25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16EKİM1998CUF HABERLER Cöktepe davası Sanık polisler birbirine düştü MERİHAK AFYON - Metin Göktepe davasında sanık p>olısler verdikleri ifadelerde birbirlerini suçladılar. Sanık polis Metin Kuşat. Emniyet Amin Se>di Battal Köse'nin -kendisini kurtarmak için senano ürettiğuıi" savundu. Köse, geçen duruşmada verdiğı ek savunmasında, yerde yatan Metin Göktepe'nin başında Metin Kuşat. Fedai Korkmaz, Tuncay Uzun ve Fikret Kavacan ı gördüğünü belirtınışt!. Metin Goktepe davasının 19. oturumu, dün Afyon Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Eskışehir, fzmir, Ankara ve Istanbul'dan çok sayıda kişi sabah saatlerinden ıtıbaren otobüslerle kente gelerek Göktepe ailesine destek verdı "Metin'in katili faşist diktatöriük: dava nerede biz oradayız,* Metinler öunez, ezgür basın susmaz" sloganlannı atan topluluk, duruşma sırasında polis eemberinde bekletildı. Genış güvenlik önıemlerinin ahndığı duruşma, daha öncekilere oranla kısa sürdü. Yargıtay'ca tamamlanması istenen eksiklıklerle ilgilı gelen ve felmeyen dosyalar mahkeme başkanı Mustafa Binşık tarafından okundu. Dünkü oturumu Göktepe aiîesinin yanı sıra Seydi Battal Köse'nin yakınlan da ızledı. Tutuklu sanık polisler Şuayip Mutluer, Saffet Hızarcı, Fedai Korkmaz, Metin Kuşat ve Seydi Battal Köse, duruşmada hazır bulunurken geçen duruşmada haklannda nıtuklama karan verilen Murat Pblat ile tutuksuz yargılanan diğer sanıklar kahlmadılar. Mahkeme Başkanı Binşık tutuksuz sanıklardan İlhan Sanoğlu'nun mahkemenin ilk karannda dinienmesmi istediğini bildirdi. Dünkü duruşmada müvekkillerinin beraatını isteyen sanık avukatlanndan Ahmet Ülger'in, polislerin suçsuz olduğuna ilişkin görüşünü açıklarken Fadime Göktepe'ye de laf atması gerginlik yarattı. Kamunun ve basımn yarattığı infîalle karar verilmemesi gerektiğini belirten Ülger, "Bu kişiler 15 aydır tutuklu. Tüm tanıklar dinlendi. Bu kişflerûi suçlu olduğuna dair bir tek kanıt yok. Fadime Göktepe'ye vicdanen soralım. Sizin evladınız öldüriiidü, anıa bu insanlann da $uçu işlemedikleri ortada. İnanıyorum ki Fadime Göktepe'yle teke tek göriişsek bu insaniann suçsuzluğunu o da kabui edecek" dedi. Bunun üzenne Göktepe ailesi Ahmet Ülger'e sert tepki gösterdi. Göktepe ailesini susturan hâkim Binşık. Ülger" e de. •'Karşı tarafın tepki göstermesine neden oiacak şekilde konuşmayın" uyansında bulundu. Mahkeme heyeti, rutuklu sanıklann tutukluluk hallerinin devamına karar venrken duruşmayı da 13 Kasım'aerteledi. Demokratik kitle örgütleri, bilimin çağdaş gereklerinin yaşama geçirilmesini istedi Gericiliğe direniş çağnsıANKARA. (Cumhuriyet Bürosu) - Ata- türkcü Düşünce Derneği'nin (ADD) çağ- nsıyla bir araya gelen demokratik kitle örgütleri, gericilik, bilgisizlik ve sömürü- ye verilen ödünleri kınarken, "Etnik ve dinsel vapa> sorunlarla toplum kesimleri- nin kutuplaşmasuu en yıkıcı sapkınlık sa- yıyoruz" uyansında bulundu. 10 Ekim Cumartesi günü çok sayıda kuruluşun katıhmıyla gerçekleştirilen De- mokratik Kitle Örgütleri Dayanışma Top- lantısı'nın sonuç bildirisinde, hukuksal, ekonomik, siyasal ve kültürel tüm sorun- lann kaynağının eğitim olduğu vurgulan- dı. Öğrenim birliği ilkesine uygun yapı- lanmanın gerçekleştırilememesi, 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim, öğretmen ye- tiştirme, üniversiteye giriş sınavlan ve devrim tarihi dersi sorunlannın çözülerek bilimin çağdaş gereklerinin yaşama geçi- rilmesi gerektiği belirtildi. Zorunlu din derslerinin kaldınlması is- tenen açıklamada, "Ozgürlükler, özüne dokunulmadan, demokratiktoplum düze- ninin gerekleri korunarak zorunlu neden- ierie ancak geçici olarak sınırlannıalı. ka- mu kurumu niteliğindeki meslek kuruluş- lan, sendikalar, dernek ve vakıilarm çalış- malannı ve dayanışmalannı engeUeyen kurallar ayıklanarak bağunsu yapıya ka- vuşmaJan sağlanmalıdır" denildi. Bildiride, demokrasi gerçeğinin yalruz yaşam biçimi değil, bır öz olarak duyum- sanması istendi. Globalleşme, küreselleşme ve özelleş- tirme dayarmalanna karşı toplumsal bel- lek ve ulusal bilincin sürekli uyanık tutul- ması uyansı yapılan açıklamada, her alan- da tam bağımsızlık tutkusuyla özenli ve duyarlı davranışın en sağlıklı güvence ol- duğu belirtildi. 'Gericiliğe ödünü lanıyoruz' Bildiride şu görüşlere yer verildi: "Atatürk ve arkadaşlannın başlartığı Türkh e aydınlanmasının karşısındaki her güçlüğü yenmeye, her engeli aşmaya ka- rarb olarak gericiliğe, bUgisizliğe, sönı ürü- ye ve tembelliğe \erilen ödünleri kınıyor, hukukumuzu dışla> acak çok yanlı yatınm anJaşmalannın ulusal çıkariarunızla bağ- daşmadığını belirtiyor, siyasal boşlukia- nn, değişik vesayısızsakıncalan/ıa düşme- mek için toplumsal banşa önem verilme- sini öneriyomz." Etnik ve dinsel, yapay sorunlarla top- lum kesimlerinin kutuplaşmasının "en yı- kıcı sapkınlık" sayıldığı kaydedilen bildi- ride. terör, mafya-çete oluşumlan, yolsuz- luk, ahlaksızlık, adaletsizlik, işsizlik, aç- lık ve silahlanmaya karşı çıkıiarak geçim koşullannın düzeltilmesi, özürlülerin, so- kak çocuklannın sorunlanyla yoğun bi- çimde ilgilenilmesinin beklendiği vurgu- landı. Kolluk güçlerinin yansızlığının sağlan- ması ve yargı kararlannm savsaklanma- dan yerine getirilmesini de isteyen kuru- luşlar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, ilerici rektörler ve haklannı arayan SEKA işçilerini desteklediklerini bildirdi. Adnan Şenses Tayyıp Erdogan Adnan Şenses'in imara aykın olarak petrol istasyonu yapmaya çaüştığı Zeytinburnu'ndaki arsası. Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan'a desteğin karşılığı benzin istasyonu Şenses'in sevgisi karşılıksız değil MİYASEİLKNUR Sanatçı Adnan Şenses'in, Tayyip Erdoğan'a duyduğu sevginin nedeni belli oldu. " Tayyip Erdoğan hakkında ve- rilen mahkûmiyet karannı pro- testo amaçıyla düzenlenen her etkinliğe katılan ve "Defi Gibi Severim SeniBen" şarkısını Er- doğan'a ithaf ederek söyleyen sanatçı, karşıhğinda akaryakıt istasyonuna izın almaya çalışı- yor. Veliefendi'de Akfil Fabrika- sı'nın bitişiğinde bulunan ve yasal ölçülere uymayan arsası- na akaryakıt istasyonu kurmak isteyen Adnan Şenses, yoğun girişimleri sonucunda söz ko- • Erdoğan hakkında verilen mahkûmiyet karannı protesto gösterilerine katılan ve "Dcli Gibi Severim Seni Ben" şarkısını Erdoğan'a ithaf ederek söyleyen Şenses'in seygisinin karşılıksız olmadığı ortaya çıktı. Şenses, Veliefendi'de Akfil Fabrikası'nın bitişiğindeki arsasına yasalara uymadığı halde akaryakıt istasyonu kurmaya çalışıyor. nusu istasyonu 1/5000'likplan- lara koydurmayı başardj. Yasa- lara ve ilgili yönetmeliklere gö- re arsanın derinliğinin en az 25 metre olması gerekiyor. Derin- liği M metre olmasına karşın Adnan Şenses'in istasyonu ya- salara aykın olarak plana kon- du. Ancak yine de istasyonun ku- rulabilmesi için Ulaşun Koordi- nasyon Merkezi'nin (UKOME) kararalması gerekiyor. Sanatçı- yı daha fazla bekletmemek için UKOME'den ilgili kararyazısı- nı hazırlayan Belediye yöneti- mi, şimdi bu yasadışı karan im- zalayacak yetkili anyor. Çünkü UKOME Müdürü Metin Ko- çak, karan imzalamamak için bir hafta izne aynldı. Onun ye- rine dosyayı veicili Hasan Caro- cı takip ediyor. UKOME'de müdürlük yap- ması yasalara aykın olan Metin Koçak'ın Şenses'e izin verme- si halinde, yasadışı olarak göre- vi işgal eden müdür, yasal ol- mayan istasyona izin vermiş olacaktı. Yönetmeliklere göre UKOME Müdürü'nün yükse- kokul mezunu olması ve en az bir yabancı dil bilmesi gereki- yor. Ortaokul mezunu olan ve yabancı dil bilmeyen Metin Ko- çak, emekli başkomiser. Bu görevle tek ilgisi geçmiş- te Silivri Trafik Ekipler Amir- liği'nde birsüre çalışmış olma- sı. Yerel seçimlerde Silivri'den belediye başkan adayı olan, an- cak kazanamayan Metin Ko- çak'ı Tayyip Erdoğan bu göreve getirerek partisinin vefa borcunu ödemiş oldu. Ecevît 'Türkiye üzerine oyuriUm aşacağız' ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Başbakan Yardımcısı Bûlent Ecevit, "kendisiortayaçıkmaya ce- saret edemeyen, laik demokratik rejimi sarsma taşeronluğunu üstle- nenlerüı genç kı/Jan kışkırtmala- nnı son derece vakışıksı/" buldu- ğunu belirterek. "Bu munlan, tu- zaklan aşacağtz" dedi. Ecevit, partisinin grup toplantı- sında son gelişmeleri değerlendi- rirken. "Türldye'yi bir yandan la- iklik düşmanlan, birvandan böJü- cü terör,diğeryandanda mafyanın ele geçirmeye çalısüğma" dikkat çekti. Bu devleti hiçbirgücün yıkama- yacağını vurgulayan Ecevit, Suriye konusunda da, "lhuyada konuşuyorum. Ancak somut bir gefişme okdu. 15 yıklır PKK'ye ya- taldıkeden Suriye, bunu inkâr edi- >ordu. Arbk bu inkârahktan vaz- geçmek zorunda kakh" dedi. Öte yandan Sıvas Cumhuriyet Savcıhğı, kentte 11 Ekim Pazar günü yapılan izinsiz türban göste- risi hakkında başlattığı soruştur- ma kapsamında, güvenlik güçleri tarafından çekilen video görüntü- lerinin, 2 Temmuz 1993'te meyda- na gelen Madımak Oteli yangını sırasında çekilen görüntülerle kar- şılaştmhnasını kararlaştırdı. Erciyes Üniversitesi Fen-Edebi- yat Fakültesi'nde başörtülü olduk- lan gerekçesiyle okula alınmayan öğrencilerin şikâyetini dikkate ala- rakdekan hakkında hazırlık soruş- turması başlatan Yozgat Cumhuri- yet Başsavcısı Reşat Petek'in de soruşturma geçirdiği öğrenildi. Cindoruk irtîca eylemini değerlendirdi 'Diniinançlara kanşümıyor' ANKARA(CumhuriyetBürosu)-DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, ir- rica eylemini değerlendinrken "El ele tu- tuşmıışzinciryapıyoriar. Demek ki hükü- metin kuruiuş gerekçeteri ortada duru- >t>r" dedi. Cindoruk, Atilla Ardalı başkanlığında- ki Türkiye Radyo Televizyon Yayıncılan Birliği'ni kabulünde, gazetecilerin soru- lannı yanıtîadı.Hakkâri MiUetvekili Mns- tafa Zodan'ın DTP'den istifasına ilişkin bir soru üzerine Cindoruk, partisinin bun- dan sonra grup kurmak için çaba göster- meyeceğini kaydetti. Başbakan Mesut Yüinazın ocak aymdan önce istifa etme- si yönünde öneride bulunduğunu annnsa- tan Cindoruk, ancak hükümetin kunüuş gerekçelerinin ortadan kalkmadığını be- lirtti. Cindoruk, "El ele tutuşmuş zincir yapı>t>riar. Demek ki hükümetin kuruiuş gerekçekri ortada duruym* dedi. Irticaya ilişkin başka bir soru üzerine Cindonik, kimsenin dini inancına, başör- tüsüne kanşıknadığını belirtti. Kabulde, RTÜK Yasası'nın hukuka ve anayasaya aykın oldugunu da belirten Cindoruk, RTÜK'ün ıstediği televizyon kanalını kapatabildiğini söyledi. Ardalı da, frekans sıralama ihalelerinin kilitlendiğini belirterek "Emisyon nokta- lanna göre ihaie yapılırsa bu dunım or- tadan kalkacakür" şekiinde konuştu. Bingöl milletvekilinin istifası FP'yi karıştırdı Ataoğlu'ndan sürprizistifa ANKARA (Cumhurrvet Bûrosu) - FP Bingöl MiUetvekili Kaam Atauglu. ilçe örgütlerine yapılan atamalara tepkisi ne- deniyle dûnpartisinden istifa etti. Ataoğ- lu'nun istifası FP'de şaşkınlık yaraürken FP Grup başkanveki Jleri ve bir grup mil- letvekili dün gece geç saatlere kâdar Ata- oğlu'nu istifasını geri alması için ikna et- meyle çalışü.Bingörde ilçe örgütlerinin atamalanna tepkisi nedeniyle FP'den is- tifa karan veren Ataoğiu. istifa diiekçe- sini akşam saatlerinde TBMM Başkanh- ğı'na faks mesajıyla iletti. Ataoğlu, dilek- çesinde, "Gördûğûm lüzum üzerine FP'den istifa ediyonım'' dedi. FP grup yönetimi, istifa haberini alır al- maz, Ataoğlu 'nu geri döndürmek için ha- rekete geçti. FP'li TBMM îdare Amiri KenıalettinGiiktas'modasında grup baş- kanveki llen ve bir grup milletvekili Ata- oğlu ile bir araya geldi. FP'liler, istifanın geri ahnması için ikna çabalannı daha sonra yemekte sürdürdûler. Ataoğiu'nun bir süre bağımsız kalmakta ısrarlı olduğu belirtilirken FP'liler istifanın bugün geri alınacağım söylediler. Kazun Ataoğlu'nun istifasıyla FP'nin Meclis'teki sandarye sayısı 144'e düştû. TBMM'deki son sandalye dağılımı şöy- le: FP 144.ANAP Î38,DYP96,DSP61, CHP 55, DTP 19, BBP 8, MHP 3, DP 1, DEPAR 1, bağımsızlar 14, boş 10. UZ YAZIIORHAN BİRGİT Türk Ticaret Bankası'ndan sonra, iki büyük gazete, üç televizyon ve bir jdüzine derginin sahipliğini üstlenen Babıtelli'nin yeni patronu Korkmaz yiğit, mafya babası Çakıcı ile yap- tığı telefon konuşmalannı içer'en ka- setleri, niçin sansüretmeye kalkıştı? Onlarca televizyonla radyonun ve gazetelerin harfi harfine kamuoyuna duyurduğu o konuşmalar, öncelikJe Yiğit grubunun organlarında da aynı biçimde yer almış olsaydı, kendi adı- na yapılan açıklama belki bir ölçüde ınandırıcı olabilirdi. Korkmaz Bey böyle yapmadı. Özellikleyıllann "Milliyet"\n\, oara- da "Yeni Yüzyıl"\, "Kanal 6" ve "Ka- nalE"yi, "yap-sat"çılık uğraşları gibi birer meta olarak gördü. Ve oyunun ilk dakikalannda tökez- ledi. Millıyet'in geçmişinde Siirt mebu- su Mahmut Bey'in, AJi Naci Kara- can'ın, oğlu Ercüment ve Aydın Doğan ın sahiplikleri var. Karacan'lar en büyük gücü Abdi ipekçi ve arkadaşlarından aldılar. Medya, Beyazın da Beyazı Olmak Zorundadır Çok kimse, ölümünün üzen'ndeki giz yıllardtraydınlanamayan bu terör şehidimizi, sadece iyi bir gazeteci olarak tanır. Abdi, aynı zamanda bir dürüstlük anıtıydı ve basın sektöründeki ilk ça- lışanlar sendikası olan Istanbul Ga- zeteciler Sendikası'nın da kuaıcu başkanlığını yapmıştı. 1 Şubat 1979'da evinin yakınında vurulduğu zamandan bugüne, kap- karanlık bir örtü uzanıyor. Abdi'yi o günlerde yeni palazlanan mafya mı öldüımüştü ve onu vuran güçler bazı şeylerin yazılmasını en- gellemek mı istiyoriardı; bunlar hâlâ bilinmiyor. Ama bilinen, mafyanın zaman za- man bizim mesleğimize sızmak iste- diğidir. • • • Gazetelerimiz 1980'de, teknoloji bakımından dünyanın en gelişmiş ül- keleri ile boy ölçüşecek düzeye gel- diler. Teknolojideki gelişme, büyük sermayeyi gerektirdi. Büyük serma- ye de, işverenlerin hem medya sek- törünü başka yan işlerde destekle- mek hem de sektörde çalışanlarla ilişkilerde kapitalist ekonominin yeni buluşlanna başvurmak ihtiyacını do- ğurdu. Kulakları çınlasın. Haldun Simavi. kardeşi Erol Simavi'nin 180 derece karşısında bir işveren olarak yer al- dığı sektörde "taşeronluk" kurumu- nu yaşama geçirdi. Taşeron olarak, gazetelerin hazırianmasında görev üstlenen eski fıkir ve kol işçileri, top- lusözleşme düzeninde gedikler aç- tılar. Yeni düzenin medya araçları; çalı- şanları sendikasız, çalışanlan meslek içi eğitime sırt çevirmiş, çalışanlan basın etiğini tanımayanlarla dolun- ca, mafya için de çekici bir araç ha- line geldi. Ucundan kenanndan, yanından köşesinden medyaya sızmaya çalı- şan mafyanın önünde hiçbir engel kalmayışı doğal sayılmalıdır. Ticarerten sanayiye, hekimlikten hâkimliğe kadar bütün kavşaklara göz açtırmayan mafyanın, siyaseti de idareyi de ele geçirmek istemesi- ne temiz bir medyadan başka hangi güç engel olabilirdi. Mafya için medya, Batı'nın en ge- lişmiş ateşli silahlan kadar olmazsa olmaz bir vurucu araç gibi görülü- yorsa; bu hızlı işgal eyleminden do- layı, sadece politikacılan, yargıçlan, güvenlik güçlerini mi suçlama kolay- lığına kaçacağız? Ya biz... Ya bu sektörde çalışma- nın kederini ve sevincini başka mes- leklerdeki insanlanmızla paylaşma- yacak kadar bencil davranan biz ga- zeteciler?.. Her sabah bilgisayarlanmızın ba- şına geçerek herkesi sorguya çek- meye çalışan bizler... Medya çalışanı olmayı, sadece va- at edilen "ücret"le değerlendiren, sektöre giren yeni sermaye sahiple- ri ile yedi sıfırlı rakamlaria pazarlığa otururken adam söylediği bu parayı vermeye razı olursa "Çeşmenin su- yu nereden gelir" sorusunu kendi dünyalannda yanıtlayamayanlar... Kısaca, kara para girişimlerine köprü olmaya rıza gösterenler... Bu bozuk gidişte bizim hiç mi su- çumuz, hiç mi kusurumuz yok?.. ••• Mafya elbette bizim mesleğe de ayak atar. Ama barınamaz. Çünkü dünyanın her tarafındaki medya, beyazın da beyazı olmak zo- rundadır. Yan gri görünerek bir süre okuyu- cusuna yutturabilir belki. Ama beya- zın beyazı olmadığı anlaşılınca pal- dır küldür batar. Hiçbir taşıma suyu, o dev değir- menin çarklannı çeviremez. Milliyet gazetesindeki temiz top- lumcular savaşımının iki kelimelik mesajı da bunu haber veriyor. BİRBAKMA SERVER TAJVILLI Kolay mı İnsan Olmak? Araya başka konular girdi, sözünü edemedir Ama olsun, canavarlık canavarlıktır, herkes du' malıdır. 13 Eylül 1998 günlü Milliyet'te kocams bir fotoğraf: Bir kazar-atann havaya kalkmış ke[ çesine çaprazlamasına tutturulmuş iki arka aya boğanın gövdesi başaşağı boşlukta. Dehşetteı ya da acıdan oiacak, gözlerinin karası gitmiş, ben beyaz bakıyor. Çırpınmak istese de çırpınama halde. Çevresinde, insan adına makuleden bi zincirini tutuyor, bir başkasının da ne yapacaj belli değil. Acıyla tiksinme içinizde katmerleniyor. Hayvana acıyor, onu bu hale getiren insanlarda tiksiniyorsunuz; o da yetmiyor elbette, insan oldu ğunuza utanıyorsunuz. Nedir, ne değildir, fotoğrafın altındaki yazı sizi bil gilendiriyor: "Çiller'/n Kütahya mitingleri DYP'niı yeni bir seçim stratejisi izlediğini ortaya kpydu Kuran'; öpen, sürekli ellerini açarak dua eden Çil ler, özeltikle karaçarşafiı kadınlann ilgiodağı oldu DYPkonvoyu için kurban edilen boğa önce DYF bayrağına sanldı, ardından da arka ayaklanndar bir kepçeyle kaldınlarak kesildi." Donup kalıyorsunuz sonunda... Mezbureyi anyor gözleriniz, o da hemen yanda- ki bir başka fotoğrafta: Bir otobüsün yekpare ön camının arkasında ayakta, elleri açılmış dua po- zunda. Tam bir vitrin! Idil Tütüncü'nün Tavşanlı'dan gönderdiği bu fotoğraflarla ilgili haberlerden öğreniyorsunuz ki, hanımefendi oradan geçmiş; demokrasi adına ah- kâm kesmiş. Söylediklerine bakıyorsunuz: Biralay hezeyan, laf salatası, kusmuk... • Yaban ya da evcil, hayvanlara çektirdiğimiz acı- lann yığınla örneğini görmüşümdür; görmedikle- rimi de duymuş okumuşumdur. Ama şu Tavşanlı mitinginde kurban edilen boğaya reva görülene ilk kez tanık oluyorum. Kazar-atar kepçesiyle havada sallandınp kes- mek! Hayvan kurban etmenin örfü adabı var. Dinin yanı sıra, yüzyıllann geleneğinin getirdiği bir ağır- başlılık, bir manevi hava, hepsi kaybolup gitmiş- tir: Kurban bayramlanmız, bir hayvan boğazlama vesilesidir. Bununla da yetinmeyip miting alanla- nna kadar yaymışız işi. Üstelik insanlığımızdan s/ynlıp canavarlaşarak... Yaşadığım sürece, Tavşanlı mitingindeki boğa- yı ve insanoğlunun onun karşısındaki soysuzlaş- masını unutmayacağım. Artık adım başı sormak zorundayız: Nerede kal- dı Hayvan Haklan Kanunu? Niçin geciktirilirdurur? Dileriz, kuru önerilerden ibaret de değildir yasa tasansı. Konu açılmışken altını çizelim: Kurban bayramlanna eski ağırbaşlılığını iade edecek ön- lemler alınırken karşılama törenlerinden miting alanlanna değin kurban salgınının önüne geçilme- lidir. Bunun gibi, hayvanlara karşı kötü muamele- nin yaptırımı öyle para cezalanyla geçiştirilmeme- fidir. Ölçüsü, olaya göre değişen ve ağırtaşan ha- pis cezaları konulmalıdır. Kurda kuşa rezil olduğumuz yeter.gayri! Bir an önce, bu kanunu bekliyoruz... • Eloğlu, konuya nasıl yaklaşıyor, bir örnek ister misiniz? Alınız, 4 Ekim 1998 günlü Hürriyet'te 'Hayvan Haklan Anayasa'da' başlıklı şu haberi: "BONN - Almanya'da Sosyal Demokrat Parti (SPD) millet- vekillerinden Bayan Marianne Klappert, hayvan haklannın da diğer tüm haklar gibi Federal Ana- yasa'da yer alması için çalışma yapılacağını söy- ledi. SPD'nin hayvan haklan konusundaki sözcü- sü bayan milletvekili, Almanya'nın hayvan hakla- nnı anayasa ile güvence altına alarak diğer ülke- lere öncülük edeceğini belirtti. SPD'Iİ milletvekili böylece, hayvanlann çok kötü şartlar altında ya- şamasına ve taşınmasına son verileceğini söyle- di." SPD'nin hayvan haklan konusundaki sözcüsü! Hayvan haklan konusunda sözcüsü olan birpar- timizi gösterebilir misiniz? önce 'insan haklan' demeyiniz lütfen; bu işlerin hepsi birbirine bağlı, birindeki sapma ötekini de et- kiliyor. Hayvanlann haklan oldugunu umursama- yanlar, insan haklanna karşı da saygılı olamıyor- lar. Ikisi birbirine bağlı olduğu içindir ki, büyük Türk hukukçusu Ismet Sungurbey Hoca, kalkıp bir atasöz değerindeki şu vecizeyi söylemiştir: "Hay- van sevgisi uygahığın göstergesidir; hayvanlan koruma, insanlığımızın mihenk taşıdır." Ve yine öyle olduğu içindir ki, Hayvan Haklan adlı -o mu- halled- eserinin alt başlığı, 'Bir Insanlık Kitabı' adı- nı taşır. Kolay mı insan olmak? valilikten inceleme Gökçek hakkında 79 soruşturma dosyası ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Ankara Va- lisi Erdoğan Şahinoğlu, FP'li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Metih Gökçek hakkında kendi- lerine ulaşan 79 soruştur- ma dosyasını sonuçlan- dırdıklannı bildirdi. Ankara Valisi Şahinoğ- lu, îl Idare Kurulu'nda son olarak belediyece ger- çekleştirilen Sıhhiye U dönüşü köprüsünün yapı- mı sırasında idari mahke- me karanna uyulmadığı yönündeki dosyanın ince- lendiğini kaydetti. Kuru- lun, Melih Gökçek hak- kında lüzum-u muhake- me karan verdiğini bildi- ren Şahinoğlu, dosyayı Danıştay'a gönderdikleri- ni belirtti. Şahinoğlu, Ankara Be- lediyesi şirketleri ihalele- rinde yolsuzluk yapıldığı- na ilişkin Sanayi ve Tica- ret Bakanlığı Teftiş Kuru- lu mufettişlerince hazırla- nan fezlekenin de kurula ulaşmasının ardından he- men sonuçlandınlabile- ceğini söyledi. Ankara Büyükşehir Belediyesi şirketi BELPA tarafından işletilen kız öğ- renci yurdunun "TnrbaD eylemlerinin odak nokta- a" olduğu iddiasıyla Baş- bakanlık Takip Kurulu'na başvuran Ankara Büyük- şehir Belediye Meclisi ba- ğımsız üyesi Muzaffer Saraç da yurdun araştınl- masını istedi. Binanın su. atıksu, elektrik ve doğal- gaz giderlerinin de yasa- dışı biçimde belediyece karşılandığını kaydeder Saraç, dilekçesinde *Yur( binası içindekiAtatürk re- simleri, Atatürk köşeleri talmyedir. Kız öğrencifcre menfaat sağlanarak nasıl tstismar edildikleri, eyle- min unsuru olarak nası) kullanıldıklan bu tetkik sonucunda anlaşüacak nr"dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle