19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13ARALIK1998PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 KUŞBAKIŞI MEMET BAYDUR Beııiııı Acbııı KırmızıRoman okumayı sevenler için. kitap okumayı hayatlannın orta yerine yerleştirenler için iyi bir haberle başlayalım bu kuşbakı- şına: Orhan Pamuk'un son roma- nı Benim Adım Kırmızı enfes bir yapıt. Sayın Pamuk en iyi roma- nmı yazmış bulunuyor ve yurdu- muzda ve dünyada gördüğü bü- yük ilgiyi bir kez daha haklı çı- kanyor. Zorlu bir öyküyü böylesine usta işi bir anlatımla örerek. di- lin getirdiği güzelim tuzaklara düşer gibi yapıp düşmeden; ya- zı yazmanın ve anlatmanın haz- zını böylesine büyük bir keyifle kotarmak yazınımızda pek sık rastlanan bir durum değildir. Be- nim Adım Kjrmızı. yazar - okur - roman kahramanlan ve öykü dörtgeninde geniş bir hazaianı ya- ratıyor. Gerçek bir başeser işte! Orhan Pamuk'un bu romanı. yazann çok sevdiği iki romanıy- İauzaktan da olsa ilintili gibi gö- rünüyor ilk baJuşta, ılk okunuş- ta. Beyaz Kale'den ve Kara Ki- tap'tan izler, izlekler var denebi- lir. Bunu söylemek çok yanlış olmasa da Benım Adım Kırmı- zı'yı Sayın Pamuk'un yapıtın- dan ayıran birçok özellik de var. Bunlardan bin, belki birincisi. Orhan Pamuk'un roman yazan olarak durumlan, insanlan, iç dünyalan, düşleri, kâbuslan, cin- selliği, tarihi, sanatı, cinayeti, at- lan, sincaplan, dokunuşlan, bağ- ları, bostanlan, gülistanları. üzümleri, kayısılan, kestanele- ri, şeftalileri, kedileri, köpekle- ri, kitaplan, çocuklan, adamlan B E N İ M A D I M K I R M I Z I O R H A N . P A M U K a \e kadınları anlatiik.cn, vazmak- tan duyduğu hazzın bu romanın satırlanna olağanüstü akılcı bir ıçtenlikle yansımasıdır. Bu açı- dan ele alınırsa Benim Adım Kır- mızı, bir roman ustasının altmcı ve ilk romanı olarak da görüle- bilir. Bu, ancak büyük bir yaza- nn yapabileceği bir şey. Roma- nın başında Kuran'dan üç alıntı var: "Bir adam öldürdüler ve aralannda tarüştılar" (Kuran. Bakara, 72), "Körlegören bir ol- maz" (Fâtır, 19), "Doğu da Ba- tı da Allah'ındjr" (Bakara, 115) Benim Adım Kırmızı 469 sayfa r rhan Pamuk'un son romanı Benim Adım Kırmızı enfes bir yapıt. Yazar-okur- roman kahramanlan ve öykü dörtgeninde geniş bir haz alanı yaratıyor. Gerçek bir başeser işte! sonra o enfes finale vannca, bu alıntılann ne kadar usta bir akıl- la seçilmiş olduğunu, romanın örgüsü içinde ne denli önemli olduklannı anlıyoruz yazar ka- dar keyiflenerek. Her zamanki gibi çetin ceviz bir konuyu seçip birçok kişinin agzından birinci tekil şahıs anlat- maya başlıyor Orhan Pamuk. "Şimdi bir ölüyüm ben, bir ceset, bir kuyunun dibinde. Son nefe- simi \ereli çok oldu, kalbim çok- tan durdu. anıa alçak katilim ha- riç kinıse başıma gelenleri bilmi- yor." Böyle başlıyor roman ve evet, bir ölü anlatıyor bize dört gün önce nasıl öldürülüp bir ku- yuya atıldıgmı. Istanbul'da, saray nakkaşhanesinin usta tezhipçi- lerinden biri bu "anhtaıT ölü. Ki- tap resimliyor. Sayfa kenarlan- na süsler, çerçeveler, yapraklar, dallar, güller, başka çiçekler, kuş- lar, geyikler. ceylanlar çizen bir usta Zarif Efendi. Yukanda bildirdiğim ilk cüm- leler büyük ve duru bir göle atı- lan çakıl taşlan gibi giderek ge- nişleyen halkalar çizmeye başlı- yorlar romanın üzerinde. Orhan Pamuk yazmayı anlayıp sevdiği için, birbirine paralel değıl bu su üstüne çizilen halkalar. Birbir- leriyle kesişiyorlar. Her biri yedi sayfadan mürek- kep 59 bölümün ikincisine gel- meden bağlanıyorsunuz roma- na. Elinizi, kolunuzu, aklınızı, keyfınizi, okuma sevginizi ve mizah duygunuzu kaptınyorsu- nuz. Binnci bölümü bir ölü an- latıyordu ya, sonraki bölümleri bir köpek, bir enişte, bir Orhan, bir Ester, bir Şekûre, bir ağaç, bir kelebek, bir cuma, bir salı, bir para, bir ölüm, bir kırmızı, bir At, bir üstat Osman, bir Şeytan, iki Abdal, bir kadın aralannda de- ğişe tokuşa ve okuru olağanüs- tü büyülü alanlardan geçirerek an- latıyorlar Sayın Pamuk'un kaz- tüyü kaleminden. (Bir rivayete göre Sayın Pamuk kurşun ka- lemle yazarmış romanlannı. Bir yerde okumuştum bunu. Doğru olmalı. Benim Adım Kırmızı gi- bi bir romanı bilgisayarla yaz- mak sanınm mümkün değildir.) Pamuk,en iyi romanınıyazmış buhınuyor,gördüğü Ogryi hakb çıkanyor. Benim Adım Kırmızı'nın ko- nusundan, olay örgüsünden da- ha çok bahsederek benim büyük keyif aldığım okuma serüveninin o güzelim tadından mahrum et- mek istemiyorum kımseyi. Hiç- bir şey düşünmeden, sürekli gü- lümseyerek okudum bu büyük romanı. Şunu düşündüm sonra: Satanan Riişdü, Necip Mahfuz, Narayan vesaıre. Batı'nın pek önemsediği birçok yazara Do- ğulu gözüyle Batı romanı nasıl yazılın gösteriyor Orhan Pamuk 1998 yıhnda. Haa, birde Batı'da- ki Doğu hayranı, Doğu yağcısı birçok yazara da Batılı bir yazar olarak içinde doğup büyüdüğü Doğu'nun anlatım geleneğinden bir roman dersi veriyor. Nere- sınden baksanız okuyanı zengin- leştıren, keyiflendiren, yazma- nın, "anlatmanın" hazzı kadar, "okumanuT hazzmı da arma- ğan eden büyük bir roman Benim Adım Kırmızı. Artık herkes göğ- sünü gere gere kıskanabilir bu romanı. Ben kendi hesabıma Sayın Pa- muk'un bu başeserden sonra ne yazacağmı merak ediyorum doğ- rusu. 'Sadecesinema ignyaşryorum' Federico Fellini 'nin asistanı Gianfranco Mingozzi 'nin 'büyülü perdesi 'nde, önce tarihi bakışla 'günün', yaşadığı anın gerçeği vardı şimdi ise aşk! FECtRALPTEKİN Sinemadadogdu, fitmlerlebüyüdü.» Türiü çeşitli yaşam kareleri birbırini ızlerken. aklında hep o "büyülü perde" vardı... Yıllar sonra bir büyük yönet- menin, Federico FeUmi'nin asistanı ola- rak düşlenne döndü. Önce tarihi anlat- ö, şimdi aşk için "kamera!" diyor... Italyan sinemasının yaşayan ustala- nndan Gianfranco Mingozzi, 1. Ulus- lararası Sinema-Tarih Buluşması'nın Uluslararası Uzun Metrajh Film Ya- nşması jünsınde görev yapmak üzere geçen hafta lstanbul'daydı. Buluşma'nın Ustalara Saygı bölümüne de "Son Üç Gün" (Gli Ultımi Tre Giomi -1977). "Büyülü Perde" (La Vela Incantata - 1982) ve "Uzun Gölgeler" (Le Lung- he Ombre -1987) fılmleriyle konuk ol- du Mingozzi. Feflini taküt edilemezdl.. Mingozzi'nin serüveni gerçekten de bir sinemada doğmakla başlamış. Ba- bası. Bologna'daki ilk sinema salonu- nun kurucusuymuş. Yıl 1927... lzleyici tıka basa dolduruyormuş bu küçük salonu ve sinema gün geçtıkçe büyüyormuş. Sinema salonu ile çocuk Mingozzi'nin yatak odası bir duvann iki yanında olduğundan, 30'lu yıllann film müzikleriyle uykuya dalannış her gece. Italyan \e Amerikan fılmleriyle... Cniversite çağı geldığinde, ailesi hu- kuk eğitimi almaya ikna etmiş Min- gozzi'yi. Ancak Bologna Üniversite- sı'nde okuduğu yıllar boyunca hep si- nema varmış aklında: "Sinema yap- mak istediğimin farkında ounasam da bep sinema düşünüyordum. Sinemacı ofanak. bffincahımda çokderinde biryer- deydi... Eninde sonunda ortaya çıka- cakn bu arzu. Sinema. yapabildiğim tek şey. Ben sinema için yaşıyorum." BÖylece, hukuk eğitimini tamamla- dıktan sonra aldığı ani kararla iki yıl si- nema eğitimi görmüş. Ardından da. Fellini'nin asistanı olarak sanat yaşa- mına başlamış Mingozzi: "Fellini'den etküendim mi? StU anlamında böyle biretkilenmezaten söz konusu olamaz- dL Fellini taklitedilemezdiçünkü. Hem olası bir etkinin önüne geçmek için, onunla çalıştıktan hemen sonra çok farkh bir alana. belgeseOere yöneldim. Onun her fümi yeni bir buluş, bir fantezi, bir yeni- den yaraüştı. Bense gerçek olaylan. yaşanan günün gerçekiiğini anlatan belgeselleryapma- yi seçtim en başta. Fellini bana teknik konu- larda çok şe> öğretti. Set üzerinde nasıl dura- cağımı.ıkip çahşmasını.o\ uncu\ laaramdaol- ması gereken mesafe> u kendi düş gücüm çer- ellini bana sinemada yaşamayı öğretti, sinema yaparak yaşama yeterliğini ve becerisini kazandırdı. •inemada anlatılan tarih kesitinin bugüne ilişkin bir anlamının olması, bugüne referans olabilmesi asıldır. /^ıllıllar yılı, belgesellerden başlayarak hep günün olaylannı işledim; şiddeti, mafyayı, göçü, savaşı anlattım. kendi içime bakmak gereksinimi duydum. İçime döndüm. Duygulan, insan ilişkilerini anlatmak istedim. çevesinde oyunculanmdan nasıl vararlanaca- ğımu en yüksek performansa ulaşmalan için onlara \ol göstermevi insan ilişkilerini öğren- dim ondan. Fellini bana sinemada yaşamayı öğretti. sinema yaparak yaşama yeterliğini ve becerisini kazandırdı." "Tatiı Hayafta ve "Sekiz Buçuk"un yedi ay süren ön hazırlıklan süresınce Fellini'nin asistanlığını üstlenmesinin ardından. tama- men kendine ait ilk film için geçmış kamera arkasına Mingozzi. "VTolenza" (Şiddet) isim- li belgeselde. maryaya karşı savaş açan sos- yolog şair Danâo DoJd figürü üzerinden ve Dol- ci'nin sözleriyle Sicilya trajedisini anlatmış. De Laurentis, bu çok cesur çalışmaya yapım- cı olarak imza atmış. Mingozzi, yaklaşık beş yıl boyun- ca belgesellerle uğraştıktan sonra 1967 . .yjlındajçektiği Trio(Üçleme) ile kur: maca fılme geçiş yapmış. Üç ğehCrri birbırlenyle kesişen öykülerini anla- tan "Trio", 1967 Cannes Film Festı- vali'nde açılış filmi olarak gösteril- miş. Mingozzi. 1. Uluslararası Sinema- Tarih Buluşması kapsamında gösteri- len filmleri Son Üç Gün (1977), Bü- yülü Perde (1982) ve Uzun Gölge- ler'de (1987) ise sırasıyla 1920'li, 30'lu ve 4O'lı yıllara, faşist îtalyan yöneti- mi altında gençliğin yaşadığı sonın- lara çevrrmiş kamerasını. Son Üç Gün ile terorizme getirdiği eleştirinin ardın- dan, Büyülü Perde'de görüntünün, na- sıl bir yönlendirme aracına dönüştü- rülebileceğini sorgulamış. "Özyaşam öykümün bir bölümü sayıhr" dedığı Uzun Gölgeler'de, Italya'yı faşist Al- manlar'dan kurtarmak için mücadele veren partizanlan taşımış beyazper- deye. Mingozzi, tarihi bakışla "günün", yaşadığı anın gerçeğini anlattığı bu filmlerin, sinema kariyerinin birinci bö- lümünüoluşturduğunubelirtiyor: "Yü- lar yıh, belgesellerden başlayarak hep toplumsal sorunlan. günün olaylannı işledim, şiddeti, mafyayı, göçü, savaşı anlatbm. Ancak öyie bir gün geldi ki arbk kendi içüne bakmak gereksuıimi- ni duydum. İçime döndüm. Duygula- n, insan ilişkilerini anlatmakistedim." Toplumsal olaylardan aşka Mingozzi, gerçekten de son iki fil- mi L'Appassionata ve Frullio del Pas- sero'daaşkı anlatmış. 50 yaşlanndaki bir kadının genç bir adama olan aşkı- nı konu alan L'Appassionata ve 50 yaşlanndaki bir adamın bir genç kıza duyduğu aşkı anlatan Frullio del Pas- sero'yu. madalyonun iki yüzü olarak nitelendiriyor Mingozzi. Istanbul'da bulunmasma firsat ve- ren Buluşma'yı ise. sinema ve tarihi aynı başlıkta bir araya getirmesi bakı- mından hem doğru. hem de "kurnaz- ca" bir fikir olarak değerlendiriyon "Dün de tarihtir. Önümüzdeki yıl, bu yıl yapdan bir film de tarih olacakbı:" Sinemacı ile tanh arasında güçlü bir bağın olması gerektiğine inanan Mingoz- zi, sinema ile tarih arasındaki doğru ilişki mo- delini şöyle formüle ediyor: "Sinemada tari- hi bir dönemi anlatmak, o dönemde insanla- rm nasıl yasadığını, neler yiyip neler giydiğmi anlatmak değildir. Anlatılan tarih kesitinin bugüne ilişkin bir anlamının olması. bugüne referans olabilmesi asıkurT Yapı Kredi İlk toplantı 'Aşk' üzerine KültürServisi-Yapı KfedTKüitür Sanat Ya- yıncıhk, 1998-1999 Sa- lı Toplantılarfna 15 Aralık'ta yeniden baş- lıyor. Bu yılın ilk dö- nem toplantılan iki ana konuyu her hafta dönü- şümlü olarak ele alacak: "tnsanın Halleri" ve "BimTİİcinTahminler". "tnsanın HaJleri"; "ÂşktanDevrimdy, "Yalnız'danHasta'ya", "Meraklı'dan Kavga- a'ya" kadar insanın çe- şitli ruh ve davranış bi- çimlerini irdelemeyi amaçlayan toplantılar dizisi "BinyılIcinTah- mWer" ise yeni bir yüz- yılm eşiğinde Türki- ye'de ve dünyada: tarih, müzik, sanat iletişim, ekonomi, bilim, teknik, siyaset ve sinema gibi konularda geçen >âizyı- lın değerlendırilmesin- den yola çıkarak yapı- labilecek tahminlen içe- riyor. 15 Aralık'tan iti- baren her salı, Istiklal Caddesi Turkcell Salon- lan'nda gerçekleşecek. "İnsanın Halleri" ana başlıklı toplantının ko- nusu "Âşık'',konuşma- cılar ise Artun Cnsal. PınarKür ve Hulki Ak- tunç. (280 65 55) L A R ? Nikita Mikhailkov'un son filmi Oscar'a aday olamıyorKültür Servisi - Nikita Mikhail- kov'un 'Sibirya Berberi' (The Bar- ber of Siberia) adlı filmi bu yılki en iyi yabancı film dalmda Oscar'a aday olamıyor. Nedeni ise Three T adlı film stüdyosunun kurallan çiğ- nemesi. Güneş Yamğı'ndan sonra en renkli film olarak değerlendiri- len Sibirya Berberi, Rusya'da en az bir hafta seyircilere gösterilmediği için Oscar Ödülleri'ne katılma şan- sını yitırdi. Stüdyo yetkilileri filmin 29 Ekim'de bir hafta süreyle göste- rildiğinı söyleseler de filmi bir haf- ta süreyle yalnızca dağıtımcılar iz- lemişti. Sibirya Berben, önümüzde- ki ay Rusya'da gösterildikten sonra dünya sinemalannda izleyicilerle buluşacak. Güneş Yanığı adlı fılmin Oscar al- masından etkilenen Mikhailkov, Rus, Fransız ve îtalyan ortak yapımı olan Sibirya Berberi 'ni iki yılda tamam- ladı. Büyük çoğunluğu Ingilizce ola- rak çekilen filmde Juüo Ormond ve OİegMengshikov rol alıyor. Yüz- yılın başlannda geçen ve bir saga niteliğindekı filmde. Irlanda Ame- rikalı asıllı Richard Harris'ın 'ber- ber'admı verdiği garip görünüşlü bir aletle Sibirya'daki ormanlan kese- rek zengin olmaya çalışması konu ediliyor. Ruslar, Mikhailkov'un ruhunu Batı'ya sattığına inanıyor. Bugüne dek birçok ödül kazanmasına rağ- men yönetmenin Batı'dan çok faz- la etkilendiği düşünülüyor. Aynca birçok Rus, filminçok fazla iyim- serolduğunu düşünüyorki Ban stan- dartlannda çekilen Güneş Yanığı 1993'ün en umutsuz filmi olarak görülmüştü. Mikhailkov ise filmi- ni değerlendirirken "Sibirya THa- nik"i diyor. 53 yaşındaki Mikhail- kov, fılrnini cekmek için Kremlin'den izin almış: "Kremlin'in yıldızlaruu ilk söndüren ben oldum. Rus bir eteştirmenonunTannolduğunusoy- lüvordu." Morgan Freeman, Mandela 'yı oynayacak • Morgan Freeman beyazperdede Nelson Mandela'yı canlandıracak. Mandela'nm yaşamöyküsü 'Long Walk to Freedom'dan aynı adla sinemaya aktanlacak olan filmin, Arabistanlı LawTence'dan sonra Afrika'da gerçekleştirilen en büyük yapım olacak. • Ethan Hawke New York'ta Hamlet'i oynuyor. Michael Almereyda'mn yönettiği Hamlet'te rol alan diğer oyuncular Sam Shepard, Diane Venora, Bill Murray ve Kyle MacLachlan. • Aleksandr Soljenitsln Rusya'nın önde gelen televizyon kanallanndan NTV'de yayımlanması gereken ve kendi yaşamını konu alan belgeselin yayınını durdurdu • Helena Bonham-Carter, Elton John tarafından kurulan yapım şirketinin ilk filminde başrolde. Coky Giedroyc'un yönettiği 'Women Talking Dirty' isimli filmde iki kadının dostlugu anlâtılıyor. • woody Allen m adı henüz belirlenmeyen yeni filminin başrol oyunculanndan Sean Penn'in, yapımcılarla kontratı fesh etme noktasına geldiği söyleniyor. 1930'lu yıllarda geçen filmde bir caz müzisyenini canlandıran Penn'in geçen hafta çekimlere katılmadığı ve gerekçe olarak hasta olduğunu açıkladığı da belirtiliyor. • Adrlano Celentano ve Mina aynı CD rom'da buluşuyorlar. Sanatçılar 3 ayn bilgisayar oyununa sesleri ve görüntüleriyle rehberlik edecekler. CD rom, noel için 'Mina-Celentano' adlı albümün yanında satışa sunulacak. Mina- Celentano, 900 bin kopyayla sonbahann en çok satan albümü. • steven Spielberg ve Tom Hanks, Er Ryan'ı Kurtarmak filminin başansından sonra Normandiya çıkartmasını anlatan bir televizyon dizisi hazırlamaya karar verdiler. 13bölümlük dizinin çekimleri 1999'daAvrupa'da gerçekleştirilecek ve dizi Amerikan televizyonlannda 2000'de gösterilecek. • Jack Lang. Miiano Pıccolo Tıvatrosu'nun uluslararası sanat komitesi müdürlüğüne getiriliyor... • Zhang Yimou, Turandot'dan sonra şimdi de Mozart'ın Sihirli Flüt operasını yönetmeye hazırlanıyor. Bir Cin masalı gibi yorumlanacağı tahmin edilen Sihirli Flüt, gerçekleşirse gelecek yıl önce Almanya'da, daha sonra Çin"de sahnelenecek. • Robert Altman bağımsız sinemanın önemli adreslerinden Sundance Film Festivali'nin bu yılki açılışını yapacak. Toplam 114 filmin gösterileceği festival 21 Ocak'ta Altman'ın 'Cookies Fortune' isimli filmiyle açılacak. Cookies Fortune'da başrolleri Glenn Close, Julianne Moore ve Liv Tyler paylaşıyorlar. • Jodie Foster. Bruce Wıllis, Madonna, Jean Reno ve Eddie Murphy farklı araba markalan için televizyon reklamlannda rol alıyorlar. Sylvester ': Stallone Japon birası Kirin, Charlie Sheen sigara, Arnold Schwardzenegger çay, Richard Gere ve Pavarotti. Domingo, Carreras üçlüsü Japon Havayollan için kamera karşısına geçiyorlar. • Michael Van Dİem Amenka'daki ilk filmini yönetmeye hazırlanıyor. Karakter isimli filmiyle bu yıl En iyi Yabancı Film dalında Oscar kazanan Diem'in yeni filmi 'The Spy Game'de başrolü Robert Redford üstlenecek. Michael Beckner tarafından yazılan The Spy Game, bir CIA ajanımn son görevini anlatıyor. Amaçları, dünya görüşleri bir olan aydınlar, Cunıhuriyet dostları buluşuyor... yarın! riyetmc
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle