Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 EKİM1998CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çiflçek: Türban
eyiemiyle
ilişkimizyok
• "\nkara|Cumhuri>et
Bürosu) - Fazılet Partisi
(FP ) Genel Başkan
Yarciımcısı Cemıl Çiçek,
düzenlediği basın
toplaniısında partisinin
türban eylemı
orgauıızasvonunda yer
almadıgını ve bu olaylarla
organik bır baglan
bulunmadığını savundu.
Baybaşin'in
akrabaları
yargıda
• tstanbul Haber Servisi -
Hoflanda'da yakalanan
uluslararası uyuşturucu
kaçakçısı Hüseyin
Baybaşin'in 2 akrabasınm
da aralannda bulunduğu 8
kişınin Türkıye'den
ttalya'ya eroın ıhraç ettikleri
gerekçesıyle Istanbul 6
No'lu DGMdekı
duruşmasına dün devam
edıldı.
Kcıltaş ve Teker
serbest bırakıldı
• İstanbul Haber Servisi -
tstanbuFda geçen pazar
günü yapılan ızinsız türban
gösterisi sonrası gözaltına
alınan ve aralannda Yenı
Şafak gazetesi Yazı tşleri
Sorumlusu Ali Teker \e
Mıllı Gazete Yazı lşleri
Müdürii Ekrem Kızıltaş'ın
da bulunduğu 9 kışi, dün
Fatıh Nöbetçi Cumhuriyet
Savcılığı'nca serbest
bırakıldı.
İP: Fazilet
kapatılmalı
• Ankara (Cumhuriyet
Bürosu)-ls.çı Partisi ("IP)
Genel Başkan Vekili Hasan
Yalçm. son türban
eylemlennı Fazılet
Partısi'nın planladığını ve
yönettiğını belirterek
"Fazilet Panisi'nı
kapatmamanın Türkiye'ye
faturası ağırdır" dedi.
Barutçu'ya ceza
yolu açıldı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-TBMM
Başkanhğı. DYP Genef
Bas,kafıı Tansü Çiller'in mal
varlığını ıncelemek üzere
kuruian soruşturma
komisyonunda CHP'li üye
Tuncay Karaytuğ'a hakaret
eden DYPlı Ömer Barutçu
hakkında disiplin ve ceza
ışlemi yapılıp
yapılamayacağı konusunda
Anayasa Komisyonu'ndan
görüş sordu. Komisyonun
dünkü toplantısında >apılan
değerlendirmede başkan
Atila Sa\, TBMM
Başkanhğı'nın yazısını
tartışmaya açtı. DSP Grup
Başkanvekili Metın
Bostancıoğlu. TBMM Genel
Kurulu'nda "sükunetle
çalışmayı engelleme, söz
kesme. şahsi>etle uğraşma"
suçlannı ışleyenlerin Meclis
Başkanlık Dnam'nca cezai
ışleme bağlı tutulabildiğini
anımsatarak komisyonlarda
aynı suçlar işlendığinde de
disiplin işlemı
> apılabileceğini savundu.
DHKP-C
openasyonu
• İstanbul Haber Servisi -
AfsAP Bakırköy ilçe binası
ıle Lalelıde çevik ku\ vet
otobusünü bombalayan ve
Fatıh İlçe Emniyet
Müdürlüğü'ne lav silahıyla
saldırıda bulunan DHKP-C
örgütü üyelenne lojistik
destek \e eğitim verdikleri
ılen sürülen 11 kışıden 3'ü
dün -uruklandı
Cumhuriyet
Ornanı
• İsanbul Haber Servisi-
Carnfour Hıpermarket, 14
Kasm 1998 tanhine kadar
süreiek kampanya
<apammda. çeşitli
akt Mtelerle müşterilerine
ıeci.e olarak Meşe
fCaıpamasıKatılım
Sertfikası kazandıracak ve
<• erseği her sertıfikayla
TENA Vakfi'na bağışta
juknarak "75. Yıl
rınhunyet Ormanı"nın
tıanlması sağlanacak.
İhde yasakları
• *KARA(AA)-
lajıirma Genel
Ccrutanlığı, 29 firmaya,
C<?Hizmetleri Genel
vaiürlüğü ıse biri yabancı
i<;rmaya Devlet thale
<CLamu'nun 84. maddesi
L-^snca, değişik sürelerle
tnf-ere katılma yasağı
gL«di. 84. madde 'ihalelere
«s;kanştırmak, ihale
».«.ûmlerinı yerıne
g eneme ya da eksik
e' gibi durumlarda
değışik sürelerle
i öngörüyor.
Sokak çocuklan kendilerinin 'tinerci, tecavüzcü' olarak anılmalannı istemiyor
'Büyük şehirde öleBm'DEVRİM SEVtMAY
Geçen hafta bir anaokulu ög-
retmenine tecavüz edip öldürme-
leri nedeniyle gündeme bir kez
daha çarpıcı birbiçimde gelen so-
kak çocuklanna her gün bir yeni-
si ekleniyor. Sokak çocuklan
kendilerinin "tinerci, teca\üzcü"
olarak anılmalannı istemiyorlar.
Olaylar üzerine görüştüğümüz
dört sokak çocuğu Gaziantep'ten
5 gün önce kaçmış. Geldikleri bu
kentte birkaç gün önce kendileri
gibi olan çocuîdartarafından kor-
kunç bircinayet işlendıginden ve
şu anda tüm Türkiye'nin kendile-
ri gibi çocuklara "sapık, katiL ruh
hastasr gözüyle baktığından ha-
berleri bile yok.
Olay üzerine polisın günler-
den beri sokak çocuklannı neza-
rete attığını bılmeden Aksa-
ray'daki istasyonun altına sığm-
mışlar. Çok geçmeden kendileri-
ni Sokak Çocuklan Koruma Vak-
fı'nın Zeytinburnu'ndaki Uyum
Merkezi'nde bulmuşlar. Yaşlan
16-17 arasında değişen bu dört
kafadarla yaşamlannı. düşünce-
lerini konuştuk:
Haluk: Çalıştığımız ışlerden
memnun değildik. Ben tnkotajcı-
yım, diğerleri halıcı ve tornacı.
Çok çalıştınp az para veriyorlar-
dı. lşten aynlıyorduk. Buseferde
evdekilerdövüyorlardı. Sonunda
karar verdık. Bır ay para bıriktir-
dik. Tam 45 mılyonumuz oldu.
Atladık otobüse Istanbul'a gel-
dik.
Cüneyt: Iner inmez sarhoşlar
saldırdı üstümüze. Yerde buldu-
ğumuz değneklerle hepsini yere
serdik.
- Buraya gelmeseydiniz nerede
yatacaknnız, ne >iyip içecektiniz?
Cüneyt: llla ki bir iş bulurduk.
Araba yıkardık. yük taşırdık. Yat-
maksa. sokakta yatacaktık.
- Korkmuyor musunuz?
Haluk: Bize kimse bir şey ya-
pamaz. Dördümüz bir arada ol-
yak. Sürekli üzerime geliyorlar-
dı. Tam adam gibi çalışıyorum.
yine bir şeyi bahane edip dövü-
yorlardı. Günlerce zincire bağlı-
yorlardı.
Haluk: Zaten bizi arayıp soran
da yok. Itibanmız kalmadı ki ev-
de. Bizi ne seviyorlar, ne sayıyor-
lar. Yani aramamızın bir anlamı
vok. Onlar da bizim umurumuz-
hakkınız yeniyor diye çahşmıyor-
dunuz, burada yemeyecekler mi?
Haluk: Burada iş çok. Biri ol-
mazsa digerine gireriz.
Demirei: Öleceksek İstan-
bul'da ölek, niye küçük şehirde
ölek ki?
- Şu anda kııllanmariıgınm sö>-
lüyorsunuz, ya tstanbul'un altin-
dan kalkamazsamz,ozaman uçu-
5 gün önce Gaziantep'ten kaçıp gelmişler, "Öleceksek büyük şehirde ötetinT diyoriar.
duktan sonra kim yanaşabilir ki...
- Ailenize haber verecek misi-
niz?
Demirei: Asla. Benı bir daha
bulamasınlar istiyorum zaten. Bir
daha görmek istemiyorum onlan.
- Neden?
Demirei: Dayak, her gün da-
da değil.
Demirei: Ama ben annemi ara-
yacagım. Onu özlerim. Ama 3 ay
sonra.
Haluk: Ben de annemi çok se-
venm. Ama babamı asla. Hep so-
guk davTandı bize.
- PekiGaziantepte işyerlerinde
cu madde kullanır mısınız?
Haluk: Kullanan bizim ara-
mızda bannamaz. lzın vermeyiz.
Bız güçlüyüz.
- Sizce sokak çocuklan sorunu
nasıl çözülür?
Hepsi birden: Bu ış ancak aile-
lerle çözülür. Çocuklan büyürken
onlara baskı yapmasmlar. Biraz
daha sabırlı olsunlar. Dövmesin-
ler, küçük düşürmesinler. Bize
saygılı davransalardı biz de say-
gılı olurduk.
Aynı evde kalan ve diğerlerine
göre en görmüş-geçirmişleri olan
14 yaşındaki Cavit ise 5 yılhk
Bally-tiner kullanıcısı. Cavit, Di-
yarbakır'da doğmuş. Ailesi bir-
çok kez göç etmek zorunda kal-
mış. Tarsus'ta boyacılık yaparken
9 yaşında Uhu'yla tanışmış. Hiç-
bir ailevi sorunu yokken sadece
meraktan kullanmış. Ancak uçu-
cu madde kullanmasıyla birlikte
aile içinde huzursuzluklan da
başlamış. Cavit, bu huzursuzluk-
lann en önemli kanıtını bacakla-
nnda taşıyor. Bally almak için
hırsızlık yapan Cavıt'i vazgeçir-
mek isteyen ağabeyi, Cavit'in ba-
cağının üzerine naylon bağlayıp
yakmış. Diğer bacagı ise izmarit
yanıklanyladolu. Bilekleri aylar-
ca zincire baglanmaktan incel-
miş. Cavit, Bally'den vazgeçeme-
digi, evinde de artık yaşayamaya-
cağı için 4 ay önce Istanbul'a kaç-
mış. Birkeresinde tam üzerine ti-
ner döküp kendisini yakacakken
polis tarafından yakalanıp Bakır-
köy Sinir Hastalıklan Hastane-
si'ne kaldınlmış. Burada da faz-
la duramayan Cavit'e neden kaç-
tığını sordugumuzda alınan yanıt
ise ürkütücü-
"Çünkü hastanedeki çocukUr
birbirleriyle dnsel iöşkh e giriyor-
du. Tıksindim onlardan. Sokakta
da ydtenenler oluyor ama kendi-
mi konıyabiliyorum. Aynı yerde
vatmıyonınt onlarla."
Tiner
utanma
ve korku
hissini yok
edh/or
İstanbul Haber Servisi - Tiner,
Bally gibi yagda çözülen organik
maddelerden oluşan çözücülerin tü-
mü kan-beyin engelini rahatlıkla ge-
çer. Böyîece bilinç düzeyini kısasü-
rede etkilerler. Vakalar tiner ve Ba-
Uy'nin etkisinin birkaç dakika için-
de başladıgını, 15-45 dakika sürdü-
ğünü gösteriyor. Kullanıcı koklama
sûresince sıklıkla hayal göriiyor,
özellikie düşündükleri şeylertele-
vizyon seyreder gibi gözleri-
nin önünden geçiyor. Bu du-
rum Bally kullanıcıla-
nnda daha yogun yaşa-
nıyor. Kullanıcıİar
bazı cisimleri degiş-
miş gördüklerini,
utanma hislerinin
kalmaması nedeniyle başkalanndan
kolayca para istediklerini, korku his-
sinin de kalktıgını anlatıyor Yürür-
ken kendilerini uçuyormuş gibi
hissettiklerini, koklama sona
erince 1-2 dakika içinde ha-
yal görmenin geçtigini,
fakat sersemlik duru-
munun bir saat ka-
dar sürdüğünü
ifade
eden kullanıcılar, çoğunrukla sıkın-
tılı oldukJan zamanlar ve hayal gör-
mek için bu maddeleri kokladıkla-
nnı anlatıyor-
lar.Uçucu mad-
delerin kul-
lan-
'Dürüsttstanbul Haber Servisi- Türkiye
Sokak Çocuklan Vakfi kurucu
üyelerinden psikolog Ayşe Kay-
han. geçen hafta meydana gelen
korkunç teca\iiz olayının tüm so-
kakta yaşayan çocuklara mal edil-
memesi gerektıgını savundu. Kay-
han, gerçekleştinlen olayın planlı
ve psikopat egilimler taşıdığmı
vurgulayarak faillenn *^inerkulla-
nao, ama sokak çocuğu olmavan
çocuklar" olduklanna da dıkkat
çektı.Korkunç tecavüz olayında
polısin \e medyanın tutumu nede-
niyle "galeyana geten" toplumun
aslında bugüne kadar sokak çocuk-
lan sorununun çözülmesi için hiç-
bir adım atmadıgını vurgulayan
Kayhan, şunlan söyledi:
''Dürüstdeğihz. Sleslek kuruhış-
lan, medva, devlet. Hiç kimse bu
konuda dürüst değiL Bu koounun
üstesinden gelmekistemiyonız. Bir
kere onlarla aynı dünvada vaşadı-
ğımınn farkına v-aralun. Durduk
yerde para. kıvafet verme. baş ok-
şama gibi eylemJere girmeyelim.
ma şekillen ise şöyle- "Plastik veya
kâgıt bir torbada koklama; bir bez
parçasınadökerek koklama; doğru-
dan ağız ve bunına çekerek kokla-
ma; madde>i bir çubuğa sürerek
koklama; tsrtarak koklama; doğru-
dan kurusu içinde koklama.'" Yaygın
olarak kullanılan uçucu maddeler
(Schucket) ve içerdikleri kimyasal
maddeler ise şöyle:
Uhular Tuluen, nafta, asetat, hak-
zan, benzen, kloroform. AenMefflen
Florlu hidrokarbonlar, bramo kloro-
dipler, metan (yangın söndürücü),
freon ve digerlen Temizleme solüs-
yonlan: Triklaretilen, petrol ürünle-
ri, karbontetraklorür. Boyavetiner-
ter Toluen, butilasetat, aseton, naf-
ta, metanon.
değiliz'Sonınun çö- çocuga, sokakta yaşayan çocuğa
zumuneyo-
nelik ola-
rak dev-
let, shil
top-
lum
6r-
güt-
leri
ve
özel
sek-
törbu
konuya
yönelik
politikalannı
net ve dürüst bir şe-
kilde beliriemeiL Sade-
ceyara sarmakla,' vicda-
ni mastürbasyon' yap-
•• makla bu iş bir çözüme
ulaşmaz. Dar bütçeterk
bu iş bir çözüme ulaş-
maz." Kayhan, tecavüz
olayından sonra top-
lumda tiner kullanan
"Bu da aynı sapkui cinayeti işleye-
cekölçüde suçlu çocuktur" gözüy-
le bakıldıgını anlatarak şöyle de-
vam etti: "Bu da biam bütün yap-
makistediğimizLbürün rehabiKtas-
wnu durduran ve öldüren bir ola>.
Bu durum toplumun çocuğa karşı
sorumluluğunu olumsuz yönde et-
Idliyor. Yapüğımız şey, o dört çocu-
ğu savunmak değfl. Ama biz top-
lum olarak, bu çocuklan daha faz-
la toplumdan uzakiaşbnrsak. işte o
zaman ciddi sorunlarla karşdaşa-
bfliriz. Çocuklan"sokak çocuğu, ev
çocuğu. genelev çocuğu' gibi ay-
nmlara tabi rutmamalı\ız. Çokya-
kında sokak çocuklan da aynşön-
lacak. Sokak çocuklannın bazdan-
nı masum. bazılanru suçlu gösteren
programlar yapılacak. Sokakta ya-
şayan. çaresizolan çocuk masum; ti-
ner kullanan. 16 vaşına gelmişvebu
işin raconunu öğrenmiş çocuk suça
potansiyeL.. Böv le bir aynmı yapıp
tnastürbasyonumuzu yapıp rahat-
Yanan ormanlar imara açdıyor
tstanbul Haber Servisi - Harita
ve Kadastro Mühendısleri Odası
İstanbul Şubesı, yaklaşık bir ay ön-
ce çıkan büyük bır yangında yok
olan Be\koz Çavuşbaşı'ndaki or-
man alanlannın imara açılması için
İstanbul Büyükşehir Belediye-
si'nin çalışma başlattığını öne sür-
dü. Orman Gene! Müdürlüğü'nün
bölgeyi orman alanı dışına çıkart-
ma faaliyetlerine "şiddetle karşı"
çıkması gereken İstanbul Büyük-
şehir Belediyesf nin buralara hiz-
met götürme çahşması yaptığını
savunan Oda. bunun, rant elde et-
mek ugruna bu alanlan yağmala-
yanlan ödüllendirici ve cesaretlen-
dirici bir davraruş oldugunu belirt-
ti.
Rantın çok yüksek oldugu Bey-
koz Çavuşbaşı bölgesinde yakla-
şık bir ay önce meydana gelen yan-
gında 55 dönümlük orman alanı
yanmıştı. Ancak bu \ angından ön-
ce Orman Genel Müdürlügü, ya-
nan yerin bitişıgındekı bölgeyi, or-
man alanı dışına çıkartmıştı. Yak-
laşık bir yıl önce de Başbakanlık'a
baglı Tapu ve Kadastro Genel Mü-
dürlügü bu bölgede kadastro çahş-
ması başlattı.Harita ve Kadastro
Mühendisleri Odası İstanbul Şube
Başkanı Etoç. Dr. Neda Lluftekin
yaptıgı yazılı açıklamada. Çavuş-
başı Köyü'nde bir ay önce, arazı
rantiyerleri \e çıkar çevrelerince
yakılan Elmalı Baraj Havzası or-
man alanında İstanbul Büyükşehir
Belediyesi'nce, imar faaliyetlerine
altlık oluşturan harita \e uygula-
ma çalışmalan yaptığını açıkladı.
İstanbul Tapu \ e Kadastro Böl-
ge Müdürlüğü'nün. Büyükşehir
Belediyesi'ne gönderdigi bir yazı
ile Çavuşbaşı Köyü'nde orman dı-
şına çıkartılan alanlarda yapacağı
kadastro çalışmalannda altlık ola-
rak kullanılmak üzere Çavuşbaşı
Köyü'nün tamamının haühazır (to-
pografık) haritalanna ihtiyaç du-
yuldugunu bildirdiğini belirten
Necla Uluğtekin, bunun üzerine İs-
tanbul Büyükşehir Belediyesi'nin
işi ihale etrigini vurguladı. Yapılan
bu ihalenin, Istanbul'daki orman
alanlannın, agaç kesme. yangın,
kaçak yapılar gibi nedenlerle tah-
ribini teşvik edici nitelikte oldugu-
nu söyledi.
Topografik haritalardan yapılan
Çavuşbaşı bölgesinde bir ay kadar önce meydana gelen yangında 55 dönüm ormanhk alan yanmıştı
incelemede, ihaleye konu alanla-
nn bir ay önce yakılan bölgenin bi-
tişiginde yer almasının hem üzücü
hem de düşündürücü oldugunu be-
lirten Uluğtekin şöyle dedi:
"Beledivenizin. orman dışına çı-
karma faaliyetkrini sürdüren Or-
man Genel Müdüriüğü işlemlerine
şiddetie karşı çıkmak yerine, or-
man alanlannı kişisel çıkar ve rant
elde etmek uğruna yağmalavanla-
n ödüllendirici. adeta cesaretiendi-
rkd yönde belediye hizmetleri gö-
türmek vönündeld icraanaruuzın
gerekçesi ne olursa obsun odamızca
kabülü olanaksızdır."
Yapılan ihalenin iptal edilmesini
isteyen Utuğtekin, şöyle devam et-
ti: "Orman Genel Müdüriüğü ik
Tapu ve Kadastro Genel Müdür-
lüğü'nün yetki vermediği bir konu-
da, ormanlann sınırlandınlması.
mülkiyet tespitleri ve kadastro
konusunda Büyükşehir Belediye-
si'nin yasalara aykın biçimde ken-
dini yetkili ve görevü küması ve av-
nca 2886sayıh yasayagöre. konusu
olmanıasına karşın. ihale yoluyla
işlem vapmasının amacı ve nedeni
anlaylamamıştır"
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Kürtlerin Dili ve Zazalar
M. Şerif Fırat bir Zaza idi. Hormek aşiretindendi.
Zazalarla ilgili araştırmaları ilginç sonuçlar vermiş-
ti. 12 kuşaklık bir secere ortaya koymuştu. Zazalann
300 yıl öncesine kadar Türkçe konuştuklannı öne sür-
müştü. Kendi yöresindeki birçok aşiret, köy ve türbe
isminin Türkçe olduğuna dikkat çekmişti.
Ona göre Zazalar Türk kökenliydi. Ve Orhan Gazi
ile Sultan Murat da bu durumu onaylamışlardı.
Kürt milliyetçiler M. Şerif Fırat'a çok kızıyorlardı.
Vurularak öldürüldü.
• • •
"Kürtlerin Kökeni Üzerine" başlıklı yazı bu köşede
yayımlanalı birkaç hafta oluyor. Çok ilgi çektiği anla-
şılryordu. Üstelik konunun başka yanlanna da değin-
mek sözü vermiştim. Ama olaylar, bu sözü yerine ge-
tirmemi geciktirdi.._
Sayın A. Tayyar Önder'in beş yıllık araştırması, he-
men tüm malzemeleri önümüze koyuyor.
Köken, büyük ölçüde ırkla ilgili. Oysa asıl önemli
olan ırk değil, kültürdür. Kültür konusunda ise en ön-
de gelen öğe dil. Ve Kürtler arasında bir dil birlığinin
bulunmadığını da, Türk kamuoyunun geniş bir kesi-
mi bilmiyor.
Kürtçenin birçok lehçesi var. Türkiye'de en yaygın
olanı da Kırmançça.
Bir... Kırmançça ile Zazaca arasında hiç benzerlik
yok. Iki ayn dil olduklannı, çeşitli yabancı uzmanlar
kanıtJryorfar.
Iki... Zazaca Kırmanççaya uzak, ama Türkçeye da-
ha yakın. Ve Türkiye dışında da Zaza yok.
Üç... Türkiye'de Kırmançça konuşanlar arasında
da, birbirini anlamayan Dirçok grup var. Japon dilbi-
limcı Goişi Kojima'nın araştırması bunun somut ör- •
neklenni ortaya çıkardı.. Birbirini anlamayan komşu,-
köyler bile bulunuyor. -1
••• 3
Kürdolojinin babası sayılan Vladimir Minorsky,
Kürtçeyi, çok farklılıklan olan bir "Batı Iran dili" sayı- -
yor. Ama Kürtçenin Türkçenin lehçesi oldugunu sa-
4
vunan Türk araştırmacılannın sayısı da bir hayli faz- '
la.
Çeşitli somut verilerden yola çıkıyorlar:
Bir... Kürtçedede, tümce yapısı Türkçedeki gibidir."
özne, tümleç ve fiil sıralaması vardır.
Iki.. Kürtçedeki bazı morfolojik özellikler de Türk-
çeyie aynıdır.
Uç... Kaşgariı Mahmud'un "Divan-ı Lûgat-ı*'
Türfc"ündeki Oğuzcanın pek çok fonolojik özelliğine '
Kürtçede de rastfanmaktadır.
Dört.. Kürtçede, bugün Türkçede pek kullanılma-
yan çok sayıda öztürkçe sözcük bulunmaktadır. a
Beş... St. Petersburg Akademisi'nce yayımlanan J
Kürtçe sözlükte 8528 sözcük yer almaktadır. Bunun
3 bin kadan "halis" Türkçedir, 2 bin kadan ise "Türk-
çeleşmiş" sözcüklerdir.
•••
Türkçe-Kürtçe hısımlığına dikkati çekenler, yalnız
Türk araştırmacılar da değil. Bu vesileyle Prof. De
Groot'un araştırmasını bir kez daha anımsatmakta
yarar var.
Alman bilim adamının, özellikie iki bulgusu çok
önemli!
Orhun Anıtlan'nda tam 532 sözcük saptamış tör
bugünkü Anadolu Türkçesinde kullanılmıyor.. Ama
bugünkü Anadolu Kürtçesinde kullanılıyor.
Yenisey Anrtları'nda da, Uygur Hakanı'nın "EyKûrt
Beyleri" diye bir seslenişine rastlanıyor... Üstelik de
Oğuz Han'ın 24 torunundan birisinin adı da Kürt.
Tki bulgu da düşündürücü.
Ve bu bulgular, Kürtlerin atalarının Sekalar, yani Is-
kitler dduğu savını akla getiriyor.. Iskitler de Turan kö-
kenli bir boy!
• • •
Bir "ulus"u yaratan ne ırktır, ne kan bağıdır.
Ulusun temel öğesi "biz" duygusudur. Bu duygu-
yu ise ortak kültür yaratır.
Ve ortak kültürü yaratan da yüzyıllar boyu bir ara-
da yaşamaktır. Yani kuşaklar boyu, aynı koşullan pay-
laşmış olmaktır,
Türk ana-babadan doğmuş Amerikalı da tanıdım;
Arap babadan Alman anadan doğmuş Türk de..
Önemli olan insanın neolduğu değil, kendisini "ne
hissettiği"d\r.
Ama insanlann, kendi kimliklerini belirlerken bazı
"gerçe/c"leri bilmeyede haklan vardır. Anadolu'da bin
yıldır yan yana yaşayanlan birbirinden koparmak için,
bazı gerçekleri saklamak ya da tersyüz etmek hakkı
ise herhalde yoktur.
Olmamalıdıri
OğrencüerAmıpa
PoHomentosu'nda
ÖZLEMYÜZAK
Avnıpa Parlamento-.
su'na davet edilen bir
grup Türk öğrenci, Avnı-
pa Birliği (AB) bünyesin-
de bir eğitim programı
olan 'Socrates'e Türki-
ye'nin katıhmını sağlaya-
bilmek için söz aldılar.
Öğrenciler, Şubat 1997'-
den beri Türkiye'nin
programda yer almasını
bloke eden komiteyi yu-
muşatmayı başardılar.
Avnıpa Öğrencileri Ge-
nel Forumu'nun (AE-
GEE) İstanbul temsilcile-
ri, AP'nin sivil toplum ku-
ruluşlanna yönelik 23 Ey-
lül'de düzenlenen dinle-
me toplantısına davet edi-
len ilk öğrenci grubu ol-
du. AP toplantısında AE-
GEE'yi temsilen konuş-
ma yapan İTÜ doktora
öğrencisi Alper Akyüz,
önceden bütünüyle olum-
suz olduğu bildirilen eği-
tim komitesi içindeki ha-
vanın Türkiye lehine dön-
düğü izlenimi edindiğini
belirtti. AP Kültür, Eği-
tim, Gençlik ve Medya
Komitesi toplantısında
öğrenciler dışında KESK,
DİSK, Türk-lş ve KOS-
GEB'in Brüksel temsilci-
leri de söz aldılar.
Üniversite öğrencileri-
nin öğrenimlerini değişik
ülkelerde sürdürmelerine
olanak sağlayan 'Eras-
mus' programı dahil eğı-
timin her kademesinde ül-
kelerarası işbırliğini kap-
sayan Socrates, mesleki
eğitimde Avrupa boyu-
tunda işbirliğini öngören
"Leonardo" ve ulusla-
rarası gençlik hareketleri-
ni destekJeyen 'Youth for
Europe' programlanna
Türkiye'nin de katılımı
için sunulan öneri, Avru-
pa Parlamentosu'nun"
(AP) Eğitim Komite- -
si'nde Şubat 1997'de, in-
san haklan ve demokra-
tikleşme gibi gerekçeler-
le askıya alınmıştı.
Türkiye'nin bu prog-
ramlara katılımı haîinde,
yeniden yapılanma süre-
cinde olan eğitim sistemi-
ne Avrupa deneyiminin
aktanhnası için zemin ve
fınansal olanaklar sağla-
nabilecek. Ek olarak üni-
versite öğrencileri ve öğ-
retim üyeleri çalışmalan-
nın 3-12 aylık bir dönemi-
ni, öğretmenler ise hizmet
içi eğitimlerini AB üyesi
ülkelerde sürdürebilecek-
ler, karşılıklı akademik ta-
nırtma için bilgi merkez-
leri kurulabilecek ve Av-
rupa çapındaki kredi
transfer sistemine üye
olunacak. Sonuç olarak
Türkiye'nin programlara
katılımı AB ile ilişkilerde
gereksinim duyulan uzun
dönemli diyaloğa da kat-
kıda bulunacak.