18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13EKİM1998S 8 DIŞ HABERLER KAVŞAK OZGEN ACAR Trak Federal Devleti'ne Doğru Kuzey Irak'ın Kürt lıderieri, kasım ayı başında Ankara'da güven tazeleyip toprak bütünlüğü tam, bağımsız, demokratik, insan haklarına saygılı "Irak Federal Devleti" konusunda destek isteyecekter. Türk, ABD, Ingiliz temsilcilerinin katılımı ile "Kürdistan Yurtseverter Birtiği (KYB)" Başkanı Celal Talabani ve "Kürdistan Demokratik Partisi (KDP)" Başkanı Mesud Barzani arasında iki yıl önce bugünlerde Ankara'da Irak'ın geleceğine yönelik bir süreç başlatılmıştı. Türk- Ingiliz temsilcilerinin çağnlmadığı VVashıngton'daki 17 Eylül gızli toplantısında "Kürt Federal Devleti" değil, adı teiaffuz edilmese de "Irak Federal Devleti"rim tohumları atıldı. Hedefe ulaşılabilmesi için taraflar bir takvimle disiplin altına afındı. Taraflar yine caymazlarsa, takvim 1 Temmuz 1999'da Kuzey Irak'ta serbest ve dürüst seçimlerin yapılmasını öngörüyor. Türkiye'ye şu güvencelerin verildiği bildiriliyor: 1. iki lider, Türk hükümeti ile sürekli ilişki içinde olacaklarını; başarının, banşın sağlanmasında Ankara'nın yeri doldurulamaz rolünü, Irak'ın ulusal birliğini, toprak bütünlüğünü; Dohuk, Erbil, Süleymaniye'nin Irak devletinin kuzeydekı üç vilayeti olduğunu, ülkenin uluslararası sınırlannın tartışılmazlığını kabul edıyorlar. 2. Taraflar; tüm Irak halkının siyasal temelde alacağı kararlann Irak'taki Kürt halkının insan ve siyasal haklannın da güvencesı olduğunu; birleşik, çogulcu, demokratik Irak'ın yaratılmasına çaba göstereceklerini belırtiyorlar. Taraflar, Irak'ın toprak bütünlüğünün, ulusal biriiğin korunmasında "federatif temelde" bir yeni düzenlemeyi arnaçlıyorlar. 3. iki lider, Türk ve Iran sınırlanndaki ihlallenn, terörist hareketlerin ve sınır Celal Talabani Mesud Barzani asan halklann göçlerinin önlenmesi için yeni denetimler uygulanmasında işbirliği yapacak. Taraflar, Kürdistan Işçı Partisi'nın (PKK) Kuzey Irak'taki Kürt bölgesine sığınmasına, üslerine izin vermeyecek; barışı gölgelemesini ve istikrarsızlık yaratmasını önleyecekler. Takvimin gereği olarak taraflar, perşembe gününden itibaren daha önceki çatışmalarla topraklanndan kopanlmış kişılerin yerlerine dönmelerine ve zarariann karşılanmasına başlayacaklar. Kasım ayının ağırlığını ise iki liderin Türk hükümeti ile Ankara'da yapacaklan danışma toplantısı oluşturacak. Ankara gündeminde ise başta "Irak sınmnın daha güvenilirbir koruma altına alınarak terorizmin ortadan kaldmlmasına ortak çözûm konusu"ön plana çıkacak. Daha sonra taraflar Londra'da; Erbil, Dohuk, Süleymaniye'nin statülen, serbest ve dürüst seçım mekanizmasına ilişkin sorunlan ele alacaklar. üderler kasımda aynca kendi aralannda Kuzey Irak'taki gelirin paylaşımı ve dağılımına ilişkin çalışmalan da sürdürecekler. 1992 seçimlerinde belırienen kişilerden oluşan eskı meclıs, 1 Ocak 1999'da ilk kez Erbıl'de, sonra sırasıyla Süleymaniye ve Dohuk'ta toplanacak ve oluşturulacak geçici hükümet ile birlikte çalışmaya başlayacak. Böytece Kuzey Irak'taki "Bölgesel Meclis"\ belirlemek amacıyla 1 Temmuz'da yapılacak seçım için gerekli siyasal ortam yaratılacak. Seçımlerde Kürtler, Türkmenler, Asunler, Kaldeanlar aday olabilecek. Bölgesel meclis, "demokratik ve insan haklanna saygılı, başkenti Bağdat olan" ve Saddam'ın da eskiden öngördüğü "Irak Federal DeWef/"nın gerçekleşmesini hedefleyecek. IUeden şimdi uyandırıldık?' Hafız Esat Gerilla, kendi doğal ortamı içinde vur-kaçlarla, düzenli orduyla baş eden bir savaş yöntemidir. Gerilla, doğal ortamından uzaklaştığında, kendisini besleyen atardamar ve gizleyen şemsiyeden yoksun oldugu ıçın başansızlığa oğrar., Karadenız'çle, Tokafta degışık etntffjftamlarda ve lojistıkten uzak bir alana * PKK'nın yönelmesi, cephesini genişlettiği anlamına gelmez; tam tersine PKK'nin savaşı yitirdiğini, TSK'nin de Güneydoğu Anadolu'yu denetimi altına aldığını kanıtlar. Bir başka olgu ise gerilla vurduktan sonra kaçıp yuvalandığı komşu topraklardaki üslerden güç alır. TSK, Kuzey Irak'taki PKK üslenni BM diplomasi dilinde "sıcak takip" adı verilen sınır ötesi operasyonlan ile denetimi altına aldı. PKK'nin Suriye'de de şemsiyesi vardı. Son yıllarda Hatay'a sızmalar bu olgunun göstergelerinden biri. Apo'nun adresi, telefonlan belli; hatta "mutsuzluğunun resmi bile" çekiliyordu. New York Times gazetesinin Türkiye temsilcisi Stephen Kinzer, önceki hafta Apo ile "açıklanmayan biryerdeki telefonu ile" konuştuğunu yazdı. TSK'nin sivrisinek yerine son üç yıfda bataklığı kurutmada da başan gösterdiği bu telefon konuşmasından anlaşılıyor. Apo, telefonda Kinzer'e "ateşkes" çağnsını iletirken, "Yıllardır savaştık. Artık banşı seçelim. TSK saldırmazsa ben karşılık vermem" diyor. Buraya dönmek üzere Abdullah Öcalan Tomahawk Fiizesi ABD Savunma Bakanlığı'nın sözcüsü Jim Tumer, sifahlı kuvvetler personelinin sadece bir ilaç konusundaki isteklerinin tümüyle karşılanması durumunda bütçeye 100 milyon dolarltk (yaklaşık 30 trilyon lira) ek yük geteceğini açıkladı. Tanesi 8-10 dolar {yaklaşık 2.5-3 milyon lira) arasında değişen bu ilaç, iktidarsızlığa çözüm getirdiği söylenen ünlü Vıagra haptndan başkası degil. Doktoriara danışan Pentagon yetkilileri, Amerikan savaşçılanna devtet bütçesinden ve vergi müketlefinin cebinden, ayda ancak alfc Vıagra'yı bedava verme karan aldı. Böylece jetini pistten kafdıramayan piiota, pertskobunu yüksettemeyen denizciye, yerden havaya güdümlü füzeyi ateşleyemeyen karacı subaya ayda altı atımhk ofanak sağianacak. Bu sayıyla yetinmek zorunda olan Amerikan savaşçılannın "hapım kayboldu, çalındı, lavaboya düştü" gerekçeleri ise kesinlikle kabul edilmeyecek. Bu sınırlama ile 1999 bütçesine konulacak ödenek de 50 milyon dolara indi. Bunun, Pentagon'un toplam yıflık ilaç bütçesinin yine de yüzde 20'si otduğunu unutmayalım. Kongrenin tasarruf itkelerine uyabilmek ve Vîagra'ya ödenek butabilmek içîn en' gelişmiş iki jetin ya da 45 Tomahawk fuzesınin alımından da vazgeçiiecek. bir nokta koyalım. önce Ankara'daki yabana diplomatlann sorduklan şu soru sonra yaygınlaştı: "Suhye'ye bir askeri müdahale! Peki, ama durup dururken neden şimdı?" Bu soruyu şoçmlann dikkatinden şu ^ otuştımlar kaçtyordu: Sekiz ' yıllık eğitimi kim devreye soktu? Hükümet mi parlamento mu? Irtica eğitiminin durdurulmasının çaresi olan 8 yıllık ilköğretim önerisi, Milli Eğitim Şûrası'ndan mı, yoksa MGK karan ile TSK'den mi geldi? REFAHYOL iktıdannın aymazlığına Ankara'da Sincan'daki birkaç tank son vermedi mi? REFAHYOL hükümetfne parlamento aritmetiğı ile son verilebilır miydi? Savcılar, MGK kararlan ile donatıldıktan sonra Refah Partisi'nin kapısına kilit asmadılar mı? Eskiden o savcılar görevde degiller miydi? Suriye ile de 14 yıldır dıplomatik yol deneniyor, APO'nun adresleri Suriye hükümetine veriliyor, sonuçta bir arpa boyu yol gıdilebiliyor muydu? O günden bu yana Şam'da kaç büyükelçi değişti, kaç Türk devlet adamı Şam'a gitti? Sonuç değişti mi? Tıpkı Sincan'daki tanklar gibi KKK Orgeneral Atilla Ateş bir taş atım mesafeden TSK'nin sabrının taştığını Şam'a iletmesinin ardından Suriye sınınnda zırhlı araçlar, tanklar boy gösterdi. O ana değın ne parlamento, ne hükümetler, ne de yabancılar diplomatik sürecin ışlemediğini algılayabilmişlerdi. Sonra yine MGK, hükümeti harekete geçirmedı mi? Siyasetçilerin ve medyamızın aklı neredeydi Orgeneral Ateş tepkisini koyuncaya değin? Noktayı koyduğumz yere dönelım. "Neden şimdi" sorusu, gerçekte TSK'yi tanımayanlann aymazlıklannın itirafı. Siyasetçilerimiz bu soruyta gerçekte şu soruyu soruyorlar galiba: "Bu gaflet ve dalalet uykusundan neden şimdi uyandınldık?" TSK'nin Suriye ile bir savaş istediğini sanmıyorum. O, TSK değil miydi Körfez Savaşı'nda "Buyrun Musul'a" denilip önüne kırmızı halı serildiğinde "Hayır" diyen! TC'nin bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü, laik cumhuriyeti korumada parlamento ve hükümetlerden önce giden TSK'nin gerçekten diplomatik süreç için kronometreye yeni bastığı ve dünya çapında bir halkla ilişkiler olayı başlattığı söylenebilir. Bugüne değin Türk hükümetlerinin girişimlerini vurdumduymazlıkla karşılayanlar, TSK'nin azimli tutumunu bildikleri için sorunu şimdi cıddiye aldılar. Mısıriı, , Iranlı arabulucular bugüne değin neredeydiler? Unutmayın ki, Yunan karikatüristleri 1963-74 yıJlan arasında Türkiye'nin Kıbns'a çıkarmasını, lazımlık üzerinde oturan munkabız, fesli bir Türk çizgisi ile alaya alıyorfardı. 1974'ten sonra ne oldu? TC'nin ciddiyetinden sadece Kıbns değil, Türkiye kıyısındaki Ege adaları boşalmadı mı? Politikacılanmız istediklen kadar "ciddiyiz" desinler, onlan ciddi yapanlar başkentte Milli Müdafaa Caddesi'nın kösesini tutanlar değil mi? Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden Aliyev'in zaferle çıkması halkın tepkisine yol aç Azeıi muhalefeti öfkelî• 1. tur seçimleri Aliyev'in kazandığına kesin gözüyle bakılırken muhalefet, Azeri liderin 'baskı ve hileyle' kazandığını öne sürüyor. LEYLA TAVŞANOĞLU BAKÛ -Azerbaycan 'da önceki gün yapılan cumburbaşkanlığı se- çimlerinde sonuçlar ya da seç- menlerin eğilimi konusunda hâlâ bir açıkJama yapılmadı. Azeıfcaycan resmi televizyonu- nun 1. kanalı AZTV1. haberinde sadece seçmenlerin "seçimlerin ne kadar demokratik ve özgürce yapddığı" konusundaki görûşlen- ni ve gözlemcilenn yine aynı yol- daki saptamaJannı yayımJadj. Kafahm yüzde 75 Azerbaycan televizyonu, seçim gecesi katılım oranının yüzde 85 olduğunu duyurmasına karşın dün sabah haberlerinde bu oranı yüz- de 75'e düşürdü. Öte yandan, seçimlerin 1. turu- nu alacağına kesin gözüyle bakı- lan Cumhurbaşkanı Haydar Ali- yev ise dün partisinin merkezin- de bir basın toplantısı düzenledi. Seçimlerden önce meydanlan dolduran öfkeli muhalefet, yolsuziuklardan sorumJu tuttuklan Aliyev'e sert eleştiriler vöneltiyorlar. Bu arada Aliyev'e karşı aday- lıklannı koyan siyası lıderlere ya- kın çevreler iktidan sert bir dille eleştirmeyi sürdüriiyor. Önceki gün seçimleri sandık başlannda iz- lediğimız Bakû bölgesi Şuvalan kasabasında karşılaştığımız bazı iktidarmuhalifleri bize şunlan an- lattılar: "AJiyev heryerdebaskıve korkuyla seçimleri 1. turda ahr. Halk arasında bu görüş çok yay- gın. Ama sonunda hak ve adalet kazanacak. Demokrasi gelecek. Bunca sefalet ve eziyet yeter." Bu kişilere Aliyev'in 1. turda se- çimleri alması durumunda ne ola- cağını sorduğumuzda şu yamtı verdiler: THB JERUSALEM "Halk sokaklarda kendi SOT nü söyleyecek. Kazanmasa iiU miz için daha iyi olur. Aliyev' rakibi adaylardan Nizam Süle manov geçen gün televizyondaA yeviçin 'Sahtekâriık etmesin, ede se Azerbaycan'ın başına büyi belagelir' dedi. Doğru söyledi 'Devr-i sabık' Adaylardan Aliyev'e en güçı rakip olarak gösterilen ttibar M medov'un, uzakça bir olasılık o masına karşın seçimleri kazaı ması durumunda "devr-isabık" y; ratacağını söyleyen bu kaynakh "İtibar Bey alırsa biitün demol ratik güçler onun çevresinde biı leşir. Halk Cephesi de onu destek ler. Sözsüz bir koaüsyon olur. Ka rabağ'ın kurtanJması, öbfir so runlann çözülmesi çok önemli Aliyev80'inemerdiven dav'adb Ce bini bıraksın da halkı düşünsün" diye konuştular. Azerbaycan'da Hazarpetrolle ri anlaşmalannın durumunu adı- nın açıklanmasını istemeyen biı yetkiliye sorduk. Aldığımız yanı iyice çarpıcıydı: u Azerbaycan petrol şirketi AZ NEF'in Başkan Yardımcısı, Al> yev'in oğlu olan llhan Aliyev. Bü- tün kontratlan o imzakr. Hiç Idm- se de ondan hesap sormaz." IŞ BASIN ALONUEL(*) Israil yetkilileri, Türkiye- Suriye sınınnda tırmanan gerginlikten tsraıl'ı ayn tutmak için geçen hafta sonu yofun bir çaba harcadı. Israil'm hiçbir şekilde destek vermemesinı şaşkınlıkla karşılayan Ankara, Israil'in tavnnı "beklenmedik" bir tepki olarak degerlendirdi. Geçen üç yılda Türkiye ve Israil. bilerek veya bilmeyerek, iki ülke arasında yeni bir askeri ittifak oluşturuldugu izlenimi yarattı. tki ülkede de ordunun ilen gelenlerinin niyeti, büyük bir olasılıkla, potansiyel düşmanlan caydırmaktı. Her iki ülkenin dışişleri ise askeri boyutun fazla ön plana çıkarılmasının bölgeyi rahatsız ettiğinin, hatta karşı bir ittifak (Suriye ile Mısır arasında) yaratılmasına sebep olacağının farkındaydı. Israil silah anlaşmalan konusunda genellikle basına bilgi vermezken Türkiye ile ilişkilerde durum farklı oldu. Silah anlasmalannın detaylan bir yana, ortak tatbikata, denizci sayısına eşit bir gazeteci ordusu katılmıştı. Suriye, PKK'ye verdiği desteği arttırarak ve Türkiye karşıtı bir n Arap koali5\ onu yaratarak Mısır da (şimdi arabulucu), Israil Türidye'yi şaşırtü ettıgıni dünyaya kanıtlamaya çalışarak ittifaka tepki gösterdi. Genelde büyük riskler almaktan çekinen Şam, kuşaülmış duygusu altında PKK'yi güçlendirmeyi tercih etti. Deneyimli ve genellikle uyumlu bir önderliğe (Süleyman DemireL Mesııt Yıhnaz ve BûJent Ecevft üçgeni) sahıp Türkiye ise Suriye'nin dolaylı saldırganlığını tolere edemezdi. Eylül ortasında Kürt liderler Barzani ve Talabani arasında vanlan ve bağımsız bir Kürdistan'a gidebilecek olan Washington mutabakatınm da bu denklemde yen var. Israilli yerel bir yetkili, Müslümanlar arası savaştan lsrail'in kazançlı çıkacağını söylese de gerilimin sıcak bir çatışmaya dönmesi Israil'in Türkiye ile ilişkilerini tehlikeye sokar. îsrail'in tarafsız tutumu Türkiye'yi hayal kınklığına uğratacaktır. Arap dünyasınm Suriye'yi desteklemesi Ankara'nın Israil'le ilişkilerini yeniden gözden geçirmesine yol açabilir. Bu aşamada elimizden gelen çok bir şey olmasa da öğrenmemiz gereken bir ders var: O da, Israil-Türkiye ilişküerinin generallerden diplomatlara geçırihnesı gerektiği. Işe yaramaz, yalancı, dolandıncı sapığın iyi iş yaptığına inanıyorum 17EKIM'DE gazete bayilerinde ELAZIĞSULH HUKUKIVLAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo:199&36 MuhittmBulutveCevval Aga, Alı Muvafak, Emıoe, Nafia Zûlal aralanndakı or- taklığıo gidenlmesı davası sonucu taraflann mûştere- ken malik olduklan Elazığ Kûltûr Mahallesi, cilt 611, ada 38, parsel 1 !7'de kayitlı taştnmazın saoşı suretiyle ortaklığın gıderilraesıne ka- rar verilmiştir. 25.8.1998 tarih, 1998,1078 sayılı ışbu karar adresi tespit edilemeyen da- vahlar Cev^al Ege. Alı Mu- vaffak. Bûlent Efe ve Emıne Nafıa Zülal'e karar teblıgı makamına kaim olmak ûze- re ılanen tebiığ olunur. Basın: 47943 Elmek: [email protected] Fax: 0312. 46815 79 KASETI ÇIKTI TÜM KASETÇİLERDE Ehliyetimi, nüfus cüzdanımı ve öğrenci kimJigımi kaybettım, hükümsüzdür. GÜRKANKÖSE I.Ü.S.B.F. Öğrenci pasomu ve karnemı kaybettım. Hükümsüzdür. AÜK4YDARSOYSÜREN ANMA CEMAL SİMLİOVA KRİSTAL-İŞ SENDİKASI GENEL SEKRETERİ 1959-1997 13 Ekim 1997 günü görevi başında kaybettiğimiz Genel Sekreterimiz Cemal Simliova'yı anıyoruz. Anısını işçi hak ve özgürlükleri mücadelesinde, sınıfsız, savaşsız ve sömürüsüz bir dünya mücadelesinde yaşatacağız. Anma Töreni: 13 Ekim 1998 Salı Saat 12.30 Soğanlık Mezariığı KRİSTAL-İŞ SENDİKASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle