23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3KASIM1998SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Orgeneral Ilhan Kılıç, Türk sivil havacılığınm disipline edilmesi gerektiğine inandığmı söyledi . ''Sivil havacdığa devlet desteği istiyoruz'tstanbul Haber Servisi - Birinci Yüksek Havacı- lık Şûrası'na katılan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, sivil havacılık sektörünün ciddi ve gide- rek ağırlaşan sorunlanna çÖ7üm bulmanın zorun- luluk haline geldiğini söyledi. Demirel. "Havacı- lık sektörii SOS veriyor" dedi. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ilhan Kılıç da Türk sivil ha- vacılık sektörüne gerekli önemin verilmediğini be- lırterek "Türk sivil havacılığuun disipline edilmesi gerektiğine inanıyorum" diye konuştu. Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Mü- dürlügü tarafından düzenlenen l. Yüksek Havacı- lık Şûrası. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in katılımıyla dün Harbiye Askeri Müze ve Kültür Si- tesi'nde başladı. Hava Kuvvetleri Komutanı Orge- neral îlhan Kılıç. Ulaştırma Bakanı Arif AhmetDe- nizolgun ve Devlet Bakanı Cavit Kavak'ın katıldı- ğı şûranın açılış töreni. TRT lstanbui Çocuk Ko- rosu tarafindan seslendırilen Gençlik Marşı, 10. Yıl Marşı ve 75. Yıl Marşı ıle başladı. Törende konuşan Hava Kuvvetlen Komutanı Orgeneral tlhan Kılıç, sivil havacılık sektörünün. uluslararası standartlarda. ekonomik. teknik ve ti- cari yaptınm yetkisi olan, havacıhkla ilgili kural- lan koyacak ve denetleyecek bağımsız bir organi- zasyona sahip olması gerektiğini söyledi. Uçuş emniyetinin havacılık faaliyetlerimn can daman olduğuna dikkat çeken Kılıç. "Cumhuriyetimizin 75'inci yılında, Türk sivil havacılığında uçuş eroni- \et biriminin bulunmamasu biz havacılar için üzün- tii kaynağı olmaktadır" diye konuştu. Türkiye'de her gün yeni hava meydanlan açıl- dığına dikkat çeken Kılıç şöyle devam etti: "Ancak yapılan meydanlann yer seçimlerinde mutlaka askeri ve sivil havacılıkotoritelerinin onay- lan aluımalıdır. Yeni açılan meydanlannıızın uz- man personel ihtiyacı eksiksiz olarak karşılanır- ken, uçuş kolav lıklan da tam olmalıdır. Havacılık kurallanmn uygulanmasında teknik sorun olma- malıdır." Türk uçuş sahasındakı frekans kirlilığine de dik- kat çeken Kılıç, "DgUileresesleni\onıın,şu frekans tahsisleri bir ele almsın, bu kadar televizyon, rad- yo var, bunlann düzenlenmesi, en temiz frekansla- nn hava kontrol ünitelerine verilmesi veya bu fre- kanslan kirleten vericUerin susturulnıası gerekti- ğine inanıyorum" dedi. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de değişen ve gelişen dünya şartlan içinde, Türk havacılık po- tansiyelini iç ve dış ihtiyaçlara daha çağdaş biçim- de cevap verecek ve üyesi oldu|umuz dünya ha- vacılık kurum ve kuruluşlan ile uyum sağlayacak bir duruma getirmek gerektiğini belirtti. Demirel, Türkiye'nin, Cumhuriyet döneminde bölgesinde yüksek muharebe etkinliğine sahip, güçlü ve caydıncı Türk Hava Kuvvetleri'ne. ken- di uçagını kendi yapan çağdaş bir havacılık sana- yiine, dünyanın her yerine ulaşabilen 152 sivil ha- vacılık şirketine ve gerekli altyapıya sahip bir ha- vacılık potansiyeline eriştiğini bildirdi. Demirel, "Hedefimiz, uluslararası standartlara ve kuralla- ra uygun, dışa bağımlıhğı azaltümış, iyi eğitimli, ye- teıii altyapı ve teçhizata sahip, emniyetli bir hava gücünün oluşturulmasıdır". KİGEM Başkanı Mümtaz Soysal 'Üretim aracun işçinin elinden alamazsmız' ÖZCANÖZGÜR MUĞLA-Dalaman'daselüloziş- çilerinin "Ortaca-Dalaman Sefer- beriik Yürüyüşü"ne katılan ve özel- leştirmeye karşı mücadelenin sim- gesi haline gelen KİGEM Başkanı Zonguldak Milletvekili Mümtaz SoysaL " l retim aracını üreticinin elinden alamazsınız. SEKA'da işçüer bunu gösterdiler" dedi. KİGEM Başkanı Mümtaz Soy- sal. Özelleştirme Yüksek Kuru- lu'nun geri adımı ile sonuçlanan SE- KA direnişinin değerlendirmesini Cumhuriyef e yaptı. SEKA işçısi- nın üretimi durdurmadan, tersine üretımı arttırarak "Hiç künse çah- şanfabrikayı etimizden alamaz" me- sajı verdiğini belirten Soysal, şunla- n söyledi: "SEKA bir a> süresince her zamanldnden çok üretim yapa- rak direndi. İşciler. işverlerini terk etmeyerek, üretimi arttırarak °Hıç kimse çalışan fabrikayı elımizden alamaz. Biz, birbirimizi kırmadan. çalışarak, üreterek yaşamak istiyo- ruz" dediler.Cumhurivetfabrikala- nnı çocuklaruıa bırakmak üzere ba- balanndan. dedeleruıden miras de- ğil. emanet aldıklaruu sövlediler. Kimsenin burnu kanamadı. Dala- man'dason eylemde 'karayolunu ka- patmayacaksınız' dediler, karayoiu- nu kapatmadan geçtiler. Çok anlam- -h, çok güzel direnişin son noktasmı Dalaman'da koydular. En anlamlı direnişti bu." SEKA'nın şimdilik" kurtulduğu- nu vurgulayan Mümtaz Soysal, lz- mit'te eylemler sırasında gırdiği bir markette, market sahibinin ANAP'lı olduğunu öğrendiğini. eylemleri de- ğerlendirirken kendısine. "Bizimki- ler yanhş yapıyorlar. Bu gidişle bu- rada parti kalmayacak" dedıginı be- lirterek "ÖzeUestirme Yüksek Ku- rulu'nun karannın nedeni bu. So- nuç işçilerin zaferidir. Ancak zafer sarhoşluğuna kapılnıamak lazını. Çünkü SEKA, halen özelleştirme kapsamında. SEKA. seçimlerden sonra yine gündeme gelecek" diye konuştu. Özelleştirme polıtıkalannı da eleştiren Mümtaz Soysal, sözle- rini şöyle sürdürdü: "Sorun üretimi arturmak ve işsizfiğiortadan kaldır- mak sorunudur. Üretimi fabrika ka- patarak artüramazsınız. İzlenen po- lilika veni fabrikalar kurdurnıuvor. var olanlann el değiştirmesini sağb- yor. Özelleştirme son aşamasında mafyalaşb. Peşkeşten. tehditle el de ğiştirme noktasına geldi. Artık özel- leştirme konusu sovgundan ahlak meselesine dönüştü. Halkın isteme- diğini yapamazsınız. KİT'leri üreti- mi arttirmak istivorsanız düzeltin, yÖDetemiyorsanız işçive verin. Ba- ğunsızhğın teminab olan fabrikala- n elden çıkarmayı hiçbir şekilde sa- vunamazsmfe." Bahri Savcı mezarı başında anıldı Türkiye'deki demokratik ku- rumlann geüşmesinde önemli bir yeriolan 1%İ Anavasası'nın ha- zuiayıcılanndan Prof. Dr. Bahri Sa\ cı. ölümünün 1. yıldönümün- de Küçükyalı'daki mezan başın- da törenle anıldı. Mülkiveliler Birliği Başkanı Mehmet Kesi- moğlu yaptığı konuşmada. Bah- ri Savcı'mn ülkeninin daha de- mokratik ve çağdaş bir anavasa- ya kavuşmasında çok önemli ye- ri olduğunu, laik. demokratik, hukuk devletinin yerleşmesinde de önemli bir görev üstiendiğini söyledi. Bütün yaşamı bovunca anti-demokratik uygulamalara karşı çıktığını belirten Kesimoğ- lu. Sa\cı"nın yalnızca bir düşün adamı değil,ayiu zamanda bir sa- natçı oluduğunu \ urguladı. Ceyhan'daki cezaevînde diyalog süreci ADAX\ (Cumhuriyet Bürosu) - Ceyhan Cezaevi'ndeki olaylann ardından diyaloğu koparan ceza- evı yönetimryle tutuklu ve hü- kümlüler arasında anlaşma umu- du dogdu. Bugün yenıden başla- yacak görüşmelerde tHD, tutuk- lu ve hükümlü aileleri ile baro müdahil olarak bulunmak istiyor. IHD Adana Şubesi Başkanı Süleyman Kılınç, Ceyhan Özel i lu ve hükümlü, 4 gardiyan, 1 as- kerin yaralanması ile sonuçlanan olaylann ardından 4'er kışilik hücrelere konulan tutuklu ve hü- kümlülerin halen 3 ay görüş ve haberleşme yasağının bulundu- funu söyledi. Tutuklulann halen hücrelerden çıkanlmadığını be- lirten Kılınç sözlenni şöyle sür- dürdü: "Ceyhan Cezaevi'ndeki gelişmelere destek olmak üzere , eylem başUtan Bayrampaşa, Ümraniye, Bergama cezaevierin- deki tutuklu ve hükümlülerin is- tekleri Adalet Bakanlığı tarafın- dan kabul edildiği halde Ceyhan Cezaevi'ndeki durum netiik ka- zanmadı. Cezaevi vönetimi bu- gün görüşmeyi kabul etti. Bu gö- rüşmelerde baronun yanı sıra tHD ve tutuklu aileleri olarak müdahil snabyia veralmakistiyo- ruz. Yeni bir sürgün söylemi çok zoriu bir çatışmayı peşind«n gjti- rebiUr ve ölümlerle sonuçlanan eviemlerolabilir. Endişemiz,ceza- evi yönetiminin sürgünlerde di- retmesi. Bu nedenle müdahil ola- rak görüşmelerde ver almak isti- yoruz. Bugüne kadarcezaevi sas- cısı dhaloğa açık olmadığı için olumhı adımlar aulamadL Bun- dan sonraki süreçte bunun aşıl- masını bekUyomz. Cezaevi vöne- timi olayı uzatarak unutturmaya .lli.n Bu kampanyada YOK YOK! Dilediğiniz her şeye, peşin fiyatına taksitle, kolayca sahip olabileceğiniz İstikbal kampanyasında şon günler yaşanıyor. En yakın İstikbal Satış Noktasına bugün uğrayın, bu ürsattan yararlanın! Ûcr«nn Tûhcttci Hotfe 0800 361 5558 www.istıkbal.com.tr S J S t 4 Ca NQ13 38O7C d ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Türban İçin Hoşgörü Bu haftayapılacakolan "rektöriertoplantısında" Başbakan Saym Mesut Yılmaz'ın YÖK'ten ve üni- versite rektörlerinden, başörtülü öğrenciler için hoşgörü ricasında bulunacağı söyleniyor. Geçen hafta Zaman gazetesinde çıkan bir ha- berde DYR FR CHP ve DSP'Iİ kimi milletvekilleri- nin bu girişimi desteklediklerı yazıyordu. DYP'Iİ Rı- za Akçalı ve FP' 11 Bülent Annç, salt başörtüsü ko- nusundaki düşüncelerıni dile getirirken, CHP'Iİ Ah- met Küçük ve DSP'h Necdet Tekin, başörtüsü ya- nı sıra, yüksek öğretimin tüm sorunlannın ele alın- masını öneriyoriardı. Bu arada DTP Kütahya Milletvekili Mehmet Korkmaz, ilginç bir beyanat veriyordu: "Cumhu- riyetimizin 75. yılında üniversite yönetimleri tole- ranslı davranmalıdır. Bu konuda kesin yasa yoktur. Bunun büyümesinin bazı rektörlerin tahnkinden kaynaklandığını biliyoruz. Rektörlerden hoşgörü bekliyoruz." Aynı haber şöyle sürüyordu: "ANAP Genel Baş- kan Yardımcısı Yaşar Okuyan, inancından dolayı başını örten öğrencilerin ideoloji mensuplanyla bir arada görülmesinin yanlış olduğunu belirtti. Oku- yan, Başbakan Yılmaz'ın rektörler toplantısını, bu gerçeklerin rektörlere bizzat Başbakan ağzıyla /7e- tilmesi niyetiyle yapacağını söyledi. Okuyan, rek- törlerden başörtüsü konusunu toleransla ve hoş- görüyle çözmelerini beklediklerini ifade etti." (Bu haberdeki cümle düşüklükleri anlam bozuk- luklannı düzeltmeye hiç çabalamadım.) Demek dönüp dolaşıp aynı noktaya geldik... Sı- yasetçiler yasa ve yönetmeliklerde hiçbir değişik-' lik yapmayacaklar, hatta bu konuda kıllarını bile kı- pırdatmayacaklar, buna karşılık üniversitelerin yö- neticileri yasalan uygulama konusunda hoşgörü gösterecekler... Vallahi hoş bir durum. Fazilet Partisi'nin başka konularda siyaset üre- tememesinin sonucunda, bir avuç öğrencinin ba- şörtüsünün ardına sığınması ve tüm ağırlığını bu konuya vermesi, şimdi içinden çıkılması çok zor so- runlan gündeme getirdi. Ve Faziletlıler bu sorunu kargıladıkça, biz de dö- ne döne aynı konuyu ele almak zorunda kalıyoruz. Daha önce de tekrar tekrar vurguladığım gibi ba- şörtüsü sorunu, bizim "yumuşak karnımız"d\r. Zi- ra bir yandan din ve vicdan özgürlüğünü savunur- ken, öte yandan (en azından bir bölümünün) inanç- larının gereğini yapmalannı engellemek, biraz çe- lişkili bir tutumdur. Ve zaten bu nedenle tek tük ba- şörtülü öğrenciye "hoşgörüyle" davranılmış ve bu kılıklannın yasa ve yönetmeliklere aykırı olmasına karşın, eğitimlerini sürdürmelerine göz yumulmuş- tu. Fakat hoşgörünün de bir sının vardır. Eğer sizin hoşgörüyle karşıladığınız durum, bir "hak" olarak görülmeye başlanır ve bu "kanunsuz talep" bir "hak mücadelesi" olarak değerlendirilir ve dile ge- tirilirse, işte o zaman kızılca kıyamet kopar. Bu olaylann böylesine tırmanmasının ya da tır- mandınlmasının sebebi ve suçlusu, Sayın Mehmet Korkmaz'ın dile getirdiği gibi "bazı rektörler" ve bunlann "tahrikleri" değil, Sayın Necmettin Erba- kan'ın sorumsuz bazı beyanlarıyla başlayan şıma- rıklıklardır. "Seçimlerden sonra ûniversite rektör- leri başörtülü öğrencilerin karşısında selam dura- cak, selam." gibisinden ifadelerın, bu tırmanmanın başlangıcını oluşturduğu açıktır. Zaten olaylann yüzde 20'sini alan bir siyasal ha- reketin, cumhuriyeti kendi yönüne çevirmek iste- mesi kadar abes bir beklenti olamazdı. Ancak ma- alesef kendilerini de tabanlannı da buna inandırdı- lar. Ve "hak" olmayan şeyleri "hak gibi" görmeye başiadılar. REFAHYOL'un çökmesınden sonra, o günler- deki Refahlılar, önce "Imam Hatipler Kapatılamaz" sloganıyla tabanlarını oyalamaya çabaladılar. Ar- dından "Savunma yapan adam" sloganı geldi. Ve nihayet "Türbana uzanan eller kınlsın" sloganına gelindi. Bizim üniversitenin kapısını "pilotbölge" olarak seçen "başörtüsü harekât", son olarak "Ya hep ya hiç" sloganına gelince, "İşte şimdi kendi ipinizi çektiniz" diye düşünmüş ve o günlerde "Ya Hep Ya Hiç" başhklı bir yazıyla bu görüşlerimi, siz de- ğerli okurlanmla paylaşmıştım. Gerçekten iş böy- le bir inatlaşmaya geldiğı zaman, bundan kimin zararlı çıkacağı çok açıktı. Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Re- cep Tayyip Erdoğan'ın mahkûmiyet kararından sonra, Fazilet yönetimi, türban sorunlarını ikinci plana atıp, "Şiir okuyan adam" sloganına sanldı. Zira bu konu, istismara daha uygundu. Ve birkaç yüz çocuğun başını yaktıktan sonra, başansız bir "zincir" ya da "gövde gösterisiyle" bu konudaki politikalarını değiştirdiler. Şimdi sıra "hoşgörüye" geldi... Yazık, gerçekten çok yazık. Eğer sorunu hoşgö- rü çerçevesinde çözmeye çalışsaydılar, belkı de bu noktalara gelinmezdi. Geçid bir süre için de olsa, bir hoşgörü ortamı oluşturulabilirdi. Korkanm artık çok geç. Olan, eğitimi yanan çocuklanmıza oldu... kuttulus 12 yıldır kesintisiz olarak yayın hayatını sürdürdüğü gazetemizin yaymı engellenmeye çalışılıyor. Tüm bu engellemelere rağmen çıkmaya devam ediyoruz, edeceğiz. KURTULUŞ GAZETESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle