22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 EKİM1998CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çiflçek: Türban eyiemiyle ilişkimizyok • "\nkara|Cumhuri>et Bürosu) - Fazılet Partisi (FP ) Genel Başkan Yarciımcısı Cemıl Çiçek, düzenlediği basın toplaniısında partisinin türban eylemı orgauıızasvonunda yer almadıgını ve bu olaylarla organik bır baglan bulunmadığını savundu. Baybaşin'in akrabaları yargıda • tstanbul Haber Servisi - Hoflanda'da yakalanan uluslararası uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin Baybaşin'in 2 akrabasınm da aralannda bulunduğu 8 kişınin Türkıye'den ttalya'ya eroın ıhraç ettikleri gerekçesıyle Istanbul 6 No'lu DGMdekı duruşmasına dün devam edıldı. Kcıltaş ve Teker serbest bırakıldı • İstanbul Haber Servisi - tstanbuFda geçen pazar günü yapılan ızinsız türban gösterisi sonrası gözaltına alınan ve aralannda Yenı Şafak gazetesi Yazı tşleri Sorumlusu Ali Teker \e Mıllı Gazete Yazı lşleri Müdürii Ekrem Kızıltaş'ın da bulunduğu 9 kışi, dün Fatıh Nöbetçi Cumhuriyet Savcılığı'nca serbest bırakıldı. İP: Fazilet kapatılmalı • Ankara (Cumhuriyet Bürosu)-ls.çı Partisi ("IP) Genel Başkan Vekili Hasan Yalçm. son türban eylemlennı Fazılet Partısi'nın planladığını ve yönettiğını belirterek "Fazilet Panisi'nı kapatmamanın Türkiye'ye faturası ağırdır" dedi. Barutçu'ya ceza yolu açıldı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-TBMM Başkanhğı. DYP Genef Bas,kafıı Tansü Çiller'in mal varlığını ıncelemek üzere kuruian soruşturma komisyonunda CHP'li üye Tuncay Karaytuğ'a hakaret eden DYPlı Ömer Barutçu hakkında disiplin ve ceza ışlemi yapılıp yapılamayacağı konusunda Anayasa Komisyonu'ndan görüş sordu. Komisyonun dünkü toplantısında >apılan değerlendirmede başkan Atila Sa\, TBMM Başkanhğı'nın yazısını tartışmaya açtı. DSP Grup Başkanvekili Metın Bostancıoğlu. TBMM Genel Kurulu'nda "sükunetle çalışmayı engelleme, söz kesme. şahsi>etle uğraşma" suçlannı ışleyenlerin Meclis Başkanlık Dnam'nca cezai ışleme bağlı tutulabildiğini anımsatarak komisyonlarda aynı suçlar işlendığinde de disiplin işlemı > apılabileceğini savundu. DHKP-C openasyonu • İstanbul Haber Servisi - AfsAP Bakırköy ilçe binası ıle Lalelıde çevik ku\ vet otobusünü bombalayan ve Fatıh İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne lav silahıyla saldırıda bulunan DHKP-C örgütü üyelenne lojistik destek \e eğitim verdikleri ılen sürülen 11 kışıden 3'ü dün -uruklandı Cumhuriyet Ornanı • İsanbul Haber Servisi- Carnfour Hıpermarket, 14 Kasm 1998 tanhine kadar süreiek kampanya <apammda. çeşitli akt Mtelerle müşterilerine ıeci.e olarak Meşe fCaıpamasıKatılım Sertfikası kazandıracak ve <• erseği her sertıfikayla TENA Vakfi'na bağışta juknarak "75. Yıl rınhunyet Ormanı"nın tıanlması sağlanacak. İhde yasakları • *KARA(AA)- lajıirma Genel Ccrutanlığı, 29 firmaya, C<?Hizmetleri Genel vaiürlüğü ıse biri yabancı i<;rmaya Devlet thale <CLamu'nun 84. maddesi L-^snca, değişik sürelerle tnf-ere katılma yasağı gL«di. 84. madde 'ihalelere «s;kanştırmak, ihale ».«.ûmlerinı yerıne g eneme ya da eksik e' gibi durumlarda değışik sürelerle i öngörüyor. Sokak çocuklan kendilerinin 'tinerci, tecavüzcü' olarak anılmalannı istemiyor 'Büyük şehirde öleBm'DEVRİM SEVtMAY Geçen hafta bir anaokulu ög- retmenine tecavüz edip öldürme- leri nedeniyle gündeme bir kez daha çarpıcı birbiçimde gelen so- kak çocuklanna her gün bir yeni- si ekleniyor. Sokak çocuklan kendilerinin "tinerci, teca\üzcü" olarak anılmalannı istemiyorlar. Olaylar üzerine görüştüğümüz dört sokak çocuğu Gaziantep'ten 5 gün önce kaçmış. Geldikleri bu kentte birkaç gün önce kendileri gibi olan çocuîdartarafından kor- kunç bircinayet işlendıginden ve şu anda tüm Türkiye'nin kendile- ri gibi çocuklara "sapık, katiL ruh hastasr gözüyle baktığından ha- berleri bile yok. Olay üzerine polisın günler- den beri sokak çocuklannı neza- rete attığını bılmeden Aksa- ray'daki istasyonun altına sığm- mışlar. Çok geçmeden kendileri- ni Sokak Çocuklan Koruma Vak- fı'nın Zeytinburnu'ndaki Uyum Merkezi'nde bulmuşlar. Yaşlan 16-17 arasında değişen bu dört kafadarla yaşamlannı. düşünce- lerini konuştuk: Haluk: Çalıştığımız ışlerden memnun değildik. Ben tnkotajcı- yım, diğerleri halıcı ve tornacı. Çok çalıştınp az para veriyorlar- dı. lşten aynlıyorduk. Buseferde evdekilerdövüyorlardı. Sonunda karar verdık. Bır ay para bıriktir- dik. Tam 45 mılyonumuz oldu. Atladık otobüse Istanbul'a gel- dik. Cüneyt: Iner inmez sarhoşlar saldırdı üstümüze. Yerde buldu- ğumuz değneklerle hepsini yere serdik. - Buraya gelmeseydiniz nerede yatacaknnız, ne >iyip içecektiniz? Cüneyt: llla ki bir iş bulurduk. Araba yıkardık. yük taşırdık. Yat- maksa. sokakta yatacaktık. - Korkmuyor musunuz? Haluk: Bize kimse bir şey ya- pamaz. Dördümüz bir arada ol- yak. Sürekli üzerime geliyorlar- dı. Tam adam gibi çalışıyorum. yine bir şeyi bahane edip dövü- yorlardı. Günlerce zincire bağlı- yorlardı. Haluk: Zaten bizi arayıp soran da yok. Itibanmız kalmadı ki ev- de. Bizi ne seviyorlar, ne sayıyor- lar. Yani aramamızın bir anlamı vok. Onlar da bizim umurumuz- hakkınız yeniyor diye çahşmıyor- dunuz, burada yemeyecekler mi? Haluk: Burada iş çok. Biri ol- mazsa digerine gireriz. Demirei: Öleceksek İstan- bul'da ölek, niye küçük şehirde ölek ki? - Şu anda kııllanmariıgınm sö>- lüyorsunuz, ya tstanbul'un altin- dan kalkamazsamz,ozaman uçu- 5 gün önce Gaziantep'ten kaçıp gelmişler, "Öleceksek büyük şehirde ötetinT diyoriar. duktan sonra kim yanaşabilir ki... - Ailenize haber verecek misi- niz? Demirei: Asla. Benı bir daha bulamasınlar istiyorum zaten. Bir daha görmek istemiyorum onlan. - Neden? Demirei: Dayak, her gün da- da değil. Demirei: Ama ben annemi ara- yacagım. Onu özlerim. Ama 3 ay sonra. Haluk: Ben de annemi çok se- venm. Ama babamı asla. Hep so- guk davTandı bize. - PekiGaziantepte işyerlerinde cu madde kullanır mısınız? Haluk: Kullanan bizim ara- mızda bannamaz. lzın vermeyiz. Bız güçlüyüz. - Sizce sokak çocuklan sorunu nasıl çözülür? Hepsi birden: Bu ış ancak aile- lerle çözülür. Çocuklan büyürken onlara baskı yapmasmlar. Biraz daha sabırlı olsunlar. Dövmesin- ler, küçük düşürmesinler. Bize saygılı davransalardı biz de say- gılı olurduk. Aynı evde kalan ve diğerlerine göre en görmüş-geçirmişleri olan 14 yaşındaki Cavit ise 5 yılhk Bally-tiner kullanıcısı. Cavit, Di- yarbakır'da doğmuş. Ailesi bir- çok kez göç etmek zorunda kal- mış. Tarsus'ta boyacılık yaparken 9 yaşında Uhu'yla tanışmış. Hiç- bir ailevi sorunu yokken sadece meraktan kullanmış. Ancak uçu- cu madde kullanmasıyla birlikte aile içinde huzursuzluklan da başlamış. Cavit, bu huzursuzluk- lann en önemli kanıtını bacakla- nnda taşıyor. Bally almak için hırsızlık yapan Cavıt'i vazgeçir- mek isteyen ağabeyi, Cavit'in ba- cağının üzerine naylon bağlayıp yakmış. Diğer bacagı ise izmarit yanıklanyladolu. Bilekleri aylar- ca zincire baglanmaktan incel- miş. Cavit, Bally'den vazgeçeme- digi, evinde de artık yaşayamaya- cağı için 4 ay önce Istanbul'a kaç- mış. Birkeresinde tam üzerine ti- ner döküp kendisini yakacakken polis tarafından yakalanıp Bakır- köy Sinir Hastalıklan Hastane- si'ne kaldınlmış. Burada da faz- la duramayan Cavit'e neden kaç- tığını sordugumuzda alınan yanıt ise ürkütücü- "Çünkü hastanedeki çocukUr birbirleriyle dnsel iöşkh e giriyor- du. Tıksindim onlardan. Sokakta da ydtenenler oluyor ama kendi- mi konıyabiliyorum. Aynı yerde vatmıyonınt onlarla." Tiner utanma ve korku hissini yok edh/or İstanbul Haber Servisi - Tiner, Bally gibi yagda çözülen organik maddelerden oluşan çözücülerin tü- mü kan-beyin engelini rahatlıkla ge- çer. Böyîece bilinç düzeyini kısasü- rede etkilerler. Vakalar tiner ve Ba- Uy'nin etkisinin birkaç dakika için- de başladıgını, 15-45 dakika sürdü- ğünü gösteriyor. Kullanıcı koklama sûresince sıklıkla hayal göriiyor, özellikie düşündükleri şeylertele- vizyon seyreder gibi gözleri- nin önünden geçiyor. Bu du- rum Bally kullanıcıla- nnda daha yogun yaşa- nıyor. Kullanıcıİar bazı cisimleri degiş- miş gördüklerini, utanma hislerinin kalmaması nedeniyle başkalanndan kolayca para istediklerini, korku his- sinin de kalktıgını anlatıyor Yürür- ken kendilerini uçuyormuş gibi hissettiklerini, koklama sona erince 1-2 dakika içinde ha- yal görmenin geçtigini, fakat sersemlik duru- munun bir saat ka- dar sürdüğünü ifade eden kullanıcılar, çoğunrukla sıkın- tılı oldukJan zamanlar ve hayal gör- mek için bu maddeleri kokladıkla- nnı anlatıyor- lar.Uçucu mad- delerin kul- lan- 'Dürüsttstanbul Haber Servisi- Türkiye Sokak Çocuklan Vakfi kurucu üyelerinden psikolog Ayşe Kay- han. geçen hafta meydana gelen korkunç teca\iiz olayının tüm so- kakta yaşayan çocuklara mal edil- memesi gerektıgını savundu. Kay- han, gerçekleştinlen olayın planlı ve psikopat egilimler taşıdığmı vurgulayarak faillenn *^inerkulla- nao, ama sokak çocuğu olmavan çocuklar" olduklanna da dıkkat çektı.Korkunç tecavüz olayında polısin \e medyanın tutumu nede- niyle "galeyana geten" toplumun aslında bugüne kadar sokak çocuk- lan sorununun çözülmesi için hiç- bir adım atmadıgını vurgulayan Kayhan, şunlan söyledi: ''Dürüstdeğihz. Sleslek kuruhış- lan, medva, devlet. Hiç kimse bu konuda dürüst değiL Bu koounun üstesinden gelmekistemiyonız. Bir kere onlarla aynı dünvada vaşadı- ğımınn farkına v-aralun. Durduk yerde para. kıvafet verme. baş ok- şama gibi eylemJere girmeyelim. ma şekillen ise şöyle- "Plastik veya kâgıt bir torbada koklama; bir bez parçasınadökerek koklama; doğru- dan ağız ve bunına çekerek kokla- ma; madde>i bir çubuğa sürerek koklama; tsrtarak koklama; doğru- dan kurusu içinde koklama.'" Yaygın olarak kullanılan uçucu maddeler (Schucket) ve içerdikleri kimyasal maddeler ise şöyle: Uhular Tuluen, nafta, asetat, hak- zan, benzen, kloroform. AenMefflen Florlu hidrokarbonlar, bramo kloro- dipler, metan (yangın söndürücü), freon ve digerlen Temizleme solüs- yonlan: Triklaretilen, petrol ürünle- ri, karbontetraklorür. Boyavetiner- ter Toluen, butilasetat, aseton, naf- ta, metanon. değiliz'Sonınun çö- çocuga, sokakta yaşayan çocuğa zumuneyo- nelik ola- rak dev- let, shil top- lum 6r- güt- leri ve özel sek- törbu konuya yönelik politikalannı net ve dürüst bir şe- kilde beliriemeiL Sade- ceyara sarmakla,' vicda- ni mastürbasyon' yap- •• makla bu iş bir çözüme ulaşmaz. Dar bütçeterk bu iş bir çözüme ulaş- maz." Kayhan, tecavüz olayından sonra top- lumda tiner kullanan "Bu da aynı sapkui cinayeti işleye- cekölçüde suçlu çocuktur" gözüy- le bakıldıgını anlatarak şöyle de- vam etti: "Bu da biam bütün yap- makistediğimizLbürün rehabiKtas- wnu durduran ve öldüren bir ola>. Bu durum toplumun çocuğa karşı sorumluluğunu olumsuz yönde et- Idliyor. Yapüğımız şey, o dört çocu- ğu savunmak değfl. Ama biz top- lum olarak, bu çocuklan daha faz- la toplumdan uzakiaşbnrsak. işte o zaman ciddi sorunlarla karşdaşa- bfliriz. Çocuklan"sokak çocuğu, ev çocuğu. genelev çocuğu' gibi ay- nmlara tabi rutmamalı\ız. Çokya- kında sokak çocuklan da aynşön- lacak. Sokak çocuklannın bazdan- nı masum. bazılanru suçlu gösteren programlar yapılacak. Sokakta ya- şayan. çaresizolan çocuk masum; ti- ner kullanan. 16 vaşına gelmişvebu işin raconunu öğrenmiş çocuk suça potansiyeL.. Böv le bir aynmı yapıp tnastürbasyonumuzu yapıp rahat- Yanan ormanlar imara açdıyor tstanbul Haber Servisi - Harita ve Kadastro Mühendısleri Odası İstanbul Şubesı, yaklaşık bir ay ön- ce çıkan büyük bır yangında yok olan Be\koz Çavuşbaşı'ndaki or- man alanlannın imara açılması için İstanbul Büyükşehir Belediye- si'nin çalışma başlattığını öne sür- dü. Orman Gene! Müdürlüğü'nün bölgeyi orman alanı dışına çıkart- ma faaliyetlerine "şiddetle karşı" çıkması gereken İstanbul Büyük- şehir Belediyesf nin buralara hiz- met götürme çahşması yaptığını savunan Oda. bunun, rant elde et- mek ugruna bu alanlan yağmala- yanlan ödüllendirici ve cesaretlen- dirici bir davraruş oldugunu belirt- ti. Rantın çok yüksek oldugu Bey- koz Çavuşbaşı bölgesinde yakla- şık bir ay önce meydana gelen yan- gında 55 dönümlük orman alanı yanmıştı. Ancak bu \ angından ön- ce Orman Genel Müdürlügü, ya- nan yerin bitişıgındekı bölgeyi, or- man alanı dışına çıkartmıştı. Yak- laşık bir yıl önce de Başbakanlık'a baglı Tapu ve Kadastro Genel Mü- dürlügü bu bölgede kadastro çahş- ması başlattı.Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Etoç. Dr. Neda Lluftekin yaptıgı yazılı açıklamada. Çavuş- başı Köyü'nde bir ay önce, arazı rantiyerleri \e çıkar çevrelerince yakılan Elmalı Baraj Havzası or- man alanında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce, imar faaliyetlerine altlık oluşturan harita \e uygula- ma çalışmalan yaptığını açıkladı. İstanbul Tapu \ e Kadastro Böl- ge Müdürlüğü'nün. Büyükşehir Belediyesi'ne gönderdigi bir yazı ile Çavuşbaşı Köyü'nde orman dı- şına çıkartılan alanlarda yapacağı kadastro çalışmalannda altlık ola- rak kullanılmak üzere Çavuşbaşı Köyü'nün tamamının haühazır (to- pografık) haritalanna ihtiyaç du- yuldugunu bildirdiğini belirten Necla Uluğtekin, bunun üzerine İs- tanbul Büyükşehir Belediyesi'nin işi ihale etrigini vurguladı. Yapılan bu ihalenin, Istanbul'daki orman alanlannın, agaç kesme. yangın, kaçak yapılar gibi nedenlerle tah- ribini teşvik edici nitelikte oldugu- nu söyledi. Topografik haritalardan yapılan Çavuşbaşı bölgesinde bir ay kadar önce meydana gelen yangında 55 dönüm ormanhk alan yanmıştı incelemede, ihaleye konu alanla- nn bir ay önce yakılan bölgenin bi- tişiginde yer almasının hem üzücü hem de düşündürücü oldugunu be- lirten Uluğtekin şöyle dedi: "Beledivenizin. orman dışına çı- karma faaliyetkrini sürdüren Or- man Genel Müdüriüğü işlemlerine şiddetie karşı çıkmak yerine, or- man alanlannı kişisel çıkar ve rant elde etmek uğruna yağmalavanla- n ödüllendirici. adeta cesaretiendi- rkd yönde belediye hizmetleri gö- türmek vönündeld icraanaruuzın gerekçesi ne olursa obsun odamızca kabülü olanaksızdır." Yapılan ihalenin iptal edilmesini isteyen Utuğtekin, şöyle devam et- ti: "Orman Genel Müdüriüğü ik Tapu ve Kadastro Genel Müdür- lüğü'nün yetki vermediği bir konu- da, ormanlann sınırlandınlması. mülkiyet tespitleri ve kadastro konusunda Büyükşehir Belediye- si'nin yasalara aykın biçimde ken- dini yetkili ve görevü küması ve av- nca 2886sayıh yasayagöre. konusu olmanıasına karşın. ihale yoluyla işlem vapmasının amacı ve nedeni anlaylamamıştır" HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Kürtlerin Dili ve Zazalar M. Şerif Fırat bir Zaza idi. Hormek aşiretindendi. Zazalarla ilgili araştırmaları ilginç sonuçlar vermiş- ti. 12 kuşaklık bir secere ortaya koymuştu. Zazalann 300 yıl öncesine kadar Türkçe konuştuklannı öne sür- müştü. Kendi yöresindeki birçok aşiret, köy ve türbe isminin Türkçe olduğuna dikkat çekmişti. Ona göre Zazalar Türk kökenliydi. Ve Orhan Gazi ile Sultan Murat da bu durumu onaylamışlardı. Kürt milliyetçiler M. Şerif Fırat'a çok kızıyorlardı. Vurularak öldürüldü. • • • "Kürtlerin Kökeni Üzerine" başlıklı yazı bu köşede yayımlanalı birkaç hafta oluyor. Çok ilgi çektiği anla- şılryordu. Üstelik konunun başka yanlanna da değin- mek sözü vermiştim. Ama olaylar, bu sözü yerine ge- tirmemi geciktirdi.._ Sayın A. Tayyar Önder'in beş yıllık araştırması, he- men tüm malzemeleri önümüze koyuyor. Köken, büyük ölçüde ırkla ilgili. Oysa asıl önemli olan ırk değil, kültürdür. Kültür konusunda ise en ön- de gelen öğe dil. Ve Kürtler arasında bir dil birlığinin bulunmadığını da, Türk kamuoyunun geniş bir kesi- mi bilmiyor. Kürtçenin birçok lehçesi var. Türkiye'de en yaygın olanı da Kırmançça. Bir... Kırmançça ile Zazaca arasında hiç benzerlik yok. Iki ayn dil olduklannı, çeşitli yabancı uzmanlar kanıtJryorfar. Iki... Zazaca Kırmanççaya uzak, ama Türkçeye da- ha yakın. Ve Türkiye dışında da Zaza yok. Üç... Türkiye'de Kırmançça konuşanlar arasında da, birbirini anlamayan Dirçok grup var. Japon dilbi- limcı Goişi Kojima'nın araştırması bunun somut ör- • neklenni ortaya çıkardı.. Birbirini anlamayan komşu,- köyler bile bulunuyor. -1 ••• 3 Kürdolojinin babası sayılan Vladimir Minorsky, Kürtçeyi, çok farklılıklan olan bir "Batı Iran dili" sayı- - yor. Ama Kürtçenin Türkçenin lehçesi oldugunu sa- 4 vunan Türk araştırmacılannın sayısı da bir hayli faz- ' la. Çeşitli somut verilerden yola çıkıyorlar: Bir... Kürtçedede, tümce yapısı Türkçedeki gibidir." özne, tümleç ve fiil sıralaması vardır. Iki.. Kürtçedeki bazı morfolojik özellikler de Türk- çeyie aynıdır. Uç... Kaşgariı Mahmud'un "Divan-ı Lûgat-ı*' Türfc"ündeki Oğuzcanın pek çok fonolojik özelliğine ' Kürtçede de rastfanmaktadır. Dört.. Kürtçede, bugün Türkçede pek kullanılma- yan çok sayıda öztürkçe sözcük bulunmaktadır. a Beş... St. Petersburg Akademisi'nce yayımlanan J Kürtçe sözlükte 8528 sözcük yer almaktadır. Bunun 3 bin kadan "halis" Türkçedir, 2 bin kadan ise "Türk- çeleşmiş" sözcüklerdir. ••• Türkçe-Kürtçe hısımlığına dikkati çekenler, yalnız Türk araştırmacılar da değil. Bu vesileyle Prof. De Groot'un araştırmasını bir kez daha anımsatmakta yarar var. Alman bilim adamının, özellikie iki bulgusu çok önemli! Orhun Anıtlan'nda tam 532 sözcük saptamış tör bugünkü Anadolu Türkçesinde kullanılmıyor.. Ama bugünkü Anadolu Kürtçesinde kullanılıyor. Yenisey Anrtları'nda da, Uygur Hakanı'nın "EyKûrt Beyleri" diye bir seslenişine rastlanıyor... Üstelik de Oğuz Han'ın 24 torunundan birisinin adı da Kürt. Tki bulgu da düşündürücü. Ve bu bulgular, Kürtlerin atalarının Sekalar, yani Is- kitler dduğu savını akla getiriyor.. Iskitler de Turan kö- kenli bir boy! • • • Bir "ulus"u yaratan ne ırktır, ne kan bağıdır. Ulusun temel öğesi "biz" duygusudur. Bu duygu- yu ise ortak kültür yaratır. Ve ortak kültürü yaratan da yüzyıllar boyu bir ara- da yaşamaktır. Yani kuşaklar boyu, aynı koşullan pay- laşmış olmaktır, Türk ana-babadan doğmuş Amerikalı da tanıdım; Arap babadan Alman anadan doğmuş Türk de.. Önemli olan insanın neolduğu değil, kendisini "ne hissettiği"d\r. Ama insanlann, kendi kimliklerini belirlerken bazı "gerçe/c"leri bilmeyede haklan vardır. Anadolu'da bin yıldır yan yana yaşayanlan birbirinden koparmak için, bazı gerçekleri saklamak ya da tersyüz etmek hakkı ise herhalde yoktur. Olmamalıdıri OğrencüerAmıpa PoHomentosu'nda ÖZLEMYÜZAK Avnıpa Parlamento-. su'na davet edilen bir grup Türk öğrenci, Avnı- pa Birliği (AB) bünyesin- de bir eğitim programı olan 'Socrates'e Türki- ye'nin katıhmını sağlaya- bilmek için söz aldılar. Öğrenciler, Şubat 1997'- den beri Türkiye'nin programda yer almasını bloke eden komiteyi yu- muşatmayı başardılar. Avnıpa Öğrencileri Ge- nel Forumu'nun (AE- GEE) İstanbul temsilcile- ri, AP'nin sivil toplum ku- ruluşlanna yönelik 23 Ey- lül'de düzenlenen dinle- me toplantısına davet edi- len ilk öğrenci grubu ol- du. AP toplantısında AE- GEE'yi temsilen konuş- ma yapan İTÜ doktora öğrencisi Alper Akyüz, önceden bütünüyle olum- suz olduğu bildirilen eği- tim komitesi içindeki ha- vanın Türkiye lehine dön- düğü izlenimi edindiğini belirtti. AP Kültür, Eği- tim, Gençlik ve Medya Komitesi toplantısında öğrenciler dışında KESK, DİSK, Türk-lş ve KOS- GEB'in Brüksel temsilci- leri de söz aldılar. Üniversite öğrencileri- nin öğrenimlerini değişik ülkelerde sürdürmelerine olanak sağlayan 'Eras- mus' programı dahil eğı- timin her kademesinde ül- kelerarası işbırliğini kap- sayan Socrates, mesleki eğitimde Avrupa boyu- tunda işbirliğini öngören "Leonardo" ve ulusla- rarası gençlik hareketleri- ni destekJeyen 'Youth for Europe' programlanna Türkiye'nin de katılımı için sunulan öneri, Avru- pa Parlamentosu'nun" (AP) Eğitim Komite- - si'nde Şubat 1997'de, in- san haklan ve demokra- tikleşme gibi gerekçeler- le askıya alınmıştı. Türkiye'nin bu prog- ramlara katılımı haîinde, yeniden yapılanma süre- cinde olan eğitim sistemi- ne Avrupa deneyiminin aktanhnası için zemin ve fınansal olanaklar sağla- nabilecek. Ek olarak üni- versite öğrencileri ve öğ- retim üyeleri çalışmalan- nın 3-12 aylık bir dönemi- ni, öğretmenler ise hizmet içi eğitimlerini AB üyesi ülkelerde sürdürebilecek- ler, karşılıklı akademik ta- nırtma için bilgi merkez- leri kurulabilecek ve Av- rupa çapındaki kredi transfer sistemine üye olunacak. Sonuç olarak Türkiye'nin programlara katılımı AB ile ilişkilerde gereksinim duyulan uzun dönemli diyaloğa da kat- kıda bulunacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle