19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 ŞUBAT 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hükümetin 16 yeri turizm alanı ilan ederek 'yapılaşmaya' açması üzerine CHP yargıya başvurdu Turizm vurgunu Danıştay'daANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümetin, başta Istanbul olmak üzere 16 yeri turizm alanı ilan ederek "yapılaş- maya" açmasmı CHP'li Istanbul millet- vekillen yargıya götürdü. Maliye Baka- nı Zekeriya Temizel'in uygulamaya Ba- kanlar Kurulu'nda karşı çıktığı, ancak da- ha sonra kendisi yurtdışındayken karann çıkanldığı öğrenildi. CHP'li Ahmet Güryüz Ketenci. Is- tanbul'da 6 yerin yeni turizme açılması. 3 tunzm merkezinin de "tevsii" edilme- sine ilişkin Bakanlar Kurulu karannın ıp- tali \'e yürütmenin durdurulması istemıy- le Danıştay'a başvururken, aynı partıden Ercan Karakaş da Başbakan ve Kültür Bakanı'na, yeşil alanlann, turizm alanı ilan edilerek yapılaşmaya açılmasının gerek- çelerini sordu. CHP'li Ali Topuz, aynı il- den seçilen 5 partili milletvekili ile bir- likte basın toplantısı düzenleyerek, hü- kümeti, kararını yeniden gözden geçir- meye çağırdı. Topuz, Bakanlar Kurulu karanyla ilan edilen 16 turizm merkezinden, İstanbul'da yer alan 6'smın. birkaç "rantiyeye" peş- keş çekilmek istendığıni söyledi. Bu uy- gulamanın tipık bır "ANAP zihniyetini" yansıttığına dıkkat çeken Topuz, "Bu ka- rar. Turgut Özal döneminde çıkanlan Tu- rizmi Teşvik Yasası ve 1983'te buna bağlı olarak çıkanlan bir yönetmeliğe dayandınlıvor. Şimdi Özal'ın çömezle- ri de bu işin devamını getirmeye çalışı- yor" diye konuştu. ANAP ve DTP'lı ba- kanlann bu kararda imzası bulunmasını yadırgamadığını kaydeden Topuz, "An- cak bu hükümette bir de sosyal demok- rat olduğunu iddia eden bir parti var. Sanatı. kültürü korumayı savunduk- larını söyleyen bu sosyal demokrat ba- kanlar, bu karara nasıl imza attılar? " diye konuştu. Hükümetin, belediyeleri ve Kültür Bakanhğı Koruma Kurullannı saf- dışı ederek. bazı alanlan turizme açtığı- nı vurgulayan Topuz. "ANAP, belediye- lerin siyasi kimliğine göre hareket edi- yor. Oysa belediye başkanlan geçici- dir. ANAP, 3-5 rantiyecinin, 'buralan turizm alanı yap. bız de betonlan dikelim' isteğine uygun olarak, bu karan çı- karttırmıştır" diye konuştu. Danıştay'a iptal başvurusu yapan Ah- met Güryüz Ketenci, ANAP iktidarlan- nın geçmişte 1989 ve 1990 yıllannda da yeni turizm alanlan ilan ettiğini ve döne- min SHP'li Belediye Başkanı Nurettin Sö- zen'in başvurusu üzerine kararlann Da- nıştayca iptal edildiğini vurgulayarak "Bu kez de iptal edilecek. Ama ANAP bu- nu her fırsatta zorluyor" dedi. Ketenci, Danıştay'a yaptığı iptal baş- vurusunun gerekçesinde de merkez sağ ik- tidarlar tarafından "rantçı ve ihaleci" bir anlayışla kentleşme ilkeleri ve plan- lama tekniklerine uygun olmayan biçım- de yasa boşluklanna dayanılarak intar de- ğişiklikleri yapıldığmı vurguladı. Keten- ci. "Hepsi de sağ iktidar dönemine denk düşen fstanbul'la ilgili plan değişiklik- leri, plan tadilatından \ararlananlann siyasi kimliğine bakıldığında bu deği- şikliklerin bir rastlantı olmadığı sonu- cunu ortava koymaktadır" görüşüne yer verdı. 2634 sayılı Turizmi Teşvik Ya- sası'nın 7. maddesinin Imar Yasası ve anayasanın 127. maddesine aykın oldu- ğunu vurgulayan Ketenci. "Anayasamı- za göre mahalli idarelerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden > önerim ilkesine uygun olarak kanunla düzen- lenir" bilgisıne yer verdı. Ercan Karakaş da yeni tunzm merkez- lerinın büyük bölümünün "SİT alanı" kapsamında olduğunu belirterek, DSP'li Kültür Bakanı tstemihan Talay'ın, bu- na karşı çıkıp. koruma kurullannı hare- kete geçirmesi gerekırken, böyle bir Ba- kanlar Kurulu karanna imza atmasının dikkat çekıcı olduğunu vurguladı. BUDAPEŞTE Veysel Özerdem teslim oldu Haber Merkezi - Buda- peşte'de Mesut Yılmaz'a saldın düzenleyen Veysel Özerdem, Macanstan'da lnterpol'e teslim oldu. Özer- dem'in yann Türkiye'ye ge- tirilebileceği belirtildi. Özer- dem'in teslim oluncaya ka- dar Budapeşte'de saklandı- ğı bildirildi. 2 ANAP yetki- lisi. yumruklu saldınyı ve saldınnm Susurluk bağlan- tısını araştırmak üzere Bu- dapeşte'ye giderek incele- me başlattı. 24 Kasım 1996 günü dö- nemin anamuhalefet lideri Mesut Yılmaz, Avusturya ziyaretinden sonra Buda- peşte'ye geçmiş ve bulun- duğu otelin lobisinde Vey- sel Özerdem'in yumruklu saldınsına hedef olmuştu. Özerdem. daha sonra yap- tığı açıklamalarda, saldın- nın arkasında başka bir par- ti ve kuruluşun olmadığını iddia etmiş, Yılmaz'ın Su- surluk olayı için yaptığı ko- nuşmalara kızdığı için sal- dınyı gerçekleştirdiğini söy- lemişti. Macaristan'daki saldın olayının daha sonra Susur- luk olayıyla bağlantılı ol- duğu iddia edilmiş ve "Ye- şiT kodadh MahmutYü- dınm'ın yumruklu saldın- dan bir gün önce Budapeş- te'ye gittiği belirtilerek sal- dınyı organıze ettiği ileri sürülmüştü. TBMM Polislerin askerliği görüşülemedi ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - TBMM Ge- nel Kurulu'nda, polislerin, temel eğirimin ardından as- kerlik yükümlülüklerini bu- lunduklan yerde tamamla- malannı öngören yasa öne- risinin görüşülmesi erte- lendi. Genel kurulun dünkü bir- leşiminde, oturumu yöne- ten Başkanvekili Hasan Korkmazcan. ANAP Grup Başkanvekili Ülkü Güney ve arkadaşlann ta- rafından verilen yasa öne- risinin görüşmelerine geç- mek için hükümet temsil- cisinin salonda bulunup bu- lunmadığını sordu. Hükümet temsilcisinin bulunmaması üzerine Korkmazcan, bir kez ol- mak kaydıyla, yasa öneri- sinin görüşülmesini erte- ledi. Bu nasıl cami?Istanbul Haber Servisi - tstanbul tl Idare Kurulu'nun, hakkında lüzumu mu- hakeme karan verdiği Kartal Belediye Baş- kanı Mehmet Sekmen'in Milli Savunma Bakanlığı'na tahsısli Hazine arazisinde, "cami adı altında kaçak inşaata göz yumduğu" saptandı. Kartal'ın Soğanlık Mahallesi Yeldeğir- meni mevkiinde 131 pafta, 1101 ada ve 1 parselde bulunan söz konusu "cami inşa- atının", ll Idare Kurulu'nun lüzumu mu- hakeme karan vermesine neden olan ka- çak inşaatlar arasında yeraldığı ortaya çık- tı. Ozerinde "Fatih Sultan Mehmet Ca- mii ve YardıniTâşma Derneği" yazılı bir tabela asılı olan kaçak "cami" inşaafı, ger- çekte her dairesi balkonlu bir aparrman. Apartmanın terasına, cami olduğunu ka- nıtlamak üzere. 5 vakit ezan okunan birde hoparlör yerleştirilmiş. Karta! Belediye Başkanı Mehmet Sek- men ve Yardımcısı Ejder Ölmez hakkın- da suç duyurusunda bulunan lşçi Partisi (İP) Kartal tlçe Başkanı Tayfun Tabakoğlu, "Cami adı altında yapılan bu kaçak apartmanın, kapatılan RP'nin din sömü- riisüyle elde ettiği siyasi ve ekonomik rantlara somut bir örnek olduğunu" söyledi. Kartal Belediye Başkanı Mehmet Sek- men ıse söz konusu cami inşaatı için Jan- darma Genel Komutanhğı'ndan izin alın- dığını bildinnesine karşın bizzat gönder- diği resmi evrakta, izin verildiğini göste- rir bir belge bulunamadı. Başkan Sek- men'in ulaştırdığı evrak arasında, yalnız- ca Kaymakamlık, Jandarma Genel Komu- tanhği ile söz konusu alanda cami inşaatı yapılması talebini içeren belediye yazışma- lan bulunuyordu. Önceki gün yayımlanan haberimizde ise tstanbul tl tdare Kurulu'nun Başkan Sek- men'in Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 230. maddesi gereği görevi ihma! suçun- dan yargılanmasının önünü açan karan yer almıştı. Kartal Belediyesi cami adı altında kaçak inşaata göz yumuyor. (UGUR GÜNYÜZ) Yüksekova cetesi davası Canan'ın cesedi otopsi için mezardan çıkartıldı DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Yüksekova çetesi davasmda yargılanan bir binbaşı ve ikı yüzbaşı tarafından öldürüldüğü iddia edilen eski CHP Hakkâri Milletvekili Esat Canan'ın yegeni Abdullah Canan'ın cesedi, "kesin ölüm tarihinin saptanması" amacıyla dün Yüksekova"da mezanndan çıkartılarak Adlı Tıp Kurumu'na gönderildi. Geçen ay Hakkâri 1. AğırCeza Mahkemesi'nde yapılan Yüksekova çetesi duruşmasında savcı, Abdullah Canan'ın kesin ölüm tarihinin belirlenmesi amacıyla mahkeme heyetine otopsi yapılması yönünde talepte bulundu. Mahkeme, Canan'ın gözaltı tarihi ve olayla ilgili suçlanan güvenlik mensuplannın o tarihte görevde olup olmadıklan bu olayla ılişkilerinin olup olmadığının saptanması istemini yerinde • Geçen ay Hakkâri 1. Ağir Ceza Mahkemesi'nde yapılan Yüksekova çetesi durusmasmda, Abdullah Canan'ın kesin ölüm tarihinin belirlenmesi karan alınmıştı. buldu.Yüksekova çetesi itirafçısı Kahraman Bilgiç. DıyarbakırDGM Başsavcılığı'nca yürütülen çete soruşturmasında Canan'ın eski Yüksekova llçe Jandarma Komutanı Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul'un emriyle yüzbaşılar Nihat Yiğiter ve Bülent Yetüd tarafından öldürüldüğünü öne sürmüştü. Bilgiç, ifadesinde olayı şöyle anlatmıştı:"1996Şubat ayında Canan, Binbaşı Mehmet Emin Yurdakul'un emriyle gözaltına alındı. Yaklaşık 15-20 gün sonra binbaşının emriyle ben, Yüzbaşı Nihat Yiğiter ve Bülent Yetüd, Canan'ı bir grup askerle alarak Yüksekova ilçesinin 10 kilometre uzağındaki bir köprünün altına götürdük. Yüzbaşı Nihat Yiğiter, Canan'ı indirerek köprü altında kendi silahıvla öldürdü." Yargıç Akman Akyürek'in ölümü Kaza yapan kamyon 'sakıncalı' ilan edildi tstanbul Haber Servisi - TBMM Susurluk ve Faili Meçhul Cınayetleri Araştırma Komısyonu'nda yer alan hâkim Akman Akyürek'in ölümüyle sonuçlanan kazaya kanşan Hasan Bakcan'ın kullandığı kamyon, Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı'nca "sakıncalı" ilan edildi. TEM Otoyolu Maslak katılımında 8 Aralık 1997 tarihinde meydana gelen kazayla ilgili olarak başlatılan soruşturma Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı'nca sürdürülüyor. Soruşturma çerçevesinde Akman Akyürek'in kullandığı otomobilin arkadan çarptığı Hasan Bakcan idaresindeki 41 H 1659 plakalı Ford marka kamyonun ruhsatına "sakıncalı" ibaresi konuldu. Ruhsatına geçici olarak "sakıncalı" ibaresi işlenen kamyon trafiğe • Akyürek'in otomobiline çarpan kamyon trafiğe çıkabilecek, ancak soruşturmayla yargılama asamasında üçüncü kişilere satılamayacak. çıkabilecek. ancak soruşturmayla yargılama asamasında üçüncü kişilere satılamayacak. Trafik tescil şube müdürlüğü yetkilileri, soruşturma ve açılacak davanın sonuçlandınlmasından sonra savcılıkça verilen geçici karann kendıliğinden ortadan kalkacağını, kamyonun ancak bu aşamadan sonra el değiştirmesinin mümkün olacağını bildirdiler. TEM otoyolunun katılımında meydana gelen kazada, hâkim Akman Akyürek, 06 YJY 80 plakalı otomobili ile Hasan Bakcan idaresindeki 41 H 1659 plakalı kamyona arkadan çarpmıştı. Kazada ağır şekilde yaralanan Akyürek. hastaneye kaldınlırken yolda hayatını kaybetmişti. Olaydan sonra gözaltına alınarak Şişli Adliyesi'ne sevk edilen kamyon şoförü Bakcan ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATE$ Ipak ve Incirlik Türkiye'nin, komşuları arasında en az sorun olan ülke Irak'tır. Hatta şunu söyleyebiliriz ki; Arap dün- yası içinde Türkiye'ye karşı en az kompleks duyan ve en dostça ilişkiler sürdüren ülkedir Irak. Bu durumun temel nedeni bu iki ülkenin, çıkar- lannın çatışmaması ve ortak sorunlarının olması- dır. Yeri gelmişken bir kez daha vurgulayalım ki; dış politikada dost ya da düşman yoktur. Var olan tek şey, çıkariardır. Devletler dış politikalarını çıkarları doğrultusunda belirlerler ya da belirlemeleri gere- kir,. Ünlü Prusyalı devlet adamı Otto von Bismarck'ın, bizimle ilgili çokdoğru bir teşhisi vardır. "Türkler'in en büyükyanılgısı"der Bismarck, "dostlannın dost- larını dostsanmalan, dostlarının düşmanlannı düş- man olarak algılamalarıdır. Aynı biçimde düşman- larının düşmanlannı dost, düşmanlannın dostlarını düşman zannederler". Bu saptama günümüz açısından da doğrudur. Ve bu yanılgımızın kökeninde, duygusal yapımız ve ıç- tenliğimiz yatar. Türkiye'nin Irak'la hiçbir sorunu yoktu. Tam ter- sine, karşılıklı olarak büyük ekonomik çıkarlar sağ- lıyorlardı. Türkiye; Irak'tan gelen boru hattından ciddi bir komisyon aldığı gibi, Irak'tan iyi koşullar- la petrol satın alıyordu. Buna ek olarak, hem res- mi ihracat ve hem de kâğıt üzerinde görünmeyen hudut ticaretinden büyük birdöviz girdisi sağlıyor- du. Çok ileri boyutlarda olmamakla birlikte, Irak'ta müteahhitlik vb alanlarda iş gören Türk şirketleri de vardı. Tüm bu ekonomik getirilerin yantsıra Irak'ın top- rak bütünlüğü Türkiye açısından rahatlatıcı oluyor ve PKK'nin Suriye'de olduğu gibi Irak'ta da yuva- lanmasına engel oluyorlardı. Kimi yazarlanmız Turgut Özal'ın o dönemdeki po- litikasını değeriendirirken, "ABD'nin çıkahannı, Tür- kiye'nin çıkariannın önünde gördü" vb gibısınden, "yakışıksız" ifadeler kullanıyoriar. Ben öyle demiyo- rum ama, "Türkiye'nin çıkahannı ABD'nin çıkarla- nyla özdeş gördü" diyorum. Ve bu yanılgıdan yola çıkarak "Bir koyup üç alacağız" hayali ıçınde öyle bir noktaya geldik ki; son sekiz yılda, en azından 40 milyar dolarlık bir ekonomik kaybımız oldu. Dü- şününüz ki bu rakam, Türkiye'nin dış borcunun ne- redeyseyansı... Türkiye'nin o dönemde "BMadına" hareket eden ABD'nin karşısında yer alması elbette mümkün de- ğildi. Ama yanlışlık, "kraldan çok kralcı" bır politi- ka izlenmesınde oldu. Eğer askerlerimiz onurlu bir biçimde direnmeseydiler ve Türkiye aktif destek ye- rine "fiilen" savaşa girmiş olsaydı, uğrayacağımız zaran hesaplamak bile mümkün değil. ABD ilk Körfez krizinde haklı gerekçelere sahip- ti ve zaten bu nedenle BM'yi de istediği gibi kulla- nabilmişti. Meselenin aslı astarını ve tarihsel geç- mişini bilmeyen dünya kamuoyu, bağımsız bir dev- let olarak değeriendirdikleri Kuveyt'i silah zoruyla işgal eden Irak'a karşı tepki duymuşlardı. Ancak ABD'nin amacı, "gövde gösterisiydi". ABD'nin bugünkü amacı da aynı biçimde bir göv- de gösterisinden başka bir şey değil. Irak'ın elin- de bulunduğu iddia edilen kimyevi silahlar sadece bahane. Zaten eğer bu çatışmanın nedeni kimye- vi silahlar olsaydı, aynı silahlar Israil'dede var. Hat- ta Suriye'de de olduğunu duyuyoruz. Kaldı ki; ABD bu tür silahlann zengin müttefiklerinde olmasın- dan hiç gocunmuyor. Kendi elinde bulunmasını bir "hak" olarak görüyor. Ama söz konusu Irak gibi bir ülke olduğu zaman, "banşa tehdit" oluşturuyor... Ben Irak'ın da savaş istemediğine eminim. Ama çaresiz kaldılar. BM'nin kimi kararlan saptınlarak (Er- gun Balcı geçen hafta bu saptınma örneklerini çok güzel sergiledi), Irak'ın devlet olma "onuruna" böy- le müdahale edilmek ıstenirse, elbette savaşırlar. Aferin onlara. Aynı şeyi, bu kimyevi silahları üreten ülkeler için yapsalar ya... Arap, Afrikalı ve Afganistanlılardan oluşan bir BM inceleme komisyonu, Isviçre ve Al- manya'daki kimyevi madde üreten ifabrikaları de- netim altına alsaydı ne hoş olurdu... ABD ilk Körfez Savaş'ında Inciriik'i kullandı. Bu sefer de kullanacak ve kullanıyor. Zaten eğer ABD bu üssü bu durumlarda kullanamayacak olsa, şim- diye dek çoktan kapanırdı. Türkiye açısından Incirlik sorunu bugünün, yani bir savaş atmosferinin sorunu değildir. Türkiye In- ciriik'i şimdiye dek çoktan kapattırmalı ve oradaki ABD'lileri sepetlemeliydi. Zira Incirlik'teki ABD üs- sünün, Türkiye'ye hiçbir yaran yoktur. Ne Türkiye'ye yönelik bir tehdide engel oluşturmaktadır ne de Türkiye'ye yönelebilecek bir tehlikeye. Hatta tam tersine, oradaki varlığı Türkiye için bir tehdit ve tehlike oluşturmaktadır. Bu buhran atlatıldıktan sonra Türkiye ABD ile masaya oturmalı ve Incirlik konusunda anlaşmalı- dır. Bir Sovyet tehdidi zamanında Incirlik'in yararı tartışılabilirdi. (Yaran olurdu demiyorum...) Ama bu- gün için hiçbir yararı yoktur. ABD, hem Birleşmiş Milletler'i kullanıyor hem de bizi. Buna "dur" demek gerek. Elimizdeki kozlan kullanmasını bilelim... Not: Geçen cumartesi günü ADD ile ilgili yazım- da, dostum Prof. Dr. Mustafa Altntaş'ın soyadı "Ak- taş" olarak çıktı. Yazımın bendeki fotokopisine bak- tım, gerçekten yazının başında Aktaş yazmışım. Da- ha sonra iki kez Altıntaş diye yazmışım ama, her- halde arkadaşlar "Hoca kanştırmış" diyerek dü- zeltmişler. (!) Hem siz değerli okurlanmdan hem de sevgili Al- tıntaş'tan özür diliyorum. ETUC Genel Sekreteri Emilio Gabaglio DİSK ve KESK'i ziyaret etti Sendikalara AB için komite önerisi İstanbul Haber Servisi - Avru- pa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) Genel Sekreteri Emilio Gabaglio. Türk-lş, DİSK, Hak-Iş ve KESK'e, Türkıye'yi Avrupa Bir- liği 'ne (AB) hazırlayacak bir komi- te oluşturmayı önerdi. Gabaglio, grev ve toplusözleşme hakkı ver- meyen kamu çalışanlan yasa tasa- nsının AB üyeliği önünde yeni bir engel olduğu uyansında bulundu. Türkiye'deki üye sendikalan zi- yaret etmek amacıyla iki günlük bir gezi için Türkiye'ye gelen ETUC Genel Sekreteri Emilio Gabaglio, Ankara'daki temaslannın ardından dün de tstanbul'da DtSK ve KESK'i ziyaret etti. ETUC Genel Sekrete- n Gabaglio, DİSK yöneticileriyle yaptığı görüşmede, DlSK'in çok sıkmtıh bir süreçten geçtiğini ya- kırtdan bildiğini, öncelikle DlSK'in demokrasi için verdiği mücadele- ye duyduklan saygıyı dile getir- mek istedigini vurguladı. Emilio Gabaglio, Türkiye ile AB ilişkile- rinin özellikle Lüksemburg zırve- sinden sonra endişe verici durum'a geldiğine dikkat çekerek. ETUC'un donma noktasındaki ilişkilerin ye- niden canlandınlması için çaba gös- terdiğini söyledi. Genel Sekreter Gabaglio. AB'ye girmek için Türkiye'nin de yap- ması gerekenler bulunduğunu vur- gulayarak özetle şöyle konuştu: " f ürk kamuoyu şunu bilmeli- dir ki Avrupa'da bir Türkiye kar- şıtı tutum yoktur. Biz ETUC ola- rak son toplantımızda Türki- ye'nin AB adayları arasında yer alması için karar çıkarttık. An- cak Türkiye'nin bir hukuk ve de- mokratikleşme alanında tamam- laması gereken eksiklikJeri var- dır." Emilio Gabaglio, Türkiye'nin AB'ye hazırlanmak amacıyla Türk- lş, DİSK, Hak-lş ve KESK'e ortak bir komite oluşturmasını önerdi. Gabaglio, bu önerilerinin yaşama geçmesinin ardından 1998 yılı için- de ilk eylem olarak Avrupa'da çok geniş katılımlı bir konferans dü- zenleyeceklerini kaydetti. DtSK Genel Başkanı Rıdvan Budak da, ETUC'un Türkiye'nin AB'ye aday ülkeler arasında yer almasını öngören karannın ardın- dan şimdi de Türkiye'nin AB'ye hazırlanması için birsekretaryanm kurulmasını önerdiğini belirterek DlSK'in öneriyi memnunlukla kar- şıladığını söyledi. Gabaglio, KESK'İ ziyaretinde ağırlıkla hükümetin hazırladığı ka- mu çalışanlan sendikalan yasa ta- sansına değindi. Tasannın ulusla- rarası standartlara, ILO sözleşme- lerine ve AB standartlanna uygun olmadığını vurgulayan Gabaglio, tasannın TBMM'de kabul edılme- si durumunda Türkiye'nin AB üye- liği önündeki engellere bir yenisi- nin ekleneceği uyansında bulun- du. Genel Sekreter Gabaglio, KESK'e grevli toplusözlemeli mü- cadelesinde yardımcı olmak ama- cıyla 15 gün içinde düzenleyecek- leri toplantıda, AB ülkelerinde ka- mu çalışanlannın sahip olduklan haklar ve özgürlükleri Türk kamu- oyuna duyuracaklannı kaydetti. Beko Bulaşık Makineleri'nde peşin fiyatına 5 taksit var. www.bekoticaret.com.tr Vade farkı yok.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle