Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 ŞUBAT 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
Ihracat
hedefleri
• ANKARA(AA)-
Türkiye'nin yeniden
belirlenen ulusal ıhracat
stratejisine göre daha
fazla ihracat için tekstil
ve konfeksiyon
sektöriine olan aşın
bağımlıhk azaltılmaya
çalışılacak. Aynca,
dünya trendlerine uygun
olarak katma değeri
yüksek ileri teknolojili
ve dünya ticaretinde
paylan sürekli artan
sektörlere ağırlık
verilecek.
Erezin
Karadeniz
• TRABZON(AA)-
Sanayi ve Ticaret
Bakanı Yalun Erez,
bugün Karadeniz
illerinde 3 günlük
incelemelerine başlıyor.
Samsun'dan gezisine
başlayacak olan Sanayi
ve Ticaret Bakanı Yalım
Erez, daha sonra Ordu,
Giresun, Trabzon ve
Rize'ye giderek gezisini
11 Şubat Çarşamba
günü tamamlayacak.
Sanayi ve Ticaret
Bakanı Erez, gezisi
sırasında il ve
ilçelerdeki Ticaret ve
Sanayi, Esnaf ve
Sanatkârlar Odalan ile
Ticaret borsalannı
ziyaret edecek, Organize
Sanayi bölgeleri ile
Küçük Sanayi sitelerini
gezecek.
Batallfdan
uyarı
• GAZİANTEP(AA)-
Devlet Bakanı Mehmet
Batallı, Körfez krizinin
Türkiye'nin
gündeminde olduğunu
belirterek "Olke olarak
1. Körfez Krizi'nde
düştügûmüz hataya, bu
kez düşmememiz
gerekiyor" dedi Batallı,
konunun enine boyuna
incelenip, Türkiye'nin
çıkannın gözetilmesi,
tncirlik kullanılacaksa
Türkiye açısından
"getirisi ve götürûsûnün
ne olacağının"
belirlenmesi gerektiğini
söyledi.
Özelleştirmeye
devam
• ANKARA(AA)-
Sümer Holding'e ait 6
işletme ile holdingin 4
ayn şirketteki hissesi
satışa sunuluyor. îhale
süreci bugünden itibaren
verilecek ilanlarla
başlıyor. Özelleştirme
Idaresı Başkanlığı
tarafından yapılan
açıklamaya göre Sümer
Holding'e ait Afyon
Sincanlı Yapağı Tiftik
Işletmesi, Kayseri
Pamuklu Sanayi, Nazilli
Basma, Kahramanmaraş
Pamuklu Sanayi, Tarsus
Mensucat Boyalan
Sanayi, Salihli Palamut
ve Valeks Işletmesi'nin
"varlık" satışı
yapılacak.
Sınırdaki
motorine
çözüm
GAZİANTEP(AA)-
Gaziantep Valisi
Muammer Güler,
Kargamış Gümriik
Kapısı'nın Suriye
tarafında bulunan 600
dolayındaki motorin
yüklü tankerin,
Türkiye'ye son kez
geçişi için calışma
yapıldığını bildirdi.
Güler, sınırda bekleyen
motorin yüklü araçlann
geçişi sağlandıktan
sonra sınır ticaretine
yönelik yeni strateji
belirlenmesi gerektiğini
söyledi.
Tamma uzun
vadeli önlem
GAZİANTEP(AA)-
Tanm ve Köyişleri
Bakanı Mustafa Taşar,
tanm sektörünü
bulunduğu darboğazdan
çıkarmak için popülist
politikalara son vererek
kendi ayaklan üzerinde
durabilecek, iç ve dış
piyasalardaki
raİdpleriyle mücadele
edebilecek, kaliteli
nitelikli ürünler
yetiştirecek konuma
getirmeyi hedef olarak
belirlediklerini bildirdi.
Enerji Bakanlığı uluslararası tahkime olanak tanımak için yasa taslağı hazırlıyor
Anayasayı delme girişîmîFARUKATAÂY
AISKARA - Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı, yabancı şir-
ketlerin, "yapHşlet-devret" mode-
liyle gerçekleştirilecek yatınm-
larda koşul olarak öne sürdülderi
"uhıslararası tahkime (hakem-
Bk)" olanak tanımak amacıyla ya-
sa taslağı hazıriıyor.
Bakanhk yetkilileri, yabancı
şirketlerin Türkiye'deki yatınm-
lannda olası anlaşmazlıklarda
yargı yetkisinin uluslararası ha-
keme verilmesi isteğınin çıkan-
lacak yasa ile getirilmesinin
amaçlandığını bildirdiler.
Anayasanın 155. maddesi "im-
tryazsarHaşınavesözteşmeterine"
Damştay incelemesı zorunluluğu
getirirken, bakanhk tasanda yal-
• Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yabancı şirketlerin,
"yap-işlet-devret" modeliyle gerçekleştirilecek yatınmlarda
koşul olarak öne sürdûkleri "uluslararası tahkime (hakemlik)"
olanak tanımak amacıyla yasa taslağı hazırlıyor.
• Kamu Işletmeciliğini Geliştirme Merkezi (KİGEM) Genel
Sekreteri Ilter Ertuğrul, uluslararası tahkimin ana sözleşme
yerine diğer sözleşmelere koyulmasının anayasaya aykın
olduğunu belirtti.
nızca ana sözleşmelerin Danıştay
incelemesine gönderilmesini, di-
ğer yan sözleşmelerin Danış-
tay'dan geçmemesini öngörüyor.
Bakanhktan bir yetkili, tasanda
uluslararası hakem koşulunun,
ana sözleşmeyle değil, diğer yan
sözleşmelere koyularak getiril-
mesinin planlandığını belirtti.
Uluslararası hakemin Hazine
ihalelerinde ve TEAŞ'ın anahtar
teslimi projelerinde de uygulandı-
ğını ileri süren yetkili, bunun ana-
yasaya aykın olmadığını ileri sür-
dü.
Kamu Işletmeciliğini Geliştir-
me Merkezi (KİGEM) Genel
Sekreteri ÜterErtuğruL uluslara-
rası tahkimin ana sözleşme yeri-
ne diğer sözleşmelere koyulma-
sının veyan sözleşmelerin Danış-
tay incelemesine gönderilmeme-
sinin anayasaya aykın olduğunu
belirtti.
Anayasaya göre, devletin bir
kamu hizmetinin gördürülmesi
amacıyla özel sektörie yapacağı
bütün sözleşmelerin imtiyaz söz-
leşmesi kapsamında olduğunu
belirten Ilter Ertuğrul şunlan söy-
ledi:
"Bir sözleşmenin imtiyaz söz-
leşmesi olupohnadığısözleşmenin
içeriğinden çıkar. Yasada' Bu im-
tiyaz sözleşmesi değildir' denibe
bfle o imtiyaz sözkşmesidir. Nite-
kim bugüne kadar çıkanlan yasa-
larda bunu getirmek istediter, fa-
kat Anayasa Mahkemesi her sefe-
rinde de iptal etti. Bu da aynı nite-
Bkte bir taslak. Dolayısıyla Anaya-
sa Mahkemesi'nin bugüne kadar
verdiği kararlar çerçevesinde bu
da iptal edilecektir. Anayasada
uluslararası tahkime yer yoktur.
İmtiyaz södeşmeterinin nasıl yapi-
lacağı belirtilmiştir. Uluslararası
tahkim getirflemez."
TEKEL'in LikörFabrikası'na değerbiçüemiyor
Devlet Bakanı Eyüp Aşık tarafindan ısrarla 100mirvon dolara saoimava çahşdan TEKEL'in Meddiyeköy'de-
ki Likör FabrikasTna ah arsanın açık arürma ile saülması öneriliyor. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ)
Emlakçiler: Arsa yüzük taşı
NURSEL KARSAVURAN
TEKEIJden sorumlu Devlet Ba-
kanı Eyüp Aşık tarafından ısrarla
100 milyon dolara (yaklaşık 22
tnlyon lira) satılmaya çalışılan Li-
kör Fabrikası'na ait arsaya emlak-
çiler değer biçemiyorlar.
Emlakçiler arasmda "yûzûkta-
şı" diye nitelendirilen Mecidi-
köy'deki arsa için istenilen 100
milyon dolann normal olduğu, an-
cak o bölgede boş alan kalmadığı
için çok değerii olduğu belirtili-
yor. Emlakçiler, arsanın açık artır-
mayla satılması gerektiği görüşün-
de.
Maslak-Büyükdere arasındaki
bölgede arsa metrekaresinin 3 bin
500 dolardan satıldığını belirten
emlakçiler, yaklaşık 27 dönüm
olan Likör Fabrikası arsasına iste-
nen fiyatı normal olarak değerlen-
dirdiler.
Ancak emlakçilere göre, Meci-
diyeköy'deki fabrika arsası, bulun-
duğu konum ve büyüklüğü nede-
niyle çok daha değerli.
Emlakçilerin "yüzük taşı" tabir
ettikleri arsanın gerçek değerinın
çok daha yüksek olduğu belirtili-
yor.
Emlak Komisyonculan Deme-
ği Başkanı Sabri Ateş, fabrika ar-
sasının çok değerli olduğunu be-
lirterek "Bu tûr yerler için istedi-
ğiniz fiyatı söyteyebilirsiniz. Bura-
sı bir yüzük taşıdır" dedi.
Büyükdere Caddesi üzerinde 10
dönüm büyüklüğünde bile boş ar-
sa bulabilmenin imkânsız hale
geldiğine dikkat çeken Ateş, mut-
laka satılacaksa arsanın 150 mil-
yon dolar taban fiyattan açık artır-
maya çıkanlmasını önerdi.
Ayda 1 triryon lira
Plazalar bölgesınde olan Likör
Fabrikası arsası üzerine toplam
120 bin metrekarelik üç adet pla-
za inşa edilebileceğini belirten
Ateş, "Her zaman ele geçmeyecek
bir arsa. istanbuTun tam göbeğin-
de bulunuyor. Arsanın çevre yolla-
nna bağlanbsı var. Bu nedenle ahş-
veriş merkezi, büyük bir otel, iş
merkezi yapılabilir" diye konuştu.
Arsa üzerine üç adet plaza inşa
edilmesi durumunda ayda 4 mil-
yon 800 bin dolar (yaklaşık 1 tril-
yon lira) kira geliri elde edilebile-
ceğini kaydeden Ateş, 21 ayda ar-
sa bedelinin karşılanabileceğini
hesapladı.
Yalıfivatına M, -.'
Ateş, Istanbul'da bugün 100
milyon dolara Boğaz'da ancak bir
yalı alınabileceğini vurguladı.
Turyap Emlak Bilgi Bankası Yö-
netım Kurulu Başkanı Azmi San-
bay ise Profilo Alışveriş Merkezi
ve metronun faaliyete geçmesi ile
bölgenin büyük önem kazanacağı-
nı söyledi.
Turyap Yönetim Kurulu Başka-
nı Sanbay, 100 milyon dolarlık fi-
yatm, bu alana yapılacak olan her-
hangi bir yatınmla kat kat alına-
bileceğini belirtti.
Sanayici rahat,
esnaf endişeli
BEKİRŞAHtN
GAZİANTEP-ABD'nin
Irak'a saldırma olasılığı
üzerine Gaziantep'teki kü-
çük esnaf endişeli bir bekle-
yişe geçerken sanayiciler
krizden fazla etkilenmeye-
ceklerinı söylüyorlar.
1991'deki Körfez Sava-
şı'ndan önemli dersler çı-
kartarak Ortadoğu'da yenı
pazarlar bulan sanayiciler,
olası bir savaş nedeniyle bir
rahatsızlık içerisinde gö-
zükmüyorlar.
Başta Türk cumhuriyet-
ler ve Orta Avrupa ülkeleri
olmak üzere yeni pazarlara
kavuşan Gaziantep sanayisi,
Ortadoğu'daki birkaç ülke
ile sınırîı bir pazar bağımlı-
lığmdan da kurtulmuş oldu.
Gaziantep Sanayi Odası
Başkanvekili Atilla Güner,
savaş çıkması halinde ciddi
bir handikap olmayacağını
söyledi.
Diğer yandan küçük es-
naf ve sanatkârlar ise krizin
savaşa dönüşmesi duru-
munda oldukça fazla etkile-
necekleri endişesini taşıyor-
lar. Esnaf ve Sanatkârlar
Odalan Birliği Başkanveki-
li ve Küçük Sanayi Sitesi
Başkanı Omer Küsbeoğlu,
"Yeni bir krizi kaldırama-
yız. Türkiye'nin savaş çık-
maması için arabulucoluk
yapması iyi. Irak'a askeri
müdahale demek, bu paza-
nn tamamen kaybedilmesi
ve 1991'deki krizin boyut-
lanması demektir" diye ko-
nuştu.
Uydu kenüere
ucıız arsa
ANKARA(AA)-Başba-
kan Mesut Yılmaz tarafın-
dan başlatılan 2. Konut
Hamlesi çerçevesinde boş
ya da işgal altındaki Hazi-
ne arazileri de uydu kent
projeleri için tahsis edili-
yor. Maliye Bakanlı-
ğı'ndan alınan bilgiye gö-
re Başbakan'ın "Devletten
ucuz arsa, Toplu Konut Fo-
nu'ndan da kredi" talima-
tı çerçevesinde, arsa üreti-
mine hız verildi.
Milli Emlak Genel Mü-
dürlüğü, devletin gecekon-
du bölgelerinde ve diğer ış-
gal aftıadairî alanhuılefcs-
cil dışı neyi var, neyi yok
tek tek araştırmaya başladı.
Bu envanter çalışmasında,
kentler ve civarlanna önce-
lik vermek suretiyle hangi
Hazine arazisinin ne şekil-
de değerlendirileceği de
tek tek belirlenecek. Arsa
Ofisi Genel Müdürlüğü ile
de koordineli şekilde. ko-
nut alanı olarak tahsis edi-
lecek Hazine arazileri için
planlama çalışmalan yapı-
lacak ve bunlar gerek Mil-
li Emlak, gerekse Ofis ka-
nalıyla satışa sunulacak.
DÜNYA EKONOMİStNE BAKIŞ / ERGtv YILDIZOĞLU LONDRA
Körfez bölgesi yine kanştı. Körfez Sava-
şı'ndan bu yana ilk kez bölgede iki ABD
uçak gemisi konuşlanmış durumda. İlk ba-
kışta durum açık. Irak, BM karariarı gere-
ğince, krtle imha silahlannı imha ettiğini
kanrtlayamıyor. Denetçileri başkanlık sa-
raylanna sokmanasi buralarda bir şeyle-
rin saklandtğını düşündürüyor. ABD, BM
Güvenlik Konseyi karartannı uygulamak
için gerekli adımlan atryor. Üstelik, ABD
yönetimini bu sefer güç kullanmakta çok
kararlı ve Irak'a karşı başlattığı süreçten
kesinlikle gen dönmeyecek gibi görünüyor.
Irak, Bırieşmiş Milletter Güvenlik Konseyi
kararianna uymazsa, bu ayın sonuna doğ-
ru çok şiddetli ve uzun süreli bir askeri
operasyon başlayacak.
Askeri dıplomatik konulardaki cahilli-
ğimden olacak ben bu yukandaki mantık
zincirinı bir türlü kavrayamıyorum. Boşa
koyuyorum dolmuyor, doluya koyuyorum
almıyor...
Bu sabırsızhk niye?
Örneğin, ilk Körfez Savaşı'nda, ortada
açık bir işgal ve uluslararası petrol kay-
naklanna yönelik bir tehdit varken bile,
Bush yönetiminin diptomasi çabalan aftı
ay sürdü. Askeri operasyon, Suriye'yi bile
kapsayan bir uluslararası konsensüs ve
btok oluştuktan sonra başladı. Bu sefer,
Rusya, Fransa, Çin, Suriye, Hindistan
ve hatta Iran bir askeri müdahaleye kar-
şılar. Rusya "izin vermeyeceğim" diyor,
"bir dünya savaşı çıkması olasılığın-
dan" söz açıyor. Çin, "Aşın ölçüde ve
kesinlikle karşıyım'' diyor, Israil, bu se-
fer ABD'nin inisiyatifini tanımadığını ve bir
"saldın halinde uygun gördûğü b»çim-
de misillemede bulunacağım" söylüyor.
öyleyse ABD, yalnızca Ingiltere'nin deste-
ğiyle, bir anlamda tek başına üstlenmek
zorunda kalacağı, belki Israil'i de içine sü-
rükleyecek bir savaşa girmekte neden bu
kadar acele ediyor?
Bu soruyia birlikte, buna bağlı olarak ak-
lıma hemen bir dizi başka soru geliyor.
Böyle aceleci bir askeri operasyonun he-
defi ve amacı ne? Bu askeri operasyon, bu
hedefleri nasıl vuracak? Böyle bir operas-
yon başladıktan sonra başansız olmayı
göze alabilir mi? Diğer bir deyişle başan-
sızlık halinde operasyon genişJeyerek de-
vam mı edecek? Yoksa askeri inisiyatife
ara verilip diplomasiye geri dönme olası-
Bir Garip Strateji
Devlet Başkanı Saddam'ın BM'ye inadı sürerken Iraklılar geçinmekte zorianıyoıiar.
ğı var mı? Bu askeri operasyonun amacı
Saddam ı BM kararlanna uymaya zorla-
mak. Ancak Saddam, son dakikaya kadar
uzlaşmaz ve birçatışmayı göze alırsa, ope-
rasyon Saddam'ı hedef alacak mı? Ope-
rasyon, Saddam'ı nasıl hedef alacak?
Saddam ölene ya da kaçana kadar Irak
sürekli bombalanacak mı? Batı, daha
önemlisi bölge kamuoyu Saddam ölene
kadar, çoluk çocuk kaç yüz bin Iraklı'nın
katledilmesini sineye çekebilir? Körfez re-
jımlen, kendi halklanna bu katliamı anlata-
bilirler mi? Eğer Saddam'ın bir kara ope-
rasyonu ile ele geçirilmesi planlanıyorsa,
ABD kamuoyu, bu amaç için kaç ABD as-
kerinin yaşamını gözden çıkarabilır? Ne de
olsa Irak; Panama, Saddam da Noriega
değıl!
Otacak iş değil ama, diyelim ki bir ko-
mando operasyonu ile Saddam ötdürüldü.
Yerine kim geçecek? Irak muhalefeti böy-
le bir göreve talip mi acaba? Benim bikji-
ğim kadanyla, Komünist Partisi'nden libe-
ral demokratlara kadar çok genış bir cep-
heyi kapsamayaçalışan "Demokrasi eği-
Bmi" isimli henüz yeni ve cılız bir hareket
var. Ama bu hareketin liderleri iktidara ta-
lip olacak durumda olmadıklannı itiraf edi-
yoriar. Ya, Saddam'ın arkasından Irak,
klanlar arası bir iç savaşla dağılmaya baş-
larsa... Bu koşullarda bölge ülkelerinin
kendi güvenliklerini ileri sürerek Irak'ı bö-
lüşmeye başlamalannı kim engelleyecek?
Bu bölüşme süreci, bölgedekı Kürt soru-
nundan dolayı hangı karmaşık att süreç-
lerle dejenere olabitecek? Bu bölüşme sü-
reci içinde Iran, Türkiye ve Sunye'nin as-
keri bir karşılaşmadan kaçınmasının ola-
sılığı var mı?
Hatırlanırsa Irak'ın dağılmasını önlemek
için Körfez Savaşı, Saddam'ı hedef alacak
şekilde uzatılmamıştı. ABD, o zaman Sad-
dam'ın kendi iç muhalefetını ezmesıne ola-
nak sağlamtş, güneyde bataklıklardaki
katliama göz yummuş, isyancı güçteri, sa-
vaş boyunca teşvik etmekle birlikte son
anda yardıma gitmemişti? Bu kaos olası-
lığını devre dışı bırakmak için ABD'nin
Bağdat'ı işgal etmesi ve belli bir süre yö-
netimindetutması gerekir. Vietnam'ın baş-
lama koşullannı hatıriatan bu senaryo kar-
şısında, halen bölgenin diplomatık denge-
lerine geri dönmeye çabalayan Rusya'nın
tutumu ne olur? Sorrîali'de bile iflas etmış
böyle bir senaryo, Irak gibi dişinden tıma-
ğına kadar silahlı ve toplumsal yapısı çok
daha karmaşık bir ülkede ve tüm çevre ül-
kelenn hoşnutsuzluğuna rağrnen yaşama
geçirilebilir mi?
Irak ne kadar tehlike?
Bu olası operasyonun arkasındaki "ra-
ison d'etre" şöyle ifade ediliyon Irak, kit-
le imha silahlanna sahip ve bunlaria böl-
gede bir tehdit oluşturuyor. Insan ister is-
temez düşünüyor... Bırincisi bölgede kitle
imha silahlanna sahip tek ülke Irak değil.
Ikincisi Körfez Savaşı'nın en sıcak anlann-
da bile Saddam, kitle imha silahlannı kul-
lanmaya cesaret edemedi. Bugün ordusu
ve mali kaynaklan Körfez Savaşı öncesi
düzeyinin yansına bile eşrt değilken Sad-
dam, kitle imha silahlannı kullanarak bu
kadar ince hesaplaria ve taktiklerle böldü-
ğü Körfez Savaşı ittrfakını neden tekrar bir-
leştirsin? Teonk olarak bu kitle imha silah-
lannın en önemli hedefi Israil. Ancak Sad-
dam nükleer bir mısillemeyi göze alma-
dan, bu kitle imha silahlannı Israil'e karşı
kullanabilir mi? Sonra ABD'nin Irak'ın
iran'a karşı kımyasal silah (kitle imha sila-
hı) kullanmasına tolerans gösterdiklerini
hatıriıyorum ve 6-7 Şubat tarihlı Wall Stre-
et Journalde "Irak'a karşı en büyük
umudumuz Iran olabilir" başlıklı bir ma-
kaleyi okuyunca da kafam iyice kansıyor.
Makale yeni bir Iran- Irak savaşından, Iran'ı
desteklemekten bahsediyor, açıkça Iran'ı
kışkırtıyor.
Ben bile bu kadar soruyu düşünebildi-
ğime göre operasyonu yürüten uzmanla-
nn çok daha fazlasını ve birsavaşın bugün-
kü koşullarda Saddam'ı tamamen korrtrol-
den çıkaracak, belkı de kitle imha silahı
kullanmaya zorlayabılecek büyük bir ma-
ceraya yol açabileceğıni, hesaplamış ol-
malan gerekir. Öyleyse, esas hesaplannı
en son dakıkada da bir diplomatik çözüm
bulunacağı üzerine kurulduğunu düşün-
mek ve bütün çatışmalara yol açan denk-
lemlerin içinde en önemli parametrenin
petrol olduğunu hatırlamak ve belki de bu-
radan devam etmek gerekiyor. Örneğin, I-
rak bir süredir BM'den ambargonun bitiş
tarihine ilışkın birtakvim beliriemesıni isti-
yordu. Geçen kasımda bu istek gündeme
alınmak üzereydi. O sırada, petrol fıyatla-
n bir yıl öncesine göre yaklaşık yüzde 30
gerilemişti. Asya krizi, petrole talebin ya-
kın zamanda artmayacağını gösteriyordu.
Bu ortamda, Irak'ın petrol piyasalanna ge-
ri dönmesi fiyatlan daha da düşürecek ve
büyük petrol şirketlerinin ve bölgede, gi-
derek halklannı doyurmakta zorianan pet-
rol monarşilerinin gelirterini büyük ölçüde
azaltabilecekti. Şimdi bir süre bu olasılık
geciktirikdi. Biliyorum, bu çok soğuk ve çe-
kiciliği olmayan bir yorum. Ama sankı ce-
vaplann çoğu buna benzer bir yalınlıktay-
mış gibi geliyor. Ama ben askeri ve diplo-
matik konulann uzmanı değilim...
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Enflasyon S.0.8. Veriyor
Yılın ilk ayının fiyat artışı oranları yayımlandı. Tü-
ketici fıyatlannın, yıllık artış oranı yüzde yüzü aşı-
yor.
Geçmişte, yalnızca iki kere 1980 ve 1994 yılla-
nnda bu kadar yüksek oranda enflasyon yaşandı.
Birincisinde, ekonomi politikasında köklü bir dö-
nüşüm olan 24 Ocak 1980 kararlarının uygülan-
ması söz konusuydu; ikincisi ise büyük ölçüde dö-
nemin hükümetinin beceriksiz bir faiz oranlannı
düşürme eyleminin sonucuydu.
Günümüz enflasyonunun somut tek bir riedeni
yok. Bugünlerde yaşanan fiyat artışlan, yüksek
enflasyonun yıllar boyu kalıcılık kazanmasından
dogan birikimin sonucudur. Daha doğrusu, hükü-
metlerin, bir enflasyonla savaşım politikası yoklu-
ğudur, denilebilir.
Gerçekten de ekonomi politikası anlamında bu
hükümet ne yapıyor, belli değildir. Böyle olunca da
enflasyon S.O.S. (imdat) işareti veriyor.
•••
Bu ayın enflasyonunun iki önemli özelliği var. Bi-
rincisi, özel kesimin belirleyiciliği; ikincisi de fiyat
artışlannın üretim alanındaki gelişmelere bağının
daha açık görülmesidir.
Ocak ayı fiyat artışlannın çok büyük ölçüde özel
sektör mal ve hızmetlerinden kaynaklandığı görü-
lüyor. Toptan eşya fıyatlannın hesaplanmasında
yüzde 23.2 dolayında bir ağırlığı olan kamu kesi-
mınde geçen ayın toptan eşya fiyat artışlanna kat-
kısı yalnızca yüzde 0.5 düzeyinde kalıyor, özel ke-
sim yüzde 6.0 ile çok yüksek bir çizgide yeni yıla
başlıyor. Bu durumda, hükümetin ocak ayından
başlayarak kamu mal ve hizmetlerinin fiyatlannı
arttırmayacağına söz vermesi tümüyle anlamını yi-
tiriyor. Ozel kesım 1998 için kendi öngörüsü olan
yüzde 80 dolayında bir enflasyonun gerçekleşe-
ceğini veri alıyor.
Ancak üretim ve öbür gelişmelere bakınca özel
kesimin bu kendin sapta, kendin gerçekleştir enf-
lasyonunun çok da düzgün gitmeyeceği anlaşılı-
yor. Daha doğrusu asıl büyük olumsuzluk enflas-
yonun ikincı özelliğinden, tanmsal üretime bağım-
lılığından kaynaklanıyor.
Bu ayın enflasyonunda, sağlık hizmetleri ve gı-
da maddeleri fıyatlannın çok daha yüksek oranlar-
da arttığı görülüyor. Tüketici fiyatlan aylık ortala-
ma yüzde 7.2 artarken sağlık hizmetlerinin fiyat
artışı, yüzde 23.3 ile bunun üç katına çıkıyor; gıda
maddelerinin aylık fiyat artışı da yüzde 8.5 ile ikin-
ci sırayı alıyor.
Sağlık ve gıda ürünleri, tüketici için vazgeçil-
mezdir; yaşamsaldır. Bu nedenle de tüketicilerin
bu ürün ve hizmetleri sağlayanlann karşısındato-
runması demokratik toplumlarda, devletin yani hü-
kümetin ya da belediyelerin çok önemli bir görevi
sayılır. Bizdeki demokrasi anlayışı tüketicinin te-
mel gereksinmelerinin fıyatlannı denetleyecek bir
tutumdan çok uzak bulunuyor.
• • •
Bu nokta bir yana, ocak enflasyonu çok daha
derin bir üretim-sunum sotvnunu su yüzüne çıka-
nyor Tanm sektöründe görülen üretim düşüşleri
enflasyona yansıyor. Bu olguyu, yukanda vurgu-
Ja£ian tüketici fiyatlan gösterge)ef1ne*'ek ofarak
toptan eşya fiyattan da kanıtlıyor. Aylık ortalama
yüzde 6.5 olan toptan eşya fiyat artışlan, tanm ke-
simi söz konusu olunca yüzde 12.9 ile ortalama-
nın */ katı düzeyine çıkıyor. Tanm ürünlerinin top-
tan fiyatlan katlanarak artıyor. Asıl sorun kaynağı,
bu noktadır.
Türkiye, yakın yıllara dek, gıda üretiminde ken-
di kendine yeterli, az sayıda ülkeden biriydi. Sa-
dullah Usumi'nin yıllardır bu sayfada bıkmadan
özenle vurguladığı gibi, ülke yöneticilerinin tanm
sektöründe üretimi çok olumsuz etkileyecek, gi-
derek yıkım sayılabilecek politikalan uygulamala-
n, doğal sonuçlannı veriyor.
Nasıl mı?
Geçen yılın (1997), verilerin elde edilebıldiği ilk
dokuz ayında, daha önceki yılın (1996) aynı döne-
mine göre, tanm kesiminin büyümediği; tersine
yüzde 1.2 oranında da olsa küçüldüğü görülmek-
tedir. Üretim düşüşleri özellikle meyve ve sebze-
lerde büyük boyutlardadır; örneğin yılın üçüncü
üç ayında yani temmuz, ağustos ve eylül aylan or-
talaması olarak sebze üretimi bir önceki yılın ay-
nı dönemine göre yüzde 8.8 daha azdır. Meyve
üretiminde düşüş de yüzde 2.5 dolayındadır.
Üretim-sunum yetersizliği dışalımla karşılanabt-
lir denirse de öbür ülkelerin ve Türkiye'nin geçmiş
yıllardaki deneyimleri bunun hiç de kolay olmadı-
ğını kanıtlıyor. Dışalım ile tüketicinin sofrası ara-
sındaki uzaklık hiç de az değil. Kaldı ki bugünler-
de yeniden ısıtılan Körfez Savaşı, doğrudan ve do-
laylı etkileriyle ülke dışından gıda alımını güçleş-
tirecektir. Bu nedenle hükümet edenlerin, enflas-
yonla savaşımda yerii tanmsal üretimi arttırmaya
özel bir önem venmeleri gerekiyor.
Sermayesizin mesleği
seyyar satıcılık
KONYA (AA) - Seyyar
satıcılık, genelde serma-
yesi olmayan ınsanlann
mesleği olarak dikkat çe-
kerken esnaflığın çıraklık
dönemi olarak niteleniyor.
Seyyarlar arasında kırsal
kesimden gelenler olduğu
gibi, üniversıte mezunlan
da dikkat çekiyor.
Konya Seyyarlar Oda-
sı'nın 9 yıldır başkanlığı-
nı >r
üriiten Cetol Buyurşen
de 15 yıl önce 200 bin lira
sermayeyle başlamış sey-
yarlığa. Aldığı seyyar ara-
bayla önce çorap satmış.
sonra giderek çeşitlenmiş
mallar. Şımdi oğullannın
işlettıği küçük bir tuhafıye
dükkânı var, ama o hâlâ
seyyarlığa devam ediyor.
Buyurşen. "Stküıyorum
dükkânda oturmaktan.
Abşmışım yıllardır, sıcak-
ta-soğukta. karda-kışta ça-
hşmaya. Benim yerim so-
kaklar" derken şunlan ek-
liyor: "Digerleri de ben-
den çok farklı değil. Köy-
de toprağı olmavan insan-
lar şehre geliyorlar. Ne el-
lerinde meslekleri ne de
ceplerinde paralan var—
Beş-on kuruşa bir şeyler
aiıp kalabalık yerierde,
kakhnm usoerinde satma-
>a çahşiTOrlar. Sadece kır-
sal kesimden gelenler de-
ğil. iş kurup iflas edenler,
emekliler. hatta issiz kal-
nuş üniversiteli gençler bi-
le var aranuzda. Ne yap-
sınlar. dünya, gecjm dün-
yaa" Her meslekte olduğu
gibi seyyarhkta da dürüst-
lüğün, (namuslu çalışma-
nın) önemli olduğunu ifa-
de eden Buyurşen, şunlan
söylüyor: "Seyyarlık, es-
naflığın çıraklık dönemi-
dir. Namuslu, dürüst çau-
şırsanızemeğinizin karşıb-
ğını geç de olsa alırsınız.
Seyyarnkla, işi başından
öğreniyorsunuz, çok çalış-
mayı, >ılmama\^ sabn öğ-
reniyorsunuz. Bugünün
seyyan yannın büyük es-
naftdır. Birçok arkadaşı-
mız kendi dükkânını açb,
toptancılık yapanlar bile
var_" Buyurşen. "Hele işe
yeni başlamış ve bir de
köyden gelmişseniz, ürkü-
rür sizi şehir, inşanlar.. A-
ma eliniz mahkûmdur. Va-
nmz yoğunuz sevyar ara-
banın üzerindeki maOar-
dır. Onlan satmak zonın-
dasuuzdır" demeyi de ih-
mal etmıyor.