23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 1998 PAZARTEJ HABERLER Masafdan bunalımın yalın gerçeğine: Yeni Diinya Düzeni TÜBİTAK Bilim ve Teknoloji Politikalan Daire Başkanı Aykut Göker Teknolojiyi üreten kullananlara hükmediyor'HAZIRLAVAN: IŞIk KANSl TLBlTAK BılımveTeknoloıı Polıtıka- ları Daire Başkanı \ykutGoker bugun- ku dunya Mstemı ıçınde teknolojiyi ure- tenJenn, marıtetı yalnızca o teknolojıvı kullanmak olanlara hukmettığmı belırttı Bır ulkerıın bılım ve teknoloji polıtıkası yoksa. teknolojıde yetenek kazanmayı ongormuyorsa. sanayıde ıddıa sahıbı oia- mayacağını kaydeden Goker, "Llusal çı- karlar so/ konusu olduğunda çoıum yai- nızca pazar guçlenne bırakılnuyor; de\- let rol ustleniyor, kural koyuyor. Turkı- ye'de ıse ov un. genellikle kural koy nıadan. zora girmeden oynanmak ıstenıyor" de dı - Teknoloji ya da üetişim çağuıdan ne anlamaiıvız.' -Tanık olduğuınuz çağı "enformasyon toplumuna geçiş çağT olarak adlandır- mak belkı daha doğru Çağın karakterıs- tık ozellığı. enformasyon teknolojısınden hayatın her alanında y ararlanır hale gelın- mesı ve bunun getırdığı değışımlerdır Mıkroelektronık. bıîgısayarvetelekomu- nıka->yon teknolojılerındekı olağanustu gehsmelere dayalı olarak enformasvon teknolojısı onemlı gelışmelerkaydettı İn- gılız Sana\ ı Devnmrnde buhar teknolo- jısı hangı roluoynadıysaoroluoynar ha- le geldı. butun ekonomık etkınlık alanla- rını değıijime uğratan bır teknolojı nıtelı- ğını kazandı Daha da onemlisı bu tek- nolojmın ış surecınde -uretım yontem ve sıstemlennde- meydana getırdığı değı- şımdır Dune kadar dunya kapıtalıst sıs- temınde egemen uretım normu. omeğın bır otomobıl fabnkasında bellı bır oto- mobıl tıpını, çok buyuk savılarda ve mumkun olduğu kadar uzun bır sure mo- del değışıklığme gıtmeksızın uretmevı ıdeal uretım normu savan Fordıst ış sure- cıydı fcnformasyon teknoloıısındekı ge- lışmeyle bırlıkte Fordıst ış surecının normlarında koklu değışıklıkler olmaya basladı Artık gunumuz enformasyon teknolojısının verdığı ımkânlarla gelıştı- rılen esnek uretım - esnek otomasvon tek- nolojılenne dayalı \enı bır ış surecı nor- mundansozedıhyor Esnek uretımde ay- nı sen uretım bandında. a\nı gun ıçınde farklı modellerde. mıktarlarda mal uretı- lebılıvor kisacası. pazar talebındekı de- ğişime ayak uyduran ya da pazann tı- kandığı noktada yenı talep varatma ımkâ- nmı veren. esnek bır uretım \ontemı ız- lenebılıyor Buda ılen bırotomasyondu- zeyınde -ışgucunu ıkame ederek- yapıla- bılıyor Aynı teknolojıler çok daha ustun kalıtede ve ışletme kayıplannı en aza ın- dırerek uretım y apabılme ımkânmı da ge- tırıyor -Teknoloji. uretımde bu deniı onem ka- zandığuıa gore. çağıj akalamada teknolo- jik ustunluk onenıli bır koz haline mi ge- liyor? -Tabıı. teknolojıde kım ustunse, tekno- lojıdekı değışımın getırdığı yenı çağa da o damgasını basacak Bugunun ılen sana- yı toplumları bılım ve teknolojıdekı us- tuniuklenyle oylegozukuvorkı yannın da egemenlen olacaklar - Enformasyon çagına geçişte, kuresei- leşme bunun neresinde? -Bugun enformasyon teknolojı^ı dun- yanın hangı ulkelennde veşermış olursa olbun. bır dunya teknolojiM haline geldı Bu teknolojının uretıcısı. orneğın Turkı- yedeğıl Ajma, bu teknolojının bız de et- kı alanındayız Bırakm ışyerlennı evle- rımıze bılgısay ar, çocuklanmıza cep tele- fonu aîmav a başladık L retım makınele- n bılgısayar denetımlı makıneler haline geldı. e\ lenmızdekı çamaşır makınelen gıbı Bılgısayar desteklı tasanm. uretım yonetım bugun bızım sanay ıcımızın de kullandığı teknıkler Butun bımlann altın- da gunumuz enfoımasyon teknolojısı ya- tıyor Enformasyon teknolojısınmkuresel bovut kazanması. bu teknolojıve hangı ulkeler egemense o ulkelere kuresel ol- çekte egemenlık de kazandınyor Tekno- loııvıureten manfetıvalnızcao teknolo- jıvı kullanmaktan ıbaret olana hukmede- cek bır konum kazanıyor • Ulusal çıkarlar söz konusu olduğunda çözüm yalnızca pazar güçlerine bırakılmıyor; devlet rol üstleniyor, kural koyuyor. Türkıye'de ıse oyun, genellikle kural koymadan, zora girmeden oynanmak ıstenıyor. Bilım ve teknoloji politikanız yoksa, teknolojide yetenek kazanmayı öngörmüyorsanız, ülke olarak sanayıde iddia sahıbı olmanız imkânsız. - O halde. bu teknolojiyi unetmeyen, ge- lişürme veteneğine sahipolmayan ulkeler. orneğin Turkıye ne olacak? -Açık kalplılıkle sov lemek gerekırse eğer bu ulkeler, enformasyon teknolojı- sıne ve genel olarak bılım ve teknolojıye egemen olamazlarsa, kullandıklan tek- nolojiyi gehştırebılecek-yenıden uretebı- lecek bırduzeve enşemezlerse, nasil bu- gun pek çok ekonomık etkınlık alanında tabı ulkelerdurumunda ıseler y annın en- tormdsv on toplumunda da ov le olacaklar Bu, şu mu demek1 "Mademki, belirleyi- cı olan, bilim \e teknolojidekj egemenlik; o zaman, bu veteneğe sahıp olmav an ulke- ler ıçin vapaeak pek fazla bir şey kalmı- yor. Vapabileeeklen tek şev paylanna uluslararası ış bolumunde ne duşuyorsa onu yapmak. Olsa olsa teknolojıde taşe- ronluk." Hay ır soylenenlerden çıkanlabı- lecek tek sonuç bu değıl teknolojıye egemen bey ın yetiştırmek de- mek bubır Pazar ekonomılerının sıste- me ozgu krız sorunu sadece Lzakdoğu ulkelenne ya da gunumuze ozgu bır şev değıl Eğerbu "sistemınsonkrizrdeğıl- se oncekılergıbı şuyadabubıçımdeaşı- lacak, bu da ıkı Beyınsel bınkım, sıste- mın kendı termınolojısıy le soy lersek ""n- hinselsermaye". kapıtalıst ekonomıdesa- bıt sermay eden çok daha onemlı v e bel ır- ieyıcı Evet, G Koreknzde ^ma^zihin- sel sermaye"sını kay betmeyecek, yann, teknolojıye yetışmış olmanın avantajını kullanacak ve yoluna devam edebılecek Meseleye bu tanhsel akış ıçınde bakı- lırsa, arkadan yetışmenın bundan boyie mumkun olmayacağı sonucuna vanla- maz Vetışmek elbette zor, gıderek de zor- laşıyor. bu doğru \ma, imkânsız değıl Elbette bunun bır şartı v ar L lkenın o ıra- dey ı gostermesı gerek Hıçbır ulke, ken- masınıbehrlıvorsa ulusal motıf "Benim de bu urenmde pav ım olmaiı ki. dum a nı- metlerinın pav laşımında benim de soz hakkını olsun" demey ı gerektınr Insan- lıgın ortak mırasına. bılıme. teknolojıye, sanata, felsefeye hangı uluslar daha çok katkıda bulunmuşlarsa va da bulunur ha- le gelmı^lerse boy sıralaması ona gore yapılıyor kım bılım ve teknolojıye daha çok katkı yapmışsa, sanayıde. dolayısıy- la da ekonomıde o guçlu Buradakı boy sıralamasında one doğru ılerlemek ıstenı- yorsa, ulusal motıften hareket edılmelı Ama, ulusal motıf, salt kahramanlık ede- bıyatıyla orulebılecek bır şey değıl Ulu- sallığın bılıme, teknolojıye, sanata, felse- feye daha fazla katkıda bulunma nokta- sında tanımlanması gerek Llusalcılık, buralarda ıddıalı olmaya soyunmak de- mek - llusaJ teknolojivi uretebilmenin ko- -Neden? -Şununıçın Şuandavenlıkoşulumuz, Türkıye'nın de ıçınde yer aldığı, kapıta- lıst ekonomı sıstemı ya da pazar ekono- mılennm oluşturduğu "sstem" Bu "sis- tem"ın kendı tanhsel gelışımıne bakrığı- mızda, butûn ulkelenn hep aynı nokta- dan ışe başlamadıkiannı göruyoruz Ka- pıtalızmın tanhı. arkadan gelenlenn on- de gıdenlere yetışmesının de tanhı Orne- ğın modern sanayı çağını doğuran Ingı- lız Sanayı Devnmı. Buyuk Bntanya Im- paratorlugu na teknolojıde buyuk bırguç kazandırdı Bu guç, bu Sanayı tmpara- torluğu'nun bufun bır dunya tıcaretıne egemen olmasında çok buyuk bır rol oy- nadı Sonrabakıvoruz sıstem ıçınde baş- ka ulkeler Buy uk Bntanya Imparatorlu- ğu na teknolojıde yetışıvor ve hatta onu geçıyorlar On dokuzuncu yuzyılın son- lanndan ıtıbaren once Mmanv a ve ABD, sonra pek çok Avrupa ulkesı bunu başar- dı Bu tanhsel sureç kapandı mı1 Hayır ÎI Dunya Savaşi sonrasında Japonya or- neğıvar Guney Korede teknolojıyeson- radanvetışebılentıpık bırulke orneğı Ta- bıı bu noktada hemen "G. Kore tekno- lojiye vetıştı de ne oldu: içıne duştuğu kri- ze ne demelı?" dıye sorulabıhr Once şu tespıtlen yapalım Teknolojıye yetışmek dı çıkarlan gerektırmedığı surece. bırbaş- ka ulkenın ılerlemesme yardım etmez Aksıne, onde gıden ulke arkadan gelenı engelleyebılmek ıçın elınden gelenı ardı- na koymaz Oyunun kurallan boyle Uluslararası yanşta pazar ekonomılen- nın etığı boyle çahşıyor Turkıye veya benzerı ulkeler yetışme yonunde ulusal ıradelennı ortaya koyarlarsa, hâlâ şansla- n var Evet. "küreseUeşme"den sozedılı- yor ama,dıkkatedılırse. busureç guçlu ulkelenn ulusal motıfienyle oruluyor Ulusal motıf ya da ulusa] sınırlarortadan kalkmadı Tam tersıne. 10 yıl önceye na- zaran sıyası smırlar bıraz daha kalın çız- gılerle çızılmeye, hatta yepyenı sıyası sı- nıriar ortaya çıkmaya başladı - Oysa "Kureselleşmeyle bütun sınır- lar kalkacak" deniyordu. - Bugun gorulen gerçek şu Göçluler. "küresefleşıne''ye ulusal motıflenyle yak- laşıyorlar -1 lusalLk bir vana itildi mi teknolojik bağımlılık da söz konusu oluyor galiba... - Enformasvon teknoloıibinın dunya teknolojisi haline gelmesınde (ulu^larara- sılaşmasında) ıtıraz edılecek bır v an yok nımetlen varsa bundan herkes yararlan- sın \ma. sızın dışınızda uretılıp gelıştı- nlen bu teknoloji dunyadakı boy sırala- şullan Türkiye'de anlaşıldığı biçimiyle "serbest pıyasa "da oluşabiür mi? Yoksa, kamusal planlama, strateji ve yönJendir- megerekmezmi? -"Serbestpiyasa" en azından bugun ve en azmdan ıien sanayı ulkelenyle yenı sanayıleşen ulkelerde, her şeyın serbest bırakıldığı pıyasa anlamına gelmıyor Ozellıkle bılım ve teknoloji ıle ılgılı ta- alıyet alanlannda "pazaruı tökeziemesi1 ' soz konusu Bu alanlarda pazar guçlen, her şey ı çozemıyor, bılım v e teknolojının ülkenın ıhtıyaç duyduğu hızda gehştınl- mesme yanıt veremıyor Bu nedenle, tı- caretın serbestleştmlmesını dûnyada en çok savunan ABD'de bıle, bılım ve tek- nolojıde. ozellıkle de bu alanda, devletın duzenleyıcı rolu -mudahalesı- soz konu- sudur ABD'nm bılım ve teknoloji alanın- da ızledığı ulusal polıtıkası var Bu polı- tıka gereğı. Federal Hukumet, araştırma- yı ozendıncı tedbırler alır kamu fonlan- nı kullanarak bu faalıvetı yonlendınr ABD'de bugun kamu kesımınde. yıllık butçesı 20 mılvar dolan bulan 700 un uzennde araştırma laboratuvan var Or- neğın, ozel sektor belırlı aîanlarda araş- tırma yapmaya yönlendınlmek mı ıstenı- vor. bu laboraruvarlara tahsıs edılen ka- mu fonlannın bır kısmı ozel sektor sana- yı kuruluşlan ıle bırlıkte ortak araştırma merkezlen kurmaya aynlıyor Ulusal çı- karlar soz konusu olduğunda çozum yal- nızca pazar guçlenne bırakılmıyor, dev- let rol üstleniyor, kural koyuyor Turkı- ye'de ıse oyun. genellikle kural koyma- dan, zora girmeden oynanmak ıstenıyor Bılım ve teknoloji açısından Turkıye çok ıyı bır noktada değıl Yurtıçı gayn sa- fi mıllı hasıladan araştırma-gelıştırmeye (ar-ge)avnianpay çokkuçuk YuzdeO5 Ovsa. dunyanın butun sanayı ulkelennde bu oran yuzde 1 ıle 3 arasında değışıyor Kaldı kı. bızım yurtıçı gayn safı mıllı ha- sılamız zaten duşuk Türkıye'nın, ar- ge'ye ayırdığı pay, yuzde olarak, gelış- mış ulkelerden daha fazla olmaiı kı. ara- dakı açık kapanabılsın Yıne de, karam- sarlığaduşmemek gerek Turkıye en azın- dan bellı bır beyın gücu potansıyeluıe sa- hıp Bılım ınsanlan, yetışmış muhendıs- len, bellı bır sanayı deneyımı var Sıfir noktasında değıl Ancak, ısabetlı bır ulu- sal bılım ve teİoıolojı polıtıkasıyla, kamu fonlannın akıllıca kullanılmasıyJa, bu po- lıtıkanın sıyası ıktıdarlarca benımsenıp kararlı bır bıçımde surdurulmesıy le Tür- kıye'nın de bılım ve teknoloji uretımtn- de attlım yapması mumkun - Ozel sektörün konuya bakışı ne yön- de? - Azınlıkta da olsa, bazı sanayı kuruluş- lanmız ar-ge yapmaya başladı Ama so- run. yalnızca sanayının kendı ıradesı ıle çozulebılecek noktada değıl Eğer ülke- nın geleceğı. bılım ve teknolojıde ılerle- mesıne bağlıy sa. boyle goruluyorsa, sıya- sı anlamda da ıradenın bu yonde ortaya konması gerekır Eğer sıvası partılenn. bılım ve teknoloji alanında herhangı bır ulusal polıtıka tasanmlan yoksa. oluştu- racaklan hukumetlenn de sureklılığı ola- cak ulusal polıtıka formule efmelen ve bupolıtıkayıkararlılıklahayatageçırme- len mumkun degıl Bılım ve teknoloji po- lıtıkanız yoksa, teknolojıde yetenek ka- zanmayı öngörmüyorsanız, ülke olarak sanayıde ıddıa sahıbı olmanız imkânsız Bılım ve teknoloji polıtıkası konusu, Tur- kıye'de, ozellıkle 1990"dan sonra daha sı- cak bır bıçımde gundeme geldı TUBİ- TAK'm. onunîa bırlıkte bellı bazı kurum- lann, orneğın TTGV'nın ve sınırlı da ol- sa bellı sanayı kesımlennm. bu tür polıtı- kalann yaşamsallığmın altını çızmesıyle, Türkıye'de bır ulusal bılım ve teknoloji polıtıkası tasanmı ortaya kondu Var boy - le bır polıtıka Ancak, dışandan bakan gozun bu tur bır polıtıka yokmuş ızlenı- mı almasının nedenı, henuz, sıyası ıktı- darlann buna yetennce sahıp çıkmama- lanndan kaynaklanıyor Konu ıle ılgılı toplum katmanlannın çabasıyla bu sağla- nabılırse, sanıyorum, Turkıye bılım ve teknolojıde yetkınlık kazanmaya, sanayı- de de daha ıddıalı olmaya başlayacak - Bu poötika geüştirilemezse sonuç ne olur? - Tıpık bır ornek vereyım Turkıye'de- kı sanayı genellikle Avrupa lısanslan ıle çalıştr Beğenerek satın aldığımız pek çok mal bu lısanslarla urehlır Hatta bazı Fır- malanmız, bu urunlen Avrupa'ya da ıh- raç etmeyı başanyorlar Ama, bu lısans- lan verenler. Avrupa pıyasasına gıren Turk fırmalannın artık kendı pazarlannı tehdıt eder hale geldıgmı gorunce bır da- ha lısans vermeme yoluna gıdebılıyorlar Eğerurettığınız urunu, teknolojik açıdan, Avrupa ıle yanşacak duzeyde. kendınız gelıştıremıyorsanız, o zaman değıl Avru- pa, ıç pıyasayı bıle kaybedersınız Türkı- ye'dekı bazı sanayı firmalan bu çarpıcı deneyımı yaşadı Bu durumdakı fırmalann sahıplen yer- lı ortaklan yol aynmındadır Ya firmaia- n da araştırma-gelıştırme çalışmalanna başlayacaktır ya da çoğunluk hısselennı yabancılarasatacaklardır Bu firma sahıp- lerınıa ortaklannın bıleceğı ış, deyıp geçemeyız Bu noktayı aşamamanın ı- lende butun ulusça odenecek bedelı var- dır Onun ıçmdırkı, bu noktaya gelmeme- nın ulusal polıtıkasını -ulusal bılım ve tek- nolojı polıtıkasını- bır an önce hayata geçırmek zorundayız Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. 'Sol, ulus devleti emekten yana politikalar uygulamada araç durumuna getirmeli'Marmara Lnıversıtesı oğretım uvesı Prof Dr AhmetÇaknıak. ulus devletın halen emek lehıne kazanımlar ıçın devreye sokulabılecek bır araç konumunu tumuyle vıîırmediğını savundu ve •* Oneıııli olan solun. kureselleşme surecinde ulus de\ leti tekrar emek lehine politikalar uy gulamak için kuüanabiteceği bir araç durumuna getirebile- cek stratejiler geliştirmesidir'" dedı - Bugun neoüberal politikalan tum duny aya tek ideoloji olarak sunanların krid çozme anlamında giındeme getirdikleri oneriler nelerdlr? - Netleşmış ve uzennde yetennce bırleşılmış onenlen henuzyok Ortadabırçokonen var Dun- yadakı etkılı çevrelenn şımdılık, olup bıtenlenn kendı ıtıbarlannı duşurebıleceğınden endışe duy- dukları yazılıp çızılenlerden anlaşılıvor Demek kı bıraz daha bekler ve olay lann seynnı ızlerken u neoliberaT polıtıkalannprestıjını sarsmayacak, sarsılan ıtıbannı gen getırecek çareler uzennde kata yormaya devam edecekler Onemlı olan ABD. Avrupa ve Japonya'nın uzennde anlaşabı- leceğı bır plandır Bunun şartlannın henuz olgun- iaşmadığı anlaşılıvor En koru ıhtımal ıse bunun artık hıçbır zaman olmayacağıdır O zaman. he- pımızın altında kalacağı bır çokuntu karabasam gerçeğe donuşmeye başlayabılır - Kriz surecinde dunyada sol adına ileri surulen '3 vol' onerisi solun veni sağ adına saptınJması mıdır? - Solculuğun oîçusu herhalde bır lafı edenlenn kendılennı solcu kabul etmesı değıldır Bugun ne olduklan konusunda bıraz sorunlu da olsak, so- lun ayırt edıeı ozellıklen. ılkelen vardır Bunla- nn ne olduğu konusunda. bıraz sorunlanmız ol- sa da, ne olmadıklan konusunda daha rahat ko- nuşabılınz ve 3 yol denen şeyın sol olmadığını sov levebılınz sanınm - Solun bugunkü koşullarda "enternasyona- 1ızm' iddiası, özellikle gelişmekte olan ya da geliş- miş ulkeler için geçerli ınidir.' Lius de\ letin, ozeİ- likle emek açısından onemi suruyor mu? - Entemasyonalızm mebelesı sol ıçın neredey- se her zaman aşılın topuğu olmuştur Sol, rum ın- sanlar ıçın duşunur Bır grup ınsanın, otekıler aleyhıne durumunu lyıleştırmesı sol ıçın kabul edılemez bır durumdur ve ozellıkle durumu lyı- leşen veya lyıleşecek olan gruptakı ınsanlann da, eğer solcu olmak ıstıyorlarsa, gruplannı reddet- melen gerekır Eğer sorudakı dey ımıyle gelişmekte olan ya da az gelışmış ulkelenn durumu ıle gelışmış olanla- nn durumu arasında bır ılışkı varsa, dahaaçıkça- sı bınnın gelışmış olmasını otekının gelışmemış olmasına bağlıyorsanız bu ılışkının sona erdınl- mesı ıçın uğraşmakenternasyonalıstbırsol hedef olarak gorulmelıdır Bu noktada mıllıyetçılık ıle enternasyonalıst olmak arasında bır çelışkı doğ- maz Tersıne böyle bır durum varsa. entemasyo- nalızm mıllıyetçılığı gerektınr Tabıı burada kas- tedılen gelışmemış ulkenın (ulusun) gelışmışler- le arasındakı sol açısından kabul edılemez ılışkı bıçımıne karşı koymak anlamında bır mılltyetçı- hktır Ulus dev let, halerl emek lehıne kazanımiar ıçın devreye sokulabılecek bır araç konumunu tama- men kaybetmış değıldır Onemlı olan solun kure- selleşme denen surecte ıktısat politikalan yoluy- la emeğı kollama ımkânlannın nesnel olarak azal- dıgı söylenen ulus devleti tekrar emek lehıne po- litikalar uygulamak ıçın kullanabıleceğı bır araç durumuna getırebılecek stratejiler gelıştınp gelış- tıremeyeceğıdır Solun bır kısmı. bu tür arayışın kendısınden vazgeçmeye eğılımlı gözukuyor Bence bu hatalı bır tutumdur SÜRECEK **~*^ BİZ BİZE... ERDAL ATABEK 1999YılınaGirepken... Yenı bır yıla gırerken ınsanlann yenı şeyler bekle mesı doğal karşılanıyor Insanlar kendı değıştıreme dıklerı ne varsa hepsının değışmesını beklıyorlar Kı mısı kaderden, kımısı şansının donmesınden, kımıs yenı yıldan bırçok şey beklıyor, bu beklentıye kendı lennı ınandınyorlar Şımdı unutulmuştur, ama 1998 yılı da boyle gel mıştı, yenı takvımler, yenı ajandalar açılmıştı 1999 yı- lında da yenı, yazılmamış sayfalar açılacak, yenı ya- zıları bekleyecek Başlangıçlan değertendırmek her zaman elimiz- dedır Eğer umutlu olmak ıstıyorsak, once kendı karan- mızı vermemız gerekıyor Eğer gelışımı cep telefon- larından, televi2yonlardan bılgısayarlardan beklıyor- sak onların 'modern teknık araçlar' olduğunu unutu- yoruz demektır Onlann değerlen onlann ne ılettığı- ne nasıl programlandıklarına, etkılennın neler oldu- ğuna bağlıdır Bu da 'ınsan faktorunun etkısı' de- mektır Yenı yıldan 'ıyı şeyler' beklıyorsak, 'ınsanlann ıyı' olması gerekır, toplumun 'ıyı toplum'olması gerekır Yenı yıldan ne beklıyoaız'' Bır ayın bıtıp yenı bır aya gınşınde bır gunun yenı bır gune eklendığı bır gece yansında nasıl bır mucı- ze olabılır' Gelın, soruyu doğru soralım Bız, kendımızden ne beklıyoruz'? Daha azımlı olmak ıstıyor muyuz9 Daha kararlı olmak, Daha etkın olmak Daha katılımcı olmak, Daha sorgulayıcı olmak Daha ınceleyıcı olmak, Daha programlı olmak, Daha dısıplınlı olmak Daha sorumlu olmak, Daha zamanı doğru kullanıcı olmak Daha ıletışımlı olmak, Daha akılcı olmak, Daha duygu yonetımlı olmak Butun bunlan kendımızden beklıyor muyuz7 1999 ıçın kendımıze doğru hedefler koyabılıyor muyuz? Televızyon ızlerken duşunebılıyor muyuz 9 Eleştırel duşunce kullanabılıyor muyuz 9 "Bakalım yenıyıl bıze neler verecek" demek yen- ne, "Bızbu hayata neler katacagız" d\yeb\hyor mu- yuz 9 Kendımızden bır şey beklemeden her şeyı başka- larından mı beklıyoruz 9 Çevremızden bekledıklerımız kendı verdıklenmız- le dengelı mı 9 Yoksa her şeyı bız vererek mı mutlu oluyoruz 9 Her şeyı bız verırken çevremızdekılenn hep aldık- larından yakınıyor muyuz 9 Bunların nasıl bırbırıne bağlı olduğunu bırbırını besledığını goruyor muyuz 9 Yoksa çevremızdekı bencıllerı bız mı yaratıyoruz 9 Kendı bencıl davranışlarımızı goruyor muyuz 9 1999 yılında değışmeye karar venyor muyuz 9 Bu yılbaşında hangı armaganlan beklıyoruz 9 Hep 'çok armağan verdıgımızı, ama az armağan aldtğııruzı' m dûşönuyoruz 9 Armağanı hep satın alınacak şeyler darak mı go- ruyoruz 9 Yennde soylenmış guzel bır sozun armağan olabı- leceğı hıç aklımıza gelıyor mu 9 Bırlıkte oluşumuz bır armağan mı yoksa ceza mı 9 Bu konuda ne duşunuyoruz 9 Eşımızın ne duşundu- ğunu bılıyor muyuz 9 Yenı yılda beklentılenmız mı olacak, sorularımız mı yoksa yanrtlanmız mı 9 Bır yılı brtınrken belkı de en onemlı yenılık 'kendı- mıze bu sorulan sormak' olacaktır Yenı yıl herkesın hak ettığı gıbı olsun Afyon Polis Okulu Müdürü Sezgin'in araştırması 'Polisin hukuk bilgisi EYİN GÖKTAŞ ANK.4RA - Afyon Po- lıs Okulu Müduru Fazlı Se^iıı'ın 58 ıl ve 87 ılce merkezınde gorev yapan 308'ı yargıç, 306'sı da cumhunyet savcısı olmak uzere toplam 614 hukuk- çu uzennde yaptığı araş- tırma. polısın ozellıkle Ce- za Muhakemelen Usul Hukuku (CMUH) ceza hukuku ve ınsan hakian alanında bılgisının çok ve- tersız olduğunu ortava çı- kardı ^raştırmayakatılan yargıç ve savcılann tama- mı, polıs okullanndakı CMUH, Ceza Hukuku ve ınsan haklan ıle ılgılı ders- lere daha fazla onem v enl- mesını, adlı polıs orgutu- nun kurulmasını ve ışken- ce savlannın onune geçıl- mesı ıçın hazırlık soruş- rurması sırasında cumhu- nyet savcılannın bulun- masını ıstedıîer Sezgin'in araştırması sırasında "Hukuk biigisi bakınıından polisi yeterli buluyor musunuz" soru- suna yargıç ve savcılann yuzde 6 5'ı "Evet" yuzde 92 5"ı de u Hayir'* yanıtı verdı "Hw»ir" yanıtı ve- renlenn yuzde 44'u CMUH, yuzde 38 5 ı Ce- za Hukuku. yuzde6 5 ı de Polıs Meslek Mevzuatı alanında polısın hukuk bılgısınınyetersız olduğu- nu bıldırdı "Polis. insan haklan Ue ifadesini bulan adalet, eşit- lik ve hürriyet gibi temel haklara uyuyor mu" soru- sunu, 331 hukukçu "Ha- yır", 237'sı de "Evet" dı- ye yanıtlarken. 46 sı bu so- ruya yanıt vermedı \ar- gıç ve sav cılann buyuk ço- ğunluğu. polıs teşkılatın- dakı olumsuzluklann gı- denlmesı ıçın hızmet ıçı eğıtımın arttınlmasını. araç-gereç ve teknığın vaygınlaştınlmasının ge- reklı oldugunu vureuladı- lar Araştırmaya katılan yargıç ve savcılardan an- ket gereğı kendılenne yo- neltılen çeşıtlı sorulara verdıklen çarpıcı yarutlar- dan bazılan şovle • Emniyet teşkılatuıın, cumhuriyetin savcılan ile daha çok ilenşım ıçerisin- de bujunması gerekir. • Zabıtanın ıhtisaslaş- ması ve adlı polıs teşkıfa- tının kurulmasının şart ol- duğuna ayncamalısıkın- tılannın da gıdenlmesı ge- rektığıne ınanıvorum • ^ ıllardır. bu konular goruşuJuyor. tartışılıyor. Netice yok. Çunku elinde bulunan guciı hıç kımse başka kımse veya bırimle l temıyor. • Her şevden once po- lısın eğıtım, kultur. bılgı v e gorgu duzeyı y ukseltıl- melı ınsan ılışkılennde nezakete onem venlmeh. ınsan haklan konusunda dahabılınçlı \eyeterhdu- rumagetınlmelıdır • Polis-savcıilişkiteriza- yıf olup bırbırlerinı bilhas- sa bıiyuk ıllerde tanıma- dan gorev yapmakta \e bu nedenle de randıman alı- namamakladır. • Buyuk şehırlerdeıle- tışım kopukluğu var Ge- nellikle karakol polısı ıle savcılann hıçbır sorunu yok Kopukluk anlaşmaz- lık ve ıletışımsızlık, Em- nıyet Sarayı ıle var
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle