip kont-
rol etmek, şirketler kurmak, buraları almak için,
korumak için silahlı adamlar tutmak, eski sahip-
lerini buralardan kovmak ya da onlan çalıştırmak,
sonra da kân büyütmek. büyütmek. Süreç her
maddede, her yerde aynı.
Ortadoğu ve Körfez yüzyıllardır petrol için kay-
nıyor. Eğer petrol olmasaydı ne buralarda yaşa-
yanlann hayatı söz konusu edilirdi ne de demok-
rasi içinde mi diktatöriükle mi yönetildikleri büyük
devletleri ilgilendirirdi. Çin tarihinde "afyon sava-
şı" bu madde nedeniyle yaşanmıştır. Ortado-
ğu'nun önemli bir konusu da"su"dur.Türkiye'nin
elindeki su kaynakları da Ortadoğu'nun çok
önemli bir sorunudur ve belirli anlaşmazlıklann
konusu olmaktadır. Türkiye, Irak ve Iran'ı kapsa-
yarak yaratılan Kürt sorunu da Araplann elindeki
petrolle Türkiye'nin elindeki suyun Batılı devlet-
ler tarafından (daha dogrusu onlann temsil ettiği
çokuluslu şirketler tarafından) denetlenmesi için
çıkanlmış ve desteklenen bir konudur. Batılı d&*ı-
letler (daha doğrusu, onlann temsil ettiği çoku-
1
luslu şirketler) kontrol etmek istedikleri bir mad-
denin bulunduğu ülkeyi ya doğrudan güdülemek
isterler ya da bunu yapamazlarsa dolaylı olarak
güdebilecekleri güçler yaratırlar. Ortadoğu'nun
bu denli kaynamasının birinci etkeni Batılı g ü ç ^
rin en geçerli enerji kaynağı olan petrolü kontrol
etmek, ellerinde tutmak, üretim, fıyatlandırma ve
pazarlama olanaklanna egemen olmak istekleri-
dir. Saddam da petrolü kendi keyfi yönetim gü-
cünü elinde tutmak ve daha da arttırmak için kul-
lanmaktadır. Arap ülkelerinin en büyük trajedisi
bütün refahlannın petrole bağımlı olması, petrol
güç kaynağı olmaktan çıkarsa perişan olacakla-
rıdır. Petrol gelirleri de sadece bölgedeki sultan,
şeyh, kral, başkan gibi yöneticilerin istekleri için
kullanılmakta, halk keyfi yönetimin baskısı altın-
dadurumuna katlanmayazorlanmaktadır. B u ^
üretime dönük olmayan^konomilerin nasıl bir
sistem yarattığının açık örneğini oluşturmaktadır.
Bu durumdan bizim çıkarmamız gereken ders,
bölgedeki karışıklıktan çıkanmızın ne olduğunâ
bakmak değildir. Almamızgereken ders, öncelik-
le içerde sağlam bir ekonomimiz olması gerekti-
ğidir. Sağlam ekonomi de, paradan kazanılan pa^
rayla değil, üretim ve emekle yaratılan parasal
değerle olabilir. Üretimin alanlan olan tanma ve
endüstriye artık bilgi üretimini de eklemek gerek-
tiğini anlamakta gecikmemeliyiz. Hizmet sektö-
rü de giderek genışleyen bir üretim alanıdır. Eme-
ğin niteliği de değişmekte, kol ve beyin gücü
oranları her gün beyin gücünün daha da lehine
gelişmektedir. Bu da, eğitimin kalitesinın arttırıt-
ması, yaygın yetişkin eğitiminin yapılması demek-
tir.
Körfez'deki durumdan almamızgereken önern-
li bir ders de, toplum kesimleri arasındakı gelir da-
1
ğılımını dengelemektir. Üst ve alt kesimler arasın-
daki gelir farkının açıldığı toplumlarda huzur ola-r
maz. Türkiye, kendi içinde huzur bulmak istiyor;
sa, toplum kesimleri arasındaki ekonomik, sos*
yal, kültürel farklılıklan azaltmak zorundadır. Bu
da bütün insanlann eşit haklara sahip olduğunun
kabul edilmesi ile yapılabilecek bir iştir.
En önemli ders ise bölgede çıkar gruplannın
oyunlarına alet olmamak, akılcı bir bağımsızlığı
korumaktır. Burada rehberimiz kendi Kurtuluş Saf-
vaşımız'dır. Tarih gene gösteriyor ki, değişen hiç-
bir şey yoktur. Gene dünyanın egemenleri olanr
lar (ve olmak isteyenler) ile boyun egdirmek ister
dikleri vardır. Bize düşen ne dünyanın efendisi ol'r
mak ne başkasını efendi olarak kabul etmektir.
Herkes kendisinin efendisi olmalıdır ve birbirine
saygı göstenmelidir.
"Şeker ve Gûç" bize bütün bunlan yenidep
anımsatıyor. Kabalcı Yayınevi'ne teşekkür edi:
yoruz.
PENCERE YAYINLARI
Salkım Sögüt Sok. 24
Caöaloğlu - İSTANBUL
Tel: 0212 513 27 17
34 SD 964 plakah arabamın ruhsatııu
kaybettim. Geçersizdır.
NESRÎNBAYKAL