Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç
• Genel Yayın KoonJınatörü: Hikmet Çe-
tinkaya 0 Yazıişlen Müdürü İbrahim
Yüdız • Sorumlu Müdür Fikret tlkiz
• Habcr Merkezi Müdürü. Hakan Kara
• Görsel Yönetmen. Fikret Eser
Dış Haberier Şinasi Danışoğlu • laıhbarat Cengiz
Yüdınm • Ekonomı: Mehmet Saraç • Kültür
Handan Şenköken 9 Spor Abdûlkadir Yücdman
• Makaleler Sami Karaören • Düzetane Abdıübb
Yancı» Fotoğraf. ErdoğanKöseoğlıı »Bılgı-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberien Mehmet Faraç
Yaym Kunılu. İDuııı Setçuk(Başkanl
Orhan Eriırç, Oktay Kurtböke.
Hikmel (, etinkaya. Şfikran Soner.
Ergun Bakı, Dinç Tayanç. İbrahim
Yüdız, Orhnn Bursalı, Mustafa
Balbay, Hakan Kara.
Ankara Temsılcisr Mustafa Balbay Atatiirk Bulvan Ncr
125, Kat 4. Bakanlıklar-Ankara fel. 4195020 (7 hat),
Faks 4195027 •lzmirTemsılcısı Serdar Kıak, H Zıya
Blv. 1352 S.2 3Tel.4411220, Faks.4419117»Adana
Temsilrisı.ÇetiııYiğeııoğlıı, tnönüCd 119S.No:lKatl,
Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15
Müessese Müdürü Ûstön Akmed •
Koordınator Ahmet Korulsao 0
Muhasebe Bûfenl \ener#ldare Hüsevm
Cûrer • Işletme. Önder Çdik • Bılgı-
Işlem. Nail tnal 0 Bılgısayar Sıstem
Murövet ÇilerCSatış FaziktKaaa
MEDYA C: • Yönetım Kurahı
Başkanı - Gene) Mudur Gûlbia
Erduran • Koordınatör Reha
Işıtman • Genel Mudur Yardımcısı.
SevdaÇoban Tel. 514 07 53 -
51395 80-5138460*1, Faks: 5138463
Ya}l(Dİa>an ve Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın \e Yayıncılık A Ş
Türkocağı Cad 3941 Cagaloğlu 34334 Ist PK 246 lstanbul f el (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks. (0/212) 513 85 95
7ŞUBAT1998 Imsak: 5.34 Güneş: 7.02 Öğle: 12.25 Ikindi: 15.08 Akşam: 17.34 Yatsı: 18.57
Atatürk
fotoğnafları
sergisi
• İstanbul Haber Servisi -
Türkiye Yardımseverler
Derneği'nce düzenlenen
'Fotoğraflarla Atatürk
Sergisi' 9 şubatta Harbiye
Kültûr Merkezi Askeri
Müze'de açılacak. Sergide,
Atatürk'ün özel fotoğrafçısı
Cemal Işıksel'ın çektiği ve
hiçbir yerde yayımlanmamış
fotoğraflar yer alacak.
İstanbul'a
kardeş kent
• İstanbul Haber Servisi -
lstanbul ıle Arnavutluk'un
Durres kenti. dün
Büyükşehir Beledıye
Başkanı Tayyip Erdoğan ile
Arnavut Belediye Başkanı
Arqile Gorea arasında
imzalanan protokolle kardeş
kent ilan edıldi. Erdoğan ve
Gorea, birbirlerine
kentlerinin tanıtıldığı kitap
\ehatıraberatıhediye
ettiler.
Roche'tan
çocuklara destek
• İstanbul Haber Servisi -
Roche ilaç fırması, yeni yıl
kartlanndan elde ettigi
gelirle, Türkiye Sokak
Çocuklan Vakfı'nın
Zeyrinbumu'nda açılacak
olan yeni e\ ınin yemekhane,
çalışma odası. atölye ve
erzak odasının mobilya
gereksinimlerini karşıladı.
Basın Konseyi
10 yaşında
• İstanbul Haber Servisi -
Basın Konseyi Başkanı
Oktay Ekşi, dün 10. yılını
dolduran Basın Konseyi'nin,
daha özgür ve saygın bir
basına kavuşmak için yoğun
çaba harcadığını söyledi.
Ekşi aynca, kurum olarak
iletişım özgürlüğü
kavramının benimsendiğini
belirterek, 'halkm gerçekleri
öğrenme hakkı'nın anayasal
bir hak olarak tanınmasını
öngören anayasa değişikliği
önerisi hazırlandığım
söyledi.
Vardiyalı çalışma
zararlı
• ANKARA (UBA)-
Vardiyalı çalışma sisteminin,
çalışanlarda uyumsuzluk
sorunu yarattığı, fizyolojık
ve psıkolojik sorunlara
neden olduğu belirlendı.
Milli Prodüktivıte Merkezi
(MPM) Danışmanhk
Bölümü Uzmanı Gülten
tncir'in yaptığı araştırmada,
vardiyalı çalışmanın,
çalışanlar üzenndekı etkısı
incelendi. Araştırmada,
yemek yeme, uyuma ve
çalışma zamanlannın
değişmesi durumunda
biyolojik ntmın, yeni düzene
uyum sağlamasının çok zor
olduğu vurgulandı.
Ev sahibi haksc
bulundu
• ANKARA (AA)-
Yargıtay, daha sakin ve
sessiz bir hayat sürmek
amacıyla, kıracısının
oturduğu diğer evine
geçmek isteyen ev sahibinin
ıhtıyacını zorunlu bulmadı.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi,
oturduğu evden daha sakin
bir konumda bulunan
kiradaki evine geçmek
istediğini öne sürerek,
kiracısının tahliyesıni talep
eden ev sahibinin bu
istemini reddetti.
Prof. Dr. Mesut Gülmez tek
adım bile atılmadığını söyledi
4
Bakanlık insan
lıaklan eğitiıııiııi savsaldıyor'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Tür-
kiye ve Orta Doğu Amme Idaresi Ens-
titüsü (TODAlE) eski başkanı Prof. Dr.
Mesut Gülmez, Türkiye'de insan hakla-
n eğitimi konusunda tek bir adım bile atü-
madığını belirterek, Milli Eğitim Ba-
kanlığı'nın da bu konudaki çalışmalan
savsakladığını söyledi.
Eğitim-Sen tarafından düzenlenen
"DemokratikEğitim Kurultayı"nda ko-
nuşan TODAlE eskı başkanı Prof. Dr.
Mesut Gülmez - İnsan Haklan Eğitimi
HakkT adlı bir bildiri sundu.
Vatandaşlık ve insan Haklan Eğitimi
programının 3 yıldırtamamlanamadığı-
ru anımsatan Gülmez, "Çahşmalar sav-
saklaıuyor" dedi. Türkiye'de insan hak-
lan eğitimi konusunda tek bir adım bi-
le atılmadığını söyleyen Gülmez, "Ça-
uşmalar Talim Terbiye Kurulu'nda ya-
• Prof. Mesut Gülmez, "insan haklan eğitimi, insanı
edilgen kimliğinden kurtararak etkin ve katılımcı bir
yurttaş haline getirmek için gerekli. Sivil toplum
örgütlerini geliştirerek güçlendirmek için de insan
haklan eğitimi şart" dedi.
pıldı. Ama bu dersieri verecek öğretmen-
ler yetiştirUmedi. İnsan haklan eğhimi-
ni öngören genelgeye karşuı en küçük
çahşma olmadı" diye konuştu.
'Zorunlu ders yeterü değiT
Gülmez, bakanlığın kendi önerilerine
de sıcak bakmadığını belirtirken, insan
haklan eğitiminin zorunlu derslerle ve-
rilmesinin yeterli olmadığına dikkat çek-
ti. İnsan haklan eğitiminin en önemli in-
san hakkı olduğunu vurgulayan Gülmez,
"İnsan haklan cğitimL insanı edilgen
kimliğinden kurtararak, etkin ve kaü-
lımcı bir yurttaş haline getirmek için ge-
rekli. Srvil toplum örgütlerini geliştire-
rek, güçlendirmek için de insan haklan
eğitimi gerekli" diye konuştu. Gülmez,
insan haklan eğitiminin biryaşam biçı-
mi haline dönüştürülmedikçe amacına
ulaşamayacağına işaret etti.
İnsan haklan eğitiminde başanya ula-
şılması için Ulusal Eylem Planı oluştu-
rularak. Ulusal Komite'nin kurulması
gerektiğini belirten Gülmez, kapsamlı,
sistemlı, ulusal düzeyde resmi ve gönül-
lü kuruluşlann da katılımıyla yapılacak
çalışmalann başanya ulaşabileceğini
vurgulayarak şunlan söyledi:
"Oğretmenler insan haklan konusun-
da bilgilendirUmemişse. okul yöneticile-
ri insan haklan ilkelerini uygulamazsa,
istenen amaçlara ulaşılamaz. Başka bir
deyişle okul ve sınıflann insan haklanna
yönelik ihlalci davranışlan sergilediği
alanlarda, insan haklan eğitimi hiçbir
anlam ifade etmez. İnsan haklan eğitimi
tutum ve davraıuşlarda da kendini gös-
termeli. Bu nedenle insan haklan eğiti-
mi kesinthe uğramamalı. tünı yaşamı
kapsayacak şekilde gerçekleştirflmelidir.
Eğitim alanında çahşan sendika, dernek
ve vakıflara bu konuda daha çok sorum-
luluk düşüyor."
Devlet Bakanı Türk
'Zina ceza hukuku
konusu olmamalı'
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - İnsan
Haklan Koordinatör Üst
Kurulu, 10 kadın kuru-
luşunun temsilcilerinin
de katılımıyla dün top-
landı. Kurul, "rinanın
eşler arasında sadece bir
boşaıuna nedeni olarak
kahnası, bir ceza huku-
ku konusu olmaması"
için çalışma yapılması-
nı kararlaştırdı.
Devlet Bakanı Hik-
met Sami Türk, toplan-
tıdan sonra yaptığı açık-
lamada, hâlâ bazı yasa-
larda çağın eşitlik anla-
yışıyla bagdaşmayan
hükümler bulunduğuna
dikkat çekerek toplum-
sal nedenlerle kadınla-
nn, yasalann verdiği
haklardan tam olarak
yararlanamadıklannı
vurguladı.
Kadınlann başlıca so-
runlannm hukuk, eği-
tim, siyasal katılım ve
toplumsal konularda yo-
ğunlaştığını anlatan
Türk, toplanüda üzerin-
de durulan sorunları
şöyle sıraladı:
"Medeni hukukta,
özeltikle evlüikteki mal
rejimi kadının aleyhine
işlemektedir. Medeni
Kamın'un boşanmayla
Dgtti hükümlerinde va-
püan değisiklikier, özet-
likle 3 yübk aynhktan
sonra boşanma karan
verilmesi; kadın aleyhi-
ne işleyen bir hüküm-
dür. Mirasta kaduun in-
tifa hakkımn kaldınl-
ması da yine kadınlan
mağdureden bir durum
olarak ortaya çıkmışür.
Sadece dini nikâhla ye-
tinilmesi de kadın aley-
hine işleyen bir durum-
dur. Bunun giderumesi
için yürürtükteki yasa
veyönetmeükhükümle-
rini haürlatan bir genel-
ge,önümüzdeki günter-
detçişleri Bakanbğı'nca
yayTjuanacakûr."
D a n ı ş t a y k a r a r ı
Bekâret kontrolü
okul müdürünün
insafına bırakıldı
HAKAN DİRİK
İZMİR - Kız öğrencilerin
"iffefi, okul müdürlerinin
insafına bırakıldı. Okul mü-
dürlerine kız öğrencileri "be-
kâret kontrolü"ne göndere-
bilme yetkisi tanıyan Milli
Eğitim Bakanlıgı Ortaöğre-
tim Kurumlan Ödül ve Disip-
lin Yönetmeliği'nin iptali is-
temiyle açılan davayı Danış-
tay, " Bekâret kontrolü, öğ-
rencileri koruyucu nitelikte-
dir" dıyerek reddetti. Da\a-
yı açan Çağdaş Hukukçular
Derneği'nden öğrenci velisi
avukatlar, karann temyizi ve
"zararlannm telafisi olanak-
500 milyon dolarlık min
Iisa Marie Preslev, 1 Şubat 1998 tarihinde 30 yaşına
basarak, babası Elvis Presky'in 500 milyon dolarlık
(yaklaşık 110 trihon TL) mirasını almaya hak kazandL
Ancak annesi Priscilla Presle> bundan hiç memnun değil.
Anne Preslev. paraya son derece düşkün olarak tanınan
Mkhae) Jackson'ın, mirası dola>ısr\ la kıa LJsa Marie'y
tekrar yanaşacağuu
düşünüyor.
lstanbul Çevre Platformu, orman alanlannın talan edilmesine tepki gösterdi
'Erdoğan kamuoyunu yanıltıyor'
e-posta: tan @ prizma.net. tr
İstanbul Haber Servisi - lstanbul
Çevre Platformu, "kamıı yaran"
gerekçesiyle orman alanlannın ki-
şi ve kuruluşlara tahsis edilmeme-
sini ve Haliç'te "Sadabat eski ha-
line kavuşuyor" aldatmasına son ve-
rilmesini istedi.
26 kuruluş tarafindan oluşturulan
lstanbul Orman, Çevre ve Kültür
Varlıklannı Koruma Platformu'nun
Yürütme Kurulu Başkanı ve lstan-
bul Üniversitesi Orman Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. MeBh Boydak ile
platform sekreteryası başkanı Prof.
Dr. UçkunGeray ortak imzasıyla ya-
pılan yazılı açıldamada; temizlen-
mesi için büyük paralar harcayan
çevrelerin, Haliç'in elden çıkanlma-
sına seyirci kaldığına dikkat çeki-
lerek "Bu savurganltğa lstanbullu-
nun tez elden engel olması zonınlu-
luk haline gelmiştir" denıldi. Prof.
Uçkun Geray, öncekı gün yaptığı ba-
sın toplantısıyla lstanbul 'daki 8 or-
manlık alanın turizm bölgesi ilan
edilmesini eleştıren Büyükşehir Be-
lediye Başkanı Tayyip Erdoğan'ı
da "ikfli oynayarak kamuoyunu va-
nıhmakla" suçladı Prof. Geray, Er-
• Çevreciler, Istanbul'daki 8 ormanhk alanın turizm bölgesi
ilan edilmesini eleştiren Büyülcşehir Belediye Başkanı Tayyip
Erdoğan'ı 'ikili oynaymakla' suçladı. Erdoğan'ın biryandan
turizm bölgeleri uygulamasını eleştirdiği, bir yandan da tarihi
değeri olan Sadabad'da Teras Evleri ve Sadabad Evleri adı
altında meyilli arazide konut yaptırdığı ileri sürüldü.
doğan'ın bir yandan turizm bölge-
leri uygulamasını eleştirdiğini, bir
yandan da tarihi değeri olan Sada-
bad'da Teras Evleri ve Sadabad Ev-
leri adı altında meyilh arazide bin-
lere varan sayıda konut yaptırdığı-
nı söyledi. Platformun ortak açık-
lamasmda, orman alanlannın bir
doğa sömürüsü bıçimınde tunzm
tesisleri ve maden işletmeciliği gi-
bi etkınlıklere tahsis edılmesi zin-
cirine son zamanlarda \ akıfüni\er-
sitelerinin de katıldığı belirtilerek
bu tür uygulamalann. her ne kadar
yasalarda yer alan hükümlere uygun
gıbi görünse bile. uluslararası çev-
re hukukuna ve anlayışına aykın
olduğu vurgulandı.
6831 sayılı Orman Kanunu'nun
2. maddesi uygulamasıyla günü-
müze kadar 400 bin hektann üze-
rinde orman alanının orman sınır-
lan dışansına çıkanldığının, özel-
likle büyük kentlerde satılan orman
alanlannın arazi mafyasının eline dü-
şeceğinin bilindiği savunulan açık-
lamada şöyle denildi:
"Bir başka ka>
T
gdandUna geüs-
me de, Orman Bakanhğı bünyesin-
de faaliyet gösteren fîdanlıklann
özel girişime de%redilmesi \önün-
deki çabalanhr. Kuşkusuz, özel fi-
dan üretimi desteklerımelidir. Ancak.
bunun me\cut orman fidanlıklan-
nın devri yolu\la >apılması bir an-
lamda Orman Bakanlığı'nuı görev,
yetkivesorunıluluklaninkâreüne-
si anlamuıa gelmektedir."
Özellikle Kâğıthane deresi hav-
zasında büyükşehır belediyesinin
izin verdiği ve ortak olduğu bırta-
kım yapılaşmalar yaşandığı ifade
edilen açıklamada, daha sonra şu de-
ğerlendirme ve uyan yapıldı:
" Elden büyük ölçüde çıkmış bu-
lunan bu havzanın mutlak anlam-
da korunmasıve bitkilendirilmesi ge-
reklidir. Ha>
r
zadald betonlaşnu ve
kazı etkinlikleri su ve toprak reji-
mindeki bozulmalan olağanüstü
bmutlara taşunaktadır. Bu olum-
suztuklar, Haliç'in elden çıkanhna-
sı anlamına da gelmektedir. Oysa
aynı çevreler. Haliç'in çamurunun
temizlenmesi için de bü\ ük paralar
harcamaktadırtar. Bu savurganhğa
ve kamuojunun. 'Sadabat eski ha-
line kavuşuyor' biciminde >anılal-
masına İstanbuDunun tez elden en-
gel olması zorunluluk haline geüniş-
tin"
Şehır Plancılan Odası lstanbul
Şubesi'nce yapılan açıklamada da
söz konusu Bakanlar Kurulu kara-
n, yerel yönetimin ıradesıni ipotek
altına alan antidemokratik bir karar
olarak nitelendi. Karann aynca,
planlama ilkelerine, anayasaya, Kül-
tür ve Tabiat Varlıklanm Koruma
Kanunu'na, lmar Kanunu'na ve Bo-
ğaziçi Kanunu'na da aykın olduğu
vurgulanarak yürürlükten kaldınl-
ması ıstendi.
SE" yönetmeliğe, yürütmenin
durdurulması istemiyle Da-
nıştay Başkanlığı'na başvur-
du.
31 Ocak 1995'te Resmi
Gazete'de yayımlanarakyü-
rürlüğe giren Milli Eğitim
Bakanlıgı Ortaöğretim Ku-
rumlan Odül ve Disiplin Yö-
netmeliği'nin 5, 12, 16, 17,
18,19 ve 24. maddelerinin ıp-
tali için öğrenci velisi ve es-
ki ÇHD tzmir Şubesi Baş-
kanı Murat Yıldınnı Danış-
tay'a gjtmişti. Bu süreçteokul
müdürlerine, kız öğrencile-
ri "bekâret kontroHTne gön-
derme olanağı sağlayan yö-
netmelik, kamuoyunda bü-
yük tartışmalara neden ol-
muş ve bekâret kontrolüne
gönderilen bazı kız öğrenci-
lerin "intihar" etmesine yol
açmıştı. Danıştay 8. Da-
iresi'ne göre, yönetmeliğin
17. maddesinde yer alan "if-
fetsizüğitespitedİlenlerokul-
dan aülır" hükmü, aslında
öğrencileri korumaya yöne-
likti. Kaldı ki, MEB de yö-
netmeliğe karşı oluşan tepki-
nin ardından yayımladığı ge-
nelgeyle okul müdürlerine
"kızlan bekâret kontrolüne
göndermejin" demışti.
Danıştay, iptali istenen di-
ğer maddeleri de yerinde bul-
muyordu. Danıştay'a göre,
öğrencilerin siyasi faaliyet-
lere değil de sosyal faaliyet-
lere katılmalan "öğrencflik
anlayışına" daha uygundu.
"tffetsizfik" yüzünden okul-
dan atılan çocuklar açıköğ-
retim liselerine gidebilirler-
di. Disiplin kurallanna uy-
mayan öğrencilerin "fişlen-
mesi
r
nde de bir sakınca yok-
tu.
Hollanda
Göçmenler
kızlık
zarlannı
diktiriyor
LONDRA (AFP) - Hol-
landa'da doktorlann, evlen-
meden önce bekârerini kay-
beden göçmen kadınlan şid-
det ve dışlanmadan kurtar-
mak için kızlık zan dıkme
operasyonlan yapmayı kabul
ettikleri bildirildi.
lngiltere'de yayımlanan
The New Scientist dergisin-
de yer alan rapora göre, Hol-
landalı doktorlar nbbi birge-
rekçesı olmadığı halde, be-
kâretını kaybeden genç ka-
dınlan; utanç, dayak ve top-
lum dışı bırakılmaktan kur-
tarmak için kızlık zan dik-
me operasyonlan yapıyor-
lar. Rotterdam'daki Daniel
den Hoed Kliniği 'nde 5 araş-
ürmacıdan oluşan ekip, özel-
likle göçmenlerin, kızlann
evlenirken bakıre otmasında
ısrar ettiğini belirtiyor.
Ekıbın
u
Eğergelin.evten-
digi gece kanlı çarşan yakın-
larına göstermezse, kadın
şiddete maruz kauyor ya da
toplum dışı bırakıhyor" şek-
lindeki sözlerine yer veren
The New Scientist dergisin-
deki habere göre, kızlık za-
nnı diktırmek isteyenlerin
yansı, zorla girdikleri iliş-
kilerde kızlığını kaybettikle-
rini söylüyorlar.
MESELA DEDIK ERDAL ATABEK
A man da aman, el elden yaman.
y± Koskoca fili yuttu minnacık
bir yılan. Nereden mi nereden, su-
lar gelir dereden. Bir bakarsın ha-
vadan, bir bakarsın karadan. Sen
verirsen avuçla, o da yutar kaşıkla.
Şimdi bunlar da nereden çıktı de-
mezsiniz umanz. Havalar öyle aşı-
n sıcak değil. ama Körfez'in sula-
n ısınıyor.
Yeni bir Körfez savaşının eli ku-
lağında. Bu arada bizim sularda
olup bitenlere bakıyoruz ki, "aman
da aman, el elden yaman" Dünya
umurumuzda değil, biz kendi dal-
gamıza bakıyoruz. Haftanın pano-
ramasına bakalım mı?
Bili'nin zurnası...
A merika Bili'nin zurnasıyla ön-
Jı. ce sarsıldı, sonra kendine gel-
di, heyecanlandı. Bili'nin zurna me-
rakı öncelerden de biliniyordu. Eh,
çevresinde de zurna heveslisi kadın-
lar oldukça Bili bu merakını hobi-
ye dönüştürmektegecikmedi. Özel
zurna derslerinin müdavımleri uzun
zaman hiç yakınmadan kurslara git-
tiler, zurnanın girdisini çıktısını iyi-
ce öğrendiler. Sonra ne olduysa ol-
du, bu zurna konusundan yakmma-
lar başladı.
Bir kadın çıktı, kendisine zurna
dersieri aldırdıgını söyledi. Birbaş-
kası çıktı, o da Bili'nin zurnasını bil-
diğini anlattı. Amerika'da bir zur-
na lafıdır başladı. Bu Amerikalılar
tuhaf insanlardır, bir şeye sardırdı-
lar mı artık onlan kimseler durdu-
Bili'nin Zurnası-Körfez'in Kurnası.,
ramaz. Bili baktı ki iş biraz takın-
tıya dönüşüyor, yakında zurnası-
nın intemette gezinmesi tehlikesi gö-
rünüyor, ortaya daha sıcak bir iş çı-
karsak nasıl olur dedi. Işte bir riva-
yete göre Körfez sulan bundan ısı-
nıyor. Olabilir de bizim durumu-
muz sanki daha mı farklı? Biraz içe
dönelim.
Kumkapı'nın dullan...
Oimdi önemli meselemiz Kum-
O kapı'nın dullannın inanılmaz
yukselişidir. Biliyorsunuz. Kum-
kapı'da bir cinayet olmuştu. Bir lo-
kantada yemek yiyen üç kadınla
birkaç erkek arasında -erkeklerin
yol açüğı- bir sorun çıkmış, olay kav-
gaya dönüşmüş, Zeynep Uludağ
adındaki genç bayan da masadan
kaptığı bıçakla adamlardan birini öl-
dürmüştü.
Bu bayan, olayın yol açtığı san-
sasyondan sonra dizilerde rol aldı,
medyatik oldu. Ölen adamm kan-
sı da -başı bağlı, ağzı laf yapar bir
bayandı- epeyce kızıp köpürdük-
ten sonra imaj değiştirdi.
Başını açtı, dudağını boyadı, kır-
mızı sutyen takıp cömert pozlar ve-
rerek o da 'medyatikoldu'. Gördü-
nüz mü büyük rabbimin işlerini?
Hani bir ölünün ardından organla-
n alınır da birisi yeni böbrekle. öte-
ki yeni bir kalple hayata döner ya,
bu da tıpkının aynısı. Adam hakkın
rahmetine ka\'uşuyor, birisi hiç ta-
nımadığı, öteki yakından tanıdığı iki
bayan •medyatik' oluyor, yeni ha-
yatlara başlıyorlar.
Dergiler, televizyonlar bu top-
lum mucizesinin peşine düşmüş,
fotoğraflar. çekimler, röportajlar
birbırini izliyor. İnsanın aklı kan-
şıyor. Yani şimdı o adamcağız ar-
kadaşlanna uyup da o akşam Kum-
kapı 'da yemek yemeye gitmeseydi
bu bayanlann hayatı ne sıkıcı geçe-
cekri.
Zeynep'i kimsecikler tanımaya-
cak. Gülten de gündelik hayatını
sürdürüp arkadaşlanyla dedikodu
yaparak yaşayıp gidecekti. Işe ba-
kın ki, şimdi kimler nerede? Ne de-
mişler "Neoldum dememeü,neola-
cağun demeü".
Tatlıses'e nazar mı
değiyor?..
nemli bir meselemiz de Ibra-
him Tathses'in başına gelen-
ler. Bu büyük sanatçımız, türkücü,
ışadamı, radyocu, sinemacı ve her
bi şeyci büyüğümüz, ünlümüz, ca-
nımız ciğerimiz herhalde nazara
geliyor. Işyerleri kurşunlamyor, üzü-
lüyor, sıİulıyor. O da yakınlanyla
karşıhk verip birkaç kurşun da sı-
kıyor olabilir de bunlar için üzül-
meli mi? Böyle bir cevahirimiz bu
kadar küçük işler için sıkılmalı mı?
Baksanıza, televizyonlarda en önem-
li konularyerbulamazken, ibrahim
Tatlıses rekorlar kınyor.
Yıllarca müzik eğitimi görmüş
ses sanatçılan Tatlıses şovda yer
alabilmek için birbirini paralıyor.
Şimdi böyle bir kültür sanat hazi-
nemize bunlar mı yapılacak? O si-
lah atmak isterse atar. Vurmak is-
terse vurur. Canı ne isterse yapar.
Çünkü o bizim canımızdır, kanı-
mızdır ve her şeyimizdir. Ona uza-
nan eller kınlır, ona ilişen diller ko-
panlır. Sen çok yaşa İbrahim.
Sami Hoştan teslim
oldu...
Onlar öyledir. Onlar yakalan-
maz, kendileri istedikleri za-
man teslim olurlar.
Bili'nin zumasımn lafi mı olur?
Bizde ne zurnalar var, ne zurnacı-
lar var. Amerikan zurnası bize vız
gelir vız.