18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKİM1998SALI CUMHURİYET SAYFA 15 Jevre Bakanı, 1980'lerden bu yana desteklediği çevre karşıtı politikaların açmazında kaldı [mren Aykut 'ektiğiııi biçemiyor'ÇevTe Bakanı îmren ykut'un son günlerde şikâyetçi dugu ve kendisini "çaresiz" rakan yasal düzenlemelerin mü, yine kendisinin de kimi ıman iktidar partisi illetvekili, kimi zaman da ıkan olarak onayı ve katkısı ılunduğu 1980 sonrası 3nemde yürürlüğe girmişti. ahası, aynı tür düzenlemeler, ne kendi imzasını da taşıyacak kilde bugün bile devam üyor... KTAY EKİNCİ Yaklaşık 15 aydır "Çevre Bakanlığı" •revini yürüten Jmren Aykut. uygula- îlanyla değil "söylemiyle" hizmet ver- ;yi sürdürüyor... Elinde kesinleşmiş yargı kararlan bu- tunasına rağmen Bergama'dakı yasa- ji sürecı durduramayan; Sanyer orman- indaki "kaçak" Koç Üniversitesı in- atına uzaktan seyirci kalan; Çamlıhem- üilerin Fırtına Vadisi'y'e ilgili haykı- lanna Kulaklannı tıkayan; Izmıt'in kör- z kıyısındaki SEKA fidanlığında ya- nan kıyımı eleştiri konusu bile yapma- n; Gökova'da ise yine kesinleşmiş yar- karanna aykın Bakanlar Kurulu karar- ina imza attıktan sonra yüzyılın en bü- ık orman ve çe\Te tahribatına neden îcak termik santralın hukuka aykın ça- tınlmasını "üzülerek" izlediğini belir- ı Îmren Aykut. İstanbul'daki son orman ngınlanndan sonra da şunlan söylü- •r: "Bunu yapanlar insan olamaz (...) manlardaki tahsisler de suçluları endiriyor, bu tahsisler de iptal edil- eli..." (Cumhuriyet, 29 Eylül 1998.) Boğaziçi'nden Istanbul'a bakıldığında Tarihi Beşiktaş lskelesi'nin arkasından yükselen ve Yüdız Sarayı'nın eski bahçesini işgal eden Conrad Oteli. Îmren Aykut'un Çalışma Bakanı olduğu dönemde Emekli Sandığı arsası gözden çıkartılarak ve SSK kaynakları da inşaat giderleri için harcanarak eski ANAP II Başkanı Erdal Aksoy'a "tahsis" edilmişti... ( OKTAY EKlNCl) Peki, "tahsfaler" nasıl iptal edilecek?.. Yine Aykut'un geçenlerde Muğla'da söy- lediğı. "Bundan sonra herkes her iste- diğim yere tesis kurarım diyemeyecek" sözü nasıl gerçekleşecek?.. Bu sorunun tek bir yanıtı var: 12 Ey- lül 1980 darbesinden bu yana yürürlüğe sokulan ve hemen tümünde ya "iktidar partisi milletvekili" olarak ya da "ba- kan" olarak Imren Aykut'un da ımzası ve "desteği" bulunan tüm "yağmadan yana yasal düzenlemeleri" iptal etmek. tmren Aykut'un. iki dönem devlet ba- kanhğının yanı sıra, 1989'da getinldiği "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan- lığı" görevi 1980 sonrasının çevre tari- hinde "iz bırakan tutumlarım" sergile- diği bir döneme rastlar. 'İnceber skandalı Bunlardan en ünlüsü, şimdi yurtdışın- da bulunan ve o yıllann en gözde işa- damlanndan olan Selim Edes'e Muğ- la'ya bağlı Dalaman'daki bir "orman alanı tahsisi" ıle gerçekleşen "tncebel Tatil Köyü" projesine verdıği açık des- tektir. Uçak pistinin hemen kenannda ve de- niz kıyısındaki bir ormanlık tepenin, ta- til köyü adı altında "45 yıllığına kirala- nan tatil konutlarıyla" kaplanması şek- linde gerçekleştirilen bu proje. Îmren Ay- kut'un bakan olarak katıldığı "devlet tö- renleriyle" inşa edilmiş ve hükümet des- teğiyle de pazarlanmaya başlanmıştı. O kadar ki aynı yıllarda yine Fethiye- Dalaman bölgesi için ilan edilen Özel Çevre Koruma Bölgesi'nin "sınırı" bi- le bu proje alanını "dışarda" bırakacak şekilde geçirilmişti. Selim Edes'in fir- ması ESKA ise böylesi bir ayncalığı ga- zete ilanlanyla "müşterilerine" şöyle duyurmuştu: "Başbakanlığın korumaya aldığı koy- laruı tam ortasındayız; ancak imar ya- sağının dışındayız; bu fırsatı kaçırma- yın..." Aykut, şimdi bir yandan belediye baş- kanlannı "imar yağması" nedeniyle eleş- tirirken öbür yandan yakın geçmişte aynı yağmaya açtığı Incebel kıyılannı kendi- sine bağlı Özel ÇevTe Koruma Bölgesi sı- nırı içine alamamanın "sıkıntısuu" ya- Şiyor- 'Conrad' dosyası Îmren Aykut'un bir başka sıkmtı duy- duğu durum ise, yine belediyeleri imar du- yarsızlıklanndan ötürü suçladığı şu gün- lerde, İstanbul'a her gelişinde gözünün mutlaka iliştiği Beşiktaştakı Conrad Oteli'nin kenti ezen varlığı olsa gerek. Yıldız Sarayı'nın devamı konumun- daki tarihten gelen bir yeşil alanı yok et- mesinin yanı sıra, İstanbul'un siluetini de parçalayan devasa çirkinliğiyle 1980'le- rin ünlü yağma projeleri furyasında hü- kümetin turizm merkezi karanyla izin ve- rilen Conrad Oteli, Emekli Sandığı'na ait parselde inşa edildi. Otelin en büyük ortaklan, eski ANAP 11 Başkanı Erdal Aksoy ve kardeşı Erol Aksoy olmasına rağmen. inşaat giderle- rinin büyük çoğunluğu ise Imren Ay- kut'un Çalışma Bakanı olduğu dönemde aynı bakanlığabağlı "SSK kaynaklann- dan" karşılandı. Araziyi daha önce Aksoy'lara otel ar- sası olarak tahsis eden dönemın Emekli Sandığı Genel Müdürü Ateş Amiklioğ- lu da inşaat için SSK kaynaklannın önü açılırken bu kez "Aykut'un müsteşan" olarak görev yapıyordu. Nitekim, iler- leyen yıllarda da yine Amiklioğlu, "SİT alanlannın imara açüması'" yönünde kanun tekliflen veren bir milletvekili olarak yine çevrecılenn tepkisini çekecek- ti... OKUR MEKTUPLARI tletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu 34334 İstanbul iaranlığa bir umut... 6-18 yaş arasında olan, ebeveyn- tarafindan ihmal ve istismaredi- ek her türlü tehlikeye karşı ko- masız bırakılan sokakta yaşayan hayatını devam ettiren çocukla- ı yeniden topluma kazandınlma- unacıyla kurulan Sosyal Hizmet- ve Çocuk Esirgeme Kururnıî Ge- 1 Müdürlüğü'ne bağlı Kadıköy >kak Çocuklan Rehabilitasyon erkezi Müdürlüğü sosyal hizmet- • uzmanlan geceleri de çalışma- ına devam ederek, sokak çocuk- ına her türlü yardımda bulunuyor. Konya Devlet Tiyatrosu Bizler üniversiteli gençler ûarak Konya 'dan yazıyoruz. ionyamız'da geçen sene Dev- et Ttyaimsu açıldı. Amatör bir Mrs vermeye başladı. tlgiyle akip ettik. Fakat bu sene uygu- amadan vazgeçildi. Nedenini se basit bir gerekçeyle geçiş- irdiler. Bu tiyatro kurslan; 3ursa, İstanbul, Ankara Dev- et Tıyatrvlan 'nda varken, Kon- >a'da vazgeçilmesi bizleri de- •inden iizdü. Geleceğimtin aydınlık ya- inlar olması dileğiyle... Tiyatro Severler Asıl amacı sokakta yaşayan çocuk- lan konuşarak kuruma getirmeyi amaçlayan Rehabilitasyon Merke- zi'nde çocuklan önce Küçükbak- kalköy'dekı ilkadım istasyonunda genel sağlık kontrolünden geçiri- yor.. Merkezde çocuğun bakımının yYriTsirasosyaT, RÜltürel ve eğitsel çahşmalanna da ağırlık veriliyor. Belli aralıklarla gezilere, pikni- ğe, tiyatro ve sinemaya götürülen ço- cuklar sportif faaliyetlere de yön- lendiriliyor. Bu arada ailesine ve diğer yakın çe\Tesine ulaşılarak ço- cuk hakkında bılgiler toplanıyor, öncelikli olarak ailesi ile yaşaya- bilmesi üzerinde durularak diğer altematifler de belirleniyor. Ço- cuk. görevli sosyal hizmet uzmanı ve gönüllü anne ve ulaşılabilmişse aılesıyle görüşülerek bir okula ya da ise yerleştiriliyor. Kurum. sadece bu yıl 26 çocuğun çeşitli okullara kaydını yaptırmıştır. Aynca mes- leki eğitim çerçevesinde 5 çocuk Çanakkale Seramik tarafından Ya- pı Meslek Lisesi'nde açılan iş ga- rantili fayans, seramik. marley us- talık kursuna gönderilmiştir. Yine 2 çocuk çıraklık eğitimi bünyesın- de işe yerleştirilmiştir. Bu çocuklara bir umut olan So- kak Çocuklan Merkezleri'ni des- teklemek sağhklı bir toplumun ge- leceği için şarttır, Kahraman Eroğlu Sosyal Hizmetler tl Müdürü *artilere düşen görev \nayasa ve yasalan yok sayacak, vleti ve milleti soyacaksınız. ıtta çetelere göz yumarak, in- ılann öldürülmelerine seyirci lacaksınız. tşte o zaman "bu Uet stnnie gurur duyacak (!)"... Yasalardan doğan haklannız için icadele edecek ve düşündükle- izi yine yasalann öngördüğü sı- lar içinde söyleyeceksiniz. Ha- :ınız kaydı demektir. Çünkü bu- nkü anlayışa göre siz bir vatan inisiniz! fCuruluşunu, bütün dünyanın r gı ile kabullendiği Cumhuriye- üzin 75. yılında ülkemiz, tarihi- ı en karanlık ve bu- lımlı günlerini yaşı- r. Boşuna zaman /betmeyelim. Buna- un gerçek nedenini îtamadan, yapay ndemlerle sonuca şamayacağımız, ka- I edelim lütfen. Ba- Jıklan kurutmadan, rismeklerden kur- mümkün lunan siyasi parti başkanlan, her fir- satta bugünkü anayasadan şikâ- yetçi olduklannı söylerler de ne- den biraraya gelerek çağdaş bir ana- yasa değişikliğini gerçekleştirmez- İer? Bilinmez. Ülkemiz yeni bir erken seçime hazırlanıyor. Anayasa ve seçim ya- salannda gerekli değişiklikler ger- çekleştirilmeden yapılacak bir se- çimden, bugünü bile aratacak bir sonuç çıkmayacağım hanginiz ga- ranti edebilir. Hep kendimizi ve partimizi değil biraz da ülkemizi düşünelim lütfen? Bekir Arda / tstanbul mamız ı? Bunalımın gerçek ienı, demokrasinin n kurum ve kuralla- le ijlemesine olanak ımayan bugünkü, 12 lül irünü "anayasa- z""ar. Çagın gerçek- tni tabullenen ve in- ı hıklanna saygılı ıi Hr anayasa deği- liğ yapılmadan bu- ımİan kurtulacağı- za inanmıyorum. ıMvI'de grubu bu- Türkiye İş Bankası Köşemizde 13 Ekim 1998 tarihinde yayım- lanan Tezcan Akmeşe'nin "Kendinizi değil, devleti düşünün" başlıklı yazısıy la ilgili Tür- kiye İş Bankası Genel Müdürlüğu'nden bir açıklama geldi. Bankamız eleman alım sınavlan belirli ni- telikler taşıyan adaylar için açılmakta ve ba- sın aracılığıyla duyurulmaktadır. Objektif kriterler üzerinden gerçekleştiri- len sınavlann ilk aşaması olan yazıh sınavı geçen adaylar, mülakata davet edilmekte, her iki aşamada başanlı bulunanlarniteliklerine uy- gun şekilde istihdam edilmektedir. Sayın Akmeşe, bankamızın 17-18 Ocak 1998 tarihlerinde gerçekleştirmiş olduğu ya- bancı dil bilen "Memur Alım Sınavı"na ka- tılmış ve yazdı bölûmdebaşansız ohnuştur. Ban- kamız eleman alım sınavlanna yoğun bir ka- tüım olduğu için sadece başanlı olan adayla- ra duyuruda bulunulabilmektedir. Bilgilerini- zi rica eder, çalışmalannızda başanlar dileriz. Türkhe 1; Bankası A.Ş. Genel Müdörifik HAYVANLAR tsmiL GÜLGEÇ ÇİZGÎLÎK KÂMİL MASARACI HARBİ SEMtH POROY MIRMIRLAR UĞUR DURAK I ..•&l'R SoKAVCKEÛİSİ TARİHTE BUGUN MÜMTAZ ARIKAN 27 Ekim MUSTAfAMMAL f9/3'TE BU6İJN. BlNBAŞ/ MUSTAI* K£MAL,BUL OlARAJf ATXNt>/. fSTAHSUl 'M YAK/N DOSJV FETHİ(pKrAR) BEYİN EVİNDE KALIRICEN, OS- MANLI İklPAKATOftU/ĞUNUN YÖNETİMİNİ O SKAOA EÜNOE TirmN İTTİHAT VE Kİ YÖNETİCİLEGİNİN GÖZÜNE BATIYOK- DU. BİR SUKE SONBA, PARTİCE, İSTEHMİYE/V APAM OLAN MUST7VA KSMAL Şe*4İÜTERU6İNE, _ AYNI YERİN ELJÇJÜGİNE ATANIP, f3/4 KASfMlNA OESİN IS7AN- BUL'PAN UZAK TUTVLACAK.TI. BÜYÛK KEM4HCIN/CCOLO R4GAMNL BUSÜU,ÜNUJ İ7AL1»N K£MAA/C/ VE BESTECİSf NtCCOUD PAGANtNI, CENOVA'OA POĞEtl- İLK KEZ •f797'D£ÇjKri6l /i i i ŞAMI BOYUNCA, KEMAN ÇALMAÛAKİ OtA ĞAN İiSTÜ YETEA/eĞİ İLE BİR NUMARAU', İC8ACJ OLDa.ELDE SUUIMAN EN 2OR PARÇALA& 8AŞA/l/yL4 ÇMMAK ONU TATMİNETMEYİUCE DE,?ENİ YAf>ITh4g ŞBSTEIEMEHE GİRİŞA4İÇTİ. SERÇ, BU YAPn-LA/? gi&& yZA2£XS£l j 6ÖSTB&Ş </£ 774ŞK/NUK RİYOARO MA M ROUANT/ICTİLER.. Başka Türkiye Yok Haydi Fidan Dikelim ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması) Hizmet Sistemi Bilgi Hattı: 212 - 257 O6 46 ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Çırpındıkça Batmak Olaylar, kimi zaman denetimimizden çıkıyor. Hiç is- temediğimız halde; kendimizi, istemediğimiz yerlerde buluyoruz. ÖDP'nin Genel Başkanı Ufuk Uras'la ilgili olarak yaptığım eleştiri ve her zaman karşı olacağım "ina- dına aşk" sloganını eleştirmem üzerine do^an polemik ortamı, doğrusu çok canımı sıkıyor. Çok değer verdi- ğim, sevgi ve saygı duyduğum kimi dostlanmın da için- de bulunduğu ÖDP'ye elbette düşman değilim. Fakat sürekli ayağıma dolanıyorlar ve beni yanıtlamâk zo- runda bırakıyorlar. ÖDP'nin yan resmi yayın onganı olan "özgüriük"der- gisinde, aynı konunun "kargılanmasının" sürdürülme- si, aynı konuya yeniden dönmeme neden oluyor. • • • Ufuk Uras, gazetemizin "dL/ayen/"llhanSelçuk'aya- yımlanması rıcasıyla bir mektup göndermiş. Sayın Sel- çuk, aynı gazetede yazan insanlann birbirlerini üzecek şeyleri yazmaması ilkesıne bağlı olduğu için nezaket göstererek yayımlamamış. Keşke bana gönderseydi. Hemen yayımlar ve şimdi yapacağım gibi yanıtını da verirdim. Ufuk Uras, kelimesi kelimesıne şöyle yazıyor: "... Yaklaşık 3 yıl önce Bilgi Üniversitesi 'Mütevelli Heye- ti'nden Toktamış Ateş'/n ders vermeye ilişkin önerisi- ni teşekküredip reddetmiştim. Dolayısıyla Bilgi Üniver- sitesi'nde hiçbir dönem öğretim üyeliği yapmadım. Ne tek kuruş ücret aldım ne de tek bir ders verdim. Zaten bu tür kurumlarda ders verebilmek de rektörlüğün iz- nine tabidir. Doğal olarak İstanbul Üniversitesi Rektör- lüğü'ne de böyle bir başvurum olmamıştır..." Gerçekten kimileri çırpındıkça batıyor. Ve insanların böylesine "yalancı" demeyeceğim, "unu#can"olmala- n, şaşırtıcı oluyor. Gerçekten ben Ufuk Uras'a üç yıl kadar önce "Jürk Dış Politikası" dersini önerdiğim zaman memnuniyet- le kabul etmiş ve adı okulun reklamlanna girmişti. An- cak ders ikinci sınıfta olduğu için başlamamıştı. Bu arada ÖDP kuruculan tarafından genel başkanlığa ta- yin edilince bu ışten vazgeçilmiştı. "Reddetmek" ne- reden çıkıyor?.. Ama mektubunun ikinci kısmı, tam bir kara mizah. Insanlar nasıl bu kadar şaşırıyorlar, inanın aklım ermı- yor. "Zaten bu tür kurumlarda ders verebilmek de rek- törlüğün iznine tabidir..." dıyor. Hay Allah layığını ver- şin. Demek ki rektörlüğe başvurmadığına göre Bilgi Üniversitesi'nde ders vermemiş... Bir öğretim üyesinin ya da devlet memurunun, gö- revli olduğu kent hudutlan dışına çıkması da izne tabi- dir. Bildiğim kadanyla Ufuk Uras şimdiye dek hiç izin almadı. Zira izin ısteseydi, "uygundur" diyecek insan benım. O halde (bu mantığa göre) Ufuk Uras, İstanbul dışına hiç çıkmadı, parti toplantılarına hiç katılmadı... Hele ülke dışına çıkmak rektörlük iznine tabi oldu- ğuna göre yurtdışına da hiç çıkmadı. Hiçbir toplantıda konuşmadı... DYP adayı olan baldızının seçim propagandası için bir önceki seçimlerde Tekirdağ köylerinı de dolaşma- dı. Malkara köylülerinin gördüğü insan, herhalde "sa- nal" modeli idi... Gerçekten insan çırpındıkça batıyor. • • • Aynı dergide, "Bazılanna davul zuma da yetmez..." başlığıyla bir başka yazı daha var. Ayn ayn her cümle- si ele alınabilir ve yanıtlanabilir. Ama elbette buna ye- rim yok. Fakat özel eğıtımle ilgili görüşlerini yanıtlamâk istiyorum. "... Bugün Türkiye'de aralannda ÖDP'lilerin de bu-. lunduğu aileler çocuklannı özel okullarda okutrpa ihti- ~ yacını hissediyoriarsa, bu kamu okullannın kalitesizliğin- den ve yetersizliğinden kaynaklanıyor..." diyorlar. Doğ- rudur, ben de bunun aksini söylemiyorum ki. Bir dizi ÖDP'Iİ meslektaşım, özel ortaöğretim kurumlarında ders veriyor. Hatta aralarında okul sahibi olanlar da var. Bunu hiç eleştirmeyen ve hatta çocuklannı bu okul- lara memnuniyetle yollayanlar, vakıf üniversitelerine neden karşı çıkarlar? Hele daha anaokulu aşamasın- da iken; çocuğunu, salt yabancı uyruklular için açılan konsolosluk okullarına sokmak için binbir aracıya rica- cı olanlara ne demeli?.. Yineliyorum, Istanbul Bilgi Üniversitesi, kâr amacı olmayan ve şimdiye dek devletten tek delikli kuruş yar- dım almayan bir vakıf üniversitesidir ve devletten pa- ra almak bir yana, her yıl yüz milyariarca lira vergi öde- mektedir. Ve yasalann öngördüğü oranın kat kat üze- rinde, yetenekli oğrenciye burs vermektedir. 2547 sayılı Üniversite Yasası'na göre, vakıf üniversi- telerinde ders veren öğretim üyeleri, "izinli" değil, (is-. tim arkadan bile gelse) "görevli" giderler. Zira bu ku- rumlar da YÖK'e bağlı "kamu eğitim kunımlandır". • • • Bir önceki yazımda yanıtladığım "Atatürkçûlük", "muhbiriik" ve "harp akademilerinde ders verme" ko- nulanna yeniden dönmüyorum. Zaten yerim de yok. Ama eğer bu tatsız polemiği sürdürmek arzusunda oluriar- sa elbette yeniden kaleme alınm. • • • Kişisel sorun ve sorumluluklannı, kurumlann arkası- na sığınarak çözmek ne derecede dürüstlüktür, bu be- ni ilgilendirmiyor. Ufuk Uras'la ilgili olarak, daha önce başkalarının kaleme aldığı yazılann yayımlandığı yer- lerin, "Cevap vermeye değenyeherdeyanlmadığr dü- şüncesi de o yazılan kaleme alanlan ilgilendirir, benim sorunum değil. Ama benim sorunum, insanlann çırpındıkça nasıl battıklarını, üzüntüyle izlemek... B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN 1 2 SOLDAN SAĞA: 1/ Divan edebi- yatında Türkçe dizelerle Farsça 2 ya da Arapça di- zelenn bir ara- da yer aldığı şı- irlere verilen ad. 2/Çıkaryol, ça- re... " — Onat":Miman- mız. 3/ Bakraç, ' kova... Kalın bü- g külmüş sicim. 4/ Bir etkinlığın 9 geçicı olarak durdurulduğu süre... Bü- yük ve denn karavana. 5/ Elleri soğuktan korumak için kullanılan, astarlan- mış kürk... Radyum ele- mentinin simgesi. 6/ Kı- zılırmak Deltası'ndakı ormana verilen ad. II g Yunan mitolojısinde gü- zel sanatlann dokuz pe- risinden biri... Iskambil- 8 de koz. 8/ Kenar süsü... 9 Gizli görevli. 9/ Sıvas'ın bir ilçesı... Tantal elementinin simgesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Dıvan edebiyatında beş dizeli bölümlerden oluşan şi- ir türü. 11 "Emırler, beyler" anlamında eski sözcük... "Se\Tniş iki — ufku görürler daha engin" (Yahya Ke- mal). 3/ Yağda kızartılarak üzerine şeker ya da şerbet dö- külen bır hamur tatlısı. 4/ Bir işi yaptırabilme gücü.. .Eği- k olarak kesilmiş kenar. 5/ Çevrebilim. 6/ Eylemleri olumsuz yapmakta kullanılan ek... Arapçada "ben"... Birrenk. 7/Buyurucu... Nâzım Hikmet'in soyadı. 8/ Ko- kusu hardala benzeyen bır savaş gazı. 9/ "Memduh —": Sinema yönetmenimiz... Dökümcülerinkullandığı ağaç- tan yapılmış kalıp.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle