Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 1998 PAZARTEJ
HABERLER
Masafdan bunalımın yalın gerçeğine: Yeni Diinya Düzeni
TÜBİTAK Bilim ve
Teknoloji Politikalan Daire
Başkanı Aykut Göker Teknolojiyi üreten
kullananlara hükmediyor'HAZIRLAVAN: IŞIk KANSl
TLBlTAK BılımveTeknoloıı Polıtıka-
ları Daire Başkanı \ykutGoker bugun-
ku dunya Mstemı ıçınde teknolojiyi ure-
tenJenn, marıtetı yalnızca o teknolojıvı
kullanmak olanlara hukmettığmı belırttı
Bır ulkerıın bılım ve teknoloji polıtıkası
yoksa. teknolojıde yetenek kazanmayı
ongormuyorsa. sanayıde ıddıa sahıbı oia-
mayacağını kaydeden Goker, "Llusal çı-
karlar so/ konusu olduğunda çoıum yai-
nızca pazar guçlenne bırakılnuyor; de\-
let rol ustleniyor, kural koyuyor. Turkı-
ye'de ıse ov un. genellikle kural koy nıadan.
zora girmeden oynanmak ıstenıyor" de
dı
- Teknoloji ya da üetişim çağuıdan ne
anlamaiıvız.'
-Tanık olduğuınuz çağı "enformasyon
toplumuna geçiş çağT olarak adlandır-
mak belkı daha doğru Çağın karakterıs-
tık ozellığı. enformasyon teknolojısınden
hayatın her alanında y ararlanır hale gelın-
mesı ve bunun getırdığı değışımlerdır
Mıkroelektronık. bıîgısayarvetelekomu-
nıka->yon teknolojılerındekı olağanustu
gehsmelere dayalı olarak enformasvon
teknolojısı onemlı gelışmelerkaydettı İn-
gılız Sana\ ı Devnmrnde buhar teknolo-
jısı hangı roluoynadıysaoroluoynar ha-
le geldı. butun ekonomık etkınlık alanla-
rını değıijime uğratan bır teknolojı nıtelı-
ğını kazandı Daha da onemlisı bu tek-
nolojmın ış surecınde -uretım yontem ve
sıstemlennde- meydana getırdığı değı-
şımdır Dune kadar dunya kapıtalıst sıs-
temınde egemen uretım normu. omeğın
bır otomobıl fabnkasında bellı bır oto-
mobıl tıpını, çok buyuk savılarda ve
mumkun olduğu kadar uzun bır sure mo-
del değışıklığme gıtmeksızın uretmevı
ıdeal uretım normu savan Fordıst ış sure-
cıydı fcnformasyon teknoloıısındekı ge-
lışmeyle bırlıkte Fordıst ış surecının
normlarında koklu değışıklıkler olmaya
basladı Artık gunumuz enformasyon
teknolojısının verdığı ımkânlarla gelıştı-
rılen esnek uretım - esnek otomasvon tek-
nolojılenne dayalı \enı bır ış surecı nor-
mundansozedıhyor Esnek uretımde ay-
nı sen uretım bandında. a\nı gun ıçınde
farklı modellerde. mıktarlarda mal uretı-
lebılıvor kisacası. pazar talebındekı de-
ğişime ayak uyduran ya da pazann tı-
kandığı noktada yenı talep varatma ımkâ-
nmı veren. esnek bır uretım \ontemı ız-
lenebılıyor Buda ılen bırotomasyondu-
zeyınde -ışgucunu ıkame ederek- yapıla-
bılıyor Aynı teknolojıler çok daha ustun
kalıtede ve ışletme kayıplannı en aza ın-
dırerek uretım y apabılme ımkânmı da ge-
tırıyor
-Teknoloji. uretımde bu deniı onem ka-
zandığuıa gore. çağıj akalamada teknolo-
jik ustunluk onenıli bır koz haline mi ge-
liyor?
-Tabıı. teknolojıde kım ustunse, tekno-
lojıdekı değışımın getırdığı yenı çağa da
o damgasını basacak Bugunun ılen sana-
yı toplumları bılım ve teknolojıdekı us-
tuniuklenyle oylegozukuvorkı yannın
da egemenlen olacaklar
- Enformasyon çagına geçişte, kuresei-
leşme bunun neresinde?
-Bugun enformasyon teknolojı^ı dun-
yanın hangı ulkelennde veşermış olursa
olbun. bır dunya teknolojiM haline geldı
Bu teknolojının uretıcısı. orneğın Turkı-
yedeğıl Ajma, bu teknolojının bız de et-
kı alanındayız Bırakm ışyerlennı evle-
rımıze bılgısay ar, çocuklanmıza cep tele-
fonu aîmav a başladık L retım makınele-
n bılgısayar denetımlı makıneler haline
geldı. e\ lenmızdekı çamaşır makınelen
gıbı Bılgısayar desteklı tasanm. uretım
yonetım bugun bızım sanay ıcımızın de
kullandığı teknıkler Butun bımlann altın-
da gunumuz enfoımasyon teknolojısı ya-
tıyor Enformasyon teknolojısınmkuresel
bovut kazanması. bu teknolojıve hangı
ulkeler egemense o ulkelere kuresel ol-
çekte egemenlık de kazandınyor Tekno-
loııvıureten manfetıvalnızcao teknolo-
jıvı kullanmaktan ıbaret olana hukmede-
cek bır konum kazanıyor
• Ulusal çıkarlar söz konusu olduğunda çözüm yalnızca pazar güçlerine
bırakılmıyor; devlet rol üstleniyor, kural koyuyor. Türkıye'de ıse oyun, genellikle
kural koymadan, zora girmeden oynanmak ıstenıyor. Bilım ve teknoloji politikanız
yoksa, teknolojide yetenek kazanmayı öngörmüyorsanız, ülke olarak sanayıde
iddia sahıbı olmanız imkânsız.
- O halde. bu teknolojiyi unetmeyen, ge-
lişürme veteneğine sahipolmayan ulkeler.
orneğin Turkıye ne olacak?
-Açık kalplılıkle sov lemek gerekırse
eğer bu ulkeler, enformasyon teknolojı-
sıne ve genel olarak bılım ve teknolojıye
egemen olamazlarsa, kullandıklan tek-
nolojiyi gehştırebılecek-yenıden uretebı-
lecek bırduzeve enşemezlerse, nasil bu-
gun pek çok ekonomık etkınlık alanında
tabı ulkelerdurumunda ıseler y annın en-
tormdsv on toplumunda da ov le olacaklar
Bu, şu mu demek1
"Mademki, belirleyi-
cı olan, bilim \e teknolojidekj egemenlik;
o zaman, bu veteneğe sahıp olmav an ulke-
ler ıçin vapaeak pek fazla bir şey kalmı-
yor. Vapabileeeklen tek şev paylanna
uluslararası ış bolumunde ne duşuyorsa
onu yapmak. Olsa olsa teknolojıde taşe-
ronluk." Hay ır soylenenlerden çıkanlabı-
lecek tek sonuç bu değıl
teknolojıye egemen bey ın yetiştırmek de-
mek bubır Pazar ekonomılerının sıste-
me ozgu krız sorunu sadece Lzakdoğu
ulkelenne ya da gunumuze ozgu bır şev
değıl Eğerbu "sistemınsonkrizrdeğıl-
se oncekılergıbı şuyadabubıçımdeaşı-
lacak, bu da ıkı Beyınsel bınkım, sıste-
mın kendı termınolojısıy le soy lersek ""n-
hinselsermaye". kapıtalıst ekonomıdesa-
bıt sermay eden çok daha onemlı v e bel ır-
ieyıcı Evet, G Koreknzde ^ma^zihin-
sel sermaye"sını kay betmeyecek, yann,
teknolojıye yetışmış olmanın avantajını
kullanacak ve yoluna devam edebılecek
Meseleye bu tanhsel akış ıçınde bakı-
lırsa, arkadan yetışmenın bundan boyie
mumkun olmayacağı sonucuna vanla-
maz Vetışmek elbette zor, gıderek de zor-
laşıyor. bu doğru \ma, imkânsız değıl
Elbette bunun bır şartı v ar L lkenın o ıra-
dey ı gostermesı gerek Hıçbır ulke, ken-
masınıbehrlıvorsa ulusal motıf "Benim
de bu urenmde pav ım olmaiı ki. dum a nı-
metlerinın pav laşımında benim de soz
hakkını olsun" demey ı gerektınr Insan-
lıgın ortak mırasına. bılıme. teknolojıye,
sanata, felsefeye hangı uluslar daha çok
katkıda bulunmuşlarsa va da bulunur ha-
le gelmı^lerse boy sıralaması ona gore
yapılıyor kım bılım ve teknolojıye daha
çok katkı yapmışsa, sanayıde. dolayısıy-
la da ekonomıde o guçlu Buradakı boy
sıralamasında one doğru ılerlemek ıstenı-
yorsa, ulusal motıften hareket edılmelı
Ama, ulusal motıf, salt kahramanlık ede-
bıyatıyla orulebılecek bır şey değıl Ulu-
sallığın bılıme, teknolojıye, sanata, felse-
feye daha fazla katkıda bulunma nokta-
sında tanımlanması gerek Llusalcılık,
buralarda ıddıalı olmaya soyunmak de-
mek
- llusaJ teknolojivi uretebilmenin ko-
-Neden?
-Şununıçın Şuandavenlıkoşulumuz,
Türkıye'nın de ıçınde yer aldığı, kapıta-
lıst ekonomı sıstemı ya da pazar ekono-
mılennm oluşturduğu "sstem" Bu "sis-
tem"ın kendı tanhsel gelışımıne bakrığı-
mızda, butûn ulkelenn hep aynı nokta-
dan ışe başlamadıkiannı göruyoruz Ka-
pıtalızmın tanhı. arkadan gelenlenn on-
de gıdenlere yetışmesının de tanhı Orne-
ğın modern sanayı çağını doğuran Ingı-
lız Sanayı Devnmı. Buyuk Bntanya Im-
paratorlugu na teknolojıde buyuk bırguç
kazandırdı Bu guç, bu Sanayı tmpara-
torluğu'nun bufun bır dunya tıcaretıne
egemen olmasında çok buyuk bır rol oy-
nadı Sonrabakıvoruz sıstem ıçınde baş-
ka ulkeler Buy uk Bntanya Imparatorlu-
ğu na teknolojıde yetışıvor ve hatta onu
geçıyorlar On dokuzuncu yuzyılın son-
lanndan ıtıbaren once Mmanv a ve ABD,
sonra pek çok Avrupa ulkesı bunu başar-
dı Bu tanhsel sureç kapandı mı1
Hayır
ÎI Dunya Savaşi sonrasında Japonya or-
neğıvar Guney Korede teknolojıyeson-
radanvetışebılentıpık bırulke orneğı Ta-
bıı bu noktada hemen "G. Kore tekno-
lojiye vetıştı de ne oldu: içıne duştuğu kri-
ze ne demelı?" dıye sorulabıhr Once şu
tespıtlen yapalım Teknolojıye yetışmek
dı çıkarlan gerektırmedığı surece. bırbaş-
ka ulkenın ılerlemesme yardım etmez
Aksıne, onde gıden ulke arkadan gelenı
engelleyebılmek ıçın elınden gelenı ardı-
na koymaz Oyunun kurallan boyle
Uluslararası yanşta pazar ekonomılen-
nın etığı boyle çahşıyor Turkıye veya
benzerı ulkeler yetışme yonunde ulusal
ıradelennı ortaya koyarlarsa, hâlâ şansla-
n var Evet. "küreseUeşme"den sozedılı-
yor ama,dıkkatedılırse. busureç guçlu
ulkelenn ulusal motıfienyle oruluyor
Ulusal motıf ya da ulusa] sınırlarortadan
kalkmadı Tam tersıne. 10 yıl önceye na-
zaran sıyası smırlar bıraz daha kalın çız-
gılerle çızılmeye, hatta yepyenı sıyası sı-
nıriar ortaya çıkmaya başladı
- Oysa "Kureselleşmeyle bütun sınır-
lar kalkacak" deniyordu.
- Bugun gorulen gerçek şu Göçluler.
"küresefleşıne''ye ulusal motıflenyle yak-
laşıyorlar
-1 lusalLk bir vana itildi mi teknolojik
bağımlılık da söz konusu oluyor galiba...
- Enformasvon teknoloıibinın dunya
teknolojisi haline gelmesınde (ulu^larara-
sılaşmasında) ıtıraz edılecek bır v an yok
nımetlen varsa bundan herkes yararlan-
sın \ma. sızın dışınızda uretılıp gelıştı-
nlen bu teknoloji dunyadakı boy sırala-
şullan Türkiye'de anlaşıldığı biçimiyle
"serbest pıyasa "da oluşabiür mi? Yoksa,
kamusal planlama, strateji ve yönJendir-
megerekmezmi?
-"Serbestpiyasa" en azından bugun ve
en azmdan ıien sanayı ulkelenyle yenı
sanayıleşen ulkelerde, her şeyın serbest
bırakıldığı pıyasa anlamına gelmıyor
Ozellıkle bılım ve teknoloji ıle ılgılı ta-
alıyet alanlannda "pazaruı tökeziemesi1
'
soz konusu Bu alanlarda pazar guçlen,
her şey ı çozemıyor, bılım v e teknolojının
ülkenın ıhtıyaç duyduğu hızda gehştınl-
mesme yanıt veremıyor Bu nedenle, tı-
caretın serbestleştmlmesını dûnyada en
çok savunan ABD'de bıle, bılım ve tek-
nolojıde. ozellıkle de bu alanda, devletın
duzenleyıcı rolu -mudahalesı- soz konu-
sudur ABD'nm bılım ve teknoloji alanın-
da ızledığı ulusal polıtıkası var Bu polı-
tıka gereğı. Federal Hukumet, araştırma-
yı ozendıncı tedbırler alır kamu fonlan-
nı kullanarak bu faalıvetı yonlendınr
ABD'de bugun kamu kesımınde. yıllık
butçesı 20 mılvar dolan bulan 700 un
uzennde araştırma laboratuvan var Or-
neğın, ozel sektor belırlı aîanlarda araş-
tırma yapmaya yönlendınlmek mı ıstenı-
vor. bu laboraruvarlara tahsıs edılen ka-
mu fonlannın bır kısmı ozel sektor sana-
yı kuruluşlan ıle bırlıkte ortak araştırma
merkezlen kurmaya aynlıyor Ulusal çı-
karlar soz konusu olduğunda çozum yal-
nızca pazar guçlenne bırakılmıyor, dev-
let rol üstleniyor, kural koyuyor Turkı-
ye'de ıse oyun. genellikle kural koyma-
dan, zora girmeden oynanmak ıstenıyor
Bılım ve teknoloji açısından Turkıye
çok ıyı bır noktada değıl Yurtıçı gayn sa-
fi mıllı hasıladan araştırma-gelıştırmeye
(ar-ge)avnianpay çokkuçuk YuzdeO5
Ovsa. dunyanın butun sanayı ulkelennde
bu oran yuzde 1 ıle 3 arasında değışıyor
Kaldı kı. bızım yurtıçı gayn safı mıllı ha-
sılamız zaten duşuk Türkıye'nın, ar-
ge'ye ayırdığı pay, yuzde olarak, gelış-
mış ulkelerden daha fazla olmaiı kı. ara-
dakı açık kapanabılsın Yıne de, karam-
sarlığaduşmemek gerek Turkıye en azın-
dan bellı bır beyın gücu potansıyeluıe sa-
hıp Bılım ınsanlan, yetışmış muhendıs-
len, bellı bır sanayı deneyımı var Sıfir
noktasında değıl Ancak, ısabetlı bır ulu-
sal bılım ve teİoıolojı polıtıkasıyla, kamu
fonlannın akıllıca kullanılmasıyJa, bu po-
lıtıkanın sıyası ıktıdarlarca benımsenıp
kararlı bır bıçımde surdurulmesıy le Tür-
kıye'nın de bılım ve teknoloji uretımtn-
de attlım yapması mumkun
- Ozel sektörün konuya bakışı ne yön-
de?
- Azınlıkta da olsa, bazı sanayı kuruluş-
lanmız ar-ge yapmaya başladı Ama so-
run. yalnızca sanayının kendı ıradesı ıle
çozulebılecek noktada değıl Eğer ülke-
nın geleceğı. bılım ve teknolojıde ılerle-
mesıne bağlıy sa. boyle goruluyorsa, sıya-
sı anlamda da ıradenın bu yonde ortaya
konması gerekır Eğer sıvası partılenn.
bılım ve teknoloji alanında herhangı bır
ulusal polıtıka tasanmlan yoksa. oluştu-
racaklan hukumetlenn de sureklılığı ola-
cak ulusal polıtıka formule efmelen ve
bupolıtıkayıkararlılıklahayatageçırme-
len mumkun degıl Bılım ve teknoloji po-
lıtıkanız yoksa, teknolojıde yetenek ka-
zanmayı öngörmüyorsanız, ülke olarak
sanayıde ıddıa sahıbı olmanız imkânsız
Bılım ve teknoloji polıtıkası konusu, Tur-
kıye'de, ozellıkle 1990"dan sonra daha sı-
cak bır bıçımde gundeme geldı TUBİ-
TAK'm. onunîa bırlıkte bellı bazı kurum-
lann, orneğın TTGV'nın ve sınırlı da ol-
sa bellı sanayı kesımlennm. bu tür polıtı-
kalann yaşamsallığmın altını çızmesıyle,
Türkıye'de bır ulusal bılım ve teknoloji
polıtıkası tasanmı ortaya kondu Var boy -
le bır polıtıka Ancak, dışandan bakan
gozun bu tur bır polıtıka yokmuş ızlenı-
mı almasının nedenı, henuz, sıyası ıktı-
darlann buna yetennce sahıp çıkmama-
lanndan kaynaklanıyor Konu ıle ılgılı
toplum katmanlannın çabasıyla bu sağla-
nabılırse, sanıyorum, Turkıye bılım ve
teknolojıde yetkınlık kazanmaya, sanayı-
de de daha ıddıalı olmaya başlayacak
- Bu poötika geüştirilemezse sonuç ne
olur?
- Tıpık bır ornek vereyım Turkıye'de-
kı sanayı genellikle Avrupa lısanslan ıle
çalıştr Beğenerek satın aldığımız pek çok
mal bu lısanslarla urehlır Hatta bazı Fır-
malanmız, bu urunlen Avrupa'ya da ıh-
raç etmeyı başanyorlar Ama, bu lısans-
lan verenler. Avrupa pıyasasına gıren
Turk fırmalannın artık kendı pazarlannı
tehdıt eder hale geldıgmı gorunce bır da-
ha lısans vermeme yoluna gıdebılıyorlar
Eğerurettığınız urunu, teknolojik açıdan,
Avrupa ıle yanşacak duzeyde. kendınız
gelıştıremıyorsanız, o zaman değıl Avru-
pa, ıç pıyasayı bıle kaybedersınız Türkı-
ye'dekı bazı sanayı firmalan bu çarpıcı
deneyımı yaşadı
Bu durumdakı fırmalann sahıplen yer-
lı ortaklan yol aynmındadır Ya firmaia-
n da araştırma-gelıştırme çalışmalanna
başlayacaktır ya da çoğunluk hısselennı
yabancılarasatacaklardır Bu firma sahıp-
lerınıa ortaklannın bıleceğı ış, deyıp
geçemeyız Bu noktayı aşamamanın ı-
lende butun ulusça odenecek bedelı var-
dır Onun ıçmdırkı, bu noktaya gelmeme-
nın ulusal polıtıkasını -ulusal bılım ve tek-
nolojı polıtıkasını- bır an önce hayata
geçırmek zorundayız
Marmara Üniversitesi
öğretim üyesi Prof. Dr.
'Sol, ulus devleti emekten yana politikalar
uygulamada araç durumuna getirmeli'Marmara Lnıversıtesı oğretım uvesı Prof Dr
AhmetÇaknıak. ulus devletın halen emek lehıne
kazanımlar ıçın devreye sokulabılecek bır araç
konumunu tumuyle vıîırmediğını savundu ve •*
Oneıııli olan solun. kureselleşme surecinde ulus
de\ leti tekrar emek lehine politikalar uy gulamak
için kuüanabiteceği bir araç durumuna getirebile-
cek stratejiler geliştirmesidir'" dedı
- Bugun neoüberal politikalan tum duny aya tek
ideoloji olarak sunanların krid çozme anlamında
giındeme getirdikleri oneriler nelerdlr?
- Netleşmış ve uzennde yetennce bırleşılmış
onenlen henuzyok Ortadabırçokonen var Dun-
yadakı etkılı çevrelenn şımdılık, olup bıtenlenn
kendı ıtıbarlannı duşurebıleceğınden endışe duy-
dukları yazılıp çızılenlerden anlaşılıvor Demek
kı bıraz daha bekler ve olay lann seynnı ızlerken
u
neoliberaT polıtıkalannprestıjını sarsmayacak,
sarsılan ıtıbannı gen getırecek çareler uzennde
kata yormaya devam edecekler Onemlı olan
ABD. Avrupa ve Japonya'nın uzennde anlaşabı-
leceğı bır plandır Bunun şartlannın henuz olgun-
iaşmadığı anlaşılıvor En koru ıhtımal ıse bunun
artık hıçbır zaman olmayacağıdır O zaman. he-
pımızın altında kalacağı bır çokuntu karabasam
gerçeğe donuşmeye başlayabılır
- Kriz surecinde dunyada sol adına ileri surulen
'3 vol' onerisi solun veni sağ adına saptınJması
mıdır?
- Solculuğun oîçusu herhalde bır lafı edenlenn
kendılennı solcu kabul etmesı değıldır Bugun ne
olduklan konusunda bıraz sorunlu da olsak, so-
lun ayırt edıeı ozellıklen. ılkelen vardır Bunla-
nn ne olduğu konusunda. bıraz sorunlanmız ol-
sa da, ne olmadıklan konusunda daha rahat ko-
nuşabılınz ve 3 yol denen şeyın sol olmadığını
sov levebılınz sanınm
- Solun bugunkü koşullarda "enternasyona-
1ızm' iddiası, özellikle gelişmekte olan ya da geliş-
miş ulkeler için geçerli ınidir.' Lius de\ letin, ozeİ-
likle emek açısından onemi suruyor mu?
- Entemasyonalızm mebelesı sol ıçın neredey-
se her zaman aşılın topuğu olmuştur Sol, rum ın-
sanlar ıçın duşunur Bır grup ınsanın, otekıler
aleyhıne durumunu lyıleştırmesı sol ıçın kabul
edılemez bır durumdur ve ozellıkle durumu lyı-
leşen veya lyıleşecek olan gruptakı ınsanlann da,
eğer solcu olmak ıstıyorlarsa, gruplannı reddet-
melen gerekır
Eğer sorudakı dey ımıyle gelişmekte olan ya da
az gelışmış ulkelenn durumu ıle gelışmış olanla-
nn durumu arasında bır ılışkı varsa, dahaaçıkça-
sı bınnın gelışmış olmasını otekının gelışmemış
olmasına bağlıyorsanız bu ılışkının sona erdınl-
mesı ıçın uğraşmakenternasyonalıstbırsol hedef
olarak gorulmelıdır Bu noktada mıllıyetçılık ıle
enternasyonalıst olmak arasında bır çelışkı doğ-
maz Tersıne böyle bır durum varsa. entemasyo-
nalızm mıllıyetçılığı gerektınr Tabıı burada kas-
tedılen gelışmemış ulkenın (ulusun) gelışmışler-
le arasındakı sol açısından kabul edılemez ılışkı
bıçımıne karşı koymak anlamında bır mılltyetçı-
hktır
Ulus dev let, halerl emek lehıne kazanımiar ıçın
devreye sokulabılecek bır araç konumunu tama-
men kaybetmış değıldır Onemlı olan solun kure-
selleşme denen surecte ıktısat politikalan yoluy-
la emeğı kollama ımkânlannın nesnel olarak azal-
dıgı söylenen ulus devleti tekrar emek lehıne po-
litikalar uygulamak ıçın kullanabıleceğı bır araç
durumuna getırebılecek stratejiler gelıştınp gelış-
tıremeyeceğıdır Solun bır kısmı. bu tür arayışın
kendısınden vazgeçmeye eğılımlı gözukuyor
Bence bu hatalı bır tutumdur
SÜRECEK **~*^
BİZ BİZE...
ERDAL ATABEK
1999YılınaGirepken...
Yenı bır yıla gırerken ınsanlann yenı şeyler bekle
mesı doğal karşılanıyor Insanlar kendı değıştıreme
dıklerı ne varsa hepsının değışmesını beklıyorlar Kı
mısı kaderden, kımısı şansının donmesınden, kımıs
yenı yıldan bırçok şey beklıyor, bu beklentıye kendı
lennı ınandınyorlar
Şımdı unutulmuştur, ama 1998 yılı da boyle gel
mıştı, yenı takvımler, yenı ajandalar açılmıştı 1999 yı-
lında da yenı, yazılmamış sayfalar açılacak, yenı ya-
zıları bekleyecek
Başlangıçlan değertendırmek her zaman elimiz-
dedır
Eğer umutlu olmak ıstıyorsak, once kendı karan-
mızı vermemız gerekıyor Eğer gelışımı cep telefon-
larından, televi2yonlardan bılgısayarlardan beklıyor-
sak onların 'modern teknık araçlar' olduğunu unutu-
yoruz demektır Onlann değerlen onlann ne ılettığı-
ne nasıl programlandıklarına, etkılennın neler oldu-
ğuna bağlıdır Bu da 'ınsan faktorunun etkısı' de-
mektır
Yenı yıldan 'ıyı şeyler' beklıyorsak, 'ınsanlann ıyı'
olması gerekır, toplumun 'ıyı toplum'olması gerekır
Yenı yıldan ne beklıyoaız''
Bır ayın bıtıp yenı bır aya gınşınde bır gunun yenı
bır gune eklendığı bır gece yansında nasıl bır mucı-
ze olabılır'
Gelın, soruyu doğru soralım
Bız, kendımızden ne beklıyoruz'?
Daha azımlı olmak ıstıyor muyuz9
Daha kararlı olmak,
Daha etkın olmak
Daha katılımcı olmak,
Daha sorgulayıcı olmak
Daha ınceleyıcı olmak,
Daha programlı olmak,
Daha dısıplınlı olmak
Daha sorumlu olmak,
Daha zamanı doğru kullanıcı olmak
Daha ıletışımlı olmak,
Daha akılcı olmak,
Daha duygu yonetımlı olmak
Butun bunlan kendımızden beklıyor muyuz7
1999 ıçın kendımıze doğru hedefler koyabılıyor
muyuz?
Televızyon ızlerken duşunebılıyor muyuz
9
Eleştırel duşunce kullanabılıyor muyuz
9
"Bakalım yenıyıl bıze neler verecek" demek yen-
ne, "Bızbu hayata neler katacagız" d\yeb\hyor mu-
yuz
9
Kendımızden bır şey beklemeden her şeyı başka-
larından mı beklıyoruz
9
Çevremızden bekledıklerımız kendı verdıklenmız-
le dengelı mı
9
Yoksa her şeyı bız vererek mı mutlu oluyoruz
9
Her şeyı bız verırken çevremızdekılenn hep aldık-
larından yakınıyor muyuz
9
Bunların nasıl bırbırıne bağlı olduğunu bırbırını
besledığını goruyor muyuz
9
Yoksa çevremızdekı bencıllerı bız mı yaratıyoruz
9
Kendı bencıl davranışlarımızı goruyor muyuz
9
1999 yılında değışmeye karar venyor muyuz
9
Bu yılbaşında hangı armaganlan beklıyoruz
9
Hep 'çok armağan verdıgımızı, ama az armağan
aldtğııruzı' m dûşönuyoruz
9
Armağanı hep satın alınacak şeyler darak mı go-
ruyoruz
9
Yennde soylenmış guzel bır sozun armağan olabı-
leceğı hıç aklımıza gelıyor mu
9
Bırlıkte oluşumuz bır armağan mı yoksa ceza mı
9
Bu konuda ne duşunuyoruz
9
Eşımızın ne duşundu-
ğunu bılıyor muyuz
9
Yenı yılda beklentılenmız mı olacak, sorularımız mı
yoksa yanrtlanmız mı
9
Bır yılı brtınrken belkı de en onemlı yenılık 'kendı-
mıze bu sorulan sormak' olacaktır
Yenı yıl herkesın hak ettığı gıbı olsun
Afyon Polis Okulu Müdürü
Sezgin'in araştırması
'Polisin hukuk
bilgisi
EYİN GÖKTAŞ
ANK.4RA - Afyon Po-
lıs Okulu Müduru Fazlı
Se^iıı'ın 58 ıl ve 87 ılce
merkezınde gorev yapan
308'ı yargıç, 306'sı da
cumhunyet savcısı olmak
uzere toplam 614 hukuk-
çu uzennde yaptığı araş-
tırma. polısın ozellıkle Ce-
za Muhakemelen Usul
Hukuku (CMUH) ceza
hukuku ve ınsan hakian
alanında bılgisının çok ve-
tersız olduğunu ortava çı-
kardı ^raştırmayakatılan
yargıç ve savcılann tama-
mı, polıs okullanndakı
CMUH, Ceza Hukuku ve
ınsan haklan ıle ılgılı ders-
lere daha fazla onem v enl-
mesını, adlı polıs orgutu-
nun kurulmasını ve ışken-
ce savlannın onune geçıl-
mesı ıçın hazırlık soruş-
rurması sırasında cumhu-
nyet savcılannın bulun-
masını ıstedıîer
Sezgin'in araştırması
sırasında "Hukuk biigisi
bakınıından polisi yeterli
buluyor musunuz" soru-
suna yargıç ve savcılann
yuzde 6 5'ı "Evet" yuzde
92 5"ı de
u
Hayir'* yanıtı
verdı "Hw»ir" yanıtı ve-
renlenn yuzde 44'u
CMUH, yuzde 38 5 ı Ce-
za Hukuku. yuzde6 5 ı de
Polıs Meslek Mevzuatı
alanında polısın hukuk
bılgısınınyetersız olduğu-
nu bıldırdı
"Polis. insan haklan Ue
ifadesini bulan adalet, eşit-
lik ve hürriyet gibi temel
haklara uyuyor mu" soru-
sunu, 331 hukukçu "Ha-
yır", 237'sı de "Evet" dı-
ye yanıtlarken. 46 sı bu so-
ruya yanıt vermedı \ar-
gıç ve sav cılann buyuk ço-
ğunluğu. polıs teşkılatın-
dakı olumsuzluklann gı-
denlmesı ıçın hızmet ıçı
eğıtımın arttınlmasını.
araç-gereç ve teknığın
vaygınlaştınlmasının ge-
reklı oldugunu vureuladı-
lar
Araştırmaya katılan
yargıç ve savcılardan an-
ket gereğı kendılenne yo-
neltılen çeşıtlı sorulara
verdıklen çarpıcı yarutlar-
dan bazılan şovle
• Emniyet teşkılatuıın,
cumhuriyetin savcılan ile
daha çok ilenşım ıçerisin-
de bujunması gerekir.
• Zabıtanın ıhtisaslaş-
ması ve adlı polıs teşkıfa-
tının kurulmasının şart ol-
duğuna ayncamalısıkın-
tılannın da gıdenlmesı ge-
rektığıne ınanıvorum
• ^ ıllardır. bu konular
goruşuJuyor. tartışılıyor.
Netice yok. Çunku elinde
bulunan guciı hıç kımse
başka kımse veya bırimle
l temıyor.
• Her şevden once po-
lısın eğıtım, kultur. bılgı
v e gorgu duzeyı y ukseltıl-
melı ınsan ılışkılennde
nezakete onem venlmeh.
ınsan haklan konusunda
dahabılınçlı \eyeterhdu-
rumagetınlmelıdır
• Polis-savcıilişkiteriza-
yıf olup bırbırlerinı bilhas-
sa bıiyuk ıllerde tanıma-
dan gorev yapmakta \e bu
nedenle de randıman alı-
namamakladır.
• Buyuk şehırlerdeıle-
tışım kopukluğu var Ge-
nellikle karakol polısı ıle
savcılann hıçbır sorunu
yok Kopukluk anlaşmaz-
lık ve ıletışımsızlık, Em-
nıyet Sarayı ıle var